“Her gün ev ve iş yerimiz arasında kullandığımız otomobiller bizleri kanser tehlikesi ile karşı karşıya bırakıyor!” sloganı ile haberimize başlamak istedik. Bu ve buna benzer birçok haberi sosyal medya platformlarında “yalan haber” olarak gördünüz. Ancak bugün anlatacaklarımız Amerikan Kimya Derneği (ACS) tarafından ortaya konulmuş bir rapora dayanıyor. İşte otomobil döşemelerindeki kanser tehlikesi ve detayları..
Amerikan Kimya Derneği (ACS): Otomobil döşemeleri tehlike saçıyor!
Otomobil kullanmak daha doğrusu genel olarak tüm motorlu taşıtları kullanmak belirli oranlarda riski de beraberinde getirir. Bu riskler arasında kaza, yaralanma, sakat kalma vb. durumları sayabiliriz. Ancak kanser olma maddesini de eklesek sanırım biraz abartıya kaçıyor oluruz. Konuyla ilgili olaraksa Amerikan Kimya Derneği (ACS) bir araştırma yayınladı.
Araştırmanın sonuçlarına baktığımızdaysa otomobil döşemelerinin bizleri her gün kanser tehlikesi ile karşı karşıya bıraktığını görüyoruz. Buna göre otomobil markalarının araç kabinlerindeki yangınları önlemek amacıyla kullandıkları maddeler bizleri kanser yapıyor. Bu maddeler genelde otomobil döşemelerine boyama esnasında uygulanıyor ve araç içindeki yangın durumlarında koltukların, halıların geç tutuşmasını sağlıyor.
Aslında sürüş ve can güvenliği için oldukça faydalı olan bu maddelerin farklı bir yönü keşfedildi. Bahsi geçen maddeler fazla ısıya maruz kaldıklarında araç içerisine kanser yapma eğilimi gösteren bir gaz yayıyor. Bu gazı solumak ise oldukça zararlı ve tehlikeli. Araştırma 2015 ve daha yeni modele sahip 155 otomobil kullanıcısı ile birlikte yapıldı.
Test sonuçlarında yanılma olmaması için 101 adet test kışın, 54 adedi ise yazın yapıldı. Bahsi geçen zararlı madde TCIPP olarak bilinen tris (1-kloro-izopropil) fosfat araçların yüzde 99’unda bulundu. Havaya gram başına 0,2 ila 11.600 nanogram zararlı madde salan bu gazın yararlarının yanında kansorojen etkisini de göz önünde bulundurmakta fayda var.
Konuyla ilgili alınabilecek önlem ise şu an için araç içini sık sık havalandırmaktan geçiyor. Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar bölümünde belirtmeyi unutmayın…