HTC, Zor Günler Geçiriyor

Gelen verilerle birlikte HTC‘nin özellikle son bir yılda pazar payının düştüğü ve şirketin zarar ettiği ortaya çıkmıştı. Bu durumu tersine çevirmeye gayret gösteren HTC, yeni model akıllı telefonlar piyasaya sürmüş ve Valve ortaklığıyla üretilen HTC Vive Pre‘yi tanıtmıştı. 

HTC, Şubat ayında yine zarar etti

Ancak bugün HTC tarafından açıklanan Şubat ayının finansal verilerine göre durum pek iç açıcı görünmüyor. Rapora göre HTC, 2015‘in Şubat döneminde elde ettiği 261 milyon dolarlık gelirin yarısının da altına düşerek bu yıl Şubat ayında 128 milyon dolar kazanç sağlamış. 

Sadece geçen yılın aynı dönemine göre düşük miktarda gelir elde etmekle kalmayan HTC, aynı zamanda Şubat ayında bu yılın Ocak ayına göre %35 miktarda daha az gelir sağlamış.

Gelen bu son verilerle birlikte HTC‘nin zarar ettiği dönemlere bir yenisi daha eklenmiş oldu. Şirket daha önce 2015‘in 4. çeyreğinde 766 milyon dolar gelir elde ettiğini açıklamasına rağmen bu dönemde 101 milyon dolar zarar ettiğini duyurmuştu.

Bugün duyulan söylentilerde HTC 10‘nun, 19 Nisan tarihinde tanıtılacağı iddia ediliyordu. HTC 10, şirketin gelirlerini pozitif yönde etkileyecek mi bekleyip göreceğiz.

:: HTC 10 (M10) Ne Zaman Tanıtılacak?

:: Sizce HTC nerde yanlış yapıyor?

Galaxy S7 edge, Canon 70D’ye Karşı!

Samsung Galaxy S7 ve Galaxy S7 Edge‘in oldukça başarılı bir kameraya sahip olduğu su götürmez bir gerçek. Ancak yine de bu modellerin kamerasını, Canon EOS 70D gibi oldukça üst düzey bir DSLR bir fotoğraf makinesiyle karşılaştırmak ne kadar doğru olur tartışılır.

Galaxy S7 edge özellikleri

Galaxy S7 Edge İncelemesi

Her ne kadar blilimsel bir karşılaştırma olmasa da Youtube’a eklenen bir video, Galaxy S7 edge ve Canon EOS 70D‘nin Dual Pixel otofokus teknolojisini karşı karşıya getiriyor.

İlk videoda test gün ışığında yapılırken, ikinci videoda karanlık bir alanda Dual Pixel’in verdiği sonuçlar karşılaştırılıyor.

#video_11314#

Videodan görebileceğiniz üzere kameraya ani hareketler yapılarak odaklama hızı ölçülüyor. Bu konuda Canon EOS 70D daha iyi performans gösterdiği görülse de, Galaxy S7 edge‘in odaklama hızı da hiç fena değil.

#video_11315#

:: Galaxy S7 edge ile Canon EOS 70D’nin karşılaştırması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Geçen Haftanın En Çok İndirilen Filmleri

Her ne kadar içerik üreticileri yıllardır Torrent‘ın önüne geçmek istese de bu pek mümkün olmuyor bildiğiniz gibi. Her gün milyonlarca insan “Torrent’a düşen” filmleri, müzikleri ve dizileri indirmeye devam ediyor.

Peki 7 Mart itibarıyla sonlanan geldiğimiz bu hafta en çok hangi filmler indirildi? İşte BitTorent verilerine göre geçtiğimiz haftanın en çok indirilen filmleri.

1. Kung Fu Panda

#video_11316#

2. Deadpool

#video_9843#

3. The Hateful Eight

#video_11320#

4. The Big Short

#video_11095#

{pagebreak::1}

5. The Revenant

#video_10576#

6. Victor Frankestein

#video_11317#

7. Gods of Egypt

#video_10119#

8. Spectre

#video_11318#

9. Creed

#video_9220#

10. Ride Along 2

#video_11096#

:: Bu filmler arasından sizce hangi yapım en dikkat çekici olanı?

Bu Hafta Çıkacak Oyunlar (7 – 13 Mart)

Bu Hafta Çıkacak Oyunlar serimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Video oyunlar açısından dolu dolu bir senenin ardından 2016 yılında da piyasaya sürülecek olan oyunlar oldukça merak uyandıran ve heyecanla beklenir cinsten.

Geçtiğimiz haftalarda oyun dünyasına giriş yapan Mortal Kombat XL, Heavy Rain Remastered, Far Cry: Primal, Plants vs Zombies: Garden Warfare 2, Street Fighter V ve Tron Run karşımıza çıkan başlıca AAA kalitesinde yapımlardı.

:: Hitman Sistem Gereksinimleri

Hitman'deki Türk ile Konuştuk!

Bu hafta çıkışını gerçekleştirecek olan oyunlara baktığımızda birçok heyecan uyandıran yapımın bizleri beklediğini belirtmekte fayda var. Ayrıca bu oyunlara çeşit çeşit bağımsız oyun da eşilik ediyor. Haftanın favori oyunları arasında kuşkusuz Hitman, The Division ve WWE 2K16 yer alıyor.

:: The Division Sistem Gereksinimleri

Oyuncuların uzun bir süredir beklediği The Division, nihayet bu hafta PS4, Xbox One ve PC platformundaki yerini alıyor. Devamında ise Ajan 47′nin aksiyon dolu maceraları sizi Hitman oyununda bekliyor. İşte 7 – 13 Mart tarihleri arasında çıkışını gerçekleştirecek olan başlıca oyunlar:

Kholat

Yapımcı: IMGN.Pro 
Tür: Macera
Platform: PlayStation 4 ve PC
Çıkış Tarihi: 8 Mart

16-03/07/kholat.jpg

{pagebreak::2}

The Division

Yapımcı: Ubisoft
Tür: TPS/RPG
Platform: PlayStation 4, Xbox One ve PC
Çıkış Tarihi: 8 Mart

The Division'ın Oynanış Videosu Sızdı!

{pagebreak::3}

Casey Powell Lacrosse 16

Yapımcı: Big Ant Studios
Tür: Spor
Platform: PlayStation 4, Xbox One ve PC
Çıkış Tarihi: 9 Mart

16-03/07/casey-powell-lacrosse-16.jpg

{pagebreak::4}

Fire Emblem Fates: Revelations

Yapımcı: Nintendo SPD
Tür: RPT
Platform: Nintendo 3DS
Çıkış Tarihi: 10 Mart

16-03/07/fire-emblem-fates-revelations.jpg

{pagebreak::5}

Hitman

Yapımcı: IO Interactive
Tür: Aksiyon
Platform: PlayStation 4, Xbox Oneve PC
Çıkış Tarihi: 11 Mart

Hitman İlk Sezonu ile Geliyor

{pagebreak::6}

WWE 2K16

Yapımcı: 2K Sports
Tür: MMO
Platform: PC
Çıkış Tarihi: 11 Mart

PC için WWE 2K16 Geliyor!

{pagebreak::7}

Samurai Warriors 4: Empires

Yapımcı: Omega Force
Tür: Hack&Slash
Platform: PlayStation 4
Çıkış Tarihi: 12 Mart

16-03/07/samurai-warriors-4-empires.jpg

:: Bu hafta çıkacak olan oyunlardan en çok beklediğiniz yapım hangisi?

CommVault Sağlık Pazarını Modernleştiriyor!

Kurumsal veri koruma ve bilgi yönetiminde global bir lider olan CommVault (NASDAQ: CVLT), sağlık organizasyonlarının klinik verilerini yönetme, aktarma ve paylaşma şekillerini modernleştirmek için CommVault Clinical Archive ‘i sundu.

Hastaneler ve sağlık hizmeti veren kurumların maliyetleri kontrol altına alma ve hasta bakımını iyileştirme arayışı ile birlikte, CommVault Clinical Archive’in kullanılmasıyla bilgi yönetiminin merkezileştirilmesi, veri depolarını bölüyor, depolama maliyetlerini ve karmaşıklığını azaltıyor, eski uygulamaların bakım ve destekleme maliyetlerini ortadan kaldırıyor.

PACS yedeklemesi için hızlı veri aktarımı ve depolama hizmetlerinde öncü olan Laitek’e yaptığı stratejik yatırımın ardından CommVault, sağlık hizmeti veren kurumlar için veri aktarımını garantilemek ve klinik veri yönetimini kolaylaştırmak için CommVault Data Platform’a ve Laitek’in Semperdata platformuna dayanan bir çözüm geliştirdi.

