7-8-9 Mayıs tarihlerinde ilki düzenlenen ESOGÜ bilişim günleri sona erdi. Karşılıklı oturumlar şeklinde düzenlenen bu etkinliğin gün gün nasıl geçtiğini  derlediğimiz yazıda  firmaların önemli yetkililerinden aldığımız son haberler ilginizi çekecek. Birinci günün ilk oturumuna, Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Ekrem Yener konuk oldu. Özellikle bir SIM kart ile geleceğin teknolojilerinde neler yapılabileceğine değinen Yener, “Kaynaklarımızı kullanarak yeni servisler ve platformlar geliştiriyoruz.” şeklinde konuştu. Mobil teknolojilerinin kullanım oranlarının da ne kadar arttığına dikkat çekti.

Turkcell’deki Yenilikler

Özellikle mobil pazarda üzerlerinde çalıştıkları platformları mobil pazarlama, mobil zeka, mobil imza, mobil ödeme, konum tabanlı servisler, mobil eğitim ve mobil sağlık şeklinde sıralayan Yener, “SIM kartın gücünü kullanarak yeni bir Turkcell yaratmak istiyoruz” dedi.

3G Çok Yakın

3G teknolojisi hakkında da açıklamada bulunan Yener, hizmetin Temmuz ayında hizmete tam anlamıyla gireceği müjdesini verdi. Fiber optik konusuna da değinildi. “Türk Telekom’a alternatif olabilmek için elimizde kazma kürek fiber optik döşüyoruz.” diye konuşan Yener, fiber optik konusunda da yaptıkları ciddi yatırımlardan bahsetti. (Bu konudaki 2. haber)

{pagebreak::Spor ve Teknoloji}

İkinci oturuma, Eskişehir Spor teknik direktörü Rıza Çalımbay ve Eskişehir Spor Menajeri konuk oldu. Spor ve bilişim konuları konuşmaya çalışıldı. Türkiye’de istisnai spor kulübü dışında basitte olsa maçlarına ya da oyunlarına yön verecek kadar teknoloji kullanan spor kulübü olmadığını söyleyen Çalımbay, Chelsea takımının kullandığı devasa teknolojiye dinleyicilerden birinin dikkat çekmesi üzerine Çalımbay’ın cevabı şu oldu, “Chelsea’ye verilen imkanlar bize verilse zaten onların yerinde olurduk.”


Jale Akyel, IBM

IBM’deki Değişimin Sırrı

Üçüncü oturumun konuğu IBM Genel Müdür Yardımcısı Jale Akyel‘di. Zamanın donanım devinin önce nasıl donanım konusunda çöktüğünü ve daha sonra tekrar nasıl dirildiğini bizlere çok tatlı bir şekilde anlattı. Zamanın IBM donanım tekeline de değinildi. Oturumda, IBM’in artık sadece kurumsal müşterilere hizmet verdiğinden ve zamanında özellikle donanım üzerine kurulmuş bir şirketin şu anki gelirlerinin yaklaşık %60’ını hizmet gelirinin oluşturduğuna dikkat çekildi. Hatta IBM’in donanım gelirinin yazılımlardan bile daha düşük olduğunda söyleyen Akyel, “Tüketici pazarından çıktık, artık kurumsal alanda çalışıyoruz. Önce kutu satışına daha sonra da hizmet satışına ağırlık verdik.” şeklinde konuştu. 

{pagebreak::İkinci Gün}


Daron Yöndem

İkinci günün ilk oturumuna, yazılımda kullanıcı deneyimi tasarımı konusunda sahneye Daron Yöndem çıktı. Özellikle yazılımcılar ve tasarımcılar arasındaki uyuşmazlıklara değinen Yöndem, Silverlight ve Microsoft Blend 3 gibi tasarımcı ve yazılımcı arasında köprüler kurabilen programların yararlarına dikkat çekti. Yöndem “Yazılımcıların hiçbiri tasarımcılar tarafından kodlarının ellenmesini istemez. Tasarımcı da tabi ki tasarımlarının aynı şekilde. Peki bu sorunu nasıl çözeceğiz? Tabiî ki XML ile.” şeklinde konuştu. Microsoft’un geliştirdiği .NET teknolojisinden bahsederek ve Microsoft Blend 3’den hiç kodlara dokunmadan nasıl tasarım yapılabileceğini basit örnekler ile anlattı.


