Nokia’dan İlginç Hamleler

Finlandiyalı üretici, Ovi çatısı altında birleştirdiği mobil hizmetleri ile aynı zamanda son derece güçlü bir mobil platformun da sahibi haline geldi. Bir süre önce, ücretli olarak kullanıcılara sunulan Ovi Maps yaya ve sürücü navigasyonu ücretsiz hale getirilmişti.

Kademeli olarak tüm Nokiaları kapsaması beklenen hizmetin, diğer mobil platformlardaki geleceğine dair resmi ağızlardan çarpıcı açıklamalar gelmeye devam ediyor. Nokia’nın Güneybatı Avrupa Genel Müdürü Greig Williams, bir Alman basın kuruluşuna açıklama yaptığı esnada kendisine yöneltilen, Ovi Maps’in Windows Mobile ve Android üzerindeki geleceğine dair sorulan soruya “Bu bir sonraki adım” şeklinde yanıt vermesi, Finlandiya’lı üreticinin bir sonraki hamlesini açıklar nitelikteydi.

Ücretsiz hale getirilen hizmetin, bir pazarlama stratejisi olarak kullanılacağını gösteren bu açıklama, Android’in ardından Finlandiyalı üreticiyi Google ile karşı karşıya getiren ikinci önemli olay olarak dikkat çekiyor. Greig Williams’ın bu çarpıcı yanıtının ardından Nokia bir basın açıklaması ile şimdilik bu durumu yalanladı. Henüz çok yeni olan bu iki çelişkili açıklamanın ardından durumun nasıl bir boyut kazanacağını zaman gösterecek.

:: Sizce Ovi Maps diğer platformlarda da ilgi görür mü?

God of War 2 Ve 3 Karşı Karşıya Geldi

Sony‘in en kuvvetli kalesi olan God of War 3, 15 Mart’ta raflardaki yerini alacak. Serinin ilk iki oyunu PlayStation 2 konsolunun ömrünün 3 yıl daha uzamasına neden olmuştu. Sony önümüzdeki aylarla ilgili tüm planlarını GOW 3 üzerinden yapmaya başladı bile.

Sinema filmlerini aratmaya kurgusal sahneleri ve görsel efektleriyle ünlü olan GOW serisi, bu özelliğini yeni oyunda da devam ettirmeyi planlıyor. Bir süre önce, yapımcılar, GOW 3’de bulunan ara videolarda bile oyunun grafik motorunu kullandıklarını açıklamıştı.

Bu iddialarının ne kadar büyük olduğunu görmek için ise God of War 2 ve 3 arasındaki farkları gösteren karşılaştırmalı görseller yayınladılar.

{pagebreak::Tepe gözle savaş }

Tepe gözle savaş

Mitolojik bir yaratık olan Cyclops (tepe göz) God of War serilerinin favori ara boss’larından biri. Kratos‘u dövüşleriyle terleten bu yaratıkların sonu hep en şiddetli ölümlerle geliyor.

 

Resimde gördüğünüz gibi, Cyclops‘ların dokuları ve vücut detayları bir hayli artırılmış.

{pagebreak:: Ölüm tanrısı Hades}

Ölüm tanrısı Hades

 God of War serilerinde önemli bir yer tutan mitolojik tanrı Hades bu oyunda nihayet Kratos’la bire bir karşılaşacak. Oyunun en etkileyici Boss‘larından biri olacak olan bu karakter God of War 2’de CGI animasyon olarak karşımıza çıkmıştı.

Oyun içi grafik motoruyla hazırlanmış olmasına rağmen, Hades God of War 2’deki versiyonundan çok daha detaylı ve etkileyici görünüyor.

{pagebreak::Titan Gaia }

Titan Gaia

Zeus‘un babaannesi olan Titan Gaia, Kratos’un en büyük müttefiki. Olympos tanrılarıyla yapılan savaşın öncülerinden biri olan Gaia, God of War 2’de GCI animasyon olarak karşımıza çıkmıştı. Bu karakter de aynen Hades gibi, GOW 3‘de oyun içi motorla modellendi.


Doğanın bir parçası olan Gaia, GOW 3’deki haritalardan biri de olacak. Kratos bu Titan’ın sırtında düşmanlarıyla dövüşebilecek.

:: God of War 3’ü merakla bekliyor musunuz? Sizce yapım PlayStation 3 satışlarını patlatacak mı?

Electro World, Tüketicinin Nabzını Tutuyor!

Electro World tarafından Uludağ‘da basına özel olarak gerçekleştirilen sektör değerlendirme toplantısında Türkiye‘nin en önemli teknoloji perakende mağazalarından Electro World‘un son durumu ve gelişmekte olan pazarlarla ilgili önemli açıklamalar paylaşıldı.

Ülkemize 2007 yılında gelerek ilk mağazasını açan Electro World, ekonomik krize rağmen kısa zamanda önemli gelişmeler kaydetti. %40‘ı yerli yatırım olan firmanın Şubat ayında geçen seneye göre %45 büyüme gerçekleştirmesi, geleceğe dair umutlar veriyor.

2009’un üçüncü çeyreğindeki küçülmeyi unutturan gelişme ise son çeyrekteki %16’lık büyüme oldu.

