Teknoloji Haberleri - ShiftDelete.Net
Reklam
Reklam

Dünden bugüne cep telefonu tarihi – 7

Ana sayfa / Akıllı Telefon

İlk cep telefonu modelinin ortaya çıkışından başladığımız dosyamızda takvimler 2014 yılını gösteriyor. Artık akıllı cep telefonu piyasasına birçok farklı marka adım atmış ve pazarda yaşanan çekişme inanılmaz boyutlara gelmişti. Akıllı cep telefonu çağında artık dev ekranlı akıllı telefonlar boy göstercekti.

Akıllı telefon modelleri için inovasyon dönemi

Bu yıllardan itibaren, Apple dahil olmak üzere birçok firma, pastadan daha fazla pay kapmak için çok daha agresif strateji değişiklikleri yapmaya başladı. Ancak bunların yanında 2012 yılından beri geriden gelip, amiral gemisi akıllı telefon pazarında pay kapma yarışına giren yeni bir oyuncu ortaya çıktı.

Dünden bugüne cep telefonu tarihi – 6

Dünden bugüne cep telefonu teknolojisinde, Apple ile Android akıllı telefon savaşı devam ediyordu. Ama asıl savaş LG ile Samsung arasındaydı.

Reklam
Reklam

Orta segmentte dişli rakip: Asus ZenFone serisi

Özellikle Asus, IFA 2014 teknoloji fuarında tanıttığı ZenFone serisi ile mobil işlemci piyasasına yeni bir oyuncunun adım atmasını sağladı. Aslında Intel mobil işlemci pazarına bundan iki yıl önce Lenovo ile girmişti. Ancak ilk ciddi Intel mobil işlemciler 2014 yılında ortaya çıkacaktı.

Ne yazık ki Intel Atom işlemciler genelde Asus ve Lenovo tarafından kullanıldı. Bir süre sonra ise Intel, istediği pazar paylarına ulaşamayınca mobil işlemci pazarından çekilmek zorunda kaldı.

Asus, yine HTC gibi Tayvan kökenli bir teknoloji firması. Aslında bir dönem cep telefonu piyasasına da giriş yapan ama çok da başarılı olamayan firma, özellikle oyuncu bilgisayarı konusunda önemli markalardan biri.

Malzeme kalitesi açısından piyasada önemli oyunculardan marka, akıllı cep telefonu piyasasına da özgün bir tasarım ile karşımıza çıktı. Zen tasarımı olarak adlandırılan bu hafif eğimli arka tasarım, ZenFone modellerinin elde daha kolay durmasını sağlıyordu.

ZenFone 4, ZenFone 4,5, ZenFone 5 ve ZenFone 6 şeklinde 4 ana modelle karşımıza çıkan Asus, ayrıca ZenFone 5 için Qualcomm işlemcili bir versiyonla da karşımıza çıkmıştı. ZenFone serisi Asus için orta ve orta üst segmentte önemli başarılar kazandırdı. Bu seride kullanılan isimlendirmeler de aslında telefonun ekran boyutunu anlatıyordu.

Bu isimlendirme ilk başta kafaları karıştırmıştı. Serinin en alt seviye telefonu ZenFone 4 olarak karşımıza çıkmıştı. Aslında ZenFone 4,5 dediğimiz telefon da isimlendirme olarak ZenFone 4 modelinin farklı bir versiyonu olarak adlandırılıyordu.

Bu model de aynı Intel Atom çift çekirdekli Z2520 işlemcisine sahipti. İşlem hızı 1.2 GHz olan mobil işlemci, orta seviye işlemciler arasında iyi bir performansa sahipti. İki model arasında fark ise ekran, pil ve RAM kapasitesinde ortaya çıkıyordu.

Ancak serinin en önemli modeli, ZenFone 6 değil, ZenFone 5 modeliydi. Zaten bu modelin Qualcomm işlemcili versiyonunun da çıkmış olması önemli.

