Dünyaca ünlü güvenlik şirketi Kaspersky, yeni yayımladığı güvenlik raporunda WhatsApp’a dikkat çekti. E-dolandırıcılığın pandemi ile birlikte geldiği noktayı ele alan rapor, WhatsApp ile e-dolandırıcılık sektörünün nasıl bir uyum içerisine girdiğini gösteriyor.
Neredeyse herkesin her gün kullandığı WhatsApp, tek başına bir iletişim yolu haline geldi. Bu da pandemiden dolayı kapınıza gelemeyen dolandırıcılar için büyük bir fırsat demek.
Hackerlar finans sektörüne siber saldırı düzenlemeye devam ediyor. İntenette 1 milyon kredi kartı bilgisi paylaşıldı.
WhatsApp kullanıcıları hangi yöntemlere maruz kalıyor?
Kaspersky’ın raporuna göre e-dolandırıcıların büyük bölümü artık WhatsApp’ı kullanıyor. İnternette dolandırıcılık yeni yeni ortaya çıkmaya başladığında dolandırıcılar, insanlara genelde kendi websitelerinden ulaşırdı. Şimdilerde ise dolandırıcılar direkt olarak kişilerin kendileriyle iletişime geçiyor.
Whatsapp ve E-dolandırıcılık
Pek çoğunuzu daha önce kötü niyetli kişiler arayıp kampanya sunmuş olabilir. Dolandırıcıların numaranıza erişmesi tabii ki rastgele değil, form doldurduğunuz ya da güvenilir sandığınız siteler telefon numaralarınızı üçüncü şahıs şirketlerle paylaşıyor. Bazen rehberinde sizin de numaranız olan arkadaşınızın telefonunun hacklenmesi, numaranızı internete yayabiliyor. Kaspersky’a göre dolandırıcıların eline geçen numaralarınız, teslimat hizmetleri ile kimlik bilgilerinizin alınması için kullanılıyor.
Dolandırıcılar, insanlara WhatsApp üzerinden “hediye kazandınız” gibi klişelerle gelip adres gibi önemli bilgilerini istiyor. Gerçekten de hediye kazandığını sanan ya da umursamayıp “belki gelir” diyerek bilgilerini paylaşan kişiler büyük risk alıyor.
WhatsApp, e-dolandırıcılık için merkez haline geldi
Dolandırıcıların teslimat için bilgi sorması dışında kullandığı bir yöntem yeni keşfedildi. E-dolandırıcılar geniş çaplı düzenledikleri siber saldırı için oldukça eski bir yöntem olan fishing’i kullanmışlar. WhatsApp kullanıcılarına “yabancılarla tanışın” başlığı altında gönderilen mesajların aslında sahte giriş ekranlarına yönlendirdiği keşfedildi. Bu yöntem oldukça eski olsa da insanlar ziyaret ettikleri siteyi gerçek sanarak giriş bilgilerini yazıyor.
Whatsapp ve E-dolandırıcılık
Özellikle boomer kuşağı, ziyaret ettikleri siteler için pek detaycı olamayabiliyor. Dolandırıcıların bir şekilde sizinle iletişime geçip bilgi istemesi klişeleştiği için artık pek çok insanın buna kanmadığını düşünüyoruz. Ancak detaycı olmayan insanlar, fake sitelerle kolayca kandırılabiliyor.
Birçoğumuz telefonun pil tasarrufu için karanlık mod özelliğini kullanıyoruz. Ancak aslında bu özellik pil ömründen düşündüğümüz kadar tasarruf sağlamıyor. Yeni bir çalışma, özelliğin pil ömründen çok fazla tasarruf etmediğini ortaya koydu. Bununla birlikte çalışmayı yapan Purdue Üniversitesi araştırmacıları, kullanıcıların bu özellikten daha iyi yararlanabilmelerinin birkaç yolunu da açıkladı.
Android ve Apple işletim sistemi güncellemeleri, kullanıcılara akıllı telefonlarını karanlık moda alma seçeneği sunmaya başladığında bu özellik, pil tasarrufuna işaret etti. Bu, daha koyu renkli piksellerinaçık renkli piksellerden daha az güç kullanmasını sağlayan ekranlara sahip yeni telefonların bir özelliği olarak gösterildi.
(Foto: Purdue Üniversitesi)
ABD’deki Purdue Üniversitesi araştırmacıları yeni bir çalışmada karanlık mod seçeneğini inceledi. Bulgulara göre bu özelliğin, çoğu insanın telefonlarını günlük olarak kullanma şekliyle pil ömründe büyük bir fark yaratması pek mümkün değil. Ancak bununla birlikte elbette özelliğin yardımcı olduğu konular var.
Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği bölümünden Dr. Charlie Hu, telefon endüstrisinin karanlık modu devreye sokarken acele ettiğinden bahsetti. Endüstrinin henüz piksellerin güç tüketimini doğru bir şekilde ölçecek araçlara sahip olmadığını söyledi. Ancak artık geliştiricilere, kullanıcılara daha verimli uygulamalar sunmak için ihtiyaç duydukları araçları sağlayabileceklerini ekledi.
