Google, bu yılın başından itibaren aylık Google Play sistem güncellemelerinin ayrıntılı değişiklik günlüklerini yayınlamaya başladı. Değişiklik günlüğü, şirketin tam bir işletim sistemi güncellemesi yayınlamadan mevcut Android cihazlarına eklediği yeni özelliklerin ve geliştirmelerin önceden öğrenilmesine olanak sağlıyor.
Google Kids Space önemli yeniliklere sahne oluyor
Eylül daha yeni başladı ve şirket, bu ayki güncellemenin bir parçası olarak kullanıma sunulan bazı yeni özellikleri ve geliştirmeleri ayrıntılı olarak açıkladı. Eylül 2022 Google Play sistem güncellemesinde şirket, özellike Google Kids Space‘e yönelmiş gibi görünüyor.
Google Play Store'daki virüs tehdidi her geçen gün büyüyor. Joker, Facestealer ve Coper malware'larına karşı ne yapabilirsiniz?
Eylül sistem güncellemesi ile birlikte artık Google Kids Space‘de önerilen uygulamalar gizlenebilecek. Ek olarak, artık Google Kids Space, Android tablette ikincil bir kullanıcı hesabına yüklenebilecek. Böylece müşterilerin Android’in çoklu kullanıcı desteğinden daha iyi yararlanması hedefleniyor.
Bunların yanı sıra Google; Android Auto, Android TV, Wear OS ve Android genelinde hesap senkronizasyonu ve hesap kurtarma konusunda da iyileştirmeler olduğunu belirtiyor. Bu iyileştirmeler, 1 Eylül’den itibaren kullanıma sunulan Google Play hizmetleri v35.22‘nin bir parçası olarak kullanıma sunulacak.
Google, Play sistem güncelleme değişiklik günlüğünü yapılan yeni değişiklikler ile birlikte ay boyunca birkaç kez güncelliyor. Bu nedenle, mağazada gelebilecek daha fazla değişiklik olabilir. Yapılacak yenilikleri önceden takip edebilmek için bu listeyi takip edebilirsiniz.
Android telefonunuzda yüklü olan Google Play sistem sürümünü Ayarlar > Güvenlik > Google Play sistem güncellemesi üzerinden kontrolünü sağlayabilirsiniz. Ancak bu güncellemeler kullanıcılar arasında sırayla sunulduğu için henüz bu yenilikleri almamış olma şansınız yüksek.
Google ilerleyen günlerde yeni güncellemeler de yayınlayabilir. Liste ay içerisinde birkaç kez güncellenecektir. Peki siz Google ve güncelleme sistemleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.
Cep telefonu dünyasının en köklü oyuncularından birisi olan Nokia, akıllı telefonlarla birlikte bir dönem adeta ortadan kayboldu. Eski günlerine tekrar dönmek için çalışmalarını sürdüren şirket, HMD Global ismiyle markalaşarak üretimlerine devam ediyor. Son olarak şirket, IFA 2022’de Nokia X30 5G modelini tanıttı.
Nokia X30 5G, geri dönüştürülmüş maddelerden üretildi
HMD Global IFA 2022’de orta seviye üç adet akıllı telefon, bir tablet ve bir abonelik hizmetini duyurdu. Bu akıllı telefonlardan birisi de Nokia X30 5G oldu. Orta seviye model, Eylül ayının ortalarında küresel pazardaki yerini alacak.
1865 yılında Finlandiya'da kurulan ve şu anda telekomünikasyon alanında faaliyet gösteren Nokia Türkiye ofisi için tarihi açıkladı.
Yeni Nokia modeli, Snapdragon 695 yonga seti ile geliyor. Cihazın ön panelinde 90Hz yenileme hızına sahip 6.43 inç FHD + AMOLED ekran bulunacak. Bu ekran, maksimum 450 nit parlaklığa sahip olacak. Öte yandan ekranın çentikli kısmında 16 megapiksellik özçekim kamerası bulunacak.
Cihazı diğer üç modelden ayıran en büyük özellik ise çevreci oluşu. Öyle ki Nokia X30 5G, HMD Global’e göre yüzde 100 geri dönüştürülmüş çerçeve, kamera çıkıntısı ve yüzde 65 geri dönüştürülmüş plastik sırtıyla şirketin şimdiye kadar ürettiği en çevre dostu modeli olacak. Öte yandan şirket, bu cihazın yanı sıra Nokia G60 5G ve Nokia C31 modellerini tanıttı.
Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen IFA 2022 fuarında, 3 bin metrekarelik standıyla 30’uncu kez fuardaki yerini alan Vestel, tüm süreçlerinde sürdürülebilir yöntemler kullanarak ürettiği yenilikçi ürünlerini sergiliyor. Teknoloji devi, dünya kaynakları üzerindeki baskının etkilerini azaltma ve dünyayı daha iyi bir yer yapma çalışmalarına hız kesmeden devam ettiğini duyurdu.
Döngüsel ekonomiyi şirket kültürümüze entegre ediyoruz
Vestel’in hayatı kolaylaştıran, erişilebilir ve akıllı ürünleriyle toplumsal ve çevresel fayda yaratan bir teknoloji şirketi olmayı hedeflediklerini belirten Vestel CEO’suTuran Erdoğan;
“Teknolojimizin gücüyle tüm değer zincirinde insan odaklı dönüşümü gerçekleştirmek, net sıfır emisyonlu ekonomi için yeni iş modelleri kurgulayarak döngüsel ekonomiyi şirket kültürümüze, iş yapış şeklimize entegre ediyoruz.
Çevresel ve sosyal fayda yaratarak, geleceğin ihtiyaçlarını karşılayan ve hayatı kolaylaştıran çözümler üretmek, ana strateji alanlarımızı oluşturuyor. Bu doğrultuda 30’uncu kez katılımcısı olduğumuz IFA’da tüketici elektroniği, beyaz eşyalar, akıllı ürünler, elektrikli araç şarj cihazları, profesyonel ekranlar, otomotiv ve batarya çözümlerinden oluşan yeni ürün yelpazemizi tüm dünyaya tanıtıyoruz.” diye konuştu.
Sürdürülebilirliği yatırım yaptığı alanlara da taşıyan Vestel, elektrikli araç kullanımın yaygınlaşmasının dünyanın geleceğinde ne kadar önemli olduğunun bilincinde. Bu doğrultuda elektrikli araçlara şarj çözümü sunan Vestel, Iberdrola, E.ON, Eneco gibi dünyanın önde gelen enerji şirketleriyle yaptığı uluslararası iş birlikleriyle Avrupa’da EVC’lerin yaygınlaşmasına öncülük ediyor.
Vestel’in Ar-Ge faaliyetleri kapsamında geliştirdiği ve dünyanın dört bir yanına ihraç ettiği Elektrikli Araç Şarj Cihazları (EV Charger) yeni tasarım ve geliştirilen özellikleriyle IFA’da sektörün beğenisine sunuldu.
