Retinalı MacBook Pro’ya OWC’den SSD

Daha önce incelemesini buradan sizlerle paylaştığımız retinalı yeni MacBook Pro‘ya ilk SSD güncellemesi geldi. Farklı SSD seçenekleriyle gelen üründe en 768 GB‘lık disk kullanabiliyorduk.

OWC‘nin MacBook Pro için geliştirdiği disk, 480 GB boyutunda. Apple, MacBook Pro‘da, kullandığı SSD‘ler 461 MB/sn  okuma yazma hızlarına sahip. OWC‘nin geliştirdiği SSD‘de hız biraz daha yükseliyor ve 500 MB/sn seviyesine çıkıyor.

30 Eylül’e kadar 480 GB‘lık OWC SSD alanlara, MAC uyumlu USB 3.0 arabirimini kullanan disk kutusu hediye ediliyor. Böylece içinden çıkan SSD‘yi ek bir ücret ödemeden kutu içerisinde değerlendirebilirsiniz. Ek disk kutusunun dış görünüşü de MacBook Pro‘ya uyum sağlayan, kaliteli bir görüntüye sahip.

OWC‘nin 480 GB’lık SSD’si 580 dolar fiyata sahip. Ülkemize gelir mi bilinmez fakat yurt dışından getirtme imkanı olan MacBook Pro kullanıcılarının dikkatine diyelim.

:: Sizce yeni MacBook Pro için böyle bir yükseltme gerekli mi?

Android için Soccer Kicks

Daha önce tanıttığımız frikik oyunları ile belli ölçülerde benzerlik gösteren bu yapıma yakından bakıyoruz. İşte Soccer Kicks.

Soccer Kicks, 9,2 Megabyte boyutunda. Spor oyunları kategorisinde bulunan yapım Android 2.1 ve üzerinde çalışıyor. Soccer Kicks, Google Play Store’da 4,4 gibi yüksek bir puan almayı başarmış.

{pagebreak::iki}

Oyunda iki mod bulunuyor. Hedefi vurma ve zamana karşı. Hedefi vurmayı seçerseniz, kalenin içinde beliren hedefi vurarak yüksek puan alıyorsunuz ve topladığınız puanlarla bir sonraki bölüme geçiyorsunuz. Zamana karşı da hemen hemen aynı mantıkla çalışıyor. Bölümleri geçmek için hedefleri vurmalı ve zamanı arttırmalısınız.

Ekranın üstünde bir çubuk bulunuyor. Enerji çubuğu isimli bu çubuk, isabetsiz atışlar sonucunda küçülüyor. Bitmesi halinde de oyun bitiyor. Oyunda bir de antreman bölümü var. Buradan topu nasıl kaleye atacağınızı, topu barajdan nasıl geçireceğinizi öğrenebiliyorsunuz.

Soccer Kicks‘i oynamak çok basit. Diğer frikik atma oyunlarında olduğu gibi topu kaleye doğru sürüklemek yeterli. Sürükleme şiddetiniz topun hızını belirlerken, parmağınızla yapacağınız kavis hareketi topun falso almasını sağlıyor. Oyunda bölüm geçtikçe defans oyuncuları baraj kurmaya başlıyor. Oyun bu anlarda daha eğlenceli bir hale geliyor. 

{pagebreak::uc}

Görsel açıdan başarılı olduğu ekran görüntülerinden de belli olan Soccer Kicks, kale arkasındaki detayları ile göz dolduruyor. Stadyum ışıklarından, pankartlara kadar çok başarılı hazırlanmış olduklarını söylemeliyiz. Oyuncuların modellemesi, kalecinin hareketleri de oldukça başarılı.

Hem oynanış hem görsel açıdan iddialı bir yapım olan Soccer Kicks, alanındaki en başarılı oyunlardan birisi olmayı başarıyor.

İndirmek için tıklayın.

ya da Barkod tarayıcı ile tarayın.

Barkod tarayıcınız yoksa buradan yükleyin.

:: Soccer Kicks’i denediniz mi? 