Bu Yıl 7 Mağaza Daha Açılacak!

Şu anda 11 mağaza ile Türkiye’deki teknoloji tutkunlarına hitap eden Electro World, bu yıl 7 mağaza daha açmayı planlıyor. Yeni mağazaların adreslerinde öncelik İstanbul, Ankara ve İzmir‘e verilecek ve Bursa‘da da ikinci mağaza açılacak.

Yeni açılacak mağazalar sayesinde 700 kişi daha iş sahibi olacak. Yeni alınacak personelle beraber firmanın toplam çalışan sayısı da yaklaşık 1800‘ü bulacak.

Electro World’ün Kartal mağazasını
ilk kez ShiftDelete.Net gezmişti.

Electro World mağazası bulunmayan illerdeki okurlarımızı sevindirecek haberlerimiz de var. Bu gelişmeleri, yazımızın ilerleyen bölümlerinde paylaşacağız.

Electro World‘ün yapacağı yeni yatırımların, alışveriş merkezlerinin (AVM) sayısı ile de orantılı diyebiliriz. Ülkemizde şu anda 240 AVM bulunuyor ve bu yıl 34 yeni AVM daha açılması bekleniyor.

{pagebreak::Fiyat Politikası}

Daha Ucuzunu Bul, %120’sini Al


Electro World Türkiye Genel Müdürü Bahadır Özbek

Tüketici elektroniği zincir mağazası Electro World‘ün de aralarında bulunduğu dünyaca ünlü markalar arasında yaşanan rekabet, kıyasıya devam ediyor.

Firma, bu rekabetteki iddiasını fiyat politikasıyla ortaya koyuyor. Electro World’den alınan bir ürün başka bir yerde daha ucuza bulunursa, firma bu fiyatın %120’sini müşteriye iade ediyor.

Electro World, yılbaşında ne kadar satış yapmıştı?

Rekabette Electro World‘ü ön plana çıkaran bir diğer uygulama da arızalı ürün işlemleri. Firma, kendi mağazasından alınan bir ürün 30 gün içerisinde arızalandığı takdirde anında değiştiriyor.

{pagebreak::TechGuys İş Başında}

TechGuys İş Başında!

Bu hizmetlere bir de TechGuys‘ı eklemek gerekiyor. En az 2 yıllık üniversite okumuş kişilerden oluşturulan ekip, önemli testlerden geçerek Electro World ziyaretçilerine teknik destek veriyor.

Dikkat ettiyseniz “müşteri” yerine “ziyaretçi” kelimesini kullandık. Electro World, birçok önemli teknik destek hizmetini kendi müşterilerine ücretsiz olarak verirken, başka mağazalardan alınan ürünler için de çok uygun fiyatlara teknik destek verebiliyor.

Aldığımız bilgilere göre TechGuys, çok yakında telefon üzerinden veya doğrudan evlere de hizmet verecek.

Çalışanların yaş ortalamasının 26 olduğu mağazada ilginç bir tesadüf de erkek bayan oranında. Mağazada çalışan bayanların oranı %25 iken mağaza ziyaretçileri arasında bulunan bayanların oranı da yine %25.

{pagebreak::Her Gelen 30 Dakika Kalıyor}

Mağazaya Gelen Müşteri Ortalama 30 Dakika Kalıyor

Gelen müşteriler arasında yaşları 24-35 arasında olanlar, tüm müşterilerin %40‘ını oluşturuyor.

Mağazada yapılan satın almaların raporları da oldukça ilginç. A-B grubundaki müşteriler, toplam satışın %60‘ını oluşturuyor. Mağazaya gelen kişiler, her ziyarette ortalama 30 dakika zaman geçiriyor ve bu zamana kasada bekleme süresi dahil değil.

Müşterilere “Electro World mağazalarını neden tercih ettikleri” sorusu iletildiğinde verilen ilk cevaplar; “uygun fiyat” ve “ulaşım kolaylığı” oluyor. Electro World’ü ziyaret eden bir müşteri ortalama 20 gün sonra yeniden mağazaya uğruyor.

{pagebreak::İnternetten Satış Başlıyor}

Müjde: İnternetten Satış Geliyor


Bu site yakında önemli bir değişime gidecek

Tüm bu rakamlar göz önüne alındığında Electro World‘ün ülkemize dair tahminleri de oldukça umut verici. Bu hızda büyüme devam ederse Türkiye, tüketici elektroniği pazarında Avrupa’nın en çok satış yapan 3. veya 4. ülkesi konumuna gelebilir.

Electro World‘ün kendi illerinde olmamasında şikayet eden tüketicilere de güzel bir haberimiz var. Mağaza, Nisan veya Mayıs 2010‘da güncelleyerek yayına açacağı internet sitesi üzerinden satış imkanı da sunacak. Firma, halen yayında olan popüler e-ticaret siteleri ile rekabet edebilecek çok özel fiyat politikası ve özel ürünlerle dikkatleri üzerine çekmeyi planlıyor.

{pagebreak::Sonraki Bölüm}

Sonraki Bölüm: “Bağdat, sora sora bulunmayacak”

Yazımızın bir sonraki bölümünde ülkemizdeki navigasyon pazarı konusunda önemli açıklamalar yer alacak.

