SMS’leriniz Web Ortamına Aktarılsın

Sms2Web, Symbian’lı mobil cihazlara yönelik geliştirilen, bir çeşit kısa mesaj yedekleme yazılımı olsa da uygulamayı belirli bir telefona gelen mesajları takip etmek için de kullanabilirsiniz.


Program işlevini yerine getirmek için cihazın desteklediği tüm bağlantı birimlerini kullanabilmenize olanak tanıyor.

Sms2Web, telefonunuzdaki tüm mesajlaşma trafiğini kontrol ederek, gerçek zamanlı olarak sms kayıtlarını ve gelen her mesajın ayrıntılı bir kopyasını seçtiğiniz yönteme göre yedekliyor. Bir e-posta adresine, mms ile mobil cihazlara yedekleme özelliklerinin yanı sıra, ftp veya http adresine de mesajları gönderme özelliğine sahip.

{pagebreak::MMS, E-Posta, FTP ve HTTP İle Yedekleme}

MMS ve E-Posta Modu

MMS ve E-Posta ile yedekleme özellikleri, uygulamanın kullanımı en kolay seçenekleri olarak dikkat çekiyor. Zira tek yapmanız gereken mesajların mms ile gönderilmesini istediğiniz alıcı cihazın numarasını yahut e-posta için tam adresini girmek olacaktır. Tabi bu işlem için multimedya mesaj ve posta sunucusu ayarlarının doğru şekilde yapılmış ve çalışır olması gerektiğini de hatırlatalım.

Tüm adımlar doğru bir biçimde tamamlandıktan sonra gelen mms ya da e-posta şu içerikte olacaktır.

[28/08/2009 15:15] [+905321234567] [İsim] [outgoing] Saat 10’da buluşalım.


Uygulamanın kara liste, otomatik başlatma, ön belirli bağlantı noktası seçimi gibi ayarları da mevcut.

FTP ve HTTP Modu

FTP ve HTTP yedeklemeleri ise erişim izninizin bulunduğu sunucularda kullanıcı adı ve şifre tanımlamalarını yaparak yedeklemenin web sunucularına yapılmasını sağlıyor.

FTP hesaplarında uygulamanın düzgün bir şekilde gönderim yapabilmesi için birkaç küçük adımı uygulamanız gerekiyor. Öncelikle “public_html/sms2ftp” şeklinde klasör dizini yaratmalısınız. Uygulamamız yedeklemeyi bu klasör altına; sms2ftp_tarih.txt dosya adıyla UTF8 ile yapıyor. Bu durumda cihaza tanımlamanız gereken ftp adresi ftp://www.abc.com/public_html/sms2ftp/ biçiminde olmalıdır.

Http adreslerine göndermek içinse bir script çalıştırmanız gerekiyor. Buradaki adresten indirebileceğiniz demo script ile uygulamayı sorunsuz kullanabilirsiniz.

Buradaki sayfadan süre ve kullanım kısıtlamalı sürümünü indirebileceğiniz uygulama tüm Symbian S60 3.sürüm ve 5.sürüm mobil cihazlarla sorunsuz çalışıyor. Uygulamanın tam sürümüne sahip olmak içinse 14.45€ gibi bir ücreti gözden çıkarmanız gerekiyor.

:: Böyle bir uygulamaya ihtiyaç duyuyor musunuz?

PES 2010’un Kapağı Belirlendi!

Konami tarafından geliştirilen Pro Evolution Soccer 2010‘un kutu tasarımı belirlendi. Kapak yıldızlarının Barcelona’lı Lionel Messi ve Liverpool’lu Fernando Torres olduğunu duyurduğumuz yapım, raflara aşağıda göreceğiniz görsel ile dizilecek. Geliştirdikleri oynanabilirliğin yanında grafikleri de elden geçiren yapımcılar, sanal dünyada gördüğümüz en gerçekçi futbol oyununa imza atmayı planlıyor. Yapım, 23 Ekim’de raflarda yer alacak.

PES 2010’un PlayStation 3 İçin Hazırlanan Kapağı

{pagebreak::PES 2010’un X360 İçin Hazırlanan Kapağı}

PES 2010’un X360 İçin Hazırlanan Kapağı

:: Pro Evolution Soccer 2010’un kapağını beğendiniz mi?

PSP Go’ya İçerden Bakıyoruz

PSP Go’nu satışa çıkmasına günler kala uzak doğudan gelen bir haber bizi oldukça şaşırttı. Sony’nin bir sır gibi sakladığı yeni oyun cihazı PSP Go uzak doğulu kardeşlerimizin elinde paralanmış durumda. Aşağıdaki resimlerde PSP Go‘nun iç yapısını ve ne gibi yeniliklerin olduğunu görebilirsiniz.


