2011 yılındaki Fukuşima felaketinden sonra Japonya nükleer enerjiden uzaklaşmıştı. Bu süreçte fosil yakıtları daha fazla kullanmaya başlayan ülke, küresel çapta yaşanan enerji sorunlarının ardından kararını değiştirmiş gibi görünüyor.
Japonya yeni nükleer santraller kuracak
Gelişmelerin ardından Japonya, 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonu hedeflerini gerçekleştirmek adına nükleer stratejisini değiştiriyor. Japonya bu konuda iki yeni politika izleyecek. Buna göre ilk olarak mevcut nükleer santrallerin ömrünü uzatmayı amaçlayan ülke, aynı zamanda yeni nesil tesisler inşa edecek.
Japonya’nın planladığı 4. nesil veya küçük modüler reaktörler olarak adlandırılan yeni santraller çok daha ucuza mâl olacak. Geçtiğimiz yıl Çin benzer bir santrali devreye sokmuştu. Nükleer fisyonun üretebileceğinden daha fazla ısıya dayanabilen bu reaktörlerde erimenin gerçekleşmemesi de bir diğer avantaj. Benzer tesislerin ABD’de X-Energy adlı bir şirket tarafından geliştirildiği de biliniyor.
Japonya’nın bu hamlesi ile nükleer enerjiye bakışın da değiştiği görülüyor. Büyük riskler barındırıyor olsa da nükleer enerji elektrik üretmek için en güvenli yollardan biri olarak kabul ediliyor. Benzer miktarda enerji üretmek için kullanılan kömürün çevreye çok daha fazla zarar vereceği ifade edilirken, nükleer santrallerin karbon salınımın ise sıfıra yakın olduğunun altı çiziliyor.
2000’li yıllarda Japonya’nın elektriğinin yüzde 30’unu sağlayan nükleer enerji, Fukişima’da yaşananların ardından ikinci plana atılmıştı. 2021 yılında Japonya’nın elektriğinin sadece yüzde 7’si nükleer santrallerden sağlanırken, 2030 yılına gelindiğinde bu oranın yüzde 20’lere çıkarılması planlanıyor.
İklim değişikliklerinin kendisini göstermesi ile birlikte devletler karbon salınımını azaltmak istiyor. Karbon salınımını en aza indirmek için akla gelen ilk yöntem ise nükleer enerji oluyor. Peki siz Japonya’nın nükleer programı hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.
Japonya’nın nükleer enerjiye yaklaşımına kesinlikle katılıyorum. Günümüzde karbon salınımı nükleer enerjiden daha da tehlikeli bir hal almaya başladı. Önce var olanlardan en iyi şekilde yararlanabilme düşüncesi benim temel ve öncelikli prensibimdir.
Ülkemizde de nükleer santralleri yaygınlaştırmak lazım.
Yanlış hesap bağdat tan döner.
O bagdat bu günkü bagdat değil..o zamanın bagdatında,zindanda kalmış âlimler,bisri hafi,hasan basri,imamı şafî,abdülgadir geylanî daha belirtemediklerimiz bulunmakta idi..şimdiki bagdat ,batılı canavarların türettikleri bahanelerle sarsılmakta..hesap mesap devrinin sonunu getirememekte…
Helal oldun doğru söze ne hacet.
Her ülkenin kendine göre stratejisi var. Bizimkisi toryum yakıtlı ergimiş tuz reaktörü üzerine kurulmalı. En çok parayı bu alana yatırmamız gerektiğini düşünüyorum çünkü bizde uranyum yok, toryum var. Bu işi bir çözseler rahmetli Prof. Dr Engin Arık’ın hesabına göre Türkiye’nin 150 yıllık enerji ihtiyacını karşılayacak toryum var bizde. İşte o zaman ekonomik kriz falan kalmaz tam bağımsız oluruz.
Bizimkiler önce temel ihtiyaç maddelerinin sabitlenmesi için gerekeni yapsınlar da uzaya sonra çıksınlar kardeşim 🙂
Ne alaka bu konunun uzayla ne ilintisi var ? Hükümetin uzay proğramıyla ilgili ne kadar bilgin var mesela uzay proğramını fantazi olarak mı görüyorsun ? Bazı şeyler zamanında yapılmadığı için şimdi devlet bir an önce yapmak için yırtınıyor. Memleketin doğru dürüst yolu yoktu yolu.80 Yıl bir kilometre demiryolu yapılmamış .2001 de dünyada krizmi olmuştuda bir gecede tepetakla olmuştuk.Dünya enerji diye birbirini yiyor sen hala dananın buzağısını arıyorsun…
Yavrum o 80 yıl bu ülkenin başında sen ve senin düşünce yapın’da ki insanlar vardı. yani Amerika için hevlayan itler vardır
Milli mücadelede sevkiyatta çekilen acılar üzerine,1929-1942 yılları arasında Bağdat demiryolu ve hicaz demiryolunun büyük bir kısmının bizden ayrılan ülkelerde kalması (suriye-ürdün-arabistan,ırak) ve ülke ihtiyaçlarına binaen eskisehir-samsun-ankara, ankara-sivas-erzincan-erzurum-kars,eskisehir-konya-malatya-siirt/Kurtalan,ankara-kayseri-malatya-elazıg-musbitlis-tatvan hatları yapıldı (4890km)…
Uzaya çıkınca neoluyor
Başın göğe mi yükseliyor
Önce bu dünyada nasıl yaşanır onu düşün sonrada ahiretini
Uzaya çıkmak seni bir bok
etmez….
Bizde uranyum var.
Paran varsa; 1-0 galip baslarsın. Teknolojin varsa; 2-0 .. yap gitsin o zaman.
Kim takar senin prensibini 🙂
japonya ada ülkesi, gel-git etkisinden ya da rüzgar enerjisi potansiyelini kullanması daha iyi olurdu.
fosil yakıtlar ve nükleer enerji doğadaki bir maddeyi ısı enerjisine çevirerek küremizin ısınmasına sebep olmaktadır. enerji fiziksel yolla üretilmeli kimyasal yolla değil, işte o zamana en temiz enerji üretilebilir.
Japonlar yapar, doğru bir karar.
Türkiye’nin de nükleer santral yatırımlarını arttırması gerekli. Gelişen ülke olduğumuz için enerji ihtiyacımız gün be gün artıyor ve ülkece enerjide dışa bağımlılığımız çok yüksek.