Bu entegrasyon yoluyla CommVault Clinical Archive, sağlık alanında veri yönetimini hem klinik hem de iş tarafında tek bir platformda karşılayabilen ilk çözüm oldu. Sonuç olarak, yeni PACS çözümünden eski kayıtlara erişilebilirken ve bunlar büyük veri aktarımı için hazır bekletilirken, kurumlar eski PACS çözümlerini devreden çıkarıp tek bir veri yönetimi platformunu kullanmaya başlayabiliyorlar.

Veriler, birlikte çalışılabilmesi ve gelecekte kullanılabilmesi için eski PACS sisteminden orijinal formatında alınıp normalleştirilip, standart bir formatta klinik arşivine aktarılıyorlar. Dahası, CommVault Clinical Archive, klasik VNA’ların gerçekleştirmeye çalıştığı gibi, bütün klinik bilgileri için herhangi bir üreticiye bağımlı olmayan bir depo olarak kullanılabiliyor.

CommVault’un platformunun donanımdan bağımsız yapısı, her bir sağlık organizasyonunun iş ve hasta bakım ihtiyaçlarına uymak açısından, Bulut, Yerinde, Fiziksel ve Sanal Ortamlar yelpazesini komple destekliyor.

IDC Araştırması, Sağlıkta Veri Yönetiminin İhtiyaçlarını Onayladı

IDC’nin (International Data Corporation) yakın zamandaki bir araştırmasına göre, ABD’deki sağlık hizmeti veren kurumların yüzde 40’ı, elektronik sağlık kayıtları ve analitiğini de içeren klinik uygulamalara odaklı önemli yatırımlarla birlikte, BT bütçelerinin hâlâ büyümekte olduğunu söylüyorlar.

Tıp dünyasında verilerin ve kayıtların merkezileşmesine doğru önemli bir eğilim yaşanırken, CommVault Clinical Archive, kurumsal veri yönetimi sorunlarının giderilmesi, eski PACS sistemlerinin devreden çıkarılması ve tıbbi görüntülemenin arşivlenmesi konularında sağlık hizmeti veren kurumlara bir fırsat sunuyor.

:: CommVault Clinical Archive hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

WhatsApp’tan Önemli iOS Güncellemesi

Mobil dünyanın en popüler mesajlaşma uygulaması WhatsApp, iOS için yeni bir güncelleme yayınladı. Güncellemeyle birlikte uygulama, 2.12.15 sürümüne yükseltildi.

Bu güncelleme bazı iPhone kullanıcıları için çok önemli, zira bu güncellemeyle birlikte bazı iPhone’larda görülen çok fazla depolama alanı kullanımı sorunu giderildi.

Belge paylaşımı da yapılabilecek

Bazı iPhone kullanıcılarının şikâyetçi olduğu, telefondaki açık depolama alanının hepsinin WhatsApp tarafından kullanılma sorunu nihayet çözüldü. Çözülen hatalar arasında uygulamanın çökmesine neden sorun da bulunuyordu.

WhatsApp’a yeni gelen belge paylaşımı özelliği, iPhone’lar için 2.12.15 sürümüyle de sunuluyor. Telefonuna WhatsApp uygulamasının yeni sürümünü yükleyen iPhone kullanıcıları, sohbetlerde PDF dosyaları alıp gönderebilecekler.

Buluttan medya paylaşımı

Güncellemeyi edindikten sonra, WhatsApp’tan telefonunuzda bulunan diğer uygulamalardan da fotoğraf ve video paylaşabileceksiniz (örn. Google Drive, Dropbox, OneDrive).

Bunu yapabilmeniz için fotoğraf paylaşmak için sohbet ekranından fotoğraf ve video kütüphanesine gittikten sonra “Başka bir uygulamadan seç” seçeneğine dokunmanız yeterli olacak.

:: WhatsApp’ı güncellediniz mi?

Sylvester Stallone Marvel Filminde!

Sinema tarihine adını altın harflerle yazdıran, Rocky ve Rambo gibi serilerle akıllarda kalan Sylvester Stallone‘un bir Marvel filminde yer alacağı ortaya çıktı. Oynayacağı film ise Guardians of the Galaxy 2!

NY Daily News‘ün raporuna göre Sylvester Stallone, Guardians of the Galaxy 2 çekimlerinin gerçekleştiği ve tüm oyuncu kadrosunun kaldığı Atlanta’da bir otelde görüntülendi. Çekilen ve sızan fotoğraflar, efsanevi aktöre gizli ve özel bir rol verildiğini gösterirken filmi bekleyenlerinin heyecanını ikiye katladı. 

