2030’lu yıllardan itibaren Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki F-16 ve F-4 2020 Terminatör uçaklarının yerlerini alması beklenen Milli Muharip Uçak / KAAN özelliklerine geçmeden önce, dilerseniz proje ne zaman başladı, nereden ilk uçuş aşamasına geldi? KAAN’ın özellikleri neler? Hepsini sizler için videoda ve yazımızda özetledik.
Milli Muharip Uçak KAAN projesi ne zaman başladı?
İlk olarak Milli Muharip Uçak MMU olarak bilinen projenin adı daha sonra KAAN olarak açıklanmıştı. Aslı eski Türkçe’ye dayanan Kaan ismi, “yönetici” ya da “Kralların Kralı” (Khagan) anlamına geliyor. KAAN Geliştirilmesi Projesi Sözleşmesi, SSB ile 05 Ağustos 2016 tarihinde imzalanmış olup başta ana yüklenici TUSAŞ olmak üzere, proje kapsamında görev alan tüm paydaşlar ile birlikte çalışmalar devam etmekte.
İmzalanan mevcut sözleşme, geliştirme ve üretim sürecinin bir parçası olan ön tasarım aşamasını kapsamaktadır. Söz konusu dönem içinde hava aracının tasarlanması, mühendislik, teknoloji, test altyapılarının ve sertifikasyon süreçlerinin geliştirilmesi, muharip uçak tasarım ve geliştirilmesine yönelik kabiliyet kazanılması amaçlanmaktadır. Zaten artık bu aşamaların çok ilerisine geçtik ve günümüzde KAAN ilk uçuşunu gerçekleştirdi.
TUSAŞ ile İngiltere merkezli BAE Systems arasında KAAN geliştirmesine yönelik ‘Ana İlkeler Sözleşmesi’ (Heads of Agreement) 28 Ocak 2017 tarihinde, anlaşma tutanağı ise 10 Mayıs 2017’de imzalanmıştır. TUSAŞ ve BAE Systems arasındaki iş birliği sözleşmesi 25 Ağustos 2017 tarihinde imzalanarak yürürlüğe girdi.
5. nesil savaş uçağı KAAN özellikleri
İlk uçuşunu gerçekleştiren KAAN, yeni nesil bir uçakta olması gereken düşük radar görünürlüğü, dâhili silah yuvası, yüksek manevra kabiliyeti, artırılmış durumsal farkındalık ve sensör füzyonu gibi teknoloji alanlarındaki kazanılacak kabiliyetlerle Türkiye; dünyada ABD, Rusya, Çin gibi, 5. nesil bir muharip uçağı üretebilecek altyapı ve teknolojiye sahip sınırlı sayıdaki ülkeler arasında yerini aldı.
Şöyle de bir parantez açalım henüz Rusya ve Çin’in 5. nesil savaş uçaklarının da kendilerine özel motorlarının üretimi tamamlanmış değil. KAAN, ilk uçuşunu F-16’da kullanılan General Electric firmasının ürettiği F110 motorunun çifti ile gerçekleştirildi. KAAN, çok rollü bir savaş uçağı olacağı için çift motorlu bir uçak.
Yoluna ilk başta F110 motoruyla başlayan ve ilk uçuşunu yapan KAAN, yerli motor geliştirme projesinin bitiminden sonra, yerli motor ile üretime devam edecek. Özgün Motor Geliştirme Projesi de farklı güçte motor çalışmalarıyla beraber başarılı bir şekilde devam ediyor.
KAAN’ın Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığının envanterinde bulunan diğer savaş uçakları, İnsansız Hava Araçları (İHA) ve Havadan İhbar ve Kontrol (HİK) gibi platformlar ve tedarik edilmesi planlanan diğer unsurlarla ortak çalışabilir şekilde görev yapması ve üretilecek uçakların 2070’lere kadar Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde yer alması öngörülmektedir.
