MS Office 12 Ekran Görüntüleri

Ekran görüntülerinden bir yazılımın ne kadar iyi olduğunu anlamak olanaksız. Ama yine de bu görüntüler, Microsoft’un yeni yazılımlarının oldukça estetik olduğunu gösteriyor.

İşte en yeni Office ailesinin ekran görüntüleri.

Görüntüler







Not: Görseller, news.com‘dan alıntıdır.

SDN

Fujifilm’in Yeni Dijital Makineleri

“Yakında, ne kadar yakın peki?” diyecek olursanız “bir-iki hafta içinde” gibi bir tahmin söz konusu. Tabii ki ithalatçı firmaların gümrük konularında ne kadar sıkıntılar yaşadıklarını ve saçma sapan durumlardan ötürü hangi işlerin ne kadar gecikebildiğini bilenler neden yalnızca “tahmin”le yetindiğimizi anlayacaklardır.

Daha önce bu üç modelden iki tanesini duyurmuştuk; fakat model numaralarında gördüğünüz gibi küçük değişiklikler var. Şimdilik makinelerle ilgili özet bilgileri sizlere sunuyoruz; çünkü makineler kısa süre içinde test merkezimize uğrayacaklar ve daha detaylı incelemelere ve basit fotoğrafik testlere konu olacaklar.

Fujifilm E 900: 9 milyon piksel, 32-128 mm değişken odaklı objektif (35 mm eşdeğeri)

Fujifilm S 5600: 5.1 milyon piksel, 38-380 mm değişken odaklı objektif (35 mm eşdeğeri)

Fujifilm S 9500: 9 milyon piksel, 28-300 mm değişken açı objektif (35 mm eşdeğeri)

SDN

Ebay, Skype’yi Satın Alıyor

Ebay’in satın alacağı Skype’nin şu anda 54 milyon kayıtlı üyesi bulunuyor. 225 ülkede faaliyet gösteren Skype’ye her gün 150.000 yeni kişinin katıldığı belirtiliyor.

Ebay, bu strateji değişikliği ile Voice Over IP pazarına da girerek çalışma alanını daha da genişletmeyi hedefliyor.

SDN

Samsung’dan 32 GB’lık Flash Bellek

Samsung electronics, bugün yaptığı açıklamada 32 GB’lık flash bellekler için gerekli olan belleklerin hazır olduğunu duyurdu.

Bu chiplerin kullanılacağı ürünlerin, gelecek yılın ikinci yarısında satışa sunulacağı söylendi.

32 GB ile…

“Yılbaşı ikramiyesinde kazanılan parayı 1 YTL’lik banknotlar halinde uç uca eklesek, burdan Edirne’ye yol olur” gibi örnekleri Samsung’un duyudruğu yeni ürün için de kullanırsak bakın neler oluyor;

– 32 GB’lık Flash bellek ile 8000 MP3 dosyası saklayabiliyorsunuz.
– 20 adet DVD filmi bir bellekte saklayabiliyorsunuz.
– 53 adet DivX film cebinizde durabiliyor.

Not: Eğer bu bellek içerisinde sakladığınız divx filmler, Yazıcıoğlu İşhanı’nın önünden geçerken gözünüze gözünüze sokulan filmler gibi yasal değilse, bu küçücük cihaz sayesinde ömür boyu hapis yatmak için güzel bir nedene sahip olabiliyorsunuz.

Bu bilgi henüz Samsung’un web sayfasında yer almıyor.

SDN

Firefox için Yeni Yama

Mozilla, daha önce internet kullanıcıları ile paylaştığı zamanda merakla beklenen 1.5 sürümünün beta versiyonunu yayınladı. Buna ek olarak Firefox 1.0.6 stabil sürümünü kullananların daha da güvende olması için bir yamayı da kendi sitesinde duyurdu.

