Günümüzde teknoloji hızla gelişmeye devam ediyor. Özellikle son 15-20 senelik periyoda baktığımızda, teknoloji alanında büyük bir sıçrama yaşandığını görüyoruz.
Teknoloji birçok alanda hızlı bir şekilde gelişse de, yıllar öncesinde ispatlanmış, hayata geçirilmiş fakat günümüzde hala kullanamadığımız buluşların varlığı da reddedilemez bir gerçek.
Dünyayı değiştiren adam
İnsanların, hatta tüm dünyanın yaşamını değiştirecek bir teknoloji olan kablosuz enerji aktarımının teknik detaylarına geçmeden önce bu teknolojinin mucidi olan Nikola Tesla’dan biraz bahsedelim.
Çılgınca buluşlarıyla tüm dünyaya nam salan Nikola Tesla, zamanının çok ötesinde bir bilim adamıydı. Alternatif akımın (AC) mucidi olan Tesla’nın, tüm planları ölümünden sonra ABD hükümeti tarafından koruma altına alınmış ve kimseyle paylaşılmamıştı. 700’ün üzerinde patenti bulunan bilim adamı, şimdilerde bile sadece filmlerde görebildiğimiz ışın silahına benzer bir elektrik silahı da icat etmiştir. Tesla, insanlığa hizmet eden buluşlarının haricinde, yıkım gücü çok yüksek olan alet ve cihazlara da imzasını atmıştır. Bu yüzden Tesla’nın ölürken arkasında bıraktığı çizimler ve notlar ABD hükümeti tarafından sır gibi saklanmaktadır.
Bunun en büyük nedenlerinden biri Tesla’nın yapay depremlere yol açan bir icat geliştirmiş olmasıydı. Bu somut bir şekilde hiç bir zaman kanıtlanmış olmasa da Tesla’nın ufak bir kutu aracılığıyla büyük bir binayı titreştirerek yok ettiği birçok bilim adamı tarafından kabul görmektedir.
Kablosuz ve temassız enerji iletimi
Tesla’nın en önemli projelerinden birisi de kablosuz enerji aktarımıydı. Tesla bu teknoloji ile tüm dünyaya çok düşük maliyetlerle enerji sunmayı planlıyordu. Bu düşüncesi için uzun süre kafa yoran Tesla sonunda aradığı mali yatırımcıyı bulmuş ve kablosuz enerji iletimini mümkün kılan WardenClyffe Kulesini inşa etmiştir. Tesla’ya tam 1.5 milyon dolara mal olan bu kule sonradan yatırımların kesilmesiyle yıkılmıştır.
Tesla’nın hiç bir kablo ve temas olmadan WardenClyffe kulesiyle birkaç mil ötedeki elektrik lambalarını yakmayı başarması o zamanlar için bir başarı olarak kabul görülmemiş, bu yolla enerjinin yok fiyata satılacağı gerekçesiyle projeye olan tüm maddi destek geri çekilmiştir.
Uzaktan enerji iletimi nasıl mümkün oluyor?
Tesla’nın uzaktan enerji iletiminin temelinde rezonans frekansı bulunmaktadır. Tesla, elektrik enerjisinin uzaklara iletilmesinin tek yolu olarak çok yüksek frekanslı verici ve alıcıların kullanılmasını ön görmüştür. Basit bir mantıkla, düşük frekanslardaki elektrik gücünü, en iyi iletken olan yerkürenin yardımıyla milyonlarca kat arttırmayı hedefleyen Tesla, dalga gücünü giderek büyütmeyi de başarmıştır.
Işık hızında hareket eden bu akımın dünyanın merkezinden geçerek geri dönmesi planlanmış ve küçük kuvvetlerin birleşmesiyle rezonansal biçimde devasa bir dalga meydana gelmesi sağlanmıştır. Tesla’nın yaptığı Wardenclyfee Kulesi‘nin en önemli amacı bu devasa enerjiyi dağıtmaktır.
