Fennec Maemo İçin Güncellendi

Sizlerle daha önce burada yer alan yazımızda Çöl Tilkisine dair detaylı bir inceleme yazısını paylaşmıştık. Nokia ‘nin internet tableti olarak adlandırdığı Maemo’lu N900’ün şanına yakışır bir performans sergileyen Fennec, bilgisayarları aratmayacak kadar başarılı bir mobil web tarayıcı olduğunu daha ilk versiyonlarından itibaren gösterdi.

Yeni sürümler üzerinde çalışmalarına tüm hızıyla devam eden ekip, yazılımın 5. Beta yayınını da an itibari ile indirilmeye açtı. Henüz emekleme aşamasında bir yazılım olmasının da getirdiği sorunları aşmaya çalışan Fennec, yeni sürümde de yüzlerce hata düzeltmesine ve güvenlik önlemlerine sahip. Ayrıca yazılımın sistem kaynaklarını daha etkili kullanması konusunda da önemli adımlar atılmış durumda.


Hatırlanacağı üzere burada yer alan yazımızda Fennec’in Android versiyonu üzerinde çalıştığını duyurmuştuk.

Ekip, kararlı sürüm çıkana kadar birçok farklı beta versiyonun kullanıcılarla buluşacağını, yenilikleri ve düzeltmeleri vakit kaybetmeden indirilmeye hazır hale getireceklerini de belirtmeyi ihmal etmemiş. Fennec’in güncel sürümüne an itibariyle burada yer alan Firefox Mobile sayfasından erişebilirsiniz.

:: Fennec’i bilgisayarınızda test ettiniz mi? Deneyimlerinizi SDN üyeleri ile paylaşın.

Güvenli Web Günü

İnternet hepimizin hayatında büyük bir yer kaplıyor. Kişisel amaçlar ya da iç kullanımı için günde en azından 6 saatimizi internette harcıyoruz. Bu yüzden sanal dünyadan gelecek olan tehlikelere en azından gerçek dünyadakiler kadar dikkat etmemiz gerekiyor.

Avrupa Komisyonu dijital tehlikelere karşı insanları bilinçlendirmek için 2004 yılında 23 Şubat’ı dünya Güvenli İnternet Günü ilan etmişti. Organizasyon bu yıl ilk kez olarak ülkemizde de gerçekleşecek.

Her konu farklı bir oturumla anlatılacak

Insafe firması tarafından düzenlenecek olan organizasyonda,gün boyunca farklı kategoriler de halkı bilinçlendirmeyi hedefleyen seminerler düzenlenecek.

Toplantıların ana konusu, çocuklar için internet, sosyal ağlarda özel bilgilerin paylaşımı gibi konulardan oluşuyor. Organizasyonla ilgili ayrıntılı bilgiyi bu adresten alabilirsiniz.

:: Sizce internet ne kadar güvenli?

Aliens vs. Predator Beta İnceleme

Bundan yaklaşık 10 yıl önce, 1999’da ilk defa PC platformunda boy gösteren Aliens vs. Predator, sinema dünyasının iki fenomenini karşı karşıya getirmişti. Bir yanda kült Alien filminin korkunç yaratıkları, diğer yanda ise üstün uzaylı teknolojisine sahip Predator filminin avcıları…

Bu hikayeye yem olarak insanları da katan Rebellion firması, döneminin başarılı oyunlarından birine imza atmıştı. Aynı adlı sinema filmlerinin de gelmesiyle, Aliens vs. Predator adı, hemen hemen yaştan oyuncu ve seyirciye ulaştı… Bu bilindik başlığı yeniden sahalara döndürmeye karar veren Rebellion, basına özel ön inceleme sürümünü yayınladı!

{pagebreak::Yaratıklar Test Merkezimizde}

Yaratıklar Test Merkezimizde

Tamamlanmış versiyonu 19 Şubat’ta Avrupa’da olacak olan Aliens vs. Predator, kısıtlı grafik ayarı ve bölüm seçeneğine sahip ön inceleme sürümüyle test merkezimizdeydi. Evvela Options menüsünü ziyaret ederek başladık incelemeye. Maalesef elimizdeki sürümde, bazı grafik ayarları maksimum seviyeye getirilemiyor. Hatta Low’da sabit kalıyor.

