Android işletim sistemine sahip akıllı telefonunuzun depolama alanı zamanla dolabilir. İndirilen uygulamalar, önbellek verileri, gereksiz dosyalar ve çift kaydedilmiş fotoğraflar cihazın performansını olumsuz etkiler. Bu dosyaları manuel olarak bulup silmek oldukça zahmetli bir iştir.
Google Files ile Android’de kolay dosya temizliği
Ancak endişelenmeyin, basit bir uygulama size yardımcı olabilir: Bizzat Android’in geliştiricisi Google tarafından geliştirilen Google Files uygulaması, bu süreci otomatize ederek depolama alanını yönetmenin en güvenilir yollarından birini sunuyor.
Öncelikle Google Play Store üzerinden Google Files uygulamasını indirip kurun. Uygulamayı ilk kez başlattığınızda, cihazınızdaki dosyalara erişebilmesi için depolama izni vermeniz istenecektir. Bu izin, uygulamanın gereksiz verileri tarayıp tespit edebilmesi için zorunlu. İzin verildikten sonra uygulama, cihazınızı analiz etmeye başlar.
Uygulamanın sol menüsünde bulunan Sil menüsünü açın. Bu ekranda, telefonunuzun hafızasında yer kaplayan ve silinmesi önerilen öğeler kartlar halinde listelenir. En üstte genellikle “Gereksiz Dosyalar” başlığı yer alır. Bu seçenek, uygulamaların oluşturduğu geçici dosyaları içerir ve silinmesi sisteme zarar vermez.
Temizle butonuna bastığınızda, uygulama sizden son bir onay ister ve işlemi saniyeler içinde gerçekleştirir. Google Files ayrıca yinelenen dosyaları, eski ekran görüntülerini, WhatsApp gibi uygulamalardan gelen büyük videoları ve kullanılmayan uygulamaları da tespit eder. “Dosya Seç” diyerek bu kategorilerdeki içerikleri inceleyebilir ve sadece silmek istediklerinizi işaretleyebilirsiniz.
Android reklam engelleme yollarını adım adım anlattık. Özel DNS ve AdGuard kullanarak telefonda reklam kapatma işlemini hemen öğrenin.
Düzenli olarak yapılan bu temizlik işlemi, hem depolama alanı açar hem de telefonun daha stabil çalışmasına katkı sağlar. Peki, siz akıllı telefonunuzun depolama alanını yönetmek için yerleşik araçları mı yoksa farklı uygulamaları mı tercih ediyorsunuz? Yorumlarda görüşlerinizi paylaşabilirsiniz.
2026 vizyon filmleri, sinema dünyasında uzun süredir beklenen büyük bir patlamayı gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Geçtiğimiz yıl sektörde yaşanan durgunluk ve bazı büyük yapımların beklentileri karşılayamaması, gözleri tamamen önümüzdeki yıla çevirdi. Analistler, pandemi sonrası dönemin en parlak yılının 2026 olacağını öngörüyor.
Beklenen 2026 vizyon filmleri ve detayları
Sinema severler için adeta bir şölen havasında geçecek olan yeni yılda, Marvel evreninden animasyon klasiklerine kadar pek çok dev yapım izleyiciyle buluşacak. İşte gişe rekorlarını altüst etmesi beklenen o filmler ve öne çıkan detayları.
Avengers: Doomsday
Marvel Sinematik Evreni, kaybettiği ivmeyi geri kazanmak için en büyük kozunu oynuyor. Russo Kardeşler’in yönetmen koltuğuna dönüşü ve Robert Downey Jr.’ın sürpriz bir şekilde Doctor Doom karakteriyle evrene geri girişi, heyecanı zirveye taşıdı. Bu film, sadece bir aksiyon yapımı değil, aynı zamanda nostaljik bir buluşma noktası olarak görülüyor.
Vizyon Tarihi: 18 Aralık 2026
Tahmini Küresel Gişe: 1,6 milyar dolar
The Super Mario Galaxy Movie
İlk filmin yakaladığı olağanüstü başarının ardından Mario, bu kez galaksiler arası bir maceraya atılıyor. Hem çocukların hem de yetişkinlerin ilgisini çeken bu evren, görsel şölen ve eğlenceli hikayesiyle yılın en iddialı animasyonlarından biri olmaya aday.
Vizyon Tarihi: 3 Nisan 2026
Tahmini Küresel Gişe: 1,3 milyar dolar
Spider-Man: Brand New Day
Peter Parker, yaşadığı büyük kayıpların ardından daha yerel ve kişisel bir hikaye ile karşımıza çıkıyor. Sokak seviyesindeki suçlarla mücadele edecek olan kahramanımıza, Punisher gibi sert karakterlerin eşlik etmesi bekleniyor. Bu film, karakterin olgunlaşma sürecini merkeze alıyor.