Orta üst seviyede konumlanan telefon, performans anlamında önemli özelliklere sahipti. Bu arada tasarımsal anlamda Asus, uzun süre benzer bir tasarım çizgisi ile devam etti. Özellikle telefonun alt kısmında yer alan gümüş parlak alan, ZenFone serisine şık bir görüntü veriyordu.

ZenFone 5, Intel Atom Z2580, çift çekirdekli işlemciyle karşımıza çıktı. Bu mobil işlemcinin işlem hızı ise 2.0 GHz değerindeydi. O dönemde Intel ve Asus arasında yapılan bu ortaklık, iki firmanın da akıllı telefon dünyasında tutunmasını sağlamıştı.

Asus bu iş ortaklığı sayesinde akıllı telefon modelleri arasında uygun fiyatıyla bir anda öne çıktı. Doğrusu Çinli akıllı telefon modelleri öncesi orta segmentin krallarından biri de Asus olacaktı. Kaliteli işçilik, birçok ülkede hali hazırda distribütörünün olması gibi avantajlar, Asus akıllı cep telefonu modellerine ulaşımı da kolaylaştırdı.

İnovasyonda Asus önderliği: PadFone

Asus, akıllı telefon çağının en ileri görüşlü ve en fütüristik ürünlere sahip markalarından biri. Hatta akıllı telefon dışında tablet pazarında da, bir dönem Apple’ın korkulu rüyalarından biriydi. Klavyesi ayrılan Transformers modelini hatırlamayan yoktur.

Dünden bugüne cep telefonu teknolojisi – 5

Cep telefonu kullanıcıları bu yeni çağda amiral gemisi akıllı telefon modellerine yönelmeye başlamıştı. İşte ilk amiral gemisi savaşları:

Ancak tam da tabletlerin yükselişte olduğu dönemde ortaya çıkan bir akıllı telefon, hibrid telefon kavramını akıllı telefon lügatına yerleştirdi. ilk PadFone daha ilk çıktığı dönemde büyük ilgi uyandırdı. Akıllı telefonun yanında gelen bir tablet aparatı, görenleri hayrete düşürüyordu.

Asus mühendisleri, PadFone telefonu içine oturtulunca çalışmaya başlayan bir tablet aparatı üretmişti. Böylece kullanıcı aynı anda hem telefon hem de tablet sahibi olacaktı. Tablet aparatının tam ortasında telefon için yer alan bir bölme yer alıyordu.

İlk PadFone 2012 yılında karşımıza çıktı. Yine aynı yılda telefonun ikinci versiyonu da piyasaya çıkarılmıştı. 2013 yılında ise PadFone Infinity ve Infinity 2 ile aile genişlemeye devam etti. ilk versiyonlar ve Infinity modelleri 10.1 inçlik bir tablete sahipti.

Infinity modelleriyle birlikte PadFone 5 inçlik bir ekran boyutuna sahip oldu. Doğrusu artık Android telefonlar için dev ekran dönemi açılmıştı. PadFone S ve PadFone X modelleri ise 9 inçlik bir tablet ile karşımıza çıktı.

Asus Zenfone 7 Pro, DxOMark’ta rekor kırdı

Asus Zenfone 7 Pro DxOMark testinde dikkat çekici bir başarıya imza attı. Cihaz video çekimi konusunda en iyi telefon ünvanını aldı.

Dönemlerinin en üst seviye Qualcomm işlemcisini kullanan modeller, uzun süre Asus için amiral gemisi akıllı telefon olarak hizmet etti.Yine bu inovatif seriye mini takısıyla, daha orta seviye modeller de eklendi. Bu modeller de genelde Intel işlemci kullanan Asus, yine 7 inçlik bir tablet aparatı sunuyordu.

Asus markasının yine tablet, telefon hibridi FonePad modelinden de bahsetmemek olmaz. Tam tamına 8 inçlik bir ekrana sahip olan cihaz için akıllı telefon demek ne kadar doğru bilemiyoruz.

O dönemlerde Samsung’un da SIM takılabilen ve telefon olarak kullanılabilen tablet modelleri mevcuttu. Ancak Asus bu modeli gerçekten de akıllı telefon olarak pazarladı. Yine de çok tercih edilen bir model olmadığını da not düşmek gerekir.