Bu yamayı yüklemek için Mozilla’nın web sitesindeki http://ftp.mozilla.org/pub/mozilla.org/firefox/releases/1.0.6/patches/307259.xpi yamayı kurmaları gerekiyor. Kullanıcıların bu yamayı kurmak için bağlantıya tıkladıktan sonra açılan Firefox penceresindeki “Kur” butonuna tıklamaları yeterli. Tarayıcı kapatılıp yeniden açıldığında güncellenme işlemleri de tamamlanmış oluyor.

SDN editörleri olarak Firefox’un 1.5 sürümünün nihai versiyonunu heyecanla beklediğimizi belirtiyoruz.

SDN

Oradaydık – CeBIT 2005 (Bölüm 2)


Ayrıca SDN ziyaretçileri için seçtiğimiz sahneler ve detay bilgileri için CeBIT 2005 yazımızın ikinci
kısmını okuyabilirsiniz. Yazımıza fuara geliş macerası ve firmalarla ilgili
teknik ve taktik, detay ve çıkarımlarla devam ediyoruz.

Bir Ömür Törpüsü Olarak CeBIT

Bir çok işlevi tek bir aygıtta birleştiren İsviçre Çakısı misâli, Türkiye’deki
CeBIT fuarı da bir çok işlevi içinde barındırıyor. Meselâ: Makas, bıçak ve törpü&
Törpü dediğimiz de ömür törpüsü. Yoksa ömür eğesi mi desek? Israrla bahsettiğimiz
gibi, fuarın yapıldığı şehir olduğu iddia edilen İstanbul’a olan uzaklığı, fuardaki
eğlencelere, sizin mazoşist eğilimlerinizle doğru orantılı olarak eğlence katacak
kadar fazla. Bizler basın olarak görevimizi ifa etmek için orada bulunuyorduk;
bizim için zorunlu bir vazife olduğu için işin zevk kısmıyla pek ilgilenemedik.
Tabii arzu ederseniz, fuarın son günü olan 11 Eylül Pazar günü uğrayabilirsiniz.

Eğer son gün ziyaret etmek istiyorsanız sizi küçük bir konuda uyaralım: Hafta
içinde 20 YTL olan giriş ücreti 10 YTL’ye çekiliyor. Ayrıca ziyaretçi sayısı
da, sektör dışından fuarı ziyaret etmek isteyecek olan ziyaretçilerin de akınına
uğramaya meyilli. Özellikle de iş dünyası bölümüne girişin özel kartlarla kısıtlanması
sebebiyle bu bölüm için kayıt alan bankoların önünde tatil günü olmayan Cuma
bile sıra oluşuyorken, Cumartesi ve Pazar günleri neler olur, tahmin bile edemiyoruz.
Herkese kolay gelsin.

Yol konusundaki çekincelerimiz bununla da sınırlı değil tabii ki: Bir örnek
olarak bu sene de bazı önceden duyurulmuş İETT servislerinin belirtilen yerlerden
kalkmadığını öğrendik. Hatta bir tanesini bizzat yaşadık. Bostancı’da servisin
olacağı iddia edilen yere gittiğimizde “yok burada servis mervis, bir ilan verilmiş,
ama geri çekilememiş. Kadıköy’den binebilirsiniz” yanıtını aldık ve HİFAŞ +
İETT’nin bu organizasyon mucizesindeki ittifakını şampanyalar eşliğinde kutlamak
için arkadaşlarla akşama randevulaştık.

Hoş Geldik, Hoş Bulduk

Aslında geldik ama çok da hoş gelmedik açıkçası. Sebepleri zaten CeBIT yazılarımızın
girişlerinde yeterince sayıldı, sıralandı. Tekrar edip okurlarımızı bezdirmeye
gerek yok. Giriş yapılan yer aslında fuarın büyüklüğü konusunda yanıltıcı bir
izlenim veriyor.

Girişinden İstanbul-Harbiye’deki fuar binasından biraz büyük
gibi görünen yer, halbuki kendisini arkalara kadar kamufle etmiş gez gez bitmez
bir mekân.

