Dünyanın En Büyük Fotoğrafı!

Dijital fotoğraf makineniz kaç megapiksel? Peki ya cep telefonunuz kaç megapiksel? Piyasada bulunabilecek ve son kullanıcıya hitap eden D-SLR makinelerin efektif megapiksel sayısı 10-15 megapiksel arası değişiyorken, sizce en büyük fotoğraf kaç megapiksel olabilir? Cevap veriyoruz: 15 megapiksellik kameralardan tam 1000 kat daha büyük fotoğraf mevcut!


Fotoğrafın büyük halini açmak için tıklayın

Amerika Birleşik Devletleri‘nde bulunan Yosemite Ulusal Parkı, dünyanın en büyük fotoğrafının çekildiği yer olma özelliğini taşıyor. Parkın, Glacier noktasından 2008 senesinde çekilen bu fotoğraf, tam tamına 17 gigapiksele sahip. Bu, tam olarak 17000 megapiksel yapıyor. Yani 5 megapiksellik bir cep telefonunun tam 3400 katı büyüklüğünde. Fotoğrafı çeken kişi ise Gerard B. Maynard adlı New York‘lu bir fotoğrafçı.


Zoom yapabilme kapasitesine bir örnek

Fotoğrafın özelliklerinden bahsedelim biraz. Çözünürlüğü tam 214.414 x 80.571 değerinde ve üzerinde 17.275.550.394 adet (17 milyar küsur) piksel bulunuyor. Orijinal boyutu (ham hali) ise, sıkı durun: 96.5 GB! Dolayısıyla fotoğrafı ham haliyle indirmeyi kimse istemez. Ev bilgisayarlarıyla bu fotoğrafı açmak da pek akıl karı değil. Dolayısıyla fotoğraf için ayrı bir site açılmış ve sitedeki arabirimden, dilediğiniz noktaya zoom yapabilmek mümkün.

{pagebreak::Teknik Özellikler ve Site}

Teknik Özellikler ve Site

Sitede sol altta bulunan bağlantılardan, fotoğrafı “gezebilmek” mümkün. “View In Zoomify” ile klavye aracılığıyla gezinebilirken (Yakınlaştırmak için Shift, uzaklaştırmak için CTRL), “View In HD View” bağlantıları ile fare aracılığıyla gezinebilirsiniz. Fotoğrafta dilediğiniz noktaya yakınlaşabilirsiniz fakat uyaralım, “Bu Zoom nerede bitecek merak ediyorum” diyeceksiniz.


2046 fotoğraf, bu makineyle çekildi

Fotoğrafın RAW dönüştürmesi Nikon Capture NX2 adlı yazılımla gerçekleştirilmiş. Rendering işlemi için ise Autopano Pro adlı bir yazılımdan yararlanılmış. Bu fotoğraf tabii ki tek bir kareden oluşmuyor. Birçok fotoğrafın birleştirilmesinden meydana gelmiş. Bu genel çerçeveyi oluşturmak için Nikon D2x ile tam 2046 fotoğraf çekilmiş. 300mm f/4 lens ve 1.7x teleconverter kullanılmış.

Siteye girmek için: http://www.yosemite-17-gigapixels.com/

:: Siz böyle bir fotoğraf çekecek olsaydınız, hangi bölgeyi çekerdiniz?

Cisco, EMC ve WMWare’den Güç Birliği

Cisco ve EMC, WMWare ile birlikte yeni Sanal Bilişim Ortamı işbirliğinin açıkladı. Bu işbirliği, yaygın sanallaştırma ve özel bulut altyapılarına geçişin yalınlaştırılması ve ivme kazanması konularında kurumlara nasıl destek olabileceğini içeriyor.

Cisco Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su John Chambers, EMC Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO‘su Joe Tucci ve WMWare Başkan ve CEO‘su Paul Maritz’in katıldığı Webcast yayınında bu işbirliğinin ayrıntıları paylaşıldı.

 

Web cast yayınını seyretmek için tıklayın

 

Firma temsilcileri, güç birliğinin, BT altyapısı esnekliği sağlayarak müşterilerinin iş alanında daha rahat hareket etmelerini; yaygın veri merkezi sanallaştırması ve özel bulut altyapılarına geçiş ile BT, enerji ve emlak harcamalarını azaltmalarını sağlamak için hayata geçirildiğini belirtti.