Pinterest’in iPad ve Android Sürümleri Geldi

Kullanıcıların mobil sürümlerini merakla beklediği Pinterest, harekete geçerek iPad ve Android versiyonunu çıkarttı. Bu versiyonlarını çıkartmakla kalmadı, uygulamanın iPhone versiyonunu da güncelledi.

Kısa bir süre önce davetiyesiz üye alımı için düğmeye basan Pinterest, kullanıcı sayılarını hızla arttırmaya başladığı gibi mobil tarafta da böyle gücünü arttırması, Pinterest için oldukça önemli.

Yatırımla birlikte atağa geçti

Pinterest, geçtiğimiz Mayıs ayında Japonya’nın e-ticaret devi Rakuten‘den 100 milyon dolarlık bir yatırım almıştı. Bu yatırımın ardından Pinterest‘in davetiyesiz üye alımına başlaması ve mobil uygulamaları kanalında hızla aksiyon alması bu yatırımın Pinterest‘in ne kadar işine yaradığının bir göstergesi.

Pinterest iPad uygulamasını buradan, Pinterest Android uygulamasını ise buradan indirebilirsiniz.

:: Pinterest’in iPad ve Android Sürümleri Geldi

Canon 650D’nin Sorunu Büyüyor

Temmuz ayının başında haberini yaptığımız ve 650D‘de (ABD’de Rebel T4i ismiyle satılıyor) ortaya çıkan alerji sorunu giderek büyüyor. İkinci kez bir açıklama yapan Canon, 650D modelinde bulunan bazı kauçuk malzemelerin zamanla beyazlayabileceğini ve alerji yapabileceğini yeniledi.

Tüm dünya çapında geçerli olan duyuru ile birlikte olaydan etkilenen fotoğraf makinelerinin seri numalarını kontrol edilebileceği bir sitenin linkini de veren firma ürünleri tamir edilmek üzere geri çağırıyor.

Fotoğraf makinenizin seri numarasının altıncı rakamı 2 ya da daha büyükse bu sorundan etkilenilmediği anlamına geliyor. Eğer burada 1 rakamını görüyorsunuz cihazı servise götürmeniz gerekiyor. Sorun yaşanan fotoğraf makinelerinin 31 Mayıs – 27 Temmuz arasında üretilen cihazlar olduğu da açıklamada belirtiliyor.

Ülkemizde resmi olarak da satılan 650D modellerinde bu sorunun olup olmadığı bilinmiyor. Türkiye’deki Canon temsilcisi Canon Eurasia resmi kanallardan satılan ürünlerde bu tip bir sorun oluştuğunda tamir garantisi veriyor. Ancak yurtdışından getirilen ve spot olarak tabir edilen ürünlerde bu sıkıntı yaşanabilir. bu yüzden Canon‘un resmi sitesindeki bulunan bu sayfadan elinizdeki ürünün seri numarasını kontrol ettirmenizi öneriyoruz.

:: Hangi tür dijital fotoğraf makinesi kullanıyorsunuz?

 

Elektronik Ticaret Devrimi

İnternetin hayatımıza girdiği kadar hızlı bir şekilde alışveriş alışkanlıklarımız da hızla değişmekte. Çok fazla değil, sadece onbeş yıl kadar önce alış veriş yaparken, bir ürün hakkında bilgi alabildiğimiz kaynaklar iki elimizin parmaklarını bile geçmiyordu.

Genellikle dost ve ahbab ilişkileri ile babalarımız bir buzdolabı alırken satıcının sözlerine güvenirlerdi. Oysa günümüzde forumlardan, sosyal medyaya uzanan yüzlerce farklı sitede kullanıcılar deneyimlerini paylaşırken, bir ürünü satın almadan önce çeşitli şikayet sitelerine bakmak nerdeyse adet haline geldi. 