Lenovo kendini gösteriyor

Her ne kadar bir anda yükselen Çinli akıllı telefon markalarından olmasa da, Lenovo çok daha önceleri IBM’in bilgisayar bölümünü satın alarak, batı pazarına adım atmıştı. Batı pazarında malzeme kalitesiyle ön plana çıkan firma, bu güvenirliliği akıllı telefon pazarında kullanmak istiyordu.

Akıllı telefon konusunda 2014 yılında yeni bir strateji belirleyen firma, daha agresif ve üst seviye modellere yönelmeye başladı. Lenovo Vibe Z ve Vibe Z2 Pro ülkemizde pek bilinmese de, 2014 yılının yıldız Android akıllı telefon modellerinden biriydi.

Qualcomm’un 28 nm işlemci mimarisine sahip Snapdragon 800 işlemcisini kullanan model, performans açısından birçok rakibini ekarte ediyordu.Lenovo’nun LTE özellikli ilk ciddi amiral gemisi olan Vibe Z ve Vibe Z Pro, özellikle Avrupa ve Asya pazarında marka bilinirliğini pekiştirdi.

Bu işlemci 4K video desteğine ve 21 Megapiksel çözünürlük desteğine sahipti. Exynos ve yeni rakibi Huawei Kirin işlemciler çoktan 8 çekirdeğe geçmiş olsa da, Qualcomm 2.3 GHz gibi yüksek işlem gücüne sahip Krait 400 çekirdekleriyle, rakiplerinden hiç de geride kalmıyordu.

Bugün mobil işlemci piyasasının yaramaz çocuğu MediaTek ise henüz o dönemlerde yeni yeni piyasaya girmiş ve giriş seviye akıllı telefonlara güç veriyordu.

Android’in en saf hali: Nexus 5

Nexus serisinin 2013 yılının sonunda çıkan bu yeni cihazı, yine Nexus 4 gibi LG tarafından üretildi. Nexus 4‘ten ders alan LG, Nexus 5 için plastik bir kasa kullandı. Snapdragon 800 ile gelen akıllı telefon, 2014 yılının 801 işlemcisine göre geride kalıyordu. Ancak saf Android Ice Cream ile karşımıza çıkan model, bir çok Android akıllı telefon modelinin aksine takılmadan ve neredeyse yavaşlamadan uzun süre kullanıcısını memnun ediyordu.

Dünden bugüne cep telefonu teknolojisi – 4

Akıllı telefon modelleri için ilk yıllarda bile rekabet vardı. Döneme damgasını vuran android akıllı telefonlar ve tabii ki iPhone modelleri.

Nexus 5 yine Nexus 4 benzeri bir tasarımla karşımıza çıktı. Üst ve alt kısım yine hafif ovalleştirilen akıllı telefon, uzun yıllar Android geliştiricilerin bir numaralı akıllı telefonu oldu. Nexus 5 modelinin ve tabii ki diğer Nexus modellerinin en iyi özelliği ise, bu telefonlara Custom ROM ile hızlandırmak zorunda kalmamanızdı. Ancak yine de internette uzun yıllar Nexus 5 için çok özel hazırlanan Custom ROM’lar yayınlanıyordu.

Depolama anlamında 16 GB ve 32 GB ile karşımıza çıkan modelin özellikle 16 GB depolama alanı olan modeli ne yazık ki yetersiz kalıyordu. Akıllı telefonun SD kart slotunun da olmaması, kullanıcıların sürekli olarak hafızayı boşaltmak zorunda bırakıyordu.

Ekran tarafında ise 4,95 inçlik ve 1920 x 1080 çözünürlüğe sahip True HD IPS Plus ekranla karşımıza çıkan model, 445 ppi piksel yoğunluğu ile çoğu rakibinni geride bırakıyordu. O dönemde piksel yoğunluğu ve ekran parlaklılığına kafayı takmış olan LG, Nexus 5 modelinde çok güçlü bir panel kullanmıştı. Batarya tarafında ise 2300 mAh gibi dönemin standartlarrının çok gerisinde kalan bir pille karşımıza çıktı.