İlk bakışta hiçbir UMD kablo arayüzü gözükmüyor.
{pagebreak::1}

PSP Go’nun tuş talkımları tıpkı cep telefonlarındaki gibi yerleştirilmiş.
{pagebreak::1}

M2 hafıza kart yuvası ürünün sol bölümünde yer alıyor. Hemen yanındaki modül ise PSP Go’nun kablosuz bağdaştırıcısı.
{pagebreak::1}

Bluetooth ve kablosuz bağlantı anahtarı ürünün sol bölümünde kolay erişebilecek bir yerde yer alıyor. Hemen yanında dörtlü yön tuşu bulunuyor.
{pagebreak::1}

Anakartın hemen altındaki metal bölüm PSP Go’nun video çıkışı.
{pagebreak::1}

Resmin ortasında gördüğünüz sağ kontrol tuşları anakart üzerinde oldukça az yer kaplıyor.
{pagebreak::1}

Anakartın sağ üst bölümüne yonga seti ve güç beslemesi bulunuyor.
{pagebreak::1}

Resimde gördüğünüz bölümde PSP Go’nun işlemcisi ve hafızası gözüküyor.
{pagebreak::1}

İşlemcinin hemen yanında ise Sharp’ın video işleme yongası bulunuyor.
{pagebreak::1}

Resimde gördüğünüz Samsung NAND flash bellek tam 16 GB kapasiteye sahip.
{pagebreak::1}

16 GB flash belleğin hemen yanında Bluetooth yongası bulunuyor.
{pagebreak::1}


Resimde gördüğünüz iki anakart birbiri üzerine yerleştiriliyor.
{pagebreak::1}

Resimde ürünün standart kulaklık girişi ve hoparlörünü görüyorsunuz.
{pagebreak::1}

İşte kullandığınız joystickin gerçek yüzü.
{pagebreak::1}

Bu resimde ise PSP Go’nun dış kapağını görüyorsunuz.
{pagebreak::1}

Üst kaplamanın kenarlarında işlev tuşları bulunuyor.
{pagebreak::1}

Dokunmatik düğmeler için ayrı kablo dizaynı yapılmış.
{pagebreak::1}

Resimde PSP Go’nun sol bölümü ve hafıza kart yuvasının kapağı gözüyor.
{pagebreak::1}

PSP Go’un üst kapağı.
{pagebreak::1}

Ekranın sol üst bölümünde kablosuz ağ ışığı yer alıyor.
{pagebreak::1}

Üst kapağın alt kabuğu diye tabir edilen bölüm mat bir renge sahip.
{pagebreak::1}

Resimde ekran ile anakart arasındaki bağlantı kablosunu görüyorsunuz.
{pagebreak::1}

Dahili kablo yapısı sayesinde hoparlörler ve ekran güç kablosu hiç yer kaplamıyor.
{pagebreak::1}

Mavi ekran soket arayüzü.
{pagebreak::1}

LCD ekran ve dahili kablo bağlantıları.
{pagebreak::1}

Ekranın sağ ve sol bölümünde hoparlör deliklerini görüyorsunuz.
{pagebreak::1}


Go butonunun alt bölümde silikon jel malzeme kullanılmış.
{pagebreak::1}


İşlev tuşlarının alt bölümünde silikon malzeme yer almıyor.
{pagebreak::1}

PSP Go’nun bataryası 930MA olduğu için pil ömrü yaklaşık 5 saat gidiyor.
{pagebreak::1}


Plastik arka kapağın yan tarafında Bluetooth ve WiFi anten yer alıyor.
{pagebreak::1}

PSP Go’nun arka kapağı piyona siyahı tasarımına sahip.

{pagebreak::1}

{pagebreak::1}


{pagebreak::1}

{pagebreak::1}

{pagebreak::1}

{pagebreak::1}

{pagebreak::1}

{pagebreak::1}

:: PSP Go hakkındaki düşüncelerinizi buradan paylaşın.

Need for Speed’den Beklenen Video!

EA Games tarafından geliştirilen Need for Speed serisi için yayınlanan videolar epey ilgi görüyor. Ancak son trailer’larda oyun içi görüntülerden çok, gerçek görsellere yer veren yapımcılar, kullanıcıların tepkisini çekmişti. EA sonunda fan’ların istediğini yaptı ve başından sonuna kadar oyun içi grafiklerin yer aldığı, iki dakikalık bir video yayınlandı!

