PlayStation Plus servisi, Aralık ayında Extra ve Premium aboneleri için oyun kataloğuna eklenecek iki önemli oyunu erkenden ortaya çıkardı. Elde edilen bilgilere göre, 2023 yılının dikkat çeken yapımları arasında yer alan Assassin’s Creed Mirage ve Wo Long: Fallen Dynasty, 16 Aralık Salı günü itibarıyla PS Plus kütüphanesine katılıyor. Bu sızıntı, PlayStation kullanıcılarının heyecanını artırdı ve yılın son ayındaki güçlü içerik akışını bir kez daha gözler önüne serdi.
İki dev yapım geliyor
Ubisoft Bordeaux tarafından geliştirilen ve 2023 yılında çıkan Assassin’s Creed Mirage, seriyi gizlilik odaklı köklerine geri döndüren bir yapım olarak biliniyor. Oyun, kısa süre önce Xbox Game Pass kütüphanesine de eklenmişti.
Mirage, yakın zamanda Basim’in hikayesini derinleştiren, altı saatlik ek macera sunan büyük bir güncelleme aldı. Diğer büyük oyun Wo Long: Fallen Dynasty ise, yine 2023 yılının başlarında çıktı.
Nioh’un yapımcısı Team Ninja imzasını taşıyan bu Souls-like türündeki aksiyon rol yapma oyunu, oyuncuları Çin’in Üç Krallık döneminden ilham alan karanlık bir fantastik dünyaya taşıyor. Wo Long, daha önce çıkış gününde Game Pass’te yer aldı, ancak bu yılın başlarında platformdan ayrılmıştı.
Aralık ayı, PS Plus aboneleri için zaten hareketli başladı. Extra ve Premium üyeleri, Red Dead Redemption’ın yeni PS5 yeniden düzenlenmiş sürümünü 2 Aralık’tan itibaren ve Skate Story’yi 8 Aralık’tan itibaren Gün Bir’de oynama şansı buldu.
Nissan, elektrikli crossover modeli Nissan NX8 aracını özellikle Çin pazarı için geliştirdi. İşte detaylar.
Ayrıca Essential ve üstü üyeler için ise bu ay normalden farklı olarak üç yerine beş oyun sunuldu; bu listede Lego Horizon Adventures öne çıkan yapım oldu. Bu büyük eklemelerin yanı sıra, Premium üyeler için Klasikler Kataloğu’na da yeni bir oyun geliyor.
Geçtiğimiz Eylül ayında State of Play etkinliğinde duyurulan Soulcalibur III adlı dövüş oyunu, bu ay içinde Klasikler arasına dahil olacak. Yeni oyunların resmi duyurusunun yakında Sony tarafından yapılması bekleniyor.
Mobil dünyadaki rekabeti kızıştıracak olan Oppo Find X9 Pro, üstün kamera yetenekleriyle Türkiye pazarındaki kullanıcılarla buluşmaya hazırlanıyor. OPPO Find X9 Pro Türkiye fiyatı bugün düzenlenen etkinlikte belli oldu.
Oppo Find X9 Pro tasarımı ve özellikleri
Yeni model, estetik detayları ergonomik bir yapıyla birleştiriyor. Cihaz, İpek Beyazı ve Titanyum Antrasit olmak üzere iki farklı renk seçeneği sunuyor. Ayrıca mat cam yüzey ve alüminyum çerçeve, telefona premium bir hava katıyor. Sadece 1,15 mm kalınlığındaki çerçeveler ise ekran deneyimini bir üst seviyeye taşıyor.
Gelişmiş Hasselblad kamera sistemi
Telefonun en dikkat çekici özelliği şüphesiz kamera kurulumudur. Oppo, bu modelde LUMO Image Engine teknolojisini ve Hasselblad Master Kamera Sistemini kullanıyor. Özellikle 200 MP çözünürlüğündeki telefoto sensörü, mobil fotoğrafçılıkta standartları değiştiriyor. Böylece kullanıcılar, her çekimde net ve doğal renkler elde ediyor. 89.999 TL‘den ülkemizde satışa sunulacak olan telefon pazarı karıştıracak gibi görünüyor.
Video ve sinematik çekim yetenekleri
Cihaz, video tarafında da içerik üreticilerini memnun ediyor. Dolby Vision formatında 4K/120 fps kayıt imkanı sunan model, profesyonel çekimlere olanak tanıyor. Bununla birlikte ACES destekli LOG kayıt özelliği, kurgu aşamasında büyük kolaylık sağlıyor. AI Ses Odaklama teknolojisi ise gürültülü ortamlarda bile net ses kaydı alıyor.
Yüksek performans ve pil ömrü
Telefonun kalbinde 3nm süreciyle üretilen MediaTek Dimensity 9500 işlemcisi yer alıyor. Bu güçlü işlemci, enerji verimliliği ve performansı dengeli bir şekilde sunuyor. Ayrıca cihazda 7500 mAh kapasiteli devasa bir batarya bulunuyor. Silikon-karbon pil teknolojisi sayesinde telefon, tek şarjla iki güne kadar kullanım süresi vadediyor.