Batarya çözümlerinde yeni bir adım
Uzun yıllardır e-mobilite alanında yatırımlar yapan Vestel, kişiye özel batarya çözümleri ile bu alandaki teknolojiyi bir adım öteye taşıyor. Elektrikli araçlara geçişte kalite beklentileri artarken, Vestel de bisiklet sektöründeki ortaklarıyla birlikte kişiye özel batarya çözümleri geliştiriyor.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Vestel sadece bir ürünü üretip, satmanın ötesinde tüketicilerin ihtiyaçlarına yönelik çözümler üreten bir şirket. Sürdürülebilir bir ulaşım alternatifi olan elektrikli bisikletlerin sayısındaki artışa paralel olarak, bu alanda kişiye özel batarya çözümleri sunuyoruz.
Aynı zamanda elektrikli süpürgeler, taşınabilir televizyonlar ve sağlık sektörü için de bataryalar üretiyoruz. Gelecek yılın ilk çeyreğinden itibaren, telekom ve güneş enerjisi sistemlerinde kullanılan daha yüksek kapasiteli enerji depolama sistem bataryaları da sahada olacak” diye konuştu.
Vestel, IFA’da elektrikli bisiklet bataryaları, pille çalışan televizyon ve şarjlı dik süpürgelerinin yanı sıra önümüzdeki yıl piyasaya çıkacak olan telekom ESS bataryasının maketini de sergiliyor.
Yerli üretim bataryalı dikey süpürge IFA’da tanıtıldı
Vestel yerli bisiklet bataryasının üretiminin ardından yerli üretim bataryalı dikey süpürge üretimine de imza atıyor. Küçük ev aletleri gibi ithal oranının yüksek olduğu ürün gamında yerli batarya üretimi ile ülke ekonomisine katkı sağladıklarını belirten Erdoğan ”Batarya üretiminde edindiğimiz tecrübemizi şimdi de küçük ev aletlerinde kullanıyoruz.
İlk defa kendi süpürgemizde kendi üretimimiz olan batarya kullanacağız. Türkiye’de geliştirdiğimiz teknolojimizi dünyanın 158 ülkesine ulaştırarak sektörümüzde 24 yıldır aralıksız ihracat şampiyonuyuz. Türkiye ekonomisine sunduğumuz katkıyı her geçen gün artırma hedefi ile yatırımlarımıza devam ediyoruz. Katma değeri yüksek teknoloji ihracatında Vestel’in payını artırarak, büyümemize devam etmek istiyoruz.” dedi.
Tasarım ve üretimi tamamıyla yerli kaynaklarla yapılan ve seri üretimine başlanacak olan şarjlı dik tip süpürge Vestel S50, IFA’da katılımcılardan büyük ilgi gördü. Vestel S50; mıknatıslı duvara asma aparatı, tek şarjla 80 dk’ya varan çalışma süresi, ergonomik tutma sapı ve ergonomik hava çıkış delikleri gibi özellikleriyle öne çıkıyor.
İlk defa yerli üretim batarya ile satılacak şarjlı dik tip süpürge olma özelliği taşıyan Vestel S50’nin aynı zamanda ihraç edilmesi de planlanıyor.
Enerji tüketiminin kontrolü artık kullanıcıda
Enerji yönetiminin sürdürülebilir bir dünya için olmazsa olmaz olduğunun altını çizen Erdoğan, şunları söyledi: “Sürdürülebilirlik hedeflerimize ulaşmak için farklı alanlarda IoT teknolojilerini kullanıyoruz. Tüketicilere, daha uyumlu, daha akıllı bir hayat deneyimi sunma hedefiyle, uluslararası HCA ve IFTTT gibi IoT platformları ile çalışıyoruz. Bu şekilde, cihazlar ile hizmetler arasında enerji yönetimini kolaylaştıracak akıllı senaryolar oluşturulmasını da mümkün hale getirmiş oluyoruz.
Örneğin, enerji tüketimini yönetmenin ilk adımı, bu tüketimin ölçülmesinden geçiyor. Akıllı Fatura (The Easy Bill) dijital hizmeti sayesinde, Vestel kablosuz haberleşme teknolojili klimaların enerji tüketimi takip edilebiliyor. Bu sayede enerji kullanımı hedeflenen fatura miktarının yüzde 80’ine ulaştığında kullanıcıya uyarı bildirimi gidiyor. Fatura limiti aşıldığında ise akıllı klima otomatik olarak tasarruf moduna geçerek, enerji tüketimini azaltıyor.”
Çevre dostu çamaşır ve çamaşır kurutma makineleri
Kendi faaliyetlerinin yanı sıra bireylerin de sürdürülebilir bir dünyaya katkı sağlamaları için çevreci teknolojiler geliştiren Vestel, bu ürünleri IFA 2022’de görücüye çıkardı. Vestel’in standında yer alan, çamaşırdan suya geçen mikro düzeydeki elyaf parçacıklarını filtreleyerek, tahliye edilen su ile atılmalarını önleyen Mikrofiber Filtreli Çamaşır Makinesi dikkat çekiyor. Su kaynaklarını ve canlıların sağlığını koruyan bu teknoloji ile Vestel, doğal kaynaklar üzerindeki baskının azaltılmasını hedefliyor.
Su ve deterjan karışımını, tambur içinde 20 farklı noktadan çamaşırın üzerine püskürten Hydroboost teknolojili çamaşır makinesi ise farklı programların sürelerini kısaltma ve yük kapasitelerini artırma faydaları ile su ve zaman tasarrufu sağlıyor.
Dose-On teknolojili çamaşır makinesinde ise her yıkamadan önce yumuşatıcı ve deterjan eklemeye ihtiyaç kalmıyor. Çamaşırın kirliliğine ve yüküne göre deterjan ve yumuşatıcı dozajını otomatik ayarlayan bu teknoloji, kullanıcıların hayatını kolaylaştırırken ekstra kimyasal kullanımının da önüne geçiyor.
Ek kimyasal dezenfektan maddeler kullanmak istemeyen kullanıcılar için çamaşırlarda yüksek düzey hijyen sağlayan, UV-C ışınları ile bakteri ve virüsleri ortadan kaldıran PureBeam+ teknolojisi ise hem su tasarrufu sağlıyor hem de ekstra kimyasal kullanımını engelliyor.
Çamaşır kurutma makinelerinde ise Sonic Steam teknolojisinin yardımıyla, çamaşıra nüfuz eden buhar kırışıklıklar azaltılırken (2 kat daha az kırışıklık), hijyenik, tazeleme ve kolay ütüleme imkanı da sağlanıyor. Cross Dry teknolojisi ile de kullanıcılara geleneksel sistemlere kıyasla yüzde 30 daha hızlı kurutma süresi sunuluyor. Ayrıca su geri kazanım özelliği ile kurutma makinesinde toplanan su, çamaşır makinesinde kullanılabiliyor. Böylece, kullanıcılar su tasarrufu yapabiliyor.
A+++ – %20 Enerji Sınıfı Çamaşır Kurutma Makinesi en çevre dostu soğutucu gazlardan biri olan R290 kullanıyor. R290 soğutucu gazının global ısınmaya neden olma potansiyeli, diğer soğutucu gazlardan 500 kat daha az olma özelliğinde.