#http://trailers.gametrailers.com/gt_vault/10880/t_nfsshift_roadamericat_doc.flv#

Amerika’daki parkurlar hakkında detayların gün yüzüne çıktığı trailer’da, bol bol otomobil görseli de bulunuyor. Grafikleriyle göz dolduran Need for Speed: Shift‘in çıkış tarihi olarak 15 Eylül gösterilmesine karşın, siparişler şimdiden alınmaya başladı.

{pagebreak::GamesCom 09 Videoları}

Need for Speed Shift ile ilgili GamesCom 09‘da da bir dizi video yayınlandı. İşte onlardan biri olan ve “Tampon” adı verilen NFS: Shift videosu:

#http://trailers.gametrailers.com/gt_vault/10880/t_nfsshift_gc09_bumper.flv#

{pagebreak::GamesCom 09 Videoları – 2}

GamesCom 09’da yayınlanan bir diğer trailer da, meşhur yarış pisti Laguna Seca‘nınkiydi. İşte NFS: Shift, Laguna Seca videosu:

#http://trailers.gametrailers.com/gt_vault/10880/t_nfsshift_lagunaseca.flv#

:: NFS: Shift’i alıp oynamayı düşünüyor musunuz?

Twitter’ın Zıttı Geldi!

Twitter‘ın başarısı şüphesiz ki, yazılarınıza 140 karakter limiti koyması ve birer ileti halinde yayınlayabilmenizi sağlamasıdır. Kısa kısa cümlelerle yazılan Tweet‘ler, son ayların en popüler teknolojik gelişmelerinin başında geliyor. Bir kısım kullanıcılar ise Twitter’ı fikir olarak orjinal bulmasına karşın, maksimum 140 karakterlik sınırı yetersiz buluyor. İşte bu kullanıcılar için yeni bir alternatif var artık!


Twitter’a içinizi dökemiyorsanız Woofer’a dökebilirsiniz.

Woofer, Mikro blog olarak anılan Twitter’ın aksine Makro Blog olma özelliğini taşıyor. Woofer’da maksimum karakter diye bir şey yok. Onun yerine minimum karakter var! Woofer’a yazdığınız yazılar en az 1400 karakter olmalı! Aksi takdirde site yazılarınızı yayınlamıyor. Woofer’ın logosu da, Twitter kuşunu kovalayan bir köpek. Ayrıca Twitter’daki help bağlantısı yerine Woofer’da “Is this Twitter?” bağlantısı bulunuyor ve tıkladığınız anda açılan sayfada kocaman bir “NO.” yazıyor.


Woofer’ın Twitter’dan farkını anlatan bir sayfa.

:: Woofer’ı başarılı buldunuz mu?

Megan Fox ile Oyun Oynamak İster misiniz?

Transformers filmlerinin güzel yıldızı Megan Fox’un hırslı bir oyuncu olduğunu biliyor muydunuz? Geçtiğimiz günlerde duyurusunu yaptığımız Transformers: Revenge of the Fallen’ın DLC paketinin tanıtımı için Xbox360’ının başına geçecek olan Megan Fox, online ortamda kullanıcılarla bir araya gelecek.


Megan Fox, Transformers filmlerinde Mikaela Banes rolündeydi

29 Ağustos gecesi, Türkiye saati ile tam 00:00’da başlayacak olan etkinliğe herkes davetli. Yapmanız gereken, alarmı olan ne kadar cihazınız varsa hepsini kurmak! Aksi halde Megan Fox ile karşılıklı oynama şansını kaçırmanız olası. Takdir edersiniz ki, böyle bir fırsat her zaman ele geçmez. Şimdiden tüm Xbox360 kullanıcılarına, Megan Fox karşısında başarılar diliyoruz.

{pagebreak::2}


Güzel yıldız, 18 Eylül’de Jennifer’s Body filmiyle sevenlerinin karşısına çıkacak.

Şimdilerde Jennifer’s Body, Jonah Hex ve Fathom filmlerinin çekimlerini sürdüren Megan Fox’un büyük çıkışı, Transformers (2007) ve Transformers: Revenge of the Fallen (2009) ile oldu. 1986 doğumlu olan yıldız, geçmiş kariyerinde genellikle dizilerde boy gösterdi.

:: O gece Megan Fox’un karşısına çıkacak mısınız?

Microsoft Özür Diledi!

Geçtiğimiz günlerde yaşanan photoshop skandalı, dünya çapında konuşulmaya devam ediyor. Microsoft‘un hazırladığı bir reklam görselinde, bir ofiste oturan üç insan görünüyor. Ortadaki ise zenci. Microsoft’un, Polonya Şubesi‘nde de kullanmak istediği bu görsel, “Polonya’da zenci mi olurmuş” denilerek montajlanmış ve siyahi insanın suratı beyaz tenli bir insanın suratıyla değiştirilmişti.

