Turkcell, Barselona’da gerçekleştirilen ve ShiftDelete.Net olarak bizimde tüm gelişmeleri yerinde takip ettiğimiz Mobil Dünya Kongresi 2022 etkinliğinde, sürdürülebilirlik alanında Huawei ile stratejik iş birliği anlaşmalarına imza attı. Huawei ile imzalanan iyi niyet anlaşması, Huawei‘nin düşük karbon teknolojisine sahip, enerji verimliliği yaratacak çözümlerini şebekesinde denemeyi amaçlıyor.
Çıkan sonuçların değerlendirilmesinin ardından bu ve benzer ürün gruplarında iş birliklerinin artırılması için çalışmalar devam edecek. Turkcell, bu iş birlikleri sayesinde enerji verimliliğini artırarak karbon ayak izini düşüren çalışmalara devam etmeyi planlıyor.
Rusya-Ukrayna savaşındaki en önemli sorunlardan biri olan iletişim, ülkemiz operatörleri tarafından iyileştirilmeye devam ediyor.
Turkcell enerji ihtiyacını yenilenebilir kaynaklardan karşılıyor!
2021 yılındaki elektrik tüketiminin tamamını yüzde 100 yenilenebilir enerji kaynaklarından tedarik eden Turkcell, sahip olduğu toplam 3 güneş enerjisi projesi ile 2020 yılında yenilenebilir kaynaklardan 1,6 milyon kWh elektrik üretmişti.
2021 yılında yatırımlarına devam eden şirket, İzmir Karadağ Rüzgar Enerjisi Santrali’ni satın aldı. Turkcell toplam kurulu gücü 18 MW olan ve yılda yaklaşık 67,5 GWh’lik bir üretim gerçekleştirme kapasitesine sahip bu RES ile 2.500 baz istasyonunun elektrik ihtiyacını karşılayabiliyor. İzmir Karadağ Rüzgar Enerjisi santralinin kapasitesini önümüzdeki dönemde daha da artırma yönünde çalışmalar sürüyor.
Bülent Aksu, imzalanan iş birliği anlaşmalarına ilişkin şu ifadeleri kullandı;
“Turkcell olarak işimizin çevresel, sosyal ve yönetişim boyutlarının evrensel düzeyde değerli olması için çalışıyoruz. 2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefimize ulaşma doğrultusunda kararlılığımız sürüyor. Tüm iş süreçlerinde sosyal ve çevresel iş yapış şeklimizin rehberi olan Sürdürülebilir Yönetişim İlkelerini 2021 yılının Haziran ayında açıklamıştık.
Sürdürülebilirlik konusunda attığımız adımlar; bir yandan ülke emisyonlarını azaltmaya katkı sağlarken, diğer yandan yeni ürün, hizmet ve istihdam alanlarının tasarlanmasına olanak sunacak.
Türkiye’nin uluslararası rekabet gücünü koruyabilmesi, iklim değişikliği konusunda atacağımız seri adımlara bağlı. Bu anlamda ülkemizde her sektörde, her alanda yenilikçi ve bu dönüşüme katkı sağlayacak somut adımlara ihtiyaç duyuyoruz.”