ColorOS 16 ile akıcı deneyim
Yeni işletim sistemi ColorOS 16, arayüzde benzersiz bir akıcılık sağlıyor. Kusursuz Animasyon teknolojisi, geçişleri pürüzsüz hale getiriyor. Yapay zeka destekli AI Portre Işığı ise fotoğraflara stüdyo kalitesinde aydınlatma ekliyor. Sonuç olarak Oppo, bu modelle bugüne kadarki en rafine kullanıcı deneyimini hedefliyor.
Bethesda, oyun dünyasının eskimeyen başyapıtı The Elder Scrolls V: Skyrim’i yeni nesil taşınabilir konsola taşıdı. Merakla beklenen Skyrim Switch 2 sürümü, zengin içeriğe sahip Anniversary Edition paketiyle birlikte oyuncuların beğenisine sunuldu. Efsanevi RPG, yeni donanımın gücüyle tazelenmiş bir deneyim vadediyor.
Yapımcı ekip, bu yeni sürümde konsolun teknik kapasitesinden sonuna kadar faydalanmayı hedefliyor. Artırılmış çözünürlük, çok daha hızlı yükleme süreleri ve yeni nesil kontrolcü entegrasyonları ile Skyrim, taşınabilir platformda şimdiye kadarki en kapsamlı halini alıyor. Ejderdoğan’ın macerası, Nintendo’nun yeni ekosisteminde kaldığı yerden devam ediyor.
Skyrim Switch 2 fiyatı ve yükseltme avantajları
Nintendo eShop üzerinden satışa sunulan Skyrim Anniversary Edition, mevcut oyuncular için oldukça cömert fırsatlar barındırıyor. Eğer orijinal Switch konsolunda Anniversary Edition sürümüne zaten sahipseniz, Switch 2 versiyonuna tamamen ücretsiz olarak geçiş yapabilirsiniz. Bu sayede kütüphanenizdeki oyun, ek bir ücret ödemeden yeni nesil özelliklere kavuşmuş oluyor.
Elinizde sadece Switch 1 için temel oyun varsa da üzülmenize gerek yok. Bu kullanıcılar, 20 dolar ödeyerek Anniversary Edition yükseltmesini satın alabilir ve Switch 2 sürümünü indirebilir. Bu paket; Dawnguard, Hearthfire ve Dragonborn gibi devasa DLC’lerin yanı sıra, Creation Club içeriklerini de kapsayarak yüzlerce saatlik bir macera sunuyor.
Yeni nesil donanım ve kontrol desteği
Switch 2 sürümü, görsel ve teknik açıdan önemli iyileştirmelerle geliyor. Yeni donanımın işlemci gücü sayesinde oyun, Switch 1 versiyonuna kıyasla çok daha yüksek çözünürlükte çalışıyor. Ayrıca en büyük iyileştirmelerden biri yükleme sürelerinde görülüyor; zindanlara giriş çıkışlar ve hızlı seyahatler artık çok daha seri gerçekleşiyor.
Oyunun kontrol şeması da Nintendo’nun yeni teknolojilerine uyarlandı. Joy-Con 2 kontrolcülerindeki yeni sensörler sayesinde oyunculara fare benzeri bir kontrol imkanı tanınıyor. Ayrıca hareket kontrolleri ve amiibo desteği de oyuna entegre edilmiş durumda. Bu özellikler, özellikle büyü yaparken veya ok kullanırken oyunculara daha interaktif bir deneyim sağlıyor.
Total War: Warhammer 1 veya 2 sahibiyseniz, serinin 3. oyununun devasa Immortal Empires moduna Steam üzerinden ücretsiz erişebilirsiniz.
Bir RPG başyapıtı
İlk kez 2011 yılında piyasaya sürülen The Elder Scrolls V: Skyrim, aradan geçen zamana rağmen popülerliğini hiç kaybetmedi. 200’den fazla Yılın Oyunu ödülü kazanan yapım, açık dünya RPG türünün zirvesi olarak kabul ediliyor. Oyuncular, Dragonborn rolünü üstlenerek Tamriel’in kuzeyindeki karlı Skyrim topraklarında destansı bir yolculuğa çıkıyor. Sunduğu sınırsız özgürlük, keşfedilecek yüzlerce zindan ve ejderhalarla dolu mitolojisiyle oyun, bugün bile milyonlarca oyuncu tarafından oynanmaya devam ediyor.
Peki, Skyrim Switch 2 sürümünü deneyimlemeyi düşünüyor musunuz? Yılların eskitemediği bu macera sizce yeni konsolda nasıl duruyor? Düşüncelerinizi yorumlarda bizimle paylaşın!
Yandex Türkiye bugün, temel hizmetlerinde yapay zekâ odaklı büyümeyesini gözler önüne seren 2025 yılı performans sonuçlarını açıkladı ve 2026 yılına yönelik stratejik vizyonunu paylaştı.