Bu yüzden yapımın en iyi görsellerini göremedik. Hatta DirectX 11 desteğini bile test etmek şimdilik mümkün değil. Bunu oyunun tam sürümü satışa sunulduğunda deneyimleyeceğiz. Ayarları tamamladıktan sonra, oynanabilir senaryolara adım atıyoruz. Oyunun adından anlaşılamayacağı (Evet, anlaşılamayacağı) üzere, Aliens vs. Predator’da 3 ırk bulunuyor. Aliens ve Predator’un haricinde İnsan ırkı da bu cehennemin yolcuları arasında… Seçimimizi yapıp, oyuna başlıyoruz…

{pagebreak::Predator}

Predator

En merak edilen ırkların başında gelen Predator, tıpkı film serisinde gördüğümüz tüm silahlara sahip. Tutorial bölümüyle başladığımız maceraya, yaratıkları doğrayarak devam ediyoruz. Bir yandan yeteneklerimizi keşfe çıkıp, bu vahşi dünyada hayatta kalmak için kuralları ezberliyoruz.

Plasma silahından tutun da uzun sıçrayışlara, yakın dövüş esnasında bitirici hareketlerden görünmez olmaya kadar her türlü detay düşünülmüş. Ayrıca iki Predator’un karşılıklı konuşması da, tıpkı filmlerdeki gibi onlara has bir dilde gerçekleşiyor. Yakın dövüşte de bir hayli başarılı olan Predator’lar, özel görüş şekilleri sayesinde, ormanlık arazilerde uzaktaki canlıları bile rahatlıkla tespit edebiliyor. Dolayısıyla avlarını avlamakta hiç zorlanmıyorlar.

{pagebreak::Alien}

Alien

En önemli özelliği çeviklik olan Alien ırkının ciddi bir dezavantajı var. İnsanın estetik kaygıları nedeniyle diğer ırklara nazaran yaratıkların daha az seçileceğini düşünüyorum. Hızlı hareket edebildiği gibi, duvarlarda yürüme ve ani saldırılar düzenleme gibi yetenekleri bulunan Alien, kuyruğu sayesinde düşmanının dibine girmeden işini bitirebiliyor.

Korkutucu çığlıklarıyla özellikle insanların dikkatini dağıtan yaratıklar, karanlık köşelerde saklanabiliyorlar. Böyle durumlarda insanların gözünden kaçan Alien’lar, yalnızca Predator’un özel görüşüne yakalanıyor. Cesetleri ısırarak enerji toplayan bu ırk, özellikle insanların korkulu rüyası gibi görünüyor…

{pagebreak::İnsan}

İnsan

Oynaması en zevkli ırk, kuşkusuz ki İnsan (Oyundaki adı Colonial Marines). Zira düşmanlarınızın ikisi de sizden bir hayli güçlü olduğu için, siz ortalarda yem gibi dolanıyorsunuz. Bunun verdiği gerilim de, yapımın sürükleyiciliğini artırıyor. Örneğin radarınızda nokta şeklinde gördüğünüz yaratıklar yaklaştıkça uyarı sinyali sıklaşıyor. Ancak çevreye baktığınızda onlardan birini göremiyor olmanız, atmosferi film kıvamına getiriyor.

Klasik silahlar kullanan Colonial Marines‘in feneri ve radarı en büyük yardımcıları gibi görünüyor (Diğer ırklarla karşılaştırıldığında ne kadar ilkel değil mi?). Takıma yeni katılan bir çaylak olarak başladığımız senaryoda, alışılageldik şekilde işler kötü gidiyor ve tek başımıza kalıyoruz. Bu andan itibaren telsiz mesajlarıyla yönlendiriliyoruz…

{pagebreak::Kim Hayatta Kalacak?}

Kim Hayatta Kalacak?

