Günümüzde teknoloji hızla gelişmeye devam ediyor. Özellikle son 15-20 senelik periyoda baktığımızda, teknoloji alanında büyük bir sıçrama yaşandığını görüyoruz.

Teknoloji birçok alanda hızlı bir şekilde gelişse de, yıllar öncesinde ispatlanmış, hayata geçirilmiş fakat günümüzde hala kullanamadığımız buluşların varlığı da reddedilemez bir gerçek.

Dünyayı değiştiren adam

İnsanların, hatta tüm dünyanın yaşamını değiştirecek bir teknoloji olan kablosuz enerji aktarımının teknik detaylarına geçmeden önce bu teknolojinin mucidi olan Nikola Tesla’dan biraz bahsedelim.

15-10/25/tesla-2.jpg

Çılgınca buluşlarıyla tüm dünyaya nam salan Nikola Tesla, zamanının çok ötesinde bir bilim adamıydı. Alternatif akımın (AC) mucidi olan Tesla’nın, tüm planları ölümünden sonra ABD hükümeti tarafından koruma altına alınmış ve kimseyle paylaşılmamıştı. 700’ün üzerinde patenti bulunan bilim adamı, şimdilerde bile sadece filmlerde görebildiğimiz ışın silahına benzer bir elektrik silahı da icat etmiştir. Tesla, insanlığa hizmet eden buluşlarının haricinde, yıkım gücü çok yüksek olan alet ve cihazlara da imzasını atmıştır. Bu yüzden Tesla’nın ölürken arkasında bıraktığı çizimler ve notlar ABD hükümeti tarafından sır gibi saklanmaktadır.

:: FinFET teknolojisi nedir? İşte detaylar

Bunun en büyük nedenlerinden biri Tesla’nın yapay depremlere yol açan bir icat geliştirmiş olmasıydı. Bu somut bir şekilde hiç bir zaman kanıtlanmış olmasa da Tesla’nın ufak bir kutu aracılığıyla büyük bir binayı titreştirerek yok ettiği birçok bilim adamı tarafından kabul görmektedir.

Kablosuz ve temassız enerji iletimi

Tesla’nın en önemli projelerinden birisi de kablosuz enerji aktarımıydı. Tesla bu teknoloji ile tüm dünyaya çok düşük maliyetlerle enerji sunmayı planlıyordu. Bu düşüncesi için uzun süre kafa yoran Tesla sonunda aradığı mali yatırımcıyı bulmuş ve kablosuz enerji iletimini mümkün kılan WardenClyffe Kulesini inşa etmiştir. Tesla’ya tam 1.5 milyon dolara mal olan bu kule sonradan yatırımların kesilmesiyle yıkılmıştır.

15-10/25/tesla-wardenclyffe-kulesi.jpg

Tesla’nın hiç bir kablo ve temas olmadan WardenClyffe kulesiyle birkaç mil ötedeki elektrik lambalarını yakmayı başarması o zamanlar için bir başarı olarak kabul görülmemiş, bu yolla enerjinin yok fiyata satılacağı gerekçesiyle projeye olan tüm maddi destek geri çekilmiştir.

Uzaktan enerji iletimi nasıl mümkün oluyor?

Tesla’nın uzaktan enerji iletiminin temelinde rezonans frekansı bulunmaktadır. Tesla, elektrik enerjisinin uzaklara iletilmesinin tek yolu olarak çok yüksek frekanslı verici ve alıcıların kullanılmasını ön görmüştür.  Basit bir mantıkla, düşük frekanslardaki elektrik gücünü, en iyi iletken olan yerkürenin yardımıyla milyonlarca kat arttırmayı hedefleyen Tesla, dalga gücünü giderek büyütmeyi de başarmıştır.

15-10/25/tesla-lamba-yakma.jpg

Işık hızında hareket eden bu akımın dünyanın merkezinden geçerek geri dönmesi planlanmış ve küçük kuvvetlerin birleşmesiyle rezonansal biçimde devasa bir dalga meydana gelmesi sağlanmıştır. Tesla’nın yaptığı Wardenclyfee Kulesi‘nin en önemli amacı bu devasa enerjiyi dağıtmaktır.

Tesla, en büyük hayalim olarak nitelendirdiği kablosuz enerji aktarımını aslında 1900’lü yılların başında hayata geçirmiş fakat bu proje kimse tarafından desteklenmemiştir.

Günümüzde kablosuz enerji iletimi

Tesla’nın 1900’lü yıllarda hayata geçirdiği kablosuz enerji iletimi araştırmaları günümüzde de devam etmektedir. Özellikle Intel ve Sony bu alanda önemli yatırımlar gerçekleştirmiş fakat hiçbiri Tesla’nın 1900’lü yıllarda yapmayı başardığı şeyi tam olarak becerememiştir.

