OKI Sıfır Karbon’a Geçti

0

OKI Printing Solutions markasının sahibi OKI Data Corporation (ODC) küresel iklim değişikliğini yavaşlatma çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla Tayland, Çin ve Japonya’da bulunan fabrikalarında sıfır karbon (carbon zero) uygulamasına geçti. OKI Data VER( Verified Emission Reduction) kredisi satın alarak, bu 3 fabrikadan atmosfere verdiği karbondioksidi dengelemeyi hedefliyor (Klima Satın Alma Rehberi).

 

OKI’nin karbon dengeleme (carbon offsetting) girişimi, Japonya Çevre Bakanlığı tarafından “Karbon dengeleme alanında örnek iş modeli olarak seçildi.


OKI, 1 Ekim 2009 tarihinden itibaren, bu tesislerin 2007 mali yılında açığa çıkardıkları 11.230 ton CO2 emisyonunu baz alarak VER kredileri satın almaya başladı. Bu uygulama, Kyoto Protokolünün ilk fazı olan 2012 yılına kadar devam edecek (Daha Yeşil Yazdırmak Elinizde).

OKI Data’nın da desteklediği, CO2balance grubu tarafından gerçekleştirilen karbon dengeleme projeleri içinde “Afrika Verimli Enerji Fırını Projesi“de yer alıyor. Proje kapsamında Kenya’daki aileler için tuğla fırınlar inşa ediliyor ve dağıtılıyor. Böylece, ailelerin yemeklerini pişirmeleri için gerekli olan odun miktarı ve odun yakılması sonucu açığa çıkan karbon emisyonu yarı yarıya azaltılıyor. Karbon azaltımının yanı sıra proje ile ailelere daha ucuz ve hijyenik yemek pişirme olanağı sağlanıyor.

:: Ürün satın alırken bu tür verilere dikkat ediyor musunuz?

Millenicom Telefon Faturalarını Düşürüyor

Küresel krizin etkilerinden kurtulmaya çalışan şirketlere büyük avantaj sağlayan Millenicom, sunduğu yüksek kalitede ekonomik hizmetlerle bugüne dek firmalara 30 milyon TL tutarında tasarruf sağladı. Bu yıl sonuna kadar 50.000 yeni firmayı da aboneleri arasına katmayı  hedefliyor.

Her dönem yenilikçi hizmetleriyle alternatif telekomünikasyon sektöründe öncü konumda bulunan Millenicom, tekel devrinin sona ermesiyle sektör genelindeki payını hızla yükseltiyor (Telekom Harcamaları Düşüşte).

Millenicom Sabit Telefon Hizmetlerinden yararlanan şirketler şehiriçi, şehirlerarası, uluslararası ve cep telefonu aramalarında %50’lere varan indirimler elde edebiliyor. Aylık ortalama 1.000 TL tutarında görüşme yapan bir firma, Millenicom Türkiye’nin ekonomik tarifeleriyle yılda ortalama 6.000 TL tasarruf sağlıyor.

 

 

Millenicom Sabit Telefon Hizmetlerin abone olmak için www.milleni.com.tr internet sitesindeki abonelik başvuru formunu doldurmak ya da 0212 444 10 45 numaralı telefonu aramak yeterli oluyor.

 

Millenicom, sunduğu ekonomik hizmetlerin yanı sıra yeni kampanyasıyla abonelerine teknoloji desteği de sunuyor. 15 Mayıs-15 Haziran 2010 tarihleri arasında geçerli olacak kampanya kapsamında 12 ay boyunca minimum 500 TL (KDV hariç) fatura üreten tüm Millenicom kurumsal müşterileri notebook kazanıyor. Üstelik Millenicom Sabit Telefon Hizmetlerinden yararlanmak için herhangi bir ön ödeme ya da ilave cihaz maliyeti de gerekmiyor.

Milenicom aboneleri, “Aramızda Tarifesi” ile kendi aralarında çok daha  ekonomik görüşerek sağladığı tasarruf miktarını artırıyor. Bu tarife yoğun telefon trafiğine sahip ve farklı lokasyonlarda temsilcilik, bayi, şube ya da tedarikçileri bulunan firmalar tarafından yoğun ilgi görüyor (Türk Telekom’un İhalesi Kime Kaldı?).

:: Telefon faturasını düşürmek için ne gibi önlemler aldınız

Bu Araçlar Milli Gururumuz Olacak

İnsanlık kendini bildiğinden beri ilk önce iç dünyasında başlayan sonra ise yaşamında bulunan eylemlerine yansıyan bir savaşın içerisinde. Bazen daha fazla güç bazen ise basit bir anlaşmazlık yüzünden çıkan savaşlar nedeniyle bilinen tarihin neredeyse yüzde 90‘ınana yakın kısmı hep çatışmaları konu aldı.

Bu durum, insanoğlunun hep büyük savaşlar ve çatışmalar sırasında gelişmesine neden oldu. Günümüzde hayatımızı kurtaran GPS sistemleri bile aslında, daha etkili füze atışları yapmak için geliştirilmişti…

Türk devletleri de savaş konusunda olan becerilerini teknolojiyle birleştirip tarihi değiştirecek gelişmelerde bulunmuştu.


Türk yayları zamanının en korkulan silahlarından biriydi

{pagebreak::Geçmişten günümüze Türk silahları }

Geçmişten günümüze Türk silahları

Savunma ve saldırıyı birleştiren Türk mucitleri orduların hiçbir engelle takılmadan ilerlemesine izin veren icatlar tasarladı. Avrupa’nın hantal ve güçlü kılıçlarına karşı Türk silah ustaları çok daha çevik ve sağlam silahlar tasarlamıştı.