Ancak pil omtmizasyonu ve kendi atayacağınız bir pil seviyesinde ortaya çıkan tasarruf modu sayesinde bir gün boyunca üst seviye kullanımda bile Nexus 5 pili dayanabiliyordu. Bu da Android’in saf halinin iOS ile sstabilite konusunda yarışabildiğini ortaya koydu. Türkiye’ye resmi olarak gelmese de, o yıllarda bir çok telefoncu da Nexus 5 modelini uygun fiyata bulmanız mümkündü.

Tasarım olarak ise yine LG G3 modelinde olduğu gibi ince çerçeve ve geniş bir ekran alanı ile Nexus 5 karşımıza çıktı. Fiziksel tuşu olmayan bu akıllı telefon, bugünün tuşsuz akıllı telefonlarına da hazırlık yapıyordu.

Büyük ama ergonomik: Samsung Galaxy Note 3

Samsung Galaxy Note 3, 2013 yılının Eylül ayında karşımıza çıktı. Note 3 ile birlikte Samsung, phablet telefon serisini çok daha şık bir görünüme kavuşturdu. Çıkarılabilir plastik arka kapaktan vazgeçmeyen Samsung, deri görünümlü bir lateks kaplama ile karşımıza çıkmıştı.

Galaxy Note 3 ile birlikte, Samsung tek elle kullanım konusunda iyileştirmeler yaptı. Bir taraftan Note 2’de yer alan 5,5 inçlik ekran 5,7 inç olarak güncellendi. Ancak bu büyümeye karşın, akıllı telefon bu büyüyen ekranı uzunlamasına yerleştirmeyi tercih etti. Böylece Note 2 karşısında tek elde daha rahat kullanılan bir phablet akıllı telefon karşımıza çıktı.

Dünden bugüne cep telefonu teknolojisi – 3

Cep telefonu teknolojisi ve tarihi açısından yeni bir çağ başlamıştı. Akıllı telefon çağı sonrası hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.

Note 3 ile birlikte, Samsung bugünün köşeli ve hafif yuvarlatılmış kenarlı tasarımına geçmeye başladı. Telefonun arka kısmında yer alan deri görünümlü kapak, telefonun elden kaymasını da önlüyordu.

Galaxy Note 3’ün etrafında yer alan çerçeve, daha çentikli bir yapıda karşımıza çıktı. Bu da cihazın çok daha sert bir görünüme sahip olmasına neden oluyordu. Galaxy Note 3 ile birlikte, çok daha fazla kullanıcının dikkatini çekti.

Bu telefonla birlikte S-Pen, ekran görüntüsü alma, ekran üzeri yazı yazma, el yazısı algılama gibi yeni özelliklerle karşımıza çıktı. Yeni Uzaktan Kontrol menüsü, kullanıcıların yalnızca S-Pen’i yuvasından çıkararak veya düğmesine basarak önemli özelliklere erişmesini sağlıyordu.

Bu kullanışlı özellik sayesinde, arama yapma, e-posta ve mesaj gönderme ,çekilen görüntülere çizimler ve notlar eklemeyi gibi çok sayıda özellik S-Pen ile hayatımıza girdi.

Galaxy Note 3, Exynos 5420 ve Qualcomm 800 işlemci seçenekleriyle karşımıza çıkıyordu. 4K 60 FPS desteği gibi özellikleri ve 4G açısından Qualcomm Snapdragon 800 bir tık öndeydi.

Samsung’dan Galaxy Note 20 FE sinyali!

Samsung Galaxy Note 20 FE için bekleyen kullanıcıları heyecanlandıran bir olay yaşandı. Bu modelin ekranı ve kamerası nasıl olacak?

Exynos 5420 ise özellikle grafik performansında Mali-T628 MP6 ile dönemin en iyi grafik özelliklerine sahipti ve Adreno 330 karşısında başarılı sonuçlar alıyordu.