Özellik, belirli durumlarda etkili
Araştırmacılar, araçları deneyerek veriler elde etti. Çalışmada, Google Play’de en çok indirilen altı uygulamayı incelediler. Bunlar; Google Haritalar, Google Haberler, Google Telefon, Google Takvim, YouTube ve Hesap Makinesi idi. Ekip, karanlık modun Pixel 2, Moto Z3, Pixel 4 ve Pixel 5‘teki bu uygulamaların her birinde 60 saniyelik etkinliği nasıl etkilediğini analiz etti. Ekip, yalnızca Android uygulamaları ve telefonları üzerinde çalışsa da, bulgularının iPhone X‘ten başlayarak Apple telefonları için benzer etkileri olabilir.
Hakikat şu ki karanlık mod, yalnızca belirli senaryolarda pil ömründe gözle görülür bir fark oluşturur. 2017’den sonra çıkan akıllı telefonların çoğunluğu OLED (organik ışık yayan diyot) ekrana sahip. Bu tür bir ekran, eski telefonların LCD (likit kristal ekran) ekranları gibi bir arka aydınlatmaya sahip olmadığından, koyu renkli pikseller görüntülenirken ekran daha az güç tüketiyor. Ayrıca OLED ekranlar, telefon ekranlarının ultra ince, esnek ve katlanabilir olmasını sağlıyor.
Genellikle insanlar telefonlarının varsayılan otomatik parlaklık ayarını kullanıyor. Bu ayar, çoğu zaman iç mekanlardayken parlaklık seviyelerini yüzde 30 ila 40 civarında tutma eğilimde. Araştırmacılar, yüzde 30 ila 50 parlaklıkta, ışık modundan karanlık moda geçişin birkaç farklı OLED akıllı telefon için ortalama olarak yalnızca yüzde 3 ila 9 güç tasarrufu sağladığını buldu. Ancak ışık modundan karanlık moda geçerken parlaklık ne kadar yüksek olursa, enerji tasarrufu da o kadar yüksek olur.
Birinci senaryo: Güneşli günde ışık modundan karanlık moda geçiş
Diyelim ki parlak ve güneşli bir gündedışarıda otururken OLED telefonunuzu ışık modunda kullanıyorsunuz. Telefonunuz parlaklığı otomatik ayarda ise ekran muhtemelen gerçekten parlak hale gelmiştir. Bu da pil ömrünü tüketir.
Çalışma, yüzde 100 parlaklıkta ışık modundan karanlık moda geçişin ortalama yüzde 39 ila 47 pil gücü tasarrufu sağladığını gösterdi. Bu nedenle, telefonunuzun ekranı o kadar parlakken karanlık modu açmak, telefonunuzun ışık modunda kaldığınızdan çok daha uzun süre dayanmasına izin veriyor.
İkinci senaryo: Gözlerinizi rahatlatmak için karanlık mod kullanımı
Genellikle telefonunuzun parlaklığını artırmak, ister açık modda ister karanlık modda olun pilini daha hızlı tüketir. Ancak doktora öğrencisi Pranab Dash, ışık modundaki daha düşük parlaklık seviyelerinin, karanlık moddaki daha yüksek parlaklık seviyeleriyle aynı güç tüketimine yol açtığını gösteren veriler topladı.
Örneğin, Google Haberler uygulamasını Pixel 5’te yüzde 20 parlaklıkta ışık modunda kullanmak, telefonun karanlık modda yüzde 50 parlaklıkta olmasıyla aynı miktarda güç tüketti.
Telefonunuza karanlık modda bakmak gözleriniz için daha iyiyse ancak daha iyi görmek için daha yüksek parlaklığa ihtiyacınız varsa, bu parlaklık seviyesinin telefonunuzun pil ömrüne daha fazla zarar vereceği konusunda endişelenmenize gerek yok.
Ekip, uygulama geliştiricilerin bir uygulama tasarlarken karanlık modda belirli bir etkinliğin enerji tasarrufunu belirlemek için kullanabilecekleri bir araç geliştirdi. Per-Frame OLED Power Profiler (PFOP) dedikleri araç, ekibin geliştirdiği daha doğru OLED güç modelini temel alıyor.
Hem Android hem de Apple telefonlar, her bir uygulamanın ne kadar pil gücü tükettiğini gösteriyor. Ancak Hu ve Dash, Android’in mevcut pil özelliğinin karanlık modun güç tüketimi üzerindeki etkisini dikkate almadığını ileri sürdü. Ekip, Android’de pil tüketimini hesaplamak için daha doğru bir yol geliştirdi. Android Battery+ adlı aracı önümüzdeki yıl platform satıcıları ve uygulama geliştiricilerinin kullanımına sunacaklar.
Honor’un yeni nesil amiral gemisi ile ilgili sızıntılar gelmeye devam ediyor. Bu şaşırtıcı bir durum değil çünkü telefonun tanıtım tarihi yaklaştı, beklentilerimiz çıkan sızıntılara göre şekilleniyor. Sık sık hakkında iddialar ortaya atılan Honor Magic 3, bu defa kamera özelliklerini gösterdi.
