RISC komut kümesi mimarisi ve CISC mimarisinden farkı
CISC komut kümesi mimarisi kısaca daha kısa komutlardan oluşan ancak her ayrı işlem için ayrı bir komutla işlem gören karmaşık bir komut mimarisi. Daha karmaşık işlemlerde oldukça verimli olan bu komut mimarisi daha basit ve rutin işlemlerin ise uzamasına neden oluyordu. İşte ARM yani Advanced RISC Machine adı üstünde RISC mimarisi üzerine kurulu.
Acorn tarafından hayata geçirilen bu komut mimarisi ise CISC ile tam tersi mantıkta çalışır. Daha uzun komut satırları kullanan RISC, özellikle birbiriyle bağlantılı işlemleri çok kısa sürede gerçekleştirme özelliğine sahip. Böylece RISC komut mimarisi üzerine kurulu işlemciler özellikle basit görevlerin işlemci üzerine baskı yapmasının da önüne geçti. Acorn ise daha sonra çipi beraber ürettiği VLSI ile ARM şirketini kurma kararı aldı.
ARM işlemcili ilk bilgisayarda ilk Apple ARM işlemcili bilgisayarlar kadar büyük bir başarı kazandı. Intel’in o dönem ürettiği 80286 işlemcisinden daha az transistöre sahip olmasına rağmen, performans açısından bu işlemcilerin fazlasıyla önüne geçti. Bu yeni işlemci teknolojisi hem daha hızlı hem de daha verimliydi. ARM, bu işlemci teknolojisiyle bilgisayar dünyasında büyük fark yaratmanın peşindeydi. Apple ise PDA cihazı Newton için güçlü ama daha az enerji harcayan bir işlemci arıyordu. İşte o dönemde ARM‘nin bu performansı Apple’ı etkilemeye yetti.
Ancak şirkette her şey iyiye gitmiyordu. Yeni Archimedes serisi tedarik sorunları nedeniyle çok iyi ön sipariş almasına rağmen büyük bir satış kaybı yaşadı. Bu da Apple’a, ARM‘ye ortak olmak için önemli bir imkan sağladı.
Apple’ın ARM ortaklığı ve mobil işlemcilerin gelişimi
Evet yanlış okumadınız, Apple bir zamanlar Newton PDA‘sına işlemci üretmesi için ARM şirketine ortak oldu. Böylece zor günler geçiren ARM o dönemde gelen sıcak para ile yeni bir ARM işlemci üretmeye başladı. Bu işlemcinin önemi ise ilk defa mobil platformda kullanılacak olmasıydı. Apple o dönem ARM’nin geleceğine inandı ve ARM şirketine Olivetti ile yüzde 47 ortak oldu.
Newton, dokunmatik ekranı ve kalemiyle belki de günümüz iPad tabletlerinin de babasıydı. Başarısız olsa da ARM6 üzerine kurulu ARM 610 işlemcisine sahipti. Bu işlemci 32 bit altyapısına sahipti ve 20 MHz hızında çalışıyordu. Ancak 1993 yılında piyasaya çıkan Newton, Apple’ın büyük başarısız girişimlerinden biriydi.
Apple Newton, dokunmatik ekranı, kişisel ajanda özellikleri ile öne çıkıyordu. Newton ilk PDA olmasa da önemli yenilikler içeriyordu. ARM 610 işlemcisinin hızlı komut işleme sistemiyle el yazısını algılama gibi döneminin oldukça önünde bir teknolojiye sahipti. Ancak el yazısını algılama için işlemci altyapısı hazır olsa da yazılım anlamında Newton OS oldukça hantaldı.
Özellikle el yazısını yanlış algılama sorunu uzun yıllar dalga konusu olmasına neden oldu. Ayrıca cihazın pahalı olması da o dönemde başarılı olmasını engelledi.
Newton öldü, Apple küllerinden doğdu
Steve Jobs ise 1997 yılında Apple!a geri döndü. İlk işi ise 1998 yılında Apple‘ı büyük zarara uğratan Newton‘ın fişini çekmek oldu. Ancak bu şirketi batırmaya yaklaştıran projenin tek zararı bu olmayacaktı.
Apple, nakit ihtiyacını karşılamak için ARM şirketinde yer alan hisselerini 800 milyon dolara sattı. Bu hamleden birkaç yıl sonra 2001 yılında ise ilk iPod piyasaya çıktı.
Bu yeni nesil MP3 çalar ARM7 tabanlı 90 MHz hızında çalışan ARM7TDMI işlemcisine sahipti. Kısacası Newton büyük bir başarısızlık olsa da, Apple ile ARM’nin tanışmasına da vesile oldu. Bu tanışma hem Apple’ı büyük bir batışın kıyısına itti hem de Steve Jobs‘un yeni bir dönemin kapısını açacak kurtuluş anahtarını bulmasını sağladı.
Mobil işlemci tarihinin bu ilk bölümünde sizlere hem ARM‘nin gelişimini hem de mobil işlemcilerin ilk atalarının nasıl ortaya çıktığını aktarmaya çalıştık. İkinci bölümde ise iPhone ile başlayan Android tarafında ise Qualcomm‘un oyuna girdiği akıllı telefon dünyasının ilk mobil işlemci savaşını aktaracağız.
Kısa sürede Texas Instruments ve Nvidia‘da mobil işlemci yarışında önemli üreticiler arasına girdi. Bu cendereden Qualcomm‘un tek başına nasıl sağ kurtulduğu ise ikinci dosyamızın en can alıcı noktası.