Cisco, EMC ve Wmware tarafından gerçekleştirilen işbirliği, Vblock Altyapı Paketleri ile, firmalara BT stratejilerini özel bulutlar etrafında düzenleme ve optimize etme olanağı sağlayacak.

:: Bu işbirliği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Microsoft’un Veri Merkezinde Gezi

Dünyanın en büyüğü olduğu kesin olarak söylenemese de Microsoft’un ABD’nin Chicago kentine bulunan veri merkezinin, dünyanın en büyüklerinden biri olduğu kesin. 65000 metrekare alanı kaplayan merkez Microsoft’un son dönemde üzerinde çalıştığı “cloud computing” projeleri için oldukça önemli bir yer.

Binanın dış görünüşü hiç de etkileyici değil. Asıl olay içeride.

Microsoft’un “cloud computing” için üzerinde çalıştığı Windows Azure için uygulamların çalıştırıldığı, anlık mesajlaşma, e-posta gibi hizmetlerin verilmesinin sağlandığı, sunucuların konteynerlerde bulunduğu, 30 megawatt güç harcayan, soğutma sistemi için 7,5 mil boru döşenmiş olan bu enteresan veri merkezinde bir geziye ne dersiniz?

{pagebreak::1}

Microsoft’un yeni açtığı bu veri merkezi her biri yaklaşık 2500 adet sunucu taşıyan 56 adet konteyner alabiliyor

{pagebreak::2}

Zaten kendi başlarına oldukça ağır olan konteynerler içlerinde sunucular olduğu halde daha da ağır oluyorlar. Yerleri değiştirilmek istendiğinde tavanda bulunan raylı sistem ve vinçler kullanılıyor.

{pagebreak::3}

Veri merkezinde diğer veri merkezlerine benzeyen yerler de var. Binanın ikinci katında yer alan bu odada sunucu rafları alttan havayla soğutuluyor.

{pagebreak::4}

Veri merkezinin inşaatında 2400 ton bakır, 3400 ton çelik, 20000 ton beton, 300 km boru kullanılmış

{pagebreak::5}

Binada normal şartlarda soğutma için ortamda bulunan hava binanın içinde dolaştırılıyor. Sıcak günlerde ise soğutucu sistem devreye giriyor. Bu sistem yaklaşık 10 km uzunluğundaki soğuk su borularından oluşuyor.

{pagebreak::6}

Veri merkezi devasa olmasına rağmen çalışan sayısı oldukça az. Binada, güvenlik ve temizlik görevlileri dahil toplam 45 kişi çalışıyor.

{pagebreak::7}

Tüm güç tasarrufu önlemlerine rağmen Microsoft’un veri merkezi 30 megawatt güç harcıyor.

{pagebreak::8}

Microsoft, Chicago’daki veri merkezine önümüzdeki yıllar içerisinde 500 milyon dolarlık yatırım daha yapacak.

:: Microsoft’un veri merkezi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Intel ATOM’a Rakip Geliyor

Via yeni işlemci serisi ile direkt olarak Intel’in Atom işlemcisine rakip oluyor. Toplam yedi adet yeni işlemci üretecek olan Via, bu işlemcileri 1-2 GHz saat frekansında çalıştıracak.

Via’nın U3xxx olarak adlandırılan işlemcileri 1 ve 1.4 GHz sistem saat frekansında çalışacak. Bu işlemcilerin en büyük özelliği 100mW güç tüketmeleri. Buna karşın L3050 ve L3100 olarak adlandırılan diğer işlemciler, 1.8 ve 2 GHz saat frekansı ile birlikte 500 mWatt güç tüketecekler. Bu da demek oluyor ki, Via’nın yeni Nano işlemcileri Intel’in Atom işlemcilerinden çok daha az güç harcaması.

Via’nın yeni seri Nano işlemcileri, Intel’in ATOM işlemcilerine pazarı dar edecek.

 

Nano 3000 serisi işlemciler, eki tip Nano ve C7 işlemcilere oldukça benziyor. Pin sayısında herhangi bir değişiklik yapılmamış. Via VT sanlaştırma ve FSB800 desteği de aynı kalmış. Buna karşın performansta %20‘lik bir artış ve güç tüketiminde yine %20’lik bir tasarruf sağlanmış.