E-ticaret platformlarında sıklıkla karşılaştığımız yenilenmiş telefon furyası nedir? Bu cihazlar güvenilir mi? Yakından bakalım...
Honor Magic 3 kamerası görüntülendi
Weibo’ya yüklenen bir fotoğraf, Honor’un yeni amiral gemisinin kamerasını gösteriyor. Fotoğraf çok bulanık olduğu için kameranın özelliklerini bilmek çok zor. Ancak kameranın üstündeki “100X” ibaresinden, 100X dijital zum destekleneceğini biliyoruz. Büyük resme bakacak olursak telefonun tasarımında Huawei Mate 40 tarzı seçilmiş.
Sızdırılan görsel
Honor’un attığı adımlar pazarlama konusunda bazılarımızı şüpheye düşürüyor. Şirket geçen yıl, ABD’nin Çinli üreticilere uyguladığı ambargodan kurtulmak için Huawei’in bünyesinden ayrıldı ancak hala ABD Hükümeti, Honor’u pek sevmiyor. ABD’nin ambargo uygulama gerekçesi Çinli üreticilerin kullanıcı bilgilerini hükümete sağlayarak istihbarata yardım etmesi. Bu yüzden Honor’un evinden uzaklaşması pek işe yaramadı.
Yine de Honor üretimden vazgeçmiyor ve yakın zamanda Honor Magic 3 çıkış yapacak. Hatta cihazın Harmony OS ile çalışacak olması umutları yeşerten bir başka detay. HarmonyOS henüz çok yeni olsa da ikinci versiyonuyla hem geliştiricilerden büyük destek aldı, hem de kullanıcıların beğenisini kazandı. Bu yüzden şu anki durumda HarmonyOS’in itibarı, Huawei ve Honor’un itibarı demek oluyor.
Muhtemelen günler ilerledikçe bu telefonla ilgili daha çok sızıntı duyacağız. Yaşanan gelişmeleri sizlerle paylaşacağız.
Apple geçtiğimiz ay iOS 15’i ve diğer işletim sistemlerinin yeni versiyonlarını denemek isteyenler için herkese açık beta sürecini başlatmıştı. Daha önce Apple’ın beta programlarına kayıt olmuş ya da halihazırda kayıtlı olan kullanıcılara bir davetiye gönderildi. Gönderilen e-posta ile Apple, kullanıcıların iOS 15 beta programına katılmasını istiyor.
Apple’ın bu e-postayı göndermesi, stabil sürümün yayımlanmasına pek uzak olmadığımızı da gösteriyor. iOS 15 ile birlikte diğer Apple ürünlerinin işletim sistemleri için de aynı çağrı yapıldı.
"Hayat kurtardı" haberlerine bir yenisini daha ekleyen Apple Watch bu kez erken teşhis konusunda büyük rol oynadı.
Apple, kullanıcıları iOS 15 beta yüklemeye davet ediyor
Hangi yazılım için olursa olsun beta sürümlerinin kullanıcı sayısından daha önemlisi geri bildirim sayısıdır. Apple, daha fazla kullanıcının beta’ya katılmasını ve geri bildirim yapmasını istiyor. Kullanıcıların beta deneyimleri çoğu zaman sorunsuz olmuyor ve yaşadıkları çilenin Apple tarafından bilinmesi, stabil sürümde bu durumun yaşanmasının önüne geçiyor.
iOS 15 beta
Sadece iOS 15 değil; iPadOS 15, macOS Monterey, tvOS 15, ve watchOS 8 için de aynı çağrı yapıldı. Bu işletim sistemleri, Apple’ın WWDC 2021’de tanıttığı yeni sürümleridir.
Eğer iOS 15 için meraklı biriyseniz ve cihazınız da destekliyorsa beta programına katılabilirsiniz. Ancak deneyiminiz hatalarla dolu olabilir, bu durum zamanla düzelebilse de beta sürümlerin doğası budur. Bu yüzden bir geliştirici ya da meraklı olmayanlar için beta önerilmez.
Eğer beta üyesi olmak istiyorsanız buradaki bağlantıdan yönergeleri takip etmelisiniz.
Mini dizi sayısı televizyon dünyasında her geçen gün artıyor. Tek sezonluk kısa bölümlerden oluşan yapımlar, çoğu zaman genel kalitenin üstünde performans sergileyebiliyorlar.
Özellikle uzun bölümlerden oluşmaması nedeniyle de bu diziler, geniş çaplı izleyici kitlelerine sahip olabiliyorlar. Bununla birlikte dizi platformlarının yaygınlaşması ile bu tarz içeriklere ulaşmak artık daha kolay.
Biz de sizler için bir çırpıda izleyip bitirebileceğiniz en iyi 10 mini diziyi derledik. Patlamış mısırlarınız hazırsa başlayalım.
Star Wars: The Bad Batch dizisinden hayranlarına müjdeli haber. Bu yıl çıkış yapan ve oldukça sevilen yapımın ikinci sezonu onaylandı.
