Paraşütçüler genelde 2 km ila 3.5 km arası yükseklikten atlarlar. Fakat 2012 yılında sınırları zorlamak isteyen Felix Baumgartner, uzay atlayışı adını verdiği dünya rekoru için 39 km yükseğe, yani neredeyse stratosfer sınırına çıktı. 2 yıl sonra Alan Eustace, 41 km yüksekten atlayarak bu rekoru ekarte etti. Peki uzaydan paraşütle atlanabilir mi? Örneğin Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan atlayan bir astronota ne olur?
Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan paraşütle atlama yapılabilir mi?
Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan paraşütle atlama yapmadan önce, özel bir kıyafete ihtiyaç olacaktır. Rekoru elinde tutan Felix Baumgartner bile atmosfer dışına çıkmadığı halde benzer giysiler giymek zorunda kaldı. Bu seferki kıyafet ise çok daha komplike olmak zorunda. Fakat teoride yapılabilir.
Tabii uygun kıyafetler olsa dahi imkansıza bakıyor olacağız. Zira ISS’ten Dünya’ya doğru zıplayarak düzgün bir iniş sağlayamayız. Hatta yer yüzüne ulaşmak 2.5 sene sürebilir. Fakat düşüşün bu kadar uzun sürmesinin nedeni yükseklik değil.
Atmosferin dışından yapılan dikey düşüşlerin tahmini olarak 2.5 saat sürmesi gerekir. Fakat astronotlar istese de direkt olarak Dünya’ya doğru zıplayamaz. Bunun yerine sadece yörüngedeki hareket eksenini değiştirmiş olur.
Uluslararası Uzay İstasyonu her ne kadar atmosferin dışında sabit duran bir yer gibi gözükse de 28 bin 164 km/saat hızında Dünya yörüngesinde dönüyor. Yani en hızlı savaş uçağından bile 10-12 daha hızlı hareket ediyor.
Hatta bu o kadar yüksek bir hız ki elimize 28 bin 164 km/saat hızında ateş edebilen bir silah alıp düz bir şekilde ateş ettiğimizde mermi yere düşmeden önce Dünya’nın etrafında tam tur dönebilir. ISS de bu yüksek sürati sayesinde yörüngede kalabiliyor.
Fakat hissetmesi zor olsa da sürekli olarak bir çekim kuvvetine maruz kaldığı için belirli aralıklarla yörüngeye tekrar oturmasını sağlayan itici motorları kullanıyor. Aksi takdirde birkaç yıl içerisinde yer yüzüne düşecektir. Dolayısıyla ISS’ten paraşütlü atlama yapmak için Dünya’ya doğru zıplamak isteyen kişi, yörüngede aynı hızda döndüğü için tek yaptığı şey süreci biraz hızlandırmak olacaktır.
Varsayım olarak bu özel giysinin bir insanı 2.5 yıl boyunca besleyebileceğini düşünsek bile yine de atmosfere kadar gelmesi bir mucize olacaktır. Bunun nedeni ise önümüzdeki yıllarda uzay ve havacılığın en büyük problemi haline gelecek olan uzay çöplüğü.
Dünya yörüngesinde şu anda 13 binden fazla sayılabilen, on binlerce de sayılamayan ve boyutu birkaç santimden hatta milimetreden küçük uydu ve meteor parçaları bulunuyor. Üstelik birçoğunun hızı ISS’ten çok daha yüksek .
Öyle ki ters yönde veya doğrusal olmayan bir açıyla isabet etmesi halinde nükleer patlamaya dayanıklı çelik bir duvarı kağıtmışçasına delip geçecektir. Dolayısıyla istatiksel olarak 2.5 yıl içerisinde bunlardan birkaçına maruz kalmak kaçınılmaz olacaktır.
Bir şekilde bu adımın da aşıldığını düşünürsek, hala bazı engeller bulunuyor. Örneğin atmosfere girdikten sonra yavaşlamak. Atmosfere yüksek hızda giren paraşütçünün göğsünde 8G-10G gibi savaş uçağı pilotlarının hissettiğinden bile yüksek bir basınç olacaktır.
Ayrıca hipersonik hızda Dünya’ya doğru düşüş sırasında paraşütün açıldığı anda paramparça olacağını söyleyebiliriz. Hatta ayaklar aşağı doğru bir şekilde düşüyorsa muhtemelen vücuttaki bütün kan beyne dolmak için baskı uygulayacaktır. Eğitimli bir savaş pilotu ve astronotlar bile bununla başa çıkamayabilir.
Son problem ise sıcaklık. Normal şartlarda bu yükseklikte -80 derecede donmamız gerekirken, tahmini olarak ses hızının 8 katında hareket edildiği için atmosfer -hava molekülleri- ile giysi arasındaki sürtünmeden dolayı 1.650 derecelik (demiri eritecek kadar) bir ısı ortaya çıkacak. Fakat tüm engelleri aşarak 41 km yüksekliğe kadar gelinebilirse paraşüt açarak yere iniş gerçekleştirilebilir.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce paraşütle atlama rekoru bir kez daha kırılabilir mi?
Bir de ben deneyeyim bakalım. 😀
Dışına çıkmak kadar tekrar içeri girmekte bir hayli zormuş.