Dailymotion Videoları Bada’lı Ceplerde!

Milyonlarca videonun yer aldığı hayli geniş bir arşive sahip olan Dailymotion’ın, cep telefonlarındaki etkinliği artmaya devam ediyor. Sizlere daha önce burada yer alan yazımızda, video paylaşım sitesinin Symbian widgetının incelemesini paylaşmış ve indirme bağlantısını aktarmıştık. Bu kez Dailymotion’a kolay erişim olanağı sağlayan yazılım, Bada kullanıcılarını ilgilendiriyor.

Samsung bünyesinde geliştirilen Bada’lı akıllı telefonlarda çalışan uygulama, hızlıca Dailymotion videolarına erişebilmeyi olanaklı kılıyor. Videoları Bada’lı telefonunuzun geniş dokunmatik ekranında yüksek kaliteli olarak izleten program, tüm Dailymotion olanaklarından tam olarak faydalanabilmenizi sağlıyor.

{pagebreak::Kullanıcı Dostu Arayüz}

Kullanıcı Dostu Arayüz

Kullanıcı dostu bir arayüze sahip olan yazılımın dokunmatik ekran odaklı bir tasarıma sahip olduğu açık bir şekilde görülüyor. Bu sayede hiçbir zorluk çekmeden kullanılabilen yazılımın dizaynı da son derece şık. Uygulama sitede olduğu gibi videoları kategoriler halinde gösterebiliyor. Ayrıca kanallar ve popüler videolar seçimleri de mevcut.

{pagebreak::Arama Ekranı}

Arama Ekranı

İstediğiniz videoyu arama ekranından kolayca bulabilen program, bu sayfada Türkçe karakter içeren arama sonuçlarını göstermekte kısmen zorluk çekebiliyor.

{pagebreak::İndirme Sayfası}

İndirme Sayfası

Kullanıcı hesabı desteğine sahip olan Dailymotion yazılımı ile telefonunuzda yer alan videoları Dailymotion sunucularına yüklemeniz ve dostlarınız ile paylaşabilmeniz de olanaklı.

Bada işletim sistemine sahip tüm Samsung’larda sorunsuz çalışan ve ücretsiz olarak indirilebilen yazılıma burada yer alan Samsung Apps sayfasından ulaşabilirsiniz.

 

:: Uygulamayı beğendiniz mi? Sizin alternatif uygulama önerileriniz varsa SDN Forumlarında paylaşın.

 

Google Apple’ı Rakip Görmüyor!

Bugün Amerika Birleşik Devletleri‘nin en popüler yayıncılarından biri olan Wall Street Journal‘da, Google‘ın CEO‘su Eric Schmidt‘in bir röportajı yer alıyordu. Röportajda Schimidt, oldukça samimi açıklamalarda bulundu. Firmanın rakiplerinin kim olduğu kim olmadığı, önceliklerinin ne olduğunu ve izledikleri stratejilerde nasıl bir yol izlediklerinden bahseden Schmidt, açık sözlülüğüyle dikkatleri çekti.

 

 

Eric Schimidt, Apple’ı birçok konuda rakip olarak görmediklerini, önceliklerinin farklı kulvarlarda olduğunu söyledi. Bununla birlikte Microsoft‘un arama motoru Bing‘i, ismini vermeden övdü ve en ciddi rakipleri olarak gösterdi. Schmidt’e göre Google birçok kulvarda birçok firma ile rekabet içerisine girse de, Microsoft’un Bing ile yükselmesini engellemek, firmanın öncelikleri arasında üst sıralarda bulunuyor.

:: Sizce Bing’in Google’ı geride bırakma ihtimali ne kadar?

 

Apple’a Göre 10 Yılda Ne Değişti?

Yeni servis ve ürünler sayesinde şirketinin yüzünü güldüren Steve Jobs, aynı zamanda sıkı bir sosyal ağ üyesi.

Twitter‘da paylaştığı esprili mesajlarla iki yüz binden fazla kişinin takip ettiği yönetici, teknolojideki son 10 yıllık değişimi aşağıdaki görsel ile özetledi.