Ercihan Toprakçı, Sun Microsystems

İkinci oturumun konukları, Sun Microsystems Türkiye’den, Teknik Satış Sorumlusu Ercihan Toprakçı ve Sun Microsystems öğrenci toplulukları yöneticisi Can Ekim oldular. Sun Microsystems’in gelişim süreçlerinin anlatılmasından sonra, gerçekleştirdikleri ilklere değinen Toprakçı “İlk çift çekirdekli işlemciyi Sun Microsystems üretmiştir.” dedi. 2003 yılından Niagara adıyla çıkarılan bu işlemciler günümüzde daha çok bilgi işlem merkezlerinde kullanıyor ve şu anda Niagara 3 ile 16 Çekirdekli İşlemciler mevcut. Sun Üretimi olan Java, OpenSolaris, OpenOffice.org ve diğer yazılımlardan da  bu oturumda söz edildi.

Oracle Alırsa Ne Olur?

Sun Microsystem’in Oracle tarafından satın alınması konusunda bir soru gelmesi üzerine bu konuya da değinen Ercihan Toprakçı “Devam eden bir süreçtir. Yorum yapmak doğru olmaz.” derken. “Satın alınması durumunda radikal bir değişiklik olacağını düşünmüyorum.” yorumunu da ekledi.

{pagebreak::Etik Hacker’lık}


Ömer Fatih İmamoğlu, Bilge Adam

Üçüncü oturumun konusu Ethical Hacking’di. Herkesi kendine hayran bırakan Bilge Adam‘ın eğitmenlerinden Ömer Fatih İmamoğlu tarafından sunulan bu oturumda şifrelerimizin ne kadar güvende olabileceği konusunda bilgilere değinildi. Aslında ne kadar güvende olmadığı konusunu katılımcılara gösteren İmamoğlu sunumunda bir kaç hack numarası göstermeyi de ihmal etmedi. Cain adlı bir program kullanarak bir yerel ağda bulunan diğer bilgisayarlardan internet giriş şifrelerinin veya admin şifrelerinin nasıl kolaylıkla alınabildiğini gözler önüne serdi. Ev kullanıcılarına bilgisayarlarında anti virüs programı dışında bir de özellikle Firewall kullanmaları tavsiyesinde bulundu.

Linux mu Windows mu?

Kendisine özel olarak sorduğumuz “Sunucularda en güvenli sistem Linux mu? Windows mu?” sorusuna. “Windows” yanıtını verdi. Microsoft’un kendi kendini sınayan bir şirket olduğundan bahsetti. Özellikle ağ güvenliği konusunda “Sadece basit bir MAC adresi değişikliğinden faydalanılarak şifrelerin çalındığını. Aynı işlemin Linux içinde gerçekleştirilebileceğini” ekledi.

{pagebreak::İnsan Kaynakları Ve Kariyer}

İnsan Kaynakları ve Kariyer

Dördüncü oturumda, İnsan kaynakları konusunda Casper yetkilisi Tülin Urullar ve Bilge Adam bölge müdürü Efe Ünal yer aldı. Casper’dan kısaca bahseden Urullar, yaptığı konuşmada tamamen planlı olmaktan ve her bireyin kendine zor da olsa geleceğe yönelik 10 yıllık bir plan yapmasını söyledi, tam o sırada bombayı patlattı. Katılımcılara “Herkes kendini geleceğe hazırlıklı olduğunu söylüyor mu?” dedikten ve onay aldıktan sonra “Peki kimin yanında CV’si var.” dedi. Bir anda çok güzel bir noktaya dikkat çeken Urular salondaki kimseden ses çıkmayınca “Demek ki yeteri kadar hazır değiliz. Burada bir seminer düzenleniyor, şirketlerden yöneticiler geliyor ve kimse en azıdan bir CV hazırlayıp bunu verebileceğini düşünmüyor.” dedi.