Türkiye’de hacim yetersiz

comScore’un 2011 Kuzey Amerika e-Ticaret analizine göre 161 milyar dolara ulaşan e-ticaret pazar büyüklüğü her çeyrekte ortalama yüzde 14 civarında büyümekte. J. P. Morgan’ın Kıdemli Analistlerinden Imran Kahn ise dünya e-ticaret pazarı büyüklüğünün 2013 yılında 963 milyar dolara erişeceğini tahmin ediyor.

Her ne kadar bu rakamlar kulağa inanılmaz büyük gibi gelse de aslında konvansiyonel perakende pazarının henüz yüzde 5’ine dahi erişmemiş olduğunu görmekteyiz. Türkiye’de ise e-ticaret işlem hacmi perakende pazarın henüz yüzde birine bile ulaşmış değil.

Bir başka deyiş ile e-ticaret adına bildiğimiz her şey aslında henüz başlangıç aşamasında bile olmadığımızı göstermekte. Peki gelecekte e-ticaret nasıl şekillenecek? Bu soruya kimse kesin cevap verebilecek durumda değil ancak güçlü tahminler yapmak mümkün.

{pagebreak::iki}

Principal Analyst Başkan Yardımcısı Brian Walker’a göre artık e-ticaret kavramından ”e” yi atma zamanı geldi. ”E-ticaret kavramı artık sadece internet siteleri için kullandığımız bir kavram olmaktan çıktı” diyor Walker ve ekliyor; ”mobil uygulamalar, mağaza içlerindeki etkileşimli kiosklar, çağrı merkezleri gibi pek çok alan ile e-ticaret uygulamaları bütünleşik hale geldi.”

Doğrudan tüketiciye ulaşılıyor

Elektronik ticaretin hayatımıza getirdiği bir başka yenilik ise konvansiyonel üretici – tüketici ilişkisi arasında yer alan kanal yapısının hızla değişmesi oluyor. Artık üreticiler dağıtımcılara, fiziksel satış noktalarına eskisi kadar çok ihtiyaç duymuyorlar.

 

eBay, Sahibinden.com veya GittiGidiyor.com gibi internet servisleri sayesinde sıradan tüketiciler dahi e-ticarette dağıtım kanalının birer parçası haline geliyorlar. Bu gelişmelerin yakın bir gelecekte üreticilerin sadece doğrudan doğruya tüketicilere ulaştığı satış modellerine dönmesine yol açabilir zira üretici ile tüketici arasındaki kanal sayısı azaldıkça ürün fiyatları tüketici için düşerken, üreticinin kâr marjı yükselebiliyor.

Her geçen gün yeni uygulamalar gördüğümüz bir diğer elektronik ticaret alanı ise iş ortaklıkları ve gelir paylaşımı modellerindeki uygulamalar. Basit banner yönlendirmelerinin ötesinde kişiler artık sadece birer bağımsız dağıtım ve teslim noktaları gibi faaliyet göstererek gelir edel edebiliyorlar.

Tüm bu işlemler gerçekleşirken resmi bir firma kurma ihtiyacı hissetmiyorlar. Bu değişim o kadar hızlı ki açıkçası yasal düzenlemeleri yapan devlet kurumları bile uyumlu yasaları nasıl hazırlayacaklarından emin olamıyorlar. Elbette bu değişimin alışveriş merkezlerinin gelecekteki pozisyonunun ne olacağı sorusunu akla getirebilir ancak bu dönüşüm ve değişim tek yönlü gerçekleşmiyor.

Cep telefonunuz ile aldığınız görüntüyü analiz ederek size en doğru ev sinema sistemini önerecek bir Dijital Teknosa Çağrı Merkezine ne kadar uzakta olabiliriz? Muhtemelen bu süre iki elimizin parmak sayısını geçmeyecek kadar bizlere yakın.

Bu yazı Ahmet Usta tarafından yazılmıştır.

:: Ne sıklıkla internetten alışveriş yapıyorsunuz? 

Outlook.com, 10 Milyon Kullanıcıya Ulaştı

Microsoft, Hotmail servisini yenileyerek yeni bir e-posta servisi hizmeti vermeye başladığını sizlere duyurmuştuk. Henüz üzerinden 2 hafta geçmesine rağmen, Outlook.com tam 10 milyon kullanıcıya ulaştı.