Her iki versiyonla da, dönemin AnTuTu Benchmark, Geekbench gibi performans testlerinde ilk sırayı alan Android akıllı telefon modeli olmuştu. Şarj girişinde micro USB yerine farklı bir giriş tercih eden Samsung, micro USB 3.0 girişiyle karşımıza çıktı. Bu bağlantı o dönemde hızlı şarj sağlasa da, kendi şarj aletini unutan Note 3 kullanıcılarını zaman zaman mağdur etti.

Note 3, 2013 yılının yıldızlarından biriydi ve 2014 yılına da damgasını vurdu. Ancak 2014 yılında ortaya çıkan Galaxy Note 4, çıtayı daha da yükseğe taşıyacaktı. Her ne kadar iPhone 6 Plus modelinin en büyük rakibi olsa da, Galaxy Note 4 modeline dosyamızın sekizinci bölümünde iPhone 6 Plus karşılaştırması ile yer vereceğiz.

Dev ekran kapışması: LG G3 ve Samsung Galaxy S5 karşı karşıya

LG G3 modeli ile pazarda hem Galaxy S5 hem de iPhone 6 modelini çok zorlayan özelliklerle karşımıza çıktı. LG,G2 ile tüketicinin güvenini kazanmış ve bir anda sınıf atlamıştı. Aslında tıpkı Samsung gibi plastik kasa kullanmaya devam eden LG, yine de daha parlak görünümü ile kullanıcıları etkilemeyi başardı.

Samsung ise aslında rakibinde şıklıkta hiç geride kalmıyordu. Özellikle arka kasada kullanılan delikli tasarım, akıllı telefon modeline daha sert ve sportif bir görünüm kazandırmıştı.Özellikle G3’ün metalik gri renginde karşımıza çıkan traşlanmış metal görünümü, telefonun çok daha şık bir görünüme sahip olmasını sağlıyordu.

Dünden bugüne cep telefonu teknolojisi- 2

Cep telefonu teknolojisi ve tarihi gelişimini ele aldığımız dosyamız,, kameralı cep telefonu ve akıllı telefon devrimiyle deavm ediyor.

Dev ekran savaşında Samsung 5.1 inç büyüklüğünde bir ekranla karşımıza çıkarken, LG G3 ise 5.5 inç gibi dönemin amiral gemisi standartlarının üzerinde bir ekran büyüklüğüne sahipti.

LG G3 özellikle 1440 x 2560 piksel çözünürlüğü 538ppi değeri ile rakiplerinin çok önündeydi. Samsung Galaxy S5 ekran tarafında ise 1080 x 1920 piksel çözünürlük ve 432ppi piksel yoğunluğu ile rakibinin gerisinde kalıyordu.

Kamera tarafında ise S5 çok daha yetenekliydi. Aslında Snapdragon 801 işlemcisi 4K 60fps video desteğine sahipti. Samsung bu desteği sonuna kadar kullanırken, LG G3 ise 4K 30fps video çekme özelliği ile karşımıza çıktı.

Fotoğraf tarafında ise LG G3 biraz daha öne çıkıyordu. Kağıt üzerinde S5 kamerası 16 Megapiksel çözünürlüğü ve f/ 2.2 diyafram açıklığı ile çok daha üstündü.

LG G3 ise 13 Megapiksel çözünürlük ve f/2.4 diyafram açıklığına sahipti. Ancak lazer destekli otofokus sistemi ve OIS yani görüntü sabitleme LG G3 modelinin Galaxy S5 karşısında daha başarılı olmasını sağladı.

Akıllı telefon sektörüne yeni bir soluk: LG Rollable

Akıllı telefon piyasasında eski günlerine dönmek isteyen LG, Rollable adında yeni modeliyle ilgili ticari marka başvurusu yaptı.

Samsung Galaxy S5, buna karşın fiziksel tuşa entegre ettiği parmak izi sensörü ile, Android akıllı telefon dünyasında bir ilke imza attı. LG ise henüz parmak izi teknolojisine G3 ile geçmemişti.

Ancak arka tarafta yer alan ve sihirli tuş, hem ekranı açmaya, hem fotoğraf çekmeye yarıyordu. Bu tuşun alt ve üstünde yer alan tuşlar ise ses açıp kapanmasını sağlıyordu. Kısacası G2 ile gelen bu ilginç fiziksel tuş kombinasyonu çok daha kullanışlı hale gelmişti.

