Akıllı telefon çağı gerçek anlamda iPhone ile başladı. Apple hiç beklenmeyen, sürpriz bir inovasyonla karşımıza çıkmıştı. Ancak Apple bunu ilk defa yapmıyordu.
İlk kişisel bilgisayar denemelerinde, kullanıcı arayüzü olan ilk işletim sisteminde ve bildiğimiz anlamda farenin ilk ortaya çıkışında Apple’ın önderliği ön plana çıkıyor.
Bu yüzden ilk akıllı telefon IBM Simon olarak görülse de Apple, şu an içinde bulunduğumuz akıllı telefon çağını başlatan marka oldu. İşte cep telefonu teknolojisi ve tarihi dosyamızın üçüncü bölümü: Akıllı telefon çağı
Cep telefonu teknolojisi için yeni bir çağ: Akıllı telefon
Her ne kadar IBM Simon, Nokia Communicator gibi örnekler olsa da, bugünkü anlamda ilk akıllı telefon. iPhone 2G olarak karşımıza çıkıyor. Bugünün akıllı telefonlarına gözümüz alıştığı için belki de 2G ilk başta çoğumuza tasarım anlamında hiç de çekici gelmiyor olabilir.
Ancak o dönemin standartlarını alt üst ettiği kesin. Kapasitif dokunmatik ekranı, tek fiziksel tuşu ve o döneme göre oldukça büyük olan 3,5 inç olan ekran büyüklüğü ile iPhone 2G, 6 milyon gibi büyük bir satış rakamına ulaştı.
Henüz iPhone OS olarak anılan iOS işletim sistemi emekleme döneminde olsa da, Symbian OS, Windows Mobile gibi rakipleri karşısında çok daha hızlı çalışıyordu.
Apple’ın özellikle yazılım açısından elde ettiği bu başarı, piyasada rakipsiz olmasını sağladı. ilk iPhone cep telefonu teknolojisi ve tarihi açısından önemli bir dönemeçti. Ancak 2005 yılından beri o dönemde yükselişte olan Google, tüm cep telefonu teknolojisi değiştirecek bir hamle yapmak üzereydi.
iPhone 2G özellikleri
İlk iPhone 2007 yılında tüm cep telefonu standartlarını değiştirdi Boyut olarak, 11.6 mm kalınlığında ve 135 gram ağırlığında olan ilk iPhone, o günün standartlarına göre oldukça ince ve hafif bir yapıdaydı.
320 x 480 piksel çözünürlüğünde TFT LCD kapasitif ekran kullanan firma, dönemine göre yüksek sayılabilecek çözünürlük ve ekran kombinasyonunu, fark yaratan kapasitif ekranla bizlere sunuyordu.
Gücünü 412 MHz hızında çalışan tek çekirdekli ARM 11 işlemciden alan telefonun grafik işlemcisi ise PowerVR MBX’di. 128 MB eDRAM, 4/8 ve 16 GB dahili hafıza seçenekleri, LED flaş desteği olmayan 2 Megapiksel kamera gibi özelliklere sahip olan ürün, 8 saat konuşma süresi sunabiliyor, bir gün boyunca müzik dinletebiliyordu.
Kapasitif dokunmatik ekran rezistif ekrana karşı
iPhone’un o dönemde başarılı olmasını sağlayan sadece büyük ekranı ve kolay kullanımı değildi. Tabii ki kullanıcı deneyimi ve canlı bir ekran dönemde tüm piyasayı sallamaya yeterdi. Ancak daha fazla kullanıcının iPhone kullanmaya başlamasında, tüketici elektroniği için ilk defa kullanılan kapasitif dokunmatik ekran teknolojisiydi.
Uzun süredir kullanılan rezistif dokunmatik ekran teknolojisi bastırarak çalışan ekranlardı. Bunun sebebi ise kalemle kullanılmak için imal edilmiş olmalarıydı. Aynı zamanda bu ekranlar çok daha sağlamdı ve kolay kolay zarar görmüyordu.