Kaçırmamanız gereken en iyi 10 mini dizi
Geniş çaplı önerilerin yer aldığı liste, pek çok farklı platformdan mini diziyi sizler ile buluşturuyor. Film tadında olan mini diziler, farklı farklı kategorilere sahip. Bazı yapımlar aksiyon, bazı yapımlar da drama kategorisinde izleyicileri karşılıyor. Öte yandan sizler için hazırladığımız liste, herhangi bir sıralamaya sahip değil.
Unorthodox – 2020
Deborah Feldman‘ın aynı isimli otobiyografisinden uyarlanan yapım, dram yönüyle dikkatleri üzerine çekiyor. Alman-Amerikan ortak prodüksiyonu olan mini dizi, dört bölümden oluşuyor. İzleyenlerin beğenisini toplayan yapım 26 Mart 2020 tarihinde Netflix üzerinden yayınlandı.
Dizi, Hasidik Yahudi olan Esther Shapiro‘nun, evliliğini devam ettirmek istemeyip, Almanya‘ya kaçmasını ve orada başına gelenleri anlatıyor. Unorthodox‘un yönetmenlik koltuğunda ise Maria Schrader oturuyor.
When They See Us – 2019
Netflix yapımı dizi, ABD sınırları içerisinde gerçekleşen vahşi bir olayı konu alıyor. Haksız yere suçlanan beş siyahi gencin yaşadıklarını merkezine koyan yapım, kuvvetli dram yönüyle dikkatleri üzerine topluyor. Gerçek bir olayı izleyicilerine yansıtan When They See Us, dört bölümden oluşuyor.
WandaVision – 2021
Marvel yapımı mini dizi, sinema evreninin dördüncü fazı ile geleceği noktaya dair küçük ipuçları barındırıyor. Avengers: Endgame sonrası Scarlett Witch karakterinin yaşadıklarını konu alan yapım, tek sezondan oluşuyor. Disney+‘ta yayınlanan WandaVision, hoş teması ve uzun olmayan bölümleri ile kaçırmamanız gereken yapımlar arasında yerini alıyor.
Matt Shakman‘ın yönettiği yapımda başrollerde, Elizabeth Olsen, Paul Bettany ve Kathryn Hahn yer alıyor. Ayrıca dizinin senaristliğini, Black Widow filminden tanıdığımız Jac Schaeffer üstleniyor.
The Undoing – 2020
HBO tarafından geliştirilen The Undoing, gizem ve psikolojik gerilim dizisi olarak bizleri karşılıyor. Nicole Kidman’ın başrolde olduğu yapım, You Should Have Known romanından uyarlandı. Bununla birlikte dizi, kocasını vahşi bir kazada kaybeden Grace Fraser karakterinin hayata tutunma çabasını ve bu yolda başına gelenleri konu alıyor. Kadrosu ile dikkat çeken The Undoing’i kaçırmamanız gerek.
I Know This Much Is True – 2020
Wally Lamb‘in 1998 yılında piyasaya sürdüğü çok satan kitabından uyarlanan yapım, HBO tarafından çekildi. Dram yönü oldukça kuvvetli Altın Küre ödüllü yapım, Dominic Birdsey karakterinin aile geçmişine dair öğrendiği bilgileri merkezine alıyor. İddialı kadrosu ile dikkat çeken yapımın başrolünde Mark Ruffalo ve Kathryn Hahn yer alıyor.
The Night Of – 2016
Gerilim severlerin kaçırmaması gereken bir mini dizi ile karşı karşıyayız. Toplamda 5 dalda Emmy Ödülü kazanan The Night Of, Naz Khan karakterinin cinayet suçundan yargılanmasını konu alıyor. Kadrosu önemli yıldızlarla çevrili olan mini dizi, başrollerinde Riz Ahmed ve John Turturro ile izleyicilerini karşılıyor.
11.22.63 – 2016
Stephen King‘in romanından uyarlanan yapım, bir zaman yolcusunun 1963 yılına dönmesini ve Kennedy suikastını engellemeye çalışmasını konu alıyor. Ödüllü dizinin başrolünde, James Franco ve Sarah Gadon yer alıyor. Hulu tarafından geliştirilen dizi mutlaka izlemeniz gereken mini diziler arasında bulunuyor.
Band of Brothers – 2001
Mini dizi dünyasının kuşkusuz en önemli yapımlarından biridir Band of Brothers. Stephen Ambrose’un aynı isimli kitabından uyarlanan dizi, 2. Dünya Savaşı temasını başarılı bir şekilde ekrana yansıtması ile meşhur. Damian Lewis,Michael Fassbender, Tom Hardy ve David Schwimmer gibi usta isimlerin yer aldığı yapımın yönetmenleri arasında Tom Hanks ve Steven Spielberg de bulunuyor.
Chernobyl – 2019
İnsanlık tarihinin en büyük felaketlerinden biri olan Çernobil kazasına farklı bir açıdan bakmaya hazır olun. HBO yapımı mini dizi, 1986‘da gerçekleşen elim olayı doğrudan belgesel usulü ile anlatmak yerine, kurguya da başvuruyor. Gerçek hikayeleri başarılı bir şekilde bir araya getiren yapım, izleyicileri ekranları başına kilitlemeyi başarıyor.