Stallone, Creed filmindeki performansıyla bu yılki Akademi Ödülleri’nde umduğunu bulamasa da, bu onun için bir son anlamına gelmiyor. Guardians of the Galaxy 2 filminde de büyük bir rol verilmesi beklenen usta oyuncu, göstereceği performansa bağlı olarak yine büyük bir ödüle layık görülebilir. 

16-03/07/_1457198222.jpg

Büyük rol Stallone için mi yoksa Russel mı?

Böylelikle filmdeki Star Lord‘un babası rolü için durum oldukça karışık bir hale geldi. Çünkü bir diğer efsanevi aktör Kurt Russel da filmin oyuncu kadrosunda ve tüm gözler Russel’ın, Star Lord’un babası rolünde olacağı yönündeydi. Marvel tarafından ise hala bu duruma dair resmi bir açıklama gelmedi. 

16-03/07/_1457198032.jpg

Ayrıca Sylvester Stallone ilk kez bir çizgi roman karakterini canlandırmayacak. Aktör, 1990 yılında efsanevi çizgi roman Judge Dreed karakterini canlandırmış ve dönemin dikkat çekici sinema filmlerinden biri olmuştu. 

:: Stallone’un bir Marvel filminde yer alması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ucuz Akıllı Saat Size Pahalıya Patlayabilir!

Çin, günümüzde ucuz alışverişin adresi olarak görünüyor. Hangi malzemeden yapıldığı belli olmayan Çin menşeli ucuz ürünler, insan sağlığı ile oynadığı gibi şimdi de kişisel verileri tehdit ediyor.

Neden ucuz? sorusunu sormadan satın alınan Çin menşeli popüler ürünlerin başında, fiyatı 15 ile 20 dolar arasında değişen U8 Watch adlı akıllı saat geliyor. Bluetooth üzerinden Android ve iOS cihazlar ile eşleşen U8 Watch, 1.48 inç dokunmatik ekrana sahip.

U8 Watch, verileri sızdırıyor mu?

Ortalama bir akıllı saatin sunduğu özellikleri barındıran U8 Watch‘un neden bu kadar ucuza satıldığı Mobile Iron güvenlik firmasından Michael Raggo‘nun araştırması sonucu ortaya çıktı.

U8 Watch, kullanıcıların yetkisi olmadan Çin merkezli IP adresine; telefondaki rehber bilgilerini gönderiyor. Ayrıca, SMS ve çağrı kayıtlarınız da otomatik olarak yine henüz belli olmayan bu IP adresine iletiliyor.

Şimdilik sadece rehber bilgilerinin karşı tarafa gönderildiği tespit edildi. U8 Watch gibi ucuz akıllı saatlerin telefondaki medya içeriklerini de sızdırabileceğini belirtelim.

Kişisel veri güvenliğini hiçe sayan Çin menşeli teknoloji ürünlerinden mağdur olursanız, hiç bir muhatabınızın olmadığını belirtelim. Boşuna söylenmemiş “ucuz etin yahnisi yavan olur” diye…

16-03/07/u8.jpg

:: Çin menşeli ürünlere güveniyor musunuz?

Gücümüzü Test Etmesinler

Her olaydan sonra, siyasilerin “gücümüzü test etmesinler” lafı üzerine epeydir düşünüyorum. Benimki siyasi bir yaklaşım değil, kelimenin içeriğinden, tavırların realitesine, devletlerin konumundan geleceğe kayan eksene varan bir analiz…

Şöyle de basitleştirebiliriz: Amerika mı güçlü, Çin mi? Masonlar mı etkili olaylarda yoksa kilise mi domine ediyor küresel vakıaları. IMF’den Greenpease’e veya Kızılhaç’tan Deepwep‘e güç testlerini yapabiliriz.

Madem “güç” test edilebiliyor, öyleyse “güç değişimleri” üzerine kafa yorabiliriz. Kimse de üstüne alınmasın. Varsa bir olumsuz bir durum, yeni güç testlerine hazırlık yapsın.

Bütün dünyada eksen kayması yaşanıyor. Devletlerin konumunda eksen kaymaları yaşandığı gibi Kurumların pozisyonlarında da değişimler olabiliyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tartışıldığı gibi NATO da tartışılabiliyor.