 

:: Sizce son 10 yılda ne değişti?

BMW’den Geleceğin Otomobili

Otomobil tutkunları birkaç yıl sonrasının araçlarını şimdiden görmeye alıştıklar. Otomativ sektörü, gelecek planlarını günümüzden yapmayı kendine ilke edinmiş halde.

 

 

Geleceğe Bakın

Ancak, bazı firmalar sadece birkaç yıl sonrasının modellerine şimdiden karar vermiyor. Bundan 10 yıl sonra kullanılacak araçları şimdiden hazırlamaya çalışıyor.

BMW bu konudaki adımları atan firmalardan biri. GT Concept adını taşıyan bu araç ilginç tasarımı, önümüzdeki yıllarda yollara sürmeyi hedefliyor. 500 beygirlik bu araç geleceğin tasarımlarını da gözler önüne seriyor.

:: Bu araç sizce ne zaman kullanılmaya başlar?

Sony 3D Projeksiyon Türkiye’de

Sony’nin, Berlin’de düzenlenen IFA Uluslararası Tüketici Elektroniği Fuarı 2010′da tanıttığı ve sinemaseverlere kendi evlerinin rahatlığında eşsiz 3D sinema deneyimi ile eğlenme fırsatı veren ilk 3D ev projektörü VPL-VW90ES, Aralık 2010 itibariyle Türkiye’de satışa sunulacak. (PS3’te 3D Dönemi Başlıyor)

VW90ES, bir ev sineması ortamında gerekli olan görüntü kalitesi ile birlikte renk ve parlaklık derinliğini de elde etmek için 150.000:1′lik bir dinamik kontrast oranına izin veren, Sony’nin Advanced Iris 3 teknolojisi ile donatıldı.

 

Cihaz, 2D görüntüleri 3D’ye çevirebiliyor

 

2D’yi 3D’ye Çeviriyor

Full HD 1080p’de 3D gösterme özelliği ile VPL-VW90ES, görüntü bozukluğunu ve parazitleri en aza indiren, yenilenmiş SXRD 240Hz Panel’e sahip. Projektör ayrıca 2D videoları alıp, 3D’ye çevirebiliyor.

Sony VPL-VW90ES ev projektörünün perakende satış fiyatı yaklaşık 13.000TL + KDV olacak.

 

:: Evinize 3D sinema sistemi kurmak ister miydiniz?

 

 

NVIDIA Robot Teknolojisine Destek Verecek

NVIDIA bugün robotbilim, otomotiv, tıp, tüketim, güvenlik, üretim ve araştırma alanları için gelişmiş uygulamalar geliştirmede kullanılan popüler Computer Vision kitaplığı OpenCV için CUDA desteğini duyurdu. (Fermi’den Sonra Ne Var?)

Binlerce geliştirici ve bugüne kadar iki milyonun üzerinde program yükleme ile OpenCV, büyük birçoğu güçlü gerçek zamanlı performans gerektiren hesaplama yoğun ve güçlü uygulamaların geliştirilmesi için popüler bir Computer Vision kitaplığıdır.

 

OpenCV kitaplığı birçok farklı alanda kullanılıyor

 

GPU ile CPU Farkı

Örneğin, yeni OpenCV derinlik hesaplama motoru, eşdeğer CPU uygulamasına göre GPU hızlandırma ile 5-10 kat daha hızlı performans sunar.

Birçok yaygın ve güçlü fonksiyon için CUDA GPU’lu OpenCV’nin ilk sürümünün 2011 baharında piyasaya çıkması bekleniyor. Bazı GPU-etkinleştirilmiş OpenCV fonksiyonelliği şu anda OpenCV kaynak kod havuzunda mevcut.

:: GPU üzerinden programlamanın geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Asus Uluslararası Ödül Aldı

Teknoloji firması  ASUS, NX, N ve G Serisi Notebooklar, Eee PC™ 1016 Netbook, RT-N56U Yönlendirici ve önümüzdeki günlerde piyasaya çıkacak olan EeeNote ürünleri ile İF 2010 Çin Tasarım ödülünü kazandı. 