Vizyon Tarihi: 31 Temmuz 2026
Tahmini Küresel Gişe: 1,25 milyar dolar
Moana (Canlı Aksiyon)
Disney’in sevilen hikayesi, bu kez gerçek oyuncularla beyaz perdeye taşınıyor. Dwayne Johnson’ın ikonik Maui karakterini canlandıracak olması, filmin en büyük çekim gücünü oluşturuyor. Yaz aylarında ailelerin sinema salonlarına akın etmesi bekleniyor.
Vizyon Tarihi: 10 Temmuz 2026
Tahmini Küresel Gişe: 1,1 milyar dolar
Toy Story 5
Oyuncaklar dünyası, modern teknolojinin getirdiği zorluklarla yüzleşiyor. Tabletler ve dijital oyunların çocukların ilgisini çalması, Woody ve arkadaşlarını yeni bir maceraya sürüklüyor. Pixar, bu filmle hem eski hem de yeni nesil izleyiciyi yakalamayı hedefliyor.
Vizyon Tarihi: 19 Haziran 2026
Tahmini Küresel Gişe: 900 milyon dolar
Minions 3
Dünyanın en popüler sarı karakterleri, kaos ve eğlence dolu yeni hikayeleriyle geri dönüyor. Minyonlar markası, uluslararası pazarda hala çok güçlü bir yere sahip ve bu filmin de gişede garanti bir başarı elde edeceği düşünülüyor.
Vizyon Tarihi: 1 Temmuz 2026
Tahmini Küresel Gişe: 880 milyon dolar
The Odyssey
Christopher Nolan, destansı bir anlatımla sinema tarihine yeni bir imza atmaya hazırlanıyor. Homeros’un klasik eserini modern bir dille yorumlayacak olan yönetmen, IMAX teknolojisinin sınırlarını zorlayarak izleyicilere görsel bir şölen vadediyor.
Vizyon Tarihi: 17 Temmuz 2026
Tahmini Küresel Gişe: 850 milyon dolar
Michael
Popun Kralı Michael Jackson’ın hayatı, yeğeni Jaafar Jackson’ın başrolünde olduğu biyografik bir filmle ölümsüzleşiyor. Sanatçının zirve yıllarına odaklanan yapım, müzikseverler için yılın en duygusal deneyimlerinden biri olabilir.
Vizyon Tarihi: 24 Nisan 2026
Tahmini Küresel Gişe: 750 milyon dolar
Dune: Part Three
Denis Villeneuve’ün bilim kurgu serisi, üçüncü filmle görkemli bir final yapmaya hazırlanıyor. Daha karanlık ve politik bir tona sahip olması beklenen yapım, serinin hayranları tarafından merakla bekleniyor.
Vizyon Tarihi: 18 Aralık 2026
Tahmini Küresel Gişe: 675 milyon dolar
Jumanji 4
Eğlenceli kadrosunu koruyan Jumanji, macera severleri yeniden tehlikeli oyunun içine çekiyor. Ailece izlenebilecek en iyi alternatiflerden biri olan seri, gişede yine iddialı bir performans sergileyecektir.
Vizyon Tarihi: 11 Aralık 2026
Tahmini Küresel Gişe: 625 milyon dolar
Sektörde rekabet kızışıyor
Önümüzdeki yılın takvimi incelendiğinde, stüdyoların ellerindeki en güçlü markaları sahaya sürdüğü açıkça görülüyor. Özellikle yaz aylarında ve yıl sonunda yaşanacak gişe savaşları, sinema endüstrisinin geleceği açısından belirleyici olacak. İzleyiciler ise bu rekabetten en kârlı çıkan taraf olacak gibi görünüyor.
Ford, bugün Avrupa’daki dönüşümün stratejisinin yeni aşamasını duyurdu. Ford’un bireysel ve ticari müşterilere olan bağlılığını güçlendiren bu adım çeviklik, maliyet verimliliği ve net bir marka vaadi üzerine kurulu. Ford’un Avrupa stratejisi üç temel üzerine inşa ediliyor: Başarılı Ford Pro ticari araç birimini daha da güçlendirmek, özgün yeni modellerle binek araç serisini genişletmek ve üretim sistemini ölçek ve maliyet avantajı yaratacak şekilde geliştirmek.
Avrupa’da sürdürülebilir ve kârlı bir iş modeli oluşturma yolunda Ford, satın alınabilir “multi-energy” binek araçlar ve müşterilerin elektrifikasyon yolculuğunda destek olacak ticari araçlardan oluşan güçlü bir ürün atağına başlıyor. Bu strateji ile Ford aynı zamanda zorlu pazarda rekabet gücünü de artıracak. Planlanan yeni modeller, mevcut ürün gamını zenginleştirecek ve 2028’de showroom’larda yerini alacak.
