Google Yazıyı Sese Çeviriyor

Sunduğu farklı hizmetlerle hayatın her alanında karşımıza çıkmaya başlayan Google, Translate hizmetine yeni bir özellik ekledi. Translate uygulamasının cep telefonlarına yükleyenler fotoğrafını çektikleri bir metni anında farklı bir dile çevirebilecek.

Şimdilik aralarında Türkçe’nin de bulunduğu Çekoslavakya, Almanca, İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Polonya, Portekizce, Rusça ve İspanyolca dillerini destekleyen hizmetin önümüzdeki aylarda yaygınlaşması da bekleniyor.

Nasıl Kullanılıyor?

Hizmeti kullanmak için ilk olarak akıllı telefonunuza Google Translate uygulamasını yüklemek gerekiyor. Ardından istenen cümle ya da kelime kamera yardımı ile fotoğraflanıyor. Daha sonra metin içinde seçmek istediğiniz kelime ya da kelimeleri parmağınızda işaretliyorsunuz. Ardından hangi dilde olduğunu seçtikten sonra ekranda çeviriyi görebiliyorsunuz.

OCR adı verilen yazıyı metne çevirme teknolojisini kullanan servisin özellikle yabancı ülkelerde işe yarayacağını söyleyebiliriz. 

Yaptığımız denemelerde Türkçe ile ortalamanın üstünde iyi sonuçlar aldık. Bu teknoloji özellikle yabancı ülkelere yapılan gezilerde çok işe yarayacak gibi görünüyor. Ancak teknolojiyi kullanabilmek için internet bağlantısı gerekiyor ve bu da özellikle Roaming fiyatlarının yüksekliği yüzünden yurtdışında internet kullanmak sıkıntı olacağından pek mantıklı görünmüyor.

Yine de en azından internet bulunan yerlerde başarı ile kullanılabilmesi servisin önemli bir artısı. Google Translate uygulamasının Android sürümünü buraya tıklayarak cep telefonunuza indirebilirsiniz.

:: Servisi nasıl buldunuz? Tıklayın forumda tartışalım 

 

Android için Escape!

Escape!, bahsettiğimiz gibi 2 boyutlu görsellere sahip olan ve benzerlerini bolca tanıttığımız bir oyun. Bu sefer görevimiz ise bölümlere göre değişen kötü yaratıklardan kaçmak. Bunlar kimi zaman bir zombi olabiliyor, kimi zaman bir yerli.

Escape!, 7.1 Megabyte boyutunda. Google Play Store ortalaması 4.0 olan yapım, Android 1.5 ve üstünde çalışıyor. Oyunun kategorisi ise şaşırtıcı şekilde Spor Oyunları.

{pagebreak::iki}

İki boyutlu oyunlardan oynanış olarak çok ta mucizeler beklememek lazım. Tamam Skater Boy, iStunt2 gibi mükemmel yapımlar var ancak bu şekilde aksiyon oyunları 2 boyutlu olduklarında otomatik koş, atla, eğilden öteye gidemiyorlar. Tıpkı bugünki konuğumuz Escape! gibi.

Escape!’de, soldaki ikon ile atlayabilir, sağdaki ikon ile de engellerin altından geçebilirsiniz. Oynanışın bundan ibaret olduğu yapımda engellere fazla takılmamalısınız. Eğer takılırsanız peşinizdeki yaratık sizi yakalıyor. Yaratığın size uzaklığı ekranın sol üstünde görülüyor. 

Oyunda iki bölüm modu bulunuyor. Hikaye ve sonsuz. Bölümler çabuk bitiyor. İlerledikçe puan kazanıyor, ara sıra çıkan yıldızları da toplayabiliyorsunuz. Oyunda 5 farklı tema bulunuyor. 

{pagebreak::uc}

Grafiksel olarak normal bir performans sunan yapımın, çizimleri de o kadar iyi değil. Ses efektleri başarılı olan oyunun müzikleri de yeterli bir düzeyde. Sonuç olarak Escape! her yönü ile ortalama bir yapım.

İndirmek için tıklayın.

ya da Barkod tarayıcı ile tarayın.

Barkod tarayıcınız yoksa buradan yükleyin.

:: Escape!’i denediniz mi? 

Londra 2012 ritmik jimnastik sonuçları

Londra 2012 ritmik jimnastik sonuçları için özel logo hazırlayan Google, bu sefer internet kullanıcılarını şaşırttı.

