Blizzard Hack’lendi, Hesaplar Tehlikede

Artık günümüz internet yaşamının en önemli sorunlarından birisi de hack olayları. Sanal dünyada çeşitli alanlarda yayın yapan adreslere düzenlenen saldırılar sonrası ortaya istenmeyen sonuçlar çıkabiliyor.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de sıkça rastlar olduğumuz durum, firmalara maddi kayıpların yanı sıra itibar zedelenmesine de sebep oluyor. Örneğin son olarak Reuters Haber Ajansı’nın blog servisinin hack’lenmesiyle sahte haberler gündeme servis edilmişti. Diğer taraftan kısa süre önce Apple’ın uygulama içi satın alma sisteminin hack’lenmesi sonucu birçok öğe ücretsiz olarak kullanılabilir hale geldi.

Bahsi geçen bu tür olayların sonuncusu ise oyun sektörünün en büyük isimlerinden birisi olan Blizzard‘ın başına geldi. Firma yelpazesindeki hizmetlerden Battle.Net‘e düzenlenen saldırı raporu pek iç açıcı değil. Zira iki farklı sunucuya düşenlenen eş zamanlı atak ile üye bilgileri çalındı. Ek olarak güvenlik sorularının cevapları da kötü amaçlı kişilerin eline geçti.

Activision durumu onaylarken ele geçirilen bilgilerin tüm hesap verilerine ulaşmaya yetmeyeceğinin altı çiziliyor. Üstelik yapılan inceleme sonrası kredi kartı bilgilerinin çalınmadığı belirtiliyor.

Blizzard önlem olması açısından başta Kuzey Amerika olmak üzere tüm üyelerin şifrelerini derhal değiştirmelerini tavsiye ediyor. Konuya dair sık sorulanlar sayfası hazırlayan firma insanların akıllarındaki soru işaretlerini gidermesini hedefliyor.

Şimdilik hangi amaçla gerçekleştirildiği bilinmeyen eylemin ardından siber güvenlik uzmanlarıyla ortak çalışmaya giren oyun devi durumdan dolayı üzüntü duyduklarını ve titiz bir çalışma sürdürdüklerini söylüyor. Sony PSN saldırısı sonrası hacker’ların yeni ilgi alanı olan oyun sektörü bakalım gelecek dönemlerde ne gibi etkilere maruz kalacak.

Eğer siz de Battle üyesiyseniz güvenliğiniz için şifrenizi değiştirmeyi unutmayın.

:: Blizzard’ın hack’lenmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? 

 

Outlook.com, Gmail’den Daha mı Güvenli?

Microsoft‘un bu ayın başında Hotmail servisini kapatarak duyurduğu ve yoğun ilgi ile karşılaşan yeni mail servisi Outlook.com, en büyük rakibi Google Mail, yani Gmail‘den daha iyi olmak için çalışmalarını sürdürüyor.

Microsoft, Outlook.com‘u daha güvenli yapabilmek için yatırımlarını ve Ar-Ge faaliyetlerini de sürdürüyor. E-posta servislerinin sunulması kapsamında firmaların ve kullanıcıların en çok üzerine düştüğü konunun güvenlik önlemleri olması da bu hamleyi önemli kılıyor.

Tek kullanımlık şifreler

E-posta servislerinin onaylanmasında cep telefonuna gelen tek kullanımlık şifrelerinin kullanılması gibi güvenlik önlemleri sıkça kullanılıyor. Bu aşamalar güvenlik konusunda sıkça kullanılan yöntemlerden bir tanesi.

Bir Microsoft yetkilisinden yapılan açıklamaya göre Outlook.com kullanıcılardan güçlü şifreler istiyor. Bizim de sizlere önerimiz, içerisinde özel karakterlerin yer aldığı, büyük ve küçük harf kullanımının olduğu, kısa olmayan güçlü şifreler seçmeniz yönünde.

:: Outlook.com, Gmail’den Daha Güvenli Olabilir mi?

Google’dan Göz Hareketlerine Patent

Apple’ın diğer üreticiler ve Google ile yaşadığı patent davaları, firmaların patent toplamaya daha fazla özen göstermesiyle sonuçlandı. Artık firmalar da patentlere dikkat ediyorlar. Patentlere milyar dolarlarca bütçe ayıran Google, bunlardan bir tanesi. Google, patentleri için Motorola’yı satın almıştı.

Akıllı telefonlar tarafından kullanılan işletim sistemlerinde yaşanan en büyük sıkıntılardan biri ekran kilidini açma esnasında kullanılan teknikler. Apple’ın bu konuda açtığı pek çok patentten sonra, firmalar kendi çözümlerini de patentliyor.
Akıllı telefonlara Android işletim sistemiyle giren Google, geliştirmelerini hız kesmeden devam ettiriyor. Google ICS ile beraber gelen yüz tanıma teknolojisinden sonra, Apple’ın bu konuda patent almasından ders alarak, yeni bir kilit açma teknolojisinin patentini aldı. Google bu sefer göz hareketleriyle ekran kilidini açmanın patenti için başvuruda bulundu. Bu başvuru yanlız telefonları değil de gözlükleri esas alıyor.
30 Kasım’da başvuru yapan Google’ın patenti için herhangi bir onay şimdilik söz konusu değil. ABD Patent Ofisi’nin yayınladığı başvuru bilgilerine göre Google’ın başvuru yaptığı patentin tanımı, göz takip bilgilerini kullanarak bir ekranın kilidini açmak. 
Patent kapsamında gözlük ekranında hareket eden bir cisim ile buna uygun göz hareketinin eşleştirilmesi ve sonucunda ekran kilidinin açılması hedefleniyor. Google’ın bu patenti Project Glass’ta kullanması ve daha sonra mobil işletim sistemi Android’e getirmesi bekleniyor.
Telefonun ön kamerasından gözlerimizin hareketleri izlenerek, telefonun ekran kilidini kaldırabileceğiz. Tabi şimdilik Google’ın esas çalışmaları Project Glass üzerine yoğunlaşıyor fakat bu tip gelişmeleri ileride Android’te de görebilme ihtimalimiz epey yüksek.

Apple’ın diğer üreticiler ve Google ile yaşadığı patent davaları, firmaların patent toplamaya daha fazla özen göstermesiyle sonuçlandı. Artık firmalar da patentlere dikkat ediyorlar. Patentlere milyar dolarlarca bütçe ayıran Gooogle bunlardan bir tanesi. Google, patentleri için Motorola’yı satın almıştı.

Akıllı telefonlar tarafından kullanılan işletim sistemlerinde yaşanan en büyük sıkıntılardan biri ekran kilidini açma esnasında kullanılan teknikler. Apple’ın bu konuda açtığı pek çok patentten sonra, firmalar kendi çözümlerini de patentliyor.

Akıllı telefonlara Android işletim sistemiyle giren Google, geliştirmelerini hız kesmeden devam ettiriyor. Google ICS ile beraber gelen yüz tanıma teknolojisinden sonra, Apple’ın bu konuda patent almasından ders alarak, yeni bir kilit açma teknolojisinin patentini aldı. Google bu sefer göz hareketleriyle ekran kilidini açmanın patenti için başvuruda bulundu. Bu başvuru yanlız telefonları değil de gözlükleri esas alıyor.

30 Kasım’da başvuru yapan Google’ın patenti için herhangi bir onay şimdilik söz konusu değil. ABD Patent Ofisi’nin yayınladığı başvuru bilgilerine göre Google’ın başvuru yaptığı patentin tanımı, göz takip bilgilerini kullanarak bir ekranın kilidini açmak. 

Patent kapsamında gözlük ekranında hareket eden bir cisim ile buna uygun göz hareketinin eşleştirilmesi ve sonucunda ekran kilidinin açılması hedefleniyor. Google’ın bu patenti Project Glass’ta kullanması ve daha sonra mobil işletim sistemi Android’e getirmesi bekleniyor.

Telefonun ön kamerasından gözlerimizin hareketleri izlenerek, telefonun ekran kilidini kaldırabileceğiz. Tabi şimdilik Google’ın esas çalışmaları Project Glass üzerine yoğunlaşıyor fakat bu tip gelişmeleri ileride Android’te de görebilme ihtimalimiz epey yüksek.

:: Project Glass’taki patentler mobil sektöre de gelir mi?

 

 

 

Battlefield 3’ten GTA 5 Videosu

Rockstar Games’in ne zaman piyasaya süreceğini inatla açıklamadığı yapımı Grand Theft Auto 5’in tanıtım videosunu Minecraft’tan tutun da eski GTA oyunlarına kadar birçok farklı platformda tekrar izledik.

Bu kez YouTube kullanıcısı olan Ketegano15 takma adlı bir Grand Theft Auto ve Battlefield hayranı (en azından biz hayranı olduğunu düşündük) hazırladığı video ile GTA 5’in yayımlanan tek tanıtım videosunu Battlefield 3’ün karakterleri ve grafikleriyle tekrar yaratmayı başarmış.

İçerisinde komedi unsurları da barındıran bu videonun oldukça başarılı bir çalışma olduğunu belirtelim ve sizleri video ile baş başa bırakalım.

İyi seyirler.

http://www.youtube.com/v/RVzyLzll4NA?version=3&hl=en_US

:: Ketegano 15’in hazırladığı bu videoyu nasıl buldunuz?

Google Yazıyı Sese Çeviriyor

Sunduğu farklı hizmetlerle hayatın her alanında karşımıza çıkmaya başlayan Google, Translate hizmetine yeni bir özellik ekledi. Translate uygulamasının cep telefonlarına yükleyenler fotoğrafını çektikleri bir metni anında farklı bir dile çevirebilecek.

Şimdilik aralarında Türkçe’nin de bulunduğu Çekoslavakya, Almanca, İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Polonya, Portekizce, Rusça ve İspanyolca dillerini destekleyen hizmetin önümüzdeki aylarda yaygınlaşması da bekleniyor.

Nasıl Kullanılıyor?

Hizmeti kullanmak için ilk olarak akıllı telefonunuza Google Translate uygulamasını yüklemek gerekiyor. Ardından istenen cümle ya da kelime kamera yardımı ile fotoğraflanıyor. Daha sonra metin içinde seçmek istediğiniz kelime ya da kelimeleri parmağınızda işaretliyorsunuz. Ardından hangi dilde olduğunu seçtikten sonra ekranda çeviriyi görebiliyorsunuz.

OCR adı verilen yazıyı metne çevirme teknolojisini kullanan servisin özellikle yabancı ülkelerde işe yarayacağını söyleyebiliriz. 

Yaptığımız denemelerde Türkçe ile ortalamanın üstünde iyi sonuçlar aldık. Bu teknoloji özellikle yabancı ülkelere yapılan gezilerde çok işe yarayacak gibi görünüyor. Ancak teknolojiyi kullanabilmek için internet bağlantısı gerekiyor ve bu da özellikle Roaming fiyatlarının yüksekliği yüzünden yurtdışında internet kullanmak sıkıntı olacağından pek mantıklı görünmüyor.

Yine de en azından internet bulunan yerlerde başarı ile kullanılabilmesi servisin önemli bir artısı. Google Translate uygulamasının Android sürümünü buraya tıklayarak cep telefonunuza indirebilirsiniz.

:: Servisi nasıl buldunuz? Tıklayın forumda tartışalım 

 

Android için Escape!

Escape!, bahsettiğimiz gibi 2 boyutlu görsellere sahip olan ve benzerlerini bolca tanıttığımız bir oyun. Bu sefer görevimiz ise bölümlere göre değişen kötü yaratıklardan kaçmak. Bunlar kimi zaman bir zombi olabiliyor, kimi zaman bir yerli.

Escape!, 7.1 Megabyte boyutunda. Google Play Store ortalaması 4.0 olan yapım, Android 1.5 ve üstünde çalışıyor. Oyunun kategorisi ise şaşırtıcı şekilde Spor Oyunları.

{pagebreak::iki}

İki boyutlu oyunlardan oynanış olarak çok ta mucizeler beklememek lazım. Tamam Skater Boy, iStunt2 gibi mükemmel yapımlar var ancak bu şekilde aksiyon oyunları 2 boyutlu olduklarında otomatik koş, atla, eğilden öteye gidemiyorlar. Tıpkı bugünki konuğumuz Escape! gibi.

Escape!’de, soldaki ikon ile atlayabilir, sağdaki ikon ile de engellerin altından geçebilirsiniz. Oynanışın bundan ibaret olduğu yapımda engellere fazla takılmamalısınız. Eğer takılırsanız peşinizdeki yaratık sizi yakalıyor. Yaratığın size uzaklığı ekranın sol üstünde görülüyor. 

Oyunda iki bölüm modu bulunuyor. Hikaye ve sonsuz. Bölümler çabuk bitiyor. İlerledikçe puan kazanıyor, ara sıra çıkan yıldızları da toplayabiliyorsunuz. Oyunda 5 farklı tema bulunuyor. 

{pagebreak::uc}

Grafiksel olarak normal bir performans sunan yapımın, çizimleri de o kadar iyi değil. Ses efektleri başarılı olan oyunun müzikleri de yeterli bir düzeyde. Sonuç olarak Escape! her yönü ile ortalama bir yapım.

İndirmek için tıklayın.

ya da Barkod tarayıcı ile tarayın.

Barkod tarayıcınız yoksa buradan yükleyin.

:: Escape!’i denediniz mi? 

Londra 2012 ritmik jimnastik sonuçları

Londra 2012 ritmik jimnastik sonuçları için özel logo hazırlayan Google, bu sefer internet kullanıcılarını şaşırttı.

Son birkaç gündür, Flash oyun bulunan açılış sayfasıyla internet ziyaretçilerini karşılayan Google, bu sefer sade bir logo ile günü geçiştirdi.

Londra 2012 ritmik jimnastik

YouTube Video Düzenleme Şimdi Daha Hızlı

Video konusunda adeta tekel olduğunu rahatlıkla söyleyebileceğimiz YouTube ekibi altyapı ve yenilik konusundaki çalışmalarını devam ettiriyor. Özellikle son dönemde adını sıkça duyduğumuz servis son olarak yüz mozaikleme fonksiyonu ile karşımıza çıkmıştı.

Görüntülerdeki kişilerin yüzlerini otomatik olarak algılayıp buğulamaya yarayan özellik ile gizlilik ve güvenliğin sağlanmasını amaçlanıyor. Ayrıca YouTube bu yenilik ile dünya gündemine damgasını vuran olaylara ilişkin video kayıtların daha fazla paylaşılması için insanları cesaretlendirmeyi hedefliyor.

Tasarım ve altyapı çalışmalarının yanı sıra birtakım güncellemelerle anılan popüler servis bu sefer video düzenleme aracını elden geçirdi. Hatırlayacağınız gibi Mart ayında ciddi anlamda yeniliklerin yaşandığı araç renk/kontrast ayarlama, görüntüyü sabitleme, tek tık ile renk ayarı gibi birtakım yeteneklere kavuşmuştu.

Kısa süre önce yapılan yenilik sayesinde video düzenleme hizmeti artık daha hızlı ve dinamik hale geldi. Buna göre giderek sadeleşen sistemde yapılan değişiklikler interaktif olarak anında görülebiliyor.

Ayrıca bahsedilen çalışma kapsamında güçlenen uygulamada varolan filtrelerin uygulanma süresi de düştü. Yani video üzerinde yapılan tüm değişiklikler -bekleme süresinin azalmasıyla- kısa zaman diliminde görüntüye uygulanabiliyor.

Eski görüntüler sistemden silinmezken düzenlemeler ise şimdilik 10.000’den az izlenen videolar üzerinde yapılabiliyor. Kapsam dışında kalan içerikler ise farklı bir isim ile tekrar kaydedilerek yayınlanıyor.

Böylelikle başta amatör kullanıcılara hitap eden YouTube, siteye yüklenen içerik kalitesinin kullanıcı bazlı değişikler ile arttırılmasını sağlıyor. Böylece videolardaki istenmeyen noktalar ortadan kaldırılırken genel anlamda daha profesyonel bir sonuç ortaya çıkıyor.

:: Video düzenleme uygulamalarından hangisini tercih ediyorsunuz? YouTube’un bu konudaki hizmetini nasıl buldunuz?

 

iOS İçin WordPress 3.1 Çıktı, İndirin!

Blog denilince akıllara ilk gelen isimlerden olan WordPress cephesi başlattığı güncelleme serisine dur durak vermeden devam ediyor. Sunduğu altyapı, tasarım seçenekleri ve tamamen kişiselleştirilebilir özellikleriyle rakiplerine nazaran bir adım öne çıkan servis son olarak “retina display”e geçtiğini duyurmuştu.

Ortalamanın çok üzerinde bir kalitede görüntüleme seçeneği anlamına gelen retina display ile daha canlı ve keskin bir yapıya bürünen WordPress böylelikle daha estetik ve modern grafiklere kavuştu.

Diğer taraftan mobil ve tablet cihazlarda da aktif olarak kullanılan platformun ziyeretçi trafiğinin önemli bölümü bu cepheden karşılanıyor. Şubat ayında BlackBerry Playbook desteğini duyurarak hizmet alanını genişleten ekip şimdi de iOS uygulamasını 3.1 ile güncellediğini duyurdu.

Adeta sıfırdan yaratılan yazılım ilk dikkat çeken özelliği arayüz tasarımı. 3.0’a nazaran daha sade ve kullanıcı dostu dizayna kavuşan servis böylelikle istenilen aktivitenin kolaylıkla yerine getirilmesini sağlıyor. Icon ve karşılama ekranlarını dahi yenileyen ekip temel yapı itibariyle iPhone sürümünü Facebook uygulamasına, iPad versiyonunu ise Twitter uygulamasına benzetmiş.

Uygulama içi blog’unuza kolay erişim, iPad için yazı önizleme, WordPress.com istatistikleri, tanıdığınız kişileri bulmak için “arkadaş bulucu” gibi birtakım önemli güncellemeri de beraberinde getiren gözde servis ek olarak performans ve altyapı iyileştirmeleriyle daha da hızlandı.

iOS yazılımının en kapsamlı güncellemelerinden birine imza atan yetkililer kolay kullanımın yanı sıra sundukları hızlı işlem imkanı ile kullanıcıların beğenisini kazandı. Ayrıca rakipleriyle kıyaslandığında mobil alanına verdikleri önem ile ciddi bir kesimi bünyesinde tutmaya devam eden WordPress böylece kullanıcı tercihlerinde ilk sırada yer almaya devam etmek istiyor.

  • İlgili yazılımı indirmek için buraya tıklamanız yeterli.

:: Blog’unuz için hangi platformu kullanıyorsunuz? WordPress iOS’un 3.1 sürümünü nasıl buldunuz?

 

123Mac – Taşınıyoruz

Mac’iniz açıldı, kablosuz ağınıza bağlandınız, kullanıcı adınızı oluşturdunuz ve masaüstünüze ulaştınız. Eksik birşeyler mi var?… Eski bilgisayarınızdaki dosyalarınız? Ama bu dosyalar nerede? Hangi klasörlerin altında? Bu dosyaları yeni Mac’inizde nereye transfer etmelisiniz?

 

Dosyaların nerede olduğunu bildiğinizi düşünelim. Fotoğraflar, müzik dosyaları, epostalar ve ofis dökümanlarını manuel yöntemlerle harici bir disk veya USB bellek kullanarak yeni Mac’inize taşıyabilirsiniz. Gözden kaçırdığınız birşeyler olabilir mi? Eğer bu dosyaları düzenli ve daha pratik bir şekilde taşımanın bir yolu yok mu diyecek olursanız Geçiş Yardımcısı (Migration Assistant) size yardımcı olacaktır.

{pagebreak::geciş yardımıcısı}

Geçiş Yardımcısı (Migration Assistant)

Geçiş Yardımcısı, iki bilgisayar arasındaki verileri eksiksiz bir şekilde transfer etmenizi sağlayan sihirli bir araçtır. Eğer eski bilgisayarınız da bir Mac ise, yüklemiş olduğunuz programlara kadar herşeyi yeni Mac’inize transfer edebilirsiniz. Böylece tüm programları yeniden kurmak derdinden kurtulmuş olursunuz.

Eğer eski bilgisayarınız Windows işletim sistemine sahipse, yüklü olan programların Mac sürümlerini veya muadillerini bulmanız gerekecek. Bunun için uygulama üreticisinin web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Geçiş Yardımcısı’nı kullanmak için eski bilgisayarınızın ve yeni Mac’inizin aynı ağa bağlı olması ve eski bilgisayarınızda http://www.apple.com/migrate-to-mac linkinden indireceğiniz uygulamanın kurulu olması gerekiyor. Adım adım neler yapacağımızı anlatmadan önce Geçiş Yardımcısı’nın neleri, nereye transfer edebildiğini söyleyelim:

Eski bilgisayarınızdaki masaüstü görüntüsü masaüstünüze,

E-posta hesaplarınız, e-postalarınız ve içindeki ekli dosyalar Mail uygulamasına,

Adres defterinizdeki kişiler, Adres Defterine,

Web tarayıcınızdaki sık kullanılanlar, favoriler ve ana sayfa, Safari’ye,

Takviminizdeki bilgiler, iCal uygulamasına,

iTunes kullanıyorsanız, iTunes’da bulunan müzikler, iPod ve iPhone uygulamalarınız, iTunes uygulamasına,

Dökümanlar, Videolar, Müzikler, Fotoğraflar, Mac’inizdeki ilgili klasörlere,

Masaüstündeki tüm dosyalar, masaüstüne

Gördüğünüz gibi Geçiş Yardımcısı, herşeyi yerli yerine kopyalayacak ve herhangi bir dosyayı eski bilgisayarınızda unutmanızı engelleyecektir.

{pagebreak::iki}

İşte yapmamız gerekenler:

İki bilgisayarın da aynı ağda olduğuna emin olun.

Eski bilgisayarınızdaki Migration Assistant uygulamasını çalıştırın. Eğer yüklü değilse http://www.apple.com/migrate-to-mac linkinden indirip kurabilirsiniz.

Mac’inizde Uygulamalar/İzlenceler klasörü altındaki Geçiş Yardımcısı’nı çalıştırın.

“Bilgilerinizi nasıl aktarmak istersiniz” sorusuna “Başka bir Mac’ten, PC’den, Time Machine yedeklemesinden veya diskten” seçimini yaparak devam edin

Sorulduğunda kullanıcı adınızı ve parolanızı girin.

“Başka bir Mac’ten veya PC’den”i seçin ve devam edin.

Transfer sırasında açık olan tüm uygulamaların kapalı olması gerekmektedir, devam butonuna basarak açık olan uygulamaların kapanmasını sağlayın.

Ekranda eski bilgisayarınızı seçin ve Mac’te gördüğünüz şifrenin eski bilgisayarınızda da görüntülenmesini bekleyin ve devam butonuna basın.

Transfer etmek istediğiniz bilgileri seçin ve devam butonuna basın.

Transfer etmek istediğiniz dosya sayısı ve büyüklüğüne göre transfer süreniz değişecektir. Transfer tamamlandığında “Bilgilerinizin aktarılması başarılı oldu” mesajı görüntülenecektir.

Şimdi mevcut oturumunuzu kapatıp eski bilgisayarınızdaki kullanıcı ismi ile Mac’inizde oturum açabilirsiniz. İlk açılışta yeni bir parola tanımlamanız gerekecektir.

{pagebreak::uc}

Geçiş Yardımcısı sayesinde tüm dosyalarınız artık yeni bilgisayarınızda, üstelik masaüstündeki duvarkağıdına kadar…

Şimdi eski bilgisayarınızı bir kenara koyup yeni Mac’inizin keyfini çıkarmaya başlayabilirsiniz. Gelecek yazılarımızda yeni Mac’inizde işinize yaracak yeni uygulamaları anlatacak ve işinize yarayacak pek çok ipucu paylaşmaya başlayacağız.

Bu yazı Kayhan Belek tarafından yazılmıştır.

İlk yazımız olan Hoşgeldin Mac’e buradan ulaşabilirsiniz.

:: Dosya transferinde geçiş yardımcısı uygulamasını kullanıyor musunuz?

Windows 8 Metro Arayüzünden Başlayacak

Microsoft‘un Xbox 360 ile beraber yaygın kullanıma soktuğu, sonra Windows Phone 7 ile akıllı telefon pazarına getirdiği Metro arayüzü, yeni Office sürümü ve Windows 8 ile beraber, Microsoft’un olduğu her alana yayılacak.

Microsoft, Metro arayüzüne duyduğu heyecanı kullanıcıların da duymasını istiyor ve onların Metro arayüzünü daha sık kullanmalarını istiyor.

Geçtiğimiz hafta üreticilere dağıtılmaya başlayan Windows 8 RTM sürümünde ortaya çıkan bir ayrıntılar ve şirketin Metro arayüzünde izlediği politikalar bunu kanıtlar tarzda.

Windows 8 RTM‘i inceleyenlerin iddialarına göre cihazların ilk açılışta, doğrudan masaüstünde başlama opsiyonunun engellendiğini ve direkt olarak Metro arayüzü ile donatılan başlat menüsüne yönlendirildiği gözlemlenmiş.

Microsoft, Metro başlat menüsünden masaüstüne, Windows + D kısayolu ya da Metro üzerinden Dosya yöneticisi simgesinden geçiş yapılmasını istiyor. Microsoft şimdilik bu iddiaları yalanlamadı. Bakalım dokunmatik arabirimi olmayan bilgisayarlarda zorlanacak olan Metro arayüzü nasıl tepkiler alacak?

:: Metro arayüzünü beğeniyor musunuz? Masaüstü bilgisayarlarda bu arayüz sizce kullanışlı olur mu?

 

Darty’den Satın Alma Açıklaması

Son günlerde kamuoyunda satılacağına dair haberlerin çıktığı Darty, konuyla ilgili açıklama yaptı. Saın alma gibi bir durumun olmadığını belirten firma, haberleri kesin bir dille yalanladı.

İşte Darty’nin resmi açıklaması:

Avrupa ve Türkiye’nin önde gelen beyaz eşya ve perakende markası DARTY’nin Teknosa tarafından satın alınacağına dair bazı yayın kuruluşlarında yer alan haberlere istinaden bu açıklamayı yapma gereği duyulmaktadır.

DARTY’nin bazı yayın organlarında yer aldığı gibi Türkiye’de el değiştirme sürecinde olması söz konusu değildir. Hiçbir resmi dayanağı olmayan bilgilerle üretilen bu tür haberler gerçeği yansıtmamaktadır. Türkiye’de aynı sektörde faaliyet gösterdiğimiz bir rakibimizin bu tür söylentilerin ortaya çıkması için ortam yaratması tarafımızca doğru bulunmamaktadır.

DARTY’nin bağlı bulunduğu Kesa Electrical PLC de (DARTY Group) Türkiye’nin ve DARTY Türkiye‘nin büyümesine inanmaktadır ve kesinlikle satma fikirlerinin olmadığını vurgulamaktadır. Buradan da anlaşılacağı üzere DARTY’nin Türkiye’de yoluna başarılı ve sağlıklı bir şekilde büyüyerek devam etmekten başka bir düşüncesi bulunmamaktadır.

Avrupa’nın beyaz eşya ve teknoloji perakendeciliği alanındaki en büyük firmalarından Kesa Electrical PLC’nin bir parçası olan DARTY, Türkiye’ye yatırım yaptığı ilk günden beri hizmet, ürün ve fiyat politikasıyla başarılı ve istikrarlı bir şekilde büyümesine devam etmektedir. Türkiye’de her yıl beş yeni mağaza açma hedefiyle hareket eden DARTY, 2012’de de bu hedefine doğru ilerlemektedir. Haziran ayında Bodrum’da bu yılki 4. ve toplamda 28. mağazasını açan DARTY, Eylül ayında da Bursa mağazasını açarak büyümesini sürdürecektir.

:: Sizce en iyi teknoloji market zinciri hangisi?