Tamam, burada efsanevî Hannover CeBIT’ten bahsetmiyoruz belki; ama
yine de büyük. Her yerini ömrümden veya fuardaki sergiliklerden feragat etmeden
gezeceğim derseniz, bir gününüzü alır diyebiliriz.

Hannover’e gidenlerin ise
“üç gün bitti, fuar bitmedi” veya “geçen gün yürüyerek gezen bir adam vardı,
ben pes ettim; ama adam tekerlekli sandalyeyle gezerim, pes etmem demiş devam
ediyordu” gibisinden yorumlarına alışığız zaten.

dertsizbasadertacariz.biz

Fuardaki ilginç uygulamalardan birisi, yaka kartıyla gezmenin zorunlu kılındığı
özel bir bölümün “İş Dünyası” adıyla ayrılmasıydı.

Teorik olarak güzel bir uygulama
ve insanlara “kardeşim burada işiniz yoksa girmeyin, içeride insanlar firmalarına
toptan alış ve satış için ürün beğeniyorlar, iş bağlıyorlar, karizma savaşlarına
giriyorlar, kartvizit değişiyorlar” mesajını veriyor. Pratikte ise “şurada bir
kuyruk gördüm, sanırım yaka kartı dağıtıyorlar” şeklinde gereksiz uyarılar üretilerek
insanların fuar alanında girişe akın etmesine sebep olabilecek bir durum arz
ediyor.

Cuma günkü ziyaretimizde bile kuyruk gördükten sonra hafta sonu oradaki
bankolarda oluşacak kuyrukların boyutunu tahmin etmekle uğraşmıyor, gezintimize
ikinci bellek kartımızın içindeki fotoğraflarla devam ediyoruz&

“Fuelled by Sapphire”, mı acaba?

Sapphire, ülkemizde bir kaç tane dağıtıcıya sahip olan ve ATI’nin “Built By
Ati” olarak Kuzey Amerika’da sattığı kartları üreten bir firma olarak, grafik
kartı üreticileri arasında önemli bir yere sahip. Fuarda ise sanki yalnızca
olmak için varmış gibi bir izlenim verip vermediğini sunduğumuz fotoğraftan
anlayabilirsiniz. Çok gösterişli olmayan bir tane sistem ve oyun kartı kutuları
(içleri dolu mu boş mu sormadık) ile hazırlanmış bir sergilik, hayâl kırıklığı
yaşattı. Gerçi biz sadece Sapphire’ı değil, ATI’nin kendisini de görmek isterdik;
ama göremedik. Sapphire’ın Türkçe hazırlanmış sitesi için buraya bakabilirsiniz:
http://www.sapphiretech.com/tu/

CeBIT’ten Son Rakamlar

Avrasya’nın en büyük iş ve teknoloji platformu CeBIT Bilişim Eurasia, yenilenen yapısıyla dünya gündemine taşındı. Hedeflerinin de üzerinde başarı yakalayan fuarın ziyaretçi profilinde önemli ölçüde değişiklik meydana gelirken, yeni yapı tüm ziyaretçilerin fuara geliş amaçlarına yönelik bölümlerde daha rahat temaslarda bulunmalarını sağladı.

İşte rakamlar

Fuarı ziyaret eden kişi sayısı: (15.00 itibariyle) 146 bin

Fuarda görev yapan kişi sayısı: 10 bin 892

Fuardaki gelişmeleri izleyen yerli ve yabancı basın mensubu sayısı: Bin 893

Fuarın katılımcı şirket sayısı: 928

Fuara yurtdışından direk katılan katılımcı şirket sayısı: 119

Fuara katılan ülke sayısı: 17

Bu ülkeler: Avusturalya, Avusturya, Belçika, Kanada, Çin, İngiltere, Finlandiya, Almanya, Hong Kong, Macaristan, İran, Japonya, Tayvan, Birleşik Arap Emirlikleri, Amerika Birleşik Devletleri, İspanya, Türkiye

Net Fuar alanı: 25 bin 776 metrekare

Brüt Fuar alanı: 60 bin metrekare

SDN

Bir Hafta Sonra Güvendeyiz

Windows işletim sistemini daha güvenli kılmak için gerekli olan yamaları bu ay belirlenen zamandan bir hafta sonra yayınlayacak olan Microsoft, kafaları biraz karıştırdı. Güncellemeler yayınlandığı anda http://www.windowsupdate.com sitesini ziyaret edebilir ya da işletim sisteminizin bu yüklemeyi kendisinin yapmasını bekleyebilirsiniz.