7 ila 14 kg kapasiteye sahip G Serisi çamaşır makineleri yeni tambur modeli, yeni yan panel ve yeni yıkama teknolojileri içeriyor; ayrıca yüzde 20’ye varan enerji tasarrufu sunuyor. Ayrıca, bu serinin modern ve şık tasarımlı kontrol panelleri de kullanıcılara kolaylık ve eşsiz bir çamaşır yıkama deneyimi sunuyor. Sürdürülebilirlik, G serisinin ana temalarından birini oluşturuyor.
Daha az deterjan, daha ekonomik yıkama
Vestel, bulaşık makinesi segmentinde çevre ve kullanıcı dostu Dose-on teknolojisini hayata geçiriyor. Bu teknoloji, her seferinde deterjan eklemeye gerek kalmadan yıkama yaparken, kir düzeyini algılayıp deterjan kullanımını otomatik olarak düzenliyor. Bölyece Dose-on teknolojisi, kimyasal kullanımını düşürerek hem doğaya verilen zararı azaltıyor hem de ekonomik yıkama fırsatı sunuyor.
Negatif iyonlar ile koku önlemenin yanı sıra, Vestel Bulaşık Makineleri içeride mümkün olan en iyi hijyen koşullarını oluşturmak üzere UV teknolojisi ile de donatılıyor. Vestel’in en son PureBeam Pro+ teknolojisi ile üçüncü sepet alanında yarattığı steril alanda ise cep telefonları, anahtarlar, kredi kartları vs. gibi tüm kalemler de su kullanmaksızın sterilize edilebiliyor.
Ayrıca barındırdığı SonicWash teknolojisi ile de saatler, gözlükler ve mücevher gibi ürünler de mevcut yıkama özelliklerini sınırlamaksızın bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Auto Clean Filter Teknolojisine sahip olan Vestel Bulaşık Makinesinelerinde ise mikrofiltre etrafına yerleştirilen yeni bir püskürtme sistemi ile kullanıcının mikrofiltre temizleme sıklığı azaltıldı.
Piyasaya yeni sunulacak olan Auto Glass Safe bulaşık makinesi ise suyun sertlik ayarlarını otomatik olarak kendisi yaparak, zaman içinde cam eşyalar üzerinde meydana gelen aşınmanın da önüne geçiyor. Vestel’in IFA’da tanıttığı Self Heating teknolojisi ise bulaşık makinelerindeki durulama suyundan gelen ısıyı kullanarak kurutma performansını artırıyor.
Gıda israfını önleyen akıllı buzdolapları
Vestel’in gıda israfını önlemeye yönelik yeni envarter takip teknolojisi Full Indoor buzdolabı kapağının içerisindeki ürünlerin takibini yapıyor. Full Indoor sisteminde bulunan EggMinder teknolojisi, buzdolabındaki yumurtaların raf ömrünü ve miktarını takip ederek, yumurtaların geriye kalan raf ömrüne göre yeşil, sarı ve kırmızı olmak üzere üç farklı renk ile bilgilendirme yapıyor.
IntelliShelf teknolojisi ise buzdolabı kapağının içerisindeki raflarda yer alan ürünlerin ağırlığını, tazeliğini ve son kullanma tarihlerini takip ediyor. Kullanıcılar ürünlere dair bu bilgileri Vestel Evin Aklı ve VeeZy uygulamaları üzerinden veya raftaki LED göstergeler üzerinden takip edebiliyor.
VitaMod teknolojisi ise güneş ışığını taklit ederek, buzdolabındaki sebzelere tazelik veriyor. VitaMod teknolojisi ile sebzelerin içeridiği C vitamin ve antioksidan aktiviteleri yüksek seviyelerde tutularak, tazelikleri daha uzun süre korunabiliyor. FreshCheck koku sensörü ise buzdolabındaki meyve ve sebzelerin olgunlaşma sürecini takip ederek, tazelik düzeyleri hakkında kullanıcıları bilgilendiriyor.
Vestel’in diğer gıda israfını önleyen VacuumJar ve VacuumBag ürünleri de 8 kat daha uzun raf ömrü sağlıyor. Vakum torbası özelliği, kullanıcılara artan yemekleri vakumlayarak taze ve sağlıklı tutma imkânını sunuyor. VacuumJar teknolojisi ise kavanoz gibi saklama kaplarında yer alan sıvı gıdaları vakumlayarak uzun süre taze olarak depoluyor.
Geri dönüştürülmüş ankastre fırın ve ocak
Vestel’in IFA’da öne çıkan ürünlerinden biri de geri dönüştürülmüş ankastre fırın ve ocak. Bu ürünlerde kullanılan ve üretimi Vestel tarafından gerçekleştirilen tüm plastik parçalar, yüzde 100 geri dönüştürülmüş plastik hammaddeden üretildi. 60cm gazlı ankastre cam ocakta, geri dönüştürülmüş metalden ocak ızgarası, geri dönüştürülmüş cam pişirme yüzeyi ve geri dönüştürülmüş alüminyum yanıcılar kullanılırken, bu ürünün kumanda düğmeleri de tekstil iplik artıklarından üretildi.
2021 yılında işlenmemiş plastik kullanımını 5.338 ton azalttı
İklim değişikliği ile birlikte, dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biri olan plastik kirliliğinin azaltılması konusunda da üzerlerine düşeni yaptıklarını söyleyen Erdoğan, “2020 – 2023 yılları arasında, Türkiye’deki İş Dünyası Plastik Girişimi’nin (İPG) bir parçası olarak 10.799 ton plastik azaltmayı taahhüt etmiştik. Bu konudaki faaliyetlerimizi ürünlerimizdeki plastik kullanımını sadece azaltmak değil, mümkün olan yerlerde tamamen son vermek üzere sürdürüyoruz. Bu çalışmalarımız sonucunda da 2021 yılı içinde işlenmemiş plastik kullanımını 5.338 ton azaltarak önemli bir başarıya imza attık” dedi.
Sürdürülebilir ambalajlarla döngüsel ekonomiye katkı
Çevre üzerindeki etkiyi en aza indirme hedefi doğrultusunda ambalaj tasarımında sürekli olarak düzenlemeler yaptıklarını söyleyen Erdoğan, belirli ürünlerde yastıklama malzemesi olarak kullanılan EPS yerine oluklu mukavva kullanımına da geçtiklerini belirtti. Vestel’in CEO’su şöyle konuştu;
“EPS’in üretiminde oluklu mukavvaya göre 3,5 kat daha fazla enerji tüketilmesinden ötürü, bu iyileşme enerji tüketimini de azaltıyor. 2021 yılında, EPS kullanımını 64 ton azaltırken, oluklu mukavva kullanımını taahhütlerimiz doğrultusunda daha da artırmayı hedefliyoruz. Vestel olarak, tamamen geri dönüştürülmüş kağıtlardan elde edilen FSC Recycled (Geri Kazanılmış) sertifikalı karton ambalaj programımız ile de sorumlu kağıt tedariki taahhüdümüzü genişletmeye devam ediyoruz.