5. ve devamında gelecek olan 6. nesil savaş uçaklarının en büyük özelliklerinden biri de, insansız hava araçları ile senkronize bir şekilde görevi yönetecek ana bilgisayar gibi görev yapabilmesi. KAAN da bu yeteneklere sahip olacak. 5. nesil çok rollü savaş uçağı olarak tasarlanan KAAN, hem hava hava hem de hava yer görevlerini hem üstün yeteneklerle hem de başarılı bir şekilde gerçekleştirmek için tasarlanıyor.
Milli Muharip Uçak KAAN ile sağlayacağımız avantajlar
Bir uçak satın almak demek, bir platform satın almak diyebiliriz. Uçakların motorlarından tutun, gövde parçalarına kadar, attığı hava hava ve hava yer mühimmatlarına kadar pek çok parçasını da platformla beraber satın alıyorsunuz.
Yerli uçağımız sayesinde kendi ürettiğimiz mühimmatları, KAAN’da sınırlama olmadan kullanabileceğiz. Bazı etkili mühimmatlarımızı F-16 Viper gibi ya da başka uçaklarda kullanamayabiliyoruz. Çünkü her uçağın ya da her sürümün kaynak kodları açılmayabiliyor.
Bu da alırken ki anlaşmalara göre değişebiliyor. Hem ekonomik olarak hem özgürlük olarak hem de yetenek ve kabiliyet olarak yerli uçak kullanımının önemi oldukça fazla.
Milli Muharip Uçak KAAN özellikleri
- Uzunluk: 21 m
- Kanat açıklığı: 14 m
- Yükseklik: 6 m
- Güç kaynağı: 2 × General Electric F110-GE-129 artyakıcı turbofan
- Artyakıcı olmadan itki gücü: 2 × 17.155 pounds-force (76 kN)
- Artyakıcı ile itme gücü: 2 × 29.400 pounds-force (131 kN)
- Servis tavanı: 55.000+ ft (17.000 m)
- Azami hız: 1.8 Mach (2.210 km/sa; 1.190 kn)
- G limitleri: +9g / -3.5g
- Aviyonikler:ASELSAN’ın yerli AESA radarı bütünleşik RF sistemi (BÜRFİS)
- SAR (Sentetik açıklıklı radar sistemi)
- IRST (Kızılötesi arama ve takip) sensörü
- EOTS (Elektro-optik hedefleme sistemi)
- Kaska monteli nişangah sistem
- Diğer özellikler;
- Yüksek manevra kabiliyeti ve güçlü bir itki sistemi
- Süperseyir kabiliyeti
- Uzun harekat yarıçapı
- Radarda düşük görünürlük
- Sensör füzyonu
- Gelişmiş veri bağı kabiliyetleri
- Yüksek hassasiyete sahip mühimmatlar atabilme kabiliyeti
Elhamdülillah 🤲🏽
Videonun sonuna doğru, uçağın yanında kutlama yapanlardan birisi şarap sıkıyor sanki, ben mi yanlış görüyorum…Şarap değilse bile, neden öyle bir kutlama yapılıyor ki, oturup Hazerfen Çelebinin, Ali Kuşçu’nun ruhlarına birer Fatiha okusalar ya…
Manyak mısın oğlum sen
İnşaallah hep daha iyiye
Uçağın büyüklüğü küçüklüğü yeni nesil uçaklarda çok büyük bir sorun değil. Elinizdeki ekipman, kullanacağınız atış kontrol ve avionik sistemler, gövde içi silah sistemleri, kullanacağınız motor sayısı ve gücü, bu uçağa yaptırmak istediğiniz görev türleri, bu uçaktan gelecekteki beklentileriniz vb.sebebler uçağın yapısal ebatlarını belirler. Demekki mevcut program uçağın bu ebatlarda olmasını gerektirmiş. Unutmayalım biz her görev türüne uygun uçak yapacak ekonomiye sahip değiliz. Bu uçak yeni nesil olmasına rağmen envanterimizdeki f16-f4 gibi uçakların hava önleme, av bombardıman, keşif, çoklu görev vb. Lerini yapacak. 1980 lerde başlayan kendi uçağını kendin yap sloganlarının meyvesi. Geçmişten günümüze emeği geçen herkese teşekkürler.