Tesla, en büyük hayalim olarak nitelendirdiği kablosuz enerji aktarımını aslında 1900’lü yılların başında hayata geçirmiş fakat bu proje kimse tarafından desteklenmemiştir.
Günümüzde kablosuz enerji iletimi
Tesla’nın 1900’lü yıllarda hayata geçirdiği kablosuz enerji iletimi araştırmaları günümüzde de devam etmektedir. Özellikle Intel ve Sony bu alanda önemli yatırımlar gerçekleştirmiş fakat hiçbiri Tesla’nın 1900’lü yıllarda yapmayı başardığı şeyi tam olarak becerememiştir.
2007 yılında Hırvat bir bilim adamı olan Marin Saljacıc, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) kablosuz enerji iletimi alanında önemli bir başarıya imza atmıştır.
Saljacıc, 2 metre uzaktan 60 watt gücünde bir lambayı, uzaktan enerji aktarımı vasıtasıyla yakmayı başarmıştır. Saljacıc, konu ile ilgili yaptığı açıklamada temel olgunun, Tesla’nın üzerinde önemli çalışmalar yaptığı rezonans frekansı olduğunu ifade etmiştir.
Rezonans frekansı nedir?
Rezonans frekansını genel olarak, doğal frekansla ilişkilendirmek mümkündür. Doğada her nesnenin doğal bir frekansı mevcuttur. Bu frekans yakalandığında o cisim sonsuza kadar titreşebilir. Diğer bir değişle, dev bir binayı doğal frekansıyla tetiklerseniz, saniyeler içerisinde yıkabilirsiniz. Bu durumun en önemli örneği 1940’lı yıllarda orta şiddetli esen bir rüzgar sonrası yıkılan Tacoma Köprüsü’dür. Köprü, esen rüzgarla birlikte doğal frekansında tetiklenmiş ve sonrasında titreşerek kısa süre içerisinde yıkılmıştır.
Rezonans frekansına dönecek olursak, rezonans frekansını bir cismin doğal frekansıyla çakışan frekansta uyarılması olayı olarak tanımlayabiliriz.
Rezonans frekansıyla uyarılan cisimler aşırı şekilde titreşmeye başlar. Bu durum ortaya önemli bir enerji tasarrufu çıkmasını sağlayabilir.
Saljacic’in kullandığı yöntemde bu şekilde işlemektedir. Enerji transferi için alıcı ve verici olmak üzere iki bobin kullanan Saljacic, bu bobinleri aynı rezonans frekansında eşitleyerek enerji transferini sağlamıştır. Çünkü rezonans frekansı aynı olan nesneler yüksek verimlilikle enerji transferi yapma eğilimindedirler.
Güç kaynağına bağlı olan bobin belli bir frekansta salınım yapan manyetik dalgalar yaymaktadır. Diğer bobinin aynı rezonans frekansına girmesiyle ortak bir manyetik alan oluşur ve kaynak bobindeki enerji, verici bobine aktarılır. Bu sayede büyük bir enerji sızıntısı da yaşanmamış olur.
Bu sistemin Tesla’nınkine oranla en önemli özelliği çok daha verimli olmasıdır. Örnekleyecek olursak, Tesla sistemiyle 1000 Watt’lık gücün 600 Watt’ını iletebiliyorsa, bu sistemler 1000 Watt’lık gücün 900 Watt’ı alıcıya iletebilir.(Rakamlar temsilidir) Tabi ki mesafenin, Tesla’nın test ettiği mesafeye oranla çok çok küçük kaldığını da altını çizerek belirtelim.
Sonuç olarak
Sonuç olarak, günümüzde birçok şirket ve bilim adamı kablosuz enerji iletimi konusunda önemli çalışmalar yapmaktadır. Ortaya çıkan bulgular kablosuz enerji iletiminin mümkün olduğunu ispatlamaktır. Fakat şu anda ki çalışmalar bile Tesla’nın 1900’lü yıllardaki başarılarının çok gerisindedir.