Uluslararası bir juriye sahip olan yarışmada, firmanın ürünleri malzeme kalitesi, tasarım, işçilik ve çevre dostu unvanlarıyla bu ödülü kazandı. 

 

 

 

Kazanan Ürünler Hangileri?

Firmaya ait,  NX, N ve G (G53 ve G73) Serisi Notebooklar, Eee PC™ 1016, EeeNote ve RT-N56U Black Diamond gigabit yönlendirici  adlı ürünler juri tarafından bu ödüla layik görüldü. 

Asus yöneticileri bu ödüllün Çin stratejilerinin doğru yolda olduğunu gösterdiğini belirtti.

:: Asus’un ürünlerinden memnun musunuz?

 

 

Süper Yeni Mikro Fareler

Gelişmiş 1200 dpi optik sensöre sahip olan Micro Traveler, olağanüstü derecede düzgün izleme performansı sunan imleç hareketi ile dökümanları ve Internet sayfalarını daha verimli bir şekilde taramanıza olanak sağlar (Genius SW-2.1 355 Video İnceleme).

Dahası, bir kartvizitten bile daha küçük 74 mm’lik süper mini boyutları, kendiliğinden toplanan kablosu ve hafif dizaynıyla tüm dizüstü bilgisayarlar için touch pad’den kesinlikle daha fazla rahatlık ve konfor sunar.

Micro Traveler yüksek hareket kabiliyeti sağlayan bir dizüstü faresi.

 

Micro Traveler’in Özellikler:

  • Kendiliğinden toplanan kablosu ile süper mini notebook faresi
  • Kolay tak ve çalıştır USB arayüzü
  • Rahat taşınabilirlik ve touch pad’ten daha fazla konfor sağlar
  • 1200 dpi optik motor ile gelişmiş hassasiyet kontrolü

::Dizüstü sistemi için en uygun fare hangisi?

 

Intel Neden McAfee’ye Kancayı Taktı

Bilgisayar üreticileri düşük enerji kullanımı ve uyumluluk için savaş verirken, günümüzde güvenliğin daha ağır bastığını söylemek mümkün. Öyle ki, gelecekte bilgisayarlar güvenlikleri ile ön plana çıkarsa sakın şaşırmayın. Intel bu yüzden olsa gerek dünyanın en etkin anti virüs şirketlerinden biri olan McAfee’yi 7.7 milyar dolara satın aldı.

Intel, McAfee için 7.7 Milyar Dolar ödedi.

 

Intel McAfee için resmen kesenin ağzını açtı. Satın alma işlemi onaylandı. Top, hisse senedi sahiplerinin “Ok” vermesine kaldı ki, onlar da %60 artan hisse senetlerine hayır demeyecekleri kesin gözüyle bakılıyor.

Bu satın alma işlemi diğer anti virüs şirketlerini heveslendirdi. Çünkü 7.7 milyar dolar gerçekten çok büyük bir bütçe. Bu da bu firmalarının doğru yolda olduklarını gösteriyor. Sonuçta Intel, geleceği için yatırım yapıyor ve bu gelecekte güvenliğinin çok önemli bir rol oynadığının farkında.

{pagebreak::IT Güvenliği Değişiyor}

IT Güvenliği Değişiyor

IT güvenliğinin tanımı yavaş yavaş değişmeye başlıyor. Symantec gibi firmalar IT güvenliğinin sadece bilgisayarı korumak olmadığını çok iyi anlamış. Bu yüzden de farklı alanlarda da güvenlik fonksiyonlarını geliştiriyorlar.

Gelecekte, kullanıcılar ve erişim haklarına yoğunlaşılacak. Bu yapıldığında cihazdan bağımsız bir koruma sağlanacak. Güvenlik fonksiyonları farklı platformları kapsayacak. Yeni nesil saldırılar Web ve sosyal ağlarda olacak. Kötü niyetli kişiler platformlardaki bilgileri hedef alıyorlar.