Son birkaç gündür, Flash oyun bulunan açılış sayfasıyla internet ziyaretçilerini karşılayan Google, bu sefer sade bir logo ile günü geçiştirdi.

Londra 2012 ritmik jimnastik

YouTube Video Düzenleme Şimdi Daha Hızlı

Video konusunda adeta tekel olduğunu rahatlıkla söyleyebileceğimiz YouTube ekibi altyapı ve yenilik konusundaki çalışmalarını devam ettiriyor. Özellikle son dönemde adını sıkça duyduğumuz servis son olarak yüz mozaikleme fonksiyonu ile karşımıza çıkmıştı.

Görüntülerdeki kişilerin yüzlerini otomatik olarak algılayıp buğulamaya yarayan özellik ile gizlilik ve güvenliğin sağlanmasını amaçlanıyor. Ayrıca YouTube bu yenilik ile dünya gündemine damgasını vuran olaylara ilişkin video kayıtların daha fazla paylaşılması için insanları cesaretlendirmeyi hedefliyor.

Tasarım ve altyapı çalışmalarının yanı sıra birtakım güncellemelerle anılan popüler servis bu sefer video düzenleme aracını elden geçirdi. Hatırlayacağınız gibi Mart ayında ciddi anlamda yeniliklerin yaşandığı araç renk/kontrast ayarlama, görüntüyü sabitleme, tek tık ile renk ayarı gibi birtakım yeteneklere kavuşmuştu.

Kısa süre önce yapılan yenilik sayesinde video düzenleme hizmeti artık daha hızlı ve dinamik hale geldi. Buna göre giderek sadeleşen sistemde yapılan değişiklikler interaktif olarak anında görülebiliyor.

Ayrıca bahsedilen çalışma kapsamında güçlenen uygulamada varolan filtrelerin uygulanma süresi de düştü. Yani video üzerinde yapılan tüm değişiklikler -bekleme süresinin azalmasıyla- kısa zaman diliminde görüntüye uygulanabiliyor.

Eski görüntüler sistemden silinmezken düzenlemeler ise şimdilik 10.000’den az izlenen videolar üzerinde yapılabiliyor. Kapsam dışında kalan içerikler ise farklı bir isim ile tekrar kaydedilerek yayınlanıyor.

Böylelikle başta amatör kullanıcılara hitap eden YouTube, siteye yüklenen içerik kalitesinin kullanıcı bazlı değişikler ile arttırılmasını sağlıyor. Böylece videolardaki istenmeyen noktalar ortadan kaldırılırken genel anlamda daha profesyonel bir sonuç ortaya çıkıyor.

:: Video düzenleme uygulamalarından hangisini tercih ediyorsunuz? YouTube’un bu konudaki hizmetini nasıl buldunuz?

 

iOS İçin WordPress 3.1 Çıktı, İndirin!

Blog denilince akıllara ilk gelen isimlerden olan WordPress cephesi başlattığı güncelleme serisine dur durak vermeden devam ediyor. Sunduğu altyapı, tasarım seçenekleri ve tamamen kişiselleştirilebilir özellikleriyle rakiplerine nazaran bir adım öne çıkan servis son olarak “retina display”e geçtiğini duyurmuştu.

Ortalamanın çok üzerinde bir kalitede görüntüleme seçeneği anlamına gelen retina display ile daha canlı ve keskin bir yapıya bürünen WordPress böylelikle daha estetik ve modern grafiklere kavuştu.

Diğer taraftan mobil ve tablet cihazlarda da aktif olarak kullanılan platformun ziyeretçi trafiğinin önemli bölümü bu cepheden karşılanıyor. Şubat ayında BlackBerry Playbook desteğini duyurarak hizmet alanını genişleten ekip şimdi de iOS uygulamasını 3.1 ile güncellediğini duyurdu.

Adeta sıfırdan yaratılan yazılım ilk dikkat çeken özelliği arayüz tasarımı. 3.0’a nazaran daha sade ve kullanıcı dostu dizayna kavuşan servis böylelikle istenilen aktivitenin kolaylıkla yerine getirilmesini sağlıyor. Icon ve karşılama ekranlarını dahi yenileyen ekip temel yapı itibariyle iPhone sürümünü Facebook uygulamasına, iPad versiyonunu ise Twitter uygulamasına benzetmiş.

