Japonya Başbakanı Mario Kılığına Girdi

Rio Olimpiyatları harika bir kapanış seramonisiyle sona erdi. 2020 yılında bu kez Tokyo’da düzenlenecek olan olimpiyat oyunlarının tanıtımı içinse Super Mario kullanıldı.

PlayStation 4 Slim Sızdı!

Oyunların bir ülkenin tanıtımında yeri olabileceği de böylece kanıtlanmış oldu. Mario kılığında sahneye çıkan isimse Japonya Başbakanı  Shinzo Abe’den başkası değildi.

Video Oyunları Artık Her Yerde

Bir video oyununun ülke kültürüne böylesine yerleşmiş olması ve koskoca olimpiyat oyunlarında ülke başbakanının bu şekilde karşımıza çıkması hem şaşırtıcı hem de çok sevindiriciydi. 

Bu güzel olayı aşağıdan izleyebilirsiniz. Bu kısacık olaya bakarak 2020’de düzenlenecek olan Tokyo Olimpiyatları’nda daha fazla video oyununu görmeyi bekleyebiliriz. Nintendo ve Square Enix gibi şirketler sayesinde oyunlar Japon kültürünün bir yansıması olmuş durumdalar.

:: Super Mario’nun kapanış seramonisinde görünmesi sizce de harika bir olay değil mi?

Dijital Bağımlılık Unutkanlık Mı Yapıyor?

Günümüzde bilgiye ulaşmak her zamankinden daha kolay. Bundan yalnızca 15–20 yıl öncesine kadar bilgi ihtiyacımızı ağırlıklı olarak fiziksel kaynaklardan karşılıyorduk. Örneğin; herkesin bir bayiden gazete alıp okumak gibi alışkanlığı vardı ya da neredeyse her evde bir ansiklopedi köşesi olurdu.

Şimdiyse İnternet ve akıllı cihazlar sayesinde ihtiyaç duyduğumuz her bilgi her an yanı başımızda duruyor. Dilediğimiz zaman gündeme ilişkin haberleri okuyabiliyor ya da aklımıza bir şey takıldığı anda onla ilgili tüm dijital içeriklere tek tıkla ulaşabiliyoruz.

Yani bilgiye erişimi kolaylaştırabilmek adına zaman içerisinde pek çok alışkanlığımızı değiştirdik. Bilim insanlarına göre bu değişiklik aynı zamanda beynimizi de etkiliyor.

Son yıllarda dijital bağımlılığın insan beyninde nasıl değişim yarattığı ve gündelik yaşantımızı nasıl etkilediğine dair pek çok araştırma yapıldı. Bu araştırmaların hemen hemen hepsi de aynı sonuca işaret ediyor: Bilgiye erişimi kolaylaştıran dijital yaşam, aynı zamanda bilgiyi daha kolay unutmamıza neden oluyor.

Kaspersky Labs’ın geçtiğimiz yıl 6.000 kişi üzerinde yaptığı bir araştırmaya göre kişilerin yaklaşık %40’ı kendilerine sorulan soruların cevabını hatırlamaya çalışmadan önce arama motoruna başvuruyorlar. Arama motorunu kullananların dörtte biriyse bilgiyle işleri bittikten hemen sonra cevabın ne olduğunu unutuyorlar.

16-08/22/dijital.jpg

Araştırmaya göre katılımcıların yarısından fazlası evlerinin, çocuklarının, eşlerinin ya da iş yerlerinin telefon numarasını cep telefonuna bakmadan hatırlayamıyor.

İnsanların bu kadar temel bilgileri kolayca unutması ve hatırlamak istediği zaman cep telefonlarına başvurması ise “dijital unutkanlık” olarak adlandırılan, bilginin kolay erişebilir olması yüzünden beynin kalıcı hafızasında tutulamamasına bağlanıyor.

The Atlantic dergisinin editörlerinden Nicholas Carr, 2008 yılında ele aldığı “Google Bizi Aptallaştırıyor mu?” makalesinde şöyle diyor: “Son birkaç yıldır birinin ya da bir şeyin beynimi kurcaladığına, sinir sistemlerimle oynadığına ve hafızamı yeniden programladığına dair rahatsız edici bir hisse kapılıyorum. Artık eskiden düşündüğüm gibi düşünmüyorum. Bunu özellikle bir şeyler okuduğum zaman hissedebiliyorum. Eskiden uzun bir makaleye ya da bir kitaba dalıp gitmem çok kolaydı. Zihnim hikayeye kapılır ya da saatlerce yazının içine gezinirdim. Artık bu duyguyu çok nadiren yaşıyorum. Artık iki ya da üç sayfa okuduktan sonra konsantrasyonumu kaybediyorum. Konuya olan ilgimi kaybediyor, yapacak başka şeyler arama ihtiyacı hissediyorum. Sanırım sorunun ne olduğunu biliyorum. Uzun yıllardır İnternet’te epey vakit geçiriyorum. İnternet’te geziniyor, arama yapıyor ya da kendim bir şeyler ekliyorum…

Carr, hepimizin kendinden bir parça bulabildiği yazısının devamında, İnternet yüzünden her şeyin daha kolay erişebilir olduğunu ve düşünce şeklinin de bu dijitalleşme çerçevesinde şekillendiğini dile getiriyor.

Geçmiş kuşaklar, bilgiye erişebilme konusunda daha mı şanslıydılar acaba? Aradıkları bilgiyi bulabilmek için kütüphanelere gitmek zorunda kalıyor, sayfalarca araştırma yapıyor, kısacası bilgi için efor sarf ediyorlardı. Bu kadar fazla çaba gerektiği için az bilgiye erişebiliyor ama unutmuyorlardı. Şimdiki nesiller ise sınırsız bilgi hazinesine erişebilir olmasına rağmen aslında bunun çok azına sahipler.

Kaynak: Ali Gürak (Medium)

Ali Gürak Kimdir? 

AG Event’in Kurucusu olan Ali Gürak, Kids Marketing konusunda yaptığı başarılı çalışmalar ile de dikkat çeken bir isim. Marketing Türkiye’de köşe yazarlığı yapan Ali Gürak Medium hesabından da deneyimlerini paylaşıyor. 

Ali Gürak‘ın sosyal medya hesaplarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Medium

Twitter

Instagram

:: Dijital dünyanın insanı tembelliğe iterek unutkanlığa neden olduğunu düşünüyor musunuz?

Galaxy Note 4 için Yeni Güncelleme!

Samsung aradan iki yıl geçmesine karşın popüler akıllı telefonlarından Galaxy Note 4 için güncellemeler yayınlamayı sürdürüyor. Güney Koreli üretici Note serisi model için Avrupa genelinde yeni bir güncelleme dalgası başlattı.

Samsung Galaxy Note 7 İnceleme

Güncelleme güvenlik odaklı

Avrupa’da Kies ve FOTA (şebeke) üzerinden dağıtımı sağlanan yeni yazılım paketi, içerdiği gelişmeler itibariyle Galaxy Note 4’ü daha güvenli ve kararlı bir sisteme kavuşturuyor. Güncelleme sonrası telefonun Android sürümünde ise herhangi bir değişiklik gerçekleşmiyor. 

SideSync uygulamasının kurulumu esnasında sistemi tehdit eden bir açık güncelleme sonrası kapatılıyor.

Ufak çaplı hataların giderilmesiyle Galaxy Note 4’te performans artışının yaşanmasını da sağlayan yeni güncelleme, Stagefright açığına karşı geliştirmeler içeriyor.

Android 7.0 Nougat Güncellemesini Alacak Cihazlar

Galaxy Note 4 için yayınlanan yeni güncellemenin dağıtım süreci kademeli olarak başladı. XXS1DPH1 yapı numarasına sahip güncellemenin kısa süre içerisinde ülkemiz kullanıcılarıyla buluşacağını söyleyebiliriz.

Dilerseniz belirli aralıklarda Galaxy Note 4 telefonunuzda “Ayarlar>Cihaz Hakkında>Yazılım Güncelleme” bölümünden güncelleme kontrolü gerçekleştirebilirsiniz.

:: Samsung’un güncelleme politikası hakkında ne düşünüyorsunuz?

SDN Ekibinin Kullandığı Uygulamalar

Akıllı telefonlarımız hayatımız. İşimizi, ailemizle ve arkadaşlarımızla iletişimimizi, siparişler, alışveriş, haberlerin takibi, hatta artık oyun ve tüm müzik gibi eğlence aktivitelerini telefonlarımızdan yapıyoruz.

Peki bizim için bu kadar önemli bir yere sahip olan telefonlarımızda hangi uygulamalar yüklü, dizilimlerimiz nasıl?

İşte sürekli size teknoloji noktasında tavsiyelerde bulunan ShiftDelete.Net ekibinin telefonlarında kurulu olan uygulamalar, uygulamaların nasıl kullanıldıkları ve menü dizilimlerini sizler için çektik.

İyi seyirler…

#video_12838#

 

:: Sizin menü dizilimleriniz nasıl? Hangi uygulamaları kullanıyorsunuz? Dilerseniz bizimle screenshotlarınızı paylaşın…

Galaxy Note 7 Injustice Edition Göründü

Samsung, Avengers filminin sükse yaptığı sıralarda Marvel ile anlaşmış ve Iron Man temalı Galaxy S6 edge ile karşımıza çıkmıştı. Firma geçtiğimiz aylarda ise Batman v Superman filmi için Galaxy S7 edge modelini Injustice Edition adı altında şık bir tasarım ile karşımıza çıkmıştı. Gelen sızıntılara göre Samsung şimdi ise Galaxy Note 7 Injustice Edition modelini hazırlıyor!

Galaxy Note 7 İnceleme

Galaxy Note 7 Injustice Edition Geliyor!

Çiceği burnunda cihaz Galaxy Note 7, Injustice Edition adı altında DC’nin en çok sevilen karakteri olan Batman temasına bürünecek.

16-08/22/galaxy-note-7-injustice-edition.jpg

Kömür siyayı hasa üzerine altın işlemeli renklere sahip olacak olan Galaxy Note 7 Injustice Edition modelinde, cihazın renklerine uyum sağlayan şık Batman teması da yer alacak.

16-08/22/galaxy-note-7-injustice-edition-2.jpg

Galaxy S7 edge Injustice Edition kutu içeriğinde olduğu gibi Galaxy Note 7 Injustice Edition‘da da Batarang‘in yer alması bekleniyor. Cihazın fiyatı ile henüz bir bilgi bulunmadığını belirtelim. 

16-08/22/galaxy-note-7-injustice-edition-1.jpg

Galaxy Note 7 Injustice Edition‘ın teknik özellikler ile Galaxy Note 7 ile aynı olacağını sadece tek farkın tasarımda yaşanacağını söyleyebiliriz.

:: Galaxy Note 7 Injustice Edition’ı almayı düşünüyor musunuz?

Geleceğin Veri Depolama Merkezleri

Teknoloji adı altındaki kavram, dünya üzerinde var olmaya başlamasının ardından, her geçen gün gelişmeye devam etti.

Arkasına bakmaksızın daima önündekini kovalayan teknoloji, içinde bulunduğumuz 21.Yüzyıl‘da daha öncesinde hayal bile edilemeyen düzeye ulaşmış durumda.

Her zaman ki aslına benzer olarak bununla da yetinmeyen teknoloji, geleceğe bakmaya, gelecek hayatına yön verme adına çalışmalarda bulunmayı sürdürüyor.

Geleceğin Gıda Teknolojileri

Günümüz karmaşık veri sistemi göz önüne alındığında, teknolojinin gelecekte bu konuda bir yanda daha karmaşık hale geleceğini, diğer bir yanda herşeyi daha basite indirgeyebileceği senaryoları bilim dünyasında konuşuluyor.

Geleceğin Teknolojisi Kontakt Lens Olabilir mi?

Verilerin oluşturulması, saklanması, dağıtımı konusunda gelecekte tanık olabileceğimiz bazı senaryoları hazırladık.

16-08/21/04.jpg

Sony Geleceğin Teknolojisini Meydana Getiriyor

1- 5 boyutlu cam veri diskleri

Cam disklerin içerisindeki nano yapılanmaya gömülü 5 boyutta veri toplama fikri, birçok araştırma, araştırmacıya ilham oluşturabilecek düzeyde.

İngiltere merkezli Southampton Üniversitesi Optoelektronik Araştırma Merkezi‘ndeki araştırma ekibi 190 santigrat derece(374 Fahrenheit) sıcaklıkta 360 terabayt boyutunda prototip bir veri yarattı. 

Araştırma ekibi söz konusu veriyi CD, DVD ya da USB platformlarında depolamak yerine 5 boyutlu cam disk yaratmanın daha tercih edilebilir olduğunu düşündü.

13.8 milyar yıllık veriyi(Evren’in yaşı) kaydetmenin ancak bu yolla sağlanabileceğini dile getiren araştırmacılar gelecek süreçteki çalışmalarının bu yönde ilerleyeceğini kaydettiler.

Anlayacağınız üzere bu üniversite gelmiş geçmiş tüm verileri tek bir çatı altında toplama uğraşında. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük arşivinden söz ediyoruz.

16-08/21/1-glass-disc-university-of-southampton.jpg

{pagebreak::1}

2- Su altı veri merkezleri

Mevcut verileri su altına saklama yönünde çalışmalarda bulunan şirket ise, teknoloji sektörünün önemli isimlerinden biri olan Microsoft olarak gözüküyor.

Bu yılın başında “Project Natick” kapsamında büyük bir su geçirmez kapsül içerisinde kapalı veri sunucularını Washington kıyılarından Pasifik Okyanusu‘na aktaran şirket, bu alanda bir ilki gerçekleştirdi.

300 masaüstü bilgisayar gücüne sahip durumdaki veri merkezi iki aylık deneme sürecinin ardından yeniden su yüzeyine çıkarıldı.

Veri merkezi içerisindeki sunucuların zarar görmemesi nedeniyle başarılı olarak nitelendirilen deney, gelecek için son derece ümit verici oldu.

16-08/21/2-microsoft-project-natick.jpg

Microsoft Veri Merkezini Su Altına Taşıyor

{pagebreak::2}

3- İzlanda veri gökdeleni

İzlandalı araştırmacılar tarafından ortaya atılan veri depolama merkezi konsepti, devasa bir gökdelenin oluşturulmasını odağına alıyor.

İzlanda gibi soğuk hava koşullarına sahip bir yerde bina sunucularının verileri tutabileceğini belirten araştırmacılar, doğal hava akışının sağlandığı dev bir silindirik ana kart oluşturma hedefinde olacaklar.

Yalnızca dev ana kartı bulunacağı veri merkezi içerisinde, ana kart hareket kabiliyetine sahip olacak.

Ülkenin yenilenebilir enerji altyapısı nedeniyle kulenin yüzde 100 temiz enerjiye sahip olacağı ifade ediliyor.

Söz konusu fotoğraftaki tasarım ise 2016 eVolo Gökdelen Yarışması‘nda yer aldı.

16-08/21/drone-hive-evolo-2016.jpg

{pagebreak::3}

4- Hitachi kuvars cam disk

Japonya merkezli elektronik şirketi Hitachi, 2012 yılında 5 boyutlu veri depolama yolunda başka bir cam veri depolama haznesi meydana getirdi.

Kuvars cam içerisinde ikili kod kullanan araştırmacılar, tek kare inç parçasının içerisinde 40 megabayt doldurmayı başardı.

2 milimetre kalınlığındaki disk; bazı kimyasallara, suya ve 1832 Fahrenheit‘a kadar olan sıcaklığa dayanabiliyor.

Japon elektronik şirketinin gelecek süreçte söz konusu çalışmayı sürdürme yönünde girişimleri olacağını söyleniyor.

16-08/21/4-hitachi-glass-disc.jpg

{pagebreak::4}

5- Düşük enerjili cihazlarda veri depolama

Güney Kore ve İskoçya merkezli uluslararası bir araştırma ekibi; cep telefonu, MP3 çalar gibi küçük araçlarda işlev görebilecek bir tür konsolda veri depolama çalışmalarında bulundular.

Konsol içerisinde yer alan ikili koddaki elektrik akımı tepkimelerinden yararlanan ekip, daha fazla veri akışının daha tasarruflu bir şekilde sağlanabileceğini açığa çıkardı.

Henüz yapım aşamasında olan çözüm, potansiyel sürümlerine oranla daha kısa vadede sahip olabileceğimiz realistik bir çözüm olarak görülüyor.

16-08/21/5-cantilever-memory-device.jpg

{pagebreak::5}

6- Terk edilmiş madenlerde veri depolama

Birçok araştırmacı, geleceğin veri depolama merkezlerinde yeni bir ortam yaratma peşindeyken, söz konusu çalışma mevcut kaynaklardan yararlanmayı odağına alıyor.

Ülkelerdeki terk edilmiş kireç taşı madenlerinin mükemmel bir veri toplama merkezi olabileceğini ifade eden araştırmacılar, söz konusu madenlerin veri depolama kapsamında son derece uygun sıcaklık ve nem seviyelerine sahip olduğunu belirtiyorlar.

Mimarlık şirketi Callison ABD’nin Kuzey Bölgeleri’nde yer alan terk edilmiş bir kireç taşı madenin benzer bir veri depolama merkezi açmış durumda.

Şirketin söz konusu veri depolama merkezinin konumu sır gibi saklanıyor.

16-08/21/inside-an-abandoned-mine-in-siberia-mod.jpg

:: Gelecekte veri depolama merkezlerinin hangi ortamlarda en uygun veri depolama çözümlerini gerçekleştireceğini düşünüyorsunuz?

Dünyanın En Tehlikeli Tırtılı Yapıldı!

Doğada; karınca, çekirge, tırtıl gibi hayvanların kendi ağırlıklarının olağanca katı ağırlıkları kaldırabildiğini biliyoruz.

Durum kapsamında getirilen bilimsel açıklamalar beraberinde neredeyse imkansızı başaran bu canlılar, yeni teknoloji çözümlerinin de dikkatini çekmiş gibi gözüküyor.

Bilim insanları, çeşitli çalışmalar sonucu gerçeğine son derece benzer bir profile sahip olan robot bir tırtıl meydana getirdiler.

Robot tırtıl, gerçek sürümünde olduğu üzere kendisinin 10 katına kadar ağır olan nesneleri kaldırabiliyor. 

#video_12823#

Dünyanın en tehlikeli tırtılı!

Bilim insanları katı bileşenlerinin farklı bir dizilim gerektirmesinden kaynaklı olarak “yumuşak” olarak nitelendirilen robotların yapımının oldukça zor olduğunu dile getiriyorlar.

En tipik lokomosyon kullanımı için bile sert bileşen barındıran sürümlerine oranla çok daha zorlayıcı bir yapım aşamasına sahip olan yumuşak robotlar, bilim dünyasında sıklıkla üretilmiyor.

Harvard Duvarda Yürüyebilen Robot Yaptı

The University Of Warsaw Fizik Fakültesi araştırmacıları ise hareket edebilmek için yalnızca ışığa ihtiyaç duyan 15 milimetre uzunluğunda yumuşak bir mikro-robot yaptılar.

Liquid Crystalline Elastomers (LCEs) maddesinden meydana gelen mikro-robot, ışığa maruz kaldığında şekil değiştirebilen akıllı malzemelere bünyesinde yer veriyor.

Işık kaynağı altındaki hareket dalgaları ile bir tırtıl görüntüsü veren mikro-robot, pek çok farklı özelliği barındırıyor.

Dik yamaçlara tırmanmaya yönelik olarak meydana getirilen tırtıl mikro-robot, kendisinden 10 kat daha ağır ağırlıkları kaldırabiliyor. Mikro-robot söz konusu boyuttaki ağırlıkları üzerinde barındırırken hareket kabiliyetini sürdürebiliyor.

Bilim insanları zorlu ortamlarda, koşullarda hareket edebilen mikro-robotun çeşitli bilimsel araştırmalarda kullanılabileceğini belirtiyorlar. Nitekim mikro-robot, boyutu sebebiyle mikrofon/kamera yerleştirme gibi casusluk faaliyetlerinde rahatlıkla kullanılabilir vaziyette.

16-08/20/fuw160718b_fot01.jpg

Araştırmacılar, bir takım yeniliklerle mikro-robotun daha gelişmiş nitelikleri barındırabileceğini sözlerine ekliyorlar.

:: Kendisinden 10 kat daha ağır nesneleri kaldırabilen, 15 mm uzunluğundaki mikro-robot tırtılın casusluk faaliyetlerinden rahatlıkla kullanılabileceğini düşünüyor musunuz?

Galaxy Tab S Sahiplerine Kötü Haber!

Android işletim sistemli cihazların en büyük problemi olan güncellemeler, akıllı telefonlarda bir nebze olsun düzelmiş olsa da, tabletler halen bu konuda büyük bir sıkıntı yaşamaya devam ediyor. Bu cihazlardan birisi de, Samsung Galaxy Tab S.

Samsung Galaxy Tab S İncelemesi

Samsung’un iki yıl önce duyurduğu ve o dönem iPad Air’e rakip olması nedeniyle büyük ilgi gören tablet çözümü Galaxy Tab S’e, son sızdırılan raporlar ile Android 6.0 Marshmallow güncellemesini vereceğine neredeyse kesin gözüyle bakılıyordu.

Galaxy Tab S için Güncelleme Açıklaması!

Uzun süredir Android Marshmallow güncellemesini bekleyen Galaxy Tab S kullanıcılarına kötü haber Samsung Hollanda‘dan geldi.

Bir kullanıcının Galaxy Tab S 10.5 cihazına Android 6.0 güncellemesinin ne zaman geleceğini sorması üzerine cevap veren yetkililer, tablet için son işletim sisteminin Android 5.0 Lollipop olduğunu ve güncelleme almayacağını belirtiyorlar.

16-08/22/samsung-galaxy-tab-s-review.jpg

Yani, Samsung Galaxy Tab S 10.5 için resmi olarak Android 6.0 Marshmallow güncellemesi yayınlanmayacak. Kullanıcıların bundan sonra yapabilecekleri, Android 5.0 ile tableti kullanmaya devam etmek veya farklı geliştiricilerin yayınlayacağı Custom Rom’lar ile Android 6.0 işletim sistemine kavuşmak.

Tabi, custom rom’ların cihazınızı garanti dışı bırakacağını unutmamanız gerekiyor.

:: Samsung’un Galaxy Tab S’e güncelleme vermemesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Elektromanyetik Hipersensitivite’in Etkileri Neler?

Maruziyet seviyelerindeki farklılıklara ek olarak verilen yanıtlarda da bireysel farklılıklar görülmektedir. Elektromanyetik alana maruz kalan bazı kişiler işlerini bırakmak veya yaşam şeklini değiştirmek zorunda kalabiliyor. EMA maruziyeti böyle kişilerde daha fazla soruna yol açıyor.

Çalışmalar gösteriyor ki elektromanyetik alanın yoğun olmadığı bölgelerde de bu duyarlılık sorunu gözleniyor. Bu durum, nocebo etkisi olarak bilinmektedir.

Nocebo etkisi nedir?

Hastanın ilacın kendisine yan etkiler getireceğine inanması nedeniyle, farmakolojik olarak etkisiz bir ilaç verilse bile hastada hastanın beklediği bazı yan etkilerin görülmesi durumuna nocebo etkisi deniyor.

Elektromanyetik aşırı duyarlılık, özel bir hastalığı işaret etmeyen semptomlar ile karakterizedir. Semptomlar sıklıkla dermatolojik (kızarıklık, karıncalanma ve yanma hissi) nöroastenik ve vejetatif (yorgunluk, bitkinlik, konsantrasyon güçlüğü, baş dönmesi, bulantı, çarpıntı ve sindirim sorunları) şekilde görülüyor.

2002 yılında Kaliforniya’da 2.072 kişi üzerinde yapılan bir çalışmada; elektrik iletim hatları, elektrikli cihazlar ve bilgisayarlardan kaynaklanan elektromanyetik hipersensitivite oranı %3.2 olarak bulunuyor.

2004 yılında İsviçre’de 2.048 kişi üzerinde yapılan bir diğer kesitsel çalışmada; elektromanyetik hipersensitivite sıklığı %5; en sık yakınmaların uyku bozukluğu ve baş ağrısı olduğu gözleniyor. Maruziyetin en çok enerji hatları ve cep telefonlarından kaynaklandığı da tespit ediliyor.

2007 yılında İngiltere’de 20.000 kişi üzerinde yapılan bir çalışmada da duyarlılık oranı halk arasında %4 olarak bulunuyor.

Bu üç çalışma da gösteriyor ki toplamda bu duyarlılık %3-5 arasında değişiyor.

Elektromanyetik aşırı duyarlılık toplumun önemli bir kısmını etkileyen ve özel olarak bir hastalığı işaret etmeyen semptomları nedeniyle gözden kaçabilecek bir sağlık sorunu olarak önümüzde duruyor.

Bu duyarlılığın yönetilmesi konusunda net bilgiler bulunmuyor. Alınacak en etkili yöntem ise elektromanyetik cihazlardan olabildiğince uzak kalmak ve elektriğin bulunduğu ortamlarda daha az zaman harcamak.

Referanslar:

1) Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi, Cilt 14, Sayı 2, 2009

2) “Electromagnetic fields and public health: Electromagnetic Hypersensitivity”. WHO Factsheet 296. World Health Organisation (WHO). December 2005. Retrieved 2012-10-24.

3) Schreier, N., Huss, A., Röösli, M., (2006) The prevalence of symptoms attributed to electromagnetic field exposure: a cross-sectional representative survey in Switzerland, Soz Praventiv Med, 51: 202-209.

4) Sabine Regel; Sonja Negovetic; Martin Röösli; Veronica Berdiñas; Jürgen Schuderer; Anke Huss; Urs Lott; Niels Kuster; Peter Achermann (August 2006).”UMTS Base Station-like Exposure, Well-Being, and Cognitive Performance”. Environ Health Perspect. 114(8): 1270 5. doi:10.1289/ehp.8934. PMC 1552030PMID 16882538

5) J Rubin; G Hahn; BS Everitt; AJ Clear; Simon Wessely (2006). “Are some people sensitive to mobile phone signals? Within participants double blind randomised provocation study”. British Medical Journal.332 (7546): 886 889. doi:10.1136/ bmj.38765. 519850.55. PMC 1440612. PMID 16520326.

6) Wilén J, Johansson A, Kalezic N, Lyskov E, Sandström M (2006). “Psychophysiological tests and provocation of subjects with mobile phone related symptoms”. Bioelectromagnetics. 27 (3): 204–214.doi:10.1002/bem.20195. PMID 16304699.

7) Levallois, P; R Neutra; G Lee; L Hristova (August 2002). “Study of self-reported hypersensitivity to electromagnetic fields in California”. Environ Health Perspect. 110 (Suppl 4): 619–23.doi: 10. 1289/ ehp.02110s4619. PMC 1241215.PMID 12194896.

8) Schreier N, Huss A, Röösli M (2006). “The prevalence of symptoms attributed to electromagnetic field exposure: a cross-sectional representative survey in Switzerland”. Soz Praventivmed. 51 (4): 202–9. doi:10.1007/s00038-006-5061-2. PMID 17193782.

9) Eltiti S, Wallace D, Zougkou K, et al. (February 2007). “Development and evaluation of the electromagnetic hypersensitivity questionnaire”.Bioelectromagnetics. 28 (2): 137–51.doi: 10.1002/ bem.20279.PMID 17013888.

10) Röösli, Martin; M Moser; Y Baldinini; M Meier; C Braun-Fahrländer (February 2004). “Symptoms of ill health ascribed to electromagnetic field exposure – a questionnaire survey”. Int J Hyg Environ Health. 207 (2): 141–50. doi:10.1078/1438-4639-00269.PMID 15031956.

Yazan: İntern Dr. Mehmet GÜNATA

:: Elektromanyetik Hipersensitivite hakkında ne düşünüyorsunuz?

Huawei P9 İnceleme

Şu anda dünyanın en büyük üçüncü akıllı telefon üreticisi olan Huawei, yeni amiral gemisi Huawei P9 ile oldukça iddialı. Dilerseniz Huawei P9 incelemesine geçmeden önce kutu içeriği videomuza aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Huawei P9 Kutusundan Çıkıyor

Huawei P9 Özellikleri

Daha önce gördüğümüz P serisi akıllı telefonların tasarım çizgisini devam ettiren Huawei P9, yekpare metal kasasıyla oldukça şık görünen bir cihaz. En kalın noktasında 6.95 mm kalınlığa sahip cihaz, sadece 144 gram ağırlığında.

5.2 inç ekran boyutunda Full HD çözünürlük sunan telefon, IPS-NEO panel kullanıyor. Bu ekranda 423 ppi piksel sıklığı sunan Huawei P9‘un ekranı, Corning Gorilla Glass 4 teknolojisiyle çizilmelere ve darbelere karşı korunuyor.

Huawei P9 UKT

Bir süredir kendi işlemcilerini üreten şirket, yeni amiral gemisinde de Kirin 955 işlemcisini kullanmayı tercih etti.

2.5 GHz hızında çalışan HiSilicon Kirin 955 işlemcisinden gücünü alan telefonda, bu işlemcinin yanı sıra Mali-T880 MP4 GPU, modele göre değişen 3 veya 4 GB RAM kapasitesi, 32 veya 64 GB dahili depolama alanı seçenekleri, microSD kart desteği, Android 6.0 Marshmallow işletim sistemi ve 3000 mAh kapasitesinde bir batarya yer alıyor.

16-08/24/huawei-p9-inceleme.jpg

Leica imzalı çift arka kamera ile gelen telefonda, 12 MP arka 8 MP ön kamera bulunuyor. Arka kameranın fotoğraf çekimi çok başarılı olmasına karşın, video tarafında OIS desteğinin olmaması hissedilir bir eksi. Ayrıca 4K UHD video kaydı da cihazda yer almıyor.

Huawei P9 İncelemesi

Dilerseniz sözü daha fazla uzatmayalım ve sizi Huawei P9 inceleme videosu ile baş başa bırakalım. İyi seyirler.

#video_11673#

Huawei P9 Artıları

– Leica imzalı çift arka kamera

– İnce ve şık tasarım

– USB Type-C bağlantı noktası

Huawei P9 Eksileri

– Performans olarak bazı amiral gemilerinden biraz geride kalıyor

– Batarya performansı daha iyi olabilirdi

– 4K video kaydı ve OIS yok

Huawei P9 Teknik Özellikleri

Boyut: 145mm x 70.90mm x 6.95mm 

Ekran: 5.2 inç (1920×1080) Corning Gorilla Glass 4 korumaya sahip.

İşlemci: 2.5 GHz hızında çalışan HiSilicon Kirin 955

Grafik birimi: Mali-T880 MP4

RAM: 3 GB / 4 GB LPDDR4

Kamera: 12 Megapiksel çözünürlüğünde çift arka, 8 Megapiksel çözünürlüğünde ön kamera

Batarya: 3.000 mAh

İşletim Sistemi: Android 6.0 Marshmallow

Depolama: 32 / 64 GB (microSD kart ile 128 GB’a kadar artırılabilir)

Bağlantı: 802.11 a, b, g, n, ac, Bluetooth 4.2, NFC, USB Type-C

:: Huawei P9 modelini beğendiniz mi?

PlayStation 4 Slim Sızdı!

