Mars için şimdiden uçaklar tasarlanmaya başlandı!

Nisan 2021’de NASA, Ingenuity Mars helikopteri ile yeni bir çağ başlattı. Bu sayede kızıl gezegeni yukarıdan da tarayabilen NASA, önemli bir gelişme daha kaydetmiş oldu. Şimdi ise Arizona Üniversitesi araştırmacıları bu durumu bir adım daha öteye taşımaya hazırlanıyor.

Motorsuz uçak Mars’ta günlerce süzülebilecek

Üniversite’de mühedislerin başında olduğu bir ekip Mars yüzeyinde süzülebilecek motorsuz bir planör için çalışmalar yürütüyor. Aerospace dergisinde bu ay yayınlanan bir makale, yüzey gezicileri ile yörüngedeki uzay aracı arasındaki bilim-gözlem boşluğunu doldurabilecek bir Mars planörünün ön tasarımını ortaya koydu.

NASA, Mars gizemini çözmek için yardımınızı istiyor

NASA, Mars gizemini çözmek için yardımınızı istiyor

NASA, Mars'ın atmosferiyle ilgili gizemi çözmek için sizlerden yardım istiyor. NASA, yardım sayesinde birçok ipucuna ulaşacak.

Bahsi geçen uçak sensörler ve kameralarla donatılacak. Mars yüzeyinde saatlerce hatta günlerce uçması beklenen bu motorsuz uçak, rüzgar enerjisini kullanacak. NASA araştırma bilimcisi Alexandre Kling, Perşembe günü Arizona Üniversitesi’nde yaptığı açıklamada, Mars yüzeyi ile atmosferinin arasındaki ilk birkaç kilometresine dikkat çekti:

“Yüzey ve atmosfer arasındaki tüm alışverişlerin gerçekleştiği yer burası. Burası tozun toplandığı ve atmosfere gönderildiği, eser gazların karıştığı, büyük ölçekli rüzgarların dağ vadisi akışlarıyla modülasyonunun gerçekleştiği yer. Ve bununla ilgili çok fazla veriye sahip değiliz.

Arizona Üniversitesi ekibinin konsept uçağı, 3.4 metre kanat açıklığa ve sadece 5 kilogram ağırlığa sahip. Başka bir Mars görevi ile birlikte yollanabileceği düşünülen uçak, kızıl gezegende oldukça faydalı olabilir. Uçağın aynı zamanda kolay taşınması için katlanabilir yapıda tasarlandığı belirtiliyor.

Mars, uçuşu zorlaştıran ince bir atmosfere sahip ancak Ingenuity, tüm bunlara rağmen kontrollü uçuşun mümkün olduğunu ortaya koydu. Güneş enerjisi ile çalışan bu araç oldukça heyecan verici olsa da maalesef uzun mesafeler katedemiyor. Mars helikopteri aynı zamanda yüksek irtifalara çıkma konusunda da çok başarılı değil.

NASA, yeni planör ile Mars’taki araştırmalarına hız verecek gibi görünüyor. Peki siz Mars semalarında süzülecek bu uçak hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.

Nothing Ear (1) şeffaf kulaklık yenilendi!

OnePlus’ın kurucu ortaklarından Carl Pei tarafından geliştirilen ve şeffaf tasarımı ile dikkat çeken Nothing Phone (1) yakın zamanda tanıtılacak. Bu dikkat çeken telefonun birçok detayı şimdiden ortaya çıkmış durumda. Şeffaf tasarımlı telefon için bekleyiş sürerken, Nothing şeffaf kulaklık modelini de yeniliyor.

Nothing Ear (1) yeni tasarıma kavuştu

Geçtiğimiz yıl tanıtılan Nothing Ear yeni bir kutu ile birlikte yoluna devam edecek gibi görünüyor. Yeni kulakiçi kulaklık tasarım anlamında da küçük değişikliklere ev sahipliği yapacak. Geçtiğimiz sene tanıtılan versiyonla hemen hemen aynı görünen yeni model, detaylarda ise selefinden ayrılıyor.

Nothing Phone (1) fiyatı Amazon’da görüldü

Nothing Phone (1) fiyatı Amazon’da görüldü

OnePlus'ın kurucu ortağı Carl Pei tarafından geliştirilen, şeffaf tasarımı ile öne çıkan Nothing Phone (1) fiyatı ile Amazon'da boy gösterdi!

Yeni versiyonda, kulaklığın alt kısmında bundan böyle bir yerine iki nokta yer alacak. Bunun yanı sıra “Nothing Ear (1)” yazısının yerini “Ear (1) Stick“e bıraktığını görüyoruz. Kulaklıktaki en büyük değişim şimdilik bunlar gibi görünürken, ortaya çıkan görselde silikon kulaklık uçlarının görünmemesi ise kafaları karıştırdı.

Kulaklığın silikon uçlar olmadan gelme ihtimali böylelikle güçlenmiş oldu. Ancak bu görselin açısı da bizleri yanıltıyor olabilir. Eğer Nothing Ear, silikonsuz bir şekilde karşımıza çıkarsa bu fiyat olarak da daha düşük seviyeleri işaret ediyor olabilir. Tıpkı silikon uçlara ve aktif gürültü engelleme özelliğine sahip Apple AirPods Pro‘nun silikon uçsuz AirPods‘tan pahalı olduğu gibi Nothing Ear’da da benzer bir politika izlenebilir.

Ancak en büyük değişiklik ise kulaklığın kutusunda olacak gibi görünüyor. Önceki modeldeki kare formlu şeffaf tasarım, yenilenen versiyonda yerini dikdörtgen bir türevine bırakıyor. Daha ince fakat daha uzun tasarımı ile yeni kulaklık kutusu cebe daha kolay sığacaktır.