2010 yılının ilk çeyreğinde piyasaya çıkacak olan bu yeni işlemciler, Intel Atom 2 ile aynı döneme denk gelmesi, insanı ister istemez düşündürüyor.

:: Bu Via’nın ikinci denemesi. Sizce bu sefer başarılı olabilecek mi?

Türkiye’deki Telefon Fabrikasına Girdik!

19

Yerli mühendisler ve çalışanlarla beraber Türkiye‘de üretilecek olan ve üzerinde “Made in Turkey” yazacak olan telefonların üretileceği fabrika, bu alanda ilk olma niteliğine sahip. Ümraniye‘de kurulan ve 3 yılda 3 milyon telefon üretecek olan fabrikayı, sizler için gezdik ve önemli sorularımızı General Mobile Türkiye Ülke Müdürü Muzaffer Gölcü‘ye ilettik.

İşte o sorular!

#video_4997#

Fabrikada üretim mi yapılacak yoksa montaj mı? Telefon modellerine Türkçe isimler verilecek mi? Diğer ülkelere ihraç edilecek mi? Takvimde bayramlarımızı görebilecek miyiz? Bu soruların yanıtını ve daha fazlasını videoda bulabilirsiniz.

:: Bu fabrika için görüşleriniz neler? Forumda paylaşın.

 

Yeni VAIO Serileri Türkiye’de

2006 Aralık ayında sadece 2 modelle başlayan VAIO serüveni, bugün 15 farklı model ve elde edilen başarılarla devam ediyor.

Sony Eurasia bu kapsamda, yeni serilerini, Sony VAIO Avrupa Bilgi Teknolojileri Egitim Uzmanı David Speath ve Sony Eurasia VAIO Ürün Müdürü Levent Ertoğlu‘nun katılımıyla gerçekleştirdiği bir basın toplantısıyla tanıttı.

Gerçekleşen toplantıda Sony VAIO Avrupa Bilgi Teknolojileri Egitim Uzmanı David Speath, VAIO’nun ekran teknolojisindeki ve dayanıklılık konusundaki üstünlüğünü, özel olarak hazırladığı gösteri ile altını çizdi.

 

#video_4996#

 

Sony VAIO ürün grubu olarak üstün VAIO kalitesini, ileri teknolojisini ve şıklığını Türkiye’de çok daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedeflediklerini ve bu amaçla ürün gamını Türk tüketicisi beklentilerine ve ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap verebilecek şekilde genişlettiklerini belirten Levent Ertoğlu, “VAIO, yalnızca profesyonel kullanıcıların ultra mobil dizüstü ihtiyaçlarını değil, her kesimden dizüstü bilgisayar kullanıcısının kalite, tasarım ve üstün teknoloji beklentilerini karşılıyor. Yeni X, W, CW ve FW serileri de bu anlamda tüketicilerimizi fazlasıyla memnun edecek.” dedi.

{pagebreak::Dünyanın En Hafif Dizüstü Bilgisayarı }
Dünyanın En Hafif Dizüstü Bilgisayarı

Sony’nin geliştirdiği yeni VAIO X Dizüstü Bilgisayar Serisi, sadece 780gr olan ağırlığı ile dünyanın en hafif dizüstü bilgisayarı. Yeni VAIO X Serisi, şık yapısı ve üstün teknolojisiyle de kullanıcıların tüm beklentilerini fazlasıyla karşılıyor.

VAIO’nun özellikle iş dünyasının stil sahibi üyelerine yönelik geliştirdiği yeni X Serisi, göz alıcı tasarımı, performansı, dayanıklılığı, 13.9mm’lik inanılmaz inceliği ve en önemlisi de hafifliği ile çalışma hayatının zor koşullarını kolaylaştırıyor.

Karbon fiber alaşımı sayesinde oldukça sağlam ve dayanıklı bir yapıya sahip olan X Serisi, alüminyum kaplamalı klavyesiyle de hem rahat bir kullanım sağlıyor hem de şıklığıyla göz dolduruyor.

 

 

Kasım ayı itibariyle Türkiye’de satışa sunulan VAIO X Serisinin Sony Eurasia tarafından tavsiye edilen taksitli son kullanıcı fiyatı 3.199 TL + KDV’dir.