Dolaysıyla donanım bazlı bir güvenlik gelecekte çok işe yaramayacak. Yonga ile birlikte yazılım desteği de çok büyük bir rol oynuyor. Intel bunu anlamış olmalı ki, bu alanda ciddi bir yatırım yapmayı uygun gördü.

 


Intel, donanımda güvenliği yeniden tanımlayacak.

 

McAfee’nin satın alması ile özellikle telefon, ATM ve İnternet destekli tüketici elektronik ürünlerinde ekstra bir güvenlik gelecek.

Bu tabii McAfee için epey farklı bir alan çünkü bu yeni yapı sayesinde şu anki müşterisini ihmal edecek. Bu da rakiplerin bu alanda daha iyi yoğunlaşmasına neden olacak.

Bazı rakipler bu satın almayı bir fırsat olarak da görüyorlar. Ne de olsa McAfee Intel’in işlerine yoğunlaşacağından dolayı, rakipler de McAfee’nin müşterilerinin peşine düşecek.

McAfee buna karşın donanım ürünlerde söz sahibi olacak. Bu da en çok Smart Protection Network adlı ürünü ile piyasada olan Trendmicro’yu zor duruma düşürecek.

{pagebreak::Güvenlik Silikonun İçine Girdi}

Güvenlik Silikonun İçine Girdi

McAfee’nin birikimi birçok firmanın ilgisini çekti. Anti virüs yazılımı, güvenlik duvarı, Anti Spyware, Data Leak Prevention, Host Intrusion Prevention ve Spam koruması ile genişledi.

McAfee, masaüstünde büyük başarı yakaladı. Dolaysıyla McAfee’nin satın alması esasında beklenen bir durum. Burada bizi şaşırtan bunu Intel’in yapması. Birçok kişi bu satın alma işlemini HP’den beklerdi. Ne de olsa HP, geçen sene inanılmaz satın almalar yaptı ve 3Com’u da alarak dünyanın en büyük ikinci Network üreticisi oldu.

Intel mobil cihazlar pazarında  söz sahibi olmak istiyor.

 

Tabii Intel, 7.7 milyar doları vererek boşuna yatırım yapmaz. Özellikle masaüstü alanında Symantec’den ciddi bir pay alacağı kesin gözüyle bakılıyor. Bununla birlikte mobil cihazlar pazarında da ciddi söz sahibi olacak.

Tablet, televizyon, araba, tıp cihazları veya ATM noktaları. İnternet veya herhangi bir ağa bağlanan cihazlar eskisi kadar güvenli değil. Intel bunu çok iyi farkına vardı ki, güvenlik önlemlerini McAfee ile artırmayı planlıyor.

Intel, güvenliği silikonun içine koymak istiyor. Bu da birçok kötü niyetli kişinin işsiz kalması anlamına geliyor. Bu tabii oldukça önemli bir avantaj.

Çünkü Intel bunu başarırsa sadece yonga üreticisi olarak anılmayacak, entegre sistemlerin önemli bir oyuncusu olacak.  Bu yüzden olsa gerek, geçen sene entegre sistemlerde uzman olan Wind River adlı şirket satın alındı.

{pagebreak::Intel Başarılı Olabilecek Mi?}

Intel Başarılı Olabilecek Mi?

Intel kesinlikle akıllıca bir hareket yaptı. Fakat ne Intel ne de McAfee mobil cihazlar pazarında başarı sağlayamadı. Dolaysıyla mobil pazara yönelmek biraz düşündürücü.

Hatırlayanlar bilir, ARM, Intel’in tüm planlarını yok etti ve pazarı ele geçirdi. McAfee ise bu pazarın farkına yeni vardı ve Trust Digital ve TenCube adlı şirketleri satın aldı. Araba ve televizyon gibi entegre sistemlerde giriş yapabilmek için de SolidCore satın alındı. Ama sonuçta rakiplerine göre bu işin çok başında. 