Apple ise kalemle kullanmak yerine insan teninin iletkenliğini kullanabilen bir ekran teknolojisini tercih etti. Bu ekranlar ise iletkenliği sağlayabilmek için cam bir katmana ihtiyaç duyuyordu. İşte Corning Gorilla Glass koruması da bu cam katmanın korunması için ortaya çıktı.
Böylece kullanıcılar o dönemde bastırmatik olarak tabir edilen dokunmatik ekran teknolojisi yerine çok daha hafif hareketleri algılayabilecek ekranlarla tanışacaktı.
Ancak Apple dışında kalan telefon üreticileri rezistif dokunmatik ekranlardan uzun süre vazgeçmedi. Bu da yarışta Apple’ın belli bir süre yalnız ve avantajlı konumda kalmasını sağladı.
Yine kapasitif dokunmatik ekran teknolojisi, ekranın birden fazla yerine dokunarak gerçekleştirilen komutların da yolunu açmıştı. İlk iPhone ile birlikte multi-touch teknolojisi de hayatımıza girdi.
Yine Android telefonlar tam anlamıyla piyasaya hakim olmaya başlamadan bu teknolojide Apple dışında kullanılmayacaktı.
lk Android akıllı telefon sahneye çıkıyor
Android işletim sistemi aslında 2003 yılında Andy Rubin ve ekibi tarafından, dijital kameralar için geliştirilmiş basit bir fotoğrafları bir bulut servisine aktarmaya yarayan yazılım olarak ortaya çıkmıştı.
Ancak kameralı cep telefonlarının yükselişi ve kompakt dijital kameralara ilginin azalmaya başlaması, Rubin ve ekibini cep telefonu piyasasına kaydırdı. Takvimler 2005 yılını gösterdiğinde ise, Google 2005 yılında Android Inc şirketini satın aldı. Bu satın almanın o gün için ne için yapıldığı ise kestirilemiyordu.
Cep telefonları için işletim sistemi geliştirmeye Google çatısı altında devam eden ekip, bu işletim sistemini Linux tabanlı yapmaya karar verdi. Böylece işletim sistemi için üçüncü parti cep telefonu üreticileri Android için para ödemeyecekti.
Kısacası Sony Ericsson ve Nokia, cep telefonu piyasasında lider olmak için yarışırken, koltuğu devralacak iki büyük teknoloji devi, geleceği bir taraftan inşa etmenin peşindeydi.
İlk Android cep telefonu ise iPhone 2G çıktıktan bir yıl sonra ortaya çıkabildi. Google bundan önce 5 Kasım 2007 yılında Open Handset Alliance’ı duyurdu.
İçinde HTC, Motorola, Qualcomm, Texas Instruments gibi yeni döneme damgasını vuracak markaların yer aldığı ittifak, cep telefonu piyasasında tutunmak için bir araya gelmiş ve güçlerini birleştirmişti.
Google, o dönemlerde Android için en büyük iş ortağı olan HTC için ilk Android sürümünü hazırladığında ise takvimler 22 Ekim 2008’i gösteriyordu. T-Mobile ortaklığıyla hazırlanan bu ilk Android akıllı telefon HTC Dream ya da T-Mobile G1 olarak adlandırılıyordu.
Ekran boyutu 3,5 inç olan model, kayan bir klavyeye sahipti. Altta yer alan fiziksel tuşlar ise uzun süre Android akıllı telefon modelleri için önemli bir standart haline gelecekti.
Bu ilk Android akıllı telefon Gmail, tarayıcı ve Google haritalar gibi bugün gerekliliği tartışılan ön yüklü Google uygulamaları ile karşımıza çıkıyordu. Böylece cep telefonu teknolojisi ve tarihi açısından Android işletim sistemi de tarih sahnesine çıkmış oldu.