:: Electro World hakkında ne düşünüyorsunuz? Tıklayın, forumda konuşalım.

 

3 Ayda 136 Bin Abone

Türk Telekom’un grup şirketlerinden Sobee tarafından geliştirilen ve halı saha maçlarını internet ortamına taşıyan ‘I Can Football‘ oyununun hayranları hızla artyor (İnternete Ne Zaman Abanıyoruz?).

Geçen yıl kasım ayındaki Compex Fuarı’nda relansmanı yapılan oyun, yaklaşık üç ay gibi kısa bir sürede hızla popülerleşti ve Şubat 2010 itibariyle oyunun sitesindeki aktif üye sayısı 136 bin 500‘e ulaştı.

 

Üyeler ayda 300 binin üzerinde maç yapıyor. 

 

Dünyada ilk kez, 11’e 11 online futbol oynama özelliği sunan ve oyuncuların istediği mevkide yer alabildiği “I Can Football”un ücretsiz “Basic” ve farklı seçenekler sunan ücretli “Pro” versiyonları bulunuyor.

AVEA Mobil Ödeme sistemini kullanarak “I Can Football”un Pro Paket’ini indirimli fiyatla satın almak mümkün.

2010 yılı sonuna kadar 500 binin üzerinde aktif kullanıcıya/oyuncuya ulaşmayı hedefleyen “I Can Football” online futbol oyunu hakkında ayrıntılı bilgi, www.icanfootball.com adresinden alınabilir (Konuşmanıza Sponsor Alın).

:: I Can Football oyununu başarılı buluyor musunuz?

Bu Oyunlar Neden Başarısız Oldu?

Araştırmalara göre rol yapma (RPG) oyunlarının tarihi ilk çağlara kadar dayanıyor. İnsanların kendine özel bir karakter yaratıp, belirli kurallar doğrultusunda maceraya atıldığı bu tür zamanla gelişmeye devam etti. Masaüstü RPG‘ler internetin bulunmasıyla birlikte sanal dünyaya da taşındı.


World of Warcraft oyuncuları, kendilerini kurtaracak yeni bir online oyun bekliyor

Ultima Online, Dark Age of Camelot ve Everquest gibi oyunlarla rüştünü ispatlayan MMORPG türü (devasa online oyun) World of Warcraft‘ın piyasaya çıkışıyla dünya çapında ünlü hale geldi.


Aman, Warcraft oynarken bu hale gelmeyin !

Şu anda WoW macerasını 30 milyona aşkın oyuncu yaşıyor. Kullanıcılarından ayda 10 dolar civarı bir ücret alan Blizzard‘ın cirosunu tahmin edebilirsiniz. Bu kârlı sektör, birçok yapımcının da ilgisini çekti. Ancak başka hiç bir oyun Warcraft‘in başarısını yakalayamadı.

Bu yazımızda, yakın dönemde hüsrana uğrayan online oyunları bir araya getirdik.

{pagebreak::Star Wars Galaxies }

Star Wars Galaxies

World of Warcraft‘ın ilk kurbanı, uğruna dinler bile kurulan Star Wars evreni oldu. WoW piyasaya sürülmeden önce uzun bir süre online oyun dünyasının hakimi olan bu yapım, içerik kadar satış tekniklerinin de önemli olduğunu dünyaya gösterdi. Star Wars Galaxies: An Empire Divided 2003 yılında piyasaya sürülüştü.

Oyunda gerçekten türüne yakışır şekilde devasa mekanlar bulunuyordu. Kullanıcılar kendi yarattıkları karakterlere ek meslekler seçebiliyordu. Her karakter sınıfına göre davranmak zorundaydı. Bir gezegenden diğerine gitme hissi yapımda çok iyi yansıtılmıştı.


Oyunda Darth Vader’ı Görmek hem mutlu edici hem de ölümcül bir durumdu

Yapımın en büyük artısı, içinde geçtiği evreni en ince detayıyla yansıtmasıydı. Kullanıcılar kendilerine ev alıp, bu mekanları istedikleri gibi döşeyebiliyordu. Darth Vader, İmparator, Luke Skywalker gibi filmlerin ana karakteriyle konuşmak mümkündü.

Galaxies MMORPG sektörünü yönetirken World of Warcraft piyasaya sürüldü. Birçok kullanıcı WoW‘un basitliği ve düz oyun mantığından hoşlanıp Galaxies‘i bıraktılar.


Oyuncular ödül avcısı, dansöz gibi çeşitli mesleklere mensup olabiliyorlardı

Star Wars‘un online macerasındaki oyuncuları tutmak için yapımcılar ilk önce Jedi olmayı daha kolay hale getirip filmlerin konseptlerine aykırı bir hareket yaptılar.

Bu hamle serinin hayranlarını fazlasıyla kızdırdı ancak Galaxies’i öldüren en büyük hamle ise, oynanış sisteminin ani bir kararla değiştirilip WoW‘a benzer hale getirilmesi oldu.

Oyuncular bu değişikliğe bir türlü alışamadı ve o zamana kadar para basan yapım bir anda zarar etmeye başladı. Kullanıcılar yayıncı Sony firmasının bu yanlışı kararını protesto etmek için topluca aboneliklerini bitirdiler.