Johan Renck‘in yönettiği Chernobyl‘in başrollerinde, Jared Harris ve Stellan Skarsgård yer alıyor. Emmy Ödüllü mini dizi, mutlaka izlemeniz gereken yapımlardan birisi.
Queen’s Gambit – 2020
https://www.youtube.com/watch?v=CDrieqwSdgI
Netflix yapımı rekorları alt üst eden mini dizi Queen’s Gambit, listemizin son yapımı olarak bizleri karşılıyor. Anna Taylor Joy‘un başrolde yer aldığı uyarlama, 1950 ve 1960‘lı yıllar arasında kötü alışkanlıkları olan bir kadın satranç oyuncusunun başından geçenleri anlatıyor. Scott Frank‘in yönettiği yapım, toplamda 7 bölümden oluşuyor.
Listedeki dizilerin kaçını izlediniz? Veya burada olmasını beklediğiniz bir yapım var mı? Görüşlerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın.
Aralarında Türk bankalarının da bulunduğu toplam 1 milyon kredi kartının paylaşıldığı iddia ediliyor. Açık istihbarat konusunda bilinen isimlerden biri olan CryptoInsane, konu ile ilgili görsel yayınladı.
1 milyon kredi kartı bilgisi sızdırıldı
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte bilgi güvenliği daha da önemli hale geldi. Banka ve ödeme sistemlerinde keşfedilen açıklar nedeniyle bugüne kadar milyonlarca kullanıcının kredi kartı bilgisi yayınlandı.
Hackerlar, başta finans sektörü olmak üzere birçok farklı sektöre siber saldırı düzenliyor. Ransomware adı verilen fidye saldırıları günümüzde en çok kullanılan yöntemlerden biri.
WhatsApp kullanıcıları dikkat! Siber güvenlik uzmanları, WhatsApp'a bu hafta eklenen özellikle ilgili uyarıda bulundu.
Geçtiğimiz günlerde FIFA’nın geliştiricisi Electronic Arts adlı firmaya siber saldırı düzenleyen hackerlar, FIFA 21’in kaynak kodları internet üzerinden yayınladı. Bir süredir gündemden düşmeyen bu olay sonrasında bir hacker sitesinde 1 milyon kişinin kredi kartı paylaşıldı.
Konu hakkınca Tweet atan CryptoInsane, kredi kartı satışı yapan bir sitenin yöneticilerinin bu veriyi sızdırdığını belirtti. Siber güvenlik araştırmacısının paylaştığı ekran görüntüsünde Türkiye ifadesi dikkat çekiyor.
Paylaşılan ekran görüntüsünde şehir, bölge, telefon numarası, adres ve posta kodu gibi detaylar yer alıyor.
1 milyon kredi kartının sadece Türk bankalara mı ait olduğu henüz bilinmiyor. Ayrıca verilerin hangi sistem hacklenerek elde edildiği merak konusu.
Tesla CEO’su Elon Musk ile özdeşleşen popüler kripto para birimi Dogecoin, büyük bir yükselişe geçti. Artan değeri ile yatırımcılarını heyecanlandıran DOGE, 8 Ağustos Pazar günü saat 13:20 itibariyle yüzde 13,80 artış gösterdi. Dogecoin’in değeri 0.26 doları gördü.
Hal böyle olunca, parasını Dogecoin’e yatıran kripto tutkunlarının da yüzü gülmeye başladı. Bu bireylerden biri olan 33 yaşındaki Glauber Contessoto, elde ettiği karı sosyal medya hesabı üzerinden takipçileriyle paylaşarak sevincini ifade etti.
En büyük kripto para konumunda olan Bitcoin'in kurucusu Satoshi Nakamoto aslında kim? Satoshi olduğu iddia edilen tüm kişileri derledik.
İtalyan yatırımcı, yeniden ‘Dogecoin milyoneri’ unvanını elde etti
SlumDOGE Millionaire adıyla Twitter’da varlığını sürdüren Glauber Contessoto, Dogecoin’in artışı ile yeniden kripto para milyoneri statüsü kazandığını sevenlerine duyurdu. İtalyan yatırımcı, mutluluğunu şöyle dile getirdi:
“Resmi olarak yeniden Dogecoin milyoneri oldum! Kendime olan inancımı hiç kaybetmedim.”
Yukarıdaki tweet’ten de anlaşılacağı gibi, Contessoto bu unvanı ilk defa eline almadı. Dogecoin milyoneri statüsünü geçtiğimiz aylarda da taşıyan yatırımcı, Mayıs ayında DOGE’un büyük bir değer kaybı yaşamasıyla kaybetmişti. Ancak yılmayan Contessoto, bir süre bekledikten sonra tekrardan gelirini katlamayı başardı.
Dogecoin, Elon Musk’a rağmen yükseliyor
Ünlü girişimci Elon Musk sayesinde büyük bir çıkış yakalayan Dogecoin, Tesla CEO’sunun Twitter paylaşımları ile değerine değer kattı. Uzun süre DOGE’u yükseltmek için elinden geleni yapan Musk, bir süredir şaşırtıcı bir şekilde o paylaşımlarına ara verdi. Fakat buna rağmen, Dogecoin’in yükselişe devam etmesi şaşırtıyor.