Akıllı telefonlar ve 3G teknolojisi
Google’ın da cep telefonu tarihi için yerini almasıyla birlikte, cep telefonu piyasası hareketlenmeye başladı. Mobil internet için 3G standardı akıllı telefonlarla birlikte yaygınlaşmaya başladı.
Artık küçük ve zor kontrol edilen ekranlar yerine kapasitif dokunmatik ekranlar hayatımıza girmeye başlamış ve internet alışkanlıklarımız da değişime uğramıştı. Bu değişimin ilk sinyalleri 2008 yılında kendini göstermeye başladı.
Nokia, Apple’ın pahalı bir telefon modeliyle elde ettiği satış başarısı, firmanın biraz da olsa endişelendirmişti. Ancak cep telefonu teknolojisi açısından sektöre uzun süre liderlik yapan firma, dokunmatik ekran teknolojisi ile bir süre barışamadı.
İşte yaklaşık 18 mm gibi kalın bir yapıya sahip olan, kızaklı klavyesiyle N96 tüm çekici yapısına ve kaliteli ekranına rağmen, kullanıcısına dokunmatik bir ekran sunmuyordu. Fiziksel tuşlarla kontrol edilen telefonun ekran boyutu ise 2,8 inç olarak belirlenmişti.
Nokia tarafından piyasaya sürülen ilk dokunmatik telefon ise Nokia 5800 olarak karşımıza çıkıyor. Ancak karşımızda çoklu dokunmatik ekran teknolojisine sahip bir cihaz olmadığını söyleyelim. Tabii ki bunun temel sebebi ise rezistif ekran teknolojisinin buna uygun olmaması.
Parmak algılamakta büyük sıkıntısı olan bu telefon, yanında dokunmatik bir kalemle birlikte geliyordu. Doğrusu 2000’li yılların teknolojisiyle karşımıza çıkan Nokia yine kamerasına ve cep telefonunun müzik özelliklerine güveniyordu.
Nokia’nın dokunmatik ekranla bu imtihanı bir süre sonra akıllı telefon çağının gerisinde kalmasına neden olacaktı. Apple’ın hem kapasitif dokunmatik bir ekran sunması, hem de bu ekranı Corning Gorilla Glass adlı özel bir darbe korumasıyla karşımıza çıkarması gerçekten de sektörde fark yarattı.
Ancak kapasitif dokunmatik ekran konusunda inatçı olan tek firma Nokia değildi. BlackBerry’de özellikle iş insanları arasında popülerlik kazanmış, klavyeli telefonlarıyla başarılar kazanmıştı.
iPhone sonrası tam dokunmatik ekranlı telefon kervanına BlackBerry’de katıldı. BlackBerry Storm adlı bu akıllı telefon yine dokunmatik ekran konusunda sınıfta kalıyordu. Ancak tasarım anlamında gerçekten de çağının ilerisinde bir tasarıma sahipti. Buna karşın belli bir süre de olsa cep telefonu teknolojisi ve tarihi açısından BlackBerry, akıllı telefon piyasasında önemli oyunculardan biri haline geldi.
iPhone 3G ve App Store devrimi
Akıllı telefonlar ne kadar önemli bir buluş olsa da, aslında uzun yıllardır bilmeden hayatımızın içindeydi. Kullanıcı deneyiminin farklılaşması ise ancak 2008 yılıyla karşımıza çıkan uygulama devrimiyle oldu.
Akıllı telefonla internette gezinmek, oyunlar oynamak güzeldi ama bunları çok daha kolaylaştıracak, telefona farklı oyun ve programlar kurmanın bir yoluna ihtiyaç vardı.
Aslında Nokia bir zamanlar buna benzer denemeler yapmış ama pek de üzerinde durmamıştı. Apple ise App Store ile birlikte akıllı telefon çağının ilk büyük devrimin yolunu açtı.