Nothing’in henüz yeni kulaklığını ne zaman tanıtacağını bilmiyoruz. Ancak yeni kulaklığı Nothing Phone ile birlikte 12 Temmuz tarihinde görme şansımız oldukça yüksek. Peki siz Nothing’in şeffaf kulaklık modeli hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.

Microsoft bile beklemiyordu! Windows 11 hızla büyüyor

Microsoft’un kullanıcılarını Windows 11’e geçirme çabalarına rağmen, Windows 11 kullanım oranındaki artış son aylarda oldukça yavaşlamıştı. Fakat ortaya çıkan yeni analiz, Windows 11’in benimsenme oranı nihayet yeniden yükselmeye başladığını gösterdi.

Windows 11, kullanım oranı ile Windows 10’u kovalıyor

Popüler uygulama ve oyunların kullandığı reklam ağı AdDuplex tarafından hazırlanan yeni rapor, Windows 10 ve Windows 11’in pazardaki son durumunu ortaya çıkardı. Mayıs ayını ele alan analizdeki rakamlar, AdDuplex’in incelediği cihazların yüzde 23’ten fazlasının Windows 11’e sahip olduğunu gösterdi.

Nisan ayının verileri Windows 11’in yüzde 19,4’lük bir pazar payına sahip olduğunu göstermişti. Yani Mayıs ayı itibarıyla yüzde 23,1’e genişleyen Windows 11 kullanım oranı, bir önceki aya kıyasla kabaca 4 puan artmış gibi duruyor.

Windows 11’li Xiaomi Book S, performans testinde!

Windows 11’li Xiaomi Book S, performans testinde!

Geçtiğimiz günlerde düzenlenen etkinlikte vitrine çıkan Xiaomi Book S, Geekbench'te ortaya çıktı. İşte ayrıntılar...

Sadece Windows 10 ve 11 yüklü cihazları ele bu rapor, nihayet her beş bilgisayardan en az birinde Windows 11 kurulu olduğunu gösterdi. Microsoft’un kullanıcıları yeni işletim sistemine geçirme çabaları nihayet sonuç vermeye başlamış gibi duruyor.

En yeni işletim sistemi kullanıcılara dokuz ay önce açıldı. Dokuz ay içerisinde yüzde 23,1’e ulaşmak biraz yavaş gibi görünse de, son bir ay içerisinde yüzde 4 artış yaşaması dikkatlerden kaçmadı. Karşılaştırma yapmak gerekirse Windows 10, ilk 12 ayda yüzde 38’lik bir paya sahip olmayı başarmıştı.

Araştırma firması StatCounter tarafından yapılan küresel Windows kullanım raporu ise Windows 11’in tüm Windows sürümleri arasında üçüncü sırada olduğunu ortaya koydu. Mayıs ayı itibarıyla yüzde 10 paya sahip olan Windows 11’in hemen önünde ise sırasıyla Windows 7 (yüzde 13) ve Windows 10 (yüzde 71) yer aldı.

Windows 11, bir süre boyunca Windows 10 kadar popüler olamayacağını bilsek de, yakın zamanda Windows 7’yi geçecek gibi duruyor. Bu kullanım artışında başlıca Microsoft’un kullanıcıları yeni işletim sistemine yönlendirmesi yatıyor.

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi yorumlar kısmında paylaşabilirsiniz.

Vakalar arttı, koronavirüs aşıları için yeni doz tartışması başladı

Koronavirüs salgını halen etkisini yitirmemiş olsa da hem ülkemizde hem de dünyada tüm tedbirler kalktı. Buna karşın Covid-19 vakaları artış göstermeye devam ediyor. Bu anlamda Amerikan Federal İlaç ve Gıda Dairesi FDA, Moderna ve BioNTech/Prifizer koronavirüs aşıları için güncelleme istedi.

ABD’den koronavirüs aşıları için ek doz isteği

Koronavirüs salgını aşılar sayesinde etkisini yitirmiş olsa da tüm dünyada aşılamanın yetersiz olması, halen hastalığın yayılmasına neden oluyor. ABD’de ise FDA, Prfizer ve Moderna gibi ilaç firmalarından ülkede kullanılan iki koronavirüs aşısı için güncelleme yapmasını istedi.

Koronavirüs vaka sayılarının artması sonrası, koronavirüs aşıları için ek doz tartışması yeniden başladı

Buna göre mevcut Covid-19 aşıları Omnicron varyantı BA.1’i hedefleyecek yapıda. Ancak ABD’de ve dünyanın birçok yerinde Omnicron BA.4 ve BA.5 varyantları etkin durumda. FDA, BioNTech/Prfizer ve Moderna aşılarının bu versiyonlar için güncellemesini istedi.

Türkiye, uzaya gitmek için ABD ile el sıkıştı!

Türkiye, uzaya gitmek için ABD ile el sıkıştı!

TUA (Türkiye Uzay Ajansı) ve ESEN Sistem, ABD'nin dünyaca ünlü uzay şirketi Sierra Space ile uzun vadeli ortaklık kurdu.

BioNTech ve Moderna ise koronavirüs aşılarının Omnicron BA.1 versiyonu içinyüksek bağışıklık sağladığına ilişkin verileri de yayınladı. Bu anlamda iki firma daha önce Omnicron BA.1 varyantı için aşıyı güçlendirmiş ve ek doz üretimi yaptı. FDA’da aşıların temelini oluşturan Spike proteinlerinin bu versiyonlara uyum sağlayacak şekilde yeniden üretilmesini tavsiye etti. Yine burada firmalar yeni bir doz yerine çok ek bir doz hastalığın önüne geçmeye çalışacak.

Şu an için ABD’de vakaların yüzde 52’lik kısmı BA.4 ve BA.5 varyantından kaynaklı. Gelecek haftadan itibaren ise bu rakamın katlanarak artması bekleniyor.