Birkaç gün öncesine kadar Twitter profil fotoğrafında Dogecoin’i taşıyan Elon Musk, Cuma günü yeni bir görselle takipçileri karşısına çıktı. Artık popüler iş insanı, profilinde bir SpaceX roketini taşıyor.
Son dönemlerde kripto paraları bir kenarı koyan Elon Musk, uzay şirketi SpaceX’e odaklanmış durumda. Yeni Twitter profil fotoğrafı bunun bir kanıtı olmakla birlikte, Netflix’in de bu firmayı konu alan bir belgesel dizisi hazırladığı biliniyor. Countdown: Inspiration4 Mission to Space adıyla yayınlanacak proje, Musk’ın sivil uzay gezisi planlarını anlatacak. 5 bölümden oluşacak yapım 6 Eylül’de yayına girecek.
Sonu hüsranla biten tanıtım etkinliği ardından uzun süre gündemde kalan Cybertruck için toplam 1 milyon kişi ön ödeme yaptı. Tesla, geçtiğimiz haftalarda ortaya atılan Cybertruck erteleme haberlerini doğruladı.
Tesla, Cyberturk modelini 2022 yılına erteledi
2019 yılında tanıtılan ve 2021 yılında piyasaya sürüleceği belirtilen Cybertruck modeli, Tesla hayranlarını üzecek açıklama ile gündeme geldi.
Mühendislik hesaplamalarını ve tasarımı yeni tamamlayan Tesla, yeni modelin piyasaya sürülmesi için henüz erken olduğunu belirtti.
Audi, Dakar Rallisi için özel olarak geliştirdiği ilk elektrikli off-road aracı için önemli bir aşama kaydetti.
Konu hakkında açıklama yapan CEO Elon Musk, “Çelik dış iskelet için yeni üretim süreçleri oluşturmamız gerekiyor. Bu süreçte farklı sorunlarla karşılaşmamız muhtemel. Cybertruck modeli farklı üretim teknikleri gerektirdiği için bizi zorlu bir süreç bekliyor.” ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz ayda 2021 ikinci çeyrek mali raporunu yayımlayan Tesla, Cybertruck üretiminin Model Y’den sonra Texas’ta Gigafactory’de başlayacağını açıkladı.
Rivian adlı firma da kısa süre önce R1T elektrikli kamyonetinin üretimini erteleyeceklerini açıkladı.
Yeni bir akıllı telefon ararken, özellikle fiyatı ucuz olan ve tedavülden kalkan bazı modellerde “yenilenmiş” gibi bir ibare görüyoruz. Bu konuda internette “yenilenmiş telefon bozuktur, garantisi yoktur, memnun etmez” vb. söylemlerle birçok bilgi kirliliği yer alıyor.
Peki nedir bu yenilenmiş telefon? İkinci el ile aynı mıdır, yoksa tamamen farklı mı? En önemlisi: yenilenmiş telefon alınır mı? Kafanızdaki soruları giderecek bilgileri sizler için derledik.
Apple'ın bir zamanlar popüler telefonlarından iPhone 8, 2021 yılında hala alınır mı? İşte tüm merak ettiğiniz soruların cevabı...
Yenilenmiş (Refurbished) telefon nedir?
ABD başta olmak üzere birçok ülkede “refurbished” adı altında satılan yenilenmiş akıllı telefonların yaygınlığı çok fazla. Yenilenmiş telefonlar; genellikle düşme, kırılma, çizilme vb. nedenlerden ötürü tamir görmüş, yazılım ve estetik bakımından sıfıra yakın hale getirilmiş olarak tanımlanabilirler. Tamir görenlerin yeni sıra, herhangi bir problemi olmayıp tüketici tarafından kutusunun açılmasının ardından iade edilen telefonlar da yenilenmiş kategorisine girerler.
Yenilenmiş telefonlar Türkiye’de yasaldır. Hatta Ticaret Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş yenileme merkezleri bile mevcut. Bu merkezlerde donanımsal bir problemi varsa mümkün olan en iyi şekilde düzeltilir, yazılımı sıfırlanır, akabinde alıcısına sunulmak üzere ambalajlanır. Yenilenmiş telefonlar asgari 12 ay garanti kapsamına giriyorken, ikinci ellerde ise böyle bir imkan yoktur.
Yenilenmiş akıllı telefon almak mantıklı mı?
Amiral gemisi olarak adlandırdığımız üst seviye telefonların ülkemizde minimum 10 bin TL’den başlaması ve orta seviye telefonlar için 4000-5000 TL gibi fiyatların normalleşmesi, bütçesi yeterli olmayan kullanıcıları haliyle ikinci el telefonlara veya giriş segmentinde yer alan cihazlara yönlendirdi. Ancak giriş seviye dediğimizde, genellikle kullanım kalitesi pek verimli olmayan cihazlarla karşılaşıyoruz.