Ford Motor Company Başkanı ve CEO’su Jim Farley “Bir Amerikan şirketi olarak, Avrupa’yı sektörümüzün küresel dönüşümünde ön saflarda görüyoruz. Burada nasıl rekabet ettiğimiz, yeniliklerimiz, iş birliklerimiz ve yatırımlarımız gelecek nesil için oyun planını belirleyecek. Avrupa’nın geleceğine inanıyoruz, ancak bu geleceğe ulaşmak için her zamankinden daha hızlı ve daha verimli hareket etmemiz gerekiyor.”
Ford bu planı hızlandırmak için ilk adım olarak Renault Group ile stratejik bir ortaklık kuruyor. Ortaklık şunları kapsıyor:
• Binek Araçlar: Bu iş birliği kapsamında, Renault’nun Ampere platformu üzerinde geliştirilecek iki yeni Ford markalı elektrikli binek araç için anlaşmaya varıldı. Araçlar 2028’de showroom’larda yerini alacak. Verimlilik için ortak mimariden yararlanırken, tasarım ve sürüş dinamiklerinde Ford liderliği üstlenecek; böylece bu araçlar tamamen Ford ruhunu taşıyacak.
• Ticari Araçlar: Taraflar ortak platformları kullanarak sanayi ölçeğini artırmak amacıyla Ford ve Renault markalı hafif ticari araçların ortak geliştirilmesi ve üretilmesini değerlendirmek üzere bir niyet mektubu imzaladı.
Bu ortaklık, iki güçlü markanın uzmanlığını, endüstriyel ölçeğini ve tedarik gücünü bir araya getirerek, son derece dinamik bir pazarda rekabet için gerekli verimlilik ve üretim ölçeğini sağlıyor.
“Planımız, Ford’un gücünü ortaya çıkarmak üzerine kurulu” diyen Ford Avrupa Başkanı Jim Baumbick, “Rekabet gücümüzü artırmak için stratejik ortaklıklar kuruyoruz, ama asıl odağımız ürün. Bu araçlar, sürüş keyfi yüksek, tamamen bağlantılı ve rakiplerinin arasından sıyrılan modeller olacak.” dedi.
Veri Odaklı Çözümlerle Ticari Müşterilerde Üretkenliği Artırıyoruz
Ford Pro, ticari müşteriler için verimliliği artırmak amacıyla veriyi kullanmaya devam ediyor ve şirketin Avrupa’daki işlerinin itici gücü olmayı sürdürüyor. Yalnızca araç satmanın ötesine geçerek, milyarlarca araç verisini anlamlı içgörülere dönüştüren yazılım ve hizmetlerden oluşan kapsamlı bir ekosistem sunan Ford Pro, FordLive çalışma süresi sistemi ile yalnızca 2024 yılında Avrupa’daki işletmelere tahmini 820.000 ek araç kullanım günü kazandırdı.
Güçlü ortaklıklardan oluşan geçmişin üzerine, optimize edilmiş endüstriyel ayak izi
Renault Group ile açıkladığımız ortaklık, Avrupa’da Koç Holding ve Volkswagen ile olan başarılı iş birliklerimizle dolu hikayemizin devamı niteliğinde. Ortak platformları kullanarak, yenilikçi, ulaşılabilir ve tamamen Ford ruhunu taşıyan, özgün araçlar geliştiriyoruz.
Koç Holding ile ortak girişimimiz olan Ford Otosan, sektördeki en başarılı iş birliklerinden biri olarak Avrupa’daki ticari araç işimiz ciddi değer katıyor. Ford’un Avrupa’daki endüstriyel yapısıyla entegre olan Ford Otosan tesisleri, İngiltere’deki Halewood fabrikasına yapılan 380 milyon sterlinlik yatırımın ardından üretilen elektrikli güç aktarma üniteleriyle ve İngiltere’deki Dagenham fabrikasından sağlanan ileri motor teknolojisiyle destekleniyor.
Volkswagen ile olan iş birliğimiz ise hem ticari araç hem de binek araç işimizi güçlendirmeye önemli katkı sağlıyor. Bu ortaklık kapsamında geliştirilen Ford’un mevcut elektrikli araç serisi, Almanya Köln’deki yeni elektrikli araç merkezimizde üretiliyor.
Aynı zamanda Ford “multi energy” araçlara geçişi desteklemek ve müşterilerine daha fazla seçenek sunabilmek için Avrupa’daki üretim operasyonlarını dönüştürüyor. Ford’un Valencia fabrikası Avrupa’da daha güçlü binek araç portföyü oluşturma planında kritik bir rol oynamaya ise devam ediyor.
Ford’dan Yapıcı Politika Uyumuna Çağrı
Ford’un Avrupa stratejisi, değişen CO₂ emisyon düzenlemelerine uyum sağlamak ve elektrifikasyona geçiş sürecinde müşterilere uygun fiyatlı, çoklu enerji seçenekleri sunmak üzerine şekillendirildi. Avrupa’da elektrikli araçların payı %16,1 seviyelerinde seyrediyor. Bu oran Avrupa’nın 2025 için koyduğu yeni araçların %25’inin elektrikli olma CO2 hedefinin oldukça gerisinde
“Elektrifikasyondan herkesin faydalanmasını sağlamalı ve müşterilere seçim hakkı tanımalıyız – ister tamamen elektrikli ister hibrit araçlar olsun” diyen Baumbick “Buradaki amaç, geçiş sürecini tüm tüketiciler ve işletmeler için daha cazip ve daha erişilebilir hale getirmek; talebi zorlamak yerine teşvik etmek.” açıklamasında bulundu.