Uygulama içi blog’unuza kolay erişim, iPad için yazı önizleme, WordPress.com istatistikleri, tanıdığınız kişileri bulmak için “arkadaş bulucu” gibi birtakım önemli güncellemeri de beraberinde getiren gözde servis ek olarak performans ve altyapı iyileştirmeleriyle daha da hızlandı.

iOS yazılımının en kapsamlı güncellemelerinden birine imza atan yetkililer kolay kullanımın yanı sıra sundukları hızlı işlem imkanı ile kullanıcıların beğenisini kazandı. Ayrıca rakipleriyle kıyaslandığında mobil alanına verdikleri önem ile ciddi bir kesimi bünyesinde tutmaya devam eden WordPress böylece kullanıcı tercihlerinde ilk sırada yer almaya devam etmek istiyor.

  • İlgili yazılımı indirmek için buraya tıklamanız yeterli.

:: Blog’unuz için hangi platformu kullanıyorsunuz? WordPress iOS’un 3.1 sürümünü nasıl buldunuz?

 

123Mac – Taşınıyoruz

Mac’iniz açıldı, kablosuz ağınıza bağlandınız, kullanıcı adınızı oluşturdunuz ve masaüstünüze ulaştınız. Eksik birşeyler mi var?… Eski bilgisayarınızdaki dosyalarınız? Ama bu dosyalar nerede? Hangi klasörlerin altında? Bu dosyaları yeni Mac’inizde nereye transfer etmelisiniz?

 

Dosyaların nerede olduğunu bildiğinizi düşünelim. Fotoğraflar, müzik dosyaları, epostalar ve ofis dökümanlarını manuel yöntemlerle harici bir disk veya USB bellek kullanarak yeni Mac’inize taşıyabilirsiniz. Gözden kaçırdığınız birşeyler olabilir mi? Eğer bu dosyaları düzenli ve daha pratik bir şekilde taşımanın bir yolu yok mu diyecek olursanız Geçiş Yardımcısı (Migration Assistant) size yardımcı olacaktır.

{pagebreak::geciş yardımıcısı}

Geçiş Yardımcısı (Migration Assistant)

Geçiş Yardımcısı, iki bilgisayar arasındaki verileri eksiksiz bir şekilde transfer etmenizi sağlayan sihirli bir araçtır. Eğer eski bilgisayarınız da bir Mac ise, yüklemiş olduğunuz programlara kadar herşeyi yeni Mac’inize transfer edebilirsiniz. Böylece tüm programları yeniden kurmak derdinden kurtulmuş olursunuz.

Eğer eski bilgisayarınız Windows işletim sistemine sahipse, yüklü olan programların Mac sürümlerini veya muadillerini bulmanız gerekecek. Bunun için uygulama üreticisinin web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Geçiş Yardımcısı’nı kullanmak için eski bilgisayarınızın ve yeni Mac’inizin aynı ağa bağlı olması ve eski bilgisayarınızda http://www.apple.com/migrate-to-mac linkinden indireceğiniz uygulamanın kurulu olması gerekiyor. Adım adım neler yapacağımızı anlatmadan önce Geçiş Yardımcısı’nın neleri, nereye transfer edebildiğini söyleyelim:

Eski bilgisayarınızdaki masaüstü görüntüsü masaüstünüze,

E-posta hesaplarınız, e-postalarınız ve içindeki ekli dosyalar Mail uygulamasına,

Adres defterinizdeki kişiler, Adres Defterine,

Web tarayıcınızdaki sık kullanılanlar, favoriler ve ana sayfa, Safari’ye,

Takviminizdeki bilgiler, iCal uygulamasına,

iTunes kullanıyorsanız, iTunes’da bulunan müzikler, iPod ve iPhone uygulamalarınız, iTunes uygulamasına,

Dökümanlar, Videolar, Müzikler, Fotoğraflar, Mac’inizdeki ilgili klasörlere,

Masaüstündeki tüm dosyalar, masaüstüne

Gördüğünüz gibi Geçiş Yardımcısı, herşeyi yerli yerine kopyalayacak ve herhangi bir dosyayı eski bilgisayarınızda unutmanızı engelleyecektir.

{pagebreak::iki}

İşte yapmamız gerekenler:

İki bilgisayarın da aynı ağda olduğuna emin olun.