 

Olayın ardından dünyanın her yerinden tepkiler almaya başlayan Microsoft, sonunda bir açıklama yaptı ve özür diledi. Görseli de internet sitesinden kaldırdı. İşin ilginç yanı ise görselin orjinalinde bile ilginç montajlar göze çarpıyor. Örneğin Zenci adamın önündeki dizüstü bilgisayar, aslında logosu montajla yokedilmiş bir Apple MacBook. Kadının önündeki bilgisayarın monitörü ise hiçbir kabloya sahip değil.

:: Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Mininova da Kapatılacak mı?

Hollandalı yerel bir mahkeme, dünyaca ünlü torrent sitesi için, 3 ay içerisinde telif hakları alınmış eserlerin tüm içeriğini silmesi gerektiğine karar verdi. Buna göre eğer Mininova, tüm yasadışı içeriğe sahip linklerini siteden kaldırmazsa, kapatılabilir ve 7.16 Milyon Dolar ceza ödeyecek.

Barındırdığı torrentlerin %90’ının yasadışı olduğu açıklanan Mininova’nın ise bu durum karşısında ne yapacağı henüz belirsizliğini koruyor. Başta müzik ve film endüstrisinin baskılarına rağmen yasadışı içeriğe sahip torrent paylaşımına devam eden Mininova’yı zor günlerin beklediği kesin.

:: Bu karar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Dijital Ortam Uygulamaları Hızlanıyor

NVIDIA, DirectCompute ve Windows 7‘yi destekleyen bir sürücü için Windows Hardware Qualification Lab (WHQL) sertifikasını alarak GPU hesaplama devriminde lider olduğunu bir kez daha gösterdi. Geliştirilmekte olan veya zaten piyasada bulunan ve NVIDIA GPU’ların gücünden yararlanan yüzlerce uygulamayla, DirectCompute 100 milyondan fazla GeForce GPU kullanıcısının DirectCompute için optimize edilmiş uygulamalar kullanabilmesine olanak tanıyor. Böylece bekleme süreleri kısalan kullanıcılar, içerikleri oluşturmaya ve dostları ve aileleriyle paylaşmaya daha fazla vakit ayırabilecek.

 

DirectX 11 API’nin bir parçası olarak piyasaya sunulacak DirectCompute, NVIDIA’nın mevcut DirectX 10 GPU serisi tarafından destekleniyor.

 

DirectCompute, çoklu ortam içeriğine ek olarak Windows 7 oyunlar için de çok güçlü bir platform olacak. Windows 7 ve NVIDIA SLI teknolojisi dünyanın en hızlı oyun platformunu sunacak. En gözde oyunların tümünde bu platform, önceki işletim sistemlerine kıyasla %14’e varan bir performans artışı sağlayacak. Windows 7 ayrıca GPU hızlandırmalı H.264 yüksek tanımlı video oynatımını Windows Media Player’a ekleyerek, düşük CPU kullanımıyla akıcı oynatımı mümkün kılacak.

HP, Dell ve Acer gibi bunun farkına varan dünyanın en büyük PC satıcıları, Windows 7’ye geçişi kolaylaştırmak için GeForce GPU’larını seçtiler. Sundukları sistemlerin tümü tam DirectCompute desteğiyle birlikte en yeni GeForce GT220 ve G210 GPU‘lar dahil olmak üzere çeşitli NVIDIA GPU’ları içeriyor.

:: ATI mi Nvidia mı? Siz hangisini tercih edersiniz?

inFamous Oyun İnceleme

3

İlk olarak mayıs ayında Sony Experience Center’da test etme imkanı bulduğumuz demo sürümü akıllara ziyan olan inFamous, tam sürümüyle bu yaz piyasaya çıktığında da bizi şaşırtmayarak bu yıl PS3’e özel olarak çıkan aksiyon oyunları arasında belki de en iyisi olmayı başardı. Peki inFamous‘un bu kadar iyi olmasını sağlayan kilit unsurlar neler?

Yaşayan Bir Şehir


Oyun dünyasını az çok takip ediyorsanız, açık uçlu her aksiyon oyunu çıkmadan evvel yapımcıların şu vaadini duyarsınız: “yaşayan bir şehir havası vermeye çalıştık”. Genelde raflarda yer alan üründe bunu görmek pek mümkün olmaz; ancak PS3’ün donanımsal gücü ve Sucker Punch’ın özverili çalışmaları sayesinde inFamous gerçekten yaşayan bir Empire City sunuyor.