 

Intel, Vpro ile yaşadığı başarısızlığı tekrardan yaşamak istemiyor.

 

Güvenliği donanımın içine gömmek iyi bir fikir olabilir. Fakat günümüzün teknolojisinde her şey çok hızlı değişiyor. Buradaki sorun ise yazılımın donanım ile kıyasla daha çabuk değişim göstermesi. Basit bir eklenti ile yazılımı yeni teknolojilere uyumlu hale gelebiliyor. Donanımda parçanın değişmesi gerekiyor.

Bu yüzden donanım bazlı güvenlik gerçekten düşündürücü bir durum. Güncellik çok önemli. Kaldı ki son kullanıcının tavrı da büyük önem taşıyor. Hatırlayanlar bilir, Intel vPro teknolojisini tanıttığında çok ilgi çekmişti. Fakat hiçbir kullanıcı özellikle vPro ürünlerine yönelmedi.

Hatta birçoğu vPro’nun ne işe yaradığını bilemedi. Intel’in profesyonel çözümü daha çok bir bonus olarak algılandı. Bu durum McAfee ile yaşanırsa, yapılan tüm planlar ve yatırımlar hedefe ulaşılamayacak ve istenilen etki de yaşanmamış olacak.

:: Konu hakkındaki yorumlarınızı bizimle paylaşın.

 

 

 

 

Tüm Zamanların En Büyük 10 Kötüsü!

Kahramanı yönetmek, kendinizi onunla bütünleştirmek hoş bir duygudur ancak karşımızda sağlam bir kötü figür olmazsa, pek de keyifli olmaz. Ateş Kralı olmasaydı, Son Havabükücü Aaag, maceradan maceraya atılabilir miydi? Bunun gibi düzinelerce örnek verebiliriz.

 

Sizin için oyun, sinema ve animasyon evreninin en kötü on adamını seçtik. Üç evrende birbirine girdiği ve gerek animasyonların, gerekse oyunların sürekli sinema uyarlamaları hazırlandığı için, işimiz nispeten kolay oldu. Aralarında birinci veya onuncu olarak, ayrım yapmadık ve sıralamayı, hayal gücünüze bıraktık. Bayanlar baylar, karşınızda, dünyanın en kötü kurgu karakterleri!

{pagebreak::Diablo}

Diablo

Diablo serisinin baş kötüsü, kardeşlerinin en akıllısı olmasa da (Baal’ı tek geçiyoruz) en vahşisi, en korkutucu olan. Namı diğer Terör’ün Efendisi.

 

{pagebreak::Kane}

Kane

Command & Conquer evreninde, karanlığı ve acımasızlığıyla ün salan Kane, “Brotherhood Of Kane”in de kurucusu. Tek amacı, dünyayı ne pahasına olursa olsun ele geçirmek.

 

{pagebreak::Kerrigan}

Kerrigan

Eskiden 28 yaşında bir Terran medyumu olan Kerrigan, kendisine Zerg simbiyotu bulaşmasından sonra, “Zerg Overmind” olarak, evrenin en korkulan varlığı haline geldi. Terran – Zerg melezi olduğu için gücü inanılmaz boyutta.

 

{pagebreak::Albert Wesker}

Albert Wesker

Önceleri S.T.A.R.S adı verilen kurumun lideri olan Wesker, aslında iki taraflı çalışıyordu. Kendi çıkarları için, dünyadaki tüm insanları zombiye dönüştürmekten çekinmeyen Albert Wesker, süper insan hızı, gücü, dayanıklılığı ve Wolverine benzeri iyileşme faktörüne sahip. İnsanları kahvaltıda yemekten çekinmiyor.

 

{pagebreak::Arthas}

Arthas

Azaroth dünyasının soylu prensi, muazzam hırsı ve elde ettiği sihirli kılıcın kötücül etkisiyle, babasını gözünü kırpmadan öldürerek bir iç savaş çıkardı. Arthas’ın özü, sonunda Lich King tarafından tüketildi ve eski Prens, Lich King haline geldi.