Ford uygun fiyatlı elektrikli araç üretimi için Renault ile anlaştı. Beklenen yeni modeller 2028'de yollara çıkacak.
Ford, elektrifikasyona başarılı bir geçiş için üç aşama öneriyor
1. Hedeflerin gerçeklerle uyumlu hale gelmesi. CO₂ hedefleri pazarın adaptasyon hızına göre uyumlanmalı ve üreticilere güvenilir bir 10 yıllık planlama perspektifi sunulmalı. Bu, tüketicilere hibrit araçları daha uzun süre kullanma seçeneği tanımayı da kapsıyor; onları hazır olmadıkları bir sıçramaya zorlamak yerine geçişi kolaylaştırmalıyız.
2. Geçişin teşvik edilmesi. Avrupa’daki üreticiler elektrikli araçlara milyarlarca Euro yatırım yaptı. Hükümetler bu çabayı, tutarlı satın alma teşvikleri ve yalnızca büyük şehirlerle sınırlı kalmayan, kırsal bölgelere kadar uzanan bir şarj altyapısıyla desteklemeli.
3. İşleyen ekonominin desteklenmesi. Ticari araçlara yönelik mevcut yaklaşım, Avrupa’nın bel kemiğine ekonomik bir yük getiriyor. Satın alınan yeni ticari araçların sadece %8’i elektrikli. Bu araçlar tesisatçılar, çiçekçiler ve inşaatçılar için birer iş aracı. Ticari araçlara yönelik agresif CO₂ hedefleri, Avrupa GSYİH’sinin %50’sinden fazlasını üreten küçük ve orta ölçekli işletmeleri haksız yere cezalandırıyor.
Huawei nova 14 Pro, Türkiye pazarında ön satışa açıldı. Huawei Online Mağaza, bu yeni model için kullanıcılara çok özel fiyat avantajları sunuyor.
Huawei nova 14 Pro kampanya detayları
Şirket, yıl sonuna kadar sürecek dikkat çekici bir kampanya başlattı. Kullanıcılar, özel depozito sistemi sayesinde 4.000 TL net indirim kazanabiliyor. Bu sayede normal fiyatı 39.999 TL olan cihaz, 35.999 TL fiyat etiketiyle satın alınabiliyor. Ayrıca işlemi tamamlayan herkese 100W SuperCharger adaptör hediye ediliyor.
Yeni model, özellikle portre fotoğrafçılığında iddialı özellikler taşıyor. Cihazda bulunan Ultra Chroma Kamera sistemi, ışık verilerini detaylı bir şekilde işliyor. Bu teknoloji, standart sensörlere kıyasla %120 daha yüksek renk doğruluğu sağlıyor. Sonuç olarak kullanıcılar çok daha canlı ve gerçekçi kareler elde ediyor.
Telefonun ön kısmında 50 MP çözünürlüğünde çift kamera sistemi yer alıyor. Bu kameralar 0.8x ile 5x arasında geniş bir zoom aralığı sunuyor. Bununla birlikte yapay zeka desteği çekim kalitesini artırıyor. Sistem, fotoğraftaki kişilerin yüz ifadelerini analiz ederek en net kareyi otomatik olarak seçiyor.
OnePlus, 17 Aralık tarihinde Hindistan ve Avrupa pazarlarını hedef alan üç yeni ürününü resmen duyurmaya hazırlanıyor. Şirket, bu etkinlikte Avrupa pazarına özel olarak OnePlus Watch Lite akıllı saat modelini de tanıtacak. Etkinlik öncesinde, saat modeline ait temel özellikler netleşti.
OnePlus Watch Lite yakında geliyor
OnePlus Watch Lite, ince ve hafif yapısıyla öne çıkıyor. Şirket, tek bir şarjla on güne kadar pil ömrü sunduğunu belirttiği bu saat ile uzun kullanım süresini vurguluyor. Mevcut hiçbir WearOS saatin bu seviyede bir pil ömrü sunmaması nedeniyle, cihazın WearOS tabanlı olmayan farklı bir platformda çalışması bekleniyor.
Saat, günlük aktivite takibi, kalp atış hızı verileri, uyku takibi, SpO2 ölçümleri ve “Zihin ve Vücut” içgörülerini tek bir ekranda toplayan altmış saniyelik bir sağlık genel bakışı sunuyor. Akıllı saat hem Android hem de iOS cihazlarla uyumlu çalışacak ve kullanıcılara tek bir saat üzerinden iki farklı telefondan bildirim alma imkânı sağlayacak.