Bugün G20 Zirvesi, BM toplantılarından daha popüler olduğunu söyleyebiliriz. Cerattepe olayında görüldüğü üzere, Artvin halkınızın yerel tepkisi, katı hükümet icraatını durdurabiliyor. Halkın yumuşak gücü, katı iktidar gücünden daha etkili olabiliyor. Türkiye’de böyle olduğu gibi, yarı kapalı Çin’de de benzeri yumuşak güç örnekleri görülüyor.

Dünyanın neresinde bir olay varsa, orada güç değişimi izlerini bulabilirsiniz. Olaylar nerede yoğunlaşıyorsa, orada bir güç değişimi potansiyeli vardır. Güç Batı’dan Doğu’ya kayma gösterirken, güç yayılması da devletdışı aktörlere geçiyor.

İletişim araçları, küresel şirketler, NGO‘lar ve uluslararası kuruluşlar bu geçiş ve yayılma hızının artmasına katkı sağlıyor veya bu değişimden memnun görünüyor.

Bugün Çin, dünyanın ikinci büyük ekonomik gücü durumunda. 2030 itibariyle de en büyük ekonomik güç konumuna gelecek. Asya ülkelerinin yükselişleri de görülüyor. Peki, güç alanında da aynı etkiye sahip olabilecekler mi?

Sanayi Çağı Avrupa’da doğdu ama 2. Sanayi devri Amerika’da başladı ve 20 yüzyıl Amerikan inisiyatifinde şekillendi.

Sanayi 4.0 olarak tanımlanan yeni yüzyılda, dijital devrimde Batı konumunu koruyabilecek mi?

Güç konusunda devlet dışı kurumları aklınızdan çıkarmayın. Facebook veya Google hiç mi inisiyatif almayacak. Malum şu an en büyük yatırım alanları GSM lisanslarına yapılıyor. 4G’de bunu gördük önümüzdeki yıldan itibaren 5G ihalelerinde de göreceğiz. Ancak, Facebook çıkıyor ve internet hizmetlerini bedava yapacağını açıklıyor. Hangi devlet, lisans gelirlerini bahane edip buna karşı çıkabilir?

Gelelim güç değişimine… Hangi devlet gücünü kaybediyor, hangisi kazanıyor?

Her on, onbeş yılda bir Amerika veya Avrupa‘nın batma noktasına gelen krizlerden salimen çıkmayı başardıklarının örneklerine girmek istemiyorum. Veya şu anda Çin’in Amerika veya Avrupa’nın üç katı büyüdüğünü ve bunun sonuçlarına dair rakamları da paylaşmaya gerek görmüyorum. Ama birşeyler olduğu muhakkak.

35 bin nüfuslu Vatikan’ın dünya genelinde 8 milyon kişiye maaş verdiğini okurduk. En yaygın, en etkili kurumların başında geliyordu.

Masonlar, herşeyi yönlendirdiği bir komplo hikayeleriyle büyüdük. Yine aşırı silahlı örgütlerin bütün dünyadaki diğer silahlı örgütlerle temas içinde olduğuna ve herşeye hakim olacaklarına dair değerlendirmeleri de çok gördük.

Şeffaflık (Saydamlık) Hareketi, çevrecilik anlayışı, insan hakları arayışları, kozmopolit yaşam tarzı, kültürlerarası kaynaşma, 1,5 milyara doğru giden uluslararası turizm hareketleri belki hepsinden daha etkili birer dalgadır.

Bir de küresel şirketler var: Kimi beslenmemizi, kimi eğitimimizi, bir diğeri de eğlence hayatımızı zaptu rapt altında tutuyor.

Eskiden güç, savaş kazanmaktı. Şimdi savaşlar, kazananları daha fazla yıpratıyor.

Unutmayalım ki bir tarafın güçlenmesi, diğer tarafta korku oluşturuyorsa, bu güç değişimi süreci kesintiye uğrayabilir. Poleponnes Savaşını böyle yorumlayabilirsiniz. Aynı şekilde Almanya’nın yükselişinin, iki dünya savaşıyla durdurulmasını da buna örnek gösterebilirim.

Günümüzde geleneksel sert güç ile yumuşak güç karşı karşıya geliyor. Ancak zeki güç diye bir dalga ikisini de altedebilecek bir güç gösterisinde bulunabilir. Herkesin büyük iştiyakla beklediği sanayi 4.0, akıllı nesneler, nesneler arası internet bu “Zeki Güç” olabilir mi?