{pagebreak::Warhammer Online }

Warhammer Online

Esasen masaüstünde oynanan bir savaş yapımı olan Warhammer, fantezi türündeki en eski evrenlerden biri. İnsanlar bu oyunda, kendi minyatür ordularını kurup RPG(rol yapma) kurallarına göre, 5-6 metre uzunluğundaki mini savaş alanlarında bir birleriyle çatışır. Warcraft‘ın da esin kaynaklarından biri olan Warhammer, Age of Reckoning adıyla yaklaşık iki yıl önce online piyasaya adım attı.


Katliamdan zevk alan kötü chaos ırkının görevleri bu yönde tasarlanmıştı

Ancak her ne kadar devrim niteliğinde yenilikler getiren bir oyun olsa da, uzun süren yapım aşaması ve reklam sorunları yüzünden ölü doğmuştu. Warhammer Online: Age of Reckoning iyi ve kötü ırkların seçimi ve karakter animasyonları sayesinde, Warcraft katili olarak lanse edildi.

Yapım piyasaya çıktı ilk birkaç hafta içerisinde gerçekten WoW‘u zorlayacak bir satış sayısına ulaştı. Ancak oyuncular, 1 aylık ücretsiz oynama haklarını bile doldurmadan bu yapımı terk ettiler.


Yapımdaki kıyafet ve maske çeşitliliği WoW’da bile bulunmuyor

Çünkü, yapımcılar oyunu Warhammer hayranları için yapmıştı. Oysaki, World of Warcraft herkese uygun bir senaryoya sahip.

Warcraft’ın esin kaynağıydı

Yapımın devrim niteliğinde özelliği ise masaüstü Warhammer’ın stratejik özelliklerinin de oyuna eklenmiş olması. Yapımda bulunan görev döngüsü sizi gerçek zamanlı savaşların içerisine sokuyordu. Görevleri bitirmek için mutlaka grup kurmak gerekiyordu.

Şeytani Chaos karakterlerinin, güçleri ilginç animasyonlarla desteklenmişti örneğin, bir karakter kolunu bıçağa çevirebiliyordu.

Oyunun en heyecanlı yanı ise, iyi ve kötülere ait olan şehirlerin anlık savaşlar sonunda fethedilebilmesiydi. Kısacası, kendi türünüzdeki oyuncuları toplayıp, rakibinizin bir şehrini ele geçirebiliyordunuz ve burayı aylarca savunmanız mümkündü.

Ancak yapımın 4-5 senelik WoW‘un bile gerisinde kalan grafikleri oyuncuların Warhammer Online’a ön yargılı bakmasına neden oldu. Yapımcılar, kaliteli iş, az grafik düsturuna inanmış olsa da ne yazık ki oyun, içerik kadar grafiğin de yüksek satışlar için gerekli olduğunu gösterdi. Age of Reckoning, şimdi sadece Warhammer fanatikleri tarafından oynanıyor.

{pagebreak::Age of Conan }

Age of Conan

Çizgi roman seven her gencin, kendiyle özleştirdiği Conan, savaş, kadın ve içkiye olan tutkusuyla tanınır. Age of Conan ise, ünlü karakterin kral olduğu dönemleri konu alıyor. Uzun süren ve yılan hikayesine dönen bir yapımı bulunan AOC, döneminin ötesinde grafikleriyle ünlüydü.

Bu grafikler, hiçbir online oyunda bulunmadığı gibi, piyasadaki diğer büyük yapımlarla bile kapışacak kaliteydiler. İnsanların çok iyi modellendiği oyunun en büyük hatası ise hem hedef kitlenin hem de dönemin çok ötesinde olan grafiklere sahip olmasıydı.

Zira World of Warcraft oynamak için eski bilgisayarlar bile yeterliydi. Conan, kullanıcılarından yeni sistemler talep ediyordu. Yapımda, Conan’ın gençlik çağlarındaki gibi, para kazanmak için dövüşen ve hayata kalmaya çalışan kişileri yönetiyorduk. AOC’yi türevi yapımlardan ayıran birçok özellik bulunuyor.

Robert E. Howard tarafından yazılmış olan Conan kitaplarına ugun olarak oyun da  kanlı savaşlar, rakibi en acı verici şekilde öldürme ve hafif erotik giysiler yapı taşı olarak belirlemişti.  Grup görevlerine ve toplu savaşlara önem verilen yapımın senaryosu Conan öykülerine göre hazırlanmıştı.


Conan’ın kitapları Yüzüklerin Efendisi’yle yarışırken, oyunu o kadar başarılı olamadı

Age of Conan en iyi online oyunlardan biri olmasına rağmen üst üste yaşadığı talihsizlikler nedeniyle oyuncu sayısının bir çoğunu kaybetti. Öncellikle, sabırsız oyuncuları hesaba katmayan firma, hatalarla dolu bir ön sürümü satışa sundu.

Oyun toplamda 30 GB‘a yakın yer kaplamasına rağmen, bu kadar hata olması WoW fanatiklerinin ve Blizzard‘ın eline büyük bir avantaj verdi.