 

Intel Atom Z540 (1.86 GHz) işlemci, 2 GByte bellek, 128GB SSD Flash Drive ve LED arka aydınlatma teknolojisine sahip olan bu ürün, dayanıklı 11.1inç’lik geniş X-black LCD ekranı; yüksek kontrast oranını üstün renk kalitesi ile birleştirerek, tüm belgeleri, internet içeriğini, videoları ve diğer tüm görüntüleri çok daha detaylı ve net izleme imkanı sunuyor.

Yeni VAIO X serisini iş seyahatlerinin vazgeçilmezi yapacak bir diğer önemli özelliği ise uzun pil ömrü. Az enerji tüketen işlemcisi ve LCD ekranı sayesinde, modelin pilini sadece bir kez şarj etmek verimli bir iş günü için yeterli oluyor (yaklaşık olarak 8 saat). Ayrıca opsiyonel aksesuar olarak sunulan uzun ömürlü X pili ile pil ömrünü 16 saate kadar uzatılabiliyor.

Yeni seri, dahili 3G modemi sayesinde, Wi-Fi erişim noktasından uzakta bile olsa, GSM operatörlerinin desteklediği bölgelerde, 7.2 Mbps’ye kadar 3G HSPA mobil ağı üzerinden internete erişebiliyor.

Seride iki adet USB girişi, Ethernet ve VGA çıkışları, 802.11 b/g/Draft n ve Bluetooth bağlantısı bulunuyor. Ayrıca mikrofon girişi, MS ve SD slotları ve dahili MOTION EYE kamera sayesinde iş hayatının gerektirdiği her türlü paylaşıma olanak sunuluyor.

:: Sony Vaio’nun yeni ürün serilerini beğendiniz mi?

İlk Önce Bizden Duyarsınız!

3

Türkiye’nin en geniş ve deneyimli editör kadrosuna sahip olan ShiftDelete.Net, teknolojiyi ekranlarınıza getirmek için en iyisini sunmak için aralıksız çalışıyor. Bu çalışmaların meyvelerini, belli aralıklarla duyurduğumuz yeni servislerimizden görebiliyorsunuz. Bunların en son örneği; her hafta ücretsiz olarak sunulan 16 sayfalık e-dergimiz SDN Magazin.

Bugün, önemli haber portallarında çıkan bir haber, aslında ShiftDelete.Net okuru olmanın da bir başka avantajını ortaya koyuyor.

Haber; Google Türkiye‘ye kesilen vergi cezası.

Haberi 2 hafta önce verdik diyerek sevinen Haberturk, gururumuzu biraz okşadı.

1 Yıl Önceden Okumuştunuz

Öyle ki; bundan tam 1 yıl önce, üstelik belgeleriyle bu haberi Türkiye‘ye ilk duyuran site ShiftDelete.Net olmuştu.

Haberi, belgeleriyle görmek için tıklayın.

Bazen yazı işleri toplantısında, o haftanın planını yaparken “Keşke bizim de okur olduğumuz zamanlarda ShiftDelete.Net gibi bir internet sitesi olsaydı” diyoruz.

Birkaç nedenini sayalım.

:: Önemli bir basın toplantısı olduğunda o toplantının videosunu aynı gün içerisinde sitemizde bulabiliyorsunuz.

:: Ülkemize yeni gelecek bir ürün hakkında ilk incelemeyi, tüm bilişim yayınlarından önce ShiftDelete.Net üzerinde okumakla kalmıyor, aynı zamanda videosunu da izleyebiliyorsunuz.

:: Merak ettiğiniz bir konuyu, yazı sahibine anında sorabiliyorsunuz ve genelde o gün içerisinde de yanıt alıyorsunuz.

:: Reklam verenlerin gölgesinde kalarak taraflı ve yanlış incelemeler yapan değil okurun yanında olan bir kadronun yazılarını okuyorsunuz.

:: Her hafta bir araya gelerek “Okurlar için bu hafta neler yapabiliriz, ne yenilikler sunabiliriz, nasıl faydalı olabiliriz?” diye saatlerce kafa patlatan beyin fırtınalarının olduğu bir ekip, günlerinin büyük bölümünü bu adres için çalışarak geçiriyor.

Listeye eklenecek çok daha fazla madde olabilir. Bu konuda belki sizin de söyleyeceğiniz bir şeyler vardır. Ekibimiz adına son olarak şunu söylemek isterim;

İşimizi yapmaktan, bilgiyi sizlerle paylaşmaktan dolayı çok mutluyuz.