Aşı firmalarının bu yeni versiyonlara karşı yeni güçlendirilmiş aşıları ise ne zaman hazır hale getireceği belirsiz. FDA ise sonbaharda aşıların yeni versiyonlarının hazır olması gerektiği görüşünde.

Türkiye’de ise haftalık koronavirüs tablosunda vaka sayısı 26 bine kadar çıktı. Geçen hafta ise bu rakam 10 bin civarındaydı. DSÖ ise bir çok ülkede artan vaka sayıları sonrası pandeminin henüz bitmediğini açıkladı.

Ülkemizde ise Sağlık Bakanlığı, hangi varyantın etkili olduğuna dair verileri paylaşmıyor. Ancak tahminler Türkiye’de de Omnicron BA.4 ve BA.5 varyantının artmaya başladığı yönünde. Bu hafta ikiye katlayan koronavirüs vaka sayıları sonrası Türkiye’de ve dünyada tedbirlerin yeniden gelip gelmeyeceği ise merak konusu. Bu anlamda tedbirler geri gelmese bile koronavirüs aşıları için yeni bir ek doz uygulaması ile karşı karşıya kalabiliriz.

Lenovo, yeni çağa yönelik çözümler geliştirmeye devam ediyor!

0

Teknoloji, gelişmeye ve hayatımıza etki etmeye devam ediyor. Özellikle teknoloji altyapı çalışmaları, biz farkında olmadan yaşam kalitemize etki ediyor. Örneğin Lenovo gibi şirketler, yeni çağa yönelik çözümler için erkenden çalışmalar yapıyor. Peki bu yatırımlar ne durumda? Lenovo Türkiye Infrastructure Solutions Group Genel Müdürü Burç San, merak edilenleri yanıtladı.

Lenovo Türkiye Infrastructure Solutions Group Genel Müdürü merak edilenleri cevapladı!

  • Lenovo Altyapı Çözümleri Grubu (ISG) olarak hizmetleriniz hakkında detaylı bilgi verebilir misiniz?

Lenovo Altyapı Çözümleri (ISG), Intel® ile güçlendirdiği sunucuları, depolamayı, ağ ürünlerini, yazılımları ve hizmetleri kapsıyor. Dünyadaki teknolojik dönüşüm sürecinde Lenovo, 2014 Yılı’nda 3 güçlü strateji benimsedi. 

Lenovo Türkiye

Üç stratejiden en önemlisi, ise yeni teknolojilerin olanak sağladığı günümüz fırsatlarını değerlendirmek ve “Cihaz + Bulut” ve “Altyapı + Bulut” alanlarına daha çok odaklanmaktı. Bu strateji kapsamında, Lenovo içinde yeni bir yapılanmaya gidildi ve “Lenovo Infrastructure Solutions Group” yani ISG bağımsız ayrı bir şirket olarak hayata geçti.

2017 yılında, Intel®’de 25 yıllık veri merkezi yönetimi deneyimine sahip, sektörün duayenlerinden Kirk Skaugen’in Lenovo’ya ISG yatırımının başına geçti. Hem pazar için hem de Lenovo için önemli bir dönem başlamış oldu.

  • Altyapı Çözümleri Grubu olarak teknoloji alanında nasıl yatırımlar yapıyorsunuz?

Dünyanın en eksiksiz akıllı cihazlar ve altyapı portföyünü tasarlayarak ve inşa ederek dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca kullanıcı için daha iyi deneyimler ve fırsatlar yaratmak için Akıllı Dönüşüm’e de öncülük ediyoruz. Altyapı Çözümleri Grubumuz bilişim teknolojilerinin modernizasyonuna öncülük ediyor.

Altyapı Çözümleri Grubu (ISG), uç noktadan buluta bilişimi desteklemeye yönelik olarak sektörde öncü yeni Intel® ile güçlendirilmiş ThinkSystem ve ThinkAgile hiper yakınlaştırılmış altyapı (HCI) çözümleri sunuyoruz.  

Lenovo’nun, sanal masaüstü altyapısı (VDI), veri tabanı ve analiz, yapay zeka gibi zorlu bulut iş yüklerini çalıştırmak için özel olarak optimize edilmiş yeni çözümleri, veri bütünlüğü ve cihaz yazılımı tehditlerine karşı koruma sağlamak için bütünleşik güvenlik özellikleriyle karşımıza çıkıyor. 

  • Pandemi ile birlikte hızlanan dijitalleşmenin avantajları neler oldu?

En azından şimdilik geleneksel bir işyerine olan bağımlılığımız azaldı. İşletmeler, uzaktan çalışanların ve ademi merkeziyetçi ofislerin nasıl başarılı olabileceğini gördüler ve dijital dönüşüm bu değişimin merkezinde yer alıyor.

 Artık sanal ortamlarda yapılan işlerin çoğu ile şirketlerin veri yönetimi süreçlerini dijitalleştirme ihtiyacı hızlandı. Kuruluşlar, verileri daha verimli bir şekilde analiz etmek ve işlemek için tutarlı bir veri yönetimi sistemi uygulamanın devam eden zorluğuyla karşı karşıya kalırken, aynı zamanda tüm konumlardan erişilebilir ve eyleme geçirilebilir olmasına izin veriyor.

Intel® ile güçlendirdiğimiz sunucularımızda verilerimiz artık sınırlı sayıda kaynaktan alınan yüksek düzeyde yapılandırılmış bilgiler değil. İş liderlerinin şu anda karşı karşıya olduğu gerçeklik, çeşitli biçimlerde ve çeşitli kaynaklardan gelen verilerin işlenme ve depolanma biçimine daha fazla önem vermeye evrilmiştir. Bu, güvenli, esnek ve çevik veri yönetimi sağlamak için Lenovo ThinkSystem DM Serisi Depolama Yöneticisi İşletim Sistemimizde gördüğümüz gibi platformlara, araçlara ve flash dizisi teknolojisine olan talebi artırdı.