 

{pagebreak::Sauron}

Sauron

Orta Dünya’da yaşayan tüm ırkların kontrolünü geçirmek isteyen, Melkor’un varisi, Maia Sauron, Elfleri sayısız kez kandırarak güç yüzüklerini yarattı ve onları, “Hepsine Hükmedecek Tek Yüzük”ü elde etmek için, Witch King liderliğindeki tayflara dağıttı. Onbinlerce ölümden sorumlu.

 

{pagebreak::Joker}

Joker

Batman’in en tehlikeli düşmanı olan Joker, The Dark Knight filminde karşımız şizofren, sosyopat  bir suç dehası olarak çıktı. Gotham City’de estirdiği terör, insanların sokağa çıkmadan beş kez düşünmesine neden oldu. Kaç kişinin kanıyla yıkandığı bilinmiyor.

 

{pagebreak::İmparator Palpatine}

Palpatine

Tam bir strateji dehası olan Sith Lordu Palpatine, en güçlü Jedi şövalyesi Anakin Skywalker’ın beynini yıkayıp onu, çırağı, Darth Vader’e dönüştürdü. Milyarlarca insanın ölümünden sorumlu olan Palpatine, tek bir hata yaptı ve bu da onun sonu oldu.

 

{pagebreak::Voldemort}

Voldemort

Hitler’e benzeyen karakteri ile Voldemort, tam bir sosyopat. Tüm sosyopatlar gibi, empati yeteneği bulunmayan Voldemort, ırkçı eylemleriyle büyücü ve insan dünyalarında sayısız katliamdan sorumlu. Yoluna çıkacağı düşündüğü herkesi, masum bir bebekte olsa gözünü kırpmadan öldürebilir.

 

{pagebreak::Megatron}

Megatron

Transformers ana gezegeni Cybertron, Megatron’un çıkardığı iç savaş nedeniyle paramparça oldu. Daha sonra gözünü dünyaya diken Megatron, karşısına Optimus Prime çıkmasa, tüm yaşamı, gezegenden silecekti.

 

:: Sizce, listedeki en kötü karakter kim?

 

A’den Z’ye Monitörler!

Amerika’nın en büyük bilgisayar üreticilerinden IBM, 1981 yılında IBM PC’yi piyasaya sürüp, sektörde fırtınalar estirdi. IBM PC’yi özel kılan en önemli detaylardan biri, TTL monitörlerdi. TTL monitörler, tek DB9 konnektör ile çalışırlardı. Maalesef, kısıtlı renk seçeneklerine sahiptiler ve günümüz teknolojisi ile karşılaştırıldığında, hantal ve kalitesiz görünüyorlardı.

 

Daha sonra CGA Monitörler karşımıza çıktı. Dört dijital sinyali, üç elektron tabancasından geçirip kullanan CGA’lar, zamanın Super AMOLED monitörleri gibiydi. 16 renk desteğine sahiptiler ve TTL’den çok daha kaliteliydiler. Commodore firması, CGA’lardan sıkça faydalanarak, yüksek satış rakamlarına ulaşmayı bildi.

{pagebreak::CRT’ler}

CRT’ler

1980’ler çok geride kaldı. Günümüz, dokunmatik monitörler ve 3 boyutlu LED televizyonlara ev sahipliği yapıyor. Birkaç yıl öncesine kadar sıkça kullanılan CRT monitörler, kullanıcılar tarafından “Tüplü monitörler” olarak biliniyor. Eski model televizyonlarda da yararlanılan teknoloji, katot ışın tüpü mekanizmasından faydalanıyor. İnanılması güç olabilir lakin pek çok kişi, hâlâ CRT yapısına yoğun ilgi gösteriyor.