Düşüncelerinizi forumda paylaşmak için buraya tıklayın.

Ferrari de Melezleşiyor!

Dünya rezervleri belli bir sayıyla sınırlı. Kaç sene daha doğal kaynaklarla geçinebiliriz, bilemiyoruz. Petrolün ana kaynağı fosil olmasına rağmen, petrol tüketim hızı, fosillerin doğal kaynalara dönüşme hızından daha hızlı olması, Dünya’nın gelecekte petrol bakımından tükeneceğinin bir habercisi. Bu sebeplerden dolayı özellikle son 10 yıla damgasını vuranaraçlardan hibrid araçlar, giderek popülerliğini artırmaya devam ediyor, üstelik petrol şirketlerine rağmen.


2007’de duyurulan ilk Ferrari hybrid modeli

Hibrid, yani diğer adıyla melez arabalar, benzin (dolayısıyla petrol) dışında bir güç kaynağı ile çalıştırılabiliyor. Bu da, dünyaya büyük katkı sağlıyor. Melez arabaların en popüler alanlarından biri de melez elektrikli arabalar (Hybrid Electric Vehicle). Özellikle Japon otomobil üreticisi Toyota, Primus melez modelleriyle bu sektörde büyük işler başarıyor.

{pagebreak::HEV Sektörü}

HEV Sektörü

Şimdi de İtalyan araba üreticisi ve deyim yerindeyse dünya devi Ferrari de melez araba işine ağırlık vereceğini açıkladı. Bu habere sevinen çevreciler, Ferrari’nin üreteceği melez arabaların, hiçbir performans kaybı yaşamayacağından emin. Ferrari’nin melez sistemi tamamen performans geliştirmeye yönelik olacak. Melez araba için çalışmalara başlayan Ferrari, 2014 yılında öncelikle 4×4 model arabalarını piyasaya sürecek. Aynı dönemde piyasaya girmesi beklenen diğer melez araba üreticileri ise Volvo, BMW ve Mercedes.

Sistem, Ferrari‘nin GT serisiyle devam edecek. Bu modellerde tıpkı benzinli arabalardaki gibi, önde 2 büyük koltuk, arkada 2 küçük koltuk olacak. Ferrari’nin de bu sektöre ağırlığını koymasıyla birlikte, sektörün iyice büyümesi ve dolayısıyla büyük tasarrufların sağlanması bekleniyor.

:: Melez arabaları destekliyor musunuz?

Oyunlardan Duvar Kağıtları

Eski duvar kağıtlarınızdan sıkıldıysanız, bir de bunlara bakın. Yakın zamanda satışa sunulmuş ya da sunulacak yapımlardan derlediğimiz duvar kağıdı arşivinde, kendinize göre mutlaka bir görsel bulacaksınız. İşte oyunlardan duvar kağıtları:


Duvar kağıtlarınına ulaşmak için resme tıklayın

:: En çok hangi oyunun duvar kağıtlarını beğeniyorsunuz?

Samsung Bellek Kartı İşine Girdi

Samsung uzun yıllardır başkaları için bellek kartı üretimi yapıyordu. Kendi markası yoktu ve bizde birçok ürünü Samsung olduğunu bilmeden satın alıyorduk. En azından bugüne kadar. Çünkü Samsung kendi bellek markasını piyasaya sürmeye karar verdi. SD-HC, Micro SD-HC ve Compact Flash‘a yoğunlaşacak olan Samsung, her bir ürün için iki farklı model ( Standart, Plus) oluşturacak. Micro SD-HC ve CompactFlash kartlar ilk olarak minimum 2, maksimum 8 GByte kapasitelerle piyasaya sürülecek. SD-HC bellekler buna karşın 16 GByte kapasitelere de sahip olacak.

 

Samsung Plus SD bellek kartları 15-70 Euro, CompactFlash kartları da 65-110 Euro’dan satılacak.


Standart sürüm Class 4 özelliklerine sahip olacak. Bu kartlar saniyede 4 MByte’lık bir transfer oranına sahip olacak. Pro kartlar buna karşın Class 6 standardına göre üretilecek ve HD kameralar için de kullanılabilecek. CompactFlash, 233x hızına sahip olacak.

Samsung’un bu ürünleri darbeye karşı korumalı, manyetik ortamlara karşı dayanıklı ve su geçirmez özelliklerle ilgi çekiyorlar.

