Intel’in rekabet gücünü artırmak için yürüttüğü dönüşüm süreci, eski üst düzey yöneticilerden gelen dikkat çekici bir öneriyle yeni bir boyut kazandı. Şirketin geçmişteki önemli isimlerinden Charlene Barshefsky, Reed Hundt ve James Plummer tarafından kaleme alınan makalede, Intel’in halka açık statüsünden çıkıp özel bir şirkete dönüşmesi gerektiği ifade edildi.

Intel borsadan çekilecek mi?

Önerinin temelinde, Intel’in mevcut yapısının uzun vadeli teknoloji geliştirme hedeflerini sekteye uğrattığı düşüncesi yer alıyor. Halka açık bir şirket olarak kısa vadeli finansal baskılarla hareket etmek zorunda kalan Intel’in, ürün geliştirme süreçlerinde yeterli esnekliğe sahip olmadığına dikkat çekiliyor.

Özel şirket statüsüne geçildiğinde ise bu baskılardan kurtularak, özellikle yapay zekâ gibi öncelikli alanlarda daha agresif bir büyüme stratejisi izleyebileceği öne sürülüyor.

Makalede ayrıca, Intel’in döküm bölümünü ayrı bir yapıya dönüştürmesi gerektiği belirtiliyor. Bu hamleyle, özellikle TSMC’ye alternatif arayan çip tasarımcılarına güçlü bir seçenek sunulması hedefleniyor. Aynı zamanda özel şirket yapısı sayesinde, sektördeki yapay zekâ mühendislerine daha yüksek maaş teklifleriyle yetenekli çalışanları bünyesine katabileceği vurgulanıyor.

Ancak bu önerinin uygulanması, ciddi operasyonel ve finansal zorlukları beraberinde getiriyor. Halka açık bir şirketin tamamen özelleştirilmesi; hisse geri alımı, yatırımcıların kaygıları ve yüksek maliyetli yapısal değişiklikler gibi çok sayıda engel içeriyor.

iPhone 17 Pro Max elimizde! Detaylıca İnceledik!

iPhone 17 Pro Max elimizde! Detaylıca İnceledik!

Apple'ın yeni canavarı iPhone 17 Pro Max elimizde. Teknoloji devi bakalım bu yıl bizlere ne gibi yenilikler sunuyor?

Buna rağmen, yakın zamanda ABD hükümetine yüzde 10, Nvidia’ya ise yüzde 4 oranında hisse satışı gerçekleştiren Intel’in rotasında köklü değişiklikler yapması gerektiği yönündeki görüşler güç kazanıyor.

Yöneticilerin önerisi, Intel’in Nvidia ile gerçekleştirdiği stratejik iş birliği ve ABD’nin yerli çip üretimini artırmaya yönelik baskılarıyla birlikte değerlendirildiğinde, şirketin geleceği açısından ciddi bir tartışma konusu oluşturuyor.