Nissan, elektrikli crossover modeli Nissan NX8 aracını özellikle Çin pazarı için geliştirdi. İşte detaylar.
Temassız özellikler için NFC desteği bulunuyor ve gelişmiş konum doğruluğu için çift frekanslı GPS içeriyor. Watch Lite, Siyah ve Gümüş renk seçenekleriyle piyasaya çıkacak. Sızıntılar, saatin 1.46 inç AMOLED ekran taşıdığını ve kalınlığının 8.9 mm, ağırlığının ise 35 gram olduğunu gösteriyor. Ekran parlaklığı, Spor modunda 3.000 nit zirveye ulaşırken, normal kullanımda 600 nit seviyesinde çalışıyor.
Avrupa pazarında rekabet kızışırken, Amerikan devi Ford uygun fiyatlı elektrikli modeller üretebilmek adına Fransız üretici Renault ile stratejik bir ortaklığa imza attı. Özellikle Çinli markaların uygun fiyatlı modelleriyle mücadele etmek isteyen Ford, bu hamleyle pazar payını yeniden artırmayı hedefliyor.
Ford Uygun Fiyatlı Elektrikli Planları ve Detaylar
İki otomotiv devi arasında imzalanan anlaşmaya göre, Ford markalı iki yeni elektrikli model Renault’nun “Ampere” platformu üzerinde yükselecek. Bu yeni araçlar, Renault’nun Fransa’daki üretim tesislerinde banttan inecek ancak tasarım ve sürüş dinamikleri tamamen Ford mühendislerinin imzasını taşıyacak. Böylece araçlar, altyapı kardeşi olsalar da Ford DNA’sını koruyacak.
2028 Yılında Yollarda Olacak
Ortaklığın ilk meyvesi olan modelin 2028 yılının başlarında Avrupa showroomlarında yerini alması bekleniyor. Ford, daha önce Volkswagen ile yaptığı iş birliğinde Explorer ve Capri modellerini MEB platformuyla üretmişti. Ancak bu platform, küçük sınıf araçlar için maliyetli kaldığından, şirket rotasını Renault’nun daha kompakt ve ekonomik çözümlerine çevirdi.
Fiesta’nın Boşluğu Doluyor
Ford’un efsanevi modeli Fiesta’nın üretimden kalkmasıyla oluşan boşluk, bu yeni proje sayesinde doldurulacak. Şirket, B segmentindeki varlığını bu yeni elektrikli araçlarla güçlendirmeyi amaçlıyor. Ayrıca taraflar, binek otomobillerin yanı sıra ticari araç pazarında da ortak üretim seçeneklerini değerlendirmek üzere bir iyi niyet mektubu imzaladı.
Otomotiv dünyasında elektrikli araçlara geçiş süreci hız kesmeden devam ediyor. Üreticiler, gelecekteki modellerinin enerji ihtiyacını karşılamak adına kritik ortaklıklara imza atıyor. Bu kapsamda Mercedes-Benz, tedarik zincirini güçlendirmek adına önemli bir adım attı. Alman üretici, Mercedes batarya anlaşması çerçevesinde LG Energy Solution ile milyar dolarlık bir sözleşme yaptı.
Mercedes batarya anlaşması neleri kapsıyor?
LG Energy Solution tarafından yapılan açıklamaya göre, iki şirket arasında 2028 yılının Mart ayından başlayıp 2035 yılının Haziran ayına kadar sürecek yedi yıllık bir tedarik sözleşmesi imzalandı. Bu anlaşmanın toplam değerinin yaklaşık 1,4 milyar dolar olduğu belirtiliyor. Söz konusu bataryalar, Mercedes’in Kuzey Amerika ve Avrupa pazarındaki elektrikli araçlarında kullanılacak.
Bu imza, iki dev şirket arasındaki iş birliğini daha da derinleştiriyor. LG, geçtiğimiz Eylül ayında da Mercedes ile masaya oturmuştu. O dönemde yapılan anlaşma, 2035 yılına kadar 32 GWh ve 2037 sonuna kadar ek 75 GWh batarya tedarikini içeriyordu. Mercedes, bu stratejik hamlelerle 2030 yılına kadar piyasaya sürmeyi planladığı geniş elektrikli araç yelpazesinin üretimini garanti altına almayı hedefliyor.
Yeni modeller ve değişen tasarım dili
Mercedes, sadece batarya tedarikine değil, araçlarının mimarisine de odaklanıyor. Şirket, EQS ve EQE modellerinde kullandığı ve eleştiri alan “yumurta” formundaki tasarımdan vazgeçiyor. Bunun yerine, tamamen yeni platformlar üzerine inşa edilen, daha modern çizgilere sahip bir elektrikli araç ailesi geliyor. Önümüzdeki yıllarda piyasaya sürülecek 15 yeni model arasında, 800 voltluk MMA platformunu kullanan CLA EV ve MB.EA platformuna sahip GLC modelleri dikkat çekiyor.