:: Bellek kartlarında Samsung markasını tercih eder misiniz?

Sevdiklerinize Eğlence Hediye Edin

Bu özel hediyenin adı Philips’in yeni MP3 ve video çalar ürünü olan GoGear Aria. Philips’in yenilikçi FullSound teknolojisine sahip olan GoGear Aria, özgün ses ayrıntılarını sıkıştırılmış müzikte aynen oluşturarak müziği önemli ölçüde zenginleştirmesi ve bu sayede de üstün bir müzik deneyimi yaşamasını sağlaması ile fark yaratıyor. MP3, WMA ve DRM dosyalarını çalabilen GoGear Aria MP3/Video çalar, kusursuz ses için tasarlanmış ve her kulak yapısına uygun yüksek kalite kulaklıkları ile müzik dinleme keyfini bir üst seviyeye taşıması ile beğeni topluyor.

 

Patentli Philips FullSound teknolojisi ile üretilen GoGear Aria MP3/Video çalar, orijinal CD kalitesinde MP3 dinlemenizi sağlıyor.


GoGear Aria MP3/Video çalar, 2 inç renkli geniş ekranı ile yüklediğiniz videoları izleme fırsatı sunuyor. Radyo çalabilme özelliğine sahip Philips, 20 FM radyo istasyonuna kadar önceden kayıt edebiliyor. Not alma ya da hatırlatma amaçlı ses kaydı da yapabilen GoGear Aria MP3/Video çalar, 30 saate kadar kesintisiz müzik keyfi sunuyor.

GoGear Aria MP3/Video çalar USB kablosu ile bilgisayara bağlanarak kolaylıkla şarj edilebiliyor ve bilgisayarınızdaki dosyaları hızla ve kolaylıkla aktarmanıza yardımcı oluyor. Kaliteli müzik ve video deneyimini bir arada sunan GoGear Aria MP3 çaların 4 GB hafıza kapasiteli ürünü 199,90 TL, 8 GB hafıza kapasiteli ürünü de 249,90 TL fiyatla satışa sunulmuş durumda.

:: Üstün özellikler ve yüksek ses kalitesi mi yoksa düşük fiyat mı? MP3 oynatıcısı satın alırken en çok hangi özelliğe dikkat ediyorsunuz?

Oyun Bağımlılığı Tedavi Merkezi!

Eğer kendinizi bir oyun bağımlısı olarak görüyorsanız, İngiltere‘ye vize almaya başlasanız iyi olur. Çünkü İngiltere’de, yeni bir klinik açıldı. Bu kliniğin amacı, oyun bağımlılarını tedavi etmek. İngiltere’de  yaşayan ve günlerini oyunlara adayan, dolayısıyla tüm işlerini aksatan oyuncular, oyun tedavi ve rehabilitasyon kliniğine gelerek, dertlerine çare arayacaklar.


Bu hale gelmemek için dozajı iyi ayarlamak gerekiyor

Broadway Lodge adını alan klinikte bağımlıların konaklayabileceği bir ünite de bulunuyor. Kliniğin şu an için 400 civarında hastası bulunuyormuş. Bu bağımlılar, tedavi sürecinde deneyimledikleri gelişmelere göre klinikten taburcu edilecekler. Kliniğin başhekimi, yaptığı açıklamada “Diğer kliniklerin kabul ettiği uyuşturucu ve alkol bağımlıları kadar biz de bir senede oyun bağımlısı kabul ediyoruz” dedi.


Oyun oynamak bir sanattır. En büyük sanatçılar, deli insanlardır

Klinik, bağımlıları 12 adımda tedavi ediyor. Bu 12 adımdan sonra bağımlı olan kişinin, bağımlılığından kurtulmuş olması bekleniyor. Aksi halde tedavi süreci uzatılıyor. Kliniğin danışmanlarından Peter Smith, “İnsanların oyunlara bağımlı olması alışılmadık bir şey değil. Diğer bağımlılar gibi toplumdan ayıplanmıyorlar, aynı şekilde hayatları da diğer bağımlılar kadar kararmış olmuyor. Hem oyun bağımlılığından kurtuluyorsunuz hem de sürekli bi kliniğe gittiğiniz için, her anlamda daha huzurlu oluyorsunuz.” dedi.

:: Sizce oyun bağımlılığı için bir rehabilitasyon merkezi şart mı?