Şirketin verdiği sözleri de bir türlü tutamaması hem oyunun başındaki ekibin hem de firmanın başını yaktı. Wrath of the Lich King‘in piyasaya sürülüşüyle iyice müşteri kaybeden yapım bir süre sonra serverları birleştirerek tasarruf etmeye çalıştı.

Özetle Age of Conan, hem ön yargıların hem de ilgisizliğin kurbanı oldu. Funcom oyuncuların ilgisini çekmek ücretsiz oynanış süreleri dağıtıyor.

{pagebreak::Lord of the Rings Online }

Lord of the Rings Online

Aslında bu oyun da, makalede bulunan diğer yapımlara göre kendi çapında bir başarıya sahip. Ancak Yüzüklerin Efendisi gibi, hem kitapları hem de filmleri dünyaca ünlü olan bir konseptin, Warcraft‘i geçememesi başarısızlık da sayılabilir. Lord of the Rings online, kitaplara dayanarak yapılıyor.

Grafikleri Conan kadar iyi olmasa da Warcraft‘a göre kaliteli. Zırh, mekan ve karakter tasarımları ise her ırkın kişisel özelliklerini gösteriyor.


Oyunda Gandalf gibi ünlü karakterdan görev alıp onlarla sırt sırta dövüşmek mümkün

Yapımcı ekip hikaye konusunda o kadar hassas ki, oyuna ekledikleri her şeyi ilk önce Tolkien’ın varislerine danışıyorlar. LOTR Online‘da şu anda hikaye, hala Yüzük Kardeşliği döneminde geçiyor. Oyuncular yaratıkları karakterle, Yüzük Kardeşliğine yardım ettikleri gibi, kendileri de kahraman olabiliyor.

Moral, yapımda büyük bir etkiye sahip, eğer karakterinizin morali düşükse savaşlarda başarısız oluyorsunuz. Her şey kitaplara uygun ve detaylıyken yapım niye başarısız oldu? Öncelikle, yapımcı ekip reklam konusunda cimri davrandı. Diğer sorun ise neredeyse 4 yıldan beri LOTR Online’ın hala ilk kitabın hikayesini anlatması.

WoW‘un hikayesi 5 yıl öncesine göre fazlasıyla değişmişken, Yüzüklerin Efendisi yerinde sayıp durdu. Ne yazık ki, yapım herkesin merakla denediği 3-4 ay sonra ise aynı hikayeyi yaşamaktan sıkıldığı için, üyeliğini kapattığı bir oyun haline geldi.

:: Bu online oyunlardan hiç birini oynadınız mı? Hangi yapımın başarılı olmasını dilerdiniz?

 

Amerikan Ordusuna İzin Çıktı

Amerikan Savunma Bakanlığı, 2007 yılında bir takım internet sitelerinin erişimlerini bilgi güvenliğini tehlike altına soktuğu için askerlerine yasaklamıştı.

Video paylaşım sitesi Youtube bile bu yasaklardan nasibini almış ve askerler tarafından kullanılması engellenmişti.

Ancak Pentagon askerlerin sevdiği insanlar ile iletişimlerini koparmamaları amacıyla bütün bu erişim engellemelerini kaldırmaya karar verdi.

Askerlerin böylece yakınlarından moral ve destek toplayabileceğini düşünen yetkililer Twitter, Facebook ve Youtube‘un da içerisinde olduğu bir dizi internet sitesine erişimi imkanlı hale getirecek.

:: Sizce bu yasakların kaldırılması bilgilerin sızdırılması açısından tehlikeli mi?

Street View’e Uyarı Geldi

Bugüne kadar insanların sokaktaki bazı ilginç hallerini fotoğrafladığı için eleştiri oklarına sıkça maruz kalan Google Street View uygulamasına bir uyarı da Avrupa Birliği tarafından geldi.

Google tarafından her yıl güncelleneceği söylenen Street View’deki fotoğrafların 6 ayda bir güncellemesini istediği Avrupa Birliği, ikinci bir uyarıda daha bulundu.

İnsanların haberi olmadan fotoğraf çekilmesini önlemek amacıyla Street View arabalarına sesli işaretler konulmasını isteyen Avrupa Birliği’nin bu uyarılarına Google tarafından nasıl bir tepki verileceği merak konusu.

:: Avrupa Birliği’nin uyarılarını nasıl buldunuz?

Dell Latitude E4300 İnceleme

Dell Latitude E4300 adlı dizüstü sistemi ile iş çevrelerini hedefleyen bir ürünü piyasaya sürdü. 2 kg’ın altında olan ve 13.3 inç LED aydınlatmalı bir LCD ekranına sahip olan bu ürün yüksek performansı ve uzun pil ömrü ile dikkat çekiyor.

Intel’in yeni nesil Centrino 2 platformuna sahip olan E4300, 2.4 GHz saat hızında P9400 işlemcisine sahip. Centrino 2 platformu esasında üç parçadan oluşuyor (Dell, Cep Canavarını Piyasaya Sürdü).

Bunlar işlemci, yonga seti ve kablosuz iletişim teknolojisi. Dell Latitude E4300, GS45 adlı bir yonga seti sayesinde epey performanslı olan birçok oyun ve yüksek çözünürlüklü videoları rahatlıkla çalıştırabilen Intel 4500 MHD grafik yongası ile donatılmış.