Tüm ırkların birbirine karşı dezavantajları olmasına karşın, insanların özellik bakımından daha zayıf oldukları bir gerçek. Bu da onların campaign’ini daha eğlenceli yapıyor. Alien ve Predator ise, üstün yönleri sayesinde düşmanlarına karşı daha etkililer. Ancak önemli olan, özellikleri verimli şekilde kullanmak. Bunun için de uzun bir süre oynayıp alışmanız gerek.

Haritalar çok geniş değil ama tuzak kurmak ya da strateji geliştirmek için özellikle tasarlanmışlar. Eğer sabırlı oynayıp, diğer ırkları tuzağınıza çekerek oynarsanız, yapım epey eğlenceli olabilir. Ancak Aliens vs. Predator’a sıradan bir FPS gibi davranırsanız, beklentilerinizi karşılamayabilir.

{pagebreak::Geri Sayım}

Geri Sayım

İçeriğinde hâlâ sağlık paketi ve türevi uygulamalar olsa da (Artık modern FPS’lerde bu tür enerji dolduran paketler kalktı), Aliens vs. Predator türün müdavimlerinin ilgisini çekebilir. Zira sırtını bilimkurgu dünyasının mihenk taşlarına dayayan oyun, birçok müdavimi tarafından bekleniyordu.

Tam sürümü elimize ulaşınca daha detaylı bir incelemesini hazırlayacağımız Aliens vs. Predator, PC’nin yanında Xbox 360 ve PlayStation 3 için de raflarda yer bulacak. Oyunu bekleyenlere duyurulur…

:: Aliens vs. Predator oyununu satın alacak mısınız? Oyunun hangi özelliği sizi etkiledi?

Ateş Tilkisinin Küçük Kardeşi Çöl Tilkisi!

Mozilla’nın cep telefonlarına girmesi için önemli bir adım teşkil eden Fennec, ilk olarak, Nokia çatısı altında geliştirilen Linux tabanlı Maemo için yayınlandı. Mobil cihazlar için izlenecek yol konusunda önemli tüyolar içeren mobil web tarayıcısı, Mozilla adına da bir kilometre taşı. Ön yüklü web tarayıcısı ile etkileyici sonuçlara imza atan Nokia N900’ün web tarayıcısından hiç de aşağı kalmayan Fennec, her haliyle sıkı bir çalışmanın ürünü olduğunu belli ediyor.

Fennec, alışıldık bir mobil web tarayıcı görsel arayüzü ile karşılıyor sizi. Sezgisel olarak kullanıma alışmanız pek uzun sürmüyor. İlk etapta oldukça büyük bir alanı kaplayan adres çubuğu hemen dikkat çekiyor. Dokunmatik ekranda bu çubuğu, yukarı iterek gizleyebiliyorsunuz. Bu sayede açtığınız web sayfasında tam ekran gezinmek mümkün hale geliyor. Aynı işlemi tersine uygulayarak adres çubuğunu geri getirebilirsiniz.

{pagebreak::Sık Kullanılanlar Menüsü}

Sık Kullanılanlar Menüsü

Fennec ekranının sağ ve sol köşelerine, tıpkı adres satırındaki gibi bir işleyişe sahip, iki farklı araç çubuğu yerleştirilmiş. Parmağınızı dokunmatik ekranda sağa ve sola hareket ettirerek ulaşabildiğiniz bu çubukların, sağ tarafına ileri, geri, sık kullanılanlar ve ayarlar butonları yerleştirilmiş. Sol tarafta ise gezindiğiniz pencerelerin önizlemeleri görüntüleniyor

Yer imleri seçeneği iyi tasarlanmış bir ayrıntı olarak dikkat çekiyor yazılımda. Sağ araç çubuğunda yer alan yıldız butonuna tıklayarak, ekleme işlemini tek tıkla gerçekleştiriyorsunuz. Eklediğiniz adresin detaylarını düzenlemek için ise ikinci kez yıldız butonuna tıklamanız gerekiyor. Zira bu kez açılan ekranda, site adı, klasörleme seçeneği, etiket atama gibi detayları girebiliyorsunuz. Aynı zamanda bir adresi silme işlemini de yine buradan gerçekleştirmek mümkün.