  • Akıllı Dönüşüm tam olarak neleri kapsıyor?

Basitçe söylemek gerekirse, Akıllı Dönüşüm, yapay zeka (AI) ile desteklenen cihazlar ve veri merkezi altyapısı, güçlü çözümler oluşturmak için birlikte çalıştığında ne olduğunu açıklar. Bu çözümler müşterilerin hayatlarını iyileştirmeye yardımcı oluyor ve sektörleri ileriye taşımaya devam ediyor. Benzersiz bir şekilde işleri daha hızlı, daha ucuz, daha iyi ve daha kişisel hale getirmemize izin veren çözümleri kapsıyor. Önümüzdeki yakın gelecekte “Akıllı Dönüşüm”, hayal edilemeyen iş modellerinin önünü açacak.

  • Gelecek hedeflerinizden söz eder misiniz?

Öncelikle amacımız, dünyanın ilk 3 en büyük Data Center sağlayan üreticisinden biri olmak. Müşteri memnuniyeti ve güvenilirliği konusundaki liderliğimizi sürdürmeyi hedefliyoruz. Lenovo olarak inovasyona bağlılığımız doğrultusunda herkes için daha akıllı teknolojilere odaklanmayı sürdüreceğiz. Son kullanıcı ihtiyaçlarını karşılayabilmenin ve teknolojik gelişmelere ayak uydurmanın bu sektörde başarılı olabilmenin temel şartlarından biri olduğunu düşünüyoruz. Bu yönde yenilikçi adımlar atıyoruz, yapay zeka yatırımlarımızı sürdürüyoruz.

  • Lenovo’nun dünyada ve Türkiye’de yapay zeka ve teknolojinin geleceğine yatırımlarından bahseder misiniz?

Geleceğin teknolojilerine baktığımızda, nesnelerin interneti, yapay zeka ve veri analitiği kavramlarının daha da ön plana çıkacağını görüyoruz. Dünya Ekonomik Forumu’nun araştırmalarına göre, önümüzdeki 10 yıl içinde dijital teknolojilerin yarattığı ekonomik değerin 100 trilyon doları aşması bekleniyor.

Yapay Zeka Endeksi 2019 Yılı Raporu’na göre, 2019’da özel sektörün küresel çaptaki yapay zeka yatırımı 70 milyar doları aştı. Lenovo olarak daha akıllı teknolojilere ve inovasyona odaklanırken yapay zeka için yılda 1, 6 milyar dolar yatırım yapıyoruz. Önümüzdeki yıllarda AR, VR, Supercomputing, yapay zeka ve 5G’nin daha fazla hayatımıza gireceğini ve yaygınlaşacağını düşünüyoruz.

ISG olarak müşteri deneyimini iyileştiren ve onları güçlendiren yenilikçi teknolojilere yatırım yapmayı sürdürüyoruz. Geleceğe yatırım ve inovasyon kalemlerimizin başında gelen konu “yapay zeka.”

Araştırma merkezlerine, “Müşteri İnovasyon Merkezleri’ne” yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Hem işimizi hem de müşterilerimizin hayatlarını kolaylaştıracak yeni yapay zeka teknolojileri geliştiriyoruz.

Araştırmacılar, olumsuz iklim değişikliklerini hafifletmeye yardımcı olmak için, sel veya kuraklıktan etkilenebilecek tarımsal bölgeleri ve mahsulleri incelemek ve bu bölgeleri önceden belirleyebilmek için, “Jeo-Uzamsal Görüntü Analizi” ve “Lenovo Yapay Zeka İnovasyon Merkezimiz’i “kullanıyor.

Yapay zeka, geleneksel iş stratejileri ve bilimsel araştırmalar üzerinde şimdiden derinlemesine bir etki yaratıyor ve üst düzey liderlerin çoğu, bu konuyu bir öncelik olarak kabul ediyor. Biz de yeni açtığımız küresel yapay zeka inovasyon merkezlerimiz ve kapsamlı ürün ve hizmet portföyümüzle kritik yapay zeka sistemlerini hayata geçirmeyi sürdürmekte kararlıyız.

Şu an yapay zekanın en önemli ticari ya da insani sorunların çözülmesine yardımcı olması için üç yeni yapay zeka inovasyon merkezini işletiyoruz.

  • Morrisville(ABD), Stuttgart(Almanya), Pekin’de(Çin) bulunan bu merkezlerde, Lenovo’nun 100’den fazla veri bilimi uzmanı ve uzman yapay zeka geliştiricisi çalışıyor.
    • Hastalığın ilk aşamasında, tümörleri saptamak, sınıflandırmak ve teşhis konulmasında doktorlara destek sağlamak için kullanılabilecek hasta görüntüleme ve tetkik / tarama gibi yapay zekanın olanak sağladığı çözümler tasarlamak üzere uğraşıyorlar.
  • Yapay zekanın veri yönetimindeki rolü ve avantajları nelerdir?

Yapay zeka veri yönetiminde daha fazla otomasyon ve tahmin sağlar. Depolama sağlayıcıları, kurumsal veri yönetimi sistemlerinde otomatikleştirilmiş yetenekler oluşturmak için giderek daha fazla yapay zeka ve makine öğrenimine yöneliyor. Bu, kapasite gereksinimlerini izlerken daha yüksek verimlilikten önceden var olan verilerinizi tahmine dayalı analitik için kullanmaya ve sorunların gerçekleşmesini engellemeye kadar her şeyi içerebilir. 2021’de, işletmelerin veri altyapısı yönetimi boyunca insan müdahalesini azaltmaya devam etmesi, bunun yerine bu sorunları ele almak için akıllı yazılım çözümlerine ek sorumluluk yüklemesi muhtemeldir.