Sadece yolda yürüyen yayalar değil, çatışmalarınızdan etkilenen, izlediğiniz yöntemlere göre size destek veya köstek olan, sakatlanınca yere düşüp yardımınızı bekleyen, kırmızı ışıkta duran, terli terli su içmeyen vatandaşlarıyla inFamous’tan bir Second Life tadı almak mümkün.

{pagebreak::Kötü Olmaktan Korkmayın}

Tarafınızı Seçin

Artık birçok yapımda mevcut olan “kararlara göre şekillenen senaryo” olgusu, inFamous‘ta başka türlü tezahür ediyor. Senaryoyu etkilemeniz açıkçası pek mühim değil; aldığınız kararlar çok daha önemli etkiler doğuruyor. Zor durumdaki halkın kahramanı ya da en büyük kabusu olmak tamamen sizin elinizde.

Üstelik bu sefer kahraman olmak o kadar da geçer akçe değil. Rakiplerinizi alt edip, görevleri tamamladıkça kazandığınız tecrübe puanlarıyla yeni yetenekler alabiliyor ya da mevcut becerilerinizi güçlendirebiliyorsunuz. İyi veya kötü tarafı seçmenize göre bu yetenekler değişiklik gösteriyor.

Açıkçası oyunu 15 saat kadar iyi olmaya kasarak oynadıktan sonra, kötü tarafın sahip olabileceği yetenekleri görünce o yöne meyil etmeye karar verdim. Zira iyi olmanın bir bedeli var; düşmanlarınıza şebeke gerilimi verirken, etrafınızdaki sivillere dikkat etmeniz gerekiyor. Zarar verdiğiniz her sivil, karanlık tarafa bir adım daha yaklaşmanıza neden oluyor.

Öte yandan, karanlık tarafın sahip olduğu beceriler çok daha kullanışlı ve eğlenceli. Belki de karanlık tarafın en üst seviyesine inFamous ismi verilmesinin sırrı da burada gizlidir.

{pagebreak::Şehir Sizin}

Empire City Benden Sorulur!

Bilinmeyen bir sebeple patlayan bir bomba, harap hale gelen ve karantinaya alınan bir şehir ve bu karantinayı fırsat bilip, sokaklara dehşet saçan çeteler. inFamous’ta izlemeniz gereken ana görev örgüsünün yanı sıra yan görevler de büyük önem arzediyor. Toplam üç büyük haritaya ayrılan şehirde, bu yan görevleri yaptıkça ilgili bölgelerden kötü adamları temizlemeniz ve oralarda halkın refah seviyesini artırmanız mümkün.

Deneyim puanları, uydu iletişimi ve karakterin iyi veya kötü şöhrete kavuşmasını hızlandırmak için de bu yan görevler hayati öneme sahip. Şehri gezmeden, sadece hikayede ilerlemek için gerekli olan görevleri yerine getirip, haritadan haritaya atlarsanız, inFamous’un bütün büyüsünden mahrum kalacağınızı hatırlatalım.

Şehrin dört bir yanına dağılmış olan, belirli sayıda topladığınızda elektrik kullanım miktarınızı artıran parçalar ve hikayenin arka planını çözmenizi sağlayan uydu mesajları da cabası.

{pagebreak::PS3’te Aradığınız Macera}

Biraz Heroes, Biraz Star Wars

Heroes dizisinin, Star Wars: Force Unleashed mekanikleri üzerine oturtulmuş, açık dünyalı bir oyunu yapılsa, muhtemelen inFamous olurdu. Özellikle ana karakterimizin “Yüz Numaralı Adam” tadındaki “içimizden biri” profili, yanından ayırmadığı kurye çantası, hiçbir albenisi olmayan kıyafetleri, Cole MacGrath‘i çok kolay benimsemenizi sağlıyor. Hayli başarılı olan müzik ve seslendirmeler ile karakter modellemeleri de, atmosferi tamamlayıcı unsurları oluşturuyor.

Doyasıya oynamanızı sağlayacak kadar uzun oynanış süresi, yüksek yeniden oynanabilirliği, sürprizlerle dolu senaryosu ve bol bol elektron hareketiyle inFamous, her PlayStation 3 sahibinin mutlaka denemesi gereken bir yapım olarak sınıfı geçiyor.

:: inFamous’u oynadınız mı?