Outlook.com‘un böylesine ilgi görmesinin yanı sıra, kullanıcıların kendi adları, soyadları ya da kullanıcı adlarını kapışmasına da sebep oldu.

Yeni bir nefes

Son zamanlarda, e-posta servislerinde özellikle istenmeyen e-posta’ların gelen kutularına düşmesi ve bazı güvenlik problemleri yaşanmaktaydı. Bunu aşmak için bu tür yeni adres alternatiflerinin açılması, Microsoft açısından güzel bir hamle. Ayrıca milyonlarca hesap, pek çok isim kombinasyonunu doldurunca kullanıcılar çok uzun kullanıcı adları almak zorunda kaldığı durumlar olabiliyordu.

Outlook.com‘dan nasıl e-posta adresi alacağınızı buraya tıklayarak öğrenebilirsiniz.

:: Outlook.com, 10 Milyon Kullanıcıya Ulaştı

Herkese Bedava En Az 20 GB Bulut

Google, Microsoft, Yandex, Dropbox gibi internet devleri tarafından bir süredir sunulan online depolama servisi, ülkemizdeki en büyük internet servis sağlayıcı konumunda olan TTNET tarafından NETDİSK adıyla hizmet veriyor.

Şu anda dileyen herkesin ücret vermeden 1 GB alan ile kullanabileceği NETDİSK ile dosyalarınızı güvenli bir şekilde internet ortamına aktarabilir, internete bağlı istediğiniz herhangi bir cihazdan (bilgisayar, tablet, akıllı telefon) bu dosyalara işletim sisteminden bağımsız olarak erişebiliyorsunuz.

1 GB alanın düşük olduğunu belirtmeme gerek yok sanırım. Bu alanı yükseltmek isterseniz 50 GB için internet faturanıza ayda 4.99 TL ekletebiliyorsunuz.

Kimler, ne kadar veriyor?

Dünyada online depolama ve kişisel bulut alanında önemli markalar, ciddi yatırımlar yapıyorlar. Ülkemize ciddi bir yatırım ve kararlılıkla giriş yapan Yandex, isteyen her üyesine 10 GB bedava alan veriyor.

Google ise Google Drive adını verdiği hizmetiyle ilk başlayanlara 5 GB alan verirken, Microsoft ise ağırlığını koyarak SkyDrive adını verdiği online depolama hizmetinde 25 GB veriyor.

TTNET‘in NETDİSK‘i de dahil olmak üzere yukarıda saydığım tüm hizmetler, kullanıcı sayısı hızla artan akıllı telefonlar üzerinden kullanılabiliyor. Hatta akıllı telefonların anlaşma sağladığı Dropbox, bu konuda çok cesur çıkışlar yapabiliyor.

Samsung Galaxy S3 aldıysanız, size 50 GB bedava alan verilirken, HTC One X kullanıcıları ise 25 GB ek alan kullanabiliyor. Yalnız, akıllı telefonlarda bu hizmetlerin verdiği geniş kapasitelere aldanmamak gerek. Çünkü bu hacimler, süreyle sınırlı.

HTC One X kullanıcıları, 25 GB alanı 2 yıl boyunca kullanabiliyorlar ve bu süre sonunda ücretli seçeneklerden birine abone olmak zorundalar. Çünkü Dropbox, herkese sadece 2 GB alanı ücretsiz veriyor.

Dropbox, bir adım önde

Yalnız, Dropbox‘ın hakkını vermemiz gereken güzel bir taktiği var. Bir Dropbox kullanıcısı, daha önce DropBox kullanmayan birini teşvik ettiğinde, şirket adına yapılan bu çalışma ödülsüz kalmıyor ve ücretsiz kullanacağı alan yükseltiliyor.

Bu şekilde, başta SDN Forum‘da olmak üzere diğer sosyal paylaşım ortamlarında paylaştığı bağlantılar sayesinde 100 GB‘ı geçen çok arkadaşım olduğunu belirtmeliyim.