Hazır Xbox One S satışa çıkmışken Sony‘den gelecek olan hamleyi merakla bekliyorduk. Haber Sony’den gelmedi ama Bir İngiliz açık arttırma sitesi boy boy fotoğraflarla Sony PlayStation 4 Slim versiyonunu listeledi.

Xbox One S İncelemesi

Yeni Versiyon İçin Görünen Fiyat Hayli Uygun

Gösterilen makinenin gerçek olup olmadığı elbette şimdilik bilinmiyor. Görünüşe göre yeni PS4 biraz ince olmasının yanında tarzını da değiştiriyor. Daha küt bir tasarıma sahip olan bu cihaz şu an kullandığımız 500GB ve 1TB versiyonlarına göre herhangi bir donanım artısı getirmiyor (doğal olarak). Fiyatıysa 295 İngiliz Sterlini, yani aşağı yukarı 1.120 TL.

Ortaya çıkan bu görselleri sizlerle paylaşıyoruz ama daha fazlası için 7 Eylül‘de düzenlenecek olan Sony etkinliğini beklememiz gerekiyor. İşte o zaman PlayStation’ın geleceği hakkında daha net fikre sahip olabileceğiz.

16-08/21/playstation-4-slim-sizdi-5.jpg

{pagebreak::2}

16-08/21/playstation-4-slim-sizdi-2-1471812780.jpg

{pagebreak::3}

16-08/21/playstation-4-slim-sizdi-3.jpg

{pagebreak::4}

16-08/21/playstation-4-slim-sizdi-4.jpg

:: Yeni PlayStation 4 Slim versiyonu hakkındaki görüşleriniz neler? Beğendiniz mi yeni tasarımı?

Yavaşlayan Mac Nasıl Hızlandırılır?

Mac hiç yavaşlamaz! olarak bilinse de pratikte durum maalesef ki böyle değil. Mac hızlandırmak için piyasada onlara uygulama yer alıyor. Bu uygulamalar arasında en işlevsel olanı ise CleanMyMac 3 olarak gösteriliyor. CleanMyMac 3 ile tek tıklama ile Mac hızlandırmak mümkün.

CleanMyMac 3 uygulamasına geçmeden önce herkesin merak ettiği konuya açıklık getirelim.

Mac neden yavaşlar? 

Yavaşlama sorunu her işletim sisteminin kaderidir. Uzun kullanım sonucunda işletim sisteminin yavaşlamasının en büyük nedeni ise yüklenen ve daha sonra kaldırılan uygulamaların tam anlamı ile silinmemesi olarak gösterilir.

Mac de bu sorundan nasibini alıyor. Mac’ten uygulama kaldırdığınız zaman, uygulama tam anlamı ile silinmiyor Cache dosyaları sistemde kalıyor. Bu da bir süreden sonra sistemin şişmesine neden oluyor.

CleanMyMac 3 ile Mac hızlandırma!

Mac için geliştirilen CleanMyMac 3 uygulaması isminden de anlaşılacağı gibi temizleme işlemi yapıyor. CleanMyMac 3, bu zamana kadar Mac’e yükleyip sildiğiniz tüm uygulamaların atık dosyalarını buluyor ve siliyor.

Uygulamanın Smart Cleanup özelliği sayesinde CleanMyMac 3‘te tek tıklama ile bu dosyaları silip Mac’i hızlandırabilirsiniz.

16-08/21/cleanmymac-3.jpg

Mac’te büyük temizlik!

Smart Cleanup, sistemdeki çöpleri, önbellekteki fotoğrafları, mail eklerini, iTunes çöplerini ve eski dosyaları silmesinin yanında, Mac’te kullanmadığınız dilleri de silerek depolama alanında yer açıyor.

Mac’te RAM temizleme!

Ayrıca CleanMyMac 3‘ün Dashboard‘u sayesinde bildirim çubuğunda; RAM miktarını görebilir tek tıklama ile RAM’i temizleyebilir, pil durumunu ve depolama alanını görüntüleyebilirsiniz. 

16-08/21/mac-hizlandirma.png

Uygulama kaldırma özelliği sayesinde; Mac’te uygulama kaldıracağınız zaman uygulamanın tüm atık dosyaları ile birlikte temiz kaldırma işlemi yapabilirsiniz.

Her güzel şeyin bedeli olduğu gibi CleanMyMac 3’ün de bir fiyatı var. CleanMyMac 3′ün demo sürümünü beğenirseniz tam sürüm için 130 TL civarında bir fiyatı gözden çıkarmanız gerekiyor.

CleanMyMac 3 uygulamasını indirmek için tıklayın

:: CleanMyMac 3’ü kullanıyor musunuz?