Pioneer Televizyon İşinden Çekiliyor

Ülkemizde daha çok plazma TV’leri ve ses sistemleriyle tanınan Pioneer’dan çalışanlarına kötü haber. Firma, 10 bin kişiyi işten çıkaracağını duyurdu. Çıkarılan personelin 6 bini tam zamanlı, 4 bini ise geçici işçi olarak çalışanlardan. Firmanın,  1.4 milyar dolarlık zarar açıklamasının ardından böyle bir gelişme bekleniyordu.


Artık duvarlarda Pioneer televizyonlar olmayacak.

Firma, düz ekran televizyon üretimini de sonlandıracağını duyurdu. Yüksek kalitede plazma TV’leriyle dikkat çeken firma bu alana ilk girenlerden biriydi. Şirket yöneticileri, bu alandan çekilmenin son derece acı verici bir durum olduğunu üzülerek belirtiyor. Düz ekran televizyon üretiminin durması, aynı zamanda ABD ve İngiltere’deki fabrikaların kapanacağının da bir göstergesi. Firmanın şu an dünya genelinde yaklaşık 37 bin çalışanı bulunuyor.

:: Pioneer marka televizyonunuz var mı?

Türkiye’de ilk: AMD Phenom II X4 925 Testte

Bundan tam iki yıl önce AMD Phenom işlemciler hayatımıza girdi. 2009 yılının Ocak ayında ise Phenom II adını verdikleri 2. Nesil Phenom işlemciler gün yüzüne çıktı. Ocak ayının başlarında testlerini de yayınladığımız AMD Phenom II X4 940 işlemcinin performansı oldukça başarılı. Bu ayın başlarında ise yeni gelen bir işlemci bizlerin ilgisini oldukça çekti.

{pagebreak::Teknik özellikler}
AMD Phenom II X4 925, 95W güç tüketimi ve Overclock özellikleriyle hem AM2+ hem de AM3 anakartları destekleyen bir işlemci. Elimizde AM3 anakart olmadığı için testimizi MSI firmasının K9A2GX model anakartıyla gerçekleştirdik.

Yeni nesil Phenom II’ler eski nesil ile karşılaştırıldığında, 45 nm mimari, ısı sorununun çözülmüş olması, gereksiz güç tüketiminin önüne geçilmesi gibi avantajlara sahipler.
{pagebreak::Teknik özellikler -2}

Yeni işlemcinin teknik özelliklerine baktığımızda AMD Phenom II X4 925’in 2.8 GHz hızında olduğunu görüyoruz. Ürünün önbelleği ise 6 MB. Bir diğer yenilik ise, eski  Cool’n Quiet teknolojisinin yenilenmiş olduğu. Bu ürün AM2+ işlemci yuvasını destekliyor ve DDR2 belleklerle çalışabiliyor.

{pagebreak::Anakart desteği}
Bu işlemciler yeni olsada AMD 770, 780G, 790GX / FX gibi anakartlarda kullanılabiliyor. AMD’nin burada hakkını vermek lazım. Yeni nesil bir işlemciye eski anakartlarda kullanım izni vermek pekte karlı bir iş değil. Ek olarak AM3 yuvasına geçildiğinde her ne kadar DDR3 anakartlar piyasaya çıkacak olsa da, bu işlemcileri de AM2+ yuvalı anakartlarda kullanılabilecek.

İsterseniz yavaş yavaş yaptığımız teste doğru yönelenim. Test için kullandığımız programların birçoğunu sizde kolaylıkla edinebilirsiniz. Mesela WinRAR ve 7Zip gibi programların sıkıştırma ve ayrıştırma sürelerini değerlendirmemize kattık. Sizde bu işlemleri kendi sisteminizde deneyip bizim yaptığımız test sonuçlarıyla karşılaştırabilirsiniz. Yaptığımız testler arasındaki önemli yazılımlardan bir tanesi de CineBench R10. Hem tek, hem de çok çekirdekli performans için işlemci çekirdeklerini kapatarak test yapabilen CineBench R10, böylece dört çekirdekli işlemcilerin ne kadar performans artışı sağladığını gösterebiliyor. İsterseniz birer birer test sonuçlarına bakalım.
{pagebreak::Test sonuçları}

