Sabunların ve çeşitli deterjanların kullanım alanı farklı olsa da hepsi antivirüs özelliği sayesinde bizi zararlı mikroplardan arındırır. Şu anda dünyamız bir pandemi ile baş etmeye çalışırken hijyenin önemi de bir kez daha anlaşıldı. Dünyanın dört bir yanında sağlık yetkilileri ve hükümetler vatandaşlarına “temizlik” ve “el yıkama” önerisinde bulunuyor. Peki, hücrelerimizde virüsleri öldüren bir özellik olsa? Bilim insanları insan hücrelerinde sıra dışı bir özellik keşfetti.
Hücreler antivirüs sabun benzeri madde üretiyor
Yale Üniversitesi Howard Hughes Tıp Enstitüsü araştırmacıları Science dergisinde yeni bir çalışma yayımladı. Çalışmaya göre, bakteri istilacılarıyla karşılaştıklarında bazı insan hücreleri şaşırtıcı bir madde yayıyor; sabun. Bu şaşırtıcı hücresel savunma stratejisi, yeni antibiyotiklere ilham verebilir.
Yale Üniversitesi Howard Hughes Tıp Enstitüsü araştırmacısı immünolog John MacMicking çalışma hakkında konuştu. Araştırmacı, “Antikorlar veya beyaz kan hücreleri gibi bağışıklık sisteminin ‘profesyonel’ oyuncuları çok dikkat çeker. Ancak tüm hücrelerin enfeksiyonla mücadele etme yeteneği var.” dedi.
MacMicking’in de açıkladığı gibi bu antivirüs hücreler bağışıklık sisteminin bir parçası değil. Hücreler, bakterilerin iç zarlarının parçalarını çözen deterjan benzeri bir protein salgılayarak infiltratörleri öldürüyor. MacMicking, “ilkel bir savunma sisteminin” parçası olmalarına rağmen bu hücresel savunmaların göz ardı edildiğini söyledi.
Genellikle, non-immün (bağışıklık sisteminde yer almayan) hücreler, enfeksiyonlarla savaşmak için ‘profesyonel meslektaşları’ndan gelen uyarılara güvenir. Yabancıları tespit ettikten sonra, özel bağışıklık hücreleri interferon gama isimli bir sinyal yayar. Bu sinyal, boğazı ve bağırsakları kaplayan ve genellikle patojenler tarafından hedeflenen epitel hücreleri de dahil olmak üzere diğer hücreleri harekete geçirir.
MacMicking ve ekibi, insan epitel hücrelerinin laboratuvar versiyonlarını bu bilgiye dayanarak test etti. Hücrelerin besin açısından zengin iç kısımlarını kullanabilen Salmonella bakterileriyle enfekte ederek bu eylemin moleküler temelini aradılar. Ardından ekip, enfeksiyona karşı bir miktar koruma sağlayan hücreleri aramak için 19 binden fazla insan genini taradı.
APOL3 ve GBP1 proteinleri
APOL3 adlı bir proteine sahip bir gen göze çarpıyordu. Bu gen devre dışı bırakıldığında epitel hücreleri, interferon gamanın uyarısına rağmen Salmonella enfeksiyonuna yenik düştü. Araştırmacılar yüksek güçlü mikroskopi ile konakçı hücrelerin içinde hareket halindeki APOL3 moleküllerini yakınlaştırdı. Bu antivirüs proteinin istilacı bakterileri topladığını ve bir şekilde onları öldürdüğünü buldular.
Bir içi ve bir dış zar tarafından korunan Salmonella, dayanıklı mikroplardır. Bu çift katman bakterinin öldürülmesini zorlaştırır. Ancak yeni çalışmalar, APOL3 ve bir başka molekül GBP1‘in nasıl birlikte çalıştığını ortaya çıkardı. GBP1 bir şekilde bakterinin dış zarını gevşetiyor. Ardından APOL3 çözünerek iç lipid zarını yeniyor.
MacMicking, böyle bir molekülün konakçı zarları da çözebileceği göz önüne alındığında, “İnsan hücrelerinin içinde deterjan benzeri aktivite bulmak bizi biraz şaşırttı.” dedi. Ancak araştırmacılar APOL3’ün bakterilerde bulunan lipidleri özellikle hedeflediğini buldu. Ayrıca aktivitesinin, memeli hücre zarlarının ortak bileşeni kolesterol tarafından bloke edildiğini ve insan dokularını etkilenmediğini keşfettiler.