2007 yılında Hırvat bir bilim adamı olan Marin Saljacıc, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) kablosuz enerji iletimi alanında önemli bir başarıya imza atmıştır.

15-10/25/2007-manyetik-alan.jpg

Saljacıc, 2 metre uzaktan 60 watt gücünde bir lambayı, uzaktan enerji aktarımı vasıtasıyla yakmayı başarmıştır. Saljacıc, konu ile ilgili yaptığı açıklamada temel olgunun, Tesla’nın üzerinde önemli çalışmalar yaptığı rezonans frekansı olduğunu ifade etmiştir.

Rezonans frekansı nedir?

Rezonans frekansını genel olarak, doğal frekansla ilişkilendirmek mümkündür. Doğada her nesnenin doğal bir frekansı mevcuttur. Bu frekans yakalandığında o cisim sonsuza kadar titreşebilir. Diğer bir değişle, dev bir binayı doğal frekansıyla tetiklerseniz, saniyeler içerisinde yıkabilirsiniz. Bu durumun en önemli örneği 1940’lı yıllarda orta şiddetli esen bir rüzgar sonrası yıkılan Tacoma Köprüsü’dür. Köprü, esen rüzgarla birlikte doğal frekansında tetiklenmiş ve sonrasında titreşerek kısa süre içerisinde yıkılmıştır.

Rezonans frekansına dönecek olursak, rezonans frekansını bir cismin doğal frekansıyla çakışan frekansta uyarılması olayı olarak tanımlayabiliriz.

Rezonans frekansıyla uyarılan cisimler aşırı şekilde titreşmeye başlar. Bu durum ortaya önemli bir enerji tasarrufu çıkmasını sağlayabilir.

:: Milyonlarca transistörün inanılmaz gücü!

Saljacic’in kullandığı yöntemde bu şekilde işlemektedir. Enerji transferi için alıcı ve verici olmak üzere iki bobin kullanan Saljacic, bu bobinleri aynı rezonans frekansında eşitleyerek enerji transferini sağlamıştır. Çünkü rezonans frekansı aynı olan nesneler yüksek verimlilikle enerji transferi yapma eğilimindedirler.

Güç kaynağına bağlı olan bobin belli bir frekansta salınım yapan manyetik dalgalar yaymaktadır. Diğer bobinin aynı rezonans frekansına girmesiyle ortak bir manyetik alan oluşur ve kaynak bobindeki enerji, verici bobine aktarılır. Bu sayede büyük bir enerji sızıntısı da yaşanmamış olur.

Bu sistemin Tesla’nınkine oranla en önemli özelliği çok daha verimli olmasıdır. Örnekleyecek olursak, Tesla sistemiyle 1000 Watt’lık gücün 600 Watt’ını iletebiliyorsa, bu sistemler 1000 Watt’lık gücün 900 Watt’ı alıcıya iletebilir.(Rakamlar temsilidir) Tabi ki mesafenin, Tesla’nın test ettiği mesafeye oranla çok çok küçük kaldığını da altını çizerek belirtelim.

15-10/25/-2.jpg

Sonuç olarak

Sonuç olarak, günümüzde birçok şirket ve bilim adamı kablosuz enerji iletimi konusunda önemli çalışmalar yapmaktadır. Ortaya çıkan bulgular kablosuz enerji iletiminin mümkün olduğunu ispatlamaktır. Fakat şu anda ki çalışmalar bile Tesla’nın 1900’lü yıllardaki başarılarının çok gerisindedir.

Tabi ki kablosuz enerji iletimi ile, enerjinin yok pahasına mal edileceği gerçeğini de göz önüne aldığımızda, bu teknolojinin önünde başka engellerin olduğu senaryosunu da düşünebiliriz.

Tekrardan altını çizerek belirtelim. Tesla’nın üzerinde çalıştığı tüm buluşlarla ilgili çizim ve notlara, ölümünden sonra ABD hükümeti tarafından el konulmuş ve tüm dünyadan saklanmıştır. 

Kablosuz enerji aktarımında istenilen adımlar atılırsa, insanların şarj sıkıntısı da tamamen ortadan kalkacaktır. Örneğin, elektrikli otomobiller şarj istasyonlarına ihtiyaç duymadan uzun süre yol alabilecekler. Kablosuz enerji aktarımının insanlığın önündeki pek çok engeli kaldıracağını söylemek mümkün.

:: Sizce 1900’lü yıllarda o günün şartlarıyla mümkün olan bir teknoloji, günümüzde neden hala kullanılamıyor?