 

{pagebreak::Avantajlar- Dezavantajlar}

Avantajlar – Dezavantajlar

Bazı açılardan haklılar da, CRT’Ler, giriş lag dezavantajına sahip değiller, düşük siyahlık seviyesiyle yüksek renk kalitesi sunabiliyorlar, mili saniyelerin altında tepkime süreleri var, hangi açıdan bakarsanız bakın aynı görüntüyü aktarabiliyor ve en önemlisi, LCD, Plasma ve LED monitörlerle karşılaştırıldığında, sudan ucuz sayılırlar.

Elbette CRT’ler için her şey toz pembe değil… Hem de hiç değil: Çok ağırlar, 20 inç olanları bile 23 kilo gibi akıl almaz ağırlıklara sahipler, yüksek enerji tüketip, elektrik faturasına bol bol 0 ekliyorlar ve düşük tazeleme oranlarına sahipler.

 

{pagebreak::LCD’lerin Çağı}

LCD’lerin Çağı

Monitör sektöründe, LCD’lerin açık ara hüküm sürdüğünü rahatça ifade edebiliriz. Egemenlikleri LED ve AMOLED’ler tarafından tehdit edilse de, uygun fiyatları ve üstün yetenekleri ile çoğu kalbi fethedebiliyorlar. Başlıca üreticileri arasında Acer, AOC, Apple Inc., Asus, BenQ, Dell, Eizo, Gateway, Hewlett-Packard, HannStar Display Corporation, Iiyama Corporation, Kogan Technologies, LG, NEC, Samsung, Sony, Toshiba, Tyco Electronics, ViewSonic bulunuyor.

 

{pagebreak::Avantajlar – Dezavantajlar}

Avantajlar – Dezavantajlar

Kompakt ve hafifler, yüksek karşıtlık oranlarına (en az 10:000 : 1) sahipler, hızlı tepki verebiliyorlar, geometrik sorunlarla uğraşmıyorlar. Lakin veri lagları ile epey baş ağrıtıyorlar, sadece birtanesi en yüksek çözünürlüğe ulaşabiliyor ve çoklu kullanımlarda odak problemi ortaya çıkıyor.

 

{pagebreak::Plasma Monitörler}

Plasma Monitörler

Plasma monitörler, sıkça LCD’ler ile karıştırılıyorlar ve bu çok doğal. Benzer teknoloji ve benzer boyutlara sahipler. Yüksek karşıtlık oranlarına tırmanmak onlar için kolay.  Yine de, ne kadar büyürlerse çözünürlük konusunda o kadar kalite sorunu yaşıyorlar, veri lagları mevcut ve eskisi kadar sık olmasa da “ölü piksel” problemi sürüyor.  Bu nedenle, LCD’ler ile olan ezeli rekabette biraz geride kaldıkları söylemek, güç olmasa gerek.

 

{pagebreak::Arabirimler}

Arabirimler

Eski monitörlerde yalnızca analog arabirimler kullanılırdı ve bu, yüksek çözünürlüklere ulaşmayı imkansız kılardı. Son model televizyonunuzun, birkaç bakır tel ile uydu antenine bağlı olduğunu düşünün, sorun apaçık karşınızda belirecektir. Neyseki zaman içerisinde onlar da gelişti ve VGA arabirimler ortaya çıktı. VGA’lar, nispeten yüksek kaliteye ulaşmayı kolaylaştırdı.

 

{pagebreak::Arabirim türleri}

Arabirim Türleri

Daha sonraları ortaya Analog – Dijital melezleri çıktı. DVI-I adı verilen teknoloji birbiri üstüne eklenen konektörlerden meydana geliyor ve HD kalitesi bile mümkün olabiliyor.

 

Arabirimlerdeki en büyük gelişme ise dijital olanlarda peydah oluyor. HDMi ve DisplayPort yapıları, uygun monitörler veya televizyonlarla kullanıldıklarında HD teknolojisinin tüm nimetlerini, altın tepsi içinde sunuyor.