Bu kapsamda, biyoçeşitlilik ve doğal kaynaklarda net azalma yaşanmaması için dünyadaki ormanların sorumlu yönetimini destekliyor, bu sayede döngüsel ekonomiye katkıda bulunuyoruz. 2021 yılında 19.791 ton geri dönüştürülmüş karton kullanarak 336.441 ağacın kesilmesinin önüne geçtik.”
IFA 2022 yarın kapılarını açıyor. Bu fuar ile birlikte markaların oldukça farklı cihazları bizlerle olacak. Bu ürünlerden bir tanesi de LG’den geliyor. Dünyanın en büyük ekran üreticilerinden biri olan LG, bu teknolojisini yeni buzdolabında kullanmaya karar vermiş gibi görünüyor.
Bluetooth hoparlör ve LED paneller ile farklı bir buzdolab deneyimi
LG, IFA 2022 fuarında alışık olduğumuz beyaz ya da metal renkli buzdolaplarından farklı olarak renk değiştiren LED kapı panellerine sahip MoodUP ile karşımıza çıkıyor. Buzdolabının renklerini LG’nin ThinkQ uygulamasını kullanarak ya da kapı üzerinden değiştirmek mümkün.
LG, dünyanın ilk bükülebilen 42 inç OLED ekranını IFA 2022 etkinliğinde tanıttı. İşte LG OLED Flex LX3 özellikleri...
Üst kapı paneli için 22 renk seçeneği sunan marka alt tarafta ise 19 renklik bir palete sahip. LG bunun yanı sıra daha önceden belirlenmiş çeşitli temalar da belirlemiş durumda. Bu temalar arasında ‘Season’, ‘Place’, ‘Mood’ ve ‘Pop’ seçenekleri yer alıyor.
Bu panelleri aktif olarak kullanan LG, kapının açık kalması durumunda yanıp sönerek kullanıcısına uyarı veriyor. Aynı zamanda birisi buzdolabına yaklaştığında da bir karşılama mesajı veriyor. LED paneller kapatıldığında ise buzdolabı daha geleneksel bir şekilde gri ve beyaz renklere bürünüyor.
LED paneller aracılığı ile renk değiştirmesinin yanı sıra bu özel buzdolabı bir hoparlöre de ev sahipliği yapıyor. Bluetooth üzerinden bağlantı kurulan hoparlörlerde çalınan şarkıya uygun olarak LED paneller de müzikle senkronize bir şekilde renklerini değiştirebiliyor.
Buzdolabının bir diğer dikkat çeken özelliği ise ses tanıma sistemi oluyor. LG’nin yeni buzdolabı modelinin teknik detayları ise henüz paylaşılmış değil. LG, yarından itibaren Berlin’deki IFA 2022’de “Dios Object Collection MoodUP” buzdolaplarını sergileyecek.
Bu dikkat çekici buzdolabının fiyatı henüz açıklanmış değil ancak ucuz olmayacağını hepimiz biliyoruz. Peki siz LG’nin LED panellere ve hoparlöre sahip MoodUP buzdolabı hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.
Akıllı telefon dünyasındaki kıyasıya yaşanan rekabet, elbette sektörün hızlı gelişmesine vesile oluyor. Şirketler bu alanda bir adım öne çıkmak için bazı özelliklerini daha iyi yapma yoluna gidiyor. Sektörün önemli oyuncularından Xiaomi, hızlı şarj konusunu bambaşka bir seviyeye taşıyor.
Xiaomi, 210W hızlı şarj ile 4.000 mAh pili 8 dakikada doldurdu
Akıllı telefonlardaki hızlı şarj konusu, son yılların büyük bir ivmeyle yükselmeye devam ediyor. Özellikle Çinli üreticiler, bu konuda öncü olarak çalışmalarını sürdürüyor. Öyle ki iki yıl öncesine kadar 50W hızlı şarj aletlerine hayretle bakarken gelinen nokta sınırları zorluyor
Kısa süre önce tanıtılan MIUI 13.1 arayüzünü alacak Xiaomi modelleri ortaya çıktı. İşte MIUI 13.1 güncellemesi alacak Xiaomi modelleri.
Son dönemde 120W, 150 W gibi hızlı şarjları görmeye biraz biraz alıştık. Öyle ki geçtiğimiz günlerde OnePlus 10T, 150W hızlı şarj desteği sunacağını belirtmişti. Öte yandan 200W hızlı şarj vaat eden iQOO, bu alanda şimdilik en hızlısı görünüyordu. Ancak Xiaomi, bayrağı devralıyor.
Xiaomi, 210W hızlı şarj ile sektöre öncülük etmeye geliyor. Şirket, Xiaomi 11 Ultra ile bir dizi test gerçekleştirdi. 4.000 mAh pile sahip olan model, Xiaomi 210W hızlı şarj ile 0’dan 100’e 8 dakikada doldu. Bu durum şu ana kadar elde edilmiş en hızlı sonuç olarak karşımıza çıkıyor.
Diğer taraftan pile olumsuz etkisi ise düşündürücü
Şarj sürelerinin kısalması kullanıcılar için olumlu bir gelişme olsa da pil sağlığının ne olacağı konusunda endişeler var. Günümüzde akıllı telefonlarda kullanılan piller henüz bu denli hızlı şarjları destekleyecek düzeyde değil. Öyle ki Xiaomi, 125W ve üzeri hızlı şarj aletlerinin iki yıl içinde akıllı telefon bataryalarında yüzde 20’lik bir bozulma gerçekleştireceğini söylüyor.
1980’lerin başındaki birinci nesil analog telefonlardan günümüzde 5G’nin mümkün kıldığı uzaktan operasyonlara kadar uzun bir yol kat ettik. Bir zamanlar kullanımı cızırtılı sesli aramalarla sınırlı olan cep telefonlarını, artık tek bir tuşa basarak binlerce kilometre ötedeki bir toplantıya katılmak için kullanabiliyoruz.
İşte bu yüzden, endüstri yeni nesil mobil bağlantıyı icat etmek için yola çıktığında, yalnızca mevcut teknolojinin karşılayamayacağı yeni ihtiyaçları ele almakla kalmamalı, bunun yanında tamamen yeni fırsatlar, hizmetler ve endüstriler tasarlamalıyız.
Fakat bunu tek başımıza yapamayız
Bu nedenle Intel, 6G araştırma gündeminin çerçevesini çizmek için geniş ve işbirliğine dayalı bir girişim olan, AB 6G amiral gemisi araştırma projesi Hexa-X’in bir parçası oldu. Avrupa Komisyonu tarafından finanse edilen bu amiral gemisi Avrupa 6G projesi, 2030 yılına kadar 6G’yi gerçeğe dönüştürmek için önümüzdeki yıllarda geliştirilecek olan teknolojiye zemin hazırlayacak.