Tabi ki kablosuz enerji iletimi ile, enerjinin yok pahasına mal edileceği gerçeğini de göz önüne aldığımızda, bu teknolojinin önünde başka engellerin olduğu senaryosunu da düşünebiliriz.
Tekrardan altını çizerek belirtelim. Tesla’nın üzerinde çalıştığı tüm buluşlarla ilgili çizim ve notlara, ölümünden sonra ABD hükümeti tarafından el konulmuş ve tüm dünyadan saklanmıştır.
Kablosuz enerji aktarımında istenilen adımlar atılırsa, insanların şarj sıkıntısı da tamamen ortadan kalkacaktır. Örneğin, elektrikli otomobiller şarj istasyonlarına ihtiyaç duymadan uzun süre yol alabilecekler. Kablosuz enerji aktarımının insanlığın önündeki pek çok engeli kaldıracağını söylemek mümkün.
:: Sizce 1900’lü yıllarda o günün şartlarıyla mümkün olan bir teknoloji, günümüzde neden hala kullanılamıyor?
Şimdilik günümüzdeki teknolojiyle de uygulanabilir, peki karşılığında haddinden fazla radyasyona razı mısınız
Tesla > Edison
Bu teknoloji hiç sağlıklı değil olmazda.
Toprağın Bol Olsun Usta..Kıymetini Bilemedik.
sdn deki en güzel makalelerden biri teşekkürler devamını bekliyorum cep telefonu fan boyları bu makaleleri okusalar daha çok şey öğrenirler
Samsung note 5 kablosuz sarj oluyor peki kaç numaralı frekans band sayısını kullanıyor
bu yazıyı görünce çok sevindim, tesla nın kıymetini anlamak lazım abd tesla dan kalan belgeleri himayesi altına aldı ve haliyle koruyor
Edison teslaya 50000 bin dolar takmis diye biliyorum..edisonun ampullerinden daha saglam daha kullanilisli ampuller uretmis.edisonun dogru akimi yerine alternatif akimi bulmus kablo kirliligine engel olmustur hala da onun buldugu alternatif akimi kullaniyoruz
Tesla adamdır
Tesla candır adamın dibidir
O zamanlar cep telefonları olsaydı şimdi neler olacaktı
Kablo yoksa fatura yok yani vergi de yok. Bu yüzden yasaklanmis ve izin verilmemis. Tıpkı su ile calisan arabayi yapanin oldurulmesi ve petrolu bitirmemek icin yapima izin verilmemesi gibi..
cCc Tesla cCc
Cok guzel bir konu tesladaki adam iyi çalışmış ama o yıllarda olmamış…
Yine de en kralı One M9'dur.
Huzur icinde yatsin
Şu HAARP diye bilinen antenleriyle meşur tesis bu konuda yıllardır araştırma yapıyor ama Tesla nın çalışmalarını anlayamadılar hala sanırım. Yada anladılar, kapitalist sistemi bozmak işlerine gelmiyor. O yüzden bu teknolojiyi yasanabilir bir gezegen bulurlarsa orda kolonileşmek için gereken enerjiyi üretmek için kullanacaklar sanırım. Evet üretmek ve iletmek. İki farklı mesele gibi görünsede aynı teknolojide gizli ikiside aslında.
Edison onune gecti ve dunya fikre deil maddiyata bakiyor adam radari buldu disk turbin motoru buldu ve daha neleri
bizde koruma altına alınmış bilimsel çalışmaları varmıydı:xd
Ne Einstein ne Steve Jobs nede Bill Gates.Nikola Tesla'nın üzerine adam tanımam.
Çağının çok ötesinde bir adamdı tesla günümüzde bir çok alanda onun icatlarını kullanıyoruz.