{pagebreak::Test sonuçları-2}

{pagebreak::Test sonuçları-3}

{pagebreak::Test sonuçları-4}


{pagebreak::Test sonuçları-5}


{pagebreak::Test sonuçları-6}


{pagebreak::Test sonuçları-7}


{pagebreak::Test sonuçları-8}

{pagebreak::Sonuç}
Sonuç

Phenom II X4 940 işlemciyi testteki diğer iki işlemciyle karşılaştırdığımızda üstünlüğü tartışılmaz bir gerçek. Ama Intel Core 2 Quad 9550 ve Phenom II X4 925 başa baş bir performans sergiliyor diyebiliriz. Test yazılımlarımızın sonuçlarında bir Intel Core 2 Quad 9550 önde, bir Phenom II X4 925 önde. Toplam puanda ise baş başa Phenom II X4 940’ın ardından geliyorlar. Önümüzdeki günlerde yapacağımız AM3 anakartlı Phenom II X4 925 testinin ardından ürünün DDR 3 bellekler ile de performansını hep birlikte göreceğiz.

Phenom II yenilenen mimarisiyle birlikte geniş bir önbelleğe kavuştu. Bu geniş önbellek test sırasında kendini oldukça belli ediyor. Phenom II X4 925 belki en üst seviye işlemci değil ama uygun fiyat/performans için yaratılmış bir işlemci. Ayrıca ürünün overclock potansiyelinin de olduğunu belirtmemizde fayda var.  Yaptığımız overclock testinde ürünün 2.8 GHz hızını 3.2 GHz’e çıkardık. Ve ürünün performansında %5 ila  %10 arasında bir artış gördük.

Tabii ki bu değer voltajlarla oynamadan elde ettiğimiz bir değer. Ayrıntılı bir overclock testinden sonra bu değerin yükseleceği kesin. Phenom II X4 925 harcadığı güç açısından da makul değerler sunuyor. Ürünün belirtilen TDP değeri 95W. Bu değer kendi kategorisi için oldukça uygun. Ürünün fiyatı henüz belli değil ama 200 Dolar civarı ve hatta altında olabilir.

Google Earth’ten Hazine Bulundu

Google Earth‘te sıradan bir gezinti yapan Nathan Smith adlı müzisyenin şans eseri fark ettiği sıra dışı alan yepyeni bir vakanın ortaya çıkmasına neden oldu. Smith daha detaylı bakınca, Teksas’ın Aransas geçidinde (Aransas Pass) gördüğü çizgilerin batık bir gemiye ait olduğuna inandı.


Temsili define bulguları

Derinlemesine bir araştırma yapınca gördüğü batık geminin 1822‘den kalma bir İspanyol barçasına ait olduğuna inandı. Eğer doğruysa bu 3 milyar dolar değerinde bir hazinenin gemide gömülü olduğu anlamına geliyor.


Google Earth Teksas Aransas Geçidi’ne göz atın

Eğer doğruysa batık gemilerle ilgili kanunlar Amerika’da gayet açık. Eğer bir batık suyolunda veya kanalda bulunursa, güvertedeki her şey batığı ilk bulana ait. Ancak burada durum biraz karışık.

Zira şu an batık karada görünüyor. Smith ise altından kanal veya suyolu geçtiğini iddia ediyor. Arazinin sahibi olan O’Connor ailesi toprağın altında bir kanal veya suyolu yoksa ve hazine varsa sahibi olacak. Ama suyolu varsa o zaman Nathan Smith karlı çıkacak.

Aslında durum çok daha karmaşık. Şöyle ki, O’Connor’ların avukatı şu sav ile çok haklı görünüyor: “Düşünün, birisi gelmiş ve ‘Google haritalarında gördüğüm bir şeyden ötürü arazinizi delik deşik etmek istiyorum’ diyor. Siz olsanız kabul eder miydiniz?”.

Bu arada dilerseniz buradan Google haritalarında Teksas Aransas Geçidi’ne göz atabilirsiniz.

:: Peki, ya siz kabul eder miydiniz? Paylaşın.

 

Sisteminiz Pırıl Pırıl Olsun

7

İçerisinde Registry Cleaner ve Disk Cleaner gibi çok faydalı araçları da barındıran tam tekmil bir “performans paketi” olan Comodo System Cleaner yenilendi.

Windows XP ve Vista’ya ister ince ayar, isterseniz de otomatik optimizasyonlar yapmanıza olanak tanıyan Comodo System Cleaner, sisteminizi de donanımından yazılımına, çalışan uygulamasından performansına kadar komple görüntülemenizin yolunu açıyor.

