Çerçevesiz telefon tasarımları uzun zamandır zaten konuşulan bir konuydu. Ancak gelen son sızıntılara göre Apple, çerçevesiz iPhone modeli konusunda somut bir adım atmış olabilir. Fakat şunu da söylemeliyiz ki, bu devrim niteliğindeki teknolojiyi hayata geçirmek, öyle göründüğü kadar kolay olmayacak. İşte detaylar…
Apple çerçevesiz iPhone modeli için önüne çıkan engelleri ortadan kaldırmaya çalışıyor
İlk olarak Apple’ın hedefinin, çerçevesiz tasarımı yalnızca görsel bir yenilik olarak değil, kullanışlılığı da artıracak bir özellik olarak sunmak istediği söyleniyor. Tasarımda dikkat çeken noktalar arasında şunlar bulunuyor:
Sorunsuz kenarlar: Ekran, yan kenarlara ve çerçevelere tamamen entegre olacak şekilde akacak. Apple Watch’taki kıvrımlı ekran teknolojisine benzeyen yapı, telefonun genel estetiğini oval bir “taş” görünümüne kavuşturacak.
Mercek etkisini engelleyen teknoloji: Çerçevesiz tasarımda, genellikle kıvrımlı ekranların kenarlarında oluşan optik bozulmalar (mercek etkisi) bir sorun oluşturuyor. Apple, bu sorunu çözmek için özel bir teknoloji üzerinde çalışıyor.
iPhone kullanıcıları, WhatsApp belge tarama özelliği ile başka bir uygulamaya gerek kalmadan belge tarayıp gönderebilecek.
Bu arada Apple, bu projede yalnız değil. Samsung Display ve LG Display ile ortak çalışan şirket, anten gibi donanım bileşenlerinin entegre edilmesi için çeşitli mühendislik sorunlarıyla karşı karşıya. Öyle ki, bu bileşenlerin ekranın tamamen çerçevesiz olmasını engellememesi için yenilikçi çözümler geliştiriliyor.
Teknik zorlukların yanı sıra, bu tasarımın üretim süreci de oldukça karmaşık. Apple’ın bu projeyi başlangıçta 2026 yılında piyasaya sürmeyi planladığı biliniyor. Ancak süreç beklenenden daha karmaşık olduğu için çıkış tarihi daha da ileriye alınabilir.
Samsung ve Xiaomi gibi markalar, yıllardır çerçevesiz ekranlı cihazlar sunuyor. Ancak söylentilere göre Apple, diğer üreticilerden farklı bir yaklaşım benimseyerek bu teknolojiyi mükemmelleştirmek istiyor. Şirket, görsellik dışında, işlevselliğe de odaklanarak rakiplerinden ayrılmayı planlıyor.
Sizce çerçevesiz bir iPhone gelir mi? Görüşlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmına yazabilirsiniz.
Milyonların beklediği haber kısa bir süre önce geldi. Bir süredir devam eden görüşmelerde sona gelindi ve yüzde 30 oranında zam yapılmasına karar verildi. Bu gelişmeyle 2025’te uygulanacak asgari ücret net 22 bin 104 TL olarak açıklandı. Peki, asgari ücretle satın alınabilecek akıllı telefonlar hangileri?
Not: Teknolojik ürünlerin fiyatları değişkenlik gösterebilir, bu nedenle içerik yayınlandıktan sonra fiyatlar değişebilir. Bunun yanı sıra, daha fazla akıllı telefon seçeneğini genel listemizde bulabilirsiniz.
Listemizdeki bir diğer ürün ise realme 12 Pro Plus. Akıllı telefonda 6.7 inç, 120 Hz yenileme hızı ve 1080 x 2412 piksel çözünürlük sunan AMOLED bir ekran bizleri karşılıyor.
Modelde kullanılan işlemci Snapdragon 7s Gen 2. Öte yandan, 8 GB RAM ve 256 GB dahili depolama ile kullanıcıların karşısına çıkıyor. Önde 32 Megapiksellik bir selfie sensörü ve arkada OIS destekli 50 Megapiksel Sony IMX890, 64 Megapiksel OmniVision OV64B 3X periskop ve 8 Megapiksel ultra geniş açılı lens bulunuyor. Ürünün fiyatıysa 21 bin 800 TL.
Samsung Galaxy S21 FE modelinde 6,4 inç FHD+ çözünürlük Dynamic AMOLED 2X bir ekran bizleri karşılıyor. 120 Hz yenileme hızı sunan panelde oyun modunda 240 Hz dokunmatik örnekleme hızı gibi kullanıcı deneyimini artıran özellikler mevcut.
8 GB RAM ve 128 GB dahili depolamayla kullanıcı karşısına çıkan modelde 5 nm mimariyle üretilen Exynos 2100 işlemcisi kullanılıyor. Bununla birlikte, 12 + 12 + 8 Megapiksel arka kameralara ve 32 Megapiksel selfie sensörüyle geliyor. 25W kablolu ve 15W kablosuz şarj hızlarını destekleyen 4,500 mAh’lik bir pilden beslenen akıllı telefonun fiyatı 18 bin 350 TL.
Özellik
Detaylar
Ekran
6,4 inç FHD+ Dynamic AMOLED 2X, 120 Hz yenileme hızı
Honor X9b, 6.78 inç, 1220 x 2652 piksel çözünürlüklü, 120 Hz yenileme hızı ve 1200 nit maksimum parklaklık sunan AMOLED bir panel bulunuyor. Delikli bir tasarıma sahip ekranda yüzde 91.2’lik ekran /gövde oranı mevcut.
Akıllı telefonda 4 nm mimariyle üretilen Qualcomm Snapdragon 6 Gen 1 işlemcisi kullanılıyor. Bununla birlikte, 12 GB RAM ve 256 GB depolamayla satılıyor. 108 + 5 + 2 Megapiksel arka kamera düzeniyle ve 16 Megapiksel selfie sensörüyle karşımıza çıkan cihazda 35W hızlarında şarj olabilen 5,800 mAh’lik bir batarya yer alıyor. Ürünün fiyatıysa 18 bin 315 TL.
Oppo Reno 11F 5G, 6.7 inç, 1080 x 2412 piksel çözünürlük, 1100 nit maksimum parlaklık ve 120 Hz yenileme hızı sunan AMOLED bir ekranla geliyor. Yüzde 89.8 ekran/gövde oranına sahip panelin delikli bir tasarımı benimsediğini belirtmekte fayda var.
Modelde kullanılan işlemci 6 nm fabrikasyon süreciyle üretilen Mediatek Dimensity 7050. 8 GB RAM + 256 GB depolamayla karşımıza çıkan üründe 64 + 8 + 2 Megapiksel arka kameralara ek olarak 32 Megapiksel selfie sensörü bulunuyor. Dahası, 67W şarj hızlarını destekleyen 5.000 mAh’lik bir batarya ile geliyor. Ürünün fiyatıysa 16 bin 469 TL.
Listemizdeki en sıradışı tasarıma sahip model Nothing Phone (2a) diyebiliriz. Şeffaf arka paneli ve ışıklandırmalarıyla dikkatleri üzerine çeken akıllı telefonda 6.78 inç, 30-120 Hz değişken yenileme hızı, 1,300 nit maksimum parlaklık ve 1084×2412 piksel çözünürlük sunan 10-bit AMOLED bir panel bulunuyor.
Üründe 4 nm mimariye sahip MediaTek Dimensity 7200 Pro işlemcisi kullanılıyor. 8 GB RAM + 128 GB dahili depolamayla karşımıza çıkan modelde 50 + 50 Megapiksel arka kameraların yanı sıra 32 Megapiksel selfie sensörü yer alıyor. 45W hızlarında şarj olabilen 5,000 mAh’lik bataryayla gelen akıllı telefonun fiyat etiketi 16 bin 999 TL.
Son zamanlarda belge tarama ihtiyacı, günlük hayatın ve iş süreçlerinin vazgeçilmez bir parçası haline geldi. WhatsApp da, bu ihtiyacı karşılamak için yepyeni bir özellikle karşımıza çıktı. iPhone kullanıcıları için kullanıma sunulan belge tarama özelliği ile WhatsApp, kullanıcıları ek bir uygulamaya indirme derdinden de kurtarmış oldu. Peki, özellik nasıl kullanılıyor? Detaylar haberimizde…
WhatsApp iPhone kullanıcılarına belge tarama özelliğini dağıtmaya başladı
WhatsApp’ın belge tarama özelliği, çeşitli özel sektörler, memurlar, öğrenci veya öğretmenler gibi her kesimden kullanıcı için oldukça faydalı bir uygulama olacak. Daha önce, belge tarama için Adobe Scan veya benzeri üçüncü taraf uygulamaları kullanılıyordu, WhatsApp üzerinden ise sadece gönderimi yapılabiliyordu. Bu yenilikle, tüm süreç WhatsApp içinde tamamlanabiliyor.
iPhone kullanıcıları için belge tarama özelliği, WhatsApp’ın son sürümü olan v24.25.89 ile kullanılabilir hale geldi. Özelliğin kullanımı oldukça basit ve kullanıcı dostu bir arayüze sahip. İşte adım adım kullanımı:
Bir sohbet penceresini açın.
Mesaj kutusunun solundaki “+” simgesine dokunun.
Açılan menüden Belge seçeneğini ve ardından Belgeyi Tara seçeneğini seçin.
Kameranız otomatik olarak açılacak ve belgeyi çerçeve içine almanız yeterli olacak. WhatsApp, belgeyi otomatik olarak algılayıp ve fotoğrafını çekecek.
WhatsApp, 2025 yılından itibaren bazı eski Android cihazlarda artık çalışmayacak. İşte, uygulama desteği biten modeller.
Tarama işlemi tamamlandıktan sonra, belge kayıpsız sıkıştırma (lossless compression) teknolojisiyle optimize ediliyor. Böylece belgeler net ve düzenli bir formatta gönderilmeye hazır hale geliyor. Ayrıca, kullanıcılar belge üzerinde ek düzenlemeler de yapabiliyor, kırpabiliyor veya hizalayabiliyorlar.
Belge tarama özelliği, şu an için sadece iPhone kullanıcılarına sunuldu. Ancak özellik kademeli olarak dağıtıldığı için, güncellemeyi hemen göremeyebilirsiniz. Özelliğin aktif olup olmadığını kontrol etmek için App Store’da WhatsApp’ın v24.25.89 sürümüne sahip olup olmadığınızı kontrol edebilirsiniz. Özelliğin kısa sürede Android cihazlara da gelmesi bekleniyor.
Yeni özellik sizin için faydalı mı? İş ve günlük hayatınızı kolaylaştıracağını düşünüyor musunuz? Görüşlerinizi ve deneyimlerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.
Türkiye’de 2025 yılı asgari ücreti için yüzde 30 oranında zam yapılmasına karar verildi. Daha önce 17 bin 2 TL net, 20 bin 2 TL brüt olarak uygulanan asgari ücret, 2025 itibariyle 22 bin 104 TL net, 26 bin 3 TL brüt olarak belirlendi.
Tutar (TL)
Brüt Asgari Ücret
26 bin 3 TL
Kesintiler:
SGK Primi (%14)
3 bin 640 TL
İşsizlik Sigortası Primi (%1)
260 TL
Kesintiler Toplamı
3 bin 900 TL
Net Asgari Ücret
22 bin 104 TL
İşverene Maliyet:
SGK Primi (%15.5)
4 bin 30 TL
İşsizlik Sigortası Primi (%2)
520 TL
Toplam İşveren Maliyeti
30 bin 553 TL/html
2025 yılında asgari ücret, %30 artışla net 22.104 TL olarak uygulanacaktır. Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun.
Rusya Federasyonu kripto para madenciliği faaliyetlerine yönelik yaklaşımında önemli bir değişikliğe gitti. Daha önce masada olan köklü yasaklama önerilerinin ardından, hükümet daha dengeli bir yol izledi. Buna göre kritik bölgelerde madenciliğin devamlılığını sağlayacak yeni düzenlemeleri hayata geçirdi.
Rusya’dan kripto madenciliğine revize ayar
Rus hükümeti, kripto para madenciliği düzenlemelerinde değişikliğe giderek, önemli madencilik bölgelerinde faaliyetlerin sürmesine izin verdi. Başta Irkutsk olmak üzere, kilit bölgelerdeki madencilik faaliyetleri yeni düzenlemeyle devam edebilecek.
Rusya’da duyurulan yeni kısıtlamalar, geniş kapsamlı yasakların gözden geçirilmiş bir versiyonu niteliğinde. İlk plan, Rusya genelinde 13 bölgede kripto para madenciliğini tamamen durdurmayı amaçlıyordu. Bu durum, Irkutsk bölgesinde veri merkezi işleten BitRiver gibi sektör oyuncuları üzerinde önemli bir etki yaratacaktı.
Google Drive kullanıcılarının uzunca bir süredir Google'dan talep ettiği özellik en sonunda geldi. İşte detaylar...
Ancak hükümet, önerilen kısıtlamaları hafifletti. Yeni düzenlemeler, belirli bölgelerde kripto para madenciliği faaliyetlerini yalnızca her yıl 15 Kasım ile 15 Mart arasındaki dönemle sınırlayacak. Bu, kripto para madenciliğinin Irkutsk gibi bölgelerde devam edebileceği, ancak elektrik talebinin daha düşük olduğu kış aylarıyla sınırlı olacağı anlamına geliyor.
Rusya’nın yeni yaklaşımı, tamamen yasaklamak yerine sektörü düzenlemeye çalıştıklarını gösteriyor. Ancak madencilik faaliyetlerinin dönemsel kısıtlanması Bitcoin gibi kripto para birimlerini etkileyebilir. Benzer bir hamlenin ABD’de de hayata geçirileceğini hatırlatmak gerekiyor.
Peki siz bu konuyla ilgili olarak ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmından bizimle paylaşmayı unutmayın.
Titanfall 2 Ultimate Edition, Xbox Game Pass ve EA Play abonelerine kısa süreliğine ücretsiz olarak sunuluyor. Buna göre ikonik yapımı tüm detaylarıyla oynayabilirsiniz.
Titanfall 2, Xbox Game Pass ve EA Play için ücretsiz
Titanfall 2 Ultimate Edition sürümü, Xbox Game Pass Ultimate ve EA Play aboneleri için ücretsiz olarak erişime açıldı. Belirli bir süreliğine ücretsiz dağıtılacak oyun, Xbox dünyasında etki yaratmayı başarmıştı.
Bu kampanya sayesinde aboneler, yalnızca temel oyuna değil aynı zamanda birçok ek içeriğe de sahip olacak. Ultimate Edition içerisinde, Ion ve Scorch Titan’ları özel Prime versiyonları, farklı renkler, tasarımlar ve kamuflajlar gibi Deluxe Edition içerikleri bulunuyor.
2024 yılında, ülkecek en çok arattığımız ürün ortaya çıktı. İşte alışveriş alışkanlıklarımıza dair ilginç bilgiler...
Bununla birlikte oyuna hızlı bir başlangıç yapmak isteyenler için tüm Titan ve Pilot Taktiklerinin anında kilidini açan, ek kilitlemeleri açmak için 500 jeton ve daha hızlı seviye atlamak için 10 adet 2XP jetonu sunan Başlangıç Paketi de hediye ediliyor.
Kampanya kapsamında ayrıca, maç sonunda yüzde 10 ihtimalle 2XP jetonu kazanma şansı veren özel boyaya sahip Underground R-201 Karabina paketi de oyuncuları bekliyor. Titanfall 2’nin başarımlarını tamamlamak ortalama 20 saatlik bir oyun süresi gerektiriyor. Bu sürenin büyük bir kısmı, oyunun beğeni toplayan tek oyunculu senaryosuna odaklanmış durumda.
Ücretsiz oyun fırsatı, EA Play’in yılbaşı etkinliğinin bir parçası olarak sunuluyor. Xbox Game Pass Ultimate üyeleri, EA Play kataloğuna erişebildikleri için bir süre boyunca oyunu test edebilir.
Microsoft, Xbox Game Pass için Activision Blizzard oyunlarının ne zaman ekleneceğine dair yol haritasını ortaya çıkardı. Sızdırılan belge, oyuncular için hem olumlu hem de olumsuz birçok nokta içeriyor. İşte Call of Duty serisi başta olmak üzere Activision Blizzard oyunlarının geleceği.
Call of Duty oyunları Mayıs’ta Game Pass’te
Güvenilir kaynaklardan biri olan eXtas1s’in aktardığına göre Call of Duty serisi, Mart 2025’e kadar Game Pass’e eklenmeyecek. İddiaya göre abonelik hizmetine CoD oyunlarından sadece biri eklenecek, ancak hangi oyun olduğu henüz net değil.
Sızıntıya göre Activision Blizzard oyunlarının Game Pass’e eklenme takviminde başka detaylar da bulunuyor. Mayıs 2025’te Raven Software tarafından geliştirilen Call of Duty: World at War ve Singularity’nin hizmete dahil edilecek. Ancak Call of Duty dışındaki Activision Blizzard yapımlarının Mart öncesinde Game Pass’e gelip gelmeyeceği belirsiz.
Oldukça sağlam bir çıkış gerçekleştiren Call of Duty Black Ops 6, tam bir hafta boyunca ücretsiz oynanabilecek.
Bu sızıntı, Activision Blizzard’ın oyun kataloğunu denemek isteyen Game Pass abonelerini üzecek gibi görünüyor. Ayrıca Microsoft’un daha fazla Call of Duty oyununu platforma eklemeye hazırlandığına dair önceki işaretlerle çelişiyor.
Hayal kırıklığını artıran bir başka detay ise 2024 yılında Game Pass’e yeni oyun eklenmeyecek olması. Son ayın gelmesiyle birlikte hizmetin içerik akışında yavaşlama başladı.
Peki, siz Call of Duty Black Ops 6’yı denemeyi düşünüyor musunuz? Multiplayer mı yoksa zombi modunu mu tercih edersiniz? Yorumlarda fikirlerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın!
Sağlık sektörü, dijital çağın getirdiği risklerle yüzleşmeye devam ediyor. Dev hastane zincirleri bile siber saldırıların hedefi haline gelirken, milyonlarca insanın kişisel bilgileri tehlike altında. Hacker’ların bu kapsamdaki son saldırısı ABD’li hastane devi Ascension oldu. Saldırıda milyonlarca kişinin hassas verileri çalındı.
Sağlık devi Ascension, siber saldırı kurbanı oldu
Ascension, Mayıs ayında fidye yazılımı çetesi Black Basta tarafından düzenlenen siber saldırıda 5.6 milyon kişinin hassas verilerini kaybettiğini açıkladı. Siber saldırı, şirketin 140 hastanesinde ve çok sayıda destekli yaşam tesisinde aksamalara neden olmuştu. Öyle ki, personel manuel süreçlere geçmek zorunda kalmıştı. Bu da hatalara, gecikmiş veya kayıp laboratuvar sonuçlarına ve ambulansların başka hastanelere yönlendirilmesine yol açmıştı.
Sağlık devi, Haziran ortasına kadar bozulan hizmetlerini düzeltmeyi başardı, ancak milyonlarca insanın kişisel verisi hala kayıp. Firma, siber saldırı sonucu verileri çalınan kişi sayısının 5,6 milyon olduğunu belirtti. Ayrıca, çalınan verilerin kişilere göre değişiklik gösterdiğini ifade etti. Çalınan veriler arasında şunlar yer aldı:
İsimler, doğum tarihleri ve adresler gibi kişisel veriler.
Hasta kayıt numaraları, hizmet tarihleri, laboratuvar test türleri, prosedür kodları gibi tıbbi bilgiler.
Siber saldırıların genel hedefi olan, kredi kartı bilgileri ve banka hesap numaraları gibi ödeme bilgileri.
Sigorta poliçe numaraları.
Ehliyet numaraları ve pasaport numaraları gibi veriler.
Saldırının arkasında Black Basta grubu var
Ascension, siber saldırı nedeniyle verileri çalınan kişileri bilgilendirmeye başladığını belirtti. Firma ayrıca, iki yıllık kredi ve dolandırıcılık izleme, 1 milyon dolarlık sigorta geri ödeme poliçesi ve kimlik hırsızlığı kurtarma hizmetleri sunduğunu duyurdu. Bahsi geçen hizmetler, geçen Perşembe günü yürürlüğe girdi.
CNN’e göre, Ascension’a yönelik siber saldırı Black Basta’nın eseri. Ancak, fidye yazılımı grubu saldırıyı üstlenmedi. Bu nedenle, sağlık devinin çalınan verilerin kamuoyuna açıklanmaması karşılığında fidye ödemiş olabileceği düşünülüyor. Öte yandan, ABD Sağlık Bakanlığı, bu veri ihlalini bu yılın en büyük üçüncü sağlık hizmeti ihlali olduğunu bildirdi.
“Deep Web” (derin ağ) ve “Dark Web” (karanlık ağ) terimlerini duymuş olabilirsiniz, peki ne anlama geldiklerini tam olarak biliyor musunuz? Çoğu insan bu iki terimi birbirinin yerine kullanır ama temelde önemli farklılıkları vardır.
Deep Web ve Dark Web arasındaki farklar
Deep Web ve Dark Web arasındaki farkların neler olduğuna geçmeden önce, bilmeniz gereken bir şey var: Deep Web, aslında size sandığınızdan çok daha yakın! Hazırsanız başlayalım.
Deep Web nedir?
Deep Web, internetin arama motorları tarafından indekslenmeyen kısmıdır. Yani Google, Bing veya Yahoo gibi arama motorlarında yaptığınız aramalarda Deep Web sitelerine rastlamazsınız. Bunun nedeni, bu sayfaların oturum açma duvarlarının arkasında yer almasıdır.
Örneğin, internet bankacılığı hesabınıza veya sosyal medya profilinize erişmek için kullanıcı adı ve şifre girmeniz gerekir. Bu içerikler arama motorları tarafından taranmadığı için Deep Web’in bir parçasıdır. Web’in büyük bir kısmını bu bölüm oluşturur ve çeşitli içerikleri barındırır.
Google'da bulamayacağınız Dark Web siteleri neler sunuyor? İşte internetin en alt katmanı olarak bilinen Dark Web hakkında detaylar!
Şifre korumalı siteler: Facebook, Instagram, Twitter gibi sosyal medya hesaplarınız, Gmail, Hotmail gibi e-posta hesaplarınız ve bankacılık işlemlerinizi gerçekleştirdiğiniz online bankacılık siteleri bu kategoriye girer.
Veritabanları: Üniversite kütüphanelerindeki akademik makaleler, şirketlerin müşteri veritabanları, devlet kurumlarının arşivleri gibi halka açık olmayan bilgiler içeren veritabanları Deep Web’de yer alır.
İntranetler: Bir şirketin veya okulun iç iletişim ağı, yani dosya paylaşımı ve diğer kaynaklara erişim için kullandığı özel ağlar da derin ağın parçasıdır.
Bulut depolama: Dropbox, Google Drive, iCloud gibi bulut depolama hizmetlerinde sakladığınız fotoğraflar, videolar ve dosyalar da Deep Web’de yer alır.
Ücretli içerik: Netflix, Spotify, online gazeteler ve dergiler gibi abonelik gerektiren online yayınlar da Deep Web içeriğidir.
Güvenli ödeme sistemleri: Online alışveriş yaptığınızda kredi kartı bilgilerinizi girdiğiniz ödeme sayfaları, güvenli protokoller ve şifreleme kullanarak bilgilerinizi korur. Yani, onlar da Deep Web’in bir parçasıdır.
Deep Web’e erişmeniz için özel bir yetkilendirme veya yazılım gerekir. Örneğin, bir şirketin intranetine erişmek için çalışan olmanız veya bir online yayına abone olmanız gerekir. İlginç bir şekilde, birçok kişi Dark Web güvenliğinden bahseder.
Ancak, ortalama bir internet kullanıcısı için Deep Web’in güvenliği daha önemlidir. Çünkü, kullanıcılar internetin bu bölümüne girmek için özel bir tarayıcıya ihtiyaç duymaz. Dolayısıyla daha tehlikeli web sayfalarına istemeden girebilirler.
Dark web nedir?
Dark Web, Deep Web’in küçük bir parçasıdır ve özel yazılımlar kullanılarak erişilebilen gizli bir ağdır. En bilinen erişim aracı Tor tarayıcısıdır. Dark Web sitelerinin IP adresleri gizlidir ve kullanıcı kimlikleri anonimdir. Anonimlik ise, yasa dışı faaliyetler için uygun bir ortam yaratır. Dark Web’de sıklıkla karşılaşılan içerikler şunlardır:
Uyuşturucu ve silah ticareti: Yasa dışı maddelerin alım satımı.
Dark Web’in boyutu, Deep Web’e kıyasla oldukça küçüktür. Deep Web, arama motorları tarafından indekslenen yüzey web’den (Surface Web) 400-500 kat daha büyüktür. Dark Web ise, Deep Web’in sadece yüzde 0,01’ini ve internetin tamamının yüzde 5’ini oluşturur. Yani, Dark Web sanıldığı kadar büyük ve erişilebilir bir yer değildir.
Deep Web ve Dark Web’in özellikleri
Özellik
Deep Web
Dark Web
Boyut
İnternetin büyük bir kısmı.
Deep Web’in küçük bir parçası.
İçerik
Genellikle yasal.
Çoğunlukla yasa dışı.
Erişilebilirlik
Özel yazılım veya yetkilendirme gerekebilir.
Tor gibi özel tarayıcılar kullanılır.
Amaç
Çeşitli amaçlar için kullanılır (özel bilgi paylaşımı, güvenli iletişim, veritabanları).
Çoğunlukla yasa dışı faaliyetler için kullanılır.
İndekslenme
Arama motorları tarafından indekslenmez.
Arama motorları tarafından indekslenmez.
Anonimlik
Kullanıcılar genellikle anonim değildir.
Kullanıcılar anonimdir.
Örnekler
Sosyal medya hesapları, online bankacılık, bulut depolama.
Silk Road, gizli forumlar, şifreli mesajlaşma servisleri.
Deep Web ve Dark Web hakkında bilgi sahibi olmanız, internette güvenliğinizi korumanıza yardımcı olur. Örneğin, Dark Web’de kişisel bilgilerinizin satıldığını öğrenebilirsiniz. Dolayısıyla, şifrelerinizi değiştirmek, hesaplarınızı güvence altına almak gibi adımlar atabilirsiniz. Peki siz bu konu hakkında Deep Web ve Dark Web hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım.
Yurt dışına seyahat planı yapan vatandaşlar için önemli bir duyuru yapıldı. Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), 1 Ocak 2025 tarihi itibariyle yurt dışı çıkış harcı ödeme sisteminde köklü bir değişikliğe gidileceğini bildirdi. Bu tarihten itibaren havalimanlarından harç pulu alarak ödeme yöntemi tamamen sona erecek.
Yurt dışı çıkış harcı online satılacak
GİB tarafından yapılan açıklamaya göre, yeni yıldan itibaren yurt dışı çıkış harcını ödemek isteyenler için farklı ve modern yöntemler devreye girecek. Artık ödemeler, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın dijital platformları olan dijital.gib.gov.tr adresindeki Dijital Vergi Dairesi ve GİB Mobil uygulaması üzerinden gerçekleştirilebilecek.
Bunun yanı sıra, anlaşmalı bankaların internet bankacılığı kanalları, PTT şubeleri ve vergi daireleri de ödeme noktaları olarak hizmet verecek. Havalimanlarında ve çıkış noktalarında yerleştirilecek olan kiosklar da ödeme imkanı sunacak.
Halihazırda yurt dışı çıkış harcı tutarı 500 TL olarak uygulanmaya devam ediyor. Ancak özellikle bu yıl yurt dışı seyahati yapacak vatandaşların dikkat etmesi gereken önemli bir detay bulunuyor. 2024 yılı içerisinde satın alınan 500 TL değerindeki harç pulları, 11 Ocak 2025 tarihinden sonraki seyahatlerde geçerli sayılmayacak.
Bu nedenle, 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren yurt dışına çıkış yapacak olanların, harç ödemelerini yukarıda belirtilen yeni dijital ve online kanallar üzerinden gerçekleştirmeleri gerekiyor.
Apple, Ocak'ta M4 MacBook Air modelini tanıtabilir. Bu da iPhone SE 4 gibi cihazlardan daha erken geleceğini gösteriyor.
Özellikle İstanbul Havalimanı’nı kullanan yolcular için de ek bir kolaylık sağlanmış durumda. İGA İstanbul Havalimanı içerisindeki Yurt Dışı Çıkış Harç Pulu Otomatları, 1 Ocak 2025’ten itibaren sadece online ödeme kabul edecek şekilde güncellenmiş olacak.
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın yeni uygulaması ile yurt dışı çıkış harcı ödeme süreçlerinin daha pratik ve hızlı hale getirilmesi amaçlanıyor.
Teknoloji dünyasının kalbi, Apple’ın bir sonraki lansmanı için atıyor. MacBook, iPad ve iPhone ailelerini güncelleyecek şirketin beklenmedik bir adım atabileceği belirtildi. Buna göre yılın ilk aylarında Apple, M4 MacBook Air’i tanıtabilir.
Apple, Ocak’ta M4 MacBook Air tanıtabilir
Bloomberg’den Mark Gurman’ın aktardığı bilgilere göre M4 çipli MacBook Air, Apple’ın 2025 yılındaki ürün yelpazesine eklenecek ilk cihaz olabilir. Bu da iPhone SE 4 ve AirTag 2 gibi beklenen modellerden daha erken geleceğini gösteriyor.
X üzerinden paylaşım yapan Gurman; Apple’ın 2025’in ilk yarısında yenilenmiş iPad’ler, iPhone SE 4, yeni bir iPad Air ve ikinci nesil AirTag gibi modellerini piyasaya sürmeyi planladığını belirtti. Ancak M4 MacBook Air modelinin bu cihazlardan bile önce tanıtılabileceğini aktardı.
Google Mesajlar uygulaması çok yakında iletişimde sınırları aşarak uydu bağlantısı desteğine sahip olmaya başlayacak.
Kesin bir lansman tarihi vermese de; 13 inç ve 15 inç M4 MacBook Air modellerinin Ocak ve Mart ayları arasında duyurulabileceği dile getirdi. Bu zamanlama, Mart sonuna kadar piyasaya sürülmesi beklenen iPhone SE 4’ten bile önce raflardaki yerini alabileceği anlamına geliyor.