6G ile iletişim, bilgi işlem ve yapay zekânın yakınsamasını görmeyi bekleyebiliriz. Bilgi işlem ve yapay zekâ, sadece ağ altyapısının üzerinde bir uygulama olarak çalışmak yerine 6G sistemine yerel olarak entegre edilecek. Kullanıcılar, Hizmet Olarak Bilgi İşlem (CaaS) ve Hizmet Olarak Yapay Zekâ (AIaaS) arayüzleri aracılığıyla neredeyse sonsuz hesaplama gücüne ve yapay zekâ/makine öğrenmesi kaynaklarına erişebilecek.
Intel, 14 çekirdek ve 20 iş parçacığına sahip i5-13600HX işlemcisinin performans testi sonuçlarıyla göz doldurdu.
Fiziksel dünyaya yerleştirilmiş sensörlerin gerçek ortamların dijital temsillerini neredeyse gerçek zamanlı olarak güncellemek için veri göndermesi ve gerçek dünyadaki aktüatörlerin dijital dünyadaki akıllı ajanlardan gelen komutları yerine getirmesiyle, olayları analiz etmek ve zamanında harekete geçmek, ayrıca dikey endüstri operasyonuna özgü görevleri yerine getirmeye yönelik gelecekteki eylemlerin simülasyonunu yapmak, onları tahmin etmek ve programlamak mümkün hale gelecek.
İnovasyon yol haritamızı 6G çağına doğru çizerken, insani, fiziksel ve dijital dünyaları birbirine bağlamak için bu benzeri görülmemiş fırsattan güç alıyoruz. Önümüzdeki yolda araştırmalarımıza rehberlik etmesi ve bu hibrit dünyayı gerçekleştirmemize yardımcı olması için üç temel hedef belirledik.
1: Daha sağlıklı bir dünya
Sağlık sektörü, son yıllarda küresel gündemin zirvesine oturup büyük bir dijitalleşme hızına şahitlik etti ve hiçbir yavaşlama belirtisi göstermiyor. Yaşlanan nüfus, aşırı hava koşullarından kaynaklanan yaralanma riskinin artması ve başka pandemilerin yaşanması ihtimali nedeniyle, uzaktan ve erişilebilir sağlık hizmetleri her zamankinden daha hayati bir önem taşıyacak. Ve 6G, bu gelişmenin tam kalbinde olacak.
Günümüz tıbbı, hastalık tedavisi ve önleme stratejileri için tipik olarak herkese uyduğu düşünülen tek bir yaklaşım izliyor. Oysa hassas sağlık hizmetlerinde her kişinin genleri, çevresi ve yaşam tarzındaki bireysel değişkenlikler dikkate alınmalı.
Ancak bunu anlamak için, giyilebilir cihazlar aracılığıyla hem sağlıklı hem de hasta kişilerin hayati parametrelerinin 7/24 izlenmesi gerekir. Hibrit bir dünyada 6G, vücut içi cihazların dışarıdaki giyilebilir cihazlarla iletişim kurmasını sağlayabilir ve bu cihazlar da verileri güvenli bir şekilde internete aktarabilir.
Giyilebilir, uzaktan kumandalı teknoloji, görme bozukluğu olan kişilerin dünyada yönlerini bulmalarına da yardımcı olabilir. Sensörlerle donatılmış giyilebilir cihazlar nesneleri, sokak mobilyalarını ve diğer olası tehlikeleri sezmek ve tanımlamak için kullanılabilir. Böylece kullanıcılar önceden bilgilendirilmiş ve proaktif önlemler alınmış olur.
Burada, iletişim, bilgi işlem ve yapay zekanın yakınsaması da görüntü işlemeyi destekleme potansiyeline sahiptir. Örneğin bir hastanın cildinin görüntüsü alındığında, AIaaS konseptini izleyen bir yapay zekâ hizmeti resmi işleyebilir ve cilt kanseriyle ilgili şüpheli bir görünüm olup olmadığını anında belirleyebilir.
2: Daha fazla işbirliğine dayalı bir dünya
5G ağlarından 1.000 kat daha yüksek hızlara ulaşma potansiyeli taşıyan bu yeni ve neredeyse anlık kablosuz teknoloji, dijital işbirliğinin arttığı bir dünyanın kapısını açma potansiyeline sahiptir.
6G’nin sağladığı karma gerçeklik ve holografik video konferans olanakları sayesinde, silolar parçalanarak uzak ofis konumları, telekonsültasyonlar ve eğitim amaçlı e-öğrenme ortamlarına dağıtılabilir. Yarının etkileşimleri dokunsal bağlantıları -görme ve sesin yanı sıra dokunma dahil bir iletişim- dahi içerebilir.
Bu tür video konferanslar, meslektaşların ilgili holografik görüntülerini kaydetmek, iletmek ve yeniden oluşturmak için muazzam veri bant genişliğinin yanı sıra bilgi işlem ve yapay zekâ gücü gerektirecek.
Ayrıca, “işbirliği yapan robotların” ötesine geçerek, münferit robotların salt komuta ve kontrolünün ötesine geçme fırsatı da var. İnsanlar olmadan değil de, onlarla birlikte çalışmak üzere tasarlanan bu makineler, karmaşık görevleri daha verimli bir şekilde yerine getirerek hayatımızı daha kolay hale getirebilir ve insanların değerli zamanını daha anlamlı aktivitelere ayırmamızı sağlayabilir.
Dijital ikizlerin tasarımı ve kullanımı sayesinde 6G, akıllı şehirleri gerçek anlamda hayata geçirmek için gereken benzeri görülmemiş düzeydeki işbirliğini de açığa çıkarabilir. Dijital ikiz, fiziksel dünyadaki bir nesnenin ya da sistemin gerçek zamanlı veriler kullanılarak güncellenen ve karar vermeye yardımcı olmak için simülasyon, makine öğrenimi ve muhakeme kullanan sanal bir temsilidir. Dijital ikiz yaklaşımı, veri paylaşımını bir şehrin ekosistemi genelinde sezgisel olarak kolaylaştırarak şehir planlamacıları, inşaat işçileri, enerji tedarikçileri ve vatandaşların kendileri arasındaki işbirliğine olanak tanıyabilir.
Burada, fiziksel dünyadan ve ilgili varlıklardan alınan gerçek zamanlı geribildirimlerle birlikte dijital ikiz şehir modeli, gelecekteki evrim ve planlamanın yanı sıra geleceğin akıllı şehirlerinin gelişmiş ve verimli operasyonları için güçlü bir araç da olabilir.
6G ile desteklenen bu dijital kopyaların trafik akışını mükemmel bir şekilde optimize etmemize, öngörülen aşırı hava olaylarına karşı dayanıklı evler inşa etmemize ve sorunsuz toplu taşıma operasyonları yürütmemize olanak sağlayacağını umuyoruz.
3: Daha sürdürülebilir bir dünya
Son olarak 6G, bizi daha sürdürülebilir bir dünyaya doğru taşıma potansiyeline sahiptir. 6G, enerji verimliliğinden sürdürülebilir dönüşüme kadar, toplumu etkileyen ve etkili dijitalleşme yoluyla çevresel ayak izinin azaltılmasını sağlayan kaynak verimli ağlar sağlayabilir.