Uzun menzili ama kullanımı zor yaylara karşıysa Türk ustalar çok daha hızlı kullanılan ancak en kalın zırhı bile delecek güçte ok ve yay tasarımları yaptı.

Tüm vücudu kapatan uzun yürüyüşler ve sıcak havalarda içinde bulunan askere işkence yapan kalın zırhlara karşıysa Türk demirciler örme zırh teknolojisini geliştirip savaşçıların rahat etmesini sağlamıştı.

Günümüzde Türk firmaları tarihimize uygun savaş teknolojileri geliştirmeye devam ediyor. Türk ordusunun barış vizyonu gereceğince savunma amaçlı geliştirilen bu teknolojiler potansiyel saldırılara karşı sessiz kalmayacağımızın en büyük kanıttı. Daha önce sizlere yabancı devletlerin tasarladığı geleceğin silahlarını tanıtmıştık. Şimdi ise ülkemizin gururu savaş teknolojilerini bir araya getirdik.

{pagebreak::İnsansız uçak}

İnsansız uçak

Casus uçak olarak da bilinen Heron‘lar insan kullanmadan uçuş yapabiliyor. İstihbarat almak için tasarlanan bu uçaklar, yüksek irtifalarda uçarak üzerinden geçtiği bölge hakkındaki bilgileri anlık olarak kullanıcılarına yollayabiliyor. Normalde İsrail’den satın aldığımız bu uçakların güvenliğiyle ilgili kamuoyunda bazı endişeler vardı.

 

F-35 çok uluslu saldırı uçağının yapımına katkıda bulunan TAI Tusaş Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş bu projede kazandığı bilgilerini yerli Heron‘ların (İHA – İnsansız Hava Aracı) üretiminde harcayacak.

Geçtiğimiz günlerde tanıtılan projeyle ilgili daha fazla bilgileri önümüzdeki aylarda alacağız. İlk detaylara göre Türk Heron’lar İsrail yapımı olan uçaklara göre daha büyük ve eşya taşıma amaçlı olarak tasarlanıyor.

{pagebreak::Milli saldırı helikopteri}

Milli saldırı helikopteri

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. tarafından geliştirilen ATAK helikopter projesi de umut veren silah teknolojilerimizden biri. T-129 adlı helikopterin ilk prototip uçuşları geçtiğimiz eylül ayında gerçekleşmişti. Testler de olumlu sonuçlar veren T-129 Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın taarruz ve taktik keşif helikopteri ihtiyacını karşılamak üzere hazırlanıyor.

İlk etapta TSK tarafından 50 adet alınacak olan bu helikopterden memnuniyet üzerine 49 tane daha yapılacak. Her türlü hava durumunda gece ve gündüz uçuş yapabilmesi için tasarlanan uçağın hafif zırh motor ve ana gövdesini Aselsan üretiyor. Atak’da Hellfire, TOW ve Spike-Er saldırı füzeleri bulunacak.

{pagebreak::Savaş alanlarına altay gelecek}

Savaş alanlarına altay gelecek

İkinci Dünya Savaşı tank tasarımı konusunda askeri güçlere büyük bir tarih dersi vermişti. Çok farklı cephelerde süren bu savaşta en ölümcül tankların bile sırf zemin farkından dolayı oyuncağa döndüğü ortaya çıktı.

Nazi‘lerin tüm dünyayı ezip geçmek için tasarladığı tanklar, Sibirya ve Afrika‘da kolay yem haline gelmişti. Usta generaller bu zaafı bildiği için düşman tanklarını işlevsiz hale geleceği zeminlere çekip mekanize birliklerin birkaç saat içerisinde mağlup edilmesini sağlamıştı.

Türk Silahlı Kuvvetleri‘nin en büyük sorunlarından biri de, ülkemizin coğrafi konumuna uymayan tankların yarattığı stratejik sorundu.

{pagebreak::En iddialı proje Altay }

En iddialı proje Altay

İşte bu sıkıntı Altay‘ın doğmasına neden oldu. Milli Tank ya da Kara Kuvvetleri Komutanlığı Türk Ana Muharebe Tankı (TAMT) olarak da anılan bu araç tamamen ülkemizin ihtiyaçlarına uygun olarak tasarlanıyor.

Otokar A.Ş tarafından geliştirilen Altay‘ların zırhları Türkiye’nin coğrafi koşullarına uygun bir kamuflaj boyasıyla kaplanıyor. Milli tank şu anda ordunun elinde bulunan 4 çeşit tankın tüm özelliklerine sahip olacak.

600‘e yakın Ar-Ge mühendisinin elinden çıkan Altay, hareket halindeyken ateş edebilme özelliğine sahip. Şuanda ordumuzun kullandığı mevcut tanklar maksimum 60 KM hız yapabilirken atlayın rekoru 90 KM olacak.

{pagebreak::Dünyadaki sayılı ülkelerden biri olacağız}

Dünyadaki sayılı ülkelerden biri olacağız

Ülkemizin etrafının denizlerle çevrili olması gemilerin stratejik değerini artırıyor. Kurtuluş Savaşı döneminde de düşman kuvvetlerinin deniz yoluyla çıkartma yapmayı tercih etmesi Türkiye’ye stratejik bir ders vermişti. Havuzlu Çıkarma Gemisinin (LPD) adlı proje bu konuda ülkemizin savunma stratejisine büyük önem katacak.