Sağdan sola Efe Ünal (Bilge Adam) ve Tülin Urlular (Casper)

Ancak daha sonra söz alan Efe Ünal planlı olmanın bir işe yaramadığını ve “İnsanın kendini şu genç yaşında (katılımcılara dönerek) nerde mutlu hissediyorsa orada bulunmalı.” dedi ve şöyle devam etti. “Zaten kişinin içinden bir şey geliyorsa, zaten bu onu dürter. Her şey zamanı geldiğinde karşımıza çıkacak.” dedi. Birçok katılımcının ona katıldığı gözümüzden kaçmadı. Oturumun çoğunluğunda söz alan Ünal’a oturum sonrasında ilgi çok büyüktü.

{pagebreak::Özgürlük İçin OOXML’e Karşı}

Özgürlük İçin OOXML’e Karşı

Beşinci oturumda, Ulusal işletim sistemimiz Pardus’un
ekibinden Akın Ömeroğlu ve Ali Işıngör bulundu. OOXML ile ilgili
çalışmalarından bahseden ve Pardus nedir? Neden Pardus kullanmalıyım?
Sorularına cevaplar veren ikilinin sunumu oldukça renkliydi.

İlk olarak ooxml’e karşı yaptıkları çalışmaları anlatan ekip bu karşı çıkmanın nedenlerini de sıraladı. (hemen inceleyin) Alternatif olarak ise üzerine basarak Open Document Format (ODF) kullanılması gerektiğine vurgu yaptılar. OOXML’e ne söyledilerse tersinin geçerli olduğunu söylediler. Zaten Pardus kurulu olan bilgisayarlarında kendi hazırladıkları slaytın da bu formatta hazırlandığı gözümüzden kaçmadı. Bu durumda herkesin duyarlı olması geretiği ve .docx , .xlsx, .pptx benzeri formatlarının kullanımının açılmadığından dolayı redddileceğini söyleyen Pardus ekibi katılımcıları duyarlı olmaya ve bu biçimleri kullanmamaya çağırdı.


Ali Işıngör, Özgürlükİçin.com

Pardus’da Dikkat Çeken Yenilik

Pardus hakkında uzunca konuşan ekip. Bazılarınızın bilebileceği ancak fazla bahsedilmeyen ve güzel Türkçemiz için oldukça önemli olan bir özelliği oturum sonrası yaptığımız bir konuşmada bizlerle paylaştılar. Pardus’un sadece kelime işlemci programında değil tüm çalışan uygulamalar ya da programlar içinde yazım denetimine sahip olduğuna dikkat çektiler.

Klasik Soruya Bilindik Cevap

Güvenlik konusunda klasik bir soru sorduk: Windows mu, yoksa Pardus mu?  Bu soruya “Kesinlikle Pardus” dediler. “Windows için yazılmış milyonlarca virüs varken Pardus’ta bu yok. Bir de düzenlenen güvenlik yarışmalarında Windows Vista saniyelerde çökertilirken MacOS birkaç saatte iniyor. Linux ise saatlerce kırılmaya çalışılıyor ve bu girişimler sonuçsuz kalıyor.” dedi. Sitemizde konuyla ilgili yapılan haberi de  buraya tıklayaraki okuyabilirsiniz.

{pagebreak::Bilim ve Sanat Bir Arada}

Üçüncü günün ilk oturumunda, Microsoft’da görev yapan ve programcı olan Tayfun Akçay vardı. Paralel programlama hakkında bilgiler veren Akçay programın şu anki durumundan bahsetti.