Tekrar TTNET‘e dönecek olursak, fazla bekletmeden güzel haberi vereyim. TTNET‘in planlarına göre NETDİSK hizmetinde tüm dünyadaki rakipleri bile kıskandıracak ciddi çıkışlar planlanıyor.

Sonraki sayfa: NETDİSK’in planları
{pagebreak::NETDİSK’in planları}

NETDİSK’in planlarını açıklıyoruz

Yetkili kişilerden dinlediğim bu planlara göre isteyen her TTNET abonesi, ücretsiz olarak en az 20 GB alana sahip olan NETDİSK hizmetinden faydalanabilecek.

Üstelik, sunucular Türkiye’de olduğu için bu verilere ulaşım, yabancı rakiplere çok daha hızlı olacak. İşin bir de teknik destek kısmı var. Ayrıca, Dropbox gibi, etrafınıza tavsiye ettikçe artacak olan sadakat sistemi mevcut olacak.

Okurlarımız arasında teknoloji uzmanı çok olsa da, bu hizmetlerle yeni tanışan kişilerin telefon açabilecekleri, mesaj yazabilecekleri Türkçe konuşan kişilerin de olması büyük bir avantaj.

NETDİSK’in eksikleri neler?

Ülkemizde, bu alanda hizmet veren küresel markalarka rekabet edecek olan TTNET‘in NETDİSK için yapması gereken önemli güncellemeler var. İlki, mobil uygulamalara bazı yeteneklerin kazandırılması gerekiyor.

Bunlar; otomatik güncelleme, veri yönetimi gibi küçük görünen ama kullanıcı tarafında seçim yaparken önemli olan ihtiyaçlar.

Diğer önerim ise web üzerinden bu hizmete ulaşmak istediğimizde karşımıza gelen arabirimin yeniden tasarlanması. Modern bulut hizmetlerinde sunulan basitlik, içerik odaklı tasarımdan uzak olan NETDİSK web sayfasının yeniden elden geçirilmesi gerekiyor.

Son olarak, bu hizmeti arama motorunda arattığınızda karşınıza ttnetbulutu.com çıkıyor. Her ne kadar netdisk.com alan adı şu anda yabancı bir hosting şirketinde park edilmiş olsa da, netdisk.com.tr alan adı da yine TTNET tarafından yönetiliyor.

Marka bilinirliği açısından bu alanları tek bir çatıda toplamakta fayda var. ShiftDelete.Net farkıyla okuduğunuz ve yakında gelmesi beklenen güncellemeyle ve eksikleriyle beraber anlatmaya çalıştığım bu hizmet için pozitif ayrımcılık yapılması taraftarıyım.

Pozitif ayrımcılık yapmak gerekiyor

Hem kurumlar hem de bizim gibi bireysel kullanıcılar için çok değerli olan verilerin, ülkemizin yasalarını tanıyan ve vergilerini ödeyen girişimlerde olması, küresel boyutta hizmet veren markalarımızın ortaya çıkması için de ülkemiz açısından önemli bir güç olacaktır.

:: 20 GB ücretsiz alan verse, NETDİSK’i kullanır mısınız? Tıklayın, SDN Forum’da tartışalım.

Julia Child kimdir? Tanıyalım!

Julia Child‘ı belki de ülkemizde 2009’da sinemalarda gösterime giren Julie & Julia adlı filmle hatırlayacaksınız. Bugün doğum gününü kutladığımız sunucu ve yazar, 1912‘de Amerika’da doğdu ve 2004‘te vefat etti.

julie child

Amerikalılara Fransız mutfağının inceliklerini ve damak tadını aktaran Julia Child‘ın en popüler kitabı, 1961’de yayınlanan Mastering the Art of French Cooking (Fransız Yemek Pişirme Sanatında Ustalaşmak) oldu.