Bu noktada yenilenmiş telefon, yabana atılmaması gereken çok iyi bir alternatif olabilir. Burada dikkat etmeniz gereken en önemli nokta, cihazı satın aldığınız yerdir. Türk Standartları Enstitüsü tarafından “TSE Hizmet Yeri Yeterlilik Belgesi” almış ve Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı tarafından “Yenileme Merkezi” olarak belirlenmiş firmalarca yenileme ve sertifikalandırma işlemi yapılarak satışa sunulan ürünleri almaya özen gösterin.
Bakanlık tarafından yetkilendirilen resmi yerlerin sattığı ürünleri aldığınızda, kendinizi de güvende tutmuş olursunuz. Yenilenmiş telefonlar tüm kontrolleri yapılmış, gerekli tüm bakım/onarım ve test işlemlerinden geçirilmiştir. Ek olarak tüm fonksiyonları çalışır, üzerinde darbe, çizik, soyulma, aşınma izi bulunmaz. Yenilenmiş cihazların iç aksam, tuş ve fonksiyonları aynı kondisyonda olup tamamen çalışır durumdadır. Güvenilir bir yerden satın almak, sizi bu anlamda olası bir sıkıntı yaşamanız durumunda kanunen koruyacaktır.
Üst seviye cihazlara 10 bin TL gibi miktarlarda verecek paranız yoksa, onun yenilenmiş versiyonunu satın almak mantıklı. Dikkat ettiğiniz müddetçe gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz.
Astronotlar, en maliyetli olimpiyat etkinliği olduğu için dünya gündeminde yankı uyandıran 2020 Tokyo Olimpiyatları’na atıfta bulundu. Uzay Olimpiyatları adı altında kendi etkinliklerini düzenleyen Astronotlar, çektikleri videoları sosyal medya üzerinden yayınladı.
ABD'deki araştırmacılar Meksika Körfezi'nde 'ölü bölge' keşfetti. Söz konusu bölge yaklaşık 4 milyon habitat kaybına eşdeğer.
Astronotlar, ilk Uzay Olimpiyatları’nı düzenledi
6 Ağustos’ta resmi olmayan ilk Uzay Olimpiyatları’nı ilan eden astronotlar, çeşitli etkinlikler düzenledi.Etkinlik videolarını yayınlayan ekip, senkronize uzayda yüzme, no-handball, zeminsiz rutin ve yer çekimsiz keskin nişan oyunlarıyla sahneye çıktı.
Fransız Astronot Thomas Pesquet, çekilen videoları Twitter hesabı üzerinden paylaştı. Tüm oyunlarda diğer olimpiyatlarda da olduğu gibi sportmenlik, tutku, takım çalışması, konsantrasyon ve beceri kriterleri oluşturuldu.
Senkronize uzayda yüzme hakkında açıklama yapan Pesquet, “Senkronize uzayda yüzme oyunu, ekip çalışması ve ekip uyumunu gösterme imkanı sundu.” ifadelerini kullandı.
ABD, bugün sona erecek olan Tokyo Olimpiyatları’nda toplam 108 madalya ile birinci sırada, Çin ise 87 madalya ile ikinci sırada yer alıyor.
2 adet altın, 2 adet bronz ve 9 adet gümüş madalya ile ülkemiz Tokyo Olimpiyatları listesinde 35. sırada yer alıyor. Okçuluk kategorisinde mücadele eden Mete Gazoz, ülkemize okçulukta ilk altın madalyayı getiren isim oldu.
İnternet bundan 10 yıl önce belki de altın çağını yaşıyordu. 2010’larda internetin artık bir hobi ya da iş aracı olmaktan çıkıp zorunluluk haline gelmesinde 2011 büyük bir yıldı. 2021’e geldiğimizde internet çoğu insan için sosyal medya demek olsa da o zamanlar popüler internet siteleri büyük oranda masaüstünden ziyaret ediliyordu.
Eski akıllı telefonu webcam yapma rehberi sayesinde yeni bir bilgisayar kamerası satın alma derdinden kurtulacaksınız.
Popüler internet siteleri 10 yıl önce nasıl görünüyordu?
Her gün ziyaret ediyor olabileceğiniz internet siteleri tabii ki 10 yıl önce farklı görünümlere sahipti. Zaman ilerledikçe tasarım anlayışımızın değişmesi teknolojinin her dalına yansıdı. iPhone 4’ün cirit attığı 2011 yılında popüler sitelerin nasıl göründüğünü derledik.
Facebook
2011 yılında Facebook
Facebook’u bugün çoğunuz kullanmıyor olabilirsiniz. Tahtını Instagram’a bırakan Facebook’u bugün kullanan boomer kuşağı bile akıllı telefonundan kullanıyor. Artık masaüstü tarafında pek de espirisi kalmayan Facebook’ta 2011 yılında oyunlar oynanıyor, notlar ve durumlar paylaşılıyor, anılar paylaşılıyor ve sohbet ediliyordu. 2011 yılında her paylaşım için ayrı bir platform yoktu ve Facebook insanların gün arasında ziyaret ettiği harikalar diyarıydı.
