Dün yani 4 Ağustos günü Lübnan’ın başkenti Beyrut‘ta yaşanan korkunç patlama tüm dünyanın ana gündem konusu haline geldi. Patlamanın şiddetini gözler önüne seren videoların sosyal medyada yayılması sonrasında birçok iddia ve komplo teorisi ortaya atıldı; bu teoriler arasında nükleer patlama da vardı.

Paylaşılan videoları izlediğimizde patlamada büyük bir alev topunun ortaya çıktığını ve hemen sonrasında büyük bir bulut kitlesinin mantar şeklinde yukarı doğru çıktığını görüyoruz. Nükleer patlama teorilerinin ortaya atılmasındaki en büyük etkenlerden birisi buydu, anca bu patlama dalgası nükleere özgü değil.

Akıllı telefon patlamaları nasıl engellenebilir?

Akıllı telefon patlamaları nasıl engellenebilir?

Akıllı telefon patlamaları özellikle yakın temaslarda ağır sonuçlar yaratabiliyor. Peki bu riski en aza nasıl çekebilirsiniz? İşte akıllı telefonunuz ile yapmamanız gereken şeyler.

Kesinleşti: Beyrut’taki patlama nükleer değil!

Atom bombasını akıllara getiren bulutu bir kenara bırakırsak; nükleer patlamada ortaya çıkan iki korkunç sonuç, bu patlamada görülmedi. Kör edici derecede beyaz bir ışık ve çok yüksek derecedeki ısı dalgası. Eğer nükleer bir patlama olsaydı, sadece ısı dalgası canlılarda ciddi yanıklar oluşması için yeterli olacaktı.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü‘nde nükleer silahlar üzerine çalışmalar yürüten Vipin Narang ve New Mexico Üniversitesi‘nde nükleer silahlar üzerine insanlık tarihini araştıran bir doktora adayı olan Martin Pfeiffer patlamanın nükleer olmadığını doğrulayan isimler arasında yer alıyor.

Vipin Narang yaptığı ilk hesaplamalara göre Beyrut’ta yaşanan patlamanın 240 ton TNT’ye denk olduğunu belirtiyor. Bir kıyaslama yapmak gerekirse Hiroşima’ya atılan atom bombasını gücü, Beyrut’taki bu patlamadan 1000 kat daha fazlaydı.

Patlamanın asıl sebebinin tespiti için biraz daha zamana ihtiyaç olduğu belirtiliyor. Lübnan’lı yetkililerden gelen ilk açıklamalar, limanda bulunan çok yüksek sayıdaki amonyum nitratın patlamaya neden olduğu yönünde.