Dünyada sadece 8 ülkede bulunan LPD gemileri ülkemiz tarafından da üretilecek. Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından açılan ihale henüz sonuçlanmadı ancak Amfibik sınıfına giren bu gemiler için istenilen kriterler şimdiden belirlendi.

Türk yapımı LPD’ler 8 helikopter 100 araç ve yaklaşık 1000 personel taşıma kapasitesine sahip olacak. Bu gemiler, Türkiye kıyılarında yaşanacak olan kriz durumlarında hiçbir ana üs gereği duymadan kendi kapasitesiyle müdahale edebilecek. Türk yapımı LPD‘ler sayesinde ülkemizin Nato’da oynadığı rol de artmış olacak.

:: Bu silahlara yapılan yatırım takdirinizi topladı mı? Sizce Türk ordusu başka hangi alanlara da yatırım yapmalı?

 

 

Sharp LCD TV Dünyasına Yeni Bir Renk Katıyor

Aquos Led Quattron panel teknolojisi ile LCD TV pazarında bir ilke imza atan Sharp, görüntüleri daha gerçekçi bir hale getiriyor. RGB renk sistemine sadece sarı rengi ekleyerek milyarlarca renk üreten bu özel teknoloji, gerçekçi görüntünün yanı sıra geleneksel panellere oranla LED arka ışığını verimli bir şekilde kullanarak, düşük enerji tüketimini sağlıyor (Dünya Kupası Maçlarını Evde İzleyin).

LC-52/46/40LE820E ve LC-46/40LE810E modelleriyle Quattron teknolojisini pazarla tanıştıran Sharp, aynı zamanda dizaynı, uyumluluğu ve çevresel olarak avantajlılığıyla da farkını ortaya koyuyor. Slim Full-Flat Seamless tasarımıyla kusursuz ve şık bir görüntü yaratan Sharp Aquos farklı tarzların hakim olduğu mekanlara mükemmel bir şekilde uyum sağlıyor.

 

Bu ürünler Mayıs ayı itibariyle Türkiye’de satışta.

 

Sharp Aquos‘ un fark yaratan bir diğer özelliği ise Multimedia player, home network ve time shift fonksiyonlarıyla uyumlu olması. Bilgisayarınızdan televizyonunuza, USB gibi ilave bir parçaya ihtiyaç duymadan kayıtlı olan fotoğraf, müzik ve video dosyalarının aktarımını kolayca gerçekleştirebilirken, time shift fonksiyonuyla da kaçırdığınız sahneleri tekrar tekrar izleme şansını yakalayabilirsiniz.

Yüksek görüntü kalitesi ve düşük enerji tüketiminin bir arada yürüyebileceğini kanıtlayan lider marka Sharp, çevreye olan duyarlılığıyla da ön plana çıkıyor (Samsung, 3D TV Modellerini Tanıttı).

:: LCD TV’lerde sizin favoriniz kim?

Dünyanın En Güçlü Arazi Araçları!

Kimisi estetik ve hızın birleşiminden zevk alır ve Lamborghini, Ferrari, Porsche ve BMW gibi otomobilleri hayal eder. Kimiyse, trafikte otobüs ve kamyon gibi taşıtlar dışında her şeye tepeden bakacak S.U.V’leri…


Arazi devleri hem şehir, hem de arazi kullanımlarında yararlanabileceğiniz rüya araçlar. Peki siz hangisini tercih edeceksiniz? Bizce, haberimize bir göz atın.

{pagebreak::BMW X5}

3.0 litre 6 silindirli 260 beygir motordan, 555 beygir 5.5 litre V8’e varan teknoloji harikası motorlara sahip olan X5; 8 havayastığı, 4 bölgeli otomatik klima, DVD destekli navigasyon, kablosuz internet gibi donanımlar sunuyor.

 

 

{pagebreak::Audi Q7}

Lüksün, dağlara tepelere asfalt muamelesi yapacak güçle birleşmesine ne dersiniz? Maalesef EuroNcap testlerinden 5 üzerinden 4 yıldız alabilen dev, 3.0 litre dizelden 6.0 litre 12 silindir, 500 beygir motora değişen seçenekler sunuyor. Keyif garantisinden bahsetmiyoruz bile.

 

 

{pagebreak::Mercedes M}

Satış adetleri açısından ezeli ve ebedi rakipleri BMW ve Audi modellerinin gerisinde kalan Mercedes M, üst modelinde 8 silindirli 6.2 litre motoruyla beğeni topluyor. Mercedes M, EuroNcap çarpışma testlerinden aldığı 5 yıldızla, sınıfının en güvenli modellerinden biri.

 

{pagebreak::Toyota Land Cruiser}

Dağ keçisi sıfatıyla tanınan ve dünyanın en güçlü arazi araçlarından biri olan Land Cruiser, safkan S.U.V isteyenlerin öncelikli tercihlerinden. Bununla birlikte, arkadaki yolculara çift LCD ekranla eğlenceli anlar geçirtecek kadar da konforlu.

 

 

{pagebreak::Range Rover}

İngiliz lüksü ve arazi araçlarının haşmeti bir araya gelse ne olur? Elbette 510 beygire varan gücü, aristokratlara yaraşır deri ve ahşap döşemeleri ile Range Rover.

 

 

{pagebreak::Porsche Cayenne}

Dünyanın en sportif arazi araçlarından biri olan Porsche Cayenne, S modeliyle 550 beygir güç üretip 100 kilometreye sadece 5.5 saniyede uaşıyor. Porsche Cayenne, aynı platformu kullandığı Audi Q7 ve Volkswagen Touareg’in kardeşi.