{pagebreak::Ayarlar Ekranı}

Ayarlar Ekranı

Sağ menüden ulaşılabilen ileri ve geri butonlarının yanında, ayarlar ekranına da yine buradan erişebiliyorsunuz. İçerik ve güvenlik olarak ikiye ayrılan bu ekrandan, resimlerin görüntülenmesi, Javascript etkinliği ve eklentilerin aktifliği gibi ayarları düzenleyebiliyorsunuz. Ayrıca önbellek verilerini de buradan tek tıkla temizleyebilmeniz mümkün.

{pagebreak::Önizlemeli Sekme Desteği}

Önizlemeli Sekme Desteği

Sol tarafta yer alan ve sayfaların önizlemelerini gösteren araç çubuğu ise artık tüm masaüstü web tarayıcılarda yer alan sekme açma desteğine benziyor. Öyle ki yeni sayfa açmak için kullanabileceğiniz artı işareti dahi unutulmamış. Oldukça başarılı çalışan bu özellik için Fennec geliştiricilerini kutlamak gerek.

{pagebreak::Eklentiler}

Eklentiler

Fennec ayarlar ekranından ulaşılabilen eklenti desteğine de sahip. Henüz kullanılabilir bir eklentisi bulunmayan uygulama aynı şekilde tema özelliğine de sahip ancak mevcutta kullanılabilecek bir içerik bulunmuyor. Bunun yanı sıra yazılım ön yüklü olarak Pluginler ile birlikte geliyor. Yine ayarlar ekranından ulaşılabilen bu pluginlerin ayrı ayrı aktifliğini de ayarlayabilmeniz mümkün. Flash 10, Silverlight, Java ise bu Pluginlerden sadece birkaçı. Yazılımın her yeni sürümde bu yönden biraz daha zenginleştiğini de belirtelim.

{pagebreak::Fennec İle Google Wave}

Fennec İle Google Wave

Güçlü bir çekirdeğin üzerinde çalışan Fennec, kullanışlı özellikleri içersinde barındırıyor. Tam ekran görüntülemenin yanı sıra, tarayıcıyı dikey yahut yatay olarak kullanabilmek mümkün. Yakınlaştırma özelliklerinin de oldukça başarılı olduğu yazılımda, kinetic scrolling, 3D grafiksel hızlandırma gibi özellikler ile daha hızlı ve kullanışlı bir arayüz sağlanmış.

{pagebreak::Fennec İle Youtube}

Fennec İle Youtube

Yaptığımız test esnasında birçok web sayfasını sıfır hata ile görüntüleyebilen Fennec’in, yoğun görsel içeriğin mevcut olduğu, özellikle de Flash dosyalarının yer aldığı sayfalarda, donmalar yaşadığın ve hatta çökmelere uğradığını da belirtmeden geçmeyelim.

{pagebreak::Fennec İndirme Sayfası}

Fennec İndirme Sayfası

Ülkemizde satışa sunulmayacağı açıklanan N900 nedeni ile tarayıcıyı test edemeyeceğinizi düşünüyorsanız, Fennec’in masaüstü bilgisayarlarda da çalışabilen sürümleri sizi sevindirecektir. Tarayıcıyı Windows, Linux veya Mac OS X üzerinde test etmek için burada yer alan Mozilla Mobile ftpsini ziyaret edebilirsiniz.

:: Fennec ile ilgili düşüncelerinizi SDN Forumlarında paylşın.

Twitter Sansüre Karşı!

Dünyaca ünlü mikro blog sitesi Twitter, popülaritesini 2010 yılında da sürdürmeye niyetli gözüküyor. Kısa süre içerisinde milyonlarca kullanıcıya ulaşan sitenin kurucusu ve CEO‘su Evan Williams, Dünya Ekonomi Forumu‘nda yaptığı açıklamada sansüre tamamen karşı olduklarını ve sansürden kaçındıklarını söyledi.

Evan Williams, Twitter’ın kullanıcısı açısından birçok avantaja sahip olduğunu ve tüm şeffaflıklarına rağmen, Çin ve İran‘da kısmen de olsa sansüre maruz kaldıklarını belirtti.