App Store ilk başta bugün bildiğimizden çok daha katıydı ve Apple ilk olarak kendinin ve partnerlerinin uygulamalarını kullanıcılara ulaştırmak için bu marketi kullanıyordu. Ancak belli bir süre sonra bağımsız geliştiricilerde çok katı kurallarla da olsa bu platformda yerini almaya başlayacaktı.
Bağımsız geliştiricilerin de katılması uygulama pazarlarının çok daha renkli ve çeşitli olmasını sağladı. Uygulama devrimi sayesinde kullanıcılar gerçekten de akıllı bir cihaz kullandıklarını deneyimleyebilecekti.
Bu devrimle birlikte karşımıza çıkan iPhone 3G çok daha gelişmiş özelliklere sahipti. Öncelikle çağın gereği haline gelen 3G teknolojisi bu cihazla birlikte karşımıza çıktı.
iPhone ilk ortaya çıktığında adı iPhone Orginal olarak geçiyordu. Kısacası 3G, iPhone için kullandığı mobil internet teknolojisinin adı olsa da, gelecek nesiller hatta ilk nesil iPhone için de rakamlandırmanın miladı olarak ortaya çıktı.
iPhone 3G, yine 2 Megapiksel kamerası ve 3,5 inç boyutunda tam dokunmatik ekranı ile karşımıza çıktı. Aslında özellik olarak 2G’den çok farklı değildi. Ancak 3G desteği ile telefon sadece 1 sene sonra yine büyük bir beğeni kazandı. yeni iPhone‘un kamera özellikleri gelişmiş ve video oynatabilir hale gelmişti.
Android ise ilk çıkışını aynı yıl yapmış olsa da, eski tip telefonların ömrünün tamamlanmasına biraz daha zaman vardı. Samsung Omnia adlı akıllı cep telefonuyla ilk denemesini 2008 yılında gerçekleştirdi.
Güney Koreli cep telefonu sektöründe bir şeylerin değişmeye başladığını fark edip, yeni çağa ayak uydurması gerektiğini anlayan markalardan biriydi.
En önemli özelliği ise o dönemde Divx video desteği veriyor olmasıydı. Doğrusu bugün çok anlamsız gelse de, DVD’nin sıkıştırılmış versiyonu olan Divx çok popülerdi ve piyasada bunu destekleyen bir telefon modeli yoktu.
Yine Omnia, gelecekte karşımıza çıkacak Samsung Galaxy serisinin de temel tasarım öğelerini içeren bir yapıya sahipti. Ortada yer alan tek tuş ve telefon açma kapatma tuşları uzun süre Samsung tasarım çizgisinin ana öğeleri oldu.
Ancak Windows Mobile işletim sistemiyle karşımıza çıkan Omnia, çok marifetli olmasına karşın, hem ekran tarafında hem de işletim sistemi tarafında ağır aksak ilerliyordu. Çoklu dokunmatik teknolojiye henüz Apple dışında geçebilen firma olmamıştı ve bu da o zamanın tabiriyle bastırmatik telefonların piyasada yer almasına neden oluyordu.
Ancak Android’in henüz emekleme döneminde olduğu bu yıllarda Windows Mobile birçok marka ile ortaklıklar kuruyordu. HTC Touch Diamond 2 modeli de bunlardan biriydi.
Modelin en önemli özelliklerinden biri ise HTC Sense arayüzünün ilk köklerinin bu telefonda atılmış olması. Bir zamanlar hepimizin ilk akıllı telefonlarını süsleyen dev dijital HTC saati ile ilk olarak bu telefonda karşımıza çıktı.
Nokia, N97 ile 2009 yılında karşımıza çıktı. Kayan klavyesiyle ortaya çıkan model, dokunmatik klavyeye henüz alışamayan kullanıcıları hedefliyordu. Aslında iPhone ile akıllı telefon çağı gelmemiş olsaydı gerçekten de başarılı olabilecek özelliklere sahipti.
Kişiselleştirilebilir ekranıyla belki de Android telefonlara ilham kaynağı olan telefon, 32 GB gibi o döneme göre çok büyük bir dahili bellek ile geliyordu. Yine microSD yuvasıyla 16 GB ek bellek desteği de sağlıyordu.