:: Comodo System Cleaner yazılımını ücretsiz indirin.

:: Yazılımla ilgili görüşlerinizi forumda paylaşın.

Bilgi İçin : Comodo

Palm Pre’de Neler Var?

Tam bir hafta önce “Palm Küllerinden Doğmaya Hazırlanıyor” başlığıyla ve örnek resimleriyle aktardığımız Palm Pre’nin detaylı teknik özellikleri de belli oldu. Satışına ilk olarak ABD’de Sprint tarafından başlanılacak olan pre, Palm’in yeni işletim sistemi webOS dışında sunduklarıyla dikkat çekiyor.


3.1 inç’lik ekran telefonun tüm özelliklerini kontrol edebilmenizi sağlıyor.

3.1 inç’lik dokunmatik ekrana sahip olan pre’nin 320×480 piksel çözünürlükte HVGA ekranı bulunuyor. Ekranın arkasında dahili QWERTY klavyeyi de barındıran pre, Microsoft Direct Push teknolojisiyle Windows Mobile kullanıcılarını kendine çekmekte zorlanmayacak gibi. İsteyen pre kullanıcıları POP3/IMAP destekli herhangi bir e-posta adresini ekleyebilecek.

{pagebreak::8 GB Yeterli mi?}

8 GB’lık Hafıza

Dahili GPS’le gelen pre’de ayrıca 3 megapiksellik LED flash’lı kamera sunuyor.MP3, AAC, AAC+, AMR, QCELP ve VAW formatındaki ses dosyalarını çalmak ya da MPEG-4, H.263, H.264 formatındaki videoları görüntülemek pre için herhangi bir sorun teşkil etmiyor. Wi-Fi 802.11b/g kablosuz erişim desteği sunan pre, bunu WPA ve WPA2 güvenlik standartlarıyla destekliyor.


Palm pre, büyük ekranının altında bir de klavye saklıyor.

Dahili 8GB’lık hafızanın 7.4’ü sizin kullanımınıza ayrılmış durumda. Kalan bölümü webOS işgal ediyor. 59.5mm genişlik, 100.5mm yükseklik ve 16.95mm’lik inceliğe sahip olan pre’nin pil dahil ağırlığı ise 135 gram olarak açıklandı. Ürün, bu tür telefon meraklılarınca beklenirken Sprint ön siparişler için başvuruları toplamaya başladı bile. Ancak iPhone’a ciddi rakip olması beklenen pre’nin fiyatıyla ilgili bir bilgi açıklanmış değil. Ürünle ilgili tüm fotoğrafları görmek için tıklayın.

:: Türkiye’de olsa satın almayı düşünür müydünüz?

Her Telefon Hareket Algılayacak

Mobile World Congress’te tanıtılacak olan yeni teknoloji, hızölçer içeren telefonların tüm fiyakasını bozabilir. Zira GestureTek‘in yeni teknolojisi, cep telefonlarının kameraları aracılığıyla hareket algılamasına olanak tanıyor.

EyeMobile adlı motoru kullanan sistemde, telefonun veya kullanıcının hareketleri kamera ile ölçülerek, menü seçimi, yakınlaştırma, MP3 listesinde dolaşma, web sörfü gibi işlemlerin hiçbir tuşa dokunmadan gerçekleştirilmesini sağlıyor.

Mobil Üreticiler de Rahatlayacak

Düşük hafıza ve işlemci kullanımına gerek duyan EyeMobile, dokunmatik ekranlara göre çok daha uygun üretim maliyetine sahip. Optik takip sistemi Japonya’da bazı cihazlarda şimdiden kullanıma geçmiş durumda. Bakalım MWC sonrası bu teknoloji başka hangi ülkelerde kullanıma sunulacak.

:: Kameradan hareket algılayıcı olur mu?

Gmail İmzanızı Haritada Gösteriyor

Gmail’in Labs bölümü gerçekten sıkı çalışıyor. Anlaşılan Google halen Beta aşamasında olan Gmail‘e epey yükleniyor. Google’ın bu stratejisinin ardında mutlaka daha detaylı kullanıcı temelli bir plan yatıyordur belki ama şu an kullanıcılar için durum gayet keyifli. Son yenilik ise Gmail’de e-postaların sonuna eklediğiniz imzanın Google haritalarında görünmesini sağlayan ‘Location in Signature özelliği ile geldi.


Şu an sistem daha çok ISS’in adresini veriyor

Özellikten faydalanmak için öncelikle kullanım arabirim dilinizin İngilizce olması gerekiyor. Bu noktadan sonra ‘Settings’ bölümüne girin ve ‘Labs’ sekmesine ilerleyin. Bu pencerede onlarca Labs özelliği arasından ‘Location in Signature’ kutusunu bulun ve ‘enable‘ kutucuğuna tıklayarak, aktif hale getirin. Bu yeni Labs geliştirmesi sayesinde imzanızda Google haritalarında nerede olduğunuz konumlandırabilecek.

Harita, konumlandırmayı kullandığınız açık IP üzerinden yapıyor ve bu yüzden hassas sonuçlar vermeyebiliyor. Örneğin Heatrow havaalanındayken aldığınız IP nedeniyle Almanya’da gözükebiliyorsunuz. Daha hassas sonuçlar için Google Gears’ın Location Module’unu kurmanız gerekli.

:: Gmail’in Labs’de sundukları hakkındaki fikirlerinizi bizimle paylaşın.

Kablosuz Erişim Uçaklarda

Elektronik cihazlar uçak sistemlerine zarar veriyor olabilir, ama iletişim adına daha fazla zorlanmadıklarını kimse söyleyemez. JetBlue ve Virgin America’nın ardından Southwest de uçak içerisinde yolcularına kablosuz erişim imkanı sunmak için çalıştığını duyurdu. Şirket, önümüzdeki ay bu servisi sunmaya başlamak istediğini de belirtti.


Bu uçağın yolcularına kablosuz erişim serbest.

Yahoo ile ortak çalışan Southwest, yolculara özel bir başlangıç ekranı tasarladıklarını, bu ekran üzerinden kablosuz erişim imkanı sunacaklarını açıkladı. Yapılan açıklamaya göre yolcular bu durumdan oldukça hoşnut görünüyorlarmış.

:: Çoğu yerli seyahat şirketinin otobüslerde bu servisi ücretsiz verdiğini biliyor muydunuz?

Tüm Sevenler Videofon İle Buluşuyor

Türk Telekom, Sevgililer Günü için çok özel bir kampanya başlatıyor; 7-28 Şubat tarihleri arasında Videofon başvurusu yapan herkesin tüm vergiler dahil ayda 19 TL karşılığında, Videfon‘un görüntülü iletişim hizmetleriyle tanıştırılması hedefleniyor.

Türk Telekom, iletişimin olanaklarından herkesin faydalanabilmesi için Sevgililer Günü’ne özel Videofon kampanyasını hiçbir ön koşul gerektirmeden başvuran tüm müşterilerine sunuyor. Kampanya dahilinde başvuru yapan kullanıcılara ücretsiz olarak görüntülü konuşma cihazı ve ayrıca kampanyanın devam ettiği 24 ay boyunca geçerli olacak, aylık 3000 dakika Videofon içi görüşme hediye ediliyor.

:: Videofon ilginizi çekti mi?

Bilgi için: Türk Telekom

 

Wi-Fi Güvenliği İçin 10 İpucu

Günümüzün Wi-Fi ürünlerinde bir güvenlik ayarı yapmak sanıldığından çok daha kolay olabiliyor. Birçok ürün artık kullanıcı dostu olması bu işi inanılmaz derecede kolaylaştırıyor. Yinede bilmeyenler için evinizdeki kablosuz ağın güvenliğini arttırmak için izlemeniz gereken adımları özetliyoruz.


1-Varsayılan (Default) Yönetici Şifrelerini Değiştirin

Kablosuz ağ ürünlerinde mutlaka web üzerinde ulaşabileceğiniz bir arayüz vardır. Bu arayüz, birçok ayarı çok rahat bir şekilde yapmanızı sağlaması için çok önemli. İşte bu web aracı sadece doğru kullanıcının girebilmesi  için bir ‘login’ ekranıyla korunur (kullanıcı adı ve şifre). Yeni alınan bir ürünün yönetici şifresi, kullanma kılavuzunda yazılıdır. Bu şifre o seri tüm ürünlerde geçerlidir. Dolaysıyla bu şifre değiştirilmezse kötü niyetli kişiler kablosuz ağ ürününe erişip siz fark etmeden birçok ayarı değiştirebilir. 