Veri Merkeziniz, AI yapılanmanızın kalbi olarak görülmelidir ve bu nedenle yüksek performansı gerektirir. Flash tabanlı yatırımlarınız, model eğitimi için nöral ağlara veri beslemede olduğu ön-işlemeden, performans darboğazlarına kadar sorunları ortadan kaldırabilir ve AI iş yüklerini basitçe hızlandırabilir.

Yapay zeka yeteneklerinden etkin bir şekilde yararlanarak işletmeler, özellikle gözetim, performans ve güvenlik gibi alanlarda veri yönetimlerinin verimliliğini büyük ölçüde artırabilirler. Yeni nesil uygulamalar ve dijital dönüşüm projelerinin halihazırda hayata geçirilmesiyle birlikte, makine öğrenimi teknikleri, yapay zeka desteği olmadan mümkün olandan daha doğru içgörüler elde etmek için sürekli artan veri kümelerini analiz etmenize olanak tanır.

  • Yakın gelecekte 5G teknolojisinin yaygınlaşmasıyla bizleri neler bekliyor?

5G ağının kullanılabilirliği, birçok farklı işletme operasyonu için çok önemli hale gelmek üzere. 5G’den yararlanan IoT(nesnelerin interneti) cihazlarının doğal büyümesiyle, oluşturulan ve analiz edilen verilerin hızı, uç(edge) konumlarda yüksek performanslı, düşük gecikmeli depolama ihtiyacını artıracak.

5G, daha gelişmiş, veriye aç uygulamalar geliştirmek için katalizör görevi görecek ve bu da kurumsal sistemlerin verileri yıldırım hızında işlerken çalışır kalmasını sağlayacak. Buna karşılık, kurumsal iş modelleri, özellikle son kullanıcılara ve müşterilere sunulan hizmetlerle ilgili olduğu için buna uyum sağlaması gerekecektir. Bu nedenle, sağlam, güvenli ve yüksek verimli veri yönetimi çözümleri, bir 5G ağının iş operasyonlarına sunduğu muazzam potansiyelden yararlanmak için merkezi bir bileşen olacaktır.

  • Lenovo olarak veri merkezlerinin çevresel etkilerini azaltmak için ajandanızda neler var?

Her yıl yaklaşık 40 milyon ton elektronik atık üretiliyor ve bu toplam toksik atığımızın %70’ini oluşturuyor. Dahası, dünyadaki veri merkezlerinin 2030 yılına kadar dünya elektriğinin %13’ünü tüketeceği tahmin ediliyor. Tüm bunlar, veri toplama, depolama ve nihayetinde elden çıkarma döngüsü yoluyla israflı depolama uygulamalarının sınırlandırılmasının giderek büyüyen bir sorun olduğu anlamına geliyor.

Bulut tabanlı teknolojilerin ve Lenovo’nun Varlık Kurtarma Hizmeti gibi sistemlerin ortaya çıkışı, artık organizasyonları sunucu odalarına olan bağımlılıklarını azaltmaya teşvik ediyor. Ancak ortaya çıkan çevresel etkilerle mücadele etmek için daha fazla önlem alınması gerekecek.

İş liderlerinin, yalnızca daha sürdürülebilir sistemleri teşvik ederek değil, aynı zamanda tüm aşamalarda e-atığı azaltmak için veri merkezlerinin genel verimliliğine odaklanarak, verileriyle ilgili olarak karbon ayak izlerini azaltmaya daha fazla önem vermeleri gerekir. Veri depolama yıldan yıla daha verimli hale geldikçe, verileri yeniden kullanma ve geri dönüştürme becerisine sahip olmak, ileriye dönük daha sürdürülebilir veri yönetimi uygulamalarının oluşturulmasına yardımcı olabilir.

Bazı borsalar kripto çöküşünden sonra iflas etti

Kripto paraların dev çöküş yaşaması yatırımcılar kadar şirketleri de zora sokuyor. Özellikle kripto para borsalarının elinde tuttukları dijital varlıklar, şirketlerin neredeyse yarı yarıya değerini kaybetmesine yol açtı. En büyük borsalardan biri olan FTX’in CEO’su ise bazı firmaların çoktan battığını iddia etti.

FTX CEO’su: Birkaç kripto borsası gizlice iflas etti

Yakın tarihli bir röportajda FTX CEO’su Sam Bankman-Fried, bazı küçük kripto borsalarının “gizlice iflas ettiği” söyledi. Ayrıca yatırımcıları da daha fazla şirketin kripto çöküşü yüzünden batmanın eşiğinde olduğu konusunda uyardı.

FTX TR

Forbes ile yeni bir röportaj yapan kripto para borsası FTX’in yöneticisi Bankman-Fried, kripto dünyasındaki dalgalanmayı değerlendi. Son iki yılda yaşanan kripto yükselişinin sert bir şekilde çakıldığını ve yatırımlar için bir dizi felaketi beraberinde getirdiğini söyledi.

Kripto piyasasına müdahale: Binance’den Bitcoin seferberliği!

Kripto piyasasına müdahale: Binance’den Bitcoin seferberliği!

Kripto para piyasasında yaşanan büyük çöküşün ardından Binance duruma el attı ve yüklü miktarda Bitcoin aldı.

FTX CEO’su Sam Bankman-Fried, kullanıcılarına ödeme sağlayan bazı firmaların iflas bayrağını çekmeye hazırlandığını belirtti. Forbes’a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

Zaten gizlice iflas etmiş bazı üçüncü kademe borsalar var. Temelde çok ileri giden şirketler var ve bilançoda önemli bir boşluk yaşıyorlar. Düzenleyici sorunlar veya kurtarılacak çok fazla iş kalmaması gibi nedenlerle onları durdurmak kolay değil.”