Samsung o dönemde i8910 HD ile adından da belli olduğu gibi HD çekim yapan ilk akıllı telefon modeli ile karşımıza çıktı. Gerçekten bu sefer Samsung çok daha etkileyici bir telefonla kullanıcıları buluşturdu.
Ancak bu telefonu özel yapan çoklu dokunmatik desteğine sahip olmasa da kapasitif dokunmatik ekran kullanan iPhone dışında ilk telefon olmasıydı. Ekran anlamında da parlak Samsung AMOLED ekranı ilk defa bu modelle karşımıza çıktı.
Panel piyasasının güçlü oyuncularından olan Samsung, bu piyasada elde ettiği bilgi birikimi en sonunda mobil piyasada kullanmaya başlamıştı. Bu anlamda i890 HD için Galaxy S serisinin atası dersek yanılmış olmayız. Bu hamle Samsung’un cep telefonu teknolojisi ve tarihi açısından farklı bir yere doğru evrildiğinin ilk işaretiydi.
iPhone 3GS ile Apple vites yükseltiyor
Nokia, Sony Ericsson gibi halen o dönemde önemli büyüklükte olan telefon firmaları yıl içerisinde birden çok model tanıtmak gibi bir stratejiye sahipti. Ancak Cep telefonu teknolojisi çok farklı bir yere doğru evriliyordu. Sony Ericsson bir süre sonra bu yeni çağın farkına varacaktı.
Apple ise ilk çıktığı dönemlerde bile senede bir telefon tanıtma stratejisini değiştirmedi. Hatta bugün birden fazla model tanıtan Apple, o zamanlarda sadece bir iPhone ile kullanıcının karşısına çıkıyordu.
Nokia’nın yüksek kapasiteli modeller ortaya çıkarması ve rakiplerin özellikle bağlantı ve internet gibi teknik özelliklerde öne geçmesiyle birlikte iPhone ilk S serisi modeli ile karşımıza çıktı.
Bu modeller karakteristik olarak bir önceki modelle aynı çizgilere sahip oluyordu. Teknik özellikler açısından ise biraz daha geliştirilmiş yapıya sahiplerdi.
iPhone 3GS ise, iPhone 3G ile aynı tasarım çizgisine sahipti. Ekran boyutu biraz daha büyüyen telefonun kamerası da 3 Megapiksel boyutuna çıkmıştı.
Bağlantı anlamında da bir önceki modelde karşımıza çıkan Bluetooth 2.0 yerini 2.1 teknolojisine bırakmıştı. İnternet bağlantı hızı ise 3.2 MB hızından 7.2 MB hızına çıkarılmıştı. Bu dönem için baya düşük olan bu hız, 2009 yılı için önemli bir gelişimdi.
Yine daha önce 16 GB olan hafıza bu sefer 32 GB kapasitesine çıkarıldı. RAM boyutu da iki katına çıkmış ve 256 MB olmuştu. İlk defa bu iPhone GPS desteğinin yanı sıra bugün akıllı telefonlar için temel özelliklerden olan çoklu uygulama çalıştırma da bu modelle hayatımıza girdi. Yine video düzenleme gibi özellikleri bulunan telefon iOS 3 ile karşımıza çıktı.
Akıllı telefon çağının bu ilk devresinde Apple önemli bir avantaja sahip olsa da, 2009 yılının sonunda karşımıza çıkacak Android 1.5 Cupcake sürümü akıllu telefon rekabetini yeniden şekillendirecekti. Cep telefonu teknolojisi tarihi dosyamızın bir sonraki konusu ise, akıllı telefon savaşları.
Peki sizin ilk akıllı telefonunuz hangisiydi? Bu yeni çağa siz hangi modelle adım attınız? Yorumlarınızı bekliyoruz.
{{user}} {{datetime}}
{{text}}