 

{pagebreak::WEP yerine WPA kullanın}

2-WEP Yerine WPA Şifresini Tercih Edin

Kablosuz ağ mutlaka bir şifre ile korunmalı. Aksi takdirde sizin ağınızı gören herkes bağlanıp Internet kullanımınıza ortak olabilir. Bu yüzden olsa gerek tüm kablosuz ağ ürünleri mutlaka bir kodlama (encryption) türünü desteklerler. Kodlama teknolojisi kablosuz network üzerinden gönderilen sinyallerin istenmeyen kişiler tarafından kolayca okunmaması için gerekli. Günümüzde Wi-Fi için birçok kodlama teknolojisi bulunmakta. Doğal olarak, kablosuz ağ ürününüz için en güçlü kodlama çeşidini seçmek şart. Bizim tavsiyemiz WEP yerine WPA kodlama tekniğini tercih etmek. Bunun başlıca nedeni de WEP’in çeşitli tekniklerle kırılabilmesi. Oysa WPA şifresini ele geçirmek gerçekten çok zor.

 

{pagebreak::Varsayılan SSID yi Değiştirin}

3-Varsayılan SSID’yi Değiştirin

Her bir ağın mutlaka bir adı vardır. Kablosuz ağ ürünlerinde bu adı SSID özelliği ile görmeniz mümkün. Yukarıda anlattığımız sabit yönetici şifreleri burada da geçerli. Her bir üretici kendi SSID adını verir. Örneğin Zyxel cihazlarının SSID’si “zyxel” olması gibi. SSID’yi bilmek tek başına birinin network’unuza girmesine yetmez ama bu bir başlangıç için yeterli. SSID adını değiştirmemek birçok kişi için cazip gelebilir. Çünkü SSID’yi değiştirmemek basitçe ayarlanmış bir network anlamına gelebiliyor.

 

 

 {pagebreak::MAC Adres Filtresini Etkinleştirin}

4-MAC Adres Filtresini Etkinleştirin

Her bir network ürününün mutlaka bir fiziksel adres’e sahip.  MAC adres denilen bu adres hiçbir şekilde değiştirilemiyor. Kablosuz ağ geçitleri kendilerine bağlı cihazların MAC adreslerini izlerler. İşte bu MAC adreslerini filtrelemek mümkün. Kablosuz ağ gecidine sadece belli başlı MAC adreslere izin ver komutu verilebiliyor. Bunun avantajı, kötü niyetli bir kişinin ağ şifresini bilse bile, ağınıza bağlanamaması.  Bunu mutlaka yapın. Fakat şunu da bilin. Hacker yazılım programları ağ geçitlerine yanıltıcı bir MAC adresi ile sinyal yollayabilirler.
Unutmadan MAC adresini öğrenmek için Başlat menüsünde yer alan çalıştır sekmesinde “CMD” komutunu verin. Çıkan Dos penceresinde “getmac” komutunu yazmanız yeterli.

 

{pagebreak::SSID Yayınını Kapatın }

5-SSID Yayınını Kapatın

Önceki bölümde SSID’nin ne işe yaradığını anlattık. SSID adını değiştirmek elbette çok önemli. Ama bir o kadar önemli diğer bir konu SSID adını gizlemektir. SSID adını gizlemek, meraklı komşuların ya da hacker’ların ev network’ünüze girmeye çalışmasını engeller. Kablosuz ağ tarandığında herhangi bir SSID görünmez. Dolaysıyla siz de sanki hiç kablosuz ağ kurmamış gibi günlük çalışma Internet hayatına devam edebilirsiniz.

{pagebreak::Halka açık Kablosuz ağlara bağlanmayın }

6-Açık Kablosuz Ağlara Bağlanmayın

Bedava kablosuz noktalar ya da komşunuzun Router‘ı gibi açık bir Wi-Fi network’e bağlanmak bilgisayarınızı güvenlik risklerine karşı savunmasız bırakabilir. Böyle bir durumda sakın bankacılık işlemleri yapmayın. Çünkü kötü niyetli kişiler ağ üstünde yaptığınız tüm eylemleri takip edebilirler. Bu da çoğu kes bir felaket ile sonlanır.