Bu yonganın diğer bir farkı, daha çok masaüstü sistemlerden bildiğimiz DDR3 teknolojisini de desteklemesi. Dell Latitude E4300, sahip olduğu 2 GByte DDR3 bellek sayesinde, yüksek performans değerlerine ulaşabiliyor.

Kablosuz haberleşme için Bluetooth teknolojisinin yanı sıra Dell Wireless 1510 WLAN modülü de kullanılmış. Bu modülün özelliği yeni nesil ve 802.11g’den 5 kat daha hızlı olan 802.11n teknolojisini desteklemesi.

 

#video_5100#

 

Dell Latitude E4300 yaptığımız testlerde bir hayli iyi değerler elde etti. Bu ürün PCMark testinde 3.587 skorunu elde etti. Bu skor ULV işlemcili dizüstü sistemlerle kıyasladığımızda (Asus UL30A: 2635, Exper EQ: 2320), Dell’in çokça yüksek değerler elde ettiğini söylemeliyiz.

Aynı ürünü üst performansa hitap eden dizüstü sistemlerle kıyasladığımızda (MSI GT729: 3805, Samsung R620: 3021), kafa kafaya bir yarışın içinde olduğunu belirtmek gerek.

Üründe beğendiğimiz bir özellik de Magnezyum alaşımına sahip olması. Testimizde 7.5 saat kesintisiz çalışan Dell Latitude E4300 Magnezyum alaşımı sayesinde epey stabil bir yapıya ulaşıyor. Buna ek olarak Firewire ve E-Sata port’unun da olması hoşumuza gitti (Dell, İş Yerlerini Yeniledi).

Parmak izi okuyucusu ürüne farklı bir güvenlik sağlıyor. Buna ek olarak IBM ürünlerde bildiğimiz ve klavyenin ortasında yer alan fare kontrolörünün yanı sıra, klasik Touchpad de unutulmamış. Bir hayli sessiz çalışan bu ürünün en büyük dezavantajı, 120 GByte kapasiteli bir sabit diske sahip olması.

 

 {pagebreak::Teknik Özellikler}

 

Dell Latitude E4300
Dizüstü Sistemi

Ekran: 13.3 inç LCD LED (1280×800)
İşlemci: Intel P9400 2.4 GHz
Bellek: 2 GByte DDR3
Ekran kartı: Entegre Intel 4500MHD
Sabit Disk: 120 GByte
Diğer: Bluetooth, 802.11 b/g/n, Parmak izi okuyucusu
Boyut: 310 x 217 x 25.4-29 mm
Ağırlık:  Minimum 1.5 kg

:: Pil ömrü mü yoksa performans mı? Diz üstü sisteminde en çok hangisine ihtiyaç duyuyorsunuz?

Atom’lar Hızlanıyor

Intel, Pine Trail kod adlı yeni Atom işlemcilerinine bir yenisini ekleyecek. Pazartesi günü resmi olarak piyasaya sürülecek olan modelin adı ise Atom N470.

1,83 GHz ile şu an piyasada bulunan N450′den daha yüksek bir saat hızına sahip olacak olan Atom N470, bir nebze de olsa daha hızlı netbook’ların piyasaya sürülmesini sağlayacak.

Yeni Atom’larda tümleşik grafik işlemci bulunuyor

Pine Trail ailesi büyüyor

Şu an piyasada bulunan en gelişmiş Atom olan N450, 1,66 GHz’lik saat hızına sahip.

Geçtiğimiz senenin sonlarında piyasaya sürülen Pine Trail serisi Atom işlemciler, bünyesinde tümleşik grafik işlemci barındırıyor.

:: Netbook’ların performansından memnun musunuz?

Sahte Yazılıma Dikkat

Microsoft, kendi anti-virüs programı olan “Microsoft Security Essentials” kullanıcılarını, benzer bir ad taşıyan sahte bir yazılıma karşı uyardı.

“Security Essentials 2010” adlı sahte anti virüs yazılımı aslında Win32/Fakeinit adlı bir trojan içeriyor.

Sahte yazılımın görüntüsü bu şekilde

Sahte isme dikkat

Yazılım yüklendiği zaman, sahta bir virüs tarayıcısı devreye girerek, önemli uygulamaları ve süreçleri belirleyip kapatıyor.

Microsoft, Security Essentials’ın sadece resmi siteden indirilmesi gerektiği konusunda kullanıcılarını uyarıyor.

:: Microsoft Security Essentials kullanıyor musunuz?

Açılışta İstediğiniz Uygulamalar Çalışsın

Akıllı telefonunuzun özelliklerini tam anlamıyla kullanan bir kullanıcıysanız, muhakkak ki her gün etkin bir şekilde kullandığınız bazı yazılımlar vardır. Bu uygulamaların telefonunuz her açıldığında başlamasını ve hatta destekli yazılımlarda rutin haline gelen işlerin otomatik olarak gerçekleştirilmesini sağlayabilmeniz mümkün.

ExeMaster isimli yazılım, telefonu ilk başlattığınızda çalışmasını istediğiniz yazılımları konfigüre edebilmenize olanak tanıyor. Tek yapmanız gereken otomatik olarak çalışmasını istediğiniz üçüncü şahıs yazılımları veya sistem uygulamalarını seçmek ve başlatma listesine eklemek. Ancak otomatik başlatma özelliği bulunan uygulamaları yazılımın arayüzünden devre dışı bırakmak gibi bir özelliğin bulunmadığını da belirtelim.