Çin ve İran’ın uyguladığı bu kısmi sansürden bile rahatsız olduklarını ve kısa süre içerisinde bu sorunu ortadan kaldırmak istediklerini de sözlerine ekledi.

:: Sizce Twitter’ın sansüre maruz kalmasının mantıklı bir açıklaması var mı?

En Korkulanı Amerikalılar!

Güvenlik firması McAfee, yaptığı açıklamada en çekinilmesi gereken sanal korsanların Amerika Birleşik Devletleri‘nden çıktığını açıkladı.

Her ne kadar dünya çapında isim yapmış hacker’lar Rusya, Çin veya Kuzey Kore gibi ülkelerden çıkmış olsa da McAfee, sistemlere verdikleri zarar ve sebep oldukları masraflar nedeniyle, Amerikalı hacker‘ları listenin en tepesine koymuş.

McAfee yaptığı açıklamada, bu sonuca 500 bilişim uzmanıyla yaptığı araştırma ile vardığını belirtti ve sistem uzmanlarını uyardı; “Sisteminizin güvenliğini elden bırakmayın”.

:: Sizce en tehlikeli korsanlar hangi ülkeden çıkıyor?

HD 6000 Serisi Yolda!

AMD, Evergreen kod adını verdiği DirectX 11 destekli HD 5000 serisini tamamlamak üzere. En üst seviye çift grafik işlemcili modelini çoktan piyasaya süren, öte yandan en düşük seviye giriş modellerini de Şubat ayında çıkaracak olan AMD, yeni nesil için çalışmalara başladı bile.

AMD CEO’su Dirk Meyer “ATI Radeon HD 5000 serisini tamamlamak üzereyiz. 2010’un ikinci yarısında seriyi yenilemeyi planlıyoruz.” şeklinde konuştu.

Aylar önce sitemizde AMD’nin Hecatoncheries kod adını verdiği yeni nesil üzerinde çalıştığını sizlere duyurmuştuk. Gelen son haberler bu kod adından vazgeçilebileceğini yönünde.

HD 5000 serisi neredeyse tamamlanmak üzere

Northern Islands

Yeni haberlere göre, AMD’nin piyasaya çıkaracağı yeni GPU serisinin kod adı “Northern Islands” olacak. Yeni GPU’ların teknik özellikleri hakkında konuşmak için çok erken olsa da, bazı söylentiler de yok değil.

AMD’nin ana yonga sağlayıcısı TSMC’nin yeni nesil grafik işlemcileri 28 nm mimarisi ile üreteceği iddia ediliyor.

Mart ayında piyasaya çıkması beklenen Ferminin piyasaya sürülmesinin üzerinden çok fazla zaman geçemeden çıkacak yeni bir ATI serisi, NVIDIA’nın planlarını bozabilir. Olası bir HD 6000 serisi, ekran kartı pazarını karıştırabilir.

:: AMD’nin yeni serisi sizce ne zaman piyasaya çıkar?

iPad Başarı mı? Hayal Kırıklığı mı?

Apple‘ın aylardır gizlilik içerisinde geliştirdiği ve mucizevi bir ürün olarak lanse ettiği tablet PC‘si nihayet  tüm dünyaya tanıtıldı. Televizyonlar sırf bu gizililik yüzünden toplantıya canlı yayın bağlantısı yaptı,  teknoloji siteleri ise  haberi atlamak için bir biriyle yarıştılar. Ancak toplantı bittiğinde en koyu Apple hayranları bile üründen tam anlamıyla tatmin olamadılar. 

Cihazın tanıtımının üzerinden bir gün geçti ve iPad olarak adlandırılan bu ürünle ilgili artık akıllarda tek bir soru var? Acaba bu tablet PC vaad edilenleri tüketiciye sunuyor mu?

Steve Jobs geçtiğimiz yaz bu üründen ilk kez bahsettiği zaman onun kendi alt dalını oluşturacak bir teknoloji olduğunu açıklamıştı. Kendine gelen sorular üzerineyse iPod ve iPhone arasında ilginç bir teknoloji halkası ekleyeciklerini basın mensuplarına anlattı. 