 

 

{pagebreak::VW Touareg}

Almanya’nın fenomen markası VW’nin yaratımı olan Touareg, kardeşi Cayenne gibi 550 beygir güce, “Bana mısın” demiyor ve otomobil hayranlarının hayallerini süslüyor.

 

 

{pagebreak::BMW X6: Çirkin mi, muhteşem mi?}

Otomobil otoriteleri BMW X6 hakkında ikiye bölünmüş durumda: Birinci grup X6’dan nefret ediyor ve coupe benzeri tasarımını yerden yere vuruyor, ikinci grup ise BMW’nin cesur kararını ayakta alkışlıyor. Her halükarda X6, sınıfına göre çok iyi satıyor.

 

 

{pagebreak::Safkan Amerikalı, Safkan S.U.V: Grand Cherokee}

İflas etmekten son anda kurtulan, Chrysler’in en çok satan modellerinden biri olan Jeep Grand Cherokee, Avrupalı ve Japon rakiplerine; 270 kilometre/saat son sürat yapmasını sağlayan 420 beygirlik motoruyla meydan okuyor. Evdeki salonları kıskandıracak iç mekan genişliği, Amerikanseverlerin hoşuna gidecek.

 

 

:: Rüyalarınızı süsleyen arazi aracını bizimle paylaşın.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

iPhone OS 4.0 Kırıldı

Apple tarafından geliştiricilere özel ilk betanın yayınlanmasının ardından merak edilen önemli bir konu da sistemin kırılıp kırılamayacağı idi. Yayınlanan her sürümü kısa bir süre içersinde kırmayı başaran DevTeam, iPhone OS 4.0 için de bu geleneği bozmadı. Sistemin böylesine kısa bir sürede kırılması da akıllarda bir takım soru işaretleri bırakmıyor değil. Apple’ın asıl önlemini son kullanıcıya sunulacak olan sürüm üzerinde alacağı da yaygın bir kanı.

Videoda Cydia üzerinde multitasking (çoklu işlem yapabilme) fonksiyonunun nasıl başarıyla çalıştığı görülüyor. Sistem hakkında bu kısa video dışında çok fazla ayrıntı bulunmuyor. Şimdi gözler Apple’ın yeni sürümü kullanıma açacağı zamana çevrilmiş durumda.

#http://video.shiftdelete.net/y/49057303f32bce501df156352e018f9d.flv#

:: Sizce de Apple yeni sürümde daha güçlü tedbirler almış mıdır?

Android 2.2’ye Hotspot Özelliği

Geçtiğimiz günlerde sizlere burada yer alan yazımızda Android 2.2 Froyo sürümünün detaylarına dair gelişmelerden söz etmiştik. Videoda Flash 10.1 ile harika bir performans sergilediği görülen Froyo yüklü Nexus One’ın bu konudaki ön yargıları ciddi biçimde değiştireceği düşünülüyor. Sistemin birçok inovatif özellik ile donatılacağı konuşulurken, bu konudaki en somut örnek ilgi uyandıran cinsten.

 

Buna göre yeni sistem ile birlikte Androidli cihazlar internet yayını yapabilecek. İlk etapta biraz karışık gibi görülen bu sistem aslında özünde çok sade bir mantığa dayanıyor. Bu özellik aktif edildiği takdirde telefon bir çeşit erişim noktasına dönüşüyor ve bu hotspota bağlanan cihazların, mobil internet bağlantısı ile internete erişmesine olanak tanınmış oluyor. Symbian’da Joiku Spot isimli uygulamadan tanıdığımız bu özelliğin Android 2.2 ile ön yüklü olarak gelmesi, heyecan verici bir gelişme olarak dikkat çekiyor.

:: Bu özellik ilginizi çekti mi?

BlackBerry Tablet mi Geliyor?

BlackBerry, bilindiği gibi uzun süredir Apple’ın akıllı telefonu iPhone ile kıyasıya bir rekabet içerisinde yer alıyor. Şimdi bu rekabet, farklı sektörlere de sıçrayabilir. Zira, BlackBerry’nin geliştiricileri RIM, Apple‘ı farklı bir sektörde yine karşılarına almayı planlıyor gibi gözüküyor.


Bu rekabet ileriki aylarda farklı sektörlerde de yaşanabilir

Söylentiye göre RIM yetkilileri, BlackBerry – iPhone rekabetinden sonra şimdi de BlackBerry Tablet – iPad rekabetine girecek. Kısacası, RIM’in yeni bir Tablet PC üzerinde çalışacakları konusundaoldukça güçlü iddialar var. Hatta söylentilere göre BlackBerry Tablet’in ekranı 8.9 inç büyüklüğünde olacak ve BlackBerry App World ile 7/24 bağlantı içerisinde olacak. Ayrıca cihazda Bluetooth ve WiFi da mevcut olacak.

:: Sizce RIM, Apple’a bir kez daha rakip olur mu?

Adım Adım RAW Fotoğraf İşleme Rehberi!

Bol bol fotoğraf çekiyor ve bu fotoğrafların üzerinde Photoshop gibi yazılımlar aracılığıyla dijital değişiklikler yapıyorsanız, fark etmişsinizdir; JPEG formatının en büyük dezavantajı, fotoğraf üzerinde değişiklik yapılması durumunda fotoğrafik kalitenin bozulmasıdır.