Arama ve yapay zekâ kullanımında rekor büyüme
Yandex Arama, Türkiye’de özellikle ülkemizdeki kullanıcılar için geliştirilen yapay zekâ arama aracı Yazeka sayesinde güçlü bir ivme kazandı. Bu araç, Yandex Arama’yı kullanan kişilerin günlük rutinine başarıyla entegre oldu ve hem kullanıcı sayısında hem de arama sorgularında yıllık bazda %75 artış sağladı. Yazeka ile etkileşim de önemli ölçüde arttı; günlük yanıtlanan sorgu sayısı 2,5 katına çıkarken, haftada en az üç kez Yazeka’yı kullanan aktif kullanıcıların oranı ikiye katlandı. 1 Aralık’taki Fenerbahçe-Galatasaray derbisi sırasında ise kullanıcı sayısı günlük ortalamanın %36 üzerine çıkarak dikkat çekici bir şekilde arttı.
Haritalar ve navigasyon: Daha yüksek hassasiyet ve kapsam
2025 yılında Yandex Maps ve Navigasyon hem kullanıcı kitlesini hem de işlevselliğini önemli ölçüde genişletti. Eylül ayı itibarıyla bu servisleri kullananların sayısı yıllık bazda %43,6 artış kaydederek ayda 5,6 milyon kullanıcıya ulaştı.
Türkiye’de sürücülere yönelik ilk HD haritanın kullanıma sunulması önemli bir yenilik oldu. Öncelikle İstanbul’da devreye alınan bu harita; şerit çizgileri, yaya geçitleri, park alanları ve trafik adaları gibi detayları şerit seviyesinde göstererek, sürücülerin karmaşık kavşaklarda çok daha güvenli bir şekilde sürüş yapmalarını sağlıyor.
Kullanıcıların kolayca yön bulabilmesi için canlı 3D simgesel yapıların eklendiği servis, birçok yeni özellikle de geliştirildi. Artık lojistik sektöründe çalışanlar için kamyon navigasyonu, İstanbul Havalimanı gibi mekânlarda kapalı alan haritaları ve iç navigasyon, elektrikli araç şarj istasyonlarının konumları ve gerçek zamanlı hava durumu bilgileri de sunuluyor.
Kullanıcı etkileşimi de yıl boyunca yüksek seviyede kaldı. 1 Ocak – 14 Kasım tarihleri arasında, sürücüler Yandex navigasyon araçlarıyla toplam 43,8 milyar kilometre yol yaptı; bu mesafe, dünyanın etrafını 1 milyon kez dolaşmakla ya da aya yaklaşık 114 bin kez, güneşe ise 292 kez gidip gelmekle eş değer. İşletmelerin yerel görünürlüğü de arttı; Yandex Maps’te listelenen işletme sayısı, 2024 yılına kıyasla %162,2 artış gösterdi.
Dört şehirde daha taksi çağırma ve artan konfor
Yandex Go, 2025 yılında İzmir, Ankara, Mersin ve Adana olmak üzere dört yeni şehirde daha hizmet vermeye başladı. Platform, ayrıca hizmet verdiği tüm şehirlerde toplamda 10 milyondan fazla yolculuğa aracılık etti. Bunun yanı sıra servis, teslimat hizmeti ve “T” adını taşıyan yeni mobilite özelliğiyle sadece yolculuk çağırma uygulaması olmanın ötesine geçerek süper uygulamaya dönüşmeye başladı. Bu yeni özellik sayesinde kullanıcılar, toplu taşıma güzergâhları ve saatleriyle ilgili bilgilere kolayca ulaşabiliyor ve seyahat planlarını çok daha rahat ve şeffaf bir şekilde yapabiliyor.
Yandex Go’nun verimliliğini ve hızla artan kullanımını gösteren temel göstergeler şöyle:
Ortalama varış süresi: 3 dakika
Nakit kullanılmayan yolculuklar: %50’nin üzerinde
Platformun hizmet verdiği bölgede tüm lisanslı sürücülerin %90’ını oluşturan 18.000’den fazla lisanslı taksi şoförü sisteme dahil edildi.
Reklamcılıkla iş dünyası için yapay zekâ destekli büyüme
Yandex Ads, Türkiye’deki işletmelere veri odaklı araçlar ve gelişmiş hedefleme ile optimizasyon seçenekleri sunarak destek oldu. Bu sayede reklamverenlerin yatırımları bir önceki yıla göre %29 artarken, e-ticaret büyümesini hızlandırmak için geliştirilen Yandex Ads Space platformunda ise 3,8 katlık bir büyüme kaydedildi.
Yapay zekâ teknolojilerinin kullanımı ağırlık kazandı; Eylül 2025 itibarıyla, reklamverenlerin amiral gemisi servisi olan Yandex Direct’teki tüm bütçelerin %82’si yapay zekâ tabanlı teknolojilerle yönetiliyor.
Yeni reklam formatları ve gelişmiş hedefleme seçenekleri sayesinde işletmeler, arama ve navigasyon servislerinde satın almaya yatkın kitlelere ulaşabiliyor; böylece hem marka bilinirliklerini hem de iş sonuçlarını artırabiliyorlar.