Aslında bu açıklama, FTX’in diğer şirketlerle olan bağlantısını da ortaya koydu. FTX daha önce kripto para firması Voyager Digital ve BlockFi’yi 800 milyon dolarlık kefaretle batmaktan kurtardı. Her iki şirkete de nakit para ve Bitcoin finansmanı sağladı.

bitcoin-deger-kaybi

Pandemi etkisiyle dünyayı saran küresel ekonomik kriz, kripto para piyasasında da kendini hissettirdi. Bir süredir düşüşte olan kripto para piyasası, son zamanlarda yatay bir grafik izliyor.

Siz kripto paraların düşüş yaşaması hakkında ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi yorumlar kısmında paylaşabilirsiniz.

Wear OS 3.5 ve One UI Watch 4.5 beklentiyi aştı!

Google’ın Wear OS 3’ü tanıtmasının üzerinden neredeyse 1 yıl geçti. Bu süre içerisinde beklenildiği kadar hızlı bir şekilde diğer üreticiler tarafından kullanılmadığını görüyoruz. Fakat şirket, önümüzdeki dönemde kendi akıllı saatini tanıtacak. Bu nedenle geliştirmeye ve güncellemeye devam ediyor. Bugün ise Wear OS 3.5 ve One UI Watch 4.5 için bazı görseller sızdırıldı.

Wear OS 3.5 ve One UI Watch 4.5 nasıl gözükecek?

Bugün, yapmış olduğu sızıntılarla öne çıkan evleaks isimli bir Twitter kullanıcısı, Wear OS 3.5 ve One UI Watch 4.5 için bazı görseller paylaştı. Bu işletim sistemlerinin şimdiye kadar nasıl göründüğü bilinmiyordu. Fakat paylaşım oldukça detaylı bir şekilde yakından bakmamızı sağladı.

Wear OS 3.5 kullanan cihazların hem dokunmatik hem de butonlar ile sistemi kontrol edebildiğini görüyoruz. Android arayüzüne benzeyen bu sistemde, akıllı telefonlarda yer alan birçok ayarı bulmak mümkün. Buna ekranın kontrast ve renk ayarından çağrı ve hoparlör ekolayzır ayarlarına kadar pek çok şey dahil.

Apple Watch Series 8, beklenen performansı sunamayacak! İşte nedeni

Apple Watch Series 8, beklenen performansı sunamayacak! İşte nedeni

Bloomberg editörü Mark Gurman, Power On haber bülteninde yaklaşan Apple Watch Series 8 modelinin beklenen performansı sunamayacağını söyledi.

Buna ek olarak, Samsung’un One UI Watch 4.5 ile birlikte yuvarlak akıllı saat ekranlarını daha kullanılabilir bir hale getirdiğini görüyoruz. Burada sesli asistandan mesaj yazmaya kadar birçok şeyin nasıl yapılacağı detaylı olarak gösteriliyor.

Wear OS 3.5 ve One UI Watch 4.5

Her iki sistemin de kendine göre avantajları ve dezavantajları olacaktır. Fakat Google’ın büyük bir ilerleme kaydettiği belli oluyor. Özellikle ilk akıllı saatler çıktığında sorulan telefona bir alternatif olabilir mi sorusunun ilerleyen yıllarda tekrar gündeme geleceği anlaşılıyor.

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!

iPhone 14 gecikecek mi? Mağazalar şimdiden sıraya girdi

Apple tarafından önümüzdeki sonbaharda yapılacak etkinlik ile duyurulması beklenen iPhone 14 serisi, şimdiden büyük ilgi odağı olmayı başardı. Apple analisti Ming-Chi Kuo’nun açıklamasına göre, 2022 model iPhone’a olan talep iPhone 13’ü solladı.

iPhone 14 için ön ödeme fiyatları iki katına çıktı

Analist Ming-Chi Kuo, Çin’deki teknoloji distribütörleri ve perakendecileriyle yaptığı son toplantının detaylarını paylaştı. Mağazaların ve distribütörlerin iPhone 13 modellerine kıyasla iPhone 14 için çok daha yüksek miktarlarda ön ödeme yaptığını söyledi.

Ekim veya Kasım ayında duyurulmadan önce stok sorunların aşmaya çalışan Çinli mağazalar, iPhone 13’ten “önemli ölçüde daha yüksek” depozito ödedi. Hatta bazı bölgelerdeki Apple distribütörleri ve perakendecilerinin iki kat daha fazla ön ödeme yaptığı iddia edildi.

iPhone şarj girişi AB dışında da Type-C oluyor!

iPhone şarj girişi AB dışında da Type-C oluyor!

AB ve ABD'nin ardından bir ülke daha iPhone modellerinin Type-C bağlantı noktasına geçmesine karar verdi. İşte o ülke...

Apple’ın yıllardır Çin’in akıllı telefon pazarında birinci sırada olduğunu biliyoruz. Hatta Çinli kullanıcıların iPhone 13 modeline gösterdiği talep, tüm zamanların zirvesine ulaşmıştı. 2022 boyunca da devam eden bu satış başarısı, Apple’ın rekor üstüne rekor kırmasına yol açtı.

Bundan dolayı Çinli mağazaların iPhone 14 stoklarını garantiye alma isteğini gayet normal karşılıyoruz. Kuo, herhangi bir aksaklık yaşamak istemeyen distribütörlerin yüksek depozitoya rağmen Apple’a yüklü miktarda ödeme yaptığını söyledi.

Çin pazarında iPhone 14’e olan yoğun talep, piyasaya sürüldükten sonra iPhone 14 siparişinin kesilmesi riskine ilişkin piyasa endişelerini azaltabilir.