6G, biyo-dostu enerji hasadı sensörlerini uygun maliyetli bağlantıyla her yere yerleştirmemize olanak tanıyarak hava durumu, iklim değişikliği ya da biyoçeşitlilik gibi sistem açısından kritik çevresel unsurların gerçek zamanlıya yakın ve paha biçilmez bir şekilde izlenmesini sağlayabilir.
Ayrıca küresel bir telemetri sistemi hava/iklim modellerini daha da iyileştirmek, çevresel durumun gözetimini ve izlenmesini sağlamak ve sel ya da toprak kayması gibi doğal felaketler için erken uyarı sistemlerini etkinleştirmek ya da ekosistemleri ve nesli tükenmekte olan türleri yasadışı ağaç kesme ve kaçak avlanma gibi tehditlere karşı daha iyi korumak için de kullanılabilir.
Tüm alanlarda 6G, yerel ve merkezi yapay zekâ aracılarının süreci makul bir maliyet ve karmaşıklıkla sürekli olarak optimize etmesiyle tam entegre otonom tedarik zincirlerini de güçlendirecektir.
Dijital ikizlerin daha sürdürülebilir gıda üretimine uygulanmasıyla, mahsullerin ve besi hayvanlarının sağlığı, ihtiyaçları ve rahatsızlıkları gerçek zamanlı olarak izlenebilir, besin maddeleri/gıdalar otonom olarak uygulanabilir ve herhangi bir tehdit, verimi artırmak ve israfı azaltmak için ele alınabilir.
Ağın kendisinin sürdürülebilir doğası açısından değerlendirildiğinde, çevre, ihtiyaçlar ve koşullar sürekli değiştiği için 6G gibi karmaşık ağların parametrelendirilmesi ve optimum şekilde işletilmesi son derece güçtür. Sürdürülebilirlik hedeflerini optimize etmek için, yerel olarak entegre edilmiş yapay zekâ teknolojisi ağ bağlantısını sürekli olarak gözlemleyecek ve 6G ağının parametrelendirmesini en yüksek sürdürülebilirlik seviyeleriyle (örneğin enerji tüketimi) birlikte kullanıcı performansını artıracak şekilde uyarlayacak.
Bu hafta yayınlanan bir blog gönderisinde McAfee araştırmacıları, kullanıcıların birlikte Netflix yayınlarını izlemesine, perakende sitelerindeki fırsatları takip etmesine ve web sitelerinin ekran görüntülerini almasına olanak tanıyan beş kötü amaçlı uzantı tespit etti.
Google Chrome’de kötü amaçlı 5 uzantı tespit edildi
Kullanıcıların tarayıcı kullanımını da takip ettiği belirlenen bu uygulamalar yapılan araştırmanın arından Chrome Web Mağazası’ndan kaldırılmış durumda. Kullanıcıların çevrim içi etkinliklerini gizlice izlediği belirtilen 5 uygulamanın toplamda 1.4 milyon kez indirildiği belirtiliyor.
Google Chrome 104 güncellemesi dağıtıma çıktı. Google, yeni güncellemede 11 güvenlik açığını kapattığını söyledi.
McAfee’ye göre bu kötü amaçlı uzantılar, kullanıcının ziyaret ettiği her sayfayı, uzantının yaratıcısına iletiyor. Böylece kod, kullanıcıların ziyaret ettiği e-ticaret sitelerine eklenebiliyor ve uzantının sahipleri kullanıcının satın aldığı herhangi bir şey için ödeme almasına olanak tanıyordu.
Bir Google sözcüsü Çarşamba günü, McAfee raporunda belirtilen uzantıların beşinin de Chrome uzantı mağazasından kaldırıldığını doğruladı. Yalnızca Chrome için kullanılabilen 100 binden fazla uzantı bulunuyor. Google ve diğer sağlayıcılar, mağazalarında bulunan tüm uzantıları incelediklerini söylese de, kaçınılmaz olarak bazı kötü amaçlı uzantılar ise içeri sızmayı başarıyor.
Bu yılın başlarında, McAfee araştırmacıları, kullanıcıları kimlik avı sitelerine yönlendiren ve kullanıcıların kişisel bilgilerini çalan birkaç sahte Netflix parti Chrome uzantısı tespit etmişti. Bu uzantıdan ise sadece 100 bin adet indirildiği açıklanmıştı.
Uzmanlar, tüketicileri uzantılar söz konusu olduğunda dikkatli olmaları ve bir uzantıyı yüklemeden önce ne tür verilere erişmek istediğini kontrol etmeleri konusunda uyarıyor. Tıpkı bunlar gibi henüz tespit edilememiş birçok uygulama olabilir. Bu yüzden bir uzantının kötü amaçlı olup olmadığını detaylı bir şekilde kontrol edilmesi oldukça önemli.
Her ne kadar tarayıcılarda yer alan bu uzantılar hayatımızı kolaylaştırıyor olsa da bazı kötü amaçlı yazılımcılar ise bu durumu kendi yararlarına kullanıyor. O yüzden bir kez daha dikkatli olmanızı öneriyoruz. Peki siz kötü amaçlı uzantılar hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.
Sony, büyük bir rekabet ortamının olduğu akıllı telefon sektöründeki yerini üst sıralara çıkarmak için çalışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor. Şirket, özellikle kamera detayını öne çıkarttığı modelleriyle akıllı telefon dünyasında isminden söz ettirmişti. Şimdi de Xperia 5 IV modelini kullanıcılarının beğenisine sundu.
Xperia 5 IV, üç arka kameranın hepsinde 4K 120p HDR sunuyor
Yeni Sony modeli, işlemci koltuğunda Qualcomm’un Snapdragon 8+ Gen 1 yonga setine yer veriyor. Öte yandan model, selefine göre biraz daha küçük olacak şekilde tasarlandı. Cihaz, 156 x 67 x 8,2 mm boyutlarında ve 172 gr ağırlığında. Cihaz, Sony’den beklenildiği üzere kamerasıyla iddialı geliyor.
PlayStation Plus Eylül listesi açıklandı. Essential, Extra ve Deluxe için onlarca oyun sunulacak. İşte Deathloop, Watch Dogs 2 ve dahası.
Yeni Sony modelinin arka panelinde üçlü kamera dizilimi bulunurken bu üç kamera da üst düzey performans iddiasıyla geliyor. Her biri 12 megapiksel olan kameralar 120 fps okuma hızına sahip olup, her birinde 4K / 120p’de video kaydı alabiliyor. Ayrıca otomatik odaklama, otomatik pozlama ve HDR etkinken 20 fps’de fotoğraf çekebilme gibi özellikleri de bulunuyor.
Ön panelde ise 1080×2520 piksel, 6,1 inçlik 120 Hz yenileme hızına sahip OLED ekran bulunuyor. Ekranın önünde de 12 megapiksellik bir özçekim kamerası yer alıyor. 5000 mAh değerindeki bataryası kablolu ve kablosuz şarj desteğine sahip öte yandan cihaz, Eylül ayı sonu ya da Ekim başında satışa sunulacak. Öte yandan Sony Xperia 5 IV modelinin fiyatı 1000 dolar olacak.