Bilgi İçin : inFamous

Windows 7’de Olup, Vista’da Olmayanlar

Microsoft, Windows 3.1’den sonra Windows Vista’ya kadar çok büyük atılımlar yaptı. İşletim sistemi mantığını değiştirdi, kullanıcıya yüzlerce kolaylık sağladı, ve daha birçok güzel gelişmeye imza attı. Tüm bunlar yaşanırken, Vista birçok kesim tarafından haklı bir şekilde eleştirildi. Bazıları olayı abartıp Vista’yı yüzyılın fiyaskosu olarak adlandırmayı bile denedi. Fakat Microsoft, Windows 7 ile birlikte çıtayı biraz daha yükseltti ve kullanıcılarının gönlünü almayı başardı.

Uzun süre Vista kullandıktan sonra Windows 7 kullanmaya başladığınızda, aradaki farkları seri bir şekilde fark edebiliyorsunuz. Windows 7 birçok anlamda Vista’dan daha iyi bir işletim sistemi. Kimsenin buna karşı çıkabileceğini sanmıyoruz. Microsoft, Windows 7 ile birlikte sadece stabil bir işletim sistemi değil, aynı zamanda son derece yetenekli de bir işletim sistemi hazırlamayı başarmış.

Biz de sizlere, Windows 7’de olup da Vista’da olmayan 10 özelliği yazıyoruz. Bu 10 özellik, Windows 7’yi Vista’dan ayıran özellikler diyebiliriz.

{pagebreak::Salla Kurtul Ve Jumplist}

Salla Kurtul

Aynı anda onlarca dökümanın ve pencerenin açık olduğu zamanlarda, tek bir doküman hariç diğerlerini simge durumuna küçültmeyi denediniz mi? Vista’da bu mümkün değilken Windows 7’de mümkün. Dilediğiniz dökümanı en üst tarafından fare ile tutup salladığınızda diğer dökümanlardan kurtulmuş olacaksınız.

 

Jumplist

Bu özellik sayesinde uygulama aracılığıyla, son kullandığınız dökümanlara ve belgelere kolayca geçiş yapabiliyorsunuz. Uygulama açık olmasa bile farenin sağ tuşuyla uygulama ikonuna tıkladığınızda geçiş yapabilirsiniz. Ayrıca medya oynatıcınız açık olmasa da favori çalma listenizi jumplist aracılığıyla çalabiliyorsunuz. Jumplist başlat menüsüne de entegre edilmiş durumda.

 

{pagebreak::Geliştirilmiş Ön İzleme Ve XP Mode}

Geliştirilmiş Ön İzleme

Vista‘daki yeniliklerden biri de, görev çubuğunda simge durumuna küçültülmüş dökümanların/uygulamaların üzerine fare ile geldiğimizde küçük birer pencere aracılığıyla ön izleme yapabiliyorduk. Windows 7 bunu bir adım daha ileriye taşımış ve artık ön izleme yaparken dökümanları/uygulamaları kapayabiliyor, tam ekran moduna geçebiliyoruz. Windows + T‘ye birlikte bastığımızda ön izlemeler arasında geçiş yapabiliyoruz.

XP MODE

Windows 7’deki XP Mode sayesinde Vista’da yaşadığınız sıkıntıları yaşamayacaksınız. Vista kullanırken, yalnızca XP ile uyumlu olan yazılımları çalıştırmak istediğimizde uyumluluk sorunuyla karşılaşıyorduk. Dolayısıyla kullanıcıların çoğunluğu, XP-Vista arasında gidip geliyordu. Windows 7’deki XP Mode sayesinde ise bu sorun ortadan kalkıyor. XP Mode’u Microsoft’un sitesinden ücretsiz olarak indirebilirsiniz. Böylece Windows 7 ortamında yalnızca XP ile uyumlu uygulamalardan mahrum kalmamış olabilirsiniz.

{pagebreak::Çift Monitör Kolaylığı Ve Aygıt Bölümü}

Çift Monitör Kolaylığı

Kimi kullanıcılar çift monitör kullanarak çalışma alanlarını iki katına çıkartabiliyorlar. Bu, çalışmalarımıza çok büyük işlevsellik sağlayabiliyor. Windows 7‘de, yalnızca Win + P kombinasyonu sayesinde çift monitör ayarlarını aktif edebilirsiniz. Eğer özellikle iş yerindeki bilgisayarınızı projektörle birlikte kullanmanız gerekiyorsa, çeşitli yollardan çift monitör uygulamasını başlatmaktansa, Windows 7’de işlerinizi kolaylıkla halledebilirsiniz.