Beklenen yeniliklere gelirsek M4 MacBook Air’in M4 çipinen gücünü alacağını söylemek mümkün. Bu çip, yakın zamanda yenilenen MacBook Pro, iMac ve Mac mini modellerinde de kullanıma sunulmuştu. Ayrıca Thunderbolt 4 portları ve bazı ufak macOS iyileştirmeleri de bekleniyor.
Daha önceki söylentilerde Apple’ın OLED ekranlı MacBook Air üzerinde çalıştığı iddia edildi. Ancak Gurman, bu iddiaları yalanlayarak OLED ekranlı modelin en erken 2027’de geleceğini aktardı. Bu da M4 MacBook Air’in microLED’e sahip olacağını gösteriyor.
ActiveProtect, tüm kuruluşun veri koruma politikalarını, görevlerini ve cihazlarını merkezileştirerek entegre bir yönetim ve kontrol düzlemi sağlar. Uç noktaların, sunucuların, hipervizörlerin, depolama sistemlerinin, veritabanlarının ve Microsoft 365 ve Google Workspace hizmetlerinin kapsamlı kapsamı, BT kör noktalarını ve çoklu veri koruma ve destekleme ihtiyacını önemli ölçüde azaltır.
Synology’de İcra Kurulu Başkan Yardımcısı olan Jia-Yu Liu, “Veri koruması işletmelere yük olmamalı, onları güçlendirmeli” dedi. “ActiveProtect, Synology’nin donanım ve yazılım mühendisliğindeki uzmanlığını ve müşterilerle yakın işbirliğinden elde edilen içgörüleri bünyesinde barındırıyor. ActiveProtect’in işletmelerin veri korumasına ilişkin beklentilerini aşacağından eminiz.”
ActiveProtect cihazlarının temel özellikleri şunlardır:
Birleşik çözüm: Yedekleme, kurtarma ve yönetimi tek bir cihazda birleştirerek ayrı donanım ve yazılım, boyutlandırma, satın alma ve bakım ihtiyacını ortadan kaldırır.
Kapsamlı iş yükü desteği: Tek bir sezgisel arayüz aracılığıyla PC’leri, Mac’leri, dosya ve fiziksel sunucuları, sanal makineleri, veritabanlarını ve Microsoft 365 hizmetlerini korur.
Ölçeklenebilir yönetim: ActiveProtect Manager (APM) konsolu, kullanıcıların 150.000’e kadar iş yükünü veya 2.500 siteyi görüntülemesini veya izlemesini destekleyerek ölçeklenebilirlik, kurumsal düzeyde veri görünürlüğü ve kontrol sağlar.
Gelişmiş koruma: Siber tehditlere karşı koruma sağlamak için değiştirilemez yedeklemeler, hava boşluğu yetenekleri (air-gap capabilities) ve yasal düzenleyiciler ile uyumluluk sunar.
Ölçeklenebilir verimlilik: Küresel kaynak tarafı veri çoğaltma önleme ile hızlı artımlı yedeklemeler sunar, ağ yükünü %99’a kadar ve depolama ihtiyaçlarını %50 oranında azaltır, yedekleme performansını güçlendirir ve operasyonel maliyetleri en aza indirir.
Benzersiz fiyatlandırma modeli: İşletmeler tek seferlik satın alma ile tam platform desteğine ve gelişmiş koruma özelliklerine erişebilir – ek abonelik gerekmez. Üç adede kadar yedekleme sunucusunu yönetmek de lisanssızdır ve daha fazla cihaz içeren daha büyük dağıtımlar için isteğe bağlı CMS lisansları mevcuttur.
J-Shine International Logistics’te BT Yöneticisi olan Liao, “Synology AP Serisi hem yönetim verimliliği hem de veri koruması açısından olağanüstü olduğunu kanıtladı,” dedi. “Şimdiye kadarki deneyimimiz oldukça tatmin ediciydi. Kurulum süreci hızlı ve anlaşılırdı, daha önce karşılaştığımız karmaşık adımların çoğunu ortadan kaldırdı. Dahası, birleşik yönetim arayüzü günlük yedekleme sunucusu bakımı için gereken süreyi eskiden olduğundan sadece onda birine düşürdü. Neredeyse %80’lik veri tekilleştirme oranı da önemli maliyet tasarrufları sağlıyor.“
Kullanılabilirlik
ActiveProtect artık Synology’nin dağıtımcı ve ortak ağı aracılığıyla küresel olarak kullanılabilir. Daha fazla bilgi için https://sy.to/activeprotecttr adresini ziyaret edin.