Raw fotoğraflar ile fotoğraflarda değişiklik yapmak çok kolay

Kalite bozulduğu için yapılan değişiklik ne kadar etkili olursa olsun, sonuç olarak tatmin edici olmayan bir sonuç çıkar ortaya. JPEG‘in açılımı Joint Photographic Experts Group‘tur. Aldığı bilgilerin hepsini sıkıştırarak, değiştirilemez hale getirir ve görselin boyutunu oldukça ufaltır. Raw fotoğraflarda ise durum daha farklı.

Raw, kelime anlamı olarak ham demektir. Raw adı da buradan gelmektedir. Bu formattaki  fotoğrafların birçok değeri sıkıştırılmamıştır, ham halindedir. Kullanıcıya daha sonradan değiştirmek üzere geniş olanaklar sağlar.

{pagebreak::Farklı Dosya Formatları}

Farklı Dosya Formatları

Raw fotoğrafları işlemek için çeşitli yazılımlar mevcut. Bizim tavsiyelerimiz arasında Photoshop ve Bibble 5 Pro adlı yazılımlar yer alıyor. Ayrıca fotoğraf makinenizin geliştiricisine göre, firmanın kendi yayınladığı yazılımları da tercih edebilirsiniz.


Raw fotoğraf daha sönük duruyor. Bunun sebebi, tüm değerlerinin ham olmasıdır.
Dilerseniz gölgeleri vurgulandırır, dilerseniz yumuşak bir doku oluşturabilirsiniz

Geçtiğimiz ay, sizlere dijital manipülasyondan bahsetmiştik. En temel konuları anlattığımız o yazıda JPEG formatı üzerinden örnek vermiştik. Şimdi ise Raw üzerinden işlem yapmayı göstereceğiz. Bunu yaparken de, Canon EOS 450D ile çektiğimiz fotoğraflardan kullanacağız. Dolayısıyla sizin elinizde Nikon, Pentax gibi makineler varsa, Photoshop’un o markalarla ilgili yayınlanan plug-in’lerini kurmanızda fayda var.

Biz de anlatmaya Photoshop ile başlayalım.

{pagebreak::Camera Raw}

Camera Raw

Adobe Photoshop‘ta, Canon‘un Raw formatını işleyebilmek için Camera Raw adlı bir plug-in mevcut. Bu plug-in’i yükledikten sonra Photoshop, Canon’un Raw formatını okuyabiliyor. Canon’un Raw fotoğraflarının uzantısı CR2’dir. Nikon’da ise bu format .NEF’tir. Yani ortalıkta NEF ya da CR2 dosya formatında bir dosya görürseniz, kafanız karışmasın. Bunların ikisi de Raw fotoğraflardır.


Camera Raw’un arabirimi

Camera Raw ile birlikte fotoğrafın parametrelerini değiştirebilir, kamera kalibrasyonunu elinizden geldiğince düzenleyebilir, ton eğrisi ile oynayabilir, detayların belirginliği üzerinde değişiklikler yapabilir, kenar kararması gibi sorunları kolayca ortadan kaldırabilirsiniz.

CR2 dosyasına sağ tıklayarak Photoshop’u açalım. Burada karşımıza farklı bir pencere gelecek. Bu pencere, plug-in’in kendi arabirimi. Buradaki arabirim üzerinden fotoğrafın birçok parametresini kafamıza göre değiştirebiliriz. İşe, ilk ayarı anlatarak başlıyoruz…

{pagebreak::Temperature}

Temperature

Raw formatının en büyük avantajlarından birisi, kayıpsız olarak White Balance, yani beyaz denge ayarını değiştirebilmeye olanak sağlamasıdır.

Beyaz denge dediğimiz ayar, fotoğrafın sıcaklık değeridir. Tüm fotoğrafçılık terimleri, filmli makineler döneminden kalma olduğu için, elimizin altında bulunan dijital makinelerde sıcaklık faktörünün ne gibi bir etkisi olabilir diyebilirsiniz. Fakat filmli makine dönemindeki terimlerin hepsi, dijital fotoğrafçılıkta da geçiyor.


Sıcak bir fotoğraf

Fotoğraf makinelerinin hafızalarında, Tungsten, Daylight, Cloudy gibi önceden belirlenmiş sıcaklık değerleri vardır. Bunlardan birini seçerek fotoğraflarımızı çekeriz. JPEG fotoğraflarda, bu değeri herhangi bir yazılım ile değiştiremeyiz. Belki yazılım desteğiyle sanal filtreler koyularak benzer sonuçlar alınabilir fakat bu sefer de kalitesiz sonuçlar elde ederiz.

Raw fotoğrafımızda ise beyaz dengeyi sorunsuz bir şekilde değiştirebiliriz. Eğer dışarıya çıkıp Raw modunda fotoğraf çekmeye başlamışsanız, beyaz denge ayarıyla kafanızı karıştırmayın. Diğer ayarlara odaklanın. Zira Photoshop ile beyaz dengeyi baştan aşağıya değiştirebilirsiniz zaten.


Soğuk bir fotoğraf

Ayarın en sol tarafındaki değer en soğuk bölgeyi, en sağ tarafındaki değer ise en sıcak bölgeyi temsil ediyor. Ayarlar arasında önceden belirlenmiş olan sıcaklık değerlerini seçebilirken, “As Shot“, yani “Çekildiği Gibi” seçeneğinde de bırakabilirsiniz. Hiçbir ayar sizi tatmin etmiyorsa, el yardımıyla kendi ayarınızı oluşturabilirsiniz.

Minimum Temperature değeri 2000, maksimum Temperature değeri ise 50000‘dir.