Steve Jobs yeni çocuğunu gereğinden fazla gizledi

Beklentilerin artması Apple’ın işine yaramadı

Bu toplantıdan sonra ise, Apple’dan ürünle ilgili neredeyse hiçbir resmi açıklama gelmedi. Tüketiciler merakla bekledikleri bu teknolojiyi ancak sızdırılan haberlerin abartılmış içerikleri sayesinde takip edebildiler.

Geçtiğimiz gün gerçekleşen basın toplantısından sonra ise teknoloji tutkunlarının en büyük eleştirisi, iPad‘in zaten iPhone ve iPod Touch‘un özelliklerine sahip olduğu konusundaydı.

Firma yeni pazarlama stratejisi gereği ürünlerinin tüketiciler tarafından birer teknolojik cihazdan çok sosyal statü ve yaşam tarzı olarak görülmesini hedefliyor.

Tablet PC’nin de aylardan beri gizlenmesi  de bu reklam kampanyasındaki en büyük adımdı, ne yazık ki Apple, cihazın içeriğini ilk başta üstü kapalı olarak açıklasa da bu yarattığı gizemin  kurbanı oldu. Biz de sizin için ürünün iyi ve kötü yanlarını bir araya getirdik.

{pagebreak::Kullanıcılar neyi beğendi?}

Kullanıcılar neyi beğendi?

iPad, smartphone ve notebook‘lar arasında sıkışıp kalmış özel bir yere sahip. Resmi fotoğraflar ortaya çıktığı anda kullanıcıların en çok ilgisini çeken şey ise ürünün boyutu ve kullanılışlığı oldu.

Yanınızda sürekli dolaştırabileceğiniz bu cihaz özellikle sunumlarda fotoğraf ve video göstermek için kusursuz bir tasarıma sahip. Ürün, temel hedef kitlesi olan çalışan insanları ve interaktif uygulamalar seven kullanıcılarını kalbinden vuruyor.


Kullanıcılar ekrana dokunmayı seviyor

E-kitap (e-book) okuyucu, internet özelliği ve çeşitli medya sistemlerinin bir araya getirilmesi sayesinde Amazon‘un büyük umutlarla piyasaya sürdüğü Kindle adlı ürünün de teknolojik olarak sonu gelmiş oldu.

Dokunmatik ekranın sunduğu bilimkurgu havası da birçok kullanıcının ürüne sempati sunmasına neden oluyor.

1Ghz Apple işlemci, 16, 32 ve 64 GB arası değişen bellek seçenekleri de ürünün kendi kulvarındaki rakiplerine karşı en büyük üstünlüklerinden biri. Ayrıca Wi-Fi ve 3G desteği sayesinde tüketiciler internet sorununu da aşmış oluyor.

{pagebreak::Tüketiciler iPad’de nelerden hoşlanmadı?}

Tüketiciler iPad’de nelerden hoşlanmadı?

İnternette biraz dolaşıp ürünle ilgili yorumlara göz atarsanız hemen hemen herkesin hep aynı noktaları eleştirdiğini göreceksiniz. Aslında bu kötü noktaların Apple tarafından da bilinmediğini iddia etmek biraz hayalperestlik olurdu. Firma büyük ihtimalle yeni nesil iPad’lere yatırım yapmak için bazı konulardan taviz vermek zorunda kaldı.

Kullanıcıların ilk dikkatini çeken nokta, günümüzün popüler ekran boyutu olan 16:9 wide screen (tam ekran)’ın cihazda tercih edilmemesiydi.

Bunun yerine iPad 4:3 düz kare ekrana sahip. Günümüzdeki videoların çoğunda 16:9’un artık neredeyse standart hale geldiğini düşünürsek bu bazı kullanıcıların canını sıkacak bir gelişme.


Cihazın Flash uygulamalarını desteklememesi tüketicilerin tepkisini çekti

Akıllardaki diğer sorun ise, dar bir ekranda kaç tane işlem yapılabileceği? Tüketiciler iPhone’da aynı anda birkaç işlem yapmaya alışmıştı. Firmanın Flash‘la olan anlaşmasını bozması ise ürünün birçok web sitesini desteklemediği anlamına geliyor.

Ancak tüketicilerin en çok merak ettiği şey ise üründe niye USB girişi ve kamera desteğinin bulunmadığı? Apple fanatikleri bile iPod Nano‘larında kamera desteği varken serinin en yeni ve büyük kardeşinde böyle sisteme sahip olmadığı için ondan şikayetçi olduklarını dile getirdiler. 

Ürünün pazarlanırken artık netbook‘ların sonu geleceği söylenmişti. Ancak, en büyük rakibinde standart olarak bulunan kamera sisteminin iPad‘de bulunmaması biraz talihsiz bir ticari karar olmuş.

{pagebreak::Hedeflerine ulaşabilecek mi?}

Hedeflerine ulaşabilecek mi?

Yazının başında da dediğimiz gibi, Apple aslında reklam kampanyasında tüketicileri yanıltıcı bilgi vermedi ama ürünü gereğinden fazla gizledi. Teknoloji dünyasını yakından takip edenler bilir ki, satışlar söz konusu olduğunda tüketicilerin beklentileri sizin onlara sunduklarınızdan çok daha önemlidir.

İşte Apple’ın yarattığı bu beklenti nedeniyle, firma gereğinden fazla eleştirilmeye başlandı. Ürünün teknik özelliklerin incelediğimiz zaman zaten şirketin hiçbir zaman tüm medya özelliklerine sahip bir cihaz üzerinde çalışmadığını görüyoruz.

Aslında, tasarımcılar iPhone, fotoğraf makinesi, video gibi cihazlarınızı iPad‘le desteklemeyi hedeflemişler. Bu ürün en çok, iPhone ve iPod Touch’da sürekli birilerine video ya da fotoğraf göstermeyi seven insanların işine yarayacak.

Kullanıcılar, bir iş yemeğinde aklına gelen fikri etkileyici bir sunum ve büyük ekran avantajıyla diğer insanlara gösterebilecek.

Ancak burada da firmanın karşısına iki tane sorun çıkıyor, birincisi alt pazar oluşturma iddiası diğer ise Steve Jobs’un hedeflediği yüksek satış rakamları.

İş dünyasında, reklam ve pazarlama kampanyaları hayat kurtarabilir ancak 1. nesil iPad‘in hedeflerine yaklaşması çok zor görünüyor.

:: Bizim yorumlarımız bunlar, peki sizce iPad başarılı bir ürün mü?

Panasonic IBM Lotus’a Geçiyor

Panasonic, IBM LotusLive‘ın işbirliği teknolojilerini kullanmaya başlayarak, bulut bilişimi çağına adım attı. Panasonic, web konferansı, dosya paylaşımı, anlık ileti alışverişi ve proje yönetimi için IBM’in LotusLive.com hizmetlerinden yararlanacak.

Panasonic çalışanları ise yeni hizmetlerle; küresel müşterileri, çözüm ortakları ve tedarikçilerinden oluşan yaklaşık 300 bin kullanıcıyla, bulut tabanlı hizmetler üzerinden daha etkin iletişim kuracak ve işbirliği yapacak (Bulut Bilgiişlem Ve Güvenlik).

 

Lotus Live Altyapısı

Panasonic ayrıca, çalışanlar, çözüm ortakları ve tedarikçiler arasında işle bağlantılı sosyal paylaşım için, LotusLive Connections yazılımını uygulayacak. Şirket çalışanlarını, IBM teknolojisine yapılan yatırım kapsamında Microsoft Exchange ve diğer işbirliği yazılımlarından LotusLive ortamına taşıyacak.

LotusLive’ın açık mimarisi, Panasonic şirketinin, Bilgi Teknolojisi Bölümü (BT) kaynaklarına ihtiyaç duymadan, mevcut ve gelecekteki LotusLive BT altyapısı yatırımlarını kullanmasına olanak sağlayacak.

 

Panasonic LotusLive işbirliği, bugüne kadarki en büyük bulut bilişim girişimi olacak.