2026 yılında stratejik öncelikler
Yandex Türkiye, 2026’da yapay zekâ entegrasyonunu daha da derinleştirmeyi, hizmetlerini genişletmeyi ve yerel iş birliklerini güçlendirmeyi planlıyor. Bu doğrultuda öne çıkan başlıca adımlar ise şöyle:
En yeni yapay zekâ trendlerini entegre edecek yeni nesil bir uygulamanın hayata geçirilmesi (erken erişim için bekleme listesine buradan katılmak mümkün).
Daha kişiselleştirilmiş ve proaktif kullanıcı deneyimleri için hizmetlerin tamamında yapay zekâ entegrasyonu.
Yandex Go’nun yeni şehirlere açılması ve hem lisanslı sürücüler hem de yolcular için geliştirilmiş araçlar.
İşletmelerin marka bilinirliği ve performans hedeflerine uygun yeni çözümler dahil olmak üzere reklamcılıkta yenilikler.
Günlük yolcular ve ticari filolar için yeni özellikler eklenerek Maps ve Navigasyon kapsamının genişletilmesi.
Yandex Arama Uluslararası CEO’su ve Yandex Türkiye Genel Müdürü Alexander Popovskiy yaptığı açıklamada, “2025 bizim için atılım yılı oldu. Ama daha yeni başlıyoruz. 2026’da bu ivmeyi sürdürerek hizmetlerimizi çok daha faydalı, güvenilir ve Türkiye’nin günlük dijital yaşamına entegre bir hale getireceğiz.”
Bakan Bayraktar, TDT Enerjiden Sorumlu Bakanlar 5. Toplantısı kapsamında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) toplantılarında somut projeleri hayata geçirecek özel sektör ve iş dünyasını da bir araya getirmeyi istediklerini ifade etti. Bakan Bayraktar, “Projeleri somut bir şekilde ortaya koyabilecek bir iş platformu hedefliyoruz.” dedi.
Maden İçin İstanbul’da Toplantı
TDT’ye üye olan ülkelerin çok önemli bir enerji ve maden potansiyeline sahip olduğuna dikkat çeken Bakan Bayraktar, toplantıları maden konusundaki iş birliğini arttırmak amacıyla bir ‘Maden Bakanları Toplantısı’ platformuyla çeşitlendirmek istediklerini söyledi. Bayraktar, Maden Bakanları Toplantısı’nın ilkini de yine İstanbul’da önümüzdeki yıl içerisinde tertip etmeyi hedeflediklerini belirtti.
İş Platformu
TDT Enerjiden Sorumlu Bakanlar Toplantısı’nda hükümetler arasında bir iş birliği söz konusu olduğunu ifade eden Bayraktar, somut projeleri hayata geçirecek özel sektör ve iş dünyasını da bir araya getirmeyi önerdiklerini kaydetti. Bayraktar, “Bundan sonraki toplantılarda, ilk bölümünde hükümetler arası görüşmeler, daha sonra da iş dünyasıyla bir araya geldiğimiz, özel sektörü ve kamu şirketlerini cesaretlendirip projeleri somut bir şekilde ortaya koyabilecek bir iş platformu hedefliyoruz.” dedi.
Konuk Bakanlarla Görüşmeler
TDT Enerjiden Sorumlu Bakanlar 5. Toplantısı kapsamında Bakan Bayraktar, misafir ülkelerin bakanları ve beraberindeki heyetlerle ayrı ayrı görüşmeler de gerçekleştirdi. Bayraktar, sosyal medya hesaplarından görüşmelere ilişkin açıklamalar yaptı.
Kırgızistan ile Hidroelektrikte İş Birliği
Bakan Bayraktar, Kırgızistan Enerji Bakanı Taalaibek Ibraev ile bir araya gelerek iki ülke arasındaki enerji iş birliğini geliştirme imkânlarını ele aldıklarını kaydetti. Bayraktar, “Başta hidroelektrik olmak üzere yenilenebilir enerji projeleri ve elektrik enterkonneksiyonları konusunda özel sektör ve kamu girişimlerini teşvik ederek iki ülke arasındaki enerji ortaklığını somut adımlarla güçlendirme niyetimizi ortaya koyduk.” dedi.
KKTC ile Sarsılmaz Bağlar Güçlenecek
Bakan Bayraktar, KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ile de bir araya geldi. Görüşmede, Doğu Akdeniz’deki enerji denklemi ve Ada’nın arz güvenliği gibi stratejik öneme sahip konuları değerlendirdiklerini ifade eden Bayraktar, “Yeni dönemde de Türkiye ile KKTC arasındaki sarsılmaz bağları, enerji alanındaki somut iş birlikleriyle daha da güçlendirmeye, hak ve menfaatlerimizi birlikte savunmaya devam edeceğiz.” dedi.
Azerbaycan’la İş Birliğinde Yeni Bir Boyut
Bakan Bayraktar, Azerbaycan Enerji Bakanı Parviz Shahbazov ile de görüştü. Görüşmede petrol ve doğal gaz alanındaki köklü iş birliğini daha da genişleterek yeni bir boyuta taşıma kararlılıklarını ifade ettiklerini belirten Bayraktar, şunları kaydetti: “Hazar’dan Avrupa’ya uzanan enerji koridorunun bel kemiğini oluşturan mevcut hatlarımızı, yenilenebilir enerji projeleri ve üçüncü ülkelerdeki ortak girişimlerle çeşitlendirmeyi hedefliyoruz. ‘Tek millet, iki devlet’ anlayışıyla büyüyen bu stratejik ortaklık, bölgemizin ve Avrupa’nın enerji arz güvenliğinin en güçlü teminatı olmaya devam edecek.”