Bir süre önce iPhone fiyatlarıyla ilgili zam iddiası Tayvan’dan geldi. Tayvan hükümeti, elektrik fiyatlarına yüzde 15 civarında bir zam yaptı. Apple’ın üretim ortaklarından olan TSMC, yüklü miktarda zam yapılabileceğini belirtti. En çok etkilenenler arasında ise Apple bulunuyor.

Siz iPhone 14 ön ödeme miktarı hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!

ABD Başkanı açıkladı! Türkiye’ye uçak satışı yapılacak mı?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Joe Biden, Madrid’de düzenlenen NATO Liderler Toplantısı’nda bir araya geldi. Burada İsveç ve Finlandiya’nın üyelik durumu başta olmak üzere birçok konu masaya yatırıldı. Fakat dikkatleri asıl çeken şey Biden’ın Türkiye ve F-16 uçakları üzerine yaptığı açıklama oldu.

Türkiye, F-16 alıyor mu? Biden satmaktan yana!

ABD, geçtiğimiz yıllarda birçok sebep ve bahane göstererek Türkiye’ye F-35 satılmasının önüne geçti. Bununla da kalmayarak çeşitli savunma sanayii ambargoları uyguladı. Fakat son dönemde iki ülke arasındaki iletişim kanalları tekrar açılmış gibi duruyor.

Bugün düzenlenen NATO Liderler Toplantısı’nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşen ABD Başkanı Joe Biden, Türkiye tarafından satın alınmak istenen F-16 savaş uçaklarının satışına sıcak baktığını söyledi. Hatta döndüğü zaman kongrede bu konu ile bizzat ilgileneceğini belirtti.

Havan taşıyan SİHA, TSK envanterine girdi!

Havan taşıyan SİHA, TSK envanterine girdi!

STM tarafından geliştirilen ve TSK'ya teslim edilen Boyga SİHA, özellikleri itibariyle ailenin diğer üyelerinden ayrılıyor

ABD, Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemini almasını bahane göstererek kendisi için bir güvenlik açığı oluşturduğunu söyledi. Bu nedenle 6 adet teslim töreni yapılmış F-35’e pilot uçuş eğitimi devam ederken el koydu ve satışını iptal etti.

Fakat bu kararın arkasında yer alan sebebin aslında Yunanistan ve İsrail devletleri adına düzenlenen lobi çalışmaları olduğu düşünülüyor. Zira Türkiye, savunma sanayii alanında giderek bağımsız bir hale geldiği için Ege ve Akdeniz’deki dengeleri lehine değiştiriyordu.

Bu da bölgedeki müttefiklerine 50 yıldır kendi belirlediği dengeyi uygulatan ABD’nin istemediği bir durum olduğu için asında F-35 satışını engelleyerek Türkiye’nin hava gücü olarak istediği seviyeyi geçmeyeceğinden emin oldu.

Fakat özellikle Rus tehdidi nedeniyle Anadolu’dan Balkanlara, İskandinav yarımadasına kadar NATO’nun gücünün artırılması gerekiyor. Bu nedenle Türkiye’ye de F-35 olmasa da F-16 verilmesine ve mevcutların blok 70 seviyesine güncellenmesine artık bir zaruret olarak bakıyorlar. Dolayısıyla ABD Başkanı, ülkesine döndüğünde bu konu ile bizzat ilgileneceğini söyledi.

Bu sayede Türkiye’de kısmi olarak istediğini almış olacak. Hürjet ve Milli Muharip Uçak projeleri seri üretim aşamasına gelene kadar, alınan ve blok 70 seviyesine yükseltilen F-16’lar bir anlamda Hava Kuvvetleri için can suyu olacak.

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Elon Musk’a 5G şoku! Starlink hayali erken mi bitiyor?

SpaceX’in uydudan internet projesi Starlink, her geçen gün daha fazla bölgeye ulaşıyor. Fakat ABD düzenleyici kurumu FCC tarafından alınan son karar, bu büyümeyi engelleyebilir. 5G erişimi için belirli radyo frekanslarının kullanılmasına izin veren FCC, Starlink’in kullanılamaz hale gelmesine de kapı araladı.

ABD’deki düzenleyici kurumu, Dish Network isimli bir şirkete 12 GHz spektrumunu kullanma izni verdi. Dish’in 5G operasyonları için 12 GHz spektrumunu kullanması ise Starlink’in uydularına zarar verecek. Rapora göre 2400 Starlink uydusu 12 GHz bandı üzerinden internet dağıtıyor.

Konuyla ilgili SpaceX’ten gelen açıklamada, kullanıcıların oldukça dikkatli olması gerektiğine dikkat çekildi. Dish’in lobicilik yaptığına ve başarılı olduğuna vurgu yapan SpaceX, yüz binlerce müşterisinin parazit riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Korkulan oldu: Starlink projesi durdurulabilir!

Korkulan oldu: Starlink projesi durdurulabilir!

Elon Musk'ın uydu internet hizmeti sunan Starlink şirketinin çalışmaları durdurulabilir. Üstelik bu sefer talep Çin'den gelmiyor.

Starlink için sunulan son raporda, kullanıcıların yüzde 77’sinden fazlasının internet ağında parazitlenme görülebileceği ve yüzde 74’ünde hizmet kesintisi yaşanabileceği belirtildi. Starlink müşterilerine gönderilen kritik uyarıda şu ifadeler kullanıldı:

Dish’in lobicilik çabaları başarılı olursa, çalışmamız Starlink müşterilerinin yüzde 77’sinden fazlasında zararlı etkileşim ve yüzde 74’ünde toplam hizmet kesintisi yaşayacaklarını ve bu da Starlink’i çoğu Amerikalı için kullanılamaz hale getireceğini gösteriyor.

Dish Network için verilen 12 GHz spektrum izniyle ilgili olarak FCC’ye ulaşan SpaceX’in uydu politikası direktörü David Goldman, bu iznin “uluslararası kısıtlamalarda” artış yaşatabileceğini söyledi. Yani SpaceX, diğer ülkelerin de benzer izinler vermesinden çekiniyor.