 

IBM, daha önceki pazar tahminleri doğrultusunda, 2008 yılında 47 milyar dolar olan bulut bilişimi pazarının, yılda %28’lik büyümeyle 2012 yılında 126 milyar dolara ulaşacağını öngörüyor. IBM’in, sonuncusu Hong Kong’da olmak üzere, dünya genelinde 11 bulut bilişimi laboratuvarı bulunuyor (Şehirlerimiz IBM’e Emanet Olacak).

:: Bulut bilgi işlemin altyapılarının gelecekte büyük bir rol oynayacaklarını düşünüyor musunuz?

Papa, Sosyal Ağlara Göz Dikti

Katolik inancına sahip olanların ruhani lideri olan Papa 16. Benedikt, teknolojinin nimetlerinden sonuna kadar yararlanmaya kararlı gözüküyor.

Son dönemde, önemi iyice artan sosyal ağ sitelerini, dini amaçlar için kullanmayı hedefleyen Papa, papazların Facebook ve benzeri sosyal ağ siteleriyle daha içli dışlı olmalarını istedi.

Papa, internetin potansiyelini kullanmak istiyor

Vatikan teknolojiyi seviyor

Papazların sadece bu sitelere üye olmasını değil, aktif bir şekilde insanlarla iletişim kurmalarını isteyen Papa, milyonlarca kullanıcısı olan bu siteleri, insanlara kendi inancının mesajlarını iletmek konusunda büyük bir fırsat olarak görüyor.

Vatikan daha önce iPhone için bir uygulama ve YouTube’da bir kanal açmıştı.

:: Facebook ve benzeri sitelerin bu amaçlarla da kullanılabilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Örneğin, Diyanet İşleri Başkanlığının resmi bir Facebook sayfasına sahip olmasını ister miydiniz?

Devir, Mobil Oyun Devri!

Teknoloji son dönemde ufalıp, bütün cebimize yayılma çabası içerisinde diyebiliriz. Artık cep telefonları sadece birer cep telefonu değil, adeta bir masaüstü bilgisayar halini aldı.

SNL Kagan adlı bir medya iletişim firmasının yaptığı araştırmaya göre, mobil sektör için geliştirilen oyunlar her geçen gün, geliştiricisine daha fazla para kazandırıyor. Öyle ki, 2009 yılında mobil oyunlara ödenen toplam para 539.8 Milyon Dolar!

Mobil sektörden en fazla gelir elde eden geliştiricilerin başında, 115.9 Milyon Dolar gelir ile, bilgisayar dünyasından da tanıdığımız Electronic Arts yer alıyor. Electronic Arts’ı takip eden isimler ise Gameloft (58 Milyon Dolar), Glu Mobile (38 Milyon Dolar) ve Namco Bandai (29 Milyon Dolar).

Raporda ayrıca sektörün hızla geliştiğini ve 2005’e kıyasla, negatif değerlerden pozitif değerlere çıktığı belirtilmiş.

:: Cep telefonunuza oyun yüklüyor musunuz? Bu oyunlarla vakit geçiriyor musunuz?

Kaç Windows 7 Satıldı?

Microsoft, 22 Ekim 2009’da piyasaya sürdüğü Windows 7‘nin satışlarından bir hayli memnun ve bu memnuniyeti uzun süre daha devam edecek gibi gözüküyor. Zira firmanın bugün yayınladığı bir rapora göre, Windows 7’nin piyasaya çıkışından bu yana, toplam 60 milyon lisanslı Windows 7 satılmış.

Windows 7 SP 1’den Yeni Detaylar

İkinci mali çeyreğe kadar elde edilen bu satış rakamlarına eşlik eden gelir ise, bir önceki senenin mali dönemine göre %14 artmış ve 19.02 Milyar Dolar olmuş.

Bu rakamları, bir işletim sistemi için şimdiye kadar elde edilmiş olan en yüksek rakamlar olarak tanımlayan Microsoft yöneticilerinden Kevin Turner, bu başarılarını, dahil oldukları diğer sektörlerde de devam ettireceklerine şüpheleri olmadığını açıkladı.

:: Sizce Windows 8 piyasaya sürüldüğünde, Windows 7’nin başarısını yakalayabilecek mi?