Samsung Galaxy S serisi doğuyor
Her ne kadar ilk Samsung Galaxy S 2010 yılında karşımıza çıkmış olsa da, ilk Samsung Galaxy, 2009 yılının Nisan ayında yani iPhone 3GS öncesi karşımıza çıktı. Samsung’un ilk Android telefonu olan model, çok başarılı olmasa da, firma için önemli yatırımlardan biriydi.
Daha sonra karşımıza çıkan Samsung M900 Moment ile birlikte firma akıllı telefon dünyasına hızlı bir şekilde girmeye başladı. Bir süre sonra Samsung, en büyük rakibi Apple’ın aksine yılda bırakın tek modeli neredeyse yüze varan model akıllı telefonla karşımıza çıkacaktı. M900, Samsung S3C6410 adlı 800 MHz hızında çalışan hızlı bir işlemciye sahipti.
Samsung Galaxy için Qualcomm tercih eden firma, kısa sürede kendi işlemcisiyle mobil piyasaya giriş yaptı. Mobil işlemci piyasası da çok yakında hareketlenmeye başlayacak ve yeni ve güçlü oyuncular çok büyük bir rekabetin fitilini ateşleyecekti.
Yıllar 2010’u gösterdiğinde ise bugün Android akıllı telefon modelleri arasında her dönem zirveye oynayan Galaxy S serisinin ilk üyesi karşımıza çıktı.
Galaxy S ve Nexus One ile Android dünyası güçleniyor
Apple 3 modelle akıllı telefon pazarını elinde tutmaya devam ederken, Android dünyası içinden ilk ciddi rakibi 2010 yılının Haziran ayında karşımıza çıktı. Yeni iPhone 4 öncesi tanıtılan model, diğer Android akıllı telefon modelleri arasından kolayca sıyrılacak özelliklere sahipti.
Öncelikle tasarımsal anlamda bugün bile devam eden dikdörtgen ve hafif yuvarlatılmış köşeli gövde yapısı ile karşımıza çıkıyordu. Uzun yıllar S serisinin temel özelliği haline gelen dikdörtgen bir fiziksel tuş tam telefonun ortasında yer alıyordu.
Bugün bize kalın gelen çerçeve yapısı ise o dönem için oldukça ince ve etkileyici görünüyordu. Fiziksel tuşun yanında yer alan geri dönme ve menü tuşu da Android’in ilk çıkış dönemleri için kullanışlı bir kullanıcı deneyimi sunuyordu.
Samsung tarafından uzun süredir kullanılan Super AMOLED panel bu modelde karşımıza çıktı. Samsung özellikle diğer Android akıllı telefonlara göre daha parlak bir ekran ve daha temiz bir dokunmatik hisle kullanıcıyı kendisine çekti.
Telefonun en önemli özelliği ise iPhone’un aksine çıkarılabilir bir pille karşımıza çıkmasıydı. Android akıllı telefonlar arasında bu yapı uzun süre korundu. Hatta Samsung neredeyse çıkarılabilir pilden vazgeçen son firmalardan biri oldu.
Bu telefonda ilk defa 1 GHz hıza ulaşan Hummingbird isimli ARM Cortex-A8 işlemci kullanıldı. Bu işlemci Exynos işlemci ailesinin de ilk üyesiydi. Samsung bugün mobil işlemci anlamında eleştirilere uğrasa da, uzun bir süre Apple bile işlemci tedariği için Samsung ile çalıştı.
Samsung, Android 2.1 Eclair ile gelen bu modelle, akıllı telefon dünyasında bir anda önemli bir oyuncu haline geldi. Artık akıllı telefon dizaynı anlamında iPhone karşısında yer alan önemli bir rakip vardı.
Ancak Android dünyası için Samsung tek alternatif değildi. Bir taraftan da Tayvanlı HTC, ön ayak olduğu akıllı telefon sektöründe söz sahibi olmanın peşindeydi. Aynı zamanda Windows Mobile telefonlar üretmeye devam eden firma, Google ile birlikte geliştirilen Nexus One ortaklığıyla karşımıza çıktı.
Akıllı telefon sektöründe kendi telefonuyla çıkan Google, stok Android ile kullanıcılara daha hızlı çalışan bir yazılım deneyimi sunmak istiyordu.
Nexus telefonlar için Samsung, HTC, Motorola gibi firmalarla özel işbirliğine giden Google, donanımsal anlamda da sürece dahil oluyor ve yazılım, donanım eşleşmesi konusunda Android dünyasının sıkıntısını gidermeye çalışıyordu.
iOS karşısında güçlü kişiselleştirme özellikleri bulunan ve kullanıcının kişisel kullanımına önem veren Android, stabillik sorununu da Nexus telefon modelleri ile çözmeye çalışıyordu. Ayrıca Nexus telefonlar Android sürümlerini ilk alan telefon modelleriydi.
HTC Nexus One, HTC tasarım çizgilerini taşıyan bir modeldi. Uzun yıllar Android dünyasında söz sahibi olan marka, materyal olarak sağlam telefonlar üretiyordu. Nexus One, HTC telefonlarda rastladığımız fiziksel tuşları dokunmatik tuş haline getirdi.
Her ne kadar bu tuşlar henüz yazılımsal hale gelmemiş olsa da, fiziksel anlamda basarak değil, dokunarak çalışıyor ve akran altında yer alan siyah bir alana yerleştiriliyordu.
Nexus modeller zaten tasarım anlamında uzun süre Android sektörüne şekil veren bir yapıdaydı. Nexus One Snapdragon S1 işlemcisini kullanıyordu. Qualcomm ilk defa işlemcilerine bir kod ad takmıştı.
Bunun sebebi ise Nvidia ve hesap makinesi işlemcilerinden tanıdığımız bugün de teknoloji dünyası için öenmli partnerlerden biri olan, Texas Instruments firmasının mobil işlemci sektörüne girmesiydi. Snapdragon isimlendirilmesiyle pazarda ne kadar ciddi olduğunu göstermek istiyordu. Sanpdragon’un ilk döneminde en büyük rakibi ise Nvidia Tegra serisi oldu.
Nexus One, birçok Android telefon modeline göre çok daha hızlı çalışan bir yapıdaydı. Ancak Nexus modelleri çok tutulmalarına karşın sınırlı bir bölgede satılıyordu. Çok tutulmalarının asıl sebebi ise, kutularında kulaklıkla gelmeyen bu modeller, ilk dönemlerde piyasaya çok uygun fiyatlarda sunulmuştu.
Yine bu modelleri üreten firmaların da, Android dünyasında ivme kazanmış olduğu da unutulmamalı. Google’ın bu ortaklığı firmaların Android arayüzü tasarımlarını da yazılıma daha uyumlu olma konusunda teşvik ettirdi.
Bir zamanlar Android telefonların yavaş çalışan kullanıcı arayüzlerinin bugün neredeyse stok Android kadar hızlı çalışmasını bu tecrübelere borçluyuz.
s2 reklamında soldaki çekik gözlüye bayıldım keşke benim olsa 🙂
Apple 3gs ne telefondu be, çok farklı hissediyordum o telefonla. Şimdi 8 Plus var ama yine de böyle hissedemiyorum.
Eski güzel günler