Macaristan ile İş Birliği Genişleyecek
Macaristan Dışişleri ve Ticaret Bakanı Peter Szijjarto ile bir araya gelen Bakan Bayraktar, görüşmede, iki ülke arasında enerji alanındaki ortaklığı daha da ileri taşıyacak çalışmalar üzerinde durduklarını belirtti. Bayraktar, “Doğal gazdan nükleere, hidrokarbon aramalarından yenilenebilir yatırımlara uzanan geniş bir yelpazede, iki ülke arasındaki iş birliğini somut projelerle daha da genişletme konusundaki kararlılığımızı vurguladık” açıklamasını yaptı.
Özbekistan ile Madencilikte Somut Adımlar
Bayraktar, İstanbul’daki temaslarında Özbekistan Enerji Bakanı Jurabek Mirzamakhmudov ile de bir araya geldi. Bakan Bayraktar, görüşmeye ilişkin, “Yenilenebilir enerjiden elektrik altyapısına ve yeni elektrik enterkonneksiyonlarına kadar geniş bir yelpazedeki potansiyel iş birliklerini değerlendirdik. Stratejik ortaklığımızı madencilik alanında atacağımız somut adımlarla da derinleştirmeyi ve 2,5 milyar dolarlık ticaret hacmimizi çok daha ileriye taşımayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
Samsung’un geleneksel lansman döngüsü, 2026 yılının başlarına girerken biraz farklı görünebilir. Şirket normalde Galaxy S serisi telefonlarını Ocak veya Şubat başında duyururken, A serisi akıllı telefonlar Mart ayında piyasaya sürülürdü. Ancak, Galaxy S serisindeki dahili değişiklikler bu takvimi etkilemiş durumda.
Bütçe Dostu Modeller Erken Başlıyor
Bilindiği gibi, Samsung’un daha önce S26 Plus modelinin yerine S26 Edge’i tanıtması bekleniyordu. Fakat S25 Edge’in satışlarda beklenenin altında performans göstermesinin ardından, şirketin S26 Edge projesini tamamen iptal ettiği ve S26 Plus’ı listeye geri aldığı bildirildi.
Bu son dakika manevrası, Ar-Ge takvimlerini geri itti. Bu nedenle Galaxy S26 serisinin, alışılagelmiş erken yıl penceresi yerine, Şubat ayının sonlarına doğru piyasaya sürülmesi bekleniyor.
Xiaomi de yapay zeka tarafındaki gelişmeleri hızlandırıyor gibi görünüyor. Şimdi de iddialara göre Xiaomi Mi Chat geliştiriliyor.
Galaxy S26 serisi her zamankinden daha geç gelebilecek olsa da, Samsung bu boşluğu bütçe ve orta segment lansmanlarını öne çekerek doldurmayı planlıyor gibi görünüyor. Yeni bir sızıntı, giriş seviyesi modeli olan Galaxy A07 5G’nin bu ayın sonlarında veya Ocak 2026’nın başlarında piyasaya sürülebileceğini gösteriyor. Bu, önceki giriş seviyesi Galaxy A0 serisi lansmanlarına göre daha erken bir tarih.
Daha da ilginci, Samsung’un Galaxy A37 ve Galaxy A57 modellerini de normal takvimlerinden önce piyasaya sürmeyi planlaması. Bu iki model genellikle Mart veya Nisan aylarında ortaya çıkardı, ancak bu sefer Şubat 2026 gibi erken bir tarihte bekleniyorlar. Bu değişiklik, amiral gemisi takvimi ayarlanırken Samsung’un ürün ivmesini sabit tutmaya çalıştığını gösteriyor.
Galaxy A37 ve A57, yeni yonga setleri ve en son yazılımlarla kademeli yükseltmeler getirecek. Her iki telefon da kutudan Android 16 ile çıkacak.
Galaxy A57’nin, Samsung’un yeni Exynos 1680 işlemcisi ve Xclipse 550 GPU’su ile çalışacağı söyleniyor.
Galaxy A37 ise Exynos 1480 yonga setini ve Xclipse 530 GPU’yu barındıracak.
Samsung’un bu stratejik hamlesi, hem amiral gemisi segmentindeki karmaşayı yönetmesine hem de yılın ilk çeyreğinde orta ve giriş seviyesi pazarlardaki rekabetçi konumunu güçlendirmesine yardımcı olabilir.
Ünlü İngiliz yönetmen Guy Ritchie, daha önce Robert Downey Jr.’ın başrolünde olduğu gişe rekortmeni Sherlock Holmes filmlerini yönetmişti. Şimdi ise dedektifin dünyasına bir dizi projesiyle geri dönüyor.