Meta‘nın Facebook, Instagram ve WhatsApp’da yeni ücretli özellikler belirlemek ve oluşturmak için bir organizasyon ekibi kurduğu belirtiliyor. Yeni departmanın, Meta’nın üçü de milyarlarca kullanıcıya sahip olan uygulamalarında ücretli özellikler oluşturmaya yönelik ilk ciddi adımı olduğunu söyleyebiliriz.
Meta yeni özellikler ile kazancını artırma hedefinde
Meta, bu uygulamayı reklam gelirlerinde meydana gelen büyük düşüşün ardından devreye sokma kararı aldı. New Monetization Experiences adlı departman, daha önce Meta’nın araştırma başkanlığını yapan Pratiti Raychoudhury tarafından yönetilecek.
Ana şirket Meta, hesabını kaybeden kullanıcılara yardımcı olmak için müşteri hizmetleri bölümü oluşturuyor.
New Monetization Experiences grubu başkan yardımcısı John Hegeman, şirketin reklam işini büyütmeye kararlı olduğunu belirtiyor. Hegeman ancak kullanıcıların uygulamalarda reklamları kapatmak için ödeme yapması gibi bir durumun söz konusu olmadığını dile getirdi.
Meta, sosyal medya uygulamalarında kullanıcıların ödemeye istekli olacağı ve ödemekten heyecan duyacağı yeni özellikler sunmayı planlıyor. Bu özellikler hakkında ise henüz net bir bilgi verilmiş değil. Meta’nın gelirinin neredeyse tamamı reklamlardan geliyor. Şirket uygulamalarında hâli hazırda birkaç ücretli özellik sunuyor olsa da, bugüne kadar kullanıcıların ücret ödemesini bir öncelik haline getirmemişti.
Meta, yeni özelliklerden kısa sürede büyük bir başarı beklemiyor. Ancak uzun vadede yeni ücretli özelliklerin Instagram, Facebook ve WhatsApp gibi platformlarda sıkça kullanılması öngörülüyor. Meta, 5 yıl içerisinde yeni ücretli özelliklerin çok daha farklı bir noktaya geleceğine inanıyor.
Meta, şu anda Facebook, WhatsApp ve Instagram‘da bazı ücretli içerikler sunuyor. Facebook’ta sanal yıldız sistemini sunan Meta, WhatsApp üzerinden müşterilerine mesaj gönderen şirketlerden de belirli bir ücret alıyor. Şirket aynı zamanda Instagram’da özel içerikler için abonelik ücreti planını ortaya koydu.
Meta yeni ücretli içerikleri konusunda yalnız değil. TikTok, Twitter, Snapchat ve Telegram gibi uygulamalarda da benzer sistemler sunulmaya başlıyor. Peki siz Instagram, Facebook ve WhatsApp’ta sunulacak ücretli özellikler hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.
Birçok firma gibi Lenovo da IFA 2022 fuarında yeni teknolojilerini kullanıcıların beğenisine sundu. Bilgisayar ve telefonlar için ikinci ekran olarak kullanılabilecek Lenovo Glasses T1 tanıtıldı. İşte Lenovo Glasses T1 özellikleri…
Meta, HTC ve Google başta olmak üzere birçok firma AR/VR teknolojileri için çalışmalarını hızlandırdı. Bununla birlikte Lenovo, geçtiğimiz yıl Qualcomm teknolojisi kullanarak ürettiği ThinkReality A3 AR gözlüğü tanıttı.
Lenovo Glasses T1 özellikleri
Telefon ve bilgisayarlar için ikinci ekran olarak kullanılabilen model, TCL tarafından üretilen NXTWear G modeline benzerliğiyle dikkat çekiyor. Type-C bağlantısı ile çalışan Lenovo Glasses T1 modelinin Windows, macOS, Android ve iOS uyumlu olduğu belirtiliyor.
Şirket, iPhone ile kullanılabilmesi için Lightning girişine sahip kablonun da kutudan çıkacağını açıkladı. Cihazda sağ ve sol göz için iki ayrı ekran olduğunu belirten şirket, ekranların 1920 x 1080 piksel çözünürlüğe sahip olduğunu duyurdu.
LG, dünyanın ilk bükülebilen 42 inç OLED ekranını IFA 2022 etkinliğinde tanıttı. İşte LG OLED Flex LX3 özellikleri...
Ekranlar için yüksek kontrastlı Micro-OLED panel kullanıldı. Dahili hoparlör ile tanıtılan cihaz, TUV düşük mavi ışık sertifikasına sahip.
Lenovo ThinkReality gözlüklere benzeyen Glasses T1, ayarlanabilir burun köprüsüne sahip. Şirket, gözlük kullanan kişiler için de çalışma yaptığını belirtti. Kullanıcılar, ekranda yer alan çerçeveye numaralı gözlük camlarını yerleştirebilecek.
Lenovo, Glasses T1 modelini 2022 yılının sonunda Çin pazarında satışa sunacağını açıkladı. Fiyat etiketi henüz belli olmayan model, 2023 yılında dünya genelinde kullanıcılara sunulacak.
Philips televizyon denildiğinde ilk akla gelen şey olan Ambilight teknolojisi önemli ölçüde iyileştirildi. Yeni nesil Ambilight iyileştirilmiş ortam aydınlatma teknolojisiyle, ekrandaki görüntüleri daha hassas bir şekilde eşleştirmesi için özel olarak tasarlanan geliştirilmiş bir versiyon sunuyor.
Philips’in yeni TV ve ses ürünlerini IFA’da inceledik
OLED+937 bir televizyonun sunabileceği maksimum görüntü ve ses kalitesini yakın zamanda kazandığı 2022 EISA Ödülü’yle yeniden kanıtladı. Model; 65 inç OLED+937, OLED EX paneli, güçlü yapay zekalı çift motoru, ısı senkronizasyonu ve 1300 Nit’e kadar çıkabilen parlaklık kapasitesiyle dikkat çekiyor.
Yapay zeka teknolojisine ek olarak TV’de bulunan P5 Yapay Zekalı Çift Görüntü İşleme Teknolojisi; görüntü işleme fonksiyonuna Advanced HDR özelliğini ekleyerek görüntülerin sahne-sahne işlenip ortalama değerlerini almak yerine kare-kare işlenmesini sağlıyor.
Bowers&Wilkins ses sistemi, televizyonun bulunduğu ortama etkileyici bir ses performansı katmak amacıyla 95W’lık güç, sağ ve soldan ateşlemeli sürücülerle gerçek anlamda 5.1.2 tarifine uyan bir ses deneyimi yaşatıyor.
OLED+937 modelde televizyonun arkasına monte edilen LED’leri gruplara ayırmak yerine, her bir LED’in ayrı ayrı kontrol edilerek daha geniş renk seçeneği ve hassas renk eşleşmesi sunmasını kolaylaştıran Yeni Nesil Philips Ambilight Teknolojisi de bulunuyor.