Yine G3 modelinde karşımıza ekrana dokunarak açma gibi knock code adlı bir özellik karşımıza çıktı. Yine bu ekrana tıklama özelliği kilit ekranı için de kullanılabiliyordu. Bu özelliği farklı şekillerde özelleştirebiliyordunuz.

Yine sadece Samsung Galaxy S5 modelinde karşımıza çıkan kalp ritmi ölçen sensör de amiral gemisi Android akıllı telefon modelinin sektörde fark yaratmasını sağladı.

Samsung Galaxy S21 Ultra kılıf görseli sızdırıldı

Birçok kullanıcı tarafından merakla beklenen Samsung Galaxy S21 Ultra ve S21 Plus modellerinin kılıf görseli sızdırıldı

Samsung Galaxy S5 modeliyle, Sony Xperia Z ile karşımıza çıkan suya ve toza karşı dayanıklı akıllı telefonlar modasına uyum sağladı. Sony Xperia Z ile IP57 sertifikasına sahipken, Samsung Galaxy S5 IP67 ile karşımıza çıktı. Yani S5 kısa süre suya dalmaya ve toza karşı korumalı şekilde karşımıza çıktı.

LG G3 özellikle ekran kasa oranında, yüzde 75.3 değeriyle o dönemin amiral gemisi Android telefonlar arasında neredeyse zirvede yer alıyordu. Bunu fiziksel tuşu kamera altına yerleştirerek ve çerçeveyi incelterek başarmıştı. Bu ince çerçeveler ekranın çok daha büyük algılanmasını sağlıyordu.

Samsung Galaxy S5 modeliyle de Note 3 gibi USB 3.0 bağlantısıyla karşımıza çıkıyordu. LG G3 ise ne yazık ki o dönemde hala USB 2.0 teknolojisini kullanıyordu. Batarya tarafında 3000 mAh gibi dönemin standartlarını belirleyen amiral gemisi akıllı telefon, aynı zamanda kablosuz şarj desteğine de sahipti.

Samsung Galaxy S5 ise 2800 mAh bataryasına rağmen, USB 3.0 sayesinde çok daha hızlı bir şekilde şarj olabiliyordu. LG G2 modeli için uyguladığı düşük fiyat stratejisini, G3 modelinde uygulamamasına karşın Türkiye pazarında başarılı bir satış grafiği yakaladı.

iPhone 6 ve 6 Plus

Apple ise rakiplerinin dev ekran kapışmasını artık uzaktan izlememeye karar verdi. Şimdiye kadar her sene bir amiral gemisi akıllı telefon ile karşımıza çıkan marka, iPhone 6 serisi ile bu geleneği bozdu.

Apple, iPhone 6 modelinde ekranı büyütmüştü ancak bu büyüklük geçen senenin Android akıllı telefon ekran boyutları olan 4.7 inç değerindeydi. Ancak iPhone 6 Plus modeli 5.5 inç boyutuyla phablet akıllı telefonlara kafa tutacak büyüklükte karşımıza çıktı.

Dünden bugüne cep telefonu teknolojisi-1

Cep telefonu teknolojisi, dünden bugüne nasıl bir değişim geçirdi, cep telefonu modelleri tarihi nereden nereye geldi sizler için derledik.

Bu büyüklüğe rağmen, Apple mühendisleri kullanıcılarının tek elle kullanım ergonomisinden feragat etmek istemiyordu. Bu da ekranın Samsung gibi uzunlamasına kullanmasına neden oldu. Yine karşımızda geniş ekranlı bir model vardı.

iPhone 6 serisiyle birlikte karşımıza çıkan en önemli teknoloji ise Apple Pay oldu. Bugün halen ülkemizde kullanılamayan bu özellik, telefonunuzu NFC sayesinde sanal cüzdan olarak kullanmanızı sağlıyordu.Yine parmak izi teknolojisi sayesinde mobil ödemeleri de bu yolla gerçekleştirebiliyordunuz. Bugün Apple Pay, NFC tabanlı sanal cüzdan uygulamaları arasında en çok kullanılan ve en başarılı modellerden biri.