Ortadoğu’da yaşayan bir nesil olarak, dünyadaki bütün gelişmelerden etkileniyoruz. Her ne kadar bütün şartlar aleyhimizde görünse bile, yeni nesil güç toplamaya devam ediyor. Yani büyük rol üstlenecek olan şimdiki değil bizden sonraki nesildir.

Ancak bu konuda bir çekincemi belirtmek istiyorum. “Güç Mesafesi” testinden geçmeden güç testinin bir anlamı yok. Nedir güç mesafesi?

Malcolm Gladwell‘in Outliers kitabında bahsedilen bir kural var: Güç Mesafesi (Power Distance).

Yeteneklerin ortaya çıkması için günde 4 saatten 10 yıllık bir gayret gerekirken; toplumdaki güç mesafesi endeksine göre de alt kademelerde çalışanların özgüvenleriyle çekincelerini ve fikirlerini rahatça ortaya koyabilmelerine bağlıdır.

Güç Mesafesi kavramını Hollandalı yazar Geer Hofstede ortaya attı. Buna göre bireylerin üstleri veya içerisinde yer aldıkları grup liderlerine fikirlerini ifade ederken korkup korkmamaları oranına güç mesafesi deniyor.

Güç mesafesi ile elde edilen en yüksek endeks değeri 5,80, en düşük ise 3,25″tir. Ne kadar yüksekse o kadar olumsuz bir durum oluşturuyor. Maalesef Türkiye’nin güç mesafesi değeri 5,57 olarak belirtilmiş.

Güç mesafesindeki bireylerin otoriteyi eleştirmelerini veya karar alma süreçlerinde kendi fikirlerini beyan edebilmeleri bilinçdışı olarak sınırlanıyor.

Çocukluğumuzda büyüklerimizin azarlamalarını hatırlayın. Yapma, cıss, haddini bil, kes sesini gibi kavramlar ileriki dönemlerimizde de şekil değiştirerek sürüyor. “İcat çıkarma”, “Eski köye yeni adet getirme”, “dünkü çocuk” vs…

İşte bunlar toplumdaki güç mesafesinin dışa yansıyan ifadeleridir.

Bir taraftan dünyadaki eksen kaymaları bizim güç toplamamızı sağlarken; tecrübe, gayrete en büyük psikolojik duvar olarak güç mesafesi ortaya çıkıyor.

Türk kurumlarının içinde bulunduğu en büyük ikilemlerden biri budur. Siz bunu okullardaki eğitime, ailedeki bireylerin silikliğine veya diğer toplum departmanlarına kıyas edin.

Aslında Gladwell‘e göre daha vahim sonuçlar da doğabiliyor. Kitapta Güney Kore pilotlarıyla ilgili örnek aslında kendi kurumlarımızı da güç mesafesi açısından yeniden değerlendirmemiz gerektiğini düşündürüyor.

Kore Havayolları son ölümcül kazasını 1997’de yaptı. Ancak geçmiş rakamlar o kadar kötü ki hala modern zamanların en kötü istatistiklerine sahip havayollarından biri olarak kabul ediliyor. 1970’den sonra tam 16 kazada 700’den fazla can kaybı yaşayan havayolu olarak biliniyor.

Sovyetler Birliği tarafından bir uçağı 1983’te düşürülünce Güney Kore bunu ulusal bir konu olarak ele aldı ve dışarıdan danışmanlık almaya karar verdi.

Teknik analizler, uçakların bakımı, kule sinyalleri, elemanların eğitimi ve masajları detaylı şekilde incelendi ve güç mesafesinin kazalarda etkin olduğu anlaşıldı.

Kültürel kodlar o kadar güçlü ki, baş pilot veya deneyimli kule yanlış veya yanlış yorumlanabilecek bir mesaj verdiğinde ekibin diğer elemanları buna itiraz edemiyorlar. Anlık karar noktasındaki teknik bir eleman analiz ve yorum yapma kabiliyetini kapatıyor. İkilem kazalarla sonlanabiliyor.

Egosu şişmiş bir lidere karşı meramınızı anlatabilir misiniz? Bu nedenle şirketler, markalar ancak CEO veya genel müdürlerinin kabiliyeti ve vizyonu kadar ilerleyebilmektedir.

