Nihayet oyuncuların bahar ayı geldi çattı. Uzun zamandır oyuna aç bünyeler sonunda oyun yağmuruna tutuldu. Bu yağmurda oyuncuların yakalandığı en iddialı oyunlardan birisi de Borderlands 2.  İlk oyunuyla çığır açan bu yapım bakalım çıtayı ne kadar yükseltmiş.

Oyunun başında trenimiz kaza yapıyor. Aslında tam kaza gibi de değil. Vault Hunter‘larımız bir şekilde tuzağa düşüyor ve tren patlıyor.

Bu olaydan sonra dört vault hunter arasından karakterimizi seçiyoruz. Bu noktadan sonra bize oyun boyunca yardım edecek olan Claptrap adlı robotla karşılaşıyoruz. Birkaç eğitim tarzı bölümden sonra Pandora’nın tehlikeli topraklarında oyunumuza başlıyoruz.

Borderlands 2, Pandora gezegeninde geçiyor. Bu gezegen bir kargaşaya sürüklenmiş durumda.  Biraz farklı bir yer. canlılarından tutun çevresine kadar.

{pagebreak::2}

Pandora gezegeninin atmosferini başta Fallout atmosferine benzetsem de sonradan oyun kendi atmosferini yakaladı. Benim fikrime göre, oyunların kalite oranı o atmosferi bize yaşatması ile orantılı olduğundan bu da beni sevindirdi.

Açıkçası post-apokaliptik şeyler pek bana göre değil. Bu yüzden bu tarzdaki çoğu oyundan sıkılır, yarıda bırakırım. Buna rağmen, oyun muhteşem atmosferiyle kendisine bağlanmamı başardı.

Delilik ile dahilik arasındaki gezegen…

En az oyunun gezegeni kadar karakterleri de farklı. Oyunda kendilerine has güçleri olan 4 farklı karakter ile oynayabiliyoruz. Bunlardan ilki Axton adında bir Commando.

Kendisi hakkında oyunun en fps oyuncusuna yakın karakteri diyebiliriz. Özel gücü ise etrafa turret’ler yerleştirmek. İkincisi Salvador  adındaki Gunzerker. Onun özel gücü ise çift silah kullanabilmesi. Maya ise bir Siren. Özel gücü ise Phaselock adında düşmanlarını başka bir boyuta gönderen bir özellik.

{pagebreak::3}

Sonuncusu ve benim favori karakterim ise Zero. Zero yakın ve uzak dövüşlerde usta bir assasin. Kendini belli bir süre görünmez yapabilmesi ve bu süre içindeyken düşmanlarını oyalayacak bir hologramını çıkarması ise onun özel gücü. Karakterlerin bu kadar farklı olması, oyunun yeniden oynanabilirliğini eşsiz kılıyor.

Oyunda en az karakterler kadar çeşitli olan bir şey daha var : eşyalar. Silahlardan tutun da kalkanlara kadar her şey o kadar çeşitli ki, gerçekten sayılarını çok merak ediyorum.

Çoğu saf RPG oyununda bile rastlamayacağımız kadar eşya mevcut oyunda. Mesela silahlar tabancalar, tüfekler, smg’ler, sniper’lar tarzı ayrılıyor. Bunların herbirinin de yine 6-7 farklı özellikte olduklarını düşünün. Hatta onların da kendi aralarında ayrıldığını düşünürsek, daha önce çoğu oyunda karşılaşmadığınız kadar silah ve eşya görebilirsiniz.

{pagebreak::4}

Bir kalkan olarak psycho!

Düşmanlarımız da silahlarımız kadar çeşitliler. Oyunda bir bölümde robotlarla kapışırken, diğer bölümde daha insanımsı düşmanlarımız olabiliyor. Ayrıca düşmanlarımızın zayıf noktası türlerine göre değişiyor.

İnsanımsı olanlara ateş ve patlayıcı efektli silahlar daha etkili olurken, robotlarda daha farklı silahlar kullanmamız gerekebiliyor. Bu özellik oyuna sırıtmayacak biçimde yedirilmiş.

Oyun RPG ögeleri barındırdığı için biraz da görevlerinden bahsetmek istiyorum. Normalde rpg tarzında görevler aşağı yukarı bellidir. Ya aldığınız bir eşyayı yerine ulaştırırsınız, ya belli bir düşman öldürürsünüz, ya da birine bir haber iletirsiniz.

Bu birbirinin kopyası görev yığınları bana hep sıkıcı gelmiştir.  Neyse ki bu oyunda düz bir görev yığını yok. Bu özellik oyuna daha da bağlanmanızı sağlıyor. Yan görevler çeşitli ek bilgiler ve göndermeler barındırdığından ana görevler kadar yan görevleri de yapmayı istiyorsunuz.

{pagebreak::5}

Allonz-y!

Göndermeler demişken, Borderlands 2 hiçbir oyunda görmediğim kadar gönderme barındırıyor. Daha oyunun başlarında Claptrap’ın “Allonz-y!” demesiyle Doctor Who’ya gönderme yapmasından tutun da Star Wars’a, Call of Duty’den tutun da Donkey Kong’a kadar uzanan göndermeler var oyunda. Oyun zaten sağlam bir mizah anlayışına da sahipken, bunu da üzerine ekleyince eğlenmemek mümkün olmuyor.

#video_1891#

Grafikler ise ilk oyundan alıştığımız üzere kendine özel halini koruyor. Biraz cell shade tarzı ama daha farklısı… Çağ atlatan grafikler bu oyunda yok. Günümüzün en iyi grafiklerine sahip oyun da değil, ama o karmaşa ve eğlencede farketmiyorsunuz bile. Sadece grafiklerde arasıra oluşan buglar biraz canınızı sıkabiliyor.

Ses ve müziklerden ise biraz not kırabilirim. Müzikler biraz daha iyi olabilirdi. Atmosferin tek zayıf noktası ses ve müzikler diyebilirim.

Uzun lafın kısası, Borderlands 2 türe ısınamayanlara bile tavsiye edeceğim bir oyun olmuş. Ufak tefek eksiklikleri olsa da, tek başına atmosferin bile oyunun aşmış olduğunu gösteriyor. Yılın en iyi oyunlarından biri diyebilirim.

Not: Yazı için Ali Aşkın’a teşekkürler.

9/10

Artılar: Kendine has grafik yapısı, çeşitlendirilen görev ağacı, çoklu oyuncu desteği

Eksiler: Ses ve müzikler biraz başarısız. Grafiklerde ara sıra hatalar oluşabiliyor.

:: Borderlands 2 oynadınız mı?