SDN

Oradaydık – CeBIT 2005 (Bölüm 1)

Öncelikle PCNet dergisinin bayiilerde olan Eylül sayısındaki
giriş yazısından bahsedelim. Derginin önerisi fuara gitmek yerine evde televizyon
izlemek. Nedeni ise fuarın uzak olması, imkanların kısıtlı olması.
Bir bilişimci olarak yeni ürünler ve en son
teknoloji deyince bunları gözümüz görmez. Ancak giriş yazısında bahsedilen bir
diğer konu da fuarın yeterince yenilik içermediği idi. Bu konu hakkındaki yorumumuzu
ise fuar hakkındaki genel izlenimlerimizi aktarırken vereceğiz.

Telekom’dan Derin Darbe

Müzik yapımcıları ve Telekom’un başlattığı daha da geliştireceği bir harekat ile web siteleri üzerinden dağıtılması yasal olmayan MP3’lerin indirilmesine olanak sağlayan web sitelerinin sahiplerine uyarı gönderildi.

Uyarıda iki şart öne sürülüyor. Bunlardan birincisi MP3 dosyalarını siteden kaldırmak. İkincisi ise Telekom sayesinde Türkiye içerisinden bu sitelere girişi engellemek.

MP3’leri çok yakında yasal olarak satışa çıkacağı ülkemizde ilginç gelişmeler yaşanacak gibi.

SDN

Yeni iPod Geliyor

iPod, iPod Mini ve iPod Shuffle derken kullanıcı istekleri ön planda tutularak aileye yeni bir isim daha eklendi. iPod Nano olarak adlandırılan yeni ürünün boyu ne iPod’a ne de iPod Mini’ye benziyor. Tabiri yerinde ise hepsinden birşeyler var.

Renkli ekrana sahip olan iPod Nano‘nun hafızasında 1000 şarkı bulundurulabiliyor. USB 2.0 arabirimi ile iTunes kullanarak hızlı veri alışverişine olanak sağlayan ürün aynı zamanda dosya taşımak için de kullanılabiliyor.

Ürünün bataryası aralıksız 14 saat dayanabiliyor. iPod Nano 4 GB ve 2 GB olmak üzere 2 modelde kullanıcılara sunulacak. Renk seçimi ise diğer iPod’lar kadar geniş değil. Kullanıcılar sadece siyah ve beyaz arasında seçim yapabilecek.

Yurtdışındaki fiyatlar ise; 4 GB’lık iPod Nano 249$, 2 GB’lık iPod Nano 199$ olarak belirlenmiş durumda.

Yeni iPod’un görüntüleri

<img src="http://cdn.shiftdelete.net/img/article/images/stories/
2005/08/ipodnano2.jpg|||0|

Türkiye’de Bilişimin Geleceği

Türkiye Bilişim Derneği (TBD), Türkiye Bilişim Vakfı ve TÜBİSAD üyelerinden oluşan e-Dönüşüm Türkiye İcra Kurulu STK İzleme Komitesi, her yıl hazırladığı raporların ikincisini yayımladı. Raporun başlangıcında, geçen yılki raporda yer verilen konuların durumu ele alınıyor. Rapor özetle şu ifadelere yer veriyor:

“e-Dönüşüm Türkiye İcra Kurulu Yönetsel Yapılanması” ana başlığı altında, İcra Kurulunda sivil toplum kuruluşlarının temsil edilmesinin çok önemli bir adım olduğuna, ancak bu kuruluşların karar verme mekanizmalarına katılamadığına dikkat çekiliyor. Raporda şöyle deniyor: “Kurul’un kendi yönetsel modelinin, yönetmesi beklenen alanla uyuşmadığını gösteren bu durum, STK’ların arkalarında yer alan bilgi birikimi, uzmanlık ve gücün e-dönüşüm sürecinin kararlarına ve projelerine, sonucunda da ortaya çıkaracağı değerlere yapması gereken katkının ortaya çıkmamasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla, İcra Kurulu’nun en öncelikli hedeflerinden birinin, bu yapısal soruna çözüm geliştirmek ve STK’ların katkılarını e-dönüşüm kurulunda kararlara katkı olarak değerlendirmek olması gerektiğini düşünüyoruz.”

Kurul’un kendi yönetsel modelinin, yönetmesi beklenen alanla uyuşmadığını gösteren bu durum, STK’ların arkalarında yer alan bilgi birikimi, uzmanlık ve gücün e-dönüşüm sürecinin kararlarına ve projelerine, sonucunda da ortaya çıkaracağı değerlere yapması gereken katkının ortaya çıkmamasına sebep olmaktadır.

Kısa Dönem Eylem Planının Değiştirilmezliği Sorun Yaratıyor!

Raporun “Kısa Dönem Eylem Planı (KDEP) ile İlgili Yaklaşım” başlığı altında şu ifadelere yer veriliyor: “DPT koordinasyonunda oluşturulmuş olan KDEP, birbirleri arasında herhangi bir öncelik getirilmeksizin ve çoğu birbirleriyle iç içe girecek bir biçimde 73 eylem konumlamaktadır. İcra Kurulu katılımcısı STK’lar tüm toplantılarda, KDEP eylemlerinin, planın ilk maddesini oluşturan bilgi toplumu stratejisinin ana hatları üzerinde uzlaşıldıktan sonra; bu stratejik hedefler temelinde önceliklendirilerek; proje tarafları belirlenip eylemler arasında doğru ilişkilendirme ve koordinasyon çalışmaları yapılarak; gerekli fizibilite etütleri ile analiz edilerek yeniden yapılandırılmasının hayatiyeti üzerinde defalarca durmuşlardır. Oysa, nihai politika belgesinde KDEP, bu gerekler çerçevesinde tartışmaya açılmadan uygulanması gereken bir bütün olarak görülmektedir. E-dönüşüm açısından öncelikli projelerin konumlanması gibi son derece önemli bir adım, 2005 yılında geliştirilecek orta vadeli planlama çalışmalarına bırakılmaktadır. Gelişmelerin yalnızca KDEP’e endekslenmesinin ve çalışmaların yönlendirme/önceliklendirme yerine izleme/raporlama konumunda devam ettirilmesinin istenen sonuçları üretmeyeceği kaygısını taşıyoruz. KDEP’in değiştirilemezliği konusunda ısrar edildiği ve bilgi toplumu stratejisinin hazırlanması çalışmalarının tümüyle DPT kontrolünde, stratejinin olmazsa olmaz konsensüs gereğini sağlayacak yönetişim mekanizmaları dışlanarak, sadece yabancı danışmanlık aracılığı ile gerçekleştirilecek orta vadeli bir profesyonel uygulama olarak belirlendiği mevcut yönlendirme şekliyle, Türkiye’nin geleceği ve kamunun verimliliği için çok hızla karar alınması gereken projeler, gereksiz bir şekilde beklemeye alınmış olmaktadır. Bu yaklaşımın da özellikle karar ve bütçelendirme bekleyen öncelikli projeleri geciktirdiği görülmektedir.”

Gelişmelerin yalnızca KDEP’e endekslenmesinin ve çalışmaların yönlendirme/önceliklendirme yerine izleme/raporlama konumunda devam ettirilmesinin istenen sonuçları üretmeyeceği kaygısını taşıyoruz.