{pagebreak::Tint}

Tint

İngilizcedeki Tint kelimesini Türkçeye “Ton” olarak çevirebiliriz. Bu ayar, bize fotoğraftaki renklerin beyaz ile karışım oranını gösterir. Bir rengin, beyaz ile karıştırıldığı anda dönüştüğü yeni rengini temsil eder. Tint ayarı burada, tahmin edebileceğiniz gibi fotoğrafın sıcaklık değerine göre tonlamasını belirler. -150 ile 150 arasında değer alır. Varsayılan değeri 4’tür.


Tint değerini artırırsak, renk tonları sıcaklığa bağlı olarak değişir

Tint ayarındaki çubuğu sola getirdikçe, fotoğrafın önce sarardığını sonra da  yeşerdiğini göreceksiniz. Tam zıttı yönde ise fotoğraftaki tonlar, giderek eflatuna doğru kayar. Tabii ki uç değerleri vermek, fotoğrafın gerçeklikten çıkmasını sağlayacaktır. Dolayısıyla bu ayar ile oynayacaksanız, ufak değişiklikler yapmanızda fayda var.

{pagebreak::Exposure ve Recovery}

Exposure ve Recovery 

Geldik bir fotoğrafın en önemli parametrelerinden birine. Exposure, Türkçeye “Pozlama” olarak çevrilmiştir. Bir fotoğraf, çekiliş aşamasındayken belli bir pozlamaya maruz kalır. O pozlama değeri uzun ise, fotoğraf uzun pozlanmış olur ve ortama göre daha parlak olur. Eğer uzun pozlamayı gece yapmışsanız fotoğraf, gece olmasına rağmen daha aydınlık gözükür.

Aynı şekilde, gündüz çekilen bir fotoğraf, gereğinden uzun pozlanmış ise çok parlak gözükür. Bu tür fotoğraflara ise Overexposed, yani; “Gereğinden Fazla Pozlanmış Fotoğraf” denir. Tersine ise Underexposed, yani; “Gereğinden Az Pozlanmış Fotoğraf” denir. Bulunulan ışık değerlerine göre tam dengede pozlanan fotoğrafa ise Perfect Exposure, yani; “Kusursuz Pozlama” denir.


Aynı fotoğrafın underexposed (solda) ve overexposed (sağda) durumları

JPEG fotoğraflarında bu pozlama değerini değiştirebilirsiniz fakat çoğu zaman piksel kaybı yaşanır. Özellikle karanlık fotoğrafların ışık değerini artırdığınızda, fotoğraf daha aydınlık gözükür belki fakat kayıp maksimuma yakın olur.

Raw fotoğraf formatının, kayıpsız değiştirilme imkanı sağladığı özellikler arasında exposure yoktu. Bu, yazılım desteği ile sonradan eklendi. Yani bir Raw fotoğrafının exposure değerini değiştirirken yine kayıp yaşanacak. Fakat bu kayıp oldukça (belki de gözle  fark edilemeyecek kadar) az olacak.

Tavsiyemiz; Raw fotoğraf çekerken, fotoğrafın overexposed ile perfect exposure arasında olmasını sağlayın. Yani tam gereken pozlama değerleri ile, gereğinden fazla pozlama değerleri arasında bir değer seçin. Zira bir fotoğrafı, olduğundan daha karanlık hale getirmek, olduğundan daha aydınlık haline getirmekten daha kolay ve avantajlıdır. Exposure değeri -2 ile +2 arasında değişir. -2, en karanlık değer iken +2 ise en aydınlık değerdir.


Burada ise perfect exposure, yani kusursuz pozlamayı görebilirsiniz

Recovery ise parlak ışığın etkisini azaltmaya yarar. Özellikle Güneş‘ten dolayı fotoğrafa yansıyan parlamaları veya yansımaları Recovery aracılığı ile düzeltebilirsiniz. Varsayılan olarak 0 değerinden başlar ve 100’e kadar çıkartılabilir.

{pagebreak::Fill Light ve Blacks}

Fill Light ve Blacks

Raw fotoğrafların en ilgi çeken yerlerinden birisi de fotoğrafın ışık gelmeyen yerlerini ışık ile doldurmak veya siyah bölgeleri daha siyah hale getirmektir. Diyelim elinizde çok güzel bir fotoğraf var, fakat fotoğraftaki gölgeler işinizi bozuyor. Bu durumda Fill Light değerini biraz artırarak, ışık olmayan yerlerin ışık ile dolmasını sağlayabilirsiniz.

Zifiri karanlık bir şekilde odanızın fotoğrafını çekerek bu ayarın ne kadar güçlü olduğunu kendiniz de test edebilirsiniz. Işığı ne kadar doldurursanız, noise, yani gürültü oranı da o kadar artar. Bunu unutmayın.


Fill Light’ı maksimum hale getirip siyahları artırırsanız
böyle bir sonuç çıkar ortaya

Blacks kısmında ise, isminden de anlayabileceğiniz üzere, fotoğraftaki karanlık bölgelerin daha da karaltılması imkanı kullanıcıya veriliyor. Kimi durumda siyahları daha da vurgulu bir şekle sokmak isteyebilirsiniz. Bu gibi durumlarda Blacks ayarıyla oynamanızı tavsiye ederiz.