Yeni Aurora Ekran Doldurma Özelliği’yle beraber televizyonda önceden yüklenmiş olan video ve fotoğraflardan oluşan galeri ekrana geldiğinde izleyiciler kendilerini sanat galerisinde gibi hissediyor.
NVIDIA G-Sync ve AMD FreeSync Premium uyumluluğu, özel ekran oyun ayarları çubuğu ve oyun performansını panelin yenilenme hızına göre iyileştirmek için tasarlanmış yeni VRR Shadow Enchancer özelliğiyle televizyon oyunseverlere mükemmel bir oyun deneyimi yaşatıyor.
Avrupa dizaynı minimalist metal çerçeve ve yeni, incecik OLED EX paneli Ambilight aurasını televizyondan dışarı taşırıyor.
Televizyon standına entegre edilen hoparlör muhafazasının her iki ucunda özel delikli saten metal hoparlör ızgaraları, üst ve ön kısımda Kvadrat Audiomix kumaş detayları bulunuyor.
Harekete duyarlı, arkadan aydınlatmalı uzaktan kumanda gümüş renkte ve Muirhead deri kaplamalı.
Philips PML9507 Mini LED TV ne sunuyor?
OLED model televizyonlar, Ambilight TV serisinde bulunan açık ara en yüksek performanslı ürün olsa da; Mini LED teknolojisi üst seviye görüntü kalitesi ve ses performansıyla öne çıkıyor. Mini-LED model seçenekleri; 55, 65 ve 75 inç ekran boyutlarının eklenmesiyle arttı.
Philips 6.nesil P5 Yapay Zekalı Görüntü İşleme Teknolojisi, 120 Hz Va panel ve etkileyici 1500 Nit’lik parlaklık kapasitesiyle televizyon izleyicilerine üst düzey görüntü kalitesi sunuyor.
Yeni nesil dört taraflı Ambilight aydınlatmaya eklenen Aurora özelliği sayesinde seyir keyfi ikiye katlanıyor.
Mini LED; televizyona entegre edilen 2.1 derin bas hoparlör, 70W’luk alttan ateşlemeli tweeter sistemi, iki adet orta mesafeli sürücü, ayrı üçlü zil sesli derin bas hoparlör ve arkada konumlanan ikiz pasif radyatör sayesinde görüntü kalitesiyle eş değer bir ses performans gösteriyor.
Birinci sınıf Avrupa dizaynı; metal kaplama ve setin alt kenarı boyunca ekranın diğer üç kenarında bulunan minimal kalınlıktaki metal çerçeveyle öne çıkıyor. Koyu antrasit renkte fırçalanmış metal çubuklar tasarımı tamamlayan diğer bir detay.
Oyunseverler için ideal bir model olan PML9507; Philips TV’nin oyun ayarları çubuğu, Freesync Premium uyumluluğu, TV’de bulunan monitör modu sayesinde tam çözünürlüklü 4K 120VRR oynatma kapasitesine sahip.
PML9507 modelinin ayrıca sofistike ve şık Muirhead deri kaplamalı, harekete duyarlı, gümüş renkli uzaktan kumandası da bulunuyor.
Müzik dinlemek hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Seyehat ederken, çalışırken ve hatta spor yaparken dahi müzik dinliyor, adeta melodilerden enerji ve ilham alıyoruz. Ancak özellikle sportif çalışmalar sırasında çoğu kulaklık bizi yarı yolda bırakıyor. Bu noktada ise devreye spor ve sporcular için özel olarak üretilen HAKII ürünleri devreye giriyor.
Sporculara yönelik ürünleriyle HAKII daima yanınızda
İlk defa 2017 yılında Havit’in h serisi olarak yola çıkan marka, daha sonra tüketicilerden aldığı olumlu geri dönüşler ve ticari başarının ardından HAKII adı altında bağımsız bir marka oldu. Şirket 2019’dan itibaren hareketli bir yaşama ilham veren ses teknolojilerini spor tutkunları ve dünyası ile buluşturdu.
İlham ve tasarımsal iyileştirmeler için gençler ve sporcular ile çalışan HAKII, ortaya dinamik ürünler çıkarmayı başardı. Hafif ve yüksek teknolojiyle donatılmış ürünler tüketiciler tarafından kabul gördü. Bir noktada 2022 Pekin Olimpiyatları’nda bile kendine yer buldu. Peki bir süredir Türkiye’de de faaliyet gösteren şirketin öne çıkan ürünleri neler?
HAKII Action sporcu kulaklık
Markanın ülkemizde de sattığı ürünlere göz attığımızda dikkatimizi ilk olarak HAKII Action modeli çekiyor. Aktif spor için özellikle tasarlanmış bu ürün, aktif gürültü engelleme gibi modern teknolojileri de destekliyor. Ürüne buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
HAKII Ice Bluetooth kulaklık
Eşsiz tasarımıyla yeryüzündeki tüm kablosuz kulaklıklardan ayrılan Hakkı Ice modeli, yukarıda da bahsettiğimiz 2022 Pekin Olimpiyatları’nda karşımıza çıkan kulaklık. Action modeline benzer şekilde aktif gürültü önleme desteği bulunan ürün, buna rağmen uygun fiyatlı olmasıyla dikkat çekiyor. Daha detaylı bilgi için buraya tıklayabilirsiniz.
HAKII Wake profesyonel masaj aleti
HAKII’nın geniş ürün yelpazesi çoğunlukla ses teknolojileri olsa da şirketin ana odağını sporcular oluşturuyor. HAKII Wake profesyonel masaj aleti ise bu neden karşımıza çıkıyor. Ürünün masaj aleti, sıkılaşma ve dinlenme başta olmak üzere üç fartklı modu bulunuyor. Daha detaylı bilgi için buraya tıklayabilirsiniz.
HAKII’nin Türkiye’deki ürünleri neden ucuz?
Türkiye’de yaklaşık bir senedir CYN Bilişim Teknolojileri distribütörlüğünde aktif satış gerçekleştiren HAKII; Hepsiburada, Teknosa, Trendyol, Turkcell Pasaj, N11 gibi açık pazar yerlerinin yanı sıra D&R mağazalarında da tüketicilerle buluşuyor. Ancak pek çok kişinin aklındaki soru işareti ise “HAKII kulaklıklar neden bu kadar uygun fiyatlı?” oluyor.
Aslında HAKII, pek çok alanda karşılaştığımız basit ama etkili bir stratejiyi uyguluyor. Tıpkı Steam’de satılan bazı oyunlar, Spotify ya da Apple Music gibi bu kulaklıklar da yerel fiyatlandırmaya sahip. Bu sayede yurt dışındaki fiyatlara ya da dolar kuruna çevirildikten sonra olması gereken fiyata rağmen çok daha ucuz ve erişilebilir bir meblağ karşılığında tüketicilerle buluşuyor.
Merkezine sporcuları koysa da her kullanıcıya hitap eden HAKII ürünleri için yukarıda belirttiğimiz alışveriş platformları ya da D&R mağazalarından ulaşabilirsiniz.