LG Energy Solution tarafında ise işler oldukça yoğun ilerliyor. Şirket, sadece Mercedes ile değil, sektörün diğer büyük oyuncularıyla da dirsek temasında. Tesla ile 4,3 milyar dolarlık lityum-demir fosfat batarya anlaşması bulunan firma, aynı zamanda General Motors ile de yeni nesil hücreler üzerinde çalışıyor. Elektrikli araç pazarında kısa vadeli dalgalanmalar yaşansa da, bu büyük çaplı anlaşmalar sektörün geleceğine duyulan güveni kanıtlıyor.
Xiaomi 17, geçtiğimiz Eylül ayında Çin’de tanıtılmasının ardından teknoloji dünyasında büyük bir heyecan yarattı. Ancak küresel pazardaki kullanıcılar, cihazın uluslararası arenaya ne zaman çıkacağını uzun süredir merakla bekliyor. Xiaomi cephesinden henüz resmi bir açıklama gelmese de, güvenilir kaynaklardan gelen son sızıntılar, bekleyişin çok yakında sona ereceğini işaret ediyor.
Xiaomi 17 küresel lansman tarihi netleşiyor
Ortaya çıkan son raporlara göre, merakla beklenen amiral gemisi modelin küresel lansmanının Ocak 2026 tarihinde gerçekleşmesi bekleniyor. Sızıntı kaynakları, cihazın Hindistan pazarına da benzer bir zaman diliminde giriş yapacağını öne sürüyor. Bu tarih, teknoloji tutkunları için yeni yılın ilk büyük sürprizlerinden biri olabilir.
Bununla birlikte, Geekbench performans testlerinde 25113PN0EC model numarasına sahip yeni bir Xiaomi cihazı görüldü. Bu cihazın, serinin küresel varyantı olduğu tahmin ediliyor. Test sonuçları, telefonun performans canavarı olacağını kanıtlar nitelikte.
Geekbench listesine göre cihaz, kutudan Android 16 işletim sistemi ve 12 GB RAM ile çıkacak. İşlemci tarafında ise Qualcomm’un en yeni teknolojisi olan Snapdragon 8 Elite Gen 5 yonga setinin kullanıldığı görülüyor. Yapılan testlerde cihaz, tek çekirdek performansında 3.176 puan alırken, çoklu çekirdek testinde ise etkileyici bir şekilde 10.010 puana ulaştı.
Teknik özellikler ve beklentiler
Küresel pazara sunulacak modelin, Çin’de tanıtılan versiyonla aynı teknik özelliklere sahip olması bekleniyor. Bu bağlamda kullanıcıları bekleyen muhtemel özellikler şunlar:
Ekran: 6.3 inç LTPO AMOLED, 120Hz yenileme hızı.
Kamera: Üçlü 50MP arka kamera kurulumu ve 50MP ön kamera.
Batarya: 7.000 mAh devasa batarya kapasitesi.
Şarj: 100W kablolu ve 50W kablosuz hızlı şarj desteği.
Özellikle batarya kapasitesindeki artış ve yeni nesil işlemci performansı, bu modeli rakiplerinden ayıracak en önemli faktörler arasında yer alıyor.
Peki, Xiaomi 17 hakkındaki sizin görüşleriniz neler? Düşüncelerinizi yorumlarda bizimle paylaşın!
Google, teknoloji dünyasında heyecan yaratan bir açıklama yaparak 2026 yılında yapay zeka destekli iki farklı akıllı gözlük modelini piyasaya süreceğini duyurdu. Teknoloji devinin bu yeni hamlesi, giyilebilir teknolojiler pazarındaki rekabeti yeni bir boyuta taşımayı hedefliyor.
Meta ve Apple’a rakip: Google’ın yeni yapay zeka gözlükleri duyuruldu
Geliştirilen ilk model, kullanıcılara ekransız bir asistan deneyimi sunmak üzere tasarlanıyor. Dahili hoparlörler, mikrofonlar ve kameralar barındıran bu cihaz, kullanıcıların sesli komutlarla Google Gemini ile etkileşime girmesine olanak tanıyacak. Kullanıcılar, kameraları kullanarak fotoğraf çekebilecek ve çevreleri hakkında yapay zekaya sorular sorarak gerçek zamanlı yanıtlar alabilecek.
İkinci model ise birinci modelin tüm yapay zeka yeteneklerini korurken, buna ek olarak lens içi bir ekran teknolojisiyle geliyor. Bu ekran üzerinden kullanıcılar, adım adım navigasyon yönlendirmelerini veya konuşmaların canlı çeviri altyazılarını doğrudan gözlük camında görebilecek. Her iki model de işlem gücünü eşleştirildiği akıllı telefondan alacak ve Google’ın giyilebilir cihaz platformu Android XR üzerinde çalışacak.
Google bu projede teknoloji devi Samsung ile stratejik bir ortaklık yürütüyor. Tasarım ve estetik konusunda ise Warby Parker ve Gentle Monster gibi ünlü gözlük üreticileriyle iş birliği yapılıyor. Şirket, piyasaya sürülecek gözlüklerin gün boyu rahatlıkla kullanılabilecek kadar hafif, şık ve konforlu olacağının sözünü veriyor.
Google, geliştirdiği yeni özelliklerle birlikte verilere erişimi genişleterek otomatik doldurmayı daha da kolaylaştıracak.
Bu yeni ürünler, doğrudan Meta’nın Ray-Ban iş birliğiyle ürettiği akıllı gözlüklere ve Apple’ın geliştirdiği iddia edilen ürünlere rakip olacak. Sektördeki söylentiler, Apple’ın da ilk yapay zeka destekli gözlüğünü 2026 gibi yakın bir tarihte tanıtabileceğini öne sürüyor. Google’ın bu hamlesiyle akıllı gözlük savaşları şimdiden kızışmaya başladı.
Google CEO'su Sundar Pichai, uzayda veri merkezleri kurmayı planladıklarını açıkladı.
Peki, siz akıllı gözlüklerin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? Günlük yaşantınızda telefon yerine geçebilecek yapay zeka destekli bir gözlük kullanmayı ister miydiniz? Yorumlarınızı bekliyoruz.
Oyun dünyasında taşınabilir el konsollarının yükselişiyle birlikte işletim sistemleri arasındaki rekabet de kızıştı. Özellikle Valve’ın Steam Deck hamlesiyle popülerleşen Linux tabanlı SteamOS, düşük güç tüketen donanımlarda gösterdiği performansla dikkat çekiyordu. Ancak yapılan son testler, harici ekran kartları söz konusu olduğunda Windows ve SteamOS arasındaki dengelerin sanıldığı gibi olmadığını ortaya koyuyor.
Windows ve SteamOS arasındaki performans farkı
Teknoloji dünyasının güvenilir kaynaklarından Ars Technica tarafından gerçekleştirilen yeni kıyaslama testleri, oyun severler için şaşırtıcı sonuçlar barındırıyor. Steam Deck gibi entegre grafik birimine (APU) sahip cihazlarda SteamOS büyük bir verimlilik sağlarken, işin içine harici (dedike) ekran kartları girdiğinde durum değişiyor. Test sonuçlarına göre, Windows 11 işletim sistemi, harici GPU kullanan sistemlerde SteamOS’un performans avantajını büyük ölçüde ortadan kaldırıyor.
Hatta bazı durumlarda Windows’un belirgin bir şekilde öne geçtiği görülüyor. Bu durum, Valve’ın Linux dağıtımının ve Windows oyunlarını Linux’ta çalıştırmaya yarayan uyumluluk katmanının, güçlü donanımlarda henüz Windows kadar optimize çalışmadığını gösteriyor.
Ekran kartı belleği darboğaz yaratıyor
Yapılan incelemelerde ortaya çıkan en kritik noktalardan biri de VRAM (Video RAM) kullanımıyla ilgili. Valve’ın geliştirdiği işletim sistemi, özellikle 8 GB VRAM kapasitesine sahip ekran kartlarında performans sorunlarını derinleştiriyor gibi görünüyor. Linux tabanlı sistemin bellek yönetimi ve uyumluluk katmanının getirdiği ek yük, sınırlı video belleğine sahip kartlarda oyunların Windows’a kıyasla daha düşük kare hızlarında çalışmasına neden olabiliyor.
Sonuç olarak, eğer bir Steam Deck kullanıyorsanız SteamOS hala en iyi seçenek. Ancak harici ekran kartına sahip güçlü bir masaüstü bilgisayarınız veya dizüstü bilgisayarınız varsa, oyun performansı açısından Windows 11 hala liderliğini koruyor. Valve’ın gelecekteki güncellemelerle bu farkı kapatıp kapatamayacağını ise zaman gösterecek.
Teknoloji dünyasının merakla beklediği pazar verileri nihayet gün yüzüne çıktı. Counterpoint Research tarafından yayınlanan son rapor, Apple’ın akıllı telefon pazarındaki dominasyonunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Özellikle iPhone 16 satışları, 2025 yılının üçüncü çeyreğinde rakiplerine büyük bir fark atarak zirveye yerleşti.
En çok satan telefon iPhone 16 oldu
Küresel pazardaki rekabet her geçen gün kızışırken, Apple’ın yeni serisi kullanıcıların ilgisini çekmeyi başardı. Açıklanan verilere göre, 2025’in üçüncü çeyreğinde dünya genelinde en çok tercih edilen model iPhone 16 oldu. Tüketiciler, standart modele yoğun ilgi gösterirken, serinin diğer üyeleri de listenin üst sıralarını parselledi.