Young Sherlock karşımıza çıkıyor
Ritchie, yeni Amazon Prime Video dizisi Young Sherlock ile meşhur karakterin gençlik yıllarına odaklanıyor. Amazon, heyecanla beklenen diziden ilk tanıtım görsellerini yayımladı ve yapımın izleyiciyle buluşma tarihini 2026 olarak duyurdu.
Son dönemde The Gentlemen ve MobLand gibi dizilerle adından sıkça söz ettiren Ritchie, bu yeni projede dahi dedektifin maceralarının en başına gidiyor. Dizi, Andy Lane’in çok sevilen Young Sherlock Holmes kitap serisinden uyarlandı. Hikaye, 1870’li yıllarda geçiyor ve genç Sherlock Holmes’ün karşılaştığı ilk cinayet davasını konu alıyor.
Dizinin başrolünde genç oyuncu Hero Fiennes Tiffin yer alıyor ve dedektifin gençliğini canlandırıyor. Tiffin, daha önce Guy Ritchie ile The Ministry of Ungentlemanly Warfare filminde de birlikte çalışmıştı. Genç oyuncuya, zengin bir kadro eşlik ediyor.
Nissan, elektrikli crossover modeli Nissan NX8 aracını özellikle Çin pazarı için geliştirdi. İşte detaylar.
Oyuncular arasında Dónal Finn, Zine Tseng, Joseph Fiennes, Natascha McElhone, Max Irons ve usta aktör Colin Firth gibi tanınmış isimler bulunuyor. Young Sherlock, hem Guy Ritchie’nin imzası hem de ilginç konusu sayesinde merak uyandıran yapımlar arasına şimdiden girdi.
Bu erken görsellerin ve detaylı kadro bilgisinin paylaşılması, yapımın prodüksiyon sürecinin planlandığı gibi ilerlediğini gösteriyor. İzleyiciler, Ritchie’nin kendine has hızlı kurgu ve dinamik aksiyon stilini Viktorya döneminin gizemli Londra atmosferiyle nasıl birleştireceğini merakla bekliyor.
Peki siz bu dizi hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.
Microsoft Flight Simulator 2024, oyun dünyasının en gerçekçi uçuş deneyimlerinden birini sunarken şimdi de Netflix’in kült dizisi Stranger Things ile güçlerini birleştiriyor. Bu sürpriz iş birliği, simülasyonun teknik detaylarını dizinin gizemli ve heyecan dolu atmosferiyle harmanlıyor. Murray Bauman karakterinin ve ekibinin rehberliğinde gerçekleşecek bu macera, hem sıkı simülasyon takipçilerini hem de dizinin hayranlarını Hawkins kasabasına davet ediyor.
Stranger Things dünyası Microsoft Flight Simulator 2024 ile buluşuyor
Oyuncular, karantina altındaki kasabada devriye gezen ağır güçlere ve doğaüstü tehditlere karşı mücadele edecekler. Bu süreçte Bell UH-1H Huey helikopterinin pilot koltuğuna geçerek kasaba sakinlerine tehlikeli karşılaşmalarında yardım etmeniz gerekecek. Genişleme paketi kapsamında, oyuncuların yeteneklerini sınayacak beş farklı ve zorlu görev bulunuyor.
Bu görevler arasında şüpheli tedarik operasyonları, nefes kesen kovalamacalar ve yüksek risk içeren kurtarma harekatları yer alıyor. Oyuncular, görevleri tamamladıklarında bile Hawkins kasabasını terk etmek zorunda değiller. Geliştirici ekip, Hawkins, Indiana’nın son derece detaylı bir haritasını oyuna entegre etmiş durumda.
Keşfedilebilir alanlar arasında diziden aşina olduğumuz 40’tan fazla ikonik mekan bulunuyor. Özellikle Starcourt Alışveriş Merkezi, Hawkins Ortaokulu, Hawkins Ulusal Laboratuvarı ve Hawkins Hurdalığı gibi noktalar birebir modellenerek sanal dünyaya aktarılmış. Bu sayede dizinin mirası oyun dünyasında da yaşamaya devam edecek.
Stranger Things genişleme paketi, 9 Aralık tarihi itibarıyla Microsoft Flight Simulator 2024 kullanıcılarının erişimine sunuldu. Eş zamanlı olarak dizinin final sezonu da gündemdeyken bu içerik, hayranlar için tamamlayıcı bir deneyim sunmayı hedefliyor.
Boeing, pilot eğitimi süreçlerini Microsoft Flight Simulator ile güçlendiriyor. Bu işbirliği, sivil havacılıkta yeni bir dönemi başlatıyor.
Siz bu tarz popüler kültür iş birliklerini ciddi simülasyon oyunlarında görmeyi nasıl karşılıyorsunuz? Flight Simulator deneyiminizde en çok hangi bölgelerde veya hangi hava araçlarıyla uçuş yapmayı tercih ediyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda bizimle paylaşmayı unutmayın.