Yazılımda Vakit Kaybediliyor

Raporun ana başlıklarından ikincisi “Genel Bilişim Politikaları” adını taşıyor. Bu başlık altındaki ilk bölüm ise, yazılım konusunu ele alıyor. Yapılan değerlendirmede, “Yazılım alanında yapılması gereken konuların tamamı (teknoparkların kuruluş esaslarına göre çalışmaları ve yönetmeliklerinin değiştirilmesi, barınma maliyetlerinin düşürülmesi, STK’ların teknopark işletiminde etkin hale getirilmesi, dış ticaret ve dış ülkelerde pazarlama konularına ağırlık ve destek verilmesi, nitelikli uygun maliyetli iş gücü yetiştirilmesi, vb.) kamudaki ilgili birimlerin etkin karar almasını gerektirdiği için, daha fazla vakit kaybetmemek gerekmektedir” deniyor.

Ulusal Bilgi Toplumu Stratejisi Uzlaşmayla Hazırlanmalı

Ulusal bilgi toplumu stratejisine de değinilen raporda konuyla ilgili olarak şöyle deniyor: “Bilgi toplumu ve bilgi ekonomisinin geliştirilmesine yönelik bir strateji olmaksızın yürütülen e-dönüşüm çalışmalarının tutarlılık, dolayısıyla da süreklilik içermeyeceği açıktır. Nitekim, KDEP eylemleri halihazırda birbiriyle ilişkisiz olarak yürütülen eylemlerin sıralanmasından ibarettir ve tutarlı bir dönüşüm hamlesi yaratacak ivmeyi sağlayamamıştır.” Raporda, ulusal stratejinin geliştirilmesindeki merkezi planlama kontrolünde kamu önceliğinin yarattığı dengesizliğin giderilerek, çalışmaların, ilgili tüm aktörlerin karar süreçlerine katılabileceği bir yönetişim sürecinde, konsensüs aranarak geliştirilmesi, bunun için de Kurul’da acilen karar alınması ve strateji oluşturma sürecinin bu karara göre yeniden tasarlanması önerisinde bulunuluyor. Raporda konuyla ilgili olarak şu ifadelere yer veriliyor: “Bu, herhangi bir gecikme yaratmayacaktır ve kaçınılamayacak kadar asli bir konudur. Asıl ulusal konsensüsü yansıtmayacak bir strateji dokümanıyla yetinmek, ülkeye geri dönülemez bir gecikme ve israfa mal olacaktır.”

Ar-Ge’ye dayalı çalışma göstergeleri konusu da raporda ayrıntısıyla ele alınıyor. Rapor, bu göstergelerin hiç de iç açıcı olmadığını kaydediyor. Türkiye’nin öncelikli işlerinden birinin Ar-Ge yapma yeteneği yani teknoloji üretme becerisi edinmek olması gerektiğine işaret edilen rapor şu ifadelere yer veriyor: “Ar-Ge’ye bugüne kadarki en büyük bütçenin ayrılmasına karşın, temel bir yaklaşım eksikliğinin olduğunu değerlendiriyoruz. Hangi alanlara, neden, ne kadar kaynak ayrılması gerektiğinin somut açıklaması yoktur. Yani henüz ulusal inovasyon politikamız oluşturulmamış, dolayısıyla bu politikaya uygun eylem ve proje yaklaşımı geliştirilmemiştir. Diğer alanlarda olduğu gibi, bu hayati önem taşıyan konuda da politikasızlık zafiyeti çekilmektedir. Devlet içindeki kurumların pay kapma mücadelesi ve kaynakların yetersiz dağıtımı daha da ciddi sorunların doğmasına ve kaynakların verimsiz kullanılmasına yol açacaktır. Bilişim alanında en büyük tüketici olan devletin her projesinin Ar-Ge’ye dayalı olarak ele alınması ve ulusal katma değeri artırıcı bir rol üstlenmesinin önemli olduğu değerlendirilmektedir.

SDN