Julia Child’ı anlatan filmin fragmanı

#video_1835#

Vikipedi‘de yer alan bilgiye göre Julia Child, 1994’te eşi Paul’ü kaybetti ve 2001’de de emekliye ayrıldı. Evini bir üniversiteye, mutfağını ise ABD Ulusal Tarih Müzesi’ne bağışladı.

2000 yılında Fransa tarafından Legion d’Honneur nişanı, 2003 yılında da ABD tarafından Başkanlık Özgürlük Madalyası ile ödüllendirildi.

:: Google’ın bu hatırlatmalarını beğeniyor musunuz? Tıklayın, SDN Forum’da tartışalım.

Twitter Takipçileriniz Sahte mi? Öğrenin!

İnternet yaşamı artık sosyal ağlara kaymış durumda. Birden çok servisi tek çatı altında barındırması nedeniyle tercih sebebi olan platformların en gözde isimlerinin başında ise Twitter geliyor.

140 karakter sınırlaması ile kişilerin düşüncelerini yazıya dökmelerini sağlayan servis dünyada olduğu gibi Türkiye’de de aktif olarak kullanılıyor. Değişen sanal dünya oluşumunda ünlü isim ve markaların da oldukça fazla dahil olduğu Twitter, son olarak geliştirdiği yeni etiket sistemi ile borsa bilgilerini canlı canlı aktarmaya başlamıştı.

Diğer taraftan uygulama geliştiricilerin de yeni odağı haline gelen platform için ek servisler ortaya çıkmaya devam ediyor. Bunların bir yenisi “Status People” ekibi tarafından hazırlanan bu hizmet.

Twitter profilinizde sizi takip edenleri detaylı bir incelemeye alan yazılım, yüzdelik oran olarak sahte profilleri gün yüzüne çıkarıyor. Ek olarak takipçileriniz arasında aktif olan ve olmayanlar da yine yüzdelik dilim şeklinde açıklanıyor.

İlgili uygulamaya izin vermeniz durumunda servisi kullanmaya başlayabiliyorsunuz. Üstelik sisteme giriş yaptıktan sonra dilediğiniz kişinin profilini kontrol etmeniz de mümkün.

500 ayrı kayıt üzerinde inceleme yapan hizmetin en büyük eksikliklerinin başında sahte profillerin net olarak yayınlanmaması geliyor. Şimdilik çok fazla bir özelliği olmamasına rağmen güzel düşünülmüş girişim, geliştirilmesi halinde oldukça işe yarayabilir.

Uygulama erişim izninde -benzerlerinde olduğu gibi- adınıza tweet atabileceğini bildiriyor. Her ne kadar şimdilik bir sorun teşkil etmese de gelecek dönemde profilinizde istemediğiniz içeriklerle karşılalabilirsiniz. Bu yüzden sistemi kullandıktan sonra uygulamanın erişim iznini kaldırmanızı tavsiye ediyoruz.

  • İlgili servisi kullanmak için buraya tıklamanız yeterli.

:: Twitter’daki sahte profiller hakkında ne düşünüyorsunuz? Takipçilerinizin yüzde kaçı sahte çıktı?

 

Google+’a Google.com Özel Adresleri Geldi

Çoğumuz internete girdiğimizde artık mutlaka bir kez de olsa Google‘ı ziyaret ediyoruz. Sanal dünyanın en büyük servislerinden kabul edilen platform sanılanın aksine sadece arama motoru kavramından ibaret değil.

Farklı kategorilerdeki uygulamalarıyla çeşitli alanlarda hizmet veren Google’ın bilinen son yeniliği ise Google Plus. İlk etapta Facebook katili olarak anılan sosyal ağ, arkasındaki teknoloji devinin gücü sayesinde hızlı bir çıkış yakaladı. Yapıyı keşfetmek isteyen kullanıcılar bir bir üye olurken firma ise beklediği ivmeyi yakaladığını düşünüyordu.

Fakat geçen süreç içerisinde hızlı ve seri düşüş yaşayan Google Plus üye verilerinde büyük kayıplar yaşadı. İnsanların adeta meraktan ötürü dahil olduğu sistem daha sonra aynı ilgiyi toplayamadı. Bu yüzden birtakım değişiklikler yapan ekip adeta eski günleri arar oldu.