Eski bilgisayarınızdaki Migration Assistant uygulamasını çalıştırın. Eğer yüklü değilse http://www.apple.com/migrate-to-mac linkinden indirip kurabilirsiniz.

Mac’inizde Uygulamalar/İzlenceler klasörü altındaki Geçiş Yardımcısı’nı çalıştırın.

“Bilgilerinizi nasıl aktarmak istersiniz” sorusuna “Başka bir Mac’ten, PC’den, Time Machine yedeklemesinden veya diskten” seçimini yaparak devam edin

Sorulduğunda kullanıcı adınızı ve parolanızı girin.

“Başka bir Mac’ten veya PC’den”i seçin ve devam edin.

Transfer sırasında açık olan tüm uygulamaların kapalı olması gerekmektedir, devam butonuna basarak açık olan uygulamaların kapanmasını sağlayın.

Ekranda eski bilgisayarınızı seçin ve Mac’te gördüğünüz şifrenin eski bilgisayarınızda da görüntülenmesini bekleyin ve devam butonuna basın.

Transfer etmek istediğiniz bilgileri seçin ve devam butonuna basın.

Transfer etmek istediğiniz dosya sayısı ve büyüklüğüne göre transfer süreniz değişecektir. Transfer tamamlandığında “Bilgilerinizin aktarılması başarılı oldu” mesajı görüntülenecektir.

Şimdi mevcut oturumunuzu kapatıp eski bilgisayarınızdaki kullanıcı ismi ile Mac’inizde oturum açabilirsiniz. İlk açılışta yeni bir parola tanımlamanız gerekecektir.

{pagebreak::uc}

Geçiş Yardımcısı sayesinde tüm dosyalarınız artık yeni bilgisayarınızda, üstelik masaüstündeki duvarkağıdına kadar…

Şimdi eski bilgisayarınızı bir kenara koyup yeni Mac’inizin keyfini çıkarmaya başlayabilirsiniz. Gelecek yazılarımızda yeni Mac’inizde işinize yaracak yeni uygulamaları anlatacak ve işinize yarayacak pek çok ipucu paylaşmaya başlayacağız.

Bu yazı Kayhan Belek tarafından yazılmıştır.

İlk yazımız olan Hoşgeldin Mac’e buradan ulaşabilirsiniz.

:: Dosya transferinde geçiş yardımcısı uygulamasını kullanıyor musunuz?

Windows 8 Metro Arayüzünden Başlayacak

Microsoft‘un Xbox 360 ile beraber yaygın kullanıma soktuğu, sonra Windows Phone 7 ile akıllı telefon pazarına getirdiği Metro arayüzü, yeni Office sürümü ve Windows 8 ile beraber, Microsoft’un olduğu her alana yayılacak.

Microsoft, Metro arayüzüne duyduğu heyecanı kullanıcıların da duymasını istiyor ve onların Metro arayüzünü daha sık kullanmalarını istiyor.

Geçtiğimiz hafta üreticilere dağıtılmaya başlayan Windows 8 RTM sürümünde ortaya çıkan bir ayrıntılar ve şirketin Metro arayüzünde izlediği politikalar bunu kanıtlar tarzda.

Windows 8 RTM‘i inceleyenlerin iddialarına göre cihazların ilk açılışta, doğrudan masaüstünde başlama opsiyonunun engellendiğini ve direkt olarak Metro arayüzü ile donatılan başlat menüsüne yönlendirildiği gözlemlenmiş.

Microsoft, Metro başlat menüsünden masaüstüne, Windows + D kısayolu ya da Metro üzerinden Dosya yöneticisi simgesinden geçiş yapılmasını istiyor. Microsoft şimdilik bu iddiaları yalanlamadı. Bakalım dokunmatik arabirimi olmayan bilgisayarlarda zorlanacak olan Metro arayüzü nasıl tepkiler alacak?

:: Metro arayüzünü beğeniyor musunuz? Masaüstü bilgisayarlarda bu arayüz sizce kullanışlı olur mu?

 

Darty’den Satın Alma Açıklaması

Son günlerde kamuoyunda satılacağına dair haberlerin çıktığı Darty, konuyla ilgili açıklama yaptı. Saın alma gibi bir durumun olmadığını belirten firma, haberleri kesin bir dille yalanladı.

