İnternette yer alan yanıltıcı ve manipülasyon amaçlı bilgiler, özellikle de COVID-19 ile birlikte ciddi oranda artış gösterdi. Doğru bilgiye ulaşmak isteyen kullanıcılar, ne yazık ki pek çok asparagas haberle de muhatap olmaya başladı. Bu negatif durumun önüne geçmek isteyen kalabalık bir grup kuruluş, YouTube platformuna önlem alması için çağrıda bulundu.

80’in üzerinde teyit kuruluşu bir araya gelerek, Poynter Enstitüsü aracılığıyla YouTube CEO’su Susan Wojcicki’ye açık mektup yayınladı. Enstitü, son zamanlarda dünya genelinde giderek yaygınlaşan komplo teorileri ve yalan bilgilerin bir an önce önüne geçilmesi gerektiğini savundu.

YouTuberlara vergi düzenlemesi ile ilgili detaylar belli oldu

YouTuberlara vergi düzenlemesi ile ilgili detaylar belli oldu

Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının Gelir Vergisi Genel Tebliği, Resmi Gazete'nin 31717. sayısında yürürlüğe girdi.

YouTube, yanıltıcı içeriklerin önüne nasıl geçecek?

2005 yılında hayatımıza giren YouTube, şimdiye kadar çok sayıda önemli problem ile mücadele etti. Nefret suçları, ırkçılık, taciz, çocuk istismarı ve sömürüsü gibi konularda hassasiyetini gösteren şirket, son yıllarda ise başta aşı karşıtlığı olmak üzere COVID-19 ile ilgili konularda içeriklerini gözden geçirdi. Bu doğrultuda yakın bir zaman önce platformdan 1 milyondan fazla video, yayından kaldırıldı. Fakat yine de kullanıcılar, bunun yeterli olmadığını düşünüyor.

YouTube’un vicdansız insanlar tarafından silahlandırıldığını ifade eden Poynter Enstitüsü, platformun bu sorunu çözmek için yeterli çabayı göstermediklerini düşündüklerini paylaştı. Hatta imzacılar, kullanıcıları manipüle etmek için platformun kullanılmasına YouTube’un yardımcı bile olduğunu söyledi.

Paylaşılan açık mektupta, aşı boykotuyla ilgili videolara işaret edildi. Ayrıca COVID-19 için geleneksel olmayan tedavi yöntemlerini içeren Yunanca ve Arapça videolardan da bahsedildi. Enstitüye göre platform, yalnızca bu videoları yayından kaldırarak değil, aynı zamanda videoların içindeki açıklamaları çürüterek de insanları bilinçlendirebilir. İmzacılar, dezenformasyonla mücadelenin ancak böyle yapılabileceğini vurguladı.

Mektup, İngilizce dışındaki dillerde üretilen içeriklere de şirketin aynı odağı göstermesi gerektiğini, bağımsız teyit kuruluşlarıyla daha sıkı çalışmasının önemli olduğunu anlattı. Şu an için herhangi bir YouTube sözcüsünden ya da şirketin CEO’su Susan Wojcicki’den mektuba bir cevap gelmedi.

Peki ya siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? YouTube, yanıltıcı içeriklerin önüne geçmek için nasıl bir yol izlemeli? Görüşlerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın.