Masaüstüne Atom İşlemci

Pine Trail-M işlemcisine sahip olan bu platform Pineview işlemcisinin kırpılmış versiyonu. Tiger Point yonga seti ile çalışan bu platform düşük güç tüketimi ile ilgi çekiyor.

Pine Trail platformunda üç yonga seti yerine iki yonga seti kullanılıyor.

 

Intel bu alanda ilk adımları atmış durumda. Bazı anakart üreticileri bu platform’u üretmeye başladılar. Örneğin Foxconn, Nettop sistemler için düşünülen anakartlarını görücüye çıkardı.

 

İlk örnekler üretilmiş durumda.

 

Platform’un detayları hakkında fazla bir bilgi yok. 2009’un son aylarında piyasada bulunacak olan bu platform hakkında bildiğimiz tek şey, anakartının 667 MHz FSB destekli bir işlemci ve 800 MHz DDR2 belleklerle çalışması.

:: Intel, Ion platformunu zor durumda bırakacak mı ?

Gerçek Kahramanlar Geliyor

1

E3’ün son gününde Real Heroes: Firefighter duyuruldu. Hayatımızı kurtaran itfaiyecileri yönettiğimiz yapımda, birbirinden tehlikeli görevlere gideceğiz. Basit görevlerle başladığımız yapımda, ilerledikçe çok büyük yangınlarda görev alacağız. Sadece yangınlarla değil, kurtarma operasyonlarında da görev alacağımız yapımda, otomobilinde sıkışanlardan tutun da, lunaparkta kapalı kalanlara kadar, yardıma ihtiyacı olan insanları kurtacağız.

#http://trailers.gametrailers.com/gt_vault/10427/t_realheroff_e309.flv#

Nintendo Wii için üretilen Real Heroes: Firefighter’da, konsolun hareket algılayıcılı kumandaları sayesinde, yangına müdahale edeceğiz. Ayrıca kırılması gereken kapı kilitlerini de, elimizdeki çekiçleri, yani kumandaları sallayarak kıracağız.

:: Real Heroes: Firefighter’dan beklentileriniz neler?

İnceleme: The Sims 3

4

Yaşam simülasyonu fikriyle ortaya çıkan Maxis, The Sims fenomenini yaratarak, tüm dünyanın ilgi odağı oldu. Kısa süre sonra Maxis’i kendi oyun stüdyosuna katan EA, hem ek paketlerle, hem de devam oyunuyla Sims efsanesini gündemden düşürmemeyi başardı. Uzun zamandır bilgileri yayınlanan ve serinin müdavimlerinin merakla beklediği The Sims 3, nihayet Avrupa’da satışa sunuldu.  


Sunset Valley’de her cebe göre ev bulunuyor.

Oldukça keyifli bir giriş videosuyla start alan yapım, eğlenceli müzikleriyle dikkat çekiyor. Öyle ki, oyunun menüleri arasında dolaşırken değişen müzikleri dinlemek için, durup birkaç dakika daha oyalanmak isteyebilirsiniz. Zaten uzunca bir müddet, bir hayli detaylı olan karakter yaratma ekranında zaman geçireceksiniz.

{pagebreak::Ayar Yağmuru}

Ayar Yağmuru

Yöneteceğiniz sim’in yüz hatlarından (Saç tipleri çok kısıtlı) giyiminin en ince ayrıntısına kadar (Göreceksiniz ki, The Sims’in yapımcıları modayı geriden takip ediyor) ayarlayabileceğiniz oyunda, ayrıca karakteristik özelliklere de müdahale etmek zorundasınız. Zira, karakterinizin hangi alanlarda başarılı olacağı, sanata ne kadar yatkın olduğu, agresif olup olmadığı gibi birçok seçenek, henüz oyuna başladıktan 5 dakika sonra karşınıza çıkacak.


Mezarlık için güzel bir yer.

Ayar yağmurundan sıyrıldıktan sonra bu kez de evinizi seçmeniz gerekiyor. İster eşyalı olarak (Tabii fiyat da artıyor bu sayede) ister eşyasız olarak yaşayacağınız yeri satın alabiliyorsunuz. Bu noktadan sonra, sanal hayatınız başlamış oluyor.

{pagebreak::Sim İhtiyaçları Sonsuzdur}

Sim İhtiyaçları Sonsuzdur

Serinin önceki oyunlarında sim’leri başıboş bırakırsanız, kendilerini mutsuz edecek bir şeyler mutlaka buluyorlardı. Yeni yapımda bu problem en aza indirilmiş, zira karakter yaratma ekranında belirlediğiniz kişilik özellikleri gereği, boş kaldıklarında sanata ya da spora yönelebiliyorlar. Bu tür uygulamalar onların kişisel gelişimini de sağlıyor.


Oyuna arazi satın alarak da başlayabiliyorsunuz.

Eğer sportif özelliklerinizi artırırsanız, kasabanın stadyumuna gidip iş başvurusunda bulunmanız, iyi bir iş kapısı aralamanıza neden olabilir. Müzik, resim veya yazarlık gibi sanatsal faaliyetlerde de, Sunset Valley’in (Oyundaki bölgenin ismi) ilgili yerlerine iş başvurusu yaparak, para kazanmanıza yol açabilir.

{pagebreak::Stresli Sim’ler}

Stresli Sim’ler

Bunlardan hiçbirini yapamıyorsanız, gazeteyi açıp iş ilanlarına bakmalısınız. Kariyerinizde hızlı ilermek için ise, oyuna yeni eklenen, iş saatlerinde de karakterinizin neler yapabileceğine karar verebilme sistemi çok işe yarıyor. Karakteriniz işe gittikten sonra ekranın sol üst köşesinde beliren menü sayesinde, (Yoğun veya rahat gibi) nasıl bir iş günü geçireceğinize karar veriyorsunuz. Eğer yoğun çalışırsanız yükselişiniz hızlı oluyor fakat sim’iniz çok stresli olduğu için ruh hali bozuluyor. Bu anlarda onların düzelmeleri için epey uğraş verip keyiflerini yerine getirmelisiniz.


Create a Style özelliği sayesinde, seçenekleriniz epey genişliyor.

Ekranın sol alt tarafındaki menüde sim’lerin anlık istekleri de yer alıyor. Bunlardan bir defada en fazla dördünü seçerek, istekleri yerine getirmeye çalışıyorsunuz. Bu sayede puan kazanıyor ve oyun içi özel içeriklerden yararlanabiliyorsunuz. Bunların arasında kariyerde hızlı yükselme, hızlı öğrenme, teleport gibi özellikler mevcut. Böylelikle oyunun başında yarattığınız sim’inize ekstra avantajlar da sağlayabiliyorsunuz.

{pagebreak::Sunset Valley}

Sunset Valley

Oyunun haritası önceki yapımlardakilerden farklı olarak, her tarafı ulaşılabilir şekilde resmediliyor. Kapıdan çıktığınız andan itibaren, yandaki komşuya gidebileceğiniz gibi, taa tepelerin ardındaki kumsala da gidebiliyorsunuz. Eğer araç yolu varsa sim’iniz otomatikman taksi tutuyor (Tabii kendinize ait arabanız ya da bisikletiniz yoksa).


Sunset Valley oldukça büyük bir yerleşim yeri.

Harita üzerindeki bu serbestlik sayesinde, eve tıkılıp kalmanız gerekmiyor. İster yemeği dışarıda yiyorsunuz, ister sanat galerisine gidip geziyorsunuz, ister havuza, ister denize gidiyorsunuz… Gezerken göreceğiniz üzere, binaların katları ikiden fazlaya çıkarılmış. Bu sayede, kendinize ait bir köşk bile inşa edebilirsiniz.

{pagebreak::Başlarsanız Gerisi Gelir}

Başlarsanız Gerisi Gelir

Genel olarak bakıldığında, eşya seçeneklerinizin çok fazla olmadığını göreceksiniz. Özellikle de ilk etapta karşılaştığınız renk paleti bir hayli zayıf. Ancak ayarlardan daha geniş bir renk paleti açabiliyorsunuz. Asıl oyuna eklenen en değerli özelliklerden biri “Create a Style” seçeneği. Herhangi bir eşyayı, bu seçenek sayesinde kaplamalarını baştan yaratabiliyorsunuz. Yani hiç kimsede olmayan bir koltuk kılıfı tasarlamak sizin elinizde…


Odanızı tıklım tıklım doldurmak elinizde.

The Sims 3 ile yapımcılar adeta önceki iki oyundaki eksikleri kapatmış. Dolayısıyla geçmişte The Sims maceranız olduysa ve bir takım kusurlar bulduysanız, yeni oyuna göz atmanızı tavsiye ederim. Zira son derece başarılı bir yapım sizleri bekliyor. “Ben bu tür oyunları oynamam” diyenlerdenseniz bile, bir şans verin derim. Ancak şu uyarıyı da eklemem gerek: Geceleri ekran başında uykusuz saatler geçirmeye hazırsanız, The Sims 3’ü satın alın. Bir bakmışsınız, oyun sizi esir almış. Elinizde oyunun kutusuyla kasiyere doğru ilerlerken, bağımlılık yapacağının bilincinde olun.

:: The Sims 3 hakkinda ne düşünüyorsunuz?

Zalman’dan Yeni PC Kasası

Zalman’ın son kasalarından biri MS1000 siyah alüminyum kasaya sahip.  Ana gövdenin arka tarafında kasanın güç bağlantısı bulunuyor. Gövde ve arka taraftaki mavi led fan ışıklarına ek olarak kasanın üst bölümünde de üç adet led aydınlatma bulunuyor. Kasanın içersinin açılması ve montaj alanının kullanımı oldukça rahat. Özellikle sisteme eklenecek sabit disk bölümü oldukça kullanışlı.

Bu kasaya ek olarak Zalman birde yatay kullanım için HD160SE kasasını tanıttı. Bu kasa siyah alimünyum malzemeden üretilmiş ve ön paneli oldukça şık tasarlanmış. Ön panel üzerinde ufak bir kontrol paneli bulunuyor. Bu panel led aydınlatmaya sahip. Kısayol tuşlarını üzerinde barındıran bu bölümün bir artısı da ses ayar topuzuna sahip olması.

:: Kasa seçerken neye dikkat ediyorsunuz?

Cep Telefonlarının Çehresi Değişiyor

Mobil sektörünün en çok ihtiyacı olan özelliklerden biri olan Flash desteği için düğmeye basıldı. Adobe, yazılımını tekrar düzenleyerek, Flash tabanlı oyun ve videoların farklı mobil cihaz ve PC’lerde herhangi bir ekstra ayar yapmadan çalışmasını sağlayacak.

Adobe Mobilde Coşacak

Mobil alanında bugüne kadar pek önemli bir varlık gösteremeyen Adobe, yonga ve telefon üreticileri ile yaptığı anlaşmaların ardından, Arap atı misali sonradan açılmayı planlıyor.

Adobe yetkilisi Kevin Lynch, “Oyun artık akıllı telefonlar üzerinde dönüyor, bizim kartlarımız masada ve bahsimizi yatırdık.” derken, Flash‘ın iPhone ya da BlackBerry gibi cihazlarda ne zaman görüleceği konusunda bilgi vermedi.

:: Cep telefonunuzda Flash eksikliğini hissediyor musunuz?

Yeni MSI’lar Computex’te Ortaya Çıktı

MSI, aralarında 2009 Computex Best Choice Award (Computex En İyi Tercih) ödülünü de alan pek çok yeni ürününü ve tüm ürün ailesini Computex’te sergiliyor. 6 gün süren fuarda, MSI, 22 yıllık deneyimini taşıdığı ArGe faaliyetleri ve üretim kapasitesini anlatmak üzere de tanıtıcı organizasyonlar düzenliyor.

 


MSI, yeni ürünlerinin şık görünmesi için oldukça çalışmış.

MSI ürünleri, Tayvan Dünya Ticaret Merkezi’nde Nangang Sergi Holü‘nde L507a stand bölgesinde sergileniyor.

{pagebreak::X400 ve X600}

X400 ve X600

MSI, Intel’in düşük voltajlı işlemci teknolojisini (Intel CULV platformu) sunan X-Slim X340 ürününün tanıtımından sonra, bu serinin yeni modellerini de Computex’te sergiledi. MSI, X-Slim ailesinin yeni üyeleri olan, Dünya’nın en hafif 15.6 inç’lik dizüstü bilgisayarı X600 ve 14 inç’lik X400’ü tanıttı. Yeni modeller, dizüstü bilgisayar alanında da ağır ve hantal tasarımların geride kaldığını ve ince, elit görünümlü, estetik yeni modellerin ortaya çıktığını gösteriyor.


15.6 inç’lik yeni X600 sadece 2 kg ağırlığında.

İnce Litium iyon polimer teknolojili pil ile donatılmış olan 14 inç’lik X400, sadece 1.5 kg ağırlığıyla dikkat çekiyor. 15.6 inç’lik X-Slim X600 ise pil dahil sadece 2 kilogram ağırlığında tutulmuş. Her iki model de en kalın noktasında 25 mm’den daha ince ve LED aydınlatma teknolojili 16:9 sinematik ekrana sahip. Geniş bir giriş çıkış port yelpazesi ve BlueRay desteği ile birlikte geliyorlar. X600, ayrıca, görsel deneyimi arttırmak için ayrıştırılmış bir grafik kartını da barındırıyor.

{pagebreak::Wind Pro U200}

Wind Pro U200

Geçen yıl 10 inç’lik U100 notebook’un tanıtımının ardından, MSI Dünya’nın önde gelen ilk dört mini dizüstü üreticisinden biri haline geldi. 10 inç’lik ekrana sahip olan modellerin daha da rekabetçi olarak dahil olduğu bu pazarda, MSI önemli bir yenilik getiriyor. Hibrid disk teknolojisine sahip U115 ve dijital TV yayınlarını seyretmenizi sağlayan U123 ve 3.5G/WiMax destekleyebilen U120 modellerinden sonra 12 inç’lik bir ekrana ve Intel’in CULV (Düşük Voltajlı İşlemci Teknolojisi) platformuna sahip ilk mini taşınabilir PC’sini sunuyor.


U200, Intel’in CULV platformuna sahip ilk mini taşınabilir PC’si.

U115 Hibrid, Dünya’nın ilk SSD ve geleneksel disk teknolojilerinin bir arada sunulduğu mini taşınabilir PC’si. Geleneksel disk teknolojisi ve SSD disk (Katı Disk) teknolojilerinin birleştirilmesi ve MSI’a özel ECO güç-tasarruf teknolojisi 16 saate varan pil ömrü sunulmasını sağlıyor. MSI, Intel’in CULV platformunu kullanarak ürettiği Wind Pro U200 ile mini notebook pazarını 10 inç’ten 12 inç’e büyüten ilk üretici oluyor. MSI’ın ilk 12 inç’lik taşınabilir CULV platformlu PC’si, taşınabilirlerin hem hafif, uzun pil ömürlü ve hem de güçlü bir işlemciye sahip olabileceğini gösteriyor.

{pagebreak::Yeni Classic C Serisi}

Yeni Classic C Serisi

Classic C serisi bu yıl MSI notebook ürün ailelerinin arasında yerini CX700, CR700, CX600, CR600 ve CR400 modelleri ile yerini aldı. MSI, Classic C serisini, taşınabilirliği ihtiyaç listesinde en üstte tutan kullanıcılar için düşük maliyetlerle kaliteli bir seri sunabilmek için tasarladığını ifade ediyor. 17.3″, 16″ ve 14 inç’lik ekran boyutlarında 16:9 tam sinematik ekran ile sunulan bu modeller, 3, 2,48 ve 2.1 kilogram ağırlığındalar. 17.3 inç’lik bir ekran boyutuna rağmen, 3 kilogram olarak belirlenen ağırlık sınırı, bu serinin taşınabilirlik anlamında ne denli duyarlı olduğuna bir gönderme yapıyor.


CX600 modeli harici ATI Mobility Radeon HD4330 grafik kartına sahip.

Tüm modeller, yüksek çözünürlüklü video ve sinematik görüntü için tasarlanmış. Düzgün grafikler ve yüksek çözünürlük ve göz kamaştırıcı 3D efektler için CX700 ve CX600 modelleri, ATI Mobility Radeon HD4330 (512 MB’lık DDR2 Hafıza ile) bağımsız grafik kartı ile birlikte sunuluyorlar. CR400 modelinde ise Nvidia Geforce 8200MG grafik kartı kullanılmış.

:: MSI markalı dizüstü bilgisayarınız var mı?

Bilgi için: MSI

E3 2009 Sona Erdi

E3’e katılım 78 ülkeden gerçekleşti. 216 oyun üreticisi firma katılımcılara son oyunlarını, ürünlerini ve teknolojilerini gösterdi.  4.1 milyondan fazla ziyaretçiye ulaşan fuar hedeflerin üzerinde ziyaretçi akımına uğradı. 2005’teki rakamdan biraz düşük olsa da ilginin oldukça fazla olduğu söylenebilir.

E3 2009 süresince Microsoft ve Sony, X360 ve PS3 için yeni teknolojilerini ve Sony birde oyuncuların uzun zamandır beklediği PSP Go’ yu tanıttı. Birçok yeni oyun göründü: Crysis 2, Fifa Soccer 10, New Super Mario Brothers Wii, Castlevania: Shadow Monarch, Halo: Young Stars ve daha fazlası.

Yeni E3 Fuarı 2010 yılının Haziran ayında yine Los Angeles kongre merkezinde gerçekleştirilecek. Bakalım önümüzdeki bir yıl içersinde daha neler çıkacak?

::
En çok oynadığınız oyun hangisi?

Talih Kuşu Yuvasını İnternete Yapıyor

Elektronik şans oyunları platformu bilyoner.com eğlendirirken kazandırmaya devam ediyor. Milli Piyango’nun 29 Mayıs çekilişinde 1.500.000 TL’lik büyük ikramiye, bir bilyoner.com üyesinin çeyrek biletine isabet etti. 375.000 TL kazanan İstanbullu üyenin bileti, bir kampanya kapsamında kendisine bilyoner.com tarafından hediye edilmişti.


29 Mayıs çekilişinin talihli isimlerinden biri biletini bu siteden kazandı.

Bilyoner.com ve Microsoft Live Search işbirliği ile düzenlenen Şansını Ara kampanyası kapsamında internette arama yaparak Milli Piyango bileti kazanan bir bilyoner.com üyesi, 29 Mayıs 2009 tarihli Milli Piyango çekilişinde büyük ikramiyenin sahibi oldu. Büyük ikramiyenin 1.500.000 TL olduğu çekilişte, “337028” numaralı çeyrek biletine talih kuşu konan bilyoner.com üyesi, 375.000 TL’nin sahibi oldu. Şansını Ara kampanyası kapsamında bilet kazanan birçok bilyoner.com üyesi ise büyük ikramiyeyi 1 rakam ile kaçırarak teselli ikramiyesi almaya hak kazandı.

Önceki İnternet Talihlileri

Son çekilişle birlikte, Milli Piyango’nun büyük ikramiyesi üçüncü kez bilyoner.com üyelerine çıkmış oldu. Milli Piyango’nun 9 Şubat 2007 ve 9 Şubat 2009 tarihli çekilişlerinde de talih kuşu, bilyoner.com’dan satılan biletlere konmuştu. 9 Şubat 2009’da, 1.500.000 TL’lik büyük ikramiye isabet eden çeyrek bilet, şanslı sahibine 375.000 TL kazandırırken, ikinci büyük ikramiye olan 150.000 TL de yine bilyoner.com’dan online olarak satılan çeyrek bilete çıkmıştı.

:: Milli Piyango bileti alıyor musunuz?

Bilgi için: Bilyoner

Grafik İşlemcilerin Geleceği

Ekran kartlarına ve grafik teknolojisine bağımlı mıyız? Eğer öyleyse kaderimiz ATI ve NVIDIA’nın ellerinde mi? Eğri oturup, doğru konuşalım. Bu sorulara çoğumuzun, özellikle de oyuncuların vereceği cevap evet olacaktır. Başka bir bağımlılık olsaydı bir rehabilitasyon merkezine yatar, bir şekilde tedavi olup akıl sağlığımıza kavuşabilirdik fakat ne yazık ki bu bağımlığın henüz geliştirilmiş bir tedavisi yok.

Kişisel bilgisayarların ve grafik teknolojisinin bu kadar gelişmesinde oyunların yaptığı katkı yadsınamaz. Bugün neredeyse her evde bir bilgisayar, her köşe başında bir İnternet Cafe varsa bunun en büyük sebebi oyunlardır.
Gelişen teknolojinin hızına yetişemediğimiz anlarda “Yeter artık! Durdurun bütün bu teknolojiyi!” diye isyan ettiğiniz anlar olmuştur. Ancak eğer bu isteğiniz yerine gelseydi şu an hala 3dfx Voodoo kartlarla ilk Tomb Raider’ı oynuyor olurduk ki bu kulağa hiç de hoş gelmiyor.

{pagebreak::Acımasız gerçekler}

Acımasız gerçek şu ki grafik teknolojisine gerçekten bağımlı hale geldik. Her geçen gün gelişen teknolojiye yetişemezsek içimizde bir sıkıntı oluyor. Yeni bir ekran kartı alıp onu PCI-E slotuna taktığınızda yaşadığınız duyguya denk başka çok az şey vardır herhalde.

 

Yakın bir geçmişe kadar eski kartlarımızın ömrünü, sınırlarını zorlayarak, en yeni sürücüleri kurarak, detayı ve çözünürlüğü düşürerek uzatmaya çalışırdık. Ancak artık o dönem geride kaldı. Ekran kartları sadece oyunlarda da değil daha bir çok görsel işlemde daha büyük role soyundu ve eski bir kart ile bunları karşılayabilmek imkansız hale geldi.

Değişen talepler rekabetin yönünü de değiştirdi. Artık grafik işlemciler, normal işlemciler ile aynı seviyeye yaklaştılar. Peki ikisi de aynı seviyeye geldiğinde ne olacak?

{pagebreak::Geçmişe yolculuk}

Geçmişe yolculuk

Geçmişe çok dönmek istemesek de yine de bu bağımlılığımızın nasıl başladığını hatırlamakta fayda var.  80’li yıllardaki sadece birkaç nokta ve çizgiden oluşan 3B oyunlar daha sonra 90’lı yıllarda çıkan ve asıl devrim yaratan Doom benzeri hale gelmişlerdi. Doom ve Quake gibi yapımlar aslında iki boyutlu haritalar üzerinde dolaştığımız oyunlardı.  Descent adlı oyunda kullanılan 3D Vector Engine o zamanlar için bir devrim niteliğindeydi.

 

Ancak o zamanlarda doku filtreleme gibi bazı işlemlerin yükü CPU’ya kalıyordu ve bu durum sistemleri zorluyordu.  O zamanki grafik işlemciler şimdikilerin aksine grafik işlemlerinin sadece bir kısmını üstleniyordu.
3B grafiklere sahip bir oyun yapmak ve bunun gerektirdiği görevleri donanım bileşenleri arasında verimli bir şekilde paylaştırmak gerçekten çok karmaşık bir iş.  Sadece bir milisaniyeliğine ekranda kalan bir piksel için gereken işlem sayısını (ışık ve gölge, kaplama, doku, vektör hesapları vb.) düşündüğünüzde bu işin ne kadar zor olduğunu anlayabilirsiniz.

{pagebreak::DirectX 8 devrimi}

İlk 3B grafik kartları yapılan tüm bu işlemlerin sadece son aşamasında devreye giriyordu.  1999 yılında DirectX 7.0’ın çıkmasıyla grafik işlemcilerin yaptığı iş biraz daha arttı. Daha önceleri CPU’nun yaptığı ışıklandırma gibi bazı işlemleri artık grafik işlemciler yapmaya başladı.

 

DirectX 8 ile beraber shader teknolojisinin gelmesiyle işler daha da ilgiç bir hale geldi. Ekran kartlarının gerçekten akıllanmaya başlaması DirectX 8 sayesinde oldu. Tabii halen bazı kısıtlamalar sürüyordu. 2004 yılında Shader Model 3.0 ile beraber DirectX 9.0c’nin çıkması grafik işlemcileri CPU’lara yakın hale getirdi. Bu andan sonra grafik işlemciler artık basit mantık işlemleri yapan cihazlar değil tüm karmaşık işlemleri tek başına yapabilen bir şekle büründü.

Evrimin son noktası DirectX 10 ile gerçekleşti. Grafik işlemciler artık her biri farklı bir iş yapan yüzlerce küçük işlem birimine sahip olmuştu. Bu aşamadan sonra hem AMD hem de NVIDIA mevcut ekran kartlarına özel programlama dilleri ve yazılım geliştirme kitleri (örneğin CUDA) geliştirmeye başladılar. Bunun dışında ekran kartları 3B modellemelerle ilgilenmelerinin yanı sıra karmaşık fizik modellemelerini de üstlenmeye başladı.

{pagebreak::CPU mu, GPU mu?}

CPU mu, GPU mu?

Grafik işlemcilerin CPU’lara yaklaşması bu pazara yeni oyuncular eklenmesine yol açtı. Bunların en iddialısı ise Intel. Intel’in piyasaya girecek olması gelecekte bu piyasanın temellerini tamamen sarsacak gibi duruyor. Intel halen geliştirmekte olduğu Larabee ile NVIDIA ve AMD/ATI’nin egemenliğine son verebilecek mi, merakla bekliyoruz.
Peki, bu Larabee neyin nesi? Larabee’nin temelini orjinal x86 Pentium çekirdeği oluşturuyor. Intel’in iddiasına göre Larabee OS kernel seviyesindeki kodları çalıştırabiliyor. Aslında basit olarak anlatmak gerekirse Intel’in yaptığı birkaç adet özel tasarlanmış x86 Pentium çekirdeği ile bir vektör işleme birimini birleştirip bunu her çekirdeğin L2 ön belleği aracılığıyla birbirine bağlamak.

 

Çok çekirdekli tasarımın yanı sıra Larabee’de bellek kontrol birimi, görüntü ve sistem arayüzlerine ek olarak bir doku filtreleme birimi de bulunuyor. Intel’in Larabee ile yaptığı şey x86 çekirdeğini basitleştirerek bir grafik işlemcinin üzerine yerleştirebildiği kadar bileşen yerleştirmekten ibaret.

{pagebreak::Larabee neler yapabilir?}

Larabee’yi sadece bir grafik çözümü olarak düşünmek büyük hata olur. Örneğin Dreamworks, Intel ile şimdiden Larabee için bir anlaşma yaptı. Anlaşmaya göre firma bu yeni teknolojiyi animasyon filmlerindeki “ray tracing” işlemlerinde kullanacak.  “Ray tracing” ışık ışınlarının nesneler üzerindeki gölge ve yansıma etkilerinin ayarlandığı bir yöntem ve bu yöntem oldukça güçlü bir donanım gerektiriyor.  Ray tracing yönteminde 1GHz’lik 24 çekirdekli Larabee’nin sekiz çekirdekli 2.6 GHz’lik Xeon’lardan yaklaşık beş kat daha hızlı olduğu iddia ediliyor. Bu durum GP-GPU (General-Purpose Computing on Graphics Processing Units) çözümlerinin sahip olduğu potansiyeli kanıtlar nitelikte.

Tüm bu iddialara rağmen Larabee’nin tam olarak neler yapabileceğini Intel’den başka kimse bilmiyor. Ancak, Intel’den sızdırılan bazı bilgiler ile aklımızda birkaç fikir oluşabilir. Yakın bir geçmişte Intel’in Larabee ile yaptığı bazı testlerin sonuçları basına sızmıştı. F.E.A.R, Gears of War ve Half Life 2: Episode 2 ile yapılan testlerde 1600×1200 çözünürlük ve 4xAA ayarlarında sabit olarak 60 FPS’lik bir performans elde edebilmek için kaç adet 1 GHz’lik çekirdeğin gerekli olduğunu ölçen testlerde sonuçlar oyuna göre 10 ile 24 arasında değişiyordu.

Bu performansın günümüzün üst seviye ekran kartlarının yanına bile yanaşamadığını söylemek gerek. Testin yapıldığı çözünürlükte ve şartlarda performansın 180 FPS seviyesinde olması gerek. Ancak 3 GHz ile birlikte 24 adet çekirdek olursa bu hedefe ulaşılabilir.

{pagebreak::Evdeki hesap}

Evdeki hesap

Önümüzdeki yıl grafik teknolojisi için çok önemli olacak. Larabee ile beraber AMD ve NVIDIA’nın DirectX 11 destekli kartları da aynı dönemde piyasada olacak.  Daha bugünden bu kartların fiyatının ne olacağını söylemek güç fakat Larabee için ufak bir hesap yapılabilir. Günümüz teknolojisi ve mailyetlerini düşünerek Larabee’nin fiyatını aşağı yukarı tahmin edebilmek mümkün.

24 çekirdekli bir grafik işlemci 6 MB’lık L2 ön belleğe ihtiyaç duyar, bu da yaklaşık 300 milyon transistör anlamına gelir. Özel olarak tasarlanmış Pentium çekirdeklerinin daha büyük olduğu varsayımından hareket edersek 24 çekirdekli Larabee GPU’da yaklaşık 450 milyon transistör oalcağını söylemek mümkün.

Bu transistör sayılarını doğru kabul edersek ve üretim maliyetlerini günümüzün GPU maliyetlerine yakın olarak düşünürsek satış fiyatının 370 dolar civarında olacağını öngörebiliriz. Tabii bu fiyata 1 GB GDDR5 dahil değil.

Intel’in hem fiyatı uygun hem de iyi performans veren bir grafik işlemci yapıp yapamayacağı büyük bir soru işareti. Özellikle AMD ve NVIDIA’nın DirectX 11 destekli kartları piyasaya çıktığında Intel’in işinin çok zor olduğunu söyleyebiliriz.  İki grafik devinin de benzer GP-GPU çözümleri üzerinde çalıştığı biliniyor. Ancak Intel’in de kolay teslim olacağını söylemek hata olur.

{pagebreak::Bizi neler bekliyor?}

Bizi neler bekliyor?

Uzun zamandır sadece iki firmanın at koşturduğu bir pazara yeni bir oyuncunun girecek olması bizleri heyecanlandırıyor. Ne kadar başarılı olacağı bilinmez ama Intel’in piyasaya renk katacağı kesin. Başarıyı belirleyecek en önemli etkenlerden biri olan sürücü kalitesi konusunda Intel’in neler yapabileceğini görmek de durumu daha da renklendirecek.

 

Tüm bunlardan elde edilecek sonuç şu: Yakın gelecekte grafik işlemciler ile CPU’lar arasındaki fark iyice ortadan kalkacak. Belki ayrı bir ekran kartına bile gereksinim duymadan sadece tek bir işlemci ile tüm ihtiyaçlarımızı görebileceğimiz günleri göreceğiz. Ancak elde henüz somut bir şey olmadığı için şimdilik bu sadece bir iddiadan ibaret. 2010 yılındaki mücadele grafik teknolojisinin geleceğini büyük ölçüde belirleyecek, orası kesin.

:: Grafik işlemciler yakın gelecekte sizce ne şekilde karşımıza çıkacak?

Yenibiriş.com 10 Milyon Özgeçmişe Ulaştı

Halihazırda 50 bini aşkın kurumsal üyeye sahip olan Yenibiris.com, bu birleşme sayesinde ‘Türkiye’deki en geniş özgeçmiş bankasına sahip olan iş ve insan kaynakları sitesi’ unvanını da kazandı.


Deniz Ceylan Kılıçlıoğlu, özgeçmiş bankalarının zenginleşmesinden memnun.

