Resident Evil serisi ile tanışmam yaşça oldukça küçük olduğum dönemlere denk gelir. Orta okulda eğitim hayatımı sürdürürken abimin getirip yüklemeye başladığı bu oyunun hayatımda bu kadar önemli bir yer tutabileceğini nereden bilebilirdim ki?

Şimdi ise elimde serinin ‘ismen’ altıncı oyununu tutuyorum ve Capcom’un biz oyunseverlere verdiği sözler kulaklarımda çınlıyor. Seriyi ilk üç oyunun yarattığı ve Resident Evil’ın Resident Evil olmasını sağlayan unsurlarla yeniden donatarak, köklerine geri döndüreceklerini söyleyen Capcom çalışanları, bu konuda bazı adımlar atmayı başarmış.

Fakat firma yetkililerinin anlayamadığı bir konu var, o da Resident Evil’ın bu denli etkileyici olmasının sebebi harikulade kamera açıları, TPS ve aksiyon ile uzaktan yakından alakası olmayan oyun yapısıydı. Senaryonun anlattıklarını pür dikkat dinlememizi sağlayan da oyunun atmosferiydi.

Peki ya bulmacalar? Çözmek için bazen saatlerimizi harcadığımız bulmacalar vardı Resident Evil 3’te. Aynı şekilde serinin birinci ve ikinci oyunlarında da aynı şekilde bulmaca çözmek çok çok önemli bir yer kaplıyordu. Oyuna hayatta kalma dürtüsünün yanında bir de zamana karşı yarışırmış hissi vererek bir Adventure havası katıyorlardı.

İşte serinin kökleri bu iki paragrafta yatan şeylere dayanıyordu ve Resident Evil 6 benim açımdan şimdilik (yalnızca ön inceleme sürümünü oynadığım için şimdilik diyorum) bu etkiyi yaratmaktan çok çok uzakta.

{pagebreak::2}

Oyun ile ilgili detaylara inceleme sürümü elimize geçtiğinde ve oyunu bitirdiğimde gireceğim ama söylemem gereken şey şu ki, Resident Evil 6’nın Resident Evil 5’ten öyle çığır açan farkları olmadığı.

Şimdi Resident Evil 5’in hayranları ‘ee ne var bunda?’ diyerek bana saldıracaklar ama kimse kusura bakmasın, Resident Evil 5’in bu serinin adını kullanmak ve zombi benzeri canlılar içermek dışında Resident Evil ile uzaktan yakından alakası yoktu.

Resident Evil 4 ile başlayan TPS benzeri omuz üstü açılı kamera sistemi, Resident Evil’a bir tek ‘Arkamda zombi var mıdır?’ sorusunu ve paniğini eklemek dışında hiçbir etki yaratmıyor. Hatta kontrolleri tam bir aksiyon oyununa çevirerek insanı Resident Evil oynadığına pişman ediyor.

Kontrolleri bir kenara koyalım. Capcom’un seriyi köklerine döndürmekten kastı neydi, ben gerçek anlamda merak ediyorum. Serinin köklerini oyunda yer alan karakterleri tekrar ısıtarak önümüze koymak olarak mı algılıyorlar acaba?

Leon S. Kennedy ile oynadığımız bölümlerin serinin birinci ve ikinci oyunlarına sağlam göndermeler içermesi, tanıdık karakterlerin karşımıza çıkması dışında oynanış açısından hiçbir şekilde ilk oyunlarla alakası olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim.

Survival-Horror’a en yakın oynanışa sahip olması beklenen Leon S. Kennedy’nin oynanışı dahi Resident Evil 5’ten yalnızca daha kolay kontroller ve daha akıcı bir oynanış sunması dışında herhangi bir yenilik içermiyor. Serinin kökleriyle de alakası ilgisi kesinlikle yok. Tabii ki oynanış sistemi açısından iki oyun arasında devasa farklar var ama yine de aynı sistemin geliştirilerek bizlere sunulduğu ortada.

{pagebreak::3}

Eğer Capcom’un anlayışı ‘daha çok zombi, daha zor hayatta kalma’ mantığıysa, oyuna girerken sınırsız cephane seçeneği koymaları kadar anlamsız bir hareket daha olamaz o zaman.

Leon  S. Kennedy dışında Chris Redfield ve Jake Muller’ın senaryoları oldukça farklılıklar içeriyor. Oynanış konusunda da değişiklikler var ve senaryolar bir şekilde kesişiyorlar. Chris Redfield’ın derdi bambaşkayken Leon S. Kennedy, başkanın ölmesinin üzerine olaylara tam anlamıyla dahil oluyor. Jake Muller’ın ise her söylediğim şeyi spoiler olarak algılayabileceğiniz bir hikayesi var.

Bu karakterlerin hepsinin bir de partneri var. Örneğin Leon ile Helena Harper karakterleri partner ve isterseniz oyunu ekranı ikiye bölerek arkadaşlarınızla oynayabiliyorsunuz. Tabii online olarak da farklı yerlerde bulunarak oynayabileceğinizi de hatırlatmam gerekiyor.


İşte oyundaki tüm oynanabilir karakterler

Jake Muller’ın partneri ise oldukça tanıdık bir isim. Sherry Birkin ismini hatırlarsınız. İşte o ufacık kızımız büyümüş, serpilmiş ve Jake’e yoldaşlık edecek yaşa gelmiş. Son olarak Chris’in ortağının da Pierce Nivans adlı bir karakter olduğunu, bu karakterlerin her birinin kendilerine has hikayelerinin olduğunu da belirtelim.

Elimizde oyunun ön inceleme sürümü bulunduğundan grafiklerden ya da oyunda yer alan abuk subuk hatalardan bahsetmek istemiyorum açıkcası. Çünkü oyun piyasaya sürüldüğünde eminim ki bu hataların çoğu düzeltilmiş olacaktır.

{pagebreak::4}

Gerçek bir Resident Evil serisi (yalnızca 1-2-3 ve belki biraz Code Veronica) hayranı olarak söylemem gereken şu ki, Resident Evil 6 benim beklentilerimi karşılayabilen bir oyun olmaktan çok uzak. Tam sürüm piyasaya sürüldüğünde günlerimi harcayarak her karakterle bitireceğimi bilsem de, oyunun başında geçirdiğim saatlerin eski Resident Evil’ları anarak geçeceğini de biliyorum.

Fakat serinin ilk üç oyunundan çok dördüncü ve beşinci oyununu sevenler için Resident Evil 6 bulunmaz bir nimet olacak gibi görünüyor. TPS ile aksiyon unsurlarını çok güzel harmanlayıp işin içine hayatta kalma dürtüsünü de eklediklerinden oyunda geçirdiğiniz sürenin farkına bile varamayabilirsiniz.

Çünkü oyunda aksiyon bir saniye bile bitmiyor. Bazen bir yerde kapalı kalıp camlardan içeri giren zombileri durdurmaya çalışıyoruz, bazen de yolda koşarken üzerimize doğru son sürat gelen bir tırdan son anda kaçmamız gerekiyor. Aksiyon oyunu sevenlerin Resident Evil 6’yı da oldukça seveceklerini söyleyebilirim.

#video_1861#

Şimdilik yapmamız gereken yalnızca beklemek. Oldukça kısa bir süre kaldı ve bu sürede Capcom oyunu daha da pürüzsüz bir hale getirecektir diye düşünüyorum. Tam sürüm piyasaya sürüldüğünde detaylı bir inceleme ile karşınızda olacağımı da belirtiyor ve ön incelememin sonuna geliyorum.

İyi oyunlar.

:: Resident Evil 6 sizce nasıl bir oyun olacak?