Samsung, akıllı telefon pazarındaki rekabeti her geçen yıl bir üst seviyeye taşısa da, gelecek planlarına dair ortaya çıkan son sızıntılar teknoloji dünyasında şaşkınlık yarattı. Henüz Galaxy S25 serisi bile tam anlamıyla piyasaya hakim olmamışken, gözler şimdiden bir sonraki nesle çevrildi. Gelen bilgilere göre teknoloji devi, Galaxy S26 kamera donanımında kullanıcıların beklediği o büyük sıçramayı yapmayabilir.
Galaxy S26 kamera özellikleri yerinde sayabilir
Akıllı telefon dünyasında sızıntılar genellikle donanım özelliklerinin her yıl katlanarak artacağı yönünde olur. Ancak bu kez durum biraz farklı görünüyor. Sektörden gelen son raporlar, Samsung’un Galaxy S26 serisinde, özellikle temel modelde ana kamera sensörünü değiştirmeyebileceğini işaret ediyor.
Bu durum, şirketin mevcut kamera donanımını koruyarak, iyileştirmeleri tamamen yazılım ve işlemci gücüne bırakacağı anlamına geliyor. Rakiplerin 1 inçlik devasa sensörlere geçiş yaptığı bir dönemde, Samsung’un daha muhafazakar bir tutum sergilemesi, stratejik bir değişikliğin habercisi olabilir. Galaxy S26 kamera performansının, donanım değişikliğinden ziyade yapay zeka destekli görüntü işleme algoritmalarıyla artırılması hedefleniyor.
Samsung strateji değişikliğine mi gidiyor?
Sızıntıların ardındaki asıl hikaye, sadece bir sensörün değişip değişmemesinden çok daha derin bir stratejiye dayanıyor. Samsung, donanım savaşlarından yavaş yavaş çekilerek, kullanıcı deneyimine ve ekosistem uyumuna odaklanıyor olabilir. Şirket, maliyetleri kontrol altında tutmak ve cihazın fiziksel yapısını (kalınlık ve ağırlık) korumak adına, mevcut sensörlerin sınırlarını yazılımla zorlamayı tercih ediyor.
Bu yaklaşım, telefonun üretim maliyetlerini düşürürken, kullanıcıya sunulan “Galaxy AI” gibi yapay zeka özelliklerinin ön plana çıkmasını sağlıyor. Yani Samsung, “en büyük sensör” yerine “en akıllı kamera” unvanını hedefliyor olabilir. Ancak bu kararın, donanım tutkunu kullanıcılar tarafından nasıl karşılanacağı henüz merak konusu.
Ani kalp durmalarına karşı geliştirilen ASELSAN HEARTLINE OED, Hacettepe Üniversitesi’nde kullanıma sunuldu. Bu yerli cihazlar kampüs güvenliğini en üst seviyeye çıkarmayı hedefliyor.
ASELSAN HEARTLINE OED ve güvenli kampüs projesi
Güvenli Kampüs Projesi kapsamında üniversitede çok önemli bir adım atıldı. Hacettepe Üniversitesi, kampüslerine hayat kurtaran bu teknolojiyi başarıyla entegre etti. Cihazlar, kullanıcı dostu arayüzleri ile dikkat çekiyor. Ayrıca akıllı teknolojisi sayesinde acil durumlarda herkes cihazı kolayca kullanabilir.
Yeni yönetmelik 2026 yılında başlıyor
İnsan yoğunluğunun yüksek olduğu alanlarda OED kullanımı yakında zorunlu hale gelecek. İlgili yönetmelik 1 Ocak 2026 tarihinde resmen yürürlüğe giriyor. Bu nedenle havalimanları, AVM’ler ve kampüslerde hazırlıklar hız kazandı. Hacettepe Üniversitesi ise bu sürece şimdiden uyum sağladı.
Ani kalp durmalarında hayat kurtaran #ASELSAN HEARTLINE OED ✅ ⬇️ 1 Ocak 2026’da yürürlüğe girecek; havalimanları, kampüsler ve AVM’ler gibi insan yoğunluğunun yüksek olduğu alanlarda OED kullanımına yönelik yayınlanan yönetmelik doğrultusunda, kullanıcı dostu arayüzü ve akıllı… pic.twitter.com/YClJoFBrHz
Kalp krizlerinde saniyeler bile insan hayatı için belirleyicidir. Söz konusu cihazlar tam bu kritik anlarda devreye giriyor. Sağlık ekipleri ulaşana kadar hastaya gerekli şok desteğini sağlıyorlar. Böylece hayatta kalma oranları ciddi ölçüde artıyor.
Peki, yerli sağlık teknolojileri hakkındaki sizin görüşleriniz neler? Düşüncelerinizi yorumlarda bizimle paylaşın!
Giyelebilir teknoloji pazarının deneyimli oyuncularından Pebble, ilk yüzük tipi cihazı olan Pebble Index 01’i tanıttı. Şirket, bu yeni ürünle birlikte akıllı yüzük kavramının sınırlarını zorluyor.
Mikrofonlu akıllı yüzük görücüye çıktı
Tipik olarak aktivite ve uyku takibine odaklanan Oura gibi rakiplerinin aksine Index 01, tamamen farklı bir amaca hizmet ediyor. Pebble, yüzüğü öncelikli olarak sesli not kaydetmeye odaklanan bir “hafıza cihazı” olarak tanımlıyor. Bu minimal cihaz, sadece 75 dolarlık düşük ön sipariş fiyatıyla dikkat çekiyor.
