Bir insan ile işletim sisteminin aşkını anlatan Spike Jonze filmi Her’ü hatırlayanlarınız vardır. İzlediğinizde belki bu olay size saçma gelmiş olabilir ancak yeni yapılan bir araştırmaya göre kullanıcılarda bu duruma doğru bir gidişat var.

Bixby nedir? Nasıl kullanılır?

Siri ve Alexa gibi dijital asistanlarla hayal kuruyorlar

Mindshare ve JWT Innovation Group tarafından yapılan “Speak Easy” adlı bir trend raporu sonucunda 1,000 kişilik bir grubun neredeyse yüzde 25’inin sesli asistanlar ile ilgili hayaller kurduğu ve oldukça ateşli sohbetler yaptığı ortaya çıkmış durumda.

Speak Easy’e göre sesli etkileşim klavye, fare veya ekrana göre çok daha fazla heyecan eğilimi yaratıyor ve gelecekte bu eğilim çok daha ileri boyutlara taşınacak. Raporda, teknoloji ile olan ilişkimizde arada daima bir şeyler olduğu ancak şimdi en doğal ve sezgisel etkileşim biçimi, yani ses için hazır olduğumuz ifade ediliyor. Sesle etkinleştirilen bir dünyanın yükselişinin, teknolojiyle daha yakın ve daha samimi olmamızı sağlayacağına da vurgu yapılıyor.

17-04/07/sesli-asistan-iliski-02.jpg

Bulgular, ses teknolojisinin daha çok özel alanlarda kullanıldığını gösteriyor. Araştırmaya katılanların yüzde 22’si, sanal asistanlarla dışarıda konuşmanın aptalca hissettirdiği söylüyor. Öte yandan insanların gizliliklerini sağladıkları bir ortamda çabucak değiştikleri ve katılımcıların yüzde 60’tan fazlasının, sesli yardımcılar olabildiğince insan gibi etkileşime geçtiğinde, teknolojiyi her zaman kullanacaklarını belirttiklerinin altı çiziliyor. Hatta katılımcıların üçte birden fazlası, sanal yardımcıları gerçek bir insan olmalarını isteyecek kadar çok kullandıklarını bile söylüyor.

Raporda, İnsanlar ve makineler arasındaki romantik fantezilere bile yer verildiğini de belirtmeden geçmeyelim. İpucu olarak, kullanıcıların dörtte birinin sesli yardımcılar ile olan ilişkilerini bir sonraki seviyeye taşımak konusunda oldukça cüretkar olduğunu söylemek gerek.

 “Speak Easy” raporunun tamamına bu adresten erişebilirsiniz.

:: Kullanıcıların sesli asistanlarla ilgili bu yaklaşımları konusunda ne düşünüyorsunuz?