iPhone 6 ve iPhone 6 Plus, kamera çıkıntısıyla karşımıza çıkan ilk telefonlardandı. Bugün artık kamera çıkıntısı çoktan kabul görmüş bir akıllı telefon özelliği olsa da, o yıllarda bu çıkıntılı tasarım iPhone kullanıcılarını pek memnun etmemişti. iPhone yine o döneme göre çok düşük gibi gelen 8 Megapiksel çözünürlüğünde bir kamerayla karşımıza çıkıyordu.

Apple ise yazılımsal anlamda kullanıcının fotoğraf ve video çekimlerinde üst düzey bir deneyim yaşamasını sağlıyordu. Özellikle o dönemde yükselişe geçmiş olan Instagram uygulaması, iOS platformunda her zaman çok daha iyi sonuçlar verdi. Video tarafında ise Samsung S5 4K 60fps, LG G3 ise 4K 30fps özelliğiyle akıllı telefon dünyasında zirvede yer alıyordu. iPhone 6 ve iPhone 6 Plus ise 1080p 60fps ile karşımıza çıkıyordu.

iPhone 12 ve Pro satış tahminleri tutmadı!

iPhone 12 ve Pro satışları için resmi rakamlar açıklanmasa da analistler tarafından yapılan iPhone 12 ve Pro satış tahmini tutmamış görünüyor

Aslında ekran ve pil dışında iki model arasında neredeyse fark bulunmuyordu. iPhone 6 750 x 1334 piksel çözünürlüğe sahip IPS LCD ekran, iPhone 6 Plus ise 1080 x 1920 piksel çözünürlüğe sahip IPS LCD ekran ile karşımıza çıkmıştı. Batarya tarafında iPhone 6 1810 mAh gibi, neredeyse 2011 yılının pil boyutlarına sahipti. iPhone 6 Plus ise 2915 mAh boyutunda, dönemine göre yeterli bir batarya ile karşımıza çıkıyordu.

Tabii ki iPhone modelleri her zaman için pil optimizasyonu açısından başarılı bir performansa sahipti. Ancak buna rağmen iPhone 6 pil ömrüyle bir çok Apple kullanıcısının saçını başını yolduracak kadar düşük bir batarya ile gelmişti.

Apple, yeni amiral gemisi akıllı telefon modellerinde, iPhone 5 tasarımını tamamen bırakmış ve daha oval kenarlı bir tasarıma geçmişti. Bu tasarım ekran çerçevelerinin de incelmesini sağladı. Tbaii ki bu sayede telefonda çok ince bir yapıya kavuştu. iPhone 6 6.9 mm, iPhone 6 Plus ise 7.1 mm gibi incecik alüminyum bir gövdeyle karşımıza çıktı.

Apple, her dönemde kendi tasarım çizgisiyle tüm Android akıllı telefon modellerine örnek olmuştu ve sektörü domine etmişti. Ancak ilk defa iPhone 6 ile karşımıza çıkan tasarım çizgisi 2013 Mart ayında karşımıza çıkan HTC One M7 modelini andırıyordu.

iPhone 12 Mini ve iPhone 12 Pro Max ön sipariş tarihi!

iPhone 12 Mini ve iPhone 12 Pro Max nihayet geliyor. iPhone 12 Mini çıkacağı tarih ve iPhone 12 Pro Max çıkacağı tarih bugün oluyor.

Yine 2014 yılında bu modelin yeni versiyonu olan M8 modeli de aynı tasarım çizgisini devam ettirdi. iPhone 6 ailesi ile M7 arasındaki temel fark ise HTC‘nin ekranının daha geniş bir şekilde gövdeye yerleşmiş olmasıydı.

Hatta bu oval kenarlar, metalik yüzey bir tasarım çizgilerini HTC uzun yıllardır kullanıyordu. İki modelin de arka tarafında yer alan çizgi detayı ise, HTC’nin Apple tasarımını etkilediğinin bir kanıtıydı.