Yenibiris.com Genel Müdürü Deniz Ceylan Kılıçlıoğlu, konuyla ilgili görüşlerini şöyle dile getirdi: “Denetim ve danışmanlık alanında öncü bir kurum bünyesinde kurulan ve geliştirilen İnsankaynakları.com sitesi daha sonra Milliyet İnsan Kaynakları Gazetesi’nin iş ortağı olarak yayın hayatına devam etti. Bireysel üyeleri ağırlıklı olarak üst düzey yöneticilerden ve bankacılık-finans, yapı-inşaat ve tekstil gibi Türkiye’nin lokomotif sektörlerinin çalışanlarından oluşan sitenin son yıllarda düzenlediği ‘İş Bulan Sayfa’ gibi projeler ise gençlerin ve yeni mezunların sitedeki üyeliklerinin aktif olmasını sağladı. Özgeçmiş bankamızın güncelliği ve niteliği en önemli başarı kriterlerimizin başında geliyor. Gerçekleştirdiğimiz bu birleşme de bize önemli bir ivme kazandırıyor. Yenibiris.com olarak özgeçmiş bankamızı geliştirmek üzere sürekli yeni projeler üretiyor ve işbirlikleri geliştiriyoruz. İlan sayısının azaldığı ve aday sayısının arttığı bu dönemde doğru adaylarla doğru iş fırsatlarını buluşturmak her zamankinden daha fazla önem taşıyor. Bu amaçla en son geliştirdiğimiz Aktif Aday Projesi ile bireysel üyelerimizin iş bulma süreçlerini hızlandırıyor ve kolaylaştırıyoruz.

:: Yenibiris.com’da özgeçmişiniz var mı?

Bilgi için: Yenibiris.com

Sony Profesyonellere Seslendi

Sony, yayıncılık sektöründe yeni HD stüdyo çözümleri ve XDCAM HD ürün ailesiyle ilgili yeniliklerini “HD Stüdyo Çözümleri ve XDCAM HD Semineri”nde tanıttı.

Sony Sistem Kameraları Ürün Müdürü Yasuo Takeuchi, Sony Resim Masaları Ürün Müdürü Manny Neto ve Sony XDCAM Ürün Müdürü Richard Brooking’in konuşmacı olarak katıldığı seminerlerde, NAB 2009 Fuarı’nda kullanıcılarla buluşan HD stüdyo kameraları, resim masaları ve HD stüdyo çözümleri ile ilgili detaylı bilgilendirme yapıldı.

Konuşmacılar ayrıca, XDCAM HD kamera ve kayıtçılarından oluşan ürün ailesine yeni katılan ürünler, güncellemeler ve yeni uygulamalarla da ilgili bilgiler verdiler ve yöneltilen soruları cevapladılar.

 

Sony, HD Stüdyo Çözümleri ve XDCAM HD Semineri‘nden profesyonel HD çözümlerini tanıttı

 

Sony’nin yeni stüdyo çözümleri sayesinde ulusal ve yerel TV kanallarının HD teknolojisine sahip olma maliyetleri düşerken, eklenen yeni özellikler sayesinde başarılı HD yayınların yapılması çok daha kolay hale getiriliyor. Farklı ihtiyaçlara hitap edecek stüdyo çözümleri sayesinde Türk televizyonlarının HD yayına hızla geçmesinin kolaylaştırılması hedefleniyor.

Reklamdan TV dizilerine, belgeselden haber çekimine kadar birçok alanda kullanılan XDCAM HD ürün ailesi de yeni çıkacak ürünlerle güçleniyor. XDCAM, Sony’nin profesyonel alanda sunduğu formatlar arasında bugüne kadar en hızlı yaygınlaşan format oldu. Türkiye’nin önde gelen TV kanalları tarafından da benimsenen XDCAM ailesine yeni katılan ürünler sektör temsilcilerinin beğenisini kazandı.

:: Sony markasını nasıl buluyorsunuz ?

Tekken 6’da Senaryo Modu Olacak

0

Popüler dövüş oyunlarından Tekken serisinin son halkası için geri sayım süredursun, oyunla ilgili bilgiler yayınlanmaya devam ediyor. En son E3’te açıklanan yeni bir özellik, serinin fan’larını sevindirecek cinsten. Tekken 3’te de kullanılan, tek kişiyle ilerlemeli olarak oynanabilen senaryo modunun, Tekken 6’da da yer alacağı açıklandı. Bu modda, seçtiğimiz karakter ile haritanın bir yerinden başlayıp, sonuna kadar ilerlerken, karşımıza çıkan düşmanları pataklayacağız.


Birden fazla karakteri seçerek de arkadaşlarınız ile senaryo modunu oynayabilirsiniz.

İlerledikçe daha zorlu rakiplerle karşılaşacağımız oyunda, diğer karakterler de boss olarak yolumuza çıkacak. Bu dövüşlerden de sağ kurtulduğumuz takdirde, bölümü geçmeye hak kazanacağız. Bir noktadan başlayıp, dövüşerek başka bir noktaya ulaşmaya çalışmak olarak nitelendirilebilecek olan bu mod, Final Fight oyununu hatırlatıyor. Yapım, yılın son çeyreğinde X360 ve PS3 için piyasaya sürülecek.

:: Tekken serisinin en iyi oyunu hangisiydi?