{pagebreak::Ayarlar Ve Uygulama Ekleme}

Ayarlar Ve Uygulama Ekleme

Programın arayüzü oldukça sade tasarlanmış. Add application adımından listeye eklemek istediğiniz yazılımlara ulaşabileceğiniz ekrana erişebiliyorsunuz. Settings seçeneğindeyse düzenleyebileceğiniz spesifik bir ayar bulunmuyor. Buradan yazılımın iki farklı dil seçeneği (Rusça ve İngilizce) arasından seçim yapabiliyorsunuz.

{pagebreak::Çalıştırma Seçenekleri}

Çalıştırma Seçenekleri

Add application adımına girdiğinizde karşılaştığınız ekran ise bu şekilde. Buradan Application seçeneğini kullanarak istediğiniz yazılımı seçebiliyorsunuz. Ayrıca programın başlangıçta açılması, arkaplanda çalışır hale getirilmesi gibi ayarlamalar da yapabiliyorsunuz.

{pagebreak::Yazılımları Listeleme}

Yazılımları Listeleme

İşlem atamak istediğiniz uygulamaları seçebileceğiniz ekran bu şekilde. Buradan hem sistem uygulamalarını hem de yüklediğiniz yazılımları görebiliyorsunuz. Ayrıca ekranın altına konumlandırılan küçük bir arama çubuğu erişmek istediğiniz uygulamayı kolayca bulabilmeniz açısından büyük kolaylık sağlıyor.

Tüm OS9 çekirdeğini taşıyan Symbianlı akıllı telefonlar ile uyumlu çalışan yazılımın deneme sürümüne burada yer alan sayfalardan erişebilirsiniz.

:: Yazılım hakkındaki sorularınız SDN Forumlarında sorun.

Oyun Teknolojilerinin Geleceği

Video oyun sektörünün günümüzdeki hali, deyim yerindeyse panayır alanı gibi. Birçok farklı platformda birçok oyun, kullanıcılara keyifli anlar yaşatmayı başarıyor. Günümüz PC‘leri tek başına oyun istasyonları olarak yeterli gelmediği için, konsollar da hiç olmadığı kadar ön plana çıktı.

Bu da şüphesiz ki geliştiricilerin işine yarıyor. Geliştirdikleri oyunu birçok farklı platformda sunan geliştiriciler, bu sayede aynı oyundan farklı şekillerde paralar kazanabiliyor. Böylece ortaya güzel bir kâr oranı çıkıyor. Geliştirici de, yeni geliştireceği oyuna daha fazla yatırım yapıyor.

Bu kısır döngü aslında pek de kısır değil. Zira döngü her tamamlandığında, sektördeki her elemente yeni bir şeyler kazandırıyor. Yapımcıya para, oyuncuya keyif, geliştiriciye olanak sağlıyor. 10 sene önce oynadığımız oyunlar o zamana göre ağzımızı sulandırıyordu, fakat şimdi ise ne kadar ilkel bir teknoloji olduğunu düşünüyoruz. İşte bu da bahsettiğim bu döngünün yol açtığı bir olgudur.

{pagebreak::Hedef 3 Boyut}

Hedef 3 Boyut

Şimdi oyun dünyası yine bir dönemece girdi. Esasında dönemece girdi demek eksik olur, çünkü aslında oyun dünyası, çok dönemeçli bir yola girdi. Eskilerde sadece belli virajları alan sektör şimdi sürekli virajlarda gidiyor. Bu seferki dönemeç ise bizi 3 boyutlu oyunlara götürecek.

Fakat öncesinde bir ara durak var; hareket algılayıcıları! Hareket algılayıcıları esasında doksanlı yıllarda Atari ile birlikte evimize girmişti. Hatırlayanınız olacaktır elbette, televizyonumuzda uçuşan ördekleri Atari silahıyla avlamak hangimizi şaşırtmadı ki?

Şimdi devir değişti. Haliyle Atari de değişti. Yerini Nintendo Wii‘ye, Sony PlayStation serisine, Microsoft Xbox 360‘a bıraktı. Wii ile yeniden alevlenen bu akım, Sony’nin yeni hareket algılayıcısı ile popülerliğini pekiştirecek. Sony’nin yeni hareket algılayıcısı demişken, ürünün ismi halen daha netlik kazanmış değil.

Arc ya da Gem isimlerinden birisi düşünülen yeni cihaz in le birlikte Sony, böylece Microsoft’un Natal‘ına cevap vermiş oluyor. Microsoft’un Natal’ından bahsedelim biraz. 2010 yılının son çeyreğinde piyasaya sürülmesi beklenen ve Xbox 360’ın bir üst versiyonu olacak olan Project Natal, hiçbir aygıt kullanmadan, ellerimizle oyun oynama deneyimini bizlere sunmayı vadediyor.

Gerçekten hayallerin ötesinde bir durum gibi gözükse de Project Natal, 2010 yılının sonlarında, hiç olmadı 2011 yılında oyun dünyasına demir atacak.