Son olarak Londra 2012 Olimpiyatları’na özel açtığı sayfa ile etkinliğin nabzını tutan site, üyelerinin yardımıyla yarışmalara dair hiçbir yerde bulunmayan fotoğrafları tüm dünya ile paylaştı. Diğer taraftan 9 kişiye kadar görüntülü konuşma hizmeti Hangouts’u Gmail’e getiren mühendisler etkileşimin artmasını hedefliyorlar.

Bu sefer ise Google Plus profillerine özel adresler getiren mühendisler Google.com/+adınız şeklinde hizmet verecek. Şimdilik –google.com/+hughjackmangoogle.com/+toyota gibi- beta sürecinde olan çalışmanın kısa sürede tüm üyelere yansıtılması bekleniyor. Kullanıcı arayüzünde çıkacak bilgilendirme mesajı ile kişilerin adres seçmesi sağlanacak.

Şu anki sistemde uzun ve akılda tutulması zor profil adresleri kullanan Google Plus ilgili hamle ile daha kalıcı ve pratik olacak. Üstelik Google isminin geçtiği adreslerin özellikle markalar tarafından büyük ilgi görmesi tahmin ediliyor.

:: Google’ın özel profil adreslerini nasıl buldunuz? Almayı düşünüyor musunuz?

 

Toshiba Portege Z830 Video İnceleme

Intel, Ultrabook modellerini ikinci nesil Core tabanlı Sandy Bridge işlemcileriyle beraber hayata geçirdi.  Yüksek pil ömrü, hafif ve ince yapısı, günlük işlemler için ortalamanın üzerinde performans sunan Ultrabook modelleri, tablet bilgisayarların hızlı yükselişinden pay çalmak isteyen üreticilerin tutunduğu dal oldu.

Ultrabook modellerinin yüksek fiyatları ve genelinde harici grafik kartı olmaması sebebiyle pek çok firmanın Ultrabook satış rakamları, Intel‘in düşündüğü satış rakamlarının oldukça gerisinde kaldı.

Toshiba, Ultrabook pazarına biraz geç girdi. Ülkemizde Toshiba Portage Z830′un satılmaya başlamasından kısa bir süre sonra, 3. nesil Core işlemcili Ultrabook modelleri piyasaya girmeye başladı. Her ne olursa olsun Toshibe Portage Z830‘un iddiası zaten en performanslı Ultrabook olmaktan ziyade, en ince Ultrabook olmak. Onda da şimdilik lider.

1120 gram ağırlığa sahip olan Ultrabook, 16 mm kalınlığa sahip. Tabletler kadar ağırlıkta olan Z830, Intel‘in 32 nm teknolojisiyle üretilen Core i5-2467 M işlemcisiyle geliyor. İkinci nesil bu işlemcide dahili grafik işlemci olarak Intel HD Graphics 3000 bulunuyor. SSD disk ile donatılan Ultrabook, inceliğinin yanında performansıyla da göz dolduruyor. O zaman sizi incelememizle başbaşa bırakalım. İyi seyirler.

#video_6405#

{pagebreak::2}

Toshiba Portege Z830 Dış Yapısı:


1120 gram ağırlığında olan Ultrabook, hafifliğini magnezyum kasaya borçlu. Cihaz ince olsun diye çıkışları arka kısma kaydırılmış. Toshiba Portege Z830‘da 1 adet USB 3.0, 2 adet USB 2.0 çıkışları bulunuyor. Ayrıca VGA ve HDMI gibi görüntü çıkışları da arkaya atılmış.

Toshiba Portege Z830‘nin altında minik bir fan bulunuyor. Bu fanın görev yaptığı alan oldukça kısıtlı. Bu yüzden yük durumunda oldukça yüksek sesli çalışıyor. Belki kullandığım en yüksek sese ulaşabilen Ultrabook. Bazen oldukça sesli çalışıyor. Dell XPS 13 ile bu konuda yarışıyor.