{pagebreak::Brightness ve Contrast}

Brightness ve Contrast

Eğer daha önce bir fotoğrafı, herhangi bir yazılım aracılığı ile düzenlediyseniz, Parlaklık ve Kontrast adlı iki ayarı mutlaka görmüşsünüzdür. Brightness‘ın Türkçesi olan “Parlaklık“, pozlamadan farklı bir değerdir. Buradaki pozlama, tüm fotoğrafa eşit düzeyde uygulanan bir tür veri oluşturma/silme işlemiyken, parlaklık ise, fotoğrafın beyaz ve siyah bölgelerinin parlaklarını değiştirme işlemidir.


Solda fotoğrafın orijinali, sağda ise kontrastı artırılmış versiyonu

Kontrast ise, birçok fotoğrafta değiştirilen bir özellik. Hangi renk uzayını tercih ederseniz edin, çoğu durumda fotoğrafın kontrastını yeniden değiştirmek isteyeceksiniz. Kontrastın kelime anlamı zıtlık demektir ve fotoğaftaki ardışık iki renk arasındaki zıtlığı vurgulamaya yarar. Kontrastı artırırsanız, renkler arasındaki zıtlık da artacaktır.

Küçük değerlerideki kontrast artışı, fotoğrafa oldukça hoş bir görünüm katacaktır.

{pagebreak::Clarity ve Saturation}

Clarity ve Saturation

Clarity‘nin Türkçesi “Berraklık“. Bu değer oldukça önemlidir. Varsayılan olarak “0” konumunda bulunur. -100 ile 100 arasında değer alır. Fotoğrafın berraklık değerini buradan ayarlayabilirsiniz. Bu değeri maksimuma getirdiğinizde, objeler (ki Photoshop objeleri, bir seri piksel ile ardışığındaki diğer seri pikselin zıtlığından fark ediyor) arasındaki keskinlik artıyor.


Berraklığı azaltılmış bir fotoğraf

Fotoğrafınızda çok az bir hareketlilik varsa, yani titreklik var ama çok az ise, berraklığı artırarak bunu ortadan kaldırabilirsiniz. Aynı şekilde, berraklık değerini azaltarak, fotoğrafa tuval resmi görünümü katabilirsiniz.


Berraklığı artırılmış bir fotoğraf

Son iki değer, Vibrance ve Saturation değeri. Bu ikisi fotoğrafın renk doygunluğunu belirler. Bu değerleri ne kadar artırırsanız, renk verilerinin değeri o kadar artar. Tabii ki fotoğraf da gerçeklikten sıyrılır. Eğer renkli bir fotoğrafı siyah-beyaz yapmak istiyorsanız, bu iki değeri minimum değerlerine getirmelisiniz.

:: Bu makaleyi yararlı buldunuz mu?

Hulu’dan Yeni Oynatıcı!

İnternet üzerinden televizyon yapımlarını veya sinema filmlerini yasal bir şekilde izlemek isteyenlerin tercih ettiği sitelerin başında gelen Hulu‘nun yöneticileri, HTML5  teknolojisi ile ilgili güzel sözler söylememişti. Şimdi ise bu platform yeni oynatıcısı ile kullanıcıların karşısına çıkıyor.

Yeni oynatıcı, beklenildiği üzere HTML5 desteklemiyor. Fakat gerek tasarımı gerek işleviyle kullanıcılarının beğenisini toplamayı başardı. Ekran, %25 artırılarak 720×400 çözünürlüğe getirilmiş. Video oynamaya başladığı an tüm ikonlar gizleniyor.

Bir video izlerken, araya giren reklamlarda ses dengesi sağlanmış durumda. Ayrıca her reklamın altında, “Bu reklam sizinle alakalı mı?” sorusu soruluyor. Bu sayede toplanan veriler, ileriki günlerde kullanıcıya, ilgisini çekebilecek reklamları sunmak için kullanılacak.

:: Hulu hizmetinden hiç yararlandınız mı?

En Kötü 10 iPhone Uygulaması

Mobil dünyanın en kapsamlı mobil uygulama ve oyun mağazası konumundaki AppStore, iPhone’un en önemli gücü konumunda. Ne kadar saçma ve gereksiz olursa olsun AppStore üzerinde yer almayı başaran yazılımların bir şekilde ilgi gördüğü muhakkak.

 


200.000 civarında uygulamanın barındırıldığı AppStore’dan bugüne kadar 4 Milyardan daha fazla uygulama indirilmiş.

Ancak bu uygulamaların içinde öyleleri var ki saçma ve gereksiz sıfatı onlara fazla bile geliyor. Ancak saçmalığın popülaritesinden doğan bir getiri midir bilinmez bu yazılımlar kısa sürede ciddi indirilme rakamlarına ulaşmayı da başarmışlar aynı zamanda. İşte bugüne kadar AppStore’da yer almış en kötü 10 mobil uygulama…

{pagebreak::10. iGirl}

10. iGirl

Bir zamanların popüler oyuncağı sanal evcil hayvan beslediğiniz küçük oyuncakların modern hali olan iGirl, aslında yetişkinlere özel hazırlanmış bir uygulama. Sanal bir kız arkadaş sloganı ile duyurulan yazılım, ekrandaki karakterin dokunmatik ekran işlevleri, ivmeölçer fonksiyonu gibi özellikler ile çeşitli tepkiler vermesini sağlıyor.

{pagebreak::9. HangTime}

9. HangTime

Akıl almaz uygulamalardan bir tanesi de HangTime. Aslında bu yazılımın çok fazla bir işlevi bulunmuyor. Uygulamayı çalıştırıyorsunuz ve telefonu havaya atıyorsunuz. Telefonu tekrar geri yakaladığınızda yazılım görevini tamamlamış oluyor ve size ivmeölçerden yararlanılarak elde edilmiş özel bir skor sunuyor. Dostlarınızla bu oyunu oynamak istemezsiniz değil mi?