Listenin ikinci sırasında iPhone 16 Pro yer alırken, onu hemen ardından iPhone 16 Pro Max takip etti. Apple’ın uygun fiyatlı seçeneği olarak konumlandırdığı iPhone 16e ise dördüncü sırada kendine yer buldu. Apple’ın bu başarısını, orta segmentteki güçlü modelleriyle Samsung izledi.
İşte 2025 üçüncü çeyreğinin en çok satan telefonları:
iPhone 16
iPhone 16 Pro
iPhone 16 Pro Max
iPhone 16e
Samsung Galaxy A16 5G
Galaxy A06
Galaxy A36
Galaxy A56
Galaxy A16 4G
iPhone 17 Pro Max
Bu tabloyu bir önceki yılla kıyasladığımızda, Apple’ın istikrarını koruduğunu görüyoruz. Hatırlayacağınız üzere 2024’ün aynı döneminde de ilk üç sırayı iPhone 15 ailesi oluşturuyordu.
iPhone 17e listeyi değiştirebilir
Pazar verilerinin yanı sıra, Apple’ın gelecek planları da netleşmeye başladı. Özellikle Türkiye pazarında 50 bin TL seviyesinden başlayan fiyatlarla satılan iPhone 16e modelinin yerini alacak olan iPhone 17e hakkında önemli detaylar sızdı. İddialara göre yeni model, mevcut 16e ile aynı ekran teknolojisini kullanacak. Ancak bu kez daha ince çerçevelerle daha modern bir görünüm sunacak.
Teknik tarafta ise Apple’ın bazı köklü değişikliklere gitmesi bekleniyor. Yeni modelde artık çentik yerine “Dynamic Island” tasarımına geçiş yapılacak. Bu adanın merkezinde ise dikeyde yatay çekim desteği sunan 18 megapiksellik bir “Center Stage” kamera yer alacak. Arka tarafta ise tek bir kamera kurulumu bizleri karşılayacak.
Cihazın gücünü, grafik birimi biraz daha sınırlandırılmış A19 işlemciden alacağı konuşuluyor. Ayrıca Apple’ın kendi geliştirdiği N1 kablosuz bağlantı çipi ve C1 modem birimi de bu modelde karşımıza çıkabilir. Renk seçenekleri konusunda da kullanıcıları sevindirecek bir gelişme var; şirket, seçenek sayısını ikiden üçe çıkarmayı planlıyor.
Teknoloji dünyasının iki büyük ismi Apple ve Google, kullanıcı deneyimini iyileştirmek adına sürpriz bir iş birliğine imza atıyor. İki şirket, işletim sistemleri arasındaki duvarları biraz daha incelterek, Android iPhone geçiş sürecini hiç olmadığı kadar hızlı ve verimli hale getirmeyi hedefliyor. Bu yeni ortaklık, telefon değiştirmeyi düşünen kullanıcılar için büyük bir kolaylık sağlayacak.
Android iPhone geçiş işlemi yeni altyapı ile nasıl değişecek?
Mevcut durumda bir işletim sisteminden diğerine geçmek, özellikle veri taşıma konusunda kullanıcıları zorlayabiliyor. Apple ve Google, bu sorunu kökten çözmek için hem Android hem de iOS tarafında çalışacak ortak bir altyapı geliştiriyor. Bu yeni sistem, şu an kullanılan geçiş uygulamalarına kıyasla çok daha kapsamlı bir veri transferine olanak tanıyacak.
Geliştirilen altyapı sayesinde, sadece rehber veya fotoğraflar değil, çok daha fazla veri türü kayıpsız bir şekilde taşınabilecek. Bu da yeni telefon kurulum sürecini dakikalar içine sığdırarak kullanıcıların zaman kazanmasını sağlayacak. Ayrıca bu hamle, geçtiğimiz günlerde gündeme gelen Quick Share ve AirDrop arasındaki kablosuz dosya paylaşım desteğinin bir sonraki adımı olarak görülüyor.
Google, bu süreci ilk olarak kendi geliştirdiği Pixel 10 ailesinde kullanıma sunarak büyük bir adım atıyor. Donanım tarafında ise Qualcomm, resmi X hesabı üzerinden yaptığı paylaşımla bu altyapının yakında Snapdragon platformlarında da kullanılabilir olacağını müjdeledi. Yani bu özellik sadece belirli modellerle sınırlı kalmayıp geniş bir ekosisteme yayılacak.
Veri güvenliği ve desteklenen diğer cihazlar
Yeni geçiş sisteminin en dikkat çeken yanlarından biri de yüksek veri güvenliği sunması. Kullanıcılar, kişisel verilerini bir cihazdan diğerine aktarırken güvenlik endişesi yaşamayacak. Sistemin sadece telefonlar arasında değil, aynı zamanda iPad ve Mac bilgisayarlar ile de uyumlu çalışacağı belirtiliyor. Bu entegrasyon, Apple ve Android ekosistemlerinin birbirine daha da yaklaşmasını sağlayacak.