En Büyük galatasaray
Işıklar içinde yat TESLA 😉
en büyük,
Dünyadaki bütün sistemlerin ve doğanın çalışma prensipleri matematiksel olarak rezonans frekansından geçmektedir. Hayattaki herşey titreşim ve rezonans frekansı ile alakalıdır. Herhangi bir konuda başarılı olmak istiyorsanız titreşim sayısını artırmalısınız. Hayattaki titreşim sayısı bir konu hakkındaki deneme sayısıdır. Amaçladığınız bir alandaki deneme sayısı kendinizin hayattaki rezonans frekansıdır. Tabiki titreşimin dalga boyuda önemlidir.İyonlar ve elektronlar uzay ortamında yani havasız ortamlarda çapları büyüktür. Atmosfer ortamında ise çapları çok küçüktür ve enerjilerini çabuk kaybetmeye mahkumdurlar. Frekans ne kadar artarsa bobin üzerinden o kadar hızlı yüklü parçacıklar kopar. Yükselen elektrik etkisiyle bobin üzerine sığamayan yüklü parçacıklar hızlı bir etkiyle dışarıya kayar. Yüklü parçacıklar ne kadar hızlı atılırsa o kadar sürede etkisini atmosferin zararından dolayı yitirmeden uzağa ulaşabilir. Bu şekilde telsiz yayınlarının mesafeleri belirlenmiş olur. Bobine yüklenen voltaj miktarını yüklü parçacıklar taşır. Buda telefonlarda ve telsizlerde SAR değerini belirler. Yani kopan pozitif ve negatif yüklü parçacıkların enerjileri ile orantılıdır. Dalga boyu titreşimin şiddetini belirler. Denemelerdeki tecrübe miktarı ve çalıştığınız alandaki kararlılığınızdır. Sesde havayı titreştiren bir frekans içerir. Bu frekans duyulmayacak kadar yüksek ise ve aynı zamanda bu frekansa enerji yüklerseniz ki bu gücün voltaj etkisiyle artırılması ve uygun çok ince kesit alınmış ama yüzeyi büyük bir kuartz kristali ile mümkündür. Böylece ultrasonik diğer anlamda akustik saldırılar yapılabilir. Uzun bir süre bu frekansın odağına kalan bir kulak zarar görür. Çünki bu frekansta titreşen bir kulak zarı buna bağlı görev yapan hücreleri bozar. İnsan beyni mantıklı dizilim yapılmış frekansa sahip bilgi aktarımı ile programlanabilir. Kadın sesinin frekansı yani titreşim sayısı daha yüksektir. Bu yüzden kadınların etki alanları erkeklere göre daha yüksektir.
Yüksek frekans eşittir yüksek hız. Bir insana yüksek frekansa sahip ve yüksek enerji yüklenmiş odaklı sinyaller gönderilirse bu o kişinin intihara eğilimini artırır. Bu sebebten yüksek frekansların olduğu yoğun sinyal alanlarında mutsuzluğu, kavgaları ve gerginliği artırır. O bölgede yaşayan insanlar daha mutsuz ve huzursuzdurlar her zaman. X ışıması yada yüksek frekanslı radyo ve gsm ışımaları hep bu katagoridedir. Hız arttığında maddelerin ve enerjilerin davranışları değişiklik gösterir. Mikroişlemciler düşük hızda olsaydı hiçbir iş yapamazlardı. Frekans arttığında etkinlik artar. Bütün enerjiler uygun şartlar oluştuğunda çok az kayıplarla birbirine dönüşebilir. Bütün oluşan enerjiler tersine çevrilebilir. Bir örnek vermek gerekirse beslemesine enerji verdiğiniz lazer lazer ışını oluştururken tam tersi olarak lazer ışını verdiğiniz lazer enerji üretir. Bunun için uzay ortamı ideal koşullardan biridir . Uzay ortamı yerçekiminin olmadığı sürtünmenin olmadığı havasızlık ortamdır. Bu ortam dünyada da oluşturabilir. Ümit Edikli 05.11.2017
ugrasınız ıcın tesekkurer
Çok teşekkürler, çok faydalı bir bilgi olmuş
Nikola tesla nın bu çabası aç gözlü , fakir den bundan yararlanmasın zihniyetli kişiler yüzünden hayata geçmemiş ve bu proje iptal ettirilmiş.