Ürünün kullanımı son derece rahat falan o kadar ince ki, ekranı tutan menteşelerin orada oynamaların olduğunu hissediyorsunuz. Bu kadar incelik bazı kullanıcıların hoşuna gitmeyebilir.

{pagebreak::3}

Toshiba Portege Z830 Ultrabook Performans Testleri:

HDTune:

Ürünün içindeki SSD, çok yüksek performansa sahip değil. Fakat  7200 RPM‘lik hard disklerden biraz daha üst seviye bir disk performansı alabiliyoruz.

{GRAPH::1341}

CineBench 11.5:

Klasik ikinci nesil işlemcili Core i5 puanı aldığını görüyoruz. SSD avantajıyla, HDD‘li modellerin biraz önünde yer alabiliyor.

{GRAPH::1342}

{pagebreak::4}

Toshiba Portege Z830 Ultrabook Performans Testleri-2:

3DMARK Vantage:

Bu testte performans gerilerde.

{GRAPH::1343}

Resident Evil 5:

Yüksek bellek kapasitesi heralde işe yaramış gözüküyor. Standart modellerin üzerinde.

{GRAPH::1345}

Street Fighter IV:

Bu testte de sonuç değişmiyor.

{GRAPH::1344}

{pagebreak::5}

Toshiba Portege Z830 Teknik Özellikler, Fiyat ve Sonuç:

Teknik Özellikler:

İşlemci: Intel Core i5 2467 M

Ekran: 13.3 inç 1366 x 766 mat ekran

RAM: 6 GB

Grafik İşlemci: Intel HD Graphics 3000

Depolama: 128 GB SSD

Giriş Çıkışlar: 2x USB 2.0, 1x USB 3.0, SD kart okuyucu, 3.5mm ses jakı, HDMI, VGA, RJ45

Kablosuz Bağlantılar: 3G, WiFi, Bluetooth 3.0

İşletim Sistemi: Windows 7 Professional 64 bit

Garanti: 36 ay

Fiyat: 3500 TL seviyesi


Sonuç:

Özellikle stabil bir ürün olduğunu söylemek istiyorum. Kullandığım süre boyunca herhangi bir sorun ile karşılaşmadık. Klavye tasarımı ve sağlamlığı, touchpad son derece etkileyici. Ürün oldukça hafif ve ince. Tablet gibi bir deneyim hissediyorsunuz.

Ürünün yüksek fiyatlı olmasının sebebi 3G desteği. 3G olduğu zaman ülkemizde cihazlardan alınan vergiler de artıyor. Maalesef bu fiyatlarda, ürün 2. nesil Core işlemcisiyle de çok rekabetçi olamıyor. Bilgisayarlarda sonuçta önemli olan donanım. Kısacası ben yeni serileri bekleyin önerisinde bulunuyorum. Intel‘in ikinci nesil Core işlemcilerinden ziyade, üçüncü nesil işlemcileri kullanan ürünlere bakmakta yarar var.

:: İkinci nesil işlemcili Ultrabook modelleri sizce alınır mı?

BMD Üyeleri İftarda Buluştu

Bilişim ve teknoloji alanında içerik üreten basın mensuplarını bir çatı altında bir araya getiren Bilişim Muhabirleri Derneği (kısa adıyla BMD) üyeleri iftarda bir araya geldi. 40’a yakın üyenin katılımıyla yapılan iftarda bulunan Avea CEO‘su da çeşitli açıklamalar yaptı.

ShiftDelete.Net kameralarına etkinlikle ilgili açıklamalar yapan Avea CEO‘su Erkan Akdemir ve BMD Başkanı Fatih Sarı şunları söyledi:

#video_6404#

iftar sonrasında kısa bir açıklama yapan BMD Başkanı Fatih Sarı, 2012 yılı çalışmalarının devam edeceğinin altını çizdi. 2013 yılında 15 yaşına basacağını belirterek önümüzdeki yıl faaliyetlerini daha da artıracaklarını belirtti.