Özellikle internet üzerinden dijital yazılım ya da video oyunu alışverişinin artmasıyla birlikte hayatımıza giren bir kavram “DRM”. Daha önceleri buna “korsan koruması” diyorduk. Aslında yabana atılacak bir sistem değil, zira özellikle video oyunu firmaları, SecuROM ve benzeri DRM sistemlerine çuvalla para döküyor. Üstelik korsan yazılımla mücadele için yapılan bu yatırımlar, tüketicilerden hiç de iyi eleştiri almıyor. En son örneği Spore‘da bulunan ve yükleme kısıtlaması getiren kopya koruma sistemi, oyunu orijinal alanların da mağdur duruma düştüğü gerekçesiyle adeta topa tutuldu. Oysa gerçekçi düşünüldüğünde, herhangi bir takıntısı olmayan hiçbir oyuncu, aynı oyunu üç(ya da beş diyelim) kez tekrar tekrar kurmaz.
:: Spore iyiydi de DRM’si kötüydü ::
Ne Kadar Etkili?
Video oyunlarıyla veya yazılımlarla az çok ilgili olan herkes bilir ki, istediği kadar sıkı korunsun, her yazılım er ya da geç mutlaka kırılır ve torrent ağlarına düşer. Peki bu bilinirken, DRM koruma sistemleri neden halen yazılım evlerinin en çok masraf yaptığı kısım olarak görünüyor? Sebebi aslında, ülkemizde uygulanan sigara yasaklarını akıllara getiriyor. Zira eğer herhangi bir kopya sistemi kullanılmazsa, bilgisayarında en basit DVD kopyalama programı bulunan ve yaptığının aslında yasa dışı olduğunun farkında bile olmayan temel seviyedeki kullanıcılar da kolay yolu seçecek. Yani bu biraz “ölümü görüp sıtmaya razı olmaya” benziyor. Şu haliyle bir oyunu korsan oynayabilmek için gerekli torrent bağlantılarının bulunması ve “crack’leme” (ya da kürekleme) işleminin yapılması lazım ki, temel düzeyde bir bilgisayar kullanıcısını biraz aşan işlemler bunlar.
Firmalar Uyanıyor
Yine de Ubisoft ve diğer firmaların kullandığı SecureROM ve diğer DRM sistemleri, gereksiz masraf gibi görünmekten kurtulamıyor. Ancak bazı şirketler de, yapılan bu masrafın boşa gittiğini ve DRM’nin torrent karşısında asla rakip olamayacağını çözmüş olmalı ki, “kopya koruma” işlemini çok daha basit yöntemler ile geçiştiriyor. Örneğin Bethesda, muazzam başarı yakalayan Fallout 3‘e korsana karşı sadece basit bir disk kontrolü koymuş durumda. Bu da aklıma bir Aral yetkilisinin sözünü getiriyor: “Lisanslı oyunun doğrudan alternatifi korsan değil, çünkü bugün 1000 kişi korsandan vazgeçse, bunun yerine orijinal oyun alacak olanların sayısı birkaç düzineyi geçmez.” Bakalım yazılım firmaları, DRM konusunda başka ne gibi adımlar atacak.
Bu yaziyi okuduktan sonra aklima guzel sayilabilecek bir fikir geldi!
Internette reklamlarin site sahiplerine getirisi tiklama & izlenme oranlarina gore belirlenmiyor mu?
oyun firmalari, oyunlari dusuk fiyatla cikaripta, oyunlarin icine reklam alsalar?
eger korsan kopya edinme orani orjinal kopya edinme oranina gore daha fazlaysa – ki fazla! boylelikle, reklamlarin ulastigi kesimde fazlalasir 🙂
ayni zamanda oyun fiyatlari dustugu icin orjinal oyun alma orani artar 🙂
reklamlarin ulastigi kesim fazlalasinca, oyun firmalari reklamlardan daha fazla para kazanir 🙂
reklam veren firmalarda, cok daha fazla bir potansiyele ulasirlar 🙂
ve kopya korumasi yerinede bi kontrol sistemi yazilsa,
korsan kopyada reklamlar dursun, orjinalde durmasin seklinde? Bu kontrol sistemi kopya korumasindan farkli olacagi icin, kullanicilar site site dolasip,oyunlari calistirabilmek icin ihtiyaclari olan crack dosyalarini ararken tonla virus-spyware isine bulasmazlar.
Bilgisayarlar temiz kalir, global olarak bilgi guvenligi denen sey daha yuksek kademeye gelir internet trafigi azalir, kimbilir sansurlu sitelerde yeniden acilabilir belki!
Bir nevi, korsan sayesinden daha iyi bir dunya yaratmak gibi bisey 🙂
Ha tabi etiği falan bi kenara bırakırsak 🙂
“Video oyunlarıyla veya yazılımlarla az çok ilgili olan herkes bilir ki, istediği kadar sıkı korunsun, her yazılım er ya da geç mutlaka kırılır ve torrent ağlarına düşer.”
Su an icin belki gecerli olmayacakta, 10 sene sonrasi icin bisey ifade edebilir :
100-200 firmaya karsi internet camiasinin yarisindan fazlasi.Korsan Kazandi, Savas Bitti:D
Artik Savasmayi Birakip, Birlikte Yasamayi Ogrenmelisiniz.
TuX