Tüm bunlara karşın, Apple tarafından kullanılan bu tasarım uzun yıllar farklılaştırılarak kullanıldı. Bu sene karşımıza çıkan iPhone 12 ise Apple’ın kendi tasarım köklerine dönüşünün işaretiydi.


Akıllı telefon modellerinde çift kamera devrimi: HTC One M8

HTC One serisinde yakaladığı başarıyı tekrar etmenin planlarını yapıyordu. HTC One M8 ile HTC One M7 ile karşımıza çıkan yeni HTC tasarım çizgisine devam ettirdi. Daha önce dünyanın en ince telefonunu One S ile karşımıza çıkaran HTC, tasarım buna elverişli olmasına karşın kalın bir gövdeyle karşımıza çıktı.

Dünden bugüne en iyi oyun konsolları

PS5 ve Xbox Series X yakında tanıtılacak. Sizleri öncesinde oyun konsolları tarihi içinde yolculuğa çıkıyoruz. İşte en iyi oyun konsolları.

HTC One M7 ile çok daha ince bir çerçeve kullanmaya başlamıştı. Akıllı telefonu elinize aldığınızda neredeyse telefonun kenarlarına kadar ekran yerleştirilmiş gibi görünüyordu. Ancak One M8, bu tasarımsal öğelere kamera açısından da büyük bir yenilik ekleyecekti.

Bugün artık akıllı telefon dünyası için gereklilik olarak görülen çoklu kamera ilk defa One M8 ile tüketicinin karşısına çıktı. HTC 2013 yılından itibaren farklı bir kamera stratejisi izlemeye başlamıştı. UltraPixel adını taktığı bu teknoloji piksellerin çok daha büyük yapıda karşımıza çıkmasını sağlıyordu. HTC One ve One M8 modelinde karşımıza çıkna bu teknoloji tüketicinin kafasını biraz karıştırmıştı.

One ve One M8 Android akıllı telefon modelleri, kamera tarafında 4 Megapiksel çözünürlüğe sahipti. HTC, bu UltraPixel özelliği sayesinde sensörün 13 Megapiksellik bir kameradan daha iyi ışık aldığı iddiasındaydı. Her ne kadar kullanıcılar bu özelliğe şüpheyle yaklaşmış olsa da, gerçekten de One M8 özellikle gece fotoğraf performansında neredeyse gürültüsüz fotoğraflar çekebiliyordu.

Bildiğiniz gibi iyi bir fotoğraf için dijital sensörün ışığa duyarlılılığı Megapiksel değerinden çok daha önemli. HTC bu 27 mm geniş açılı ana kameranın dışında yine 4 Megapiksel çözünürlükte bir derinlik kamerasıyla karşımıza çıktı.

HTC Desire 20 Pro Avrupa fiyatı belli oldu

Haziran ayında tanıtımı gerçekleştirilen HTC Desire 20 Pro Avrupa fiyatı ile karşımıza çıktı! İşte Desire 20 Pro özellikleri ve fiyatı!

Alan derinliği veren bu kamera, SLR fotoğraf makinelerinde profesyonel objektiflerle gerçekleşen derinlik efektini, ikinci bir kamera kullanarak veriyordu. Böylece arka kameraya uzayan bir kamera ekleyemeyen firmalar ilk defa çoklu kamera ile mobil fotoğrafçılığı farklı bir yere taşıyacaktı.

Aslında 2013 ve 2014 yılı çok daha fazla modele ve gelişmeye ev sahipliği yaptı. Dosyamızın bir sonraki bölümünde Project Ara‘nın ortaya çıkışı, yerli telefon hamlesi ve OnePlus One gibi Çinli akıllı telefonların amiral gemisi Android akıllı telefon dünyasına hızlı bir giriş yapmasını ele alacağız.

Tabii ki LG G4, Samsung Galaxy S6, Galaxy Note 4 ve iPhone 6S gibi dönemin önemli amiral gemisi akıllı telefon modellerine de yer vereceğiz.

Reklam
Reklam

Yorum Ekleyin


Reklam
Reklam