Paslanmaz çelikten yapılmış gövdesi ve üzerindeki silikon düğmesiyle sade bir tasarıma sahip olan Index 01, klasik akıllı yüzük özelliklerini taşımıyor. Cihazda kalp atış hızı sensörü, ekran ya da titreşim motoru bulunmuyor.
Bunun yerine kullanıcı, düğmeyi basılı tutarak ses kaydını etkinleştiriyor ve bıraktığı anda girdi, eşleştirilmiş telefondaki Pebble uygulamasına aktarılıyor. Uygulama içerisindeki yerel büyük dil modelleri (LLM) sayesinde, sesli komutlar otomatik olarak hatırlatıcı ayarlama veya yapılacaklar listesi oluşturma gibi eylemlere dönüştürülüyor.
Pebble, yüzüğün sürekli kayıt yapmadığını ve uzun ses kayıtları için tasarlanmadığını vurguluyor. Cihaz, telefonun kapsama alanı dışındayken beş dakikaya kadar kayıt depolayabiliyor.
Bağlantı kurulduğunda kayıtlar otomatik olarak telefona senkronize ediliyor ve yüzüğün depolama alanı temizleniyor. Ayrıca tek tuş, müzik çalmayı kontrol etmek veya akıllı ev komutlarını etkinleştirmek gibi farklı işlevler için de yapılandırılabiliyor.
Nissan, elektrikli crossover modeli Nissan NX8 aracını özellikle Çin pazarı için geliştirdi. İşte detaylar.
Index 01’in en dikkat çekici özelliklerinden biri ise pil sistemi. Geleneksel akıllı yüzüklerin aksine, bu model şarj edilebilir bir pile sahip değil ve pili kullanıcı tarafından değiştirilemiyor. Pebble, yüzüğün içindeki pilin günlük tipik kullanımda (günde birden fazla kısa ses kaydı) birkaç yıl dayanacağını öne sürüyor.
Pil ömrü bittiğinde kullanıcı yüzüğü geri dönüşüm için şirkete gönderebiliyor. Ön siparişleri başlayan Index 01, siyah, altın ve gümüş renk seçenekleriyle 6 ila 13 arasındaki tam boyutlarda sunuluyor ve Mart 2026’da teslim edilmeye başlanacak. Ön sipariş döneminin ardından yüzüğün fiyatının 99 dolara yükseleceği biliniyor.
Meta, yapay zeka stratejisinde köklü bir değişim yaşıyor ve bu durum şirket içinde belirsizlik yaratıyor. Şirket, mevcut Llama modellerinin yerine “Avocado” kod adlı yeni bir frontier AI modeli geliştirmeye odaklanıyor.
Meta strateji değişikliği yapıyor
Gelen son bilgilere göre, Avocado başlangıçta bu yılın sonuna kadar piyasaya sürülmesi planlanmıştı, ancak şimdi modelin 2026’nın ilk çeyreğinde kullanıma sunulması hedefleniyor. Geliştirme sürecinde modelin performans testleri yürütülüyor; amaç, sistemin piyasaya çıktığında olumlu karşılanmasını sağlamak. Meta, modelin eğitimiyle ilgili çalışmaların planlandığı gibi ilerlediğini belirtiyor.
Şirket, bu yeni AI hamlesi için Haziran ayında Scale AI’nin kurucusu Alexandr Wang ve önde gelen mühendis ve araştırmacılardan oluşan bir ekibi 14,3 milyar dolara transfer etti. Bu alımla birlikte Meta, sermaye harcamaları tahminini 66–72 milyar dolardan 70–72 milyar dolara yükseltti. Wall Street analistleri, şirketin yatırım getirisini ve stratejik yönünü netleştirmesini bekliyor.
Meta’nın dijital reklam iş kolu, yıllık 160 milyar doları aşan gelirleri ve %20’nin üzerinde büyüme ile güçlü kalmaya devam ediyor. Yapay zekâ, reklam hedeflemeyi güçlendirerek şirketin verimliliğini artırıyor.
Nissan, elektrikli crossover modeli Nissan NX8 aracını özellikle Çin pazarı için geliştirdi. İşte detaylar.
Ancak CEO Mark Zuckerberg, Meta’nın yalnızca reklam gelirine bağımlı kalmasını istemiyor ve yeni AI kadrosunun online reklam tecrübesi bulunmuyor. Zuckerberg, büyük AI hamleleri yapılmazsa şirketin sektörde geri planda kalabileceğini vurguluyor.
Şirket içi kaynaklar ve analistler, Meta’nın stratejisinin henüz dağınık olduğunu ve üst düzey rakipleri OpenAI, Google ve Anthropic’in hızla benimsenen modellerine karşı geride kaldığı algısını güçlendirdiğini belirtiyor. Bu durum, Meta’nın gelecekte AI alanında nasıl bir konum alacağı konusunda yatırımcılar ve sektör gözlemcileri için kritik bir soru işareti oluşturuyor.