 

 

{pagebreak::Statik IP Adresi Atayın}

7-Statik IP Adresi Atayın

Profesyonel olmayan Network kullanıcıları değişken IP adresleri kullanmaya eğilimlidir. Bunun başlıca nedeni de DHCP teknolojisinin gerçekten de hızlı ve oldukça kolay kullanılabilir olması. Ne yazık ki bu rahatlık, kolayca IP adresi alabilecek network saldırganlarına avantaj sağlıyor. Bizim tavsiyemiz ağ ürünlerinde DHCP’yi kapatmak ve ürünlere sabit bir IP adres aralığı ayarlamak. Bunun tek avantajı ağ geçidine bağlanacak bilgisayarlara da benzer bir ayar yapmanız.

 

{pagebreak::Güvenlik Duvarını Aktif Hale Getirin}

8-Güvenlik Duvarını Aktif Hale Getirin

Yeni nesil ağ gecitlerinde mutlaka bir güvenlik duvarı (firewall) özelliği vardır. Bu özellik genelde devre dışıdır. Maksimum güvenlik için güvenlik duvarının çalışıyor olması şart. Daha fazlasını isteyen kullanıcılar ağ gecidine bağlanacak bilgisayarlara ekstra bir Firewall yazılımı kurabilirler.

 

 

{pagebreak::Ağ geçidinin konumu}

9-Ağ Geçidinin Konumu

Wi-Fi sinyaller büyük bir alana etki edebilirler. Bu sinyallerin çok uzaklara gitmesi kötü niyetli kişilere davetiye çıkartır. Bu ürünleri kesinlikle pencere kenarlarına yerleştirmeyin. Ağ geçidini daha çok evin merkezine yerleştirmeye çalışın.

 

 

{pagebreak::Kullanılmadığınızda kapatın}

10-Kullanılmadığınızda Kapatın

İstenmeyen kişileri kablosuz ağınıza girmesini engellemek için en etkili yol cihazı kapatmak. Cihazları sık sık açıp kapatmak çok pratik gözükmese de seyahat gibi uzun süre çevrim dışı olacağınız durumlarda mutlaka düşünülmesi gereken bir özellik. Ayrıca akşam yatarken cihazı kapatmayı da unutmayın. Ne de olsa ağ şifresini çalmak zaman ister. Siz böyle bir durumda kötü niyetli bir kişinin işini zorlaştırırsınız.

 

Palm’den Hüzünlü Veda

Palm, yeni telefon modellerinde WebOS adlı yeni işletim sistemini kullanacağını duyurmuştu. Şimdi ise firmanın CEO‘su Ed Colligan, PalmOS’in fişinin çekildiğinin altını çizdi. Bir zamanlar PDA’larda fırtına gibi esen PalmOS, zamanla Microsoft ve Apple‘ın kendi işletim sistemlerini geliştirmesiyle başa çıkamadı ve ömrünü tamamladı. Firma ise bundan sonra tamamen WebOS işletim sistemini geliştirmek için yoğunlaşacak.

:: Konuyla ilgili görüşlerinizi forumda paylaşın.

Bilgi İçin : Palm

BSA, 2008’de Ne Kadar Korsan Ele Geçirdi?

Lisanslı yazılım kullanımının genele yayılması için yoğun çalışmalar yürüten Business Software Alliance (BSA) Türkiye Katılımcıları,  2008 yılında gerekleştirdiği 494 adet adli ve hukuki işlem sonucunda, 2 milyon 970 bin TL (1.928.200 USD) değerinde korsan yazılım ele geçirdi. 2008 yılında mühendislik ve üretim sektörleri korsan yazılımın yaygın olarak kullanıldığı alanlar olarak öne çıkarken, İstanbul yine korsan yazılımın merkezi olma konumunu korudu.

Türkiye, bir gün içinde birden fazla adli ve hukuki işlem gerçekleştirilmesi nedeniyle diğer ülkeler arasında öne çıkarken, kullanılan ürünün değerinin 3 katına denk gelen para cezaları sonucu tahsiledilen tazminat tutarında da Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesinin %5′ini oluşturdu.

Avrupa, Ortadoğu ve Afrika genelinde 2008 yılında korsan yazılımın iş dünyasına maliyeti 23 milyon USD oldu. Bu miktarın 8 milyon USD’ı tazminat olarak BSA Katılımcılarına ödenirken, 15 milyon USD değerinde korsan yazılım da lisanslı yazılıma dönüştürüldü. Aynı dönemde EMEA bölgesinde ayda ortalama 460 olmak üzere yılda gelen toplam 5.546 ihbarı değerlendiren BSA katılımcıları, 3000 firma aleyhine hukuki işlem başlattı.

:: BSA’nın bu başarısını nasıl değerlendiriyorsunuz?