Eğlenceli Dakikalar

Hemen ardından çok eğlenceli geçtiğini düşündüğümüz ikinci bir oturumda, Tayfun Akçay’ın eşi olan ve Photoshop Magazin & DigitalArts Editörü olan Sümeyra AKÇAY oturum düzenledi. Photoshop’un aslında ne kadar kolay olduğunu bizlere örnekler ile gösterdi. Nasıl kafaların değiştirilebileceği, karikatürize etme, yüz rötuşu, doku klonlama gibi Photoshop işlemlerini eğlenceli bir şekilde örnekli olarak katılımcılara gösterdi. Photoshop konusunda onlarca video derslerin bulunduğu blog adresini de paylaşan Akçay’ın sitesine ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz. Güzel bir kaynak olabilecek sitede Adobe programlarını da online olarak inceleyebilirsiniz. Çok kısa sürede Photoshop ile yapabileceklerinize şaşıracaksınız.


Akçay’ın Angelina Jolie fotoğrafını bu hale getirmesi sadece 2 dakikasını aldı.

Üçüncü oturumda, Blogların öneminden, yeni dünyanın en önemli kaynaklarından, her türlü kişinin her türlü konuda özgürce yazabileceğine ve bloglar oluşturabileceğine bu oturumda dikkat çekildi.

Bloglar ve Diğer Oturumlar

En iyi blog yarışması dalında ödül almış olan beyn.org blog adresinin sahibi ve ilginç bloglardan sokaktanmanzaralar.com‘un sahibinin eşlik ettiği oturuma çeşitli alanlarda diğer başarılı bloglar da gösterildi. Ve sansüresansür.org dediler. Kapatma davalarının çoğunluğunun Diyarbakır’da gerçekleştiğini çünkü bu konuda incelemeler yapabilecek teknolojik altyapılarının olmadığına dikkat çekildi. Özellikle Atatürkçü Düşünde Derneğinin Google’a açtığı davayı değerlendiren ikili, böyle bir kapatmanın gerçekleşmesi durumunda Türkiye’nin felç olacağının altını çizdi.

Çalışma Hayatına Hazırlık

Dördüncü oturumu, yenibiris.com‘dan Ayşegül Temizyürek düzenledi. İş başvurularının nasıl yapılabileceğine, özgeçmiş konusundaki bilinmezlere değinen Temizyürek’in oturumunun oldukça bilgilendirici olduğunu söylemeliyiz. Son olarak Uzman Akademi tarafından bir oturum düzenlendi ve katılımcılara ücretsiz ve indirimli eğitim programları dağıtıldı. Kapanış konuşması ile ESOGÜ Bilişim Günleri sona ermiş oldu.

{pagebreak::Toplantıdan Notlar}

Toplantıdan Notlar

ESOGÜ 09 Bilişim Günleri‘nin ilk defa düzenlenmesine rağmen organizasyon olarak çok başarılı bulduğumuzu söylemeliyiz. İlerleyen yıllarda katılımın daha da artacağına ve gelenekselleşeceği umudunu taşıdığımız bu organizasyondaki en büyük eksikliğin şüphesiz üniversite öğretim görevlileri olduğunu söylemeliyiz. İlk gün birkaç öğretim görevlisi katılırken, ikinci ve üçüncü günü oturumlara akademisyenlerden katılım olmadı.

Organizasyon Komitesi Başkanı Selim Özenç konuşmasında “Anadolu Üniversitesinin gölgesinde kalan üniversitemizi bu etkinlik ile bir nebze de olsa bu durumdan kurtarmış olduğumuza inanıyoruz. Daha önceleri bizlerin katıldığı başka şehirlerdeki etkinliklerde üniversitemizin Eskişehir’de olduğu birçok kişi tarafından bilinmiyordu. Ancak bu etkinlik sayesinde çok büyük şirketlere üniversitemizin adını ESOGÜ şeklinde duyurduk.” dedi.

:: Ülkemizde kaç üniversite olduğunu biliyor musunuz?

Bilgi için: ESOGÜ Bilişim Günleri

Yazan: Tarık Önce – Bircan Caner Toygu