Dish’i lobicilik ile suçlayan SpaceX, FCC’ye kasıtlı olarak yanıltıcı raporlar sunup sunulmadığını araştıracağını söyledi. Kesinti yaşayabilecek Starlink müşterilerinin geleceği ise şimdilik belirsiz.

Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlar kısmından bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Epic Games, bu haftanın ücretsiz oyunlarını açıkladı!

Epic Games Store uzun bir süredir kullanıcılarına ücretsiz oyun veriyor. Hatta bazen bu yapımlar AAA kalitede olabiliyor. Yani oldukça pahalı oyunları kütüphanenize bedelsiz eklemenize olanak sağlıyor. Bugün de bu haftanın yapımları belli oldu.

184 TL’lik oyun, Epic Games Store’da ücretsiz oldu!

Epic Games, geleneği bozmadı ve bu hafta da ücretsiz oyun verdi. Toplam değeri 184 TL olan bu 3 yapımı da şu anda kütüphanenize ekleyebilirsiniz. Bir kez 0 TL karşılığı satın alma işlemini tamamladıktan sonra oyunlar süresiz olarak sizin olacaktır.

Epic ücretsiz oyun

Bu haftanın 3 oyunu ise şu şekilde:

  • Hood: Outlaws & Legends – 109 TL
  • Geneforge 1 – Mutagen – 33 TL
  • Iratus: Lord of the Dead – 42 TL
Steam Deck için müjde verildi: Türkiye’ye geliyor mu?

Steam Deck için müjde verildi: Türkiye’ye geliyor mu?

Valve'ın açıklamasına göre Steam Deck üretim kapasitesi iki katına çıktı. Taşınabilir konsol Türkiye'de satın alınabilir olacak mı?

Geneforge 1 Mutagen minimum sistem gereksinimleri

  • İşletim sistemi: 64-bit Vista veya üstü
  • İşlemci: 2 GHz
  • Bellek: 256 MB RAM
  • Depolama: 300 MB kullanılabilir alan

Iratus: Lord of the Dead minimum sistem gereksinimleri

  • İşletim sistemi: Windows 7 – 64 Bit
  • İşlemci: Intel Core 2 Duo 2.4 GHz
  • Bellek: 2 GB RAM
  • Ekran kartı: Open GL 3.2+ uyumlu
  • DirectX sürümü: DirectX 9
  • Depolama: 3.5 GB kullanılabilir alan

Hood: Outlaws & Legends minimum sistem gereksinimleri

  • İşletim sistemi: Windows 10 (64-bit)
  • İşlemci: AMD FX 6300 X6 / Intel Core i5-3570K
  • Bellek: 8 GB RAM
  • Depolama: 40 GB kullanılabilir alan
  • Direct X sürümü: DirectX 12
  • Ekran kartı: 2 GB VRAM, Radeon HD 7870 / GeForce GTX 660

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!

AB, kripto için yeni kararını açıkladı! Savaş açıyor

Avrupa Birliği, kripto para dünyasına ilişkin düzenlemeler yapmaya devam ediyor. Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nin aldığı karar sonucunda düzenleyici sıkılaştırmasının artacağı belirtildi. AB, kripto para üzerinden kara para aklamayı engellemek için geçici anlaşmasını açıkladı.

AB kripto yasası için kara para aklama düzenlemesi

Kripto paralar doğası gereği anonim ve gizli transferleri içerir. Yani bir hesaptan diğer hesaba yapılan kripto para transferinde alıcı/göndericinin kimliği belirsizdir. Fakat başta AB olmak üzere tüm dünya bu gizliliğin önüne geçmek istiyor.

Kripto çöküşü oyunculara yaradı: Ekran kartı fiyatları düşüyor

Kripto çöküşü oyunculara yaradı: Ekran kartı fiyatları düşüyor

Ekran kartı fiyatları için son durum ne? Kripto paraların düşmesi ve tedarik sorunun çözülmesiyle birlikte AMD ve Nvidia modelleri ucuzladı.

Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nin ortak açıklaması sonrasında, kripto para borsaları için bazı yeni kararlar alındı. Bu kararların başında kara para aklamayı engellemek için tüm kullanıcıların hesaplarının doğrulanma zorunluluğu oldu. Yani Coinbase, Binance veya FTX gibi borsaları kullanarak dijital varlık işlemleri yapmak isteyenler kimlik bilgilerini paylaşmak zorunda.

kripto para piyasası

Aslında birçok kripto para platformunda KYC adında bir kimlik doğrulama hizmeti bulunuyor. Ancak Avrupa Parlamentosu ve Konseyi bir adım daha öteye giderek, şirketlerin müşteri kimliklerini kontrol etmelerini istiyor. Ayrıca gerekli durumlarda düzenleyicilerin de bu bilgilere erişme hakkı olacak.

AB’nin aldığı geçici karar aslında ilk olarak Coinbase dahil 40 firma tarafından reddedilmişti. Fakat Avrupa Parlamentosu, kara para aklamanın önüne geçmek için alıcı/gönderici bilgilerinin zorunlu olması gerektiğini söyledi.

Anlaşmanın detaylarına göre, kripto para birimi veya miktarı fark etmeksizin, transfer yapan ve transfer yapılan hesabın kimlik bilgilerinin açık olarak belirtilmesi gerekiyor.

Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nin aldığı geçici karar, şimdilik Kripto Varlık Piyasalarının Düzenlenmesi’ne (MiCA) dahil edilecek. Ancak MiCA için son bir tartışma oturumunun daha yapılması planlanıyor.

Peki siz AB kripto yasası hakkında ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlar kısmından bizlerle paylaşmayı unutmayın!