İki yıl önce okuduğum Outliers‘ı şimdi tekrar etme ihtiyacı hissettim. Üniversitede ders vermeye başlayınca ve şirketlerin kurumsallaşma çalışmalarına katkıda bulunmaya davet edilince karşıma güç mesafesi endeksi çıktı.

Güç mesafesi endeksi sağlıklı hale gelmeden ne işletmelerde mobbing azalır, ne de kurumlarda demokratik katılım sağlanabilir. Dahası, küresel “Güç Testi” ancak güç mesafesi aşıldığında kazanılabilecek bir sınavdır.

Büyük hedefleri olan kurumlar, liderler veya markalar Güç Mesafesi endekslerini kontrol ettirsinler sonra güç testinden bahsetsinler. 

:: Konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Mühendislikte Topuk Sesleri Etkinliği Başlıyor!

IEEE İstanbul Üniversitesi Women In Engineering Departmanı Mühendislikte Topuk Sesleri etkinliğininin 2.sini 10 Mart 2016 Perşembe günü gerçekleştiriyor.

Bu sene ikincisi düzenlenecek olan Mühendislikte Topuk Sesleri etkinliğinde sektörün önde gelen yöneticilerinin ağırlanacaktır.
 
Konuşmacılar;
 
LOREAL- İnsan Kaynakları Müdürü; Muazzez GÜNAY
Kıdemli Kurumsal İletişim Uzmanı; Ezgi ÖZTOSUN
PENTA – IT ve İş Geliştirme Uzmanı; Yasemin BUDAK
ECZACIBAŞI – İlaç Pazarlama Müdürü; Ebru TUNA
SOSYAL KONUK – Müzisyen; Ozan Pehlivan
 
Etkinlikte değinilecek konular;
 
Kadınların iş hayatında ve sosyal hayattaki yeri ve hakları.
Kadın dostu şirketlerin izlediği politikalar.
Kadın ve erkeğin bir arada çalışmasının iş verimliliğine ve ekonomiye katkısı nelerdir?
İş yaşamında karşılaşılan sorunlar ve bu sorunlarla başa çıkma yöntemleri
şeklinde.
16-03/07/muhendislikte-topuk-sesleri.jpg
 
:: Etkinliğe katılacak mısınız?

Mac, Fidye Yazılımı ile Çalkalanıyor!

Virüsler ile adı pek anılmayan hatta en güvenli işletim sistemi olarak lanse edilen OS X, bugün tarihinde bir ilk ile karşı karşıya kaldı. Transmission isimli torrent istemcisi, 2.84 sürümü ile Mac bilgisayarlara virüs bulaştırmayı başardı.

Mac tarihinde geçen Transmission virüsü, fidye amaçlı bir zararlı yazılım olarak karşımıza çıkıyor. 

Transmission yazılımını yükledikten ortalama üç gün sonra aktif hale gelen bu KeRanger isimli virüs, kullanıcıların sabit disklerini şifreliyor. Sabit disklere olan erişimi engelleyen Transmission virüsü, bu engeli kaldırmak için kullanıcılardan para (fidye) istiyor.

Transmission ile bulaşan virüs için Apple hemen hamle yaparak uygulamanın sertifikasını iptal etti. Transmission kullanmak isteyenlerin ise uygulamanın 2.91 sürümünü yüklemeleri öneriliyor.

16-03/07/transmission-mac.jpg

Mac fidye virüsünden kurtulmak için; ‘/Applications/Transmission.app/Contents/Resources/General.rtf’ veya ‘/Volumes/Transmission/Transmission.app/Contents/Resources/ General.rtf‘ dosyalarını kontrol etmenizi öneririz.

Bu dosyalar varsa, virüs muhtemelen bulaşmıştır. Ayrıca “.kernel_pid”, “.kernel_time”, “.kernel_complete” veya “kernel_service” dosyalarını ~/Library directory bölümünden kontrol edin ve silin.

:: Mac’inize virüs bulaştı mı?

Android için Akıllı Klavye Geliyor!

Android’in akıllı klavye çözümü iClever IC-BK04, piyasada bulunan sürümlerinden farklı bir akıllı klavye deneyimini kullanıcılara sunmak hedefiyle yola çıkıyor.

20-40 dolar arasında kullanıcılara sunulması beklenen klavyenin tüm özelliklerini sizin için derledik. Tüm gereklilikleri ile iClever IC-BK 04 karşınızda.