{pagebreak::8. SimStapler}

8. SimStapler

Ofislerin vazgeçilmez araçlarından biri olan zımba makineleri, teknoloji ile birlikte ne kadar değişim gösterebilir ki… Böyle düşünüyorsanız SimStapler isimli uygulama ile henüz tanışmamışsınız demektir. Uygulama bir zımba makinesi mantığında çalışıyor. Tabi ki sadece görsel ve işitsel olarak. Eğlence amaçlı tasarlanmış olan yazılım, kaç kez zımbaladığınızı da saymayı ihmal etmiyor.

{pagebreak::7. Pocket Heat}

7. Pocket Heat

0.99 $ bedelle AppStore’da yer alan bu uygulama bir çeşit elektrikli ısıtıcı mantığında çalışıyor. Ekranı bir çeşit radyatör gibi kullanan uygulama görsel olarak olduğu kadar sesli animasyonları ile de son derece başarılı. Yaratıcılıkta sınır tanımayan geliştiricilerin bu kez kayaya çarptığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bu yazılım da geliştiricisine güzel paralar kazandıran uygulamalardan biri.

{pagebreak::6. Hold The Button}

6. Hold The Button

Hold The Button aslında bir çeşit oyun. Parmağınızı en uzun süre sabit bir şekilde ekranda tutmaya çalışıyorsunuz. Yakaladığınız en iyi dereceyi online olarak tüm dünya ile paylaşabildiğiniz uygulamaya günde 250.000’den faza skor kaydı gönderiliyormuş.

{pagebreak::5. I Am Rich}

5. I Am Rich

Ekranda parlak kırmızı bir ışık göstermekten başka hiçbir işe yaramayan uygulama AppStore üzerinde ilk yer aldığı günlerde 999,99 dolarlık fiyat etiketiyle merak konusu olmuştu. Daha da ilginci ise yazılımın bu fiyat ile bir miktar satarak geliştiricisine kısa yoldan para kazandırmasıydı. Şu anda 0.99 $ fiyatla AppStore’da yer alan yazılım, ilk günlerinin de verdiği popülerlik sayesinde ilgi görmeye devam ediyor.

{pagebreak:: 4. iNap@Work}

4. iNap@Work

Akıl almaz uygulamalardan biri de iNap@Work. Uygulama çalışma esnasında küçük uyku molaları vermek ancak bu molalar esnasında çalıştığınız izlenimini oluşturmak için geliştirilmiş. Ofis ortamında sıkça duyabileceğiniz sesleri ayarlanabilir periyotlarda çıkaran yazılım son derece inandırıcı. iNap@Work isimli yazılım AppStore’da 0.99 $ ücretle yer alıyor.

{pagebreak::3. Taxi Hold em}

3. Taxi Hold em

Taxi Hold em adından da anlaşılacağı üzere bir çeşit taksi çevirme uygulaması. Ancak uygulama öyle tahmin ettiğiniz türden GPS’i, mobil interneti kullanarak çeşitli işlevler göstermiyor. Ekranı dikakt çekici bir taksi yazısıyla çevreleyen uygulama dilerseniz ıslak bile çalabiliyor. Taxi hold em AppStore’dan ücretsiz olarak indirilebiliyor.

{pagebreak::2. CalmCandle}

2. CalmCandle

Görselden de anlaşıldığı gibi CalmCandle isimli uygulama ekranda yanan bir mum oluşturmaktan başka bir işe yaramıyor. AppStore’da 4.99 $ bedelle satılan yazılım saçmalığı ile popüler olmuş yazılımlardan biri.

{pagebreak::1. Baby Shaker}

1. Baby Shaker

En kötü iPhone uygulaması olmayı hak ettiğini düşündüğümüz yazılım ise Baby Shaker. Ekrana gelen bebeklerin ağlamalarını durdurmak için telefonu hafifçe sallamanız ve bebeğin uykuya dalmasını sağlamanız gerekiyor. Telefonu çok hızlı ve sert bir şekilde salladığınızdaysa bebek ölüyor.

:: Sizin kötü olarak nitelendiğiniz iPhone uygulamaları neler?

İşte Dünyanın En Gerçekçi Oyunu

80‘li yılların popüler platform oyunlarının isimleri ve karakterleri farklı olsa da amaç hep aynıydı. Bazen dünyayı bazen bir prensesi bazen ise ailemizin kötülerin elinden kurtarıyorduk. Hiç bir karşılık beklemeden oradan oraya koşturduğumuz bu oyunlar bir döneme damgasını vurduk.

#http://video.shiftdelete.net/y/cb8bea1efb394f1fc50956f86a4a4034.flv#

Gerçek kurallar oyunlarda geçerli olsaydı?

Platform oyunlarını bitirdiğimiz zaman ise karşılaştığımız tek şey kuru bir teşekkür mesajıydı. Yıllardır bu durum içinizde ukte kaldıysa o zaman Dan ile tanışın. Olaya mizahi şekilde bakan bir grup Dan adlı karakterin macerasını anlatan bir video hazırladık.

Saysız düşmanı dövüp prensesi kurtaran Dan‘i diğer oyun karakterlerinden ayıran çok büyük bir özellik var. Çünkü bu videodaki oyun gerçek dünyanın kurallarıyla hazırlanmış. Bakın, oyun karakterleri bitiş ekranından sonra neler çekiyor?

:: Oyunlar bu kadar gerçekçi olsaydı onlardan soğur muydunuz?