NASA, Jüpiter’de şimdiye kadar görülen en enerjik ışığı tespit etti ve bu, 30 yıllık Jüpiter gizemi için yolun sonuna gelindiği anlamına geliyordu. NASA’nın Nükleer Spektroskopik Teleskop Dizisi (NuSTAR) uzay gözlemevini kullanan araştırmacılar, X-ışını radyasyonu olan ışığın aynı zamanda Dünya dışındaki bir gezegende görülen en yüksek enerjili ışık olduğu da ifade edildi.

NASA, 1992’deki Ulysses güneş çalışma misyonunda Jüpiter gezegenin yanından uçtuğunda neden X-ışınları görmediğini anlayamamıştı. Ancak yeni çalışmada ortaya çıkarılan yüksek enerjili ışık bu gizemin çözülmesine yardımcı oldu.

NASA, ISS’nin yerden çekilen en net görüntülerini derledi!

NASA, ISS’nin yerden çekilen en net görüntülerini derledi!

NASA da ISS'nin bugüne dek yeryüzünden çekilen en net görüntülerini Twitter üzerinden bir araya getirmeye başladı.

30 yıllık Jüpiter gizemi neydi?

Bu, X-ışınlarının Jüpiter’de ilk kez görülmesi değil: NASA’nın Chandra X-ışını gözlemevi ve Avrupa Uzay Ajansı’nın XMM-Newton gözlemevi, dev gezegendeki auroralardan gelen düşük enerjili X-ışınlarını daha önce gözleme şansını yakalamıştı.

Jüpiter’in kuzey ve güney kutuplarında meydana gelen auroralar, gezegenin volkanik uydusu Io’dan gelen ve gezegenin manyetik alanı tarafından kutuplara doğru hızlandırılan iyonlar tarafından yaratılır. İyonlar Jüpiter’in atmosferiyle etkileşir ve aurora ışık gösterileri yaratır. 2016 yılında Jüpiter’e ulaşan NASA’nın Juno uzay aracı, Io’dan gelen elektronların da gezegenin manyetik alanıyla etkileşime girdiğini buldu.

Bilim adamları, Io’dan gelen bu elektronların gezegenin auroralarından bile daha güçlü X-ışınları yaratabileceğinden şüpheleniyor. NuSTAR gözlemleriyle araştırmacılar, Io’nun elektronlarının gerçekten de yüksek enerjili X-ışınları yarattığını ilk kez doğruladı.

2012 yılında uzaya fırlatılan NuSTAR, kozmosu yüksek enerjili X-ışınlarında inceleyen uzay tabanlı bir X-ışını teleskopudur. Columbia Üniversitesinde astrofizikçi ve çalışmanın baş yazarı Kaya Mori yaptığı açıklamada, “Gezegenlerin NuSTAR’ın tespit ettiği aralıkta X-ışınları üretmesi oldukça zor.” dedi ve şöyle devam etti:

“Ama Jüpiter’in muazzam bir manyetik alanı var ve çok hızlı dönüyor. Bu iki özellik, gezegenin manyetosferinin dev bir parçacık hızlandırıcı gibi davrandığı anlamına geliyor ve bu daha yüksek enerji emisyonlarını mümkün kılıyor.”

Görüşlerinizi yorumlar kısmında ve SDN Forum‘da bizimle paylaşabilirsiniz.