Dizayn-Görünüm

– Her ne kadar ilk bakışta plastik izlenimi verse de, Android’in akıllı klavye çözümü alüminyum maddesinden yapılmış olarak karşımıza çıkıyor. Klavyenin üst tarafı bütünen alüminyum olmasına rağmen, alt tarafı kesinlikle plastik olarak gözüküyor. Ayrıca klavyenin sahip olduğu ağırlıkta(212 gram) sert alüminyum yerine plastik maddesinin ağır bastığını ortaya çıkarıyor.

– Yükselmiş üst ve alt kenarlara sahip klavye, çanta gibi yerlerde en az yer kaplayacak şekilde konumlanmasını sağlıyor. Aynı zamanda çağdaşlarına oranla daha küçük olan iClever portatif klavye deneyimini kolaylıkla sağlıyor.

– Üzerinde bir şarj portu, açma/kapama düğmeleri barındıran klavye, çeşitli bağlantı ışıklarını da bünyesinde bulunduruyor.

– iClever’in kullanıcıların zevkler ve renkler tartışılmaz şeklindeki tercih farklılıklarına bir çözümü var gibi gözüküyor. Kullanıcılar istek dahilinde var olan 7 renk seçeneği arasından klavyenin arka kapağını değiştirebiliyorlar. Ayrıca kullanıcılar cihazda bulunan değiştirilebilir parlaklık düğmeleri ile, klavyenin ışık verme yoğunluğunu ayarlayabiliyorlar.

16-03/06/7.jpg

– En büyük rakibi Apple klavye ile bir özelliğini karşılaştırmak gerekirse, bulunduğu zemine tutunmasını sağlayacak yapışkan pedleri bulundurmaması nedeniyle, iClever ahşap zeminlerde kayabiliyor.

– Kullanıcıların beklentileri arasında en önde gelen tuşlara da değinmeden olmaz. iClever’ın tuşları, kullanıcı yorumlarına göre güzel bir derinlikte ve kolay basılmakta olarak betimleniyor. Tuşlar arasında boşlukların biraz sıkı olmasına rağmen adaptasyon döneminin atlatılmasının ardından sorunun çözülebileceği düşünülüyor.

– Diğer cihazlarla bağlantısı alternatif bir klavye çözümü olabilmesi bakımında şüphesiz en kritik noktalardan biri. Bluetooth 3.0 sürümünü barındıran klavye en büyük artısı olan Bluetooth’unu açmasının ardından ilgili ekrana/platforma kolayca adapte olabiliyor. Bağlantı hızı, kalitesi konusunda ödün vermeyen akıllı klavyelerden biri. PC, Mac, Android, iOS cihazlarına kesinlikle uyum sağlayabiliyor. Cihaz yalnızca Mac Mini ile çalışma noktasında sıkıntı yaşıyor.

– Üstünde bulunan kontrol paneli ile ses seviyesini ayarlama, görüntüyü oynatma/duraklatma gibi standart çözümleri sunan iClever, mobil telefonlara bağlantısı zaman müzik çalabiliyor. Bir başka deyişle gerekli bağlantıyı sağlarsanız klavyeden müzik dinleyebiliyorsunuz.

16-03/06/2.jpg

Şarj Ömrü

– Kablosuz olması nedeniyle sahip olduğu pillerle şarj olan klavye, pilleri tam olarak şarj ettikten sonra 200 saat kullanılabiliyor. Tabi herhangi ek bir özelliğini kullanmadan, cihazı standart bir klavye olarak kullandığınızda böyle olacaktır. Işıkları açık, müzik dinleme çözümleri aktif vb. özellikleri etkin olduğu takdirde şarj ömrü 3 saate kadar düşüyor. Deyimi yerindeyse şımarık özellikleri kullanmak isteyen kullanıcılar, şarjdan feragat etmek zorunda kalacaklar.

– Klavye standart bir Mikro USB kablosu ile de 3-4 saat arasında şarj olabiliyor. Ayrıca kullanıcıların acil zamanda çaresiz bırakmamak adına, ana piller bittiğinde devreye girecek yedek piller cihazın içerisinde yer alıyor.

16-03/06/5.jpg

Genel Olarak

Piyasada var olan seçenekler arasından bir tercih yapmakta sizin elinizde. Fakat, iClever’in düşük fiyatı, sağladığı imkanlarla var olan rekabete rahatlıkla katılabileceğini söyleyebiliriz.

16-03/06/6-1457239228.jpg

:: Android’in iClever çözümü hakkında ne düşünüyorsunuz?