{pagebreak::LED Monitörler}

Ve Huzurlarınızda LED Monitörler

Daha önceki yazılarımızda da değindiğimiz üzere, LED teknolojisi, LCD’lere karşı büyük avantajlara sahip. Hatta LED’ler yaygınlaştıkça, LCD’lerin CRT konumuna düşeceğine inanabiliriz. LED’ler yansımalardan asgari seviyede etkileniyorlar, siyah ağırlıklı sahnelerde kaliteleri daha üst seviyede ve 2.000.000 : 1 gibi karşıtlık oranlarıyla yüz yüze gelmemiz mümkün.

 

{pagebreak::LCD mi LED mi?}

LCD mi LED mi?

LCD’ler hafif olabilir ama LED’ler onlardan da ince ve hafif; 3.3 milimetre ekran kalınlığına sahip LED monitörler geçtiğimiz günlerde dünyaya duyuruldu. LCD ve plasma monitörlere oranla yüzde 50 oranında az enerji tükettiklerini de unutmamak şart. LED teknolojisi üstüne inşa edilmiş, OLED ve AMOLED’lerde popülerliklerini yükseltip, rekabeti kızıştırmaya hazırlanıyorlar.

 

{pagebreak::Üçüncü Boyut}

Üçüncü Boyut

Autostereoscopy ismi verilen teknoloji, teknolojiseverlere olağanüstü bir deneyim vadediyor: Gözlüksüz üç boyutlu ekranlar. İki geniş ekran, birbirine yakın mesafelerde yerleştiriliyor. Bu da, üç boyutlu gözlük etkisi yaratıyor. Sharp’ın teknoloji üzerine inanılmaz bir yatırım yaptığı ve stratejik ortağı Nintendo ile ortak çalıştığı biliniyor. Nintendo 3DS, 2011 yılında piyasaya çıkacak ve yakın zamanda satışa sunulacak, dev, gözlüksüz 3 boyutlu monitörlerin rehber ışığı haline gelecek.

 

{pagebreak::Dokunmatik Monitörler}

Dokunmatik Monitörler

Windows 7 ile birlikte, akıllı telefonlarda sıkça rastladığımız “dokunmatik ekran” yapısına da destek verilmeye başlandı. Koreli ezeli rakipler Samsung ve LG, sektörde, rakiplerinden bir adım öndeler ve piyasaya bolca ürün sunuyorlar. Pek de önemli sayılmaz ama parmak izi sorunlarından yüzde yüz kurtulabileceğimiz bir çözümün de yolda olacağı fısıldanıyor.

 

{pagebreak::Gelecek}

Gelecek

Gözlerinizi kapatın ve hayal edin: Gözlüksüz 3 boyutlu monitörünüzün karşısındasınız. Crysis 2 benzeri harika bir oyun oynamak niyetindesiniz. Natal benzeri bir teknolojiyle de, joystick sizsiniz. Gelecek ne kadar da muhteşem görünüyor değil mi?

 

:: Hangi tür monitör kullanmayı tercih ediyorsunuz?

Xperia X10 ve Froyo Hakkında

Sonyericsson’un güçlü Android telefonu X10 hakkında bugüne kadar birçok iddia ortaya atıldı. Cihazın Android 3.0’a güncelleneceği söylentisinden tutun da SonyEricsson’un bu akıllı telefona destek vermeyeceği iddiasına kadar çarpıcı söylemler ortaya çıktı. SonyEricsson, cihaza güncelleme desteği getirmeyerek bu iddiaların en önemli sorumlusu konumunda ve firma imajına zarar veriyor.

Ülkemizde de satışa sunulan telefona dair önemli bir yol haritasına ulaşıldı. IFA 2010 etkinliğinde elde edildiği söylenen X10 kataloguna göre cihaz, Android 2.1 Eclair sürümüne güncellenecek. Ancak telefona Froyo desteği resmi olarak sunulmayacak. Eclair ile 720p HD video kaydı, tam HTML 5 destekli web tarayıcı gibi önemli özelliklere kavuşması beklenen cihazın yıl bitmeden güncellenmiş olacağı ifade edilmiş.


:: Xperia X10’un hangi özelliği telefonu sizin gözünüzde ayrıcalıklı kılıyor?