Instagram
2011 yılında Instagram
Instagram, 2011 yılında plajdaki bir kum tanesi gibiydi. Facebook onu satın almadan önce pek popüler olmayan Instagram, o dönemde yalnızca App Store’da mevcut olan bir uygulamaydı. Zaten Facebook tarafından satın alınmasının ardından uzun bir süre web’de faaliyet göstermediler. Hala eksik olan web deneyimi Instagram için çok da gerekli değil. Instagram’ın farklı yaptığı şey geleceği görüp mobile önem vermekti.
YouTube
2011 yılında YouTube – Popüler internet siteleri
2011 yılında bile YouTube, dünyanın en büyük video paylaşımı platformuydu. O dönemde belki de tasarımdan daha büyük bir eksilik olarak kör algoritmaya sahipti. Sosyal medya platformlarının o dönemde neyi sevdiğimizi analiz edememesi büyük eksiklikti. YouTube’un şu anki algoritması olmasaydı ne izlerdik bilemiyorum.
Microsoft
2011 yılında Microsoft – Popüler internet siteleri
Microsoft’un internet sitesine her gün girmiyor olabiliriz ancak gün içerisinde başta Windows olmak üzere servislerini kullanıyoruz. 2011 yılında Microsoft’un internet sitesi sıkça değişti. Şirketin elinde Windows 7, Xbox 360 ve Internet Explorer 9 silahları vardı. Bu üç ürün o dönemde teknoloji gündeminden düşmedi. Bugünlerdeki “Bilgisayarım Windows 11 çalıştırır mı?” telaşı o dönemde Windows 7 için vardı. İşin ilginç tarafı hala Windows 7’yi Windows 11’e tercih edecek insanlar var.
LinkedIn
2011 yılında LinkedIn – – Popüler internet siteleri
İş hayatındaki hemen hemen herkesin kullandığı LinkedIn, 2011 yılında 100 milyon üyeye sahipti. Bugün bu platformu ayakta tutan şey insanların birbirini bulabilmesi. Şu sıralar 700 milyonu aşan kullanıcı sayısına sahip LinkedIn’de iş arkadaşlarınızı kolayca bulabiliyorsunuz. O dönemde aradığınız kişiyi bulma olasılığınız 7 kat daha düşüktü.
Google
2011 yılında Google
Google’ı takdir etmek gerekiyor çünkü tasarımı 10 yıldır neredeyse aynı. Logonun dışında yalnızca kutucukların yuvarlatıldığını görüyoruz. Zaten sade bir tasarıma sahip olan Google, kalıbını korudu ve sadece olan kalıpların üstüne eklemeler yaptı.
ShiftDelete.Net
2011 yılında Shiftdelete
Geçen aylarda yeni temamızı hayata geçirmişken eskiyi de özlemiyor değiliz. 2011’de de Türkiye’nin en büyük teknoloji haberleri sitesi olan Shiftdelete’in 10 yıl önceki hali şu ankine hiç benzemiyor. Yine de logonun tamamen aynı kalmış olması göze çarpan detaylardan biri. Bundan 10 yıl sonra, 2021’deki temaya bakıldığında nasıl tepkiler verilir merak ediyoruz.
Başta İran ve Çin olmak üzere bazı ülkelerde kripto para madenciliğinin yasaklanması borsalarda durgunluğa sebep oldu. Geçtiğimiz haftalarda düşüş yaşayan Bitcoin, bugün 45 bin dolar seviyesine yükseldi.
Bitcoin tekrar 45 bin dolar seviyesinde
Xiaomi, Portekiz’de attığı adım sayesinde kullanıcılara kripto para ile ödeme imkanı sundu. Şirketin yayınladığı duyuru kripto para piyasasında hareketlenmeye neden oldu.
Dün Coinbase, Türkiye’de yaşayan yatırımcılara kredi ve banka kartı kullanarakkripto para alma imkanı sunacaklarını açıkladı. Türk kripto para yatırımcıları tarafından olumlu karşılanan bu hamle, ülkemizdeki kripto para talebini artıracak.
Dünyanın en büyük kripto para borsalarından biri olan Coinbase, Türk yatırımcıları yakından ilgilendiren bir hizmetini başlattı.
Sabah saatlerinde tekrar yükselişe geçen kripto para birimi, şu an 44.745 dolar üzerinden işlem görüyor. Bitcoin, bugün yaşanan yüzde 2,5 artış ile tekrar toparlanma sürecine girdi.
Bazı ülkelerin kripto para birimlerini resmi para birimi olarak duyurması dünya genelinde dijital paralara olan güveni artırıyor. Her ne kadar dönemsel dalgalanmalar yaşansa da Bitcoin ve Ethereum gibi kripto para birimleri yatırımcılar tarafından orta ve uzun vade yatırımı olarak kabul ediliyor.
Lider kripto para biriminin yükleşinin ne kadar devam edeceği ne yazık ki bilinmiyor. Ancak bazı analistler, Bitcoin belirli destek noktalarına ulaştığında yükseliş trendine geçeceğini tahmin ediyor.
Haberimizde yer alan hiçbir ifade yatırım tavsiyesi değildir.