{pagebreak::Beklentiler}

Beklentiler

Mevcut konsolların yanında bir de PSP, Nintendo DS gibi el konsolları var. Bu konsollar ise taşınabilirliği ile ön plana çıkıyor ve oyunsevere yolda, otobüste, her yerde oyun oynama imkanı sunuyor. Durum böyle olunca gelecekte piyasaya çıkacak konsollardan da beklentiler artıyor.

Geliştiriciler, beklentilerin arttığından haberdar. Dolayısıyla ortaya çıkacak ürünlerin de hayal kırıklığı yaratması zor gözüküyor. Microsoft ve Sony, geleceğin oyun sektörüne damgasını vuracak olan iki firma diyebiliriz. Zira artık neredeyse bu iki firma sektöre yön veriyor. Oyun geliştiricileri de modern teknolojilere anında uyum sağlayabiliyor.

Evet, ara duraktan kalkıyoruz artık ve asıl varmamız gereken durağa yol alıyoruz: 3 boyutlu oyun deneyimi! 3 boyut teknolojisi uzun süredir teknoloji dünyasında yer alıyor. Pasif gözlükler aracılığıyla yılbaşı gecelerinde 3 boyut deneyimini yaşamış bir neslin devamı olarak, yeni nesil 3 boyut dünyasına da hazırız.

{pagebreak::Sinemalara Taşınan 3D}

Sinemalara Taşınan 3D

Artık sinema salonlarında 3 boyut deneyimi giderek popülerleşiyor. Dolayısıyla bu yeni sektörün oyun sektörüne dallanıp budaklanması hiç de beklenmedik bir durum değil. 3 boyutlu oyunlar için gerekli olan ön teknoloji şüphesiz ki 3 boyutlu görüntü desteği sunan monitörler. Oldukça uygun fiyatlara bu monitörlerden elde etmek mümkün. Artık dizüstü bilgisayarlarda bile 3 boyutlu ekran teknolojisi mevcut.

Dolayısıyla bu teknolojinin basamakları arasında yer alan donanım desteği, sanılandan çok daha kolay bir şekilde sorun olmaktan kurtarılabilir. Yazılım desteği ise geliştiriciler tarafından aşılacak bir konu. Yeni nesil ekran kartlarının derinlik kazandırma özellikleri ise pek sorun olmayacak gibi gözüküyor. Piyasada belli başlı oyunlar 3 boyutlu teknoloji deneyimini bizlere sundu bile.

Bu deneyimlerden gözlemlediğimiz, sektörün gerçekten de güzel bir yolda ilerlediği diyebiliriz. İlk aşamada monitörden içeriye doğru kazandırılan derinlik hissiyatı, gelecek yıllarda 180 derece yön değiştirecek ve monitörden dışarıya doğru kazandırılacak. Bu sayede bir alan derinliği ortaya çıkacak.

Aktif gözlükler sayesinde dışarıya kazandırılacak olan derinlik hissiyatı, oyuncunun monitöre olan uzaklığı ile daha da önem kazanacak. Tüm bu hesaplamalar ve teknik ayrıntılar, kullanıcıya eşsiz bir deneyim sunacak.

{pagebreak::Yüksek Çözünürlük}

Yüksek Çözünürlük

Artık günümüz oyunlarının hemen hepsi HD, yani yüksek çözünürlüklü monitörleri destekleyecek şekilde geliştiriliyor. HD oyun oynama lüksü kelimenin tam anlamıyla bambaşka bir keyif. Tabii ki sadece PC platformu değil, konsollar da bu teknolojiden nasibini alıyor. Sony’nin PlayStation 3‘ü yıllardır kullanıcılarına HD oyun deneyimini yaşatıyordu.

Xbox 360 da HD teknolojisini destekleyerek kullanıcıya hoş vakit geçirtiyordu. Bu alanda geride kalan Nintendo Wii ise, treni yakalamış gibi gözüküyor. Henüz söylenti aşamasında olsa da Nintendo, Wii’nin HD versiyonunu önümüzdeki iki sene içerisinde piyasaya sürecek gibi gözüküyor. Söylentilerin kaynağı ise oldukça sağlam.

PC platformuna dönersek, önümüzde yine harika projeler olduğunu görüyoruz. Crysis piyasaya sürüldüğünde oyun dünyasında bomba etkisi yapmıştı adeta. Crysis ile fizik motorları çağ atlamış, yeni nesil oyunların da, mevcut teknolojilerini geliştirmesi için ön ayak olmuştu. Şimdi sırada Crysis 2 var ve yeni fizik motoru ile birlikte oyun dünyası yeni bir çağ atlamanın eşiğinde duruyor.

Artık yapımcılar, oyunların sinema filmi gibi olmasını istiyor. Dolayısıyla geliştiriciler de hikayeye ve müziklere ağırlık veriyor. Bu alanda grafik işlemeleri için mevcut teknolojiler tercih ediliyor. Crysis 2 gibi oyunlar da, yeni nesil oyunların grafik sorununu ortadan kaldıracak ve tüm bunların sonucunda oyuncuya, eşsiz oyun deneyimleri sunacak.

:: Siz oyun sektörünün geleceğini nasıl yorumluyorsunuz?