 

Kişiselleştirilmiş Aygıt Bölümü

Başlat menüsündeki “Aygıtlar ve Yazıcılar” butonu sayesinde, sisteminize bağlı olan aygıtların kendi bölümlerine sahip olmalarını sağlayabilirsiniz. Aygıt bölümü, desteklenen aygıtların güncellemelerini, diğer gerekli bilgilerini internet üzerinden takip edebiliyor. Böylece sisteminizdeki aygıtları tek tek yönetmektense, sizin açınızdan işler son derece kolaylaşmış oluyor. Vista’da böyle bir özellik yoktu, fakat yine de XP’ye nazaran aygıt yönetiminde kullanıcıyı zorda bıraktığını da söyleyemeyiz.

 

{pagebreak::Gereksiz Simgelerden Kurtulun}

Gereksiz Simgelerden Kurtulun

Vista, görselliği bir hayli geliştirmişti. Başlat menüsünde, görev çubuğunda, arabirimin diğer yerlerinde yaptığı yenilikler kullanıcıyı memnun etmişti. Buna rağmen görev çubuğundaki gereksiz simgelerden kurtulmamıza imkan tanımıyordu. Windows 7 ise bunu da kullanıcının insiyatifine bırakmış durumda. Görev şubuğundaki ikonlardan boş bir yere tıkladığınızda bir menü açılıyor ve o menüden dilerseniz saati, dilerseniz tarihi, ağ simgesini, ve diğer bütün simgeleri açıp kapayabiliyorsunuz.

 

Temiz bir arabirime sahip olmak isteyenler için büyük bir gelişme olarak adlandırılabilir.

{pagebreak::Sorun Kaydedici}

Sorun Kaydedici

Sanıyoruz ki en işlevsel yeniliklerin başında geliyor bu sorun kaydedici. Doğal olarak Vista’da böyle bir özellik yoktu. Dolayısıyla bir sorunla karşılaştığımız zaman ya ekran görüntüsü almaya çalışıyorduk, ya da durumu hızlı bir şekilde birilerine anlatmaya çalışıyorduk. Windows 7 bize bu konuda büyük kolaylıklar sağlamayı hedefliyor belli ki. Zira sorun kaydedici adı verilen bu özellik sayesinde, Windows 7 kurulu işletim sisteminizde bir sorunla karşılaştığınız zaman, kaydetme tuşuna basarak sorunun ne olduğuna dair daha iyi bir tanı koyabilme şansına sahip oluyorsunuz.

 

Kayıt tuşuna bastıktan sonra, farenize her tıkladığınızda uygulama, bir adet ekran görüntüsü alıyor. Ekran görüntüleri arasına yorumlarınızı da yazabiliyorsunuz. Böylece sorunu bir başkasına gösterirken kayıt esnasında aldığınız notları başkalarıyla paylaşabiliyorsunuz.

{pagebreak::Geliştirilmiş Büyüteç Ve Ev Grubu Ağı}

Geliştirilmiş Büyüteç

Eğer gözünüz bir dereceye kadar bozuk, ya da tam olmasa da görme engeliniz varsa, ya da sadece monitördeki görüntüyü daha büyük bir şekilde görmek istiyorsanız, Vista ve XP’de de var olan büyüteci Windows 7’de de kullanabilirsiniz. Hem de daha gelişmiş bir şekilde. Windows 7, büyüteci iki şekilde kullanabilmenize olanak sağlıyor. Bunlardan biri, diğer Windows sürümlerinden aşina olduğumuz büyüteç iken, diğeri ise kare şeklinde bir büyütme sağlayarak çalışma alanını daha etkin şekilde kullanabilmenize olanak sağlıyor.

Ev Grubu Ağı

Vista’da veya önceki işletim sistemlerinde ev ağları üzerinden paylaşım klasörleri oluşturmak bir parça zahmetliydi. Windows 7’de ev grubu ağı kurulumu sayesinde tüm klasörlerinizi kolayca paylaşıma açıp kapayabilirsiniz. Diğer bir bilgisayardan ağa girip paylaşım klasörünüze erişmek istediğinizde, önceden oluşturduğunuz bir şifreyi girmeniz gerekiyor. Hatırlatmakta fayda var: yalnızca Windows 7 kurulu sistemler ev grubu ağına bağlanabiliyor.

:: Windows 7’deki yenilikler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Windows 7 Pil Ömrünü Azaltıyor mu?

22 Ekim’de piyasaya çıkacak olan Windows 7′nin neler yapabileceğini herkes merak ediyor. Microsoft, Vista’dan ders alarak yaptığı hataları tekrar etmemek niyetinde. Vista’nın en çok şikayet edilen özelliklerinden biri zamanına göre çok güçlü donanıma ihtiyaç duymasıydı.

Bunun aksine Windows 7′nin netbook’larda bile çalışacağı belirtiliyor. Bu iddia ne kadar gerçek, bunu yeni işletim sistemi çıkmadan bilemeyiz ama şimdiye kadar çıkan sürümler sayesinde dizüstü bilgisayarlar ile Windows 7 arasındaki ilişkiyi ön görebilmek mümkün.

{pagebreak::En önemli özellik}

En önemli özellik

Bir dizüstü bilgisayar alırken en çok dikkat edilmesi gereken özelliklerden biri pil ömrüdür. Taşınabilir olduğu iddia edilen bir bilgisayarın hem hafif, hem de uzun pil ömrüne sahip olması şart. Pil ömrünü etkileyen birçok şey var elbet ama kullanılan işletim sisteminin de buna etki yaptığı yadsınamaz bir gerçek.

Windows 7 netbook’larda bile çalışabilecekse, pil ömrü konusunda da başarılı olmak zorunda. Microsoft da Windows 7′nin bu konuda Vista’dan %11 daha verimli olacağına söz vermişti. Peki ya XP ile karşılaştırınca Windows 7 neler yapabiliyor?

{pagebreak::XP egemenliği}

XP egemenliği

Bildiğiniz gibi günümüzde netbook’ların hemen hemen hepsinde Windows XP kullanılıyor. Sadece netbook değil, kişisel bilgisayarlarında da halen XP kullananların sayısı bir hayli fazla. Microsoft, Vista ile kandıramadığı XP kullanıcılarını bu sefer Windows 7 ile yanına çekmek istiyor, çünkü artık XP’nin döneminin kapandığına inanıyor.

Ancak Windows 7′nin şimdiye kadar kullanıma sunulan sürümleri ile yapılan testler pil ömrü konusunda yeni işletim sisteminin, XP’nin gerisinde kaldığını ortaya koyuyor.

{pagebreak::Windows 7 pillere düşman mı?}

Windows 7 pillere düşman mı?

Dünya çapında yapılan birçok testte Windows 7′nin XP’ye oranla tam bir pil canavarı olduğu ortaya çıktı. Örneğin XP ile 9 saatlik bir pil ömrü sunan Toshiba Mini NB205, Windows 7 RC ile yaklaşık 7 saat çalışabildi. Benzer şekilde Acer Aspire One da 8 saatten 6 saate düştü.

Pil ömrünün düşmesi konusunda ASUS, Acer ve MSI kullanıcı forumlarında da birçok şikayet dile getirildi. Yaklaşık %30′lara varan pil ömrü azalması gerçekten ciddi bir durum. Firmaların bir iş günü boyunca şarj etmeden çalıştırmayı planladıkları dizüstü bilgisayarların Windows 7′ye geçmemelerine neden olabilecek bu durum, final sürümünde de yaşanacak mı merak ediyoruz.

{pagebreak::Sorun nerede?}

Sorun nerede?

Pil ömrünün bu derece kötü etkilenmesinin sebebi olarak ise Windwos 7′nin sahip olduğu bazı özellikler ve donanım sürücülerinin henüz istenilen seviyeye gelmemiş olması gösteriliyor. Özellikle sürücüler pil ömrünü doğrudan etkileyebiliyorlar.

Microsoft şimdiye kadar yapılan şikayetler hakkında bir yorum yapmadı fakat sürücü geliştiriciler için daha iyi pil ömrünü sağlamak için sürücü ve donanımları nasıl optimize edeceklerini anlatan bir doküman yayınladı.

{pagebreak::Biraz sabretmeliyiz}

Biraz sabretmeliyiz

Birçok uzman Windows 7′yi sadece RC sürümüne bakarak değerlendirmenin büyük bir hata olduğu görüşünü paylaşıyor. Daha yeni işletim sisteminin sahip olduğu özellikleri tam olarak değerlendirebilecek sürücüler yapılmış değil. Unutmamak gerek ki, nasıl Windows 7 halen geliştiriliyorsa, sürücüler de halen geliştirilme aşamasında.

Daha güçlü bir işletim sisteminin başlarda bazı pil ömrü sorunları yaşatması muhtemel. Uzun süredir piyasada olan XP gibi bir işletim sistemi ile henüz final sürümü çıkmamış Windows 7′yi karşılaştırmak şu an için çok da sağlıklı değil. Bu yüzden 22 Ekim tarihini merakla bekliyoruz. Bakalım Windows 7 neler yapabilecek?

:: Windows 7’nin pil ömrüne etkisi sizce nasıl olacak?