İşte Darty’nin resmi açıklaması:

Avrupa ve Türkiye’nin önde gelen beyaz eşya ve perakende markası DARTY’nin Teknosa tarafından satın alınacağına dair bazı yayın kuruluşlarında yer alan haberlere istinaden bu açıklamayı yapma gereği duyulmaktadır.

DARTY’nin bazı yayın organlarında yer aldığı gibi Türkiye’de el değiştirme sürecinde olması söz konusu değildir. Hiçbir resmi dayanağı olmayan bilgilerle üretilen bu tür haberler gerçeği yansıtmamaktadır. Türkiye’de aynı sektörde faaliyet gösterdiğimiz bir rakibimizin bu tür söylentilerin ortaya çıkması için ortam yaratması tarafımızca doğru bulunmamaktadır.

DARTY’nin bağlı bulunduğu Kesa Electrical PLC de (DARTY Group) Türkiye’nin ve DARTY Türkiye‘nin büyümesine inanmaktadır ve kesinlikle satma fikirlerinin olmadığını vurgulamaktadır. Buradan da anlaşılacağı üzere DARTY’nin Türkiye’de yoluna başarılı ve sağlıklı bir şekilde büyüyerek devam etmekten başka bir düşüncesi bulunmamaktadır.

Avrupa’nın beyaz eşya ve teknoloji perakendeciliği alanındaki en büyük firmalarından Kesa Electrical PLC’nin bir parçası olan DARTY, Türkiye’ye yatırım yaptığı ilk günden beri hizmet, ürün ve fiyat politikasıyla başarılı ve istikrarlı bir şekilde büyümesine devam etmektedir. Türkiye’de her yıl beş yeni mağaza açma hedefiyle hareket eden DARTY, 2012’de de bu hedefine doğru ilerlemektedir. Haziran ayında Bodrum’da bu yılki 4. ve toplamda 28. mağazasını açan DARTY, Eylül ayında da Bursa mağazasını açarak büyümesini sürdürecektir.

:: Sizce en iyi teknoloji market zinciri hangisi?


 

HIS Radeon HD 7770 ICEQ X İncelemesi

AMD‘nin Radeon HD 7000 ailesi, AMD‘nin GHz Edition adında daha önce Radeon HD 7970 GHz modelini incelemiştik. O incelememize buradan ulaşabilirsiniz. Radeon HD 7770 GHz Edition, 7970 GHz Edition‘dan farklı olarak Power Tune teknolojisini kullanmıyor. Power Tune teknolojisi sayesinde Radeon HD 7970, hızını 1050 MHz‘e kadar çıkartabiliyordu. Yani bir nevi işlemcilerdeki Turbo teknolojisi.

AMD‘nin başarılı ortaklarından HIS, efsanevi ICEQ ailesine daha sonra fabrikasyon hızaşırtmalı modeller ekledi ve adına ICEQ X dedi. ICEQ X hem geliştirilmiş soğutma, hem özel PCB hem de standart kartlara göre daha yüksek hızlarda çalışıyor.

İncelediğimiz HIS ICEQ X HD 7770 GHz, 1170 MHz GPU, 1250 MHz yani 5000 MHz bellek hızına sahip. Kartta 1 GB DDR5 bellek kullanılıyor.  Ayrıca kartın bellek arabirimi 128 Bit. Hala neden ekran kartları 128 bit diye bazı kullanıcılar takılıyorlar fakat, bellek bant genişliği demek bellek hızı ve bant genişliğinin toplmanından elde edilen değer demek. Yani bellek hızı 2 GHz olan 256 bit ekran kartı, 5 GHz belleğe sahip 128 bitlik ekran kartından daha az bant genişliği sunar.

Bu kısa ayrıntıdan sonra, AMD‘nin orta segmentteki savaşçısı Radeon HD 7770‘in sonuna kadar overclocklanmış halini bir inceleyelim. Bakalım neredeyse 1.2 GHz‘de çalışan GPU neler yapabiliyor?

{pagebreak::2}

HIS Radeon HD 7770 ICEQ X’in Teknik Özellikleri ve Önce Çıkan Detayları:

Standart olarak 1 GHz‘de çalışan HD 7770‘in GPU‘sunu HIS 170 MHz daha hızlandırıyor ve 1170 MHz gibi oldukça ciddi bir GPU frekansı belirliyor.

1125 MHz olan standart bellek frekansı da 1250 MHz’e çıkarılmış. Overclock ile biz 1300 MHz’e çıkartabilidik.

640 shader sayısına sahip olan ekran kartı, 16 ROP ile geliyor. 128 bit bant genişliği ve 5 GHz‘de çalışan bellekler ise karta saniyede 80 GB bant genişliği sağlıyor.

OpenGL 4.2, Shader Model 5, DirectX 11, 4K x 2K Quad HD görüntü desteği, Eyefinity, AMD HD3D gibi ek teknolojilerle desteklenen ekran kartı, Crossfire ile çoklu kuruluma da olanak sunuyor.

{pagebreak::3}

HIS Radeon HD 7770 ICEQ X GHz Edition ‘ın Dış Görünüşü:

HIS Radeon HD 7770 IceQ X GHz Edition, özel soğutucu ve klasik IceQ PCB rengi olan mavi PCB ile geliyor.  Ekran kartında sessiz çalışan ve daha iyi hava akımı sağlasın diye geliştirilmiş kıvrımlara sahip 90mm’lik bir fan bulunuyor.

Bu fan, 6mm kalınlığında 2 adet ısı iletim borusu ve alüminyum sinkleri soğutuyor.

Kart, güç ihtiyacını tek 6 pinlik PCIE güç girişinden sağlıyor.

2 adet mini DisplayPort, HDMI ve DVI başta olmak üzere 4 monitör bağlayabiliyorsunuz.

 

{pagebreak::4}

HIS Radeon HD 7770 ICEQ X GHz Edition’ın İç Yapısı:

Kartın soğutucusunu çıkardığımızda tamamiyle katı kapasitörlerden oluşmuş, sağlam bir baskı kartının olduğu görülüyor.

Kartın üzerindeki bellek modülleri üzerinde soğutucu sinkler bulunmuyor. Fandan gelen hava tarafından soğutuluyor. Belleklerin üzerinde sink olsaydı, daha yüksek bellek hızlarına çıkılabilirdi.

Soğutucunun içine baktığımızda geniş alimünyum yaprakları ve bakır iletim borularını görüyoruz. Ekran kartı gayet sessiz ve serin bir şekilde çalışabiliyor.

{pagebreak::5}

HIS Radeon HD 7770 ICEQ X GHz Edition Performans Testleri:

Test Sistemi:

Intel Core i7 3690X Default @ Water Cooled

2X4 GB DDR3 1866 MHz Corsair Vengeance RAM

Intel DX79SI Anakart

Seagate 7200.11 Barracuda 1TB

Corsair AX1200 1200 Watt PSU

Windows 7 SP1 64 bit

3DMARK 11:

Extreme:

{GRAPH::1331}

Performance:

{GRAPH::1332}

{pagebreak::7}

3DMARK Vantage:

High:

{GRAPH::1333}

Unigine Heaven 2.5:

DX11 1920 x 1080p Tess Extreme 8xAA:

{GRAPH::1334}

Dx11 1920 x 1080p Tess Normal NoAA:

{GRAPH::1335}

{pagebreak::8}

Lost Planet 2:

1920x1080p 4X AA Test B:

{GRAPH::1337}

Battlefield 3:

1920x1080p 4XAA Full Detail:

{GRAPH::1338}

{pagebreak::9}

HIS Radeon HD 7770 ICEQ X GHz Edition Overclock Performansı:

HIS, zaten ekran kartını oldukça yüksek hızlara ayarlamış. 1170 MHz, GPU için epey yüksek değerler. Sınırda olan değerleri biraz daha arttırdık. Bu arttırmadan sonra ekran kartının GPU hızı 1205 MHz, bellekleri ise 1300 MHz oldu. Efektif olarak belleklerin hızı 5200 MHz’e çıkmış oldu. 

Bir süreden sonra GPU hızının artması ekran kartında fazla performans artışı getirmiyor. Burada bant genişliğine takılıyoruz. Azıcık bellek hızı artması, performansı daha da arttırdı. Bu kartı alacaksanız, belleklerle daha fazla ilgilenip, 6 GHz seviyesine overclock yapmanızı öneriyorum. Ekran kartı o zaman 3DMARK Vantage High’ta 12K seviyesine gelecektir.

{GRAPH::1333}

Kart overclocksız 11100 seviyesinde puan alıyorken, overclock ile 11561 puan almayı başardı. Çok yüksek bir fark değil ama azımsanacak değerler de değil.

{pagebreak::10}

Güç Tüketimi ve Sıcaklık Değerleri:

Toplam Güç Tüketimi:

{GRAPH::1340}

Sıcaklık:

{GRAPH::1339}

{pagebreak::11}

HIS Radeon HD 7770 ICEQ X GHz Edition Teknik Özellikleriı ve Sonuç:

Teknik Özellikler:

  • GPU Hızı: 1170 MHz
  • Bellek Hızı: 500 MHz
  • Shader Sayısı: 640
  • ROP: 16
  • Bellek Arabirimi: 128 Bit
  • Bellek: 1 GB
  • Bellek Tipi: GDDR5

Sonuç:

Orta segment ekran kartı almak istiyor, bu segmentteki seçiminizi HD 7770 olarak yapacaksanız, HIS ICEQ X kalitesine güvenmenizi öneririm. Ekran kartı üst seviye frekanslarla geliyor. Biraz daha overclock yaparak daha iyi değerler yakalayabiliyorsunuz. Bir güç tüketimi yüksek denebilir ama HD 7770 lansmanında başarılı bir kart.

Ben bu tip geliştirilmiş seçenekler yerine HD 7850 gibi bir üst segment ekran kartlarının, referans modellerinin seçilmesinden yanayım. Çünkü çok yüksek fiyat farkları olmayacaktır.

:: HIS ICEQ X serisi ekran kartlarını başarılı buluyor musunuz?

 

Google, Sosyal İmkanları ile Şaşırtıyor

Dünyadaki internet devlerinin en büyük sıkıntısı nitelikli işgücü. Google, Facebook, Yahoo gibi dev internet şirketlerindeki transferler birbirini izliyor, pek çok insan kaynakları avcısı da, çalışanları avlamak için firmaların ‘ekstralarını’ sunuyor.

Örneğin Google‘da çalışanlara yemek bedava, bir süre önce Google‘dan Yahoo‘ya CEO olarak transfer olan Marissa Mayer‘in de Yahoo‘ya getirdiği ilk yenilik çalışanlara ücretsiz yemek olmuştu.

Dev teknoloji şirketlerindeki imkanlar sadece ücretsiz yemek ile sınırlı değil. Ultra hijyenik koşullar, ofislerde revirlerin bulunması ve sağlık hizmetlerinin firmalar tarafından karşılanması da bu tarz dev Amerikan şirketlerinde alışılagelmiş durumlar arasında yer almakta.

Google’dan ölüm yardımı

Haberimize konu olan durum ise, Google‘ın çalışanları için sağladığı ölüm yardımı. Bu ölüm yardımı her bir çalışanın çocuğu için 10 yıllık bir süreyi kapsıyor. Bir Google çalışanı vefat ettiğinde, eğer varsa çalışanın çocukları 19 yaşına (öğrenci olması halinde 23 yaşına) kadar Google‘dan her ay 1.000$‘lık bir maaş alıyor.

Sırf annelik izni değil, babalık izni de var

Doğum izni olarak bilinen ve annelerin alabileceği izinlerin yanı sıra, Google‘da babalık izni de var. Yeni baba olan erkekler, 6 haftalık ücretli izne çıkabiliyor ve bir yandan yeni çocukları ile ilgilenirken, bir yandan da eşlerinin yanında olabiliyorlar.

:: Google, Sosyal İmkanları ile Şaşırtıyor

Kaspersky Labs’ın Yeni Keşfi Gauss

Güvenli içerik yönetim çözümleri alanındaki lider isimlerden Kaspersky, Ortadoğu’daki kullanıcıları hedef alan yeni bir siber tehdidini duyurdu.

“Gauss” olarak adlandırılan bu yeni tehdidin, enfekte makinelerdeki tarayıcı şifrelerine, çevrimiçi banka hesap bilgilerine, çerezlere ve belirli konfigürasyonlara özel bir odaklanması bulunuyor.

Kaspersky Lab yetkilileri Gauss’un hassas verileri çalmak için tasarlanmış karmaşık ve ülke çapında desteklenen bir siber casusluk aracı olduğunu belirtiyor.

Gauss içerisinde bulunan çevrimiçi bankacılık Trojan’ı, bugüne kadar bilinen herhangi bir siber silah içerisinde bulunmamış özel bir karakteristiğe de sahip bulunuyor.

Küresel siber güvenliğin sağlanmasında önemli bir adım

Gauss, Flame’ in keşfini takiben, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) tarafından başlatılan ve halen devam eden bir girişim süreci içerisinde keşfedildi. Bu çalışmalar, küresel siber barışın genel amacında anahtar niteliği taşıyor ve siber silahların risklerini azaltmayı amaçlıyor.

Yeni zararlı yazılım, Kaspersky Lab uzmanları tarafından Haziran 2012’de keşfedildi. Ana modüle, kimlikleri bilinmeyen yaratıcıları tarafından, Alman matematikçi Johann Carl Friedrich Gauss’un ismi verildi. Diğer parçalar da Joseph-Louis Lagrange ve Kurt Gödel gibi ünlü matematikçilerin adlarını taşıyordu. Araştırma, Gauss’un ilk aktivitelerinin Eylül 2011’e kadar uzandığını tespit etti. Haziran 2012’de, Gauss’un komuta ve kontrol sunucuları işlerliğini yitirdi.

Kaspersky Lab uzmanları Gauss’u, zararlı yazılımın Flame ile paylaştığı ortak özellikleri tanımlayarak keşfetti. Bu ortak özellikler arasında, benzer mimari platformlar, modül yapıları, kod tabanları ve komuta ve kontrol sunucularıyla iletişim yöntemleri bulunuyor.

Gauss ile ilgili bazı gerçekler:

  • Analizler, Gauss’un faaliyetlerine Eylül 2011 tarihinde başladığını gösteriyor.
  • Yazılım, Flame üzerinde yapılan derin analizler ve araştırmalar neticesinde edinilen bilgiler sonucunda, ilk olarak Haziran 2012’de keşfedildi.
  • Keşif, Flame ve Gauss arasındaki güçlü benzerlik ve ilişkiler sayesinde mümkün oldu.
  • Gauss K&K altyapısı, keşfinden kısa bir süre sonra, Haziran 2012’de kapandı. An itibariyle zararlı yazılım, K&K sunucularının aktif hale geçmesini beklerken uyku konumundadır.
  • Mayıs 2012’nin sonlarından bu yana Kaspersky Lab bulut tabanlı güvenlik sistemlerinin kaydettiği bulaşmaların sayısının 2 bin 500’ün üzerine çıkmasıyla Gauss’un toplam kurbanlarının sayısının onbinlere ulaştığı tahmin ediliyor. Bu sayı Stuxnet ile karşılaştırıldığında düşük kalıyor; ancak Flame ve Duqu saldırılarının sayısından ciddi derecede fazla.
  • Gauss, bulaştığı bilgisayarlardan, tarayıcı geçmişi, çerezler, şifreler ve sistem konfigürasyonları gibi detaylı bilgileri çalıyor. Aynı zamanda, çeşitli çevrimiçi bankacılık sistemlerine ve ödeme biçimlerine erişim bilgilerini de çalma yeterliliğine sahip.
  • Gauss’ un analizleri, aralarında Bank of Beirut, EBLF, BlomBank, ByblosBank, FransaBank ve Credit Libanais’in de bulunduğu pek çok Lübnan bankasından veri çalmak adına tasarlandığını gösteriyor. Ek olarak Gauss, CitiBank ve PayPal kullanıcılarını da hedefliyor.

:: Yeni bulunan virüs ile ilgili şüpheleriniz var mı?

 

Samsung’tan S3 Sahiplerine Dev Kıyak

Samsung, Android dünyasında rekor satış değerleri elde eden Galaxy S3 için teşekkür amacı taşıyan bir kampanya başlattı. Global pazarda 10 milyon satış barajını aşan ve önümüzdeki aylarda bu sayıyı 19 milyona çıkarmayı amaçlayan Samsung, Galaxy S3 alan kullanıcılarına güzel bir jest yapıyor.

Kampanyaya göre Samsung, Facebook üzerinden 50 bin deri Galaxy S3 kılıfını hediye edecek. Samsung Türkiye Facebook sayfasındaki formu dolduran 50 bin kişiye; kahverengi veya siyah renklerdeki deri kılıflar ücretsiz olarak yollanacak.

:: Samsung’